Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: VUSLAT

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
VUSLAT
OP: 04 Eylül 2017, 15:47:49
Kri-Kri de ben de bu yıl zor bir dönem geçirdik. Nihayet Nisan ayından beri tamamlanmasını beklediğim işler  yine gecikmelerle ve eksiklerle 26 Ağustos cumartesi öğleden sonra sona erdi. Amacımız o gün sabaha karşı avara olmaktı ama yine olmadı, öğleden sonra 4 gibi ben çıkmak istesem de eşim aceleye getirmeyelim bu akşam tekneyi hazırlayalım, yarın sabah çıkarız deyince 27 Ağustos pazar sabah 6:30'da Mersin Marina'dan avara olduk..

Seyir planımızda birkaç gün Taşucu'na yakın koylarda kaldıktan sonra Kıbrıs'a geçmek vardı ama daha sonra ben bu fikirden vazgeçerek daha yavaş ve dinlenceli bir program yapmak istedim.

Temel hatlarıyla genel coğrafya ve kaldığmız yerleri aşağıdaki haritada paylaşmak istiyorum:


27 Ağustos Pazar - 1. Gün: Uzun Seyir

Rotamızı Taşucu - İncekum Burnu'na çevirerek Güneybatı istikametinde ortalama 5,5 knot süratle yola koyulduk. İlk gün durmaksızın yaptığımız 9,5 saatlik seyirde öğleye kadar rüzgarsız bir havada son 2 saati hariç sadece motorla seyrettik.. Önceki günden kalan rüzgarın dalgaları istikametimiz gereği hafif bordadan alarak çok hırpalamasa da sallana sallana yolumuz devam etti..
Seyrimiz boyunca ilk meselemiz kedimiz Mia'nın seyre ve teknede yaşama nasıl bir tepki vereceği idi.. verdiğimiz sakinleştirici daha önce kısa süreleri seyirlerde tecrübe ettiğimiz aşırı heyecanını engelledi ve yol boyunca daha sakin kalmasını sağladı.

Mersin Dümen Suyumuzda..


Öğleden itibaren Batı yönlü kafadan esen sert rüzgar bizi Kum Burnu geçişinde yakaladı, kafasının dikine her şeyi yapan ama orsa gitmeyen Kri-Kri için yelkenleri fora etmek için burnu dönerek, Kuzeybatıya yönelmeyi bekledik.

Burnu döner dönmez hemen cenovamızı açarak 1,5 metre dalgada iskele apazdan gelen rüzgarla 5 knot süratle Boğsak koyuna doğru yol aldık.



Koya varır varmaz 3 metrede çapamızı bırakarak altımızda yaklaşık 1 metre derinlik bırakarak önce kıçtan koltuk halatı aldık ancak iki defa halat geçirdiğimiz taştan boşanınca günün yorgunluğuyla vazgeçerek alargada kalmaya karar verdik. Gece benzer bir riski göze alamam...

Koyda alargada 3-4 tekne daha var, Mersin Marina'da aşina olduğumuz bir tekne kaptanı yanımıza gelerek bir ihtiyacımız olup olmadığı sordu.. İnsan mutlu oluyor...
 
Kri-Kri Boğsak Koyu'nda


Boğsak çok sakin bir koy, koyun batısı tüm havalara kapalı, güvenli bir koy. 10 metreden 3 metreye kadar tüm derinliklerde kum zeminde güvenle çapa atılabiliyor. Gece de oldukça sessiz ve huzurlu..
İlk gün ve diğer günler kuvveti Batı rüzgarı sağolsun bizi hiç bırakmadı, normalde gece kuzeye ve sabaha karşı gündoğusu beklediğimiz havalar 1 hafta boyunca Batı rüzgarının esiri oldu...

Gün batımında birer yorgunluk içkisinin ardından yolda yakaladığımız 3 tane palamut akşam yemeğimiz oldu. Sadece bunlar bile bütün yorgunluğumu atmaya yetti..

Biz güvertede yatıyoruz. Gece yıldızları izleyerek uyumak varken, içeri kapanmak çok anlamsız. Gece tilki uykusundayım, rüzgar öyle bir bindiriyor ki bir gözüm bir kulağım açık uyuyorum...

28 Ağustos Pazartesi - 2. Gün: Boğsak Koyu

Seyre çıkarken planlarımızda Pazartesi ya da Salı günü Kıbrıs'a geçmek vardı ama bugün karar günü.. devam eden batı rüzgarı bizi karşıya yelkenle çok rahat atacaktır ama pek zorlamak istemiyorum.. Sanki kalmak daha güzel gibi, bünyeyi dinlendirmek lazım...

Akşam menüde mantarlı tavuk sote ve makarna var (buzdolabının gözünü seveyim)

Gün boyu tembellik ne güzel şey... Oblomov gibi hiçbir şey yapmadan yorulmak...

Ertesi gün Tisan'a gitmeyi planlıyoruz.

29 Ağustos Salı- 3. Gün: Tisan

Gece boyu esen rüzgar artık bizi o kadar da rahatsız etmiyor, daha huzurlu bir uyku çekmişim. Günler teknede erken başlıyor, ama dinçiz ve yorgunluk yok.
Yola çıkmadan yarıladığımız su depomuzu tamamlayalım istiyoruz. Komşu tekne ikmalini 1 saat uzaktaki Taşucu Limanı'ndan yapıyormuş. Başka çare yok diyor.
Bense daha önce birlikte birkaç dalış yaptığım Kilikya dalış merkezinin sahibini arıyorum tekneyle dalış turlarını buradan düzenliyorlar. Kendilerine ait iskeleleri ve büyük bir dalış tekneleri var. Telefonda su alıp alamayacağımı sorduğumda, iskelenin şamandıralarla çevrildiğini kendisinin de kullanamadığını Taşucu'na gitmem gerektiğini söylüyor. O kadar malzemeyi yıkamak zorunda olan yolcuları için tonlarca su bulundurması gereken bir tekne için bu durum kafama yatmıyor ya, yine de diyecek bişe yok.  Bu şartlarda Taşucu'na git gel yapmamız gerekecek ve seyrimiz en az iki saat artacak. Peki deyip biz hazırlıklara başlarken dalış teknesi kendi tonozundan ayrılarak, bize doğru gelmeye başlıyor hemen dikkat kesilip güvertede kendimi gösteriyorum. Dalış teknesi yanımızdan geçerken Kadir abi bağırıyor. "Git bizim tonoza bağlan, restorana söyle sana su versinler" Meğersem iskeleden tonoza kadar 50-60 metre uzun bir hortum ayarlamışlar kolaylıkla su işini hallediyoruz... 

Böylece işlerimiz çok kolayladı, suyumuzun üzerini tamamladıktan sonra 1,5 saat mesafedeki Tisan'a kafadan gelen kuvvetli batı rüzgarına doğru doğru, limanlık denebilecek bir denizde yol aldık. Günübirlik tur teknelerin at yarışı koşuşturduğu bir rotada 3-4 tane çingene palamutu avlayarak Tisan'a ulaştık.



Tisan'a ulaştığımızda adanın güneyinden geçerek koya girerken yarımadanın ve haritada barınak olarak gösterilen alanın güneyinde bir koy gördük ve ilk olarak yönümüzü oraya çevirdik. Koy gerçekten muhteşem, oldukça berrak bir su ve kayalık zemine sahip, tüm risklere rağmen burada kalmak istiyorum. Koy içerisinden gelen kuvvetli rüzgar ve biraz da acemilikle birkaç başarısız kıçtan yanaşma denemesinden sonra iyice strese girince vazgeçerek tekrardan kuzeydeki geniş koyda alargada duruyoruz.

Başarısız denemelerimiz bizi hayli yordu, botla karaya ben gittiğim için yanaşma esnasında tekne Özden'e emanet oluyor. bu da onu aşırı strese sokuyor ve bitap düşüyor.. Daha fazla zorlamanın manası yok...

Alargada bizimle birlikte 3 tekne daha var, alan geniş olunca mesafeyi korumaya özen gösterdim...

Gün boyu deli gibi Batı rüzgarı esti yarımadanın yükseltisiz kıstak yapan kısmı batıdan gelen rüzgarı olduğu gibi koyun içerisine alıyor, hava çok sıkı bindirdi...

Akşam bir yandan dinlenirken, bir yandan sabah yaptığımız hataları değerlendirdik.. çok kolay yanaşıp koltuk halatı alabileceğimiz harika bir koydan geri dönmek bizi üzdü... Anlaşıldı ki doğru bir yanaşma ve demirleme pozisyonu oluşturmamışım, hataları ortaya koyunca yarın tekrar deneyebileceğimize karar verdik...

Her demirlemede dalarak çapayı ve zinciri kontrol ediyorum ama yine de koyda ilk gece ve ben yine tilki uykusunda karadan aldığım kerterizlerim yerli yerinde mi diye uyanıp arada kontrol ediyorum...

30 Ağustos Çarşamba- 4. Gün: Tisan

Sabah erkenden kalkınca gözüme sahildeki gözlemeciyi kestirdim, hemen bota atlayıp aldım geldim, kahvaltılarımız zaten zengin ama arada renk katmak güzel oluyor...

Kahvaltı sonrası demir alıp dün yanaşamadığımız koya tekrar giriyoruz... Sanki dün başka bir ekip vardı bugün başka tek seferde kıyıya kadar yanaşıp kumsalın ortasında sırf biz halat bağlayalım diye duran ince uzun kayadan koltuk halatımızı alıyoruz... sonra bir de iskele baştan açmaz alıyorum... Kri-Kri kazık gibi...



Koy o kadar keyifli ki, bütün gün yüzdük, şnorkel yaptık, çok güzel kefal ve sokarlar yakaladım. Akşama yine balık keyfi var...

Yemekten sonra ertesi programı için yarımadayı dönüp Büyükeceli'ye geçmek istiyorum, korunaklı bir yer olmadığı için Özden'in tereddütleri var ama aklımda biraz yelken seyri yapmak var...

Yarıma düşen su depomuzu tekrar tamamlama şansımız olduğunu da bildiğimden Büyükeceli'ye günübirlik gidip dönme konusunda anlaşıyoruz.. hava müsait olursa kalabiliriz de..

Gece gökyüzünde yıldızlar ve denizde yoğun yakamoz eşsiz bir güzellik sunuyor, koyda bir tek biz varız, yıllardır özlemini çektiğim anlara nihayet kavuşuyorum..

Gece koyda sabaha kadar yine batıdan gelen ama bizi hiç kımıldatmayan sert rüzgarda uyuduk, aslında böylesi iyi çünkü koy Gündoğusuna açık.. Heyhat, ve Murphy devreye giriyor, günlerdir esmeyen Gündoğusu gün doğmadan bizi uyandırıyor. Halbuki raporlarda verilmemişti. Neyseki sağlamız ve Kri-Kri çapa ve açmazın yaptığı açı sayesinde yerli yerinde güvende. 15-20 dakika kontrolden sonra uykuya devam...

devamı çok yakında...

 

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: VUSLAT
#1: 04 Eylül 2017, 19:43:35
Merak ettiğim bir bölge ve güzel de anlatıyorsun Erman reis , bekliyorum devamını.  C:-)
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: VUSLAT
#2: 04 Eylül 2017, 19:51:15
Bravo Erman reis ne kadar güzelleşmiş Kri Kri.Teknelerin gerçekten sahibine göre farklı gözüktüğüne artık eminim .Aynı tekneler farklı insanların elinde çok farklı gözüküyor.

Senin tekne Hans Cristiana doğru evrim geçirmeye başlamış ellerine sağlık.

Not:Baş ıstıralyan çok gevşek hallet onu.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Eylül 2017, 19:55:20 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: VUSLAT
#3: 04 Eylül 2017, 20:42:27
Bravo Erman reis ne kadar güzelleşmiş Kri Kri.Teknelerin gerçekten sahibine göre farklı gözüktüğüne artık eminim .Aynı tekneler farklı insanların elinde çok farklı gözüküyor.

Senin tekne Hans Cristiana doğru evrim geçirmeye başlamış ellerine sağlık.

Not:Baş ıstıralyan çok gevşek hallet onu.

Güzel insanların kayıkları kendiliğinden güzel olur. Selametle Ermancım.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1631
VUSLAT
#4: 04 Eylül 2017, 22:18:27
Hasreti çok çektirmiş belli ki... vuslatı bu kadar güzel anlattırmış sana kışın çektiğin zorluklar. Çok güzel olmuş kri-kri. Çektirdiğine değmiş. Keyifli zamanlarınız olmasını dilerim. Devamını da bekliyorum Erman reis. Teknenin diğer fotoğraflarını da sonraki mesajında yayınlarsın umarım :)


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: VUSLAT
#5: 04 Eylül 2017, 23:06:29
Herkese çok teşekkür ederim, burada olduğum için ve iyi kötü paylaştığım için çok mutluyum...

Bravo Erman reis ne kadar güzelleşmiş Kri Kri.Teknelerin gerçekten sahibine göre farklı gözüktüğüne artık eminim .Aynı tekneler farklı insanların elinde çok farklı gözüküyor.

Senin tekne Hans Cristiana doğru evrim geçirmeye başlamış ellerine sağlık.

Not:Baş ıstıralyan çok gevşek hallet onu.

Burak Reisim,

Uyarınız için teşekkürler, evet farkındayım, bu hafta içi halledeceğim... Benim keçi bir tirhandilden başka ne olur bilemiyorum ama bir Hans Cristian için bumbası fazla kısa ... ;)

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: VUSLAT
#6: 04 Eylül 2017, 23:10:58
Keyfin daim olsun Erman Reis, kayık harika olmuş, maşallah diyelim.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: VUSLAT
#7: 05 Eylül 2017, 01:50:27
31 Ağustos Perşembe- 5. Gün: Tisan-Büyükeceli-Tisan

Sabahtan motor çalıştırıp büyükeceli istikametine rota tutuyoruz.. Önceki gün esen rüzgarın ölü dalgaları arasında bata çıka seyre devam... yaklaşık 8 millik yolu 1,5 saatte alıyoruz.. Büyükeceli'ye 20 dakikalık bir mesafe kalmışken rüzgar kendisini hissettirmeye başlıyor ama yelken basamadan koya giriyoruz..



Yıllarca balık tutmak için geldiğim bu bölge şimdilerde yoğun bir baskı altında. Körfez içersindeki Yeşilovacık barınağı, dağın hemen ardındaki çimento fabrikasının hizmetine sunulmuş. Tüm barınak ve çevresi toz toprak içerisinde. Büyükeceli koyunun hemen batısı ise Akkuyu; nükleer santralin kurulacağı alan... Bu bölgede en vahşi, en el değmemiş yerlerden bir tanesiydi ve orası da bu uğurda heba edildi. Umarım olmaz ama bir gün santral faaliyet geçerse deniz suyu sıcaklığı önemli oranda artacak ve oradaki deniz canlılığını kısa zamanda kaybedeceğiz...

Kri-Kri Büyükeceli'de kısa bir molada


Daha önceden edindiğimiz bilgiyle koyun içerisinde doğu tarafta yer alan restoranın yolunu tutup su verip veremeyeceklerini sordum, cevap olumlu ama çeşme çok uzakta ve hortum yetersiz. Neyse binbir uğraş sonucu uzunca bir hortum bulabildim. Tekneyi restoranın hemen önünde duran bir balıkçı kayının derme çatma iskelesine kıçtan kara bağladık. Dümen palasının hemen 40-50 cm gerisnde kocaman bir kaya var ve çarpmamız işten değil. Bir iki ince ayardan sonra tekneden emin olup tekrar atıyorum kendimi karaya. Bulduğum hortum tam da ucu ucuna depo ağzına kadar geliyor. Karada 5 restoran çalışanı dönmüş sandalyelerinde bizim canhıraş çabamızı izliyor ama bir Allah'ın kulu da dur bir yardım edeyim demiyor.Tek istediğim musluğu açmaları, o bile yok, müdürlerinden izinsiz olmazmış.. Çıldırmak işten değil.. Özden bırak, lanet olsun 3-4 günlük suyumuz var dese de inat ettim alacağım diye. Tekneyi o kadar yanaştırdıktan sonra vazgeçemem..
Neyse, güç bela suyumuzu tamamlayıp deniz kaplumbağaları arasında deniz keyfi yaptık... yorgunluğumuzu attıktan sonra Tisan'a dönüş başladı...

Koydan çıkar çıkmaz güzel bir rüzgarla 5 knot hızlara kadar ulaşıp ( o rüzgarda eminim standart bir yelkenli çok rahat 7 knotları görürdü) oldukça keyifli bir yelken seyri yaptık. Ta ki Bölükada burnuna yaklaşıncaya kadar. Burnu dönüşe geçmemizle birlikte rüzgarı pupadan almaya başladık ve hızımız iyice döştü, dalgaların artmasıyla da dövünmeye başladık. Bir süre motor + yelken uğraştıktan sonra Tisan'a girişte yelkenleri indirip koya motorla girdik...

Kedimiz Mia iyice tekne hayatına alıştı, motor çalıştığı anda başaltında bir portuça girip uykuya geçiyor, ne zaman demirliyoruz o vakit tekrar piyasaya çıkıyor. Biz denizdeyken öyle şaşkın izliyorki bizi; "ne işiniz var sizin suda der gibi"

Öğleden sonra gelen telefonla, davetimiz üzerine annemle babamın ertesi gün gelerek bize katılacağı haberini aldık. Çok mutlu oldum. Yarın tekrardan Boğsak'a dönüp onları karşılayacağız ve 2 gün birlikte vakit geçireceğiz..

Gün boyu esen Batı rüzgarı gece yine dinmedi, alargada durumumuzdan emin olduğumdan geceyi kamarada geçirdik, neredeyse deliksiz bir uyku çektim...

1 Eylül Cuma - 6. Gün: Akdeniz Foku

Sabahtan Tisan'dan ayrılıp tekrar Boğsak'a dönüşe geçtik yol boyu 4-5 tane palamut yakaladık. Misafirlerimize de balık ziyafeti sunabileceğiz..

Boğsak'a varır varmaz hummalı bir temizlik işine giriştik, dağınıklığımızı toparlayıp misafirlerimizi beklemeye koyulduk.. Özden'den izin aldım, önceki günler sorumlu bir içki tüketimim varken bugün babamla oturup uzun bir rakı muhabbetti yapacağız...

Bizimkilerin gelmesiyle teknede tam bayram havası oldu.. Küçük alanda, elde telefon olmayınca çok şey paylaştık gün boyu uzun uzun. Gün batımıyla teknenin burununda muhabbet devam ederken teknemizin dibinden oldukça kuvvetli bir nefes alma sesi geldi, çevredeki Carettalara hiç benzemeyen oldukça kuvvetli bir nefes sesi, arkamı dönmemle kocaman bir fokun dalışa geçmekte olduğunu gördüm.. Heyecanla seslenmemle bizimkiler de son anda görebildiler. Hemen teknenin etrafında dağılıp denizi gözlemeye başladık, birkaç dakika sonra bu defa biraz daha uzak bir noktada fok tekrar suyun yüzüne çıktı ve bir süre bize kendisini seyretme şansı tanıdı ama ne yazık ki fotoğraflayamadık. Çok özel bir deneyim yaşamış olduk... 

Akşam yemeği annemden hazır geldi, keyifle Tarsusi lahmacunları saymadan mideye indirdik...

Tatilin son gününü evimizde dinlenerek ve rutin yaşantımıza dönmek için daha sakin geçirmek istediğimiz için Pazar günü akşama Mersin'de olmaya karar verdik. Buna göre, Cumartesi günü Narlıkuyu veya Kızlarhamamı koyuna döneceğiz ve pazar günü de son etabı tamamlayacağız...

2 Eylül Cumartesi - 7. Gün: Kızlarhamamı

Sabah Boğsak'ta ailecek güzel bir kahvaltı ve keyifli bir deniz sefasının ardından babamı karaya bıraktım o arabayla, biz tekneyle Narlıkuyu'da buluşacağız.



saat 10:30 sularında başladığımız seyir 5 saat sürdü bu sürede 1-2 saat rüzgarı pupadan alana kadar yelken seyri de yapma şansımız oldu. Sanırım baş ıstıralya iyice gevşediği için cenovayı açmakta çok zorlandım, seyir halinde bastona geçip furlingi bir iki tur çevirince bu defa açıldı ama hem Özden'den hem de annemden azar işittim.Haklılar... Annem, sırtıyla palamut avına fena sardı, gözünü rattan ayırmıyor ama balık gelince bir türlü makineyi çeviremiyor. Her defasında çekme işini bana devretmek zorunda kaldı. Yol boyu çingene palamudu ve bir de yazılı yakalama şansımız oldu...  Akşama balık var...

Narlıkuyu ve çevresi Toroslardan gelen zengin su kaynaklarının deniz dibinden yeryüzüne çıktığı bir yer. Dipten kaynayan tatlı su, deniz suyu ile karışmadan yüzeye çıkıyor ve berrak,altı sıcak üstü soğuk sularda yüzme şansınız oluyor.. Mersin marinanın tüm motoryatları ile birkaç yelkenli koya doluşmuş. Bir yanda restoranlardan gelen sesler diğer yanda motoryatların ve birkaç özel günübirlik teknenin gürültülü müzik yayınları... Koy durulacak gibi değil. Oldukça da düzensiz demirleme yapılmış. Babamı aldıktan sonra yolun yorgunluğunu serin suda kısa bir yüzmeyle atıp hemen Kızlarhamamına döndük... Burada da aynı şekilde dipten soğuk su geliyor ve oldukça korunaklı. Hava kararınca güzelim koyda bir biz bir de aynı pontondan komşumuz başka bir yelkenli kalıyoruz. Sadece 5 dakika mesafede bir yandan curcuna bir yandan dinginlik ve huzur... Bu kadar tekne böyle bir seçenek varken ne için öyle bir tercih yapar anlamak güç. Neyse iyi ki öyle yapmışlar da biz de güzelim koyun keyfini çıkardık...



Güzel bir rakı balık keyfinin ardından, gece ayılmak için son bir deniz keyfi, paha biçilemez.. Yarın dönüş var...

3 Eylül Pazar- 8. Gün: Mersin

Sabah erken güzel bir deniz keyfinin ardından anne ve babamı Narlıkuyu'da bıraktık. Onlar arabayla biz teknemizle yolumuzu tamamlayacağız. Önceki günkü seyirde cenova beni zorlayınca Özden Mersin'e varana kadar yelkeni yasakladı. Neyseki körfez içerisinde hiç rüzgar yok ve deniz süt liman, güle oynaya ve yine balık tutarak seyrimizi ve bu 8 günlük tatilimizi tamamlamış olduk.

Özden'in ve Mia'nın tekne yaşantısına uyumu, Kri-Kri'de çok uzun süren tadilatların şimdilik işe yaramış olduğunu görmek beni bu kısa seyirde en mutlu eden noktalar oldu, tabii ki tekrardan tekneme denize kavuşmam çok güzeldi. Artık seneye kadar sadece hafta sonlarında kısa seyirler olacak.. o günler için geri saymaya başladık bile...

Sevgi ve Saygılarımla,

Erman
  • IP logged
« Son Düzenleme: 05 Eylül 2017, 02:00:30 Gönderen: Erman Yerman »
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: VUSLAT
#8: 05 Eylül 2017, 02:20:22
Eline sağlık. Keyifler daim olsun.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: VUSLAT
#9: 05 Eylül 2017, 08:17:24
Eline sağlık. Keyifler daim olsun.
Teşekkür ederim Öcal Reisim...

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: VUSLAT
#10: 05 Eylül 2017, 09:19:47
Erman kardeşim Allah içine sindirsin :)

Teknen Kri Kri çok güzel,güzel günlerde kullan. :)xx :)xx

Burak biladerimin de gözünden hiç bir şey kaçmıyor vallahi. ;)

Ben de Hans kristiyana ne kadar benziyor diye koyun gibi baktım ama gerçek denizci bakışı başka ;D
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: VUSLAT
#11: 05 Eylül 2017, 11:20:19
Erman, ne güzel yazmışsın.. Büyük keyif.. Şu tirhandil de yelken yapmak lazım.. Burak ta olmalı ama..

Bu arada şu sırtı ile balık yakalama işini bir detaylı yazsan ya .. Nasıl bir olta ile yakalıyorsun. Hem şu balıkların bir fotoğrafı yok mu.. Ne malum bakalım yakaladığın ? :)
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: VUSLAT
#12: 05 Eylül 2017, 11:33:16
31 Ağustos Perşembe- 5. Gün: Tisan-Büyükeceli-Tisan

hemen Kızlarhamamına döndük... Burada da aynı şekilde dipten soğuk su geliyor ve oldukça korunaklı. Hava kararınca güzelim koyda bir biz bir de aynı pontondan komşumuz başka bir yelkenli kalıyoruz. Sadece 5 dakika mesafede bir yandan curcuna bir yandan dinginlik ve huzur... Bu kadar tekne böyle bir seçenek varken ne için öyle bir tercih yapar anlamak güç. Neyse iyi ki öyle yapmışlar da biz de güzelim koyun keyfini çıkardık...



Erman

Ancak, Kızlarhamamı, Doğu rüzgarına açıktır ben bilirsem. Doğu da esti mi, fena eser...
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: VUSLAT
#13: 05 Eylül 2017, 11:44:29


Erman, ne güzel yazmışsın.. Büyük keyif.. Şu tirhandil de yelken yapmak lazım.. Burak ta olmalı ama..

Bu arada şu sırtı ile balık yakalama işini bir detaylı yazsan ya .. Nasıl bir olta ile yakalıyorsun. Hem şu balıkların bir fotoğrafı yok mu.. Ne malum bakalım yakaladığın ? :)

Ersin reisim,

Çok teşekkür ederim, gerçekten de sizlerle Kri-Kri'de birlikte bir yelken seyrini çok isterim.. Teknede daha geliştirebileceğimiz çok alan var ve sizlerin değerlendirmeleri çok kıymetli olacak...

Balık için kullandığım takımları ve sahteleri diğer başlıkta paylaşmayı düşünüyorum... Palamut "standart" bir av olunca fotoğraflamak pek aklıma gelmiyor. Ama bu seyirde farkettim ki özellikle forum için daha detaylı fotolar çekmem lazım...

Aşağıda bir tane paylaşayım


SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: VUSLAT
#14: 05 Eylül 2017, 11:48:16
Erman, mutlaka iki tırhandili bir araya getirmemiz lazım. Seneye çalışalım üzerine.
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

 
Yukarı git