Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Antalya Körfezi- Yaptığım hataları tartışalım.

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Öncelikle ben de Bülent gibi seyirlerimdeki en küçük hatalarımı ve çıkarılacak dersleri yazmaya çalışıyorum. Hatta impeller yüzünden denizde kalıp kayığı botla çekmişliğimi bile yazdıydım bir zamanlar. Kaldı ki denizde başa gelebilecek en küçük sorun bence. Bunları yazmak bize bir şey kaybettirmediği gibi sessizce takip eden bir sürü insana da başucu notu oluyor. Asıl önemli olan nokta budur. Yoksa Bülent Reis in neredeyse buradaki bir çok kişiden fazla milleri vardır. Hemde kaç uçak bileti alır. :) Suat , Eyüp, Zafer Abileri ve diğer bir sürü dostun deneyimlerini yazmalarına da gerek yok o zaman. Profesyonel ehliyetlere sahip ve denizde profesyonel (eğer bu işi para için yapana profesyonel diyorsak) olarak, başka kulvarda da olsa hemde 11 sezon bulunmuş biri olarak ben niye buradayım ki? Ama yazıyorum utanmak sıkılmak yok, çünkü her yeni gün yeni bir şeylerle karşılaşıyorum, hatta geçtiğimiz hafta İnebolu-İstanbul seyrimde Şile'de tatbikatın ve top atışının içine nasıl girdiğimi de yazıcam, bu bana da ders olur hemde.  :)

Anladığım kadarıyla Ahmet Çelenoğlu Reis bu başlıktaki yorumunu ticari bir hamle olarak yapmamış, son iletisinden öyle anlıyorum. Zaten kendisini camia tanıyor, birbirini tanıyan üç yüz kişinin olduğu bu forumdan müşteri çıkmayacağını kendisi de zaten çok iyi tahmin ediyordur. Ama tabi Bülent Reis' e profesyonele yaptır demeye getirmek uygun olmamış. Bülent Reisin öyle bir derdi olsa zaten kısıtlı zamanında hiç uğraşmaz , çevresi bu işi yapabilen tanıdıklarıyla dolu zaten . Aman efendim neyse  konuyu fazla dağıtmayayım, işi bölgeyi bilenlere bırakalım dinleyelim önerileri, belki bir gün bizde körfez geçişi meçişi yaparız, işimize yarar bu bilgiler.
Selametle Efendim.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2553

4. Ana yelken cenova kombinasyonuna daha çok çalışmam gerekirmiş. Rüzgârdaki davranışlarını bilmem yetmezmiş. Kaba denizler için de muhakememi zorlamam gerekirmiş.


Bülent reisim bu ana yelken cenova kombinasyonu tekneye göre de değişiyor. Benim tekne de sadece cenova açarsan tekne bırak apaz ı , orsa da bile rüzgar altına aşırı dönme reaksiyonu gösteriyor ve sert havada motorla bile yenemeyip broşa düşebiliyorsun.
Ana yelken le her türlü komutu dinliyor ,küçültülmüş  cenova veya mecburen uyguladığım trinket - ana yelken kombinasyonunda ideal oluyor.
Sanırım bizim kızların huyunu deneyerek bulmak en güzeli. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 232
Bülent Reis, herşey bir yana sanırım 70 mile yakın bir geçiştir bu ve kolay değildir. Ortalarda kıyıya 20 mil kadar uzak kalıyorsun ve güneyli havalara tamamen açık bir deniz. Selametle geçmişsin. Bravo diyelim.


BALIM SY
  • IP logged
BALIM SY

  • *
  • İleti: 989
Bülent Reis geçmiş olsun..

Benim gibi acemilerde bu tür başlıları okuyup,kendime dersler çıkartıp,notlarımı alıyorum:)
  • IP logged
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”

  • *
  • İleti: 271
Bülent reis geçmiş olsun,
Paylaşımlarınızdan ve yapılan kıymetli yorumlardan edindiğim bilgiler içinde tüm reislere teşekkür ederim. Sessizce okuyup öğrenmeye devam, selametle...
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 830
Bülentcim, Reislerin ortak kanaati-ki ben de aynı düşünüyorum- seyrini selametle tamamlamışsın, daha ne olsun...

Ana yelken açık değilse orsaya giremezsin. Sadece cenova ile girebileceğin atak açısı, ana yelkenin açık olduğu durumlara göre daha büyüktür.
Sadece cenova açık olarak seyirlere şahsen sıcak bakmıyorum. Bence bazı riskler de içeriyor, teknenin başı fazla gömülüyor ve nispeten düz bir rotada gidilemiyor.
İğnecik seyirlerinde dümen tutmada yorgunluk varsa, dikkatler dağıldıysa salt cenova seyri olabilir elbette.. Böylece anayelkeni yıpratmamış da oluruz.
Senin ve diğer Reislerin de mutabakat edecekleri bir konu pupa seyrin diğer tüm seyirlere göre daha zorlu olduğudur. Hele açık denizde dalgalarında kıçtan büyüyerek geldiği fırtına veya fırtınamsı durumlarda bu iş daha da zorlaşır ve tehlikeli hal alabilir.
Zaten otopilotta bu kadar aykırı gelen dalgaların içinde pupa seyirlerde çalışmaz..
Uzun iğnecik seyirlerde ayı bacağı seyri yapmanın biraz fantezi olduğunu söylemek isterim.

Diyeceğim odur ki ana yelken candır.. :)

Senin seyir iğnecik seyri, pupa seyri değildi sanırım.
Bu nedenle apaz veya dar apaz seyri hatta orsa seyir yapıyorsan ana yelkeni açmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553


Diyeceğim odur ki ana yelken candır.. :)


Gerçekten can Eyüp hocam. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Bülent reisim, size daha önce de söylediğim gibi o seyirde olmak için neler vermezdim...
Paylaşımınızla sayenizde ve diğer reislerin yorumlarıyla hem körfezle ilgili hem de seyirle ilgili bir sürü bilgi edindim...
Yine geçin, yine dayak yeyin, bir dahakine eminim keyfi ve tecrübesi farklı olacaktır. Ben olsam öyle yaparım...
 
 

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254

Bülent reis, doğru yaptıklarınızı da sepete koymak daha doğru olabilir diye düşünüyorum. Alanya'ya dönme kararı aldığınız gece zelloda reisler gidebileceğiniz şeklinde destek verse de rüzgarı yakalayınca kararınızı vermiştiniz. Bu başlıkta yazılanlarla beraber düşününce riski değil ama konforsuz seyri göze aldığınız izlenimi uyandı bende şahsen.




Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Oğzuhan Reis,
4 yaz önce Simi'de Eyüp ağabeylerle oturup uzun sohbetler etmiştik. O zamn şimdikinden de çaylağım. Geniş apaz seyrinde bir türlü istediğim gibi trim yapamadığımı, rüzgarı alamadığımı anlatmış, neyi eksik yaptığım konusunda fikirlerini sormuştum. Eyüp ağabeyin, benim de tanışmaktan çok mutlu olduğum ve eğer yanlış bilmiyorsam Usta eğitmeni olan bir arkadaşı bana sade sade anlatmıştı. Arada, ikisi birlikte, denizde zorunlu olmadıkça riskler almamak gerektiğini, muhakkak olası riskleri bertaraf etmek gerektiğini olabildiği kadar sade bir dille ve kendilerinden örnekler vererek belletmişlerdi. O gün bugün, risk almamaya çalışıyorum. Bana verdikleri öğütleri hiç unutmadım. Masal için camadan'ı 18 olarak belirlemişlerdi. Daha 19 olmadı. Hem riskim azalıyor, hem seyir konforum artıyor.

Çok sonra Ahmet Kabaalioğlu Reis'le benim geri dönme kararımı söyleşirken, o uzun yıllara dayalı tecrübesiyle, "deniz kendinden korkmayanı sevmez" gibi bir laf ettiydi.

Bunlar benim kafamda hep perçinli durur. Kendi payıma, bana söylenenleri dinledikçe başıma daha az sorun geldiğini deneyimlediğimi söylemeliyim.

Uzun olacak ama anlatayım;
Usta bir denizciyle sohbet ederken, "bir bahar ayında denizde olduğunu, kıblekertelodos yönünde denizden göğe bir karaltıyı gördüklerini aradan 5 dakika geçmeden bir boranın yıldırım gibi üstlerine düştüğünü, kendilerini suya yapıştırdığını, kısa süre sonra havanın geçtiğini, bora denen şeyin bu bölgede böyle ve bu yönden geldiğini, karaltıyı geç görmeleri nedeniyle böyle bir hava yediklerini, denizdeysen sık sık havaya bakmak gerektiğini anlattıydı.

2 yıl sonra Kumkuyu'dan  yola çıktık. Boğsak'a gidiyoruz. Hava mutedil, yelkenlerimiz hepimizin açık. Takriben yarım mil yarı çapta 7 tekneyiz. Bana hikayeyi anlatan ağabey hayli önde yalnız. Kızımla beraberiz, Esay içerde uyuyor. Karaltıyı gördüm, Yersucum hadi yelkenleri küçültelim dedim. Yelkeni küçülttük, Telsizden diğer teknelere anons yaptım. O abi de aynı anonsu yaptı filoya. Kimse dinlemedi ya da birazdan yaparız dediler. 10 dakika sonra 4 teknenin suya yapıştığını, yön değiştirdiğini gördüm. Bir kaç dakika içinde de göz gözü görmez oldu. Biz Yersu ile eğleniyorduk, Yersu en sonunda yağmur da gördüm kayıkta diye sevinç içindeydi. Hava geldi geçti. Esay uyanmadı bile.

4 tekne geri döndü. Bu kez onlara geri dönerseniz, havanın içine yine girersiniz dedim. Yine dinlemediler, yol boyu ıslanmışlar. Biz 3 tekne selametle pırıl pırıl bir havada Boğsak'ta keyif yaptık.

Eğer o anıyı masal gibi dinleseydim, muhtemelen ben de yere yapışacaktım.

Demem o ki, burada bir şeyleri paylaşırken, mesela Oğuzhan'ın bir tecrübesini ben alıp cebime koyayım diye paylaşıyoruz, ben senden ondan daha iyi bilirim diye değil. Ve benim bildiğim, gündelik hayatta da burada da öğrenmenin etkin yollarından biri bu.

Selametle.

  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Bülent reis,

Öncelikle kendi adıma teşekkür ederim , ben forumlarda bu tür konuları çok dikkatlice okuyup aklımın bir yerinde kalmasını sağlarım hatta bazen çıktılarını alıp saklarım.
  • IP logged

n

nuri_kongur


Bülent reis, doğru yaptıklarınızı da sepete koymak daha doğru olabilir diye düşünüyorum. Alanya'ya dönme kararı aldığınız gece zelloda reisler gidebileceğiniz şeklinde destek verse de rüzgarı yakalayınca kararınızı vermiştiniz. Bu başlıkta yazılanlarla beraber düşününce riski değil ama konforsuz seyri göze aldığınız izlenimi uyandı bende şahsen.




Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi


Demem o ki, burada bir şeyleri paylaşırken, mesela Oğuzhan'ın bir tecrübesini ben alıp cebime koyayım diye paylaşıyoruz, ben senden ondan daha iyi bilirim diye değil. Ve benim bildiğim, gündelik hayatta da burada da öğrenmenin etkin yollarından biri bu.

Selametle.
:)xx
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1631

Bülent reis, doğru yaptıklarınızı da sepete koymak daha doğru olabilir diye düşünüyorum. Alanya'ya dönme kararı aldığınız gece zelloda reisler gidebileceğiniz şeklinde destek verse de rüzgarı yakalayınca kararınızı vermiştiniz. Bu başlıkta yazılanlarla beraber düşününce riski değil ama konforsuz seyri göze aldığınız izlenimi uyandı bende şahsen.




Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Oğzuhan Reis,
4 yaz önce Simi'de Eyüp ağabeylerle oturup uzun sohbetler etmiştik. O zamn şimdikinden de çaylağım. Geniş apaz seyrinde bir türlü istediğim gibi trim yapamadığımı, rüzgarı alamadığımı anlatmış, neyi eksik yaptığım konusunda fikirlerini sormuştum. Eyüp ağabeyin, benim de tanışmaktan çok mutlu olduğum ve eğer yanlış bilmiyorsam Usta eğitmeni olan bir arkadaşı bana sade sade anlatmıştı. Arada, ikisi birlikte, denizde zorunlu olmadıkça riskler almamak gerektiğini, muhakkak olası riskleri bertaraf etmek gerektiğini olabildiği kadar sade bir dille ve kendilerinden örnekler vererek belletmişlerdi. O gün bugün, risk almamaya çalışıyorum. Bana verdikleri öğütleri hiç unutmadım. Masal için camadan'ı 18 olarak belirlemişlerdi. Daha 19 olmadı. Hem riskim azalıyor, hem seyir konforum artıyor.

Çok sonra Ahmet Kabaalioğlu Reis'le benim geri dönme kararımı söyleşirken, o uzun yıllara dayalı tecrübesiyle, "deniz kendinden korkmayanı sevmez" gibi bir laf ettiydi.

Bunlar benim kafamda hep perçinli durur. Kendi payıma, bana söylenenleri dinledikçe başıma daha az sorun geldiğini deneyimlediğimi söylemeliyim.

Uzun olacak ama anlatayım;
Usta bir denizciyle sohbet ederken, "bir bahar ayında denizde olduğunu, kıblekertelodos yönünde denizden göğe bir karaltıyı gördüklerini aradan 5 dakika geçmeden bir boranın yıldırım gibi üstlerine düştüğünü, kendilerini suya yapıştırdığını, kısa süre sonra havanın geçtiğini, bora denen şeyin bu bölgede böyle ve bu yönden geldiğini, karaltıyı geç görmeleri nedeniyle böyle bir hava yediklerini, denizdeysen sık sık havaya bakmak gerektiğini anlattıydı.

2 yıl sonra Kumkuyu'dan  yola çıktık. Boğsak'a gidiyoruz. Hava mutedil, yelkenlerimiz hepimizin açık. Takriben yarım mil yarı çapta 7 tekneyiz. Bana hikayeyi anlatan ağabey hayli önde yalnız. Kızımla beraberiz, Esay içerde uyuyor. Karaltıyı gördüm, Yersucum hadi yelkenleri küçültelim dedim. Yelkeni küçülttük, Telsizden diğer teknelere anons yaptım. O abi de aynı anonsu yaptı filoya. Kimse dinlemedi ya da birazdan yaparız dediler. 10 dakika sonra 4 teknenin suya yapıştığını, yön değiştirdiğini gördüm. Bir kaç dakika içinde de göz gözü görmez oldu. Biz Yersu ile eğleniyorduk, Yersu en sonunda yağmur da gördüm kayıkta diye sevinç içindeydi. Hava geldi geçti. Esay uyanmadı bile.

4 tekne geri döndü. Bu kez onlara geri dönerseniz, havanın içine yine girersiniz dedim. Yine dinlemediler, yol boyu ıslanmışlar. Biz 3 tekne selametle pırıl pırıl bir havada Boğsak'ta keyif yaptık.

Eğer o anıyı masal gibi dinleseydim, muhtemelen ben de yere yapışacaktım.

Demem o ki, burada bir şeyleri paylaşırken, mesela Oğuzhan'ın bir tecrübesini ben alıp cebime koyayım diye paylaşıyoruz, ben senden ondan daha iyi bilirim diye değil. Ve benim bildiğim, gündelik hayatta da burada da öğrenmenin etkin yollarından biri bu.

Selametle.
Bülent reis,
Cevap, anlatım ve bilgi için çok teşekkür ederim. Açıkçası kafası ezbere hiç basmayan birisi olarak anlamak istediğim her mekaniğin mantığını anlayıp en ucuz tecrübe olan başkalarının tecrübelerini dinleme metodunu uzun yıllar önce uygulamaya başladım ve hala uygulamaya çabalıyorum. Sizin başlık açtığınız konu daha çok meteoroloji bilgisi üzerinden devam etti olması gerektiği gibi. Meteoroloji, hakkında bir kaç kitap karıştırmama rağmen kafamda 100% mantığını kuramadığım bir konu hala. Internette "Meteorology for Dummies" çevirisi "salaklar için meteoroloji" kelimeleriyle kitap aramaktan çekinmedim :) .

Sizden ve değerli reislerden gelen yorumları tekrar tekrar okumaya devam ediyorum. Cevaben verdiğiniz yazı içine bile cebe konulacak ya da kendi adıma irdelenmesi gereken bir çok bilgi var.

Birilerinin cebine koyabileceği bir tecrübem olduğunu düşünmesem de olduğuna inandıkça paylaşmaya hazırım.

Selametle,
  • IP logged

E

Erol Akyigit

Forumda ender bılunabiliyorum çoğunuzu tanısam da, bunun için peşinen özür dilerim, tamamen benim okuma tembelliğimden kaynaklı.
İzninizle aynı rotada, benzer koşullarda, mart ayında yaptığım bir geçişde ki taktiğimi paylaşayım ben de.
Aslında Bülentle yol boyu temasdaydık ama muhtemelen yelken açılarını hiç konuşmamışız :-P Ben bu tür durumlarda, 2 yelkeni de küçük açarak ve olası en orta hatta gererek, salınıma ve hıza katkı sağlıyorum. Teknesine göre değişir gerçeğini kabul etmekle birlikte, kullandığım değişik birçok teknede işe yaradığını gördüm. Cenovayı direğin biraz önüne kadar açıp, her 2 ıskotayı da geriyorum. Önde toru bozuk bir form oluşuyor, ama 15-20 derece rüzgar açılarına girebiliyor, hem yalpayı azaltıyor, hem hıza katkı sağlıyor. Mart da ki seyrimde, anayelken güngörmeze yakın bir yerde küçük bir yırtık vardı, ilerlememesi için Finikede diktirinceye kadar kullanmadım. Sonrasında Orhaniyeye kadar çok işime yaradı.
Aynı taktikle yıllar evvel 12hp motorlu 26feet bir tekne ile, Çanakkalede ki akıntıyı ancak sökebilmiştim kuzeye çıkarken..

ASUS_Z002 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Oğuzhancım, o kitaptan bulursan bana da bir tane lütfen.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

B

Burak Doneray

Forumda ender bılunabiliyorum çoğunuzu tanısam da, bunun için peşinen özür dilerim, tamamen benim okuma tembelliğimden kaynaklı.
İzninizle aynı rotada, benzer koşullarda, mart ayında yaptığım bir geçişde ki taktiğimi paylaşayım ben de.
Aslında Bülentle yol boyu temasdaydık ama muhtemelen yelken açılarını hiç konuşmamışız :-P Ben bu tür durumlarda, 2 yelkeni de küçük açarak ve olası en orta hatta gererek, salınıma ve hıza katkı sağlıyorum. Teknesine göre değişir gerçeğini kabul etmekle birlikte, kullandığım değişik birçok teknede işe yaradığını gördüm. Cenovayı direğin biraz önüne kadar açıp, her 2 ıskotayı da geriyorum. Önde toru bozuk bir form oluşuyor, ama 15-20 derece rüzgar açılarına girebiliyor, hem yalpayı azaltıyor, hem hıza katkı sağlıyor. Mart da ki seyrimde, anayelken güngörmeze yakın bir yerde küçük bir yırtık vardı, ilerlememesi için Finikede diktirinceye kadar kullanmadım. Sonrasında Orhaniyeye kadar çok işime yaradı.
Aynı taktikle yıllar evvel 12hp motorlu 26feet bir tekne ile, Çanakkalede ki akıntıyı ancak sökebilmiştim kuzeye çıkarken..

ASUS_Z002 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi



Camadanlı cenovanın rüzgar üstü iskotasınıda kasmak çok iyi fikirmiş bir nevi barber hauler işlevi görüyor.Teşekkürler paylaşım için.Bir eklemede ben yapayım hatırlatma maksatlı .Cenova'ya camadan vurduysanız cenova arabasını öne almamız gerektiğinide söylemek isterim.Eğer cenova'ya camadan vurmayacaksanız arabanın yeri arkaya doğru kaydırılmalı ozaman tekne dümen dinler Öcal reisin teknesinin başına geldiği gibi tekne broşa düşmez yada rüzgara aşırı dönmeye çalışmaz.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 08 Ağustos 2017, 17:19:46 Gönderen: Burak Doneray »

 
Yukarı git