Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: İnebolu-İstanbul Seyri

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#45: 15 Ağustos 2017, 00:32:39
Zonguldağı yazarken bahsettiğim fener ve çevresindeki mahalle

  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#46: 15 Ağustos 2017, 00:33:17
Cooook guzel.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#47: 15 Ağustos 2017, 01:25:57
Biraz ara vermiştik kaldığımız yerden devam.
Ereğli:
Yüzme molasından sonra, rotamız Ereğli. Artık akşam olmak üzere. E yemek hazırlığı yapmamız lazım. Yemekte domates çorbası, pilav ve salata.  Sırasıyla Ilıksu, Çavuşağzı koylarını hayal meyal seçerek ilerliyoruz. Oralarda bir yerlerde akşam oldu işte. Batıya gitmenin güzel tarafı hem güneşi kovalıyorsun hemde Medeniyete(!) doğru ilerliyorsun. Anadolu'da da şehirler hep batıya doğru büyümezmi zaten? Tekneyle Karadeniz'de çok dolaştım ama İstanbul'a kadar ilk defa gidiyorum. Çocukluğumda Perşembe günleri Ankara  ve Truva Feribotları Perşembe Akşamüzeri doğuya giderdi. Pazar gece yarısı da dönerdi. İşte biz perşembeleri Akın Reisle birlikte bu feribotların önüne çıkıp onlara düdük öttürürdük. Kıyıdan 8-10 mil açık geçiyorlar burada. İnebolu'ya uğramazlardı. Sinop'a uğrarlardı. Ona binip gitmeyi çok hayal ederdik. Ben binemedim ama Yeğenim kaptan olduktan sonra , Ankara Feribotu okul gemisi olunca onunla İnebolu'ya geldi. Olsun bende kendi kayığımla İstanbul'a gidiyorum işte. Otuz sene kadar sonra gerçekleşiyor  ne varki bunda.
Neyse efendim hava karardı artık , Ayı ayakta karşıladık, ay yeniye geçti ve akşamdan bir saat kadar ayışığı var. Kemal Abiye farkettirmeden ayağa kalkıyor ve ailecek yaptığımız bir geleneği yerine getiriyorum vede rahmetli babaannemin yaptığı ve dediği gibi yüzümü aya dönüp "Ayı gördüm Allah, Nuru Gözüme Şavkı Yüzüme İnşallah" şeklindeki duayı söylüyorum. Bunlar nedense karada aklıma pek gelmez ama denizde olunca hemencecik aklıma geliveriyor.

Artık bilmişliği bırakıp, teknolojiye çaktırmadan yaklaşıyoruz. Navionics açık, burdan sonrasını benden daha iyi bildiği kesin. Öncesinde Ereğli'deki yakıt istasyonunun 24 saat açık olduğunu Zafer Abiden öğrenmiştim. Yol boyunca bir çok dostumuz gibi bizi hiç yalnız bırakmayan Mustafa Ertör Abi Yine desteğini atıveriyor hemencecik. Ereğli Limanını biliyorum, çok yıllar önce gelmişliğim var, karadanda çok defa geldim.Ama gece zifiri karanlık olunca işler değişiyor. Yakıt istasyonunu hayal meyal hatırlıyorum ama limanı genel hatlarıyla anımsıyorum. Sonrasında Mustafa Abi on numara bir tarifte bulunuyor, herşey elimizle koymuş gibi. Navionicste Limanın ağzındaki fenerlerin dışında bir çift fener daha var. Meğer orada son dönemde oluşmuş bir batık varmış, bizim için zararsızmış ama yinede yanaşma hattı işaretlenmiş. Mustafa Abi detayını da anlattı telefonda. telefon elde navionicse baka baka yanaşıyoruz. Drift sahasında ve dışarıda demirde bekleyen gemiler var. Aralarda hızlı hareket eden acente botu gibi tekneler falan görünüyor. Şehrin ışıkları işimizi çok zorlaştırıyor. o sırada karanlığın içinde bir kırmızı ve bir yeşil fener belirdi.Açıktan üstümüze geliyor. Biz rotamızı bozmuyoruz ama tedirginde olmuyor değilim. Bir kırmızısı bir yeşili bazende ikisi bir görünüyor. Endişeleniyorum, bu arada hızlı, marine traffictede bir şey yok.Hala çatışma rotasındayız, yanaşma hattına da girmedi direkt üstümüze geliyor. En sonunda tepedeki çakarını yaktı. Bizde hız kestik belli ki sahil güvenlik. Sonrasında dibimize kadar geldi. O iki tanecik ışık koskoca bir sahil güvenlik gemisiymiş hemde en büyüklerinden. Bize ışık falan yakmadı, iyice yanaşınca tekrar açığa döndü ve hızla uzaklaştı. Bizde yolumuza devam ettik.Ardından fenerlerin arasından şehrin göbeğine, yakıt istasyonuna kadar indik. Gece karanlığında durumunun vahim olduğunu bilmediğimiz bir gırgır botuna  bordaladık. Koyu renk sandığımız o saç bot meğerse komple pasmış, zannedersiniz on sene suyun altında durmuş. Gündüz olunca farkedecektik usturmaçalarımızın pasla boyanmış olduğunu, tabi terliklerimizinde. İlk işimiz yakıtı fullemek oldu.Yedeklerimize dokunmadık, buraya kadarda yaklaşık yarım depo mazot yakmışız. Asterix in deposu 75 litredir. Kemal Abi tekneyle ilgilenirken ben dışarıya çıktım. Saat gece 11 olmasına rağmen her yer tıklım tıklım adım atacak bir yer yok. Bir damacana su aldım dönüşte birde dürümcü gördüm, birerde dürüm patlattık işlem tamamdır. Seyir hazırlığı ve kontroller, makinayı çalıştırdık hemen kaputu açtık oraya buraya bakarken impelleri bir tuttum sıcacık. Eyvah dedim Kemal Abiye hemen makina stop. Önce su geliş vanasını kapattım ve filtreyi bir söktüm ki ne göreyim koca bir poşet emmiş bizim makine . Temizledik çalıştırdık neyseki impeller pervanesine bir şey olmamış hemencecik buz gibi oldu. Ayrılmadan etrafımıza projektörle bir ışık tuttuk ki her yer poşet, çöp deryası içindeyiz, soğan çuvalı bile var. Koşar adım kaçtık oradan , çöplerin arasında slalom yaparak çıktık limandan. Limandan çıkınca tekrar bir kontrol herşey yolunda ve rota Kefken Adası. Bu Yolculuğun en uzun geçiş etabı Ereğli Kefken Etabıdır. Haritayı gözünüzün önüne getirdiğinizde düz  bir rota izlerseniz yer yer kıyıdan 12 mil uzak kalırsınız. Şimdiye kadar burun seyri yapmıştık bu ise sabaha kadar süren 54 millik bir pasaj olacak. Ve bismillah dedik çıktık yola  ilk iki saat çaydı kahveydi derken geçip gitti ve sonrasında Kemal Abi vardiyaya bendeniz istirahate.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

n

nuri_kongur

Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#48: 15 Ağustos 2017, 08:04:44
Özellikle yağmur sonrası , Kocaeli körfezinde de çok bulunuyor tehlikeli çöplerden. Bir keresinde koca bir pazarcı çuvalının üzerinden geçivermiştim. Allahtan şu ana kadar ciddi bir sıkıntı olmadı. Ama bazen şiddetli yağmur sonrası kıyıdaki derelerin suya taşıdığı kütük parçalarını görünce, onlardan birine çarpma tasası içimi sıkar.
Keyifle okuyoruz Ahmet reis kalemine kuvvet.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 989
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#49: 15 Ağustos 2017, 09:33:58
Takibe devam,Sıcak impeller bişiydaha öğrendim:)
  • IP logged
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#50: 15 Ağustos 2017, 12:52:28
Geleneksel dualar, hikayeler, böyle yazıldıkça çıkıyor ortaya.. Eline sağlık Ahmet..
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#51: 15 Ağustos 2017, 13:25:20
O geleneksel duanın ķökü ta Gılgamış destanına gider.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#52: 15 Ağustos 2017, 23:13:15
Özellikle yağmur sonrası , Kocaeli körfezinde de çok bulunuyor tehlikeli çöplerden. Bir keresinde koca bir pazarcı çuvalının üzerinden geçivermiştim. Allahtan şu ana kadar ciddi bir sıkıntı olmadı. Ama bazen şiddetli yağmur sonrası kıyıdaki derelerin suya taşıdığı kütük parçalarını görünce, onlardan birine çarpma tasası içimi sıkar.
Keyifle okuyoruz Ahmet reis kalemine kuvvet.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Teşekkürler Nuri Reis; hatırlattığınız iyi oldu.

Daha önce gezgin korsan da bu  konuya dair bir şeyler yazmıştım, kısaca özetlersek. Özellikle sel getiren büyük yağışlardan sonra  gece seyri yapmamak lazım yada akıntı ve rüzgarı hesap edip bu çel çöp yığınından uzak kalmak lazım. Bu çel çöp yığını selden hemen sonraki gün damar halinde hareket eder yani hepsi bir arada olurlar ama gece rüzgar ve akıntı değişince dağılmaya başlarlar asıl tehlike ikinci ve üçüncü günde olur. Çünkü denizin üzerindeki bu damar halindeki yığın dağılır. Bir kısmı diğerinden hızlı yada daha yavaş hareket eder. Dikkat edilmesi gereken bir konudur gerçekten.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#53: 16 Ağustos 2017, 00:01:20
Kefken;

Birazcık uyumaya çalıştım ama olmadı, baktım uyku yok yeterince yorulmamışım demekki, Kemal Abiyle değiştik bu sefer onu dinlendireyim bari diye düşündüm. Gece seyrinde biri hep dinç olmalı neticede. Hafiften dışarı rüzgarı üşütüyor insanı. Asterix in havuzluğu neredeyse kendinden on feet büyük tekneler kadar rahattır. Yönümü arakaya döndüm, sırtımı kamara duvarına yasladım, bacakları uzatıp battaniyeye de sarındım, keyfim gıcır. Işık yakmadığımız için gözüm karanlığada alışmış vaziyette arada bir kafayı serpinti körüğünün yanından uzatıp önümüze bakıyorum. Ay karanlığı olsada insan alışınca seçiyor ortalığı. Artık ereğli arkamızda belli belirsiz bir halde. Kıyıdan iyice açık düşüyoruz.Arada ışıklı olan Akçakoca, Karasu , Kocaali gibi yerleri seçiyor, ve haritadan teyit ediyorum. Bulunduğumuz rotada trafik neredeyse hiç yok. Ereğliden ayrıldığımızda arkamızdan bir gemi çıkmıştı 7 mil hızla gidiyordu. M. traficten baktım Köstence'ye gidiyormuş.Bize bayağı yakın geçti ve uzaklaşmaya başladı.Bir bir buçuk mil uzun yolda ne kadar fark ediyor. Aramız epeyce açıldı. Başka da kimse yok zaten. Bir müddet sonra sabah yıldızı göründü. Hemen ardından şafak atmaya başladı. Gökyüzü uçak dolu, yıldızların arasında bir sürüler, karınca gibiler.Beş buçukta güneş doğuyor ve Kemal Abi vardiyada. Artık Kefken adası ufukta görünmeye başladı, artık kıyıya da yakın düşmeye başladık. Yay şeklinde olan etabın dörtte üçünü geçtik neredeyse.Bendeniz gider yatmaya.
Bu arada Kemal Tesbihçi'den Bahsedeyim biraz. Aslında hemşeriyiz, kendisi de İnebolu'lu, makina mühendisi ve kendisiyle bu forum sayesinde fuarda tanıştık. Onunda ailesi denizci babasının halen Riva da hobi amaçlı balıkçı teknesi var.Kendisinin de kiraladığı tekneler ve katıldığı transferlerle ciddi bir seyir birikimi var. Gerçi o kendisi bunu kabul etmiyor, hiç bir şey bilmiyen bir acemi gibi kendisini nitelendiriyor. Ama bence aşırı mütevazılık yapıyor.Neyse vardiya kendisinde ve ben uyur. Yorulmuşum ve yaklaşık iki saat uyumuşum. Uyandığımda Kefken adasına çok az bir mesafemiz kalmış. Kontrollü bir şekilde Kuzeyinden geçip yola devam ediyoruz. Aslında bizim kayıklar anakarayla arasından da geçer ama maceraya hiç gerek yok.Şimdi Kahvaltı zamanı;
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#54: 16 Ağustos 2017, 10:01:02
Kefken;

 Kontrollü bir şekilde Kuzeyinden geçip yola devam ediyoruz. Aslında bizim kayıklar anakarayla arasından da geçer ama maceraya hiç gerek yok.Şimdi Kahvaltı zamanı;

Bu hususta bende de var bir paranoyak durum. Şimdi diyecekesiniz ki sen zaten ruhen-kökten öylesin. Bu doğru da, navionics denen şeye hiç güvenmiyorum. %99 doğru çıkıyor, ama işte o %1 yok mu, içimi titretiyor.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#55: 16 Ağustos 2017, 12:41:15
Kefken;

 Kontrollü bir şekilde Kuzeyinden geçip yola devam ediyoruz. Aslında bizim kayıklar anakarayla arasından da geçer ama maceraya hiç gerek yok.Şimdi Kahvaltı zamanı;

Bu hususta bende de var bir paranoyak durum. Şimdi diyecekesiniz ki sen zaten ruhen-kökten öylesin. Bu doğru da, navionics denen şeye hiç güvenmiyorum. %99 doğru çıkıyor, ama işte o %1 yok mu, içimi titretiyor.

Son derece haklısın Bülent reisim.
Bu navionics te özellikle sığ sulardaki derinlik bilgisi çok sıkıntılı.
5 m. den az dediği yerler 80 cm. Olabiliyor , aman dikkat ve kağıt haritadan kontrol edelim. ?0-?
  • IP logged

n

nuri_kongur

Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#56: 16 Ağustos 2017, 14:10:09
Ahmet reis , bence son derece basiretli bir karar olmuş. Kefken adası orası mı bilmem ama kefken-cebeci plajının sancağında kalan bir adacık var. Ada ile kıyı arasında topuklar yüzünden deniz yüzeyinde beyaz beyaz köpüklü dalgalar oluşuyor. Farkına varılmaz ise son derece tehlikeli zararlara yol açabilir. Adanın kuzeyinden geçmek bu açıdan basiretli bir karar olmuş. Aynı durum Çeşme ile Sakız adası arasında da dalyan burnunun hemen açığında var. Mavi sulardan pat diye diz boyu sığlığa giriliyor.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#57: 17 Ağustos 2017, 00:16:15
Ahmet reis , bence son derece basiretli bir karar olmuş. Kefken adası orası mı bilmem ama kefken-cebeci plajının sancağında kalan bir adacık var. Ada ile kıyı arasında topuklar yüzünden deniz yüzeyinde beyaz beyaz köpüklü dalgalar oluşuyor. Farkına varılmaz ise son derece tehlikeli zararlara yol açabilir. Adanın kuzeyinden geçmek bu açıdan basiretli bir karar olmuş. Aynı durum Çeşme ile Sakız adası arasında da dalyan burnunun hemen açığında var. Mavi sulardan pat diye diz boyu sığlığa giriliyor.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Nuri Reisim , Kefken adası bayağı büyük bir ada ve korunaklı bir limanı da var. Kıyı ile arası oldukça müsait ama neticede temkinli olmak lazım.

Kefken Adası şöyle bir yer



  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

n

nuri_kongur

Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#58: 17 Ağustos 2017, 00:32:11
Hımm evet, aynı yer , biz kıyıdan bakarken cebeciden liman adanın arka tarafında kalıyor. Ama kıyı ile ada arasında bayağı sığ yerler olduğunu gelen dalgaların oralarda kırılmasından çıkarıyorum. Gündüz gözü belki biraz dikkat ile geçilebilir ama gece karanlığında kesinlikle "benim" girmeyeceğim bir yer. Belki o bölgeyi iyi bilenler için sıkıntı yoktur ama transit geçenler için Allahın koruması dışında işler zor :) . Adanın fotoları için teşekkürler. artık oraya bakarken daha farklı göreceğim.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: İnebolu-İstanbul Seyri
#59: 17 Ağustos 2017, 01:08:23
Kefken -Şile

Kefken Adasını döndükten sonra Poyrazköy'e 55 dm yolumuz var. Daha sabah erken akşama Boğaza girmeyi hedefliyoruz. Kemal Abi havuzlukta vardiyada ben kahvaltı hazırlıyorum. Sabahın erken saati olduğu için rüzgar yok. Ama kaba dalga var, demekki gece açıklar esmişki ölü denizleri üzerimize karayelden çalışıyor. Oysaki sabah hava Poyraz kökenliydi hatta Güneş çok kötü doğmuştu. Demekki hava tramola oluyor, hemde saatin tersine. Bakınız sabahın güneşin doğuşuna;



Biraz kahvaltıdan bahsedeyim.Peynir, zeytin, reçeller ,bal, salatalık, domates, İnebolu Ekmeği ve patates kızartması. İnebolu dan aldığım beyaz patates vardı, nişasta oranı yüksekmiş herhalde çok güzel kızardı. Yada biz çok açtık bize öyle geldi. Sofrayı içeri kurdum, rotamız neta , zaten burun seyri yapıyoruz , Kemal Abide geldi içeri. Kahvaltıya çok sevindi meğersem o da benim gibi patates kızartmasını çok severmiş. Sağlıklı yaşamcılar öyle böyle zararlı dese de güzel oluyor be. Hele teknede. Ara ara rotamıza bakıp ene kona kahvaltı yaptık. Çaylarımızı alıp havuzluğa çıktık. Oda ne karayelden tatlı bir rüzgar indiriyor. Bizde ana yelkenimizi açtık.Hızımız bir mil farketti. Makina devrini azıcık düşürdük. Ölü denizler biraz büyüdü, rüzgarla tepeleri kırılmaya başladı ama hızımız iyi. Ana yelken açık olduğu için tekne daha stabil gidiyor. Öğlene doğru Bağırganlıyı geçtik Ağva'ya yanaştık. Artacağını düşündüğüm rüzgar azaldı, sıcaktan esemedi ama hala o aptal ölü denizler var ve devam ediyor. O sırada Kemal Abi bir patlama sesi duydu. Bende dedim ne acaba , Kemal Abi top sesine benzetti,bende kıyıya yakınız belki karadan gelmiştir diye düşündüm. Ama yinede telsizi dinlemeye başladım.epeyce bir dinledim herhangi bir anons yok. Bu sırada Ağvayı geçtik Akçakese Köyünün önlerindeyiz. Tepemizde epeydir bir uçak dolanıyor. Kırmızı bir uçak. Biz yangın uçağı sandık. Hani Şile Ormanları var ya sürekli yangın tehlikesi atlatan. Bir müddet sonra Şilenin Burnu kerteriz alınacak hale geldi bayağı yakınlaştık. Ama bu sırada karşıdan çok hızlı bir tekne geliyor. Küçük bir şey. Buralarda böyle özel bir tekne olamayacağını düşünerek Sahil güvenlik olabileceğini düşündük.Nitekim doğru düşünmüşüz.Az sonra geldi ve bize çabuk Ağva'ya dönmemizi söyledi. Saat akşam altıdan önce geçemezmişiz, tatbikat varmış, karadan denize top atışı varmış.O dolaşan uçakta denize hedef bırakıyormuş. Biz de dedik, ya kenardan geçsek biz Ağvaya giremeyiz, kıyıda da duramayız büyük dalga var. Başçavuş anlamam dönün dedi. Son bir rica ile şu gerideki koya demirlesek dedim. Neyseki olur dedi ve altıdan önce çıkmayın diyip gerisin geri tamyol uzaklaştı. Bizde hemen kıyıdaki koya baktık sonradan öğrendiğimize göre Kabakoz Kumsalı imiş. Girişi biraz kayalık , Batıda döküntüler var, batıdan doğuya uzanan bir  çıkıntısı var. Kısmen karayeli kesiyor. İskandil ede ede girdik  koyun içine. Fakat plajın önünde kıyıya bayağı uzak bir topuk var buradan itibaren dalgalar kırılıyor. Tam o topuğun sınırı dört metre ve bıraktık demirimizi. Dip çok güzel kum. Kıyıda güzel bir plaj. tıklım tıklım dolu, restaurant gibi bir şeyler var,  cankurtaran kulesi var, cankurtaran var, düdük çalıp duruyor millete. Dalgalar o kadar ara ara büyük geliyorki çalışırken insanı deniz tutar. İçeri pek girmiyoruz bu yüzden. Kemal Abi atladı kıyıya yüzdü, hem tuvalete girerim hemde bakalım ne varmış kıyıda diye.Neyse bir restauranta gitmiş, almamışlar tuvalete, o da bir şeyler yiyeyim bari demiş, ona bile müsade etmeyeceklermiş nedense, sadece aile yeriymiş tek müşteri almıyorlarmış. Ama lütfetmişler siz tekneyle geldiniz buyrun demişler. Kemal Abi de mülayim adam , hiç üstelememiş. O sırada kıyıdan gençler sesleniyorlar "dayııı gelelim mi kayığa diye" , bu gençler arasında dayı diye hitap etmekte son dönem de gelişti ya neyse . Gelin diyorum. Yüze yüze geliyorlar. Bir kız üç erkek üç tane kuzen. O köylülermiş hepsi İstanbul'da üniversite öğrencisi. Neyse sorular falan biraz dinleniyorlar, dinlenceden suya atlamalarına müsade ediyorum. Defalarca atlıyorlar. Fotoğraflarını çekip whatsapp tan kendilerine yolluyorum çok mutlu oluyorlar.Kıyıya varınca teşekkür telefonu ediyorlar.Sonrasında Kemal Abi geldi, çocuklarla o da biraz sohbet etti ve çocuklar gittiler. Bizde uyumaya çalışıyor vakit geçirmeye çalışıyoruz. Akşam altıya kadar buradayız. Beş saat yoldan kaldık işte. Akşam olsun seyrin devamına karar veririz diye düşünüyoruz. Bu arada Mustafa Abi Arıyor, bir sorun yok dimi? napıyorsunuz saatlerdir orada  diye? Bu traccar iyi bir uygulama bu seyirde hiç kopmadı, ara sıra telefondan sebep kesildiği oldu ama karadan takip edenler haber verince yeniden başlatıyorduk.

Kabakoz Köyü Kumsalı ve Koyu

  • IP logged
« Son Düzenleme: 17 Ağustos 2017, 02:01:39 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

 
Yukarı git