Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Fırtınaya yakalandığınızda tekneniz buna hazırmı ?

B

Burak Doneray

Yanlış anlaşılmak istemem.
Ayrıca sadece denizcilikte değil, pek çok konuda da gamsız demeyelim ama ( o kadarı da kendime haksızlık olur ) , rahat bir adamım.
Şimdi bu niyet ( gurubumuzda yanlış anlaşılmak istememek ) ve itiraf ( rahat adam olmak ) ışığında bir soru sormak isterim :

Elbette fırtına fırtınadır, elbette fiziki ve ölçülebilir büyüklükler oldukları için , 8 Bofor veya 4m dalga boyu dünyanın her yerinde eşittir. Ama ben yine de bu soruya bir karşı soru sormak isterim ; Bu başlık altında hangi coğrafya ve sular için teknemiz hazır mı ? diye soruluyor ?

Teoride çeşitli sular ve seyir sahaları var ; göller ve iç sular, kıyı seyri, açık deniz seyri, okyanus aşırı seyir...( bunlara göre de teknelerimiz sınıflandırılmış durumda...A, B, C...klasları) .

Geçenlerde ülkemizin önde gelen denizcilik sitelerinden birinde " Marmaranın ön görülememe huyu yüzünden okyanus sayıldiğı " gibi bir yoruma rastladım... :-\ Böyle düşünülüyorsa, lafım yok ! Ört ki ölem kardeşim, benim teknem hazır mıdır, bilmem.

Yok eğer meseleyi, mesela bizim sularımızda, bizim dolaştığımız yerlerle Egeyle, Akdenizle sınırlayarak konuşuyorsak durum farklı. Tüm yabancı denizcilik dergileri az deneyimli charter yatçılarına gidilebilecek bölgelerle ilgili öğüt ve bilgi verirken bizim suların coğrafi şartlar ve navigasyon bakımından kolay sular olduğunu yazar durur...

Dolayısıyla, biz okyanusla karşılaştırabilir sularda dolastığımıza inanıyorsak durum ve alınacak tedbirler farklı, nispeten güvenli bir coğrafyada olduğumuzu düşünüyorsak farklı.

Teorik olarak kendi tam boyunun yarısı yüksekliğinde bir dalganın bir tekneyi devirebileceği kabul ediliyor...Marmara, Ege ve Akdenizde 40 feet bir tekneyle dolaşırken 6m boyunda dalgalara denk gelme olasılığım ne ise, teknemde de o oranda tedbir almalıyım. Bu durumda direk sapkası suya girecek bir teknede yerinden fırlayan 2 kglik bir yangın söndürücü veya ocağın üzerinde duran bir çelik tencere öbür aleme intikalime bile sebep olabilir.

Yani, hangi şartlara göre konuşuyoruz ?

Örnegin tüm Akdenizde teknemin tepesinde olan ve kendi seçtiğim kesirli ve hafif, aslında bir performans teknesinde olması gereken armayla dolaşmaktan çekinmem de, bir gün Okyanus aşıri gidecek olsam, ilk tadilatım direği değıştirmek olur. Ya da, tüm depolarim, akülerim , mobilyalar yerlerine sabıt bağlı , havuzlük ve güvertedeki açilır kapaklarım kilitlere sahipken ; farş tahtalarım sabitlenmiş değil. O zaman zeminde kabarıklık yapmayacak ve farşları kilit altina alacak bir mekanizma bulamamıştık. Tekne tumba olsa ve bu kapaklar yerinden fırlasa belki adam öldürebilir...Soru şu : bizim sularda tekne tumba olur mu ? Çok talihsiz bir durumda olabilir...Kaptan Cousteau'nun araştırma gemisinin yıllarca kaptanlığını yaptıktan sonra kendi iri ve sağlam, çelik Colin Archer tarzı yatını alıp gezen bir Fransızın Akdenizde kıçtan gelen dalgayla devrilip, zincirlikte yatan 100 metre zincirinin kabin içine fırlamasıyla altında kalıp bacağının kırıldığını okumuştum...


Bizim denizlerimizdeki Bofor 7 ve fazlası  için teknemiz hazırmı ? Ege denizine kolay diyen bir denizci ile henüz tanışmadım. Eyüp reisin yaptığı Cyclades rotasına teknemiz hazırsa harikayız demektir.Teknelerimizde öncelikli para harcamamız gereken  hayati noktalara dikkat çekmek için bu konuyu açtım.Rüzgar dümeni,buz yapıcı,klima,radar gibi gereksinimlerden önce teknemizin ve bizim ana güvenlik unsurunu oluşturan bakım güvenlik ve yelken envanterine önem verilmediğini en azından 10 senedir bulunduğum marinada gözlemliyorum.Belki bu önceliklere dikkat çekebiliriz.Hava sertse çıkma sözünü yelken yapan biri olarak kabul etmiyorum.Teknem hazırsa aklımda soru işaretleri  ve keşkelerim  yoksa neden çıkmayayım. Sert havalarda yelken yaptığınızda teknenize  ekipmanınıza güven duydukça yanınızda yelkene çıkan sevdiklerinizle böyle bir hava ile karşılaştığınızda sizin tecrübenizden rahat  tavrınızdan dolayı daha az endişe ve korku duyacaklardır.


  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Sevgili Bülent,

bizim sularımızda öyle hava olmaz demem. Demem çünkü bırak bizim sularımızı, Istanbulda neredeyse evimin kapısının önünde 40 knot civarı kaçaklara bu güne kadar galiba 5 kez denk geldim...Bu tarz anormal hava oluşumlarına da gittikçe daha fazla denk geleceğimizi ön görüyor uzmanlar. Ama benim denk geldiklerim işte en uzunu yarım saat süren kaçaklar.  Zerre kadar zevk almadığım gibi o kisa süreleri atlatana kadar da  ekip, kendim ve tekne için de korktum.
Geçmişte birkaç kez Ataköy marina yat kulübü tarafından düzenlenmiş Karadeniz yat rallilerinden ( KAYRA) galiba sonuncusunda 50 knot üstü havaya denizde yakalanmış ralli ekipleriyle izlenimlerini konuşmuştum. Bunlardan biri denizciliğe yeni başlamış, - herhalde 37-38 feet bir tekneyle -; orta yaşlı bir karı koca ekipti. Onlarla uzun uzun konuşmuş, ne hissettiklerini öğrenmeye çalışmıştım. Herhalde % 80inden fazlası da seri imalat orta boyda tekneler olan, toplam sayısı 15 civarı olduğunu tahmin ettiğim teknelerin hepsi bu olayı hasarsız, sadece çektikleri korkuyla atlatmışlardı.

Buradan ehil kişi veya firmaların imal ettiği, sahiplerince de sonrasında aşırı ihmal edilmemiş teknelerinin bu sartlara dayanacağı sonucunu çıkarıyorum. Bilinçsiz, hesapsız kitapsız yapılmamışsa rüzgar bir tekneyi deviremez. Bunu dalga gerçekleştirir, burada da her dalganın devirebileceği bir minimum tekne boyu vardır. 7 Bf hava açik denizde 4m dalga oluşturur diyor çizelgeler ( demek ki 8m teknelere kadar durum tehlikeli olabilir ); arada da 5,5metrelik bir tanesi olusabilirmiş ( 11 metre tekne boyuna kadar risk var demek ).

Ekip ve tekne için havanın şiddetinden çok, olumsuz koşulların ne süreyle devam ettiği daha önemli diye düşünüyorum. Yarış tekneleri ve yarış şartları hariç ; dünya denizlerinde kötü havalarda kazaya uğramış gezginlerin sonra naklettiklerini okuyunca pek de ani olaylara rastlanmıyor. Tekne önce dayanıyor, reis ve ekip de...Bir zaman sonra ekip yoruluyor, hatta içeri sığınıp tekneyi kendi haline bırakmak zorunda da kalıyor, derken saatler sonra, hatta belki ertesi gün tekne binlerce dalgaya dayanmışken gelen bir tanesi tekneyi suya yapıştırıyor ve ciddi hasar oluşturuyor, hatta belki teknenin terk edilmesini gerektiriyor.

Burak beyin gözlem ve çıkarımlarına da tamamen katılıyorum. Ben bir tali konuya, ayrıntıya dikkat çekmek istedim.
Bu da teknemi hazırlarken " bulunulan iklim ve denize, yapılacak seyir sürelerine " göre farklı "yapilması gerekenler" listeleri yapardım demek.
Kuzinemde tüm dolap kapak ve çekmecelerin içerde gizli basit kilit mekanizmalari var. Kapaklar seyirde açılmıyor, çekmeceler uçmuyor...Ama uzunca bir Akdeniz seyrine çıksam mesela hepsine Amel'lerde gördüğüm dışardan vidalanmış basit, ahşap veya krom mandallar takar ; tekne devrilse de ortalıkta eşyalarının uçuşmasına mani olmaya çalışir, farşları da bir biçimde sabitlerdim. Bir fırtına floğu bence şart ama  mesela üzerinde basamakları olan ve yelken değiştirirken çok faydası olacak çift yelken raylı bir direk bana  gereksiz...Fakat bir bumba freni isterim mesela, herhalde bir gün de alacağım.

Belki istemeden konunun rotasını şaşırttım , bilemiyorum. Zira zaten şu ana kadar tüm reislerin de dikkat çektikleri konular aslında doğru, yerinde ve temel gereklilikler.



 
  • IP logged

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Arma kontrolu:

1. Tekne 15-18 havada tam arma orsa seyrderken rüzgarlatı çarmıhlar aşırı laçka olmayacak kadar gergin olacak. Aynı miktarda gerginlik baş ve kıç istralya için de geçerlidir.
2. Çarmıh ayakları, liftinler, bağlantılar ve özellikle paslanmaz çelik tellerde pas olmayacak, çatlama olmayacak.
3. Güverte üstündeki çarmıh ayaklarının gövde içindeki bölümleri çatlak korozyonundan zarar görebilir, ayaklarda aşağıda su geliyorsa mutlaka sökülüp kontrol edilecek.
4. Teller için 10 sene ömür biçilir ama bizim sularda 15 seneye kadar çıkabilirsiniz. Değiştirilecek.
5. Liftin, bağlantı ve  çarmıh ayakları için biçilen ömür 25 senedir. Değiştirilecek.
6. Direk üstündeki bağlantıların, sağlam olduğu mutlaka gözle kontrol edilecek. Gözden ırak olan direk şapkası kırılmaları hiç de nadir değildir.
7. Bağlantılar için uygun çapta ve kalınlıkta malzeme kullanılacak. İnce çaplı bir pim veya yanakları öpüşmeyen bağlantılar soruna hazırdır.
8. Tüm armanın kopilyaları uyugn boyutta ve kıvrılmış olacak. Önerim saç tokası benzeri kopilya kullanmanızdır, halka şeklinde olanlar çok sağlıklı olmuyor.

Kontrollar için seyyar mikroskop kullanmak en doğrusu görünüyor. direğinizi söküyseniz, boyama testi kullanabilirsiniz, tekne üzerinde kesiblikle kullanmayın, temizlenmiyor.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254

Bunu dalga gerçekleştirir, burada da her dalganın devirebileceği bir minimum tekne boyu vardır. 7 Bf hava açik denizde 4m dalga oluşturur diyor çizelgeler ( demek ki 8m teknelere kadar durum tehlikeli olabilir ); arada da 5,5metrelik bir tanesi olusabilirmiş ( 11 metre tekne boyuna kadar risk var demek ).

 




Kendime ev ödevi:
Akşam eve gidince deftere 100 defa "7 Bofordan sıvış Bülent" yazacağım. :)
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Denizde tumba olan tekneleri kimse olurkne izlemediği ve içindeki de dalgayı ölçemediği için bu konu biraz teorik ama tekne boyunun üçte bir kadar "kırılan" bir dalga bordadan geldiğinde tekneyi devirebilir. Burada önemli kelime "kırılan"dır. Yani dalga aynen sahile vururken olduğu gibi tekne üstüne kırılacak. Dalga üstünde oluşan küçük köpükler krılan dalga değildir.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Denizde tumba olan tekneleri kimse olurkne izlemediği ve içindeki de dalgayı ölçemediği için bu konu biraz teorik ama tekne boyunun üçte bir kadar "kırılan" bir dalga bordadan geldiğinde tekneyi devirebilir. Burada önemli kelime "kırılan"dır. Yani dalga aynen sahile vururken olduğu gibi tekne üstüne kırılacak. Dalga üstünde oluşan küçük köpükler krılan dalga değildir.
1/3 ?. abi Kıbrıs'a gidemeyiz, etme eyleme.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Akdeniz'de bu boyutta kırılan dalga yratan hava çok nadirdir.  Gerçmiş zamanda (hatırlamadığım kadar eski) bir lodos fırtınası Antalya limanının korumasını aşmıştı. Böyle bir havada yapılacak çok fazla bir şey olmaz, oturur marinada teknenize bir şey olup olmadığını seyredersiniz. Seyredersiniz çünkü fırtına öncesi tüm tedbirinizi almışsınızdır ve yapacak bir şey kalmamıştır.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 327
  • Teknede yaşamak..tekneyi yaşamak..
    • Rota Atlantik
Konu için teşekkürler öncelikle..

Yukarıda ki önlemler zaten sürekli teknede takip edilmesi gereken önlemler bence.

Biz Eos'u aldıktan sonra ilk yaptığımız iş tüm armayı yenilemek oldu. Ve tabi bazı ekler de yaptık. Marmaris'ten Tarkan Bey ile çalıştık. (Reklama girmez diye düşünüyorum) Çünkü tek başına (ben tek çıkıyorum..budur yani :) ) seyirde direk dibinde ana yelken ile uğraşmak bana doğru gelmedi. Benim kas gücüm ve sağlık ile de alakalı olan bu durum ( ki hiç birimizin ''Hulk'' olmasına gerek de yok) bizi tüm direk dibi donanımını havuzluğa taşımaya itti. Evet harcama yaptık.. ama bunu kısım kısım yaptığımız için bütçemizde herhangi bir soruna yol açmadı. Şu anda elimde gayet sağlam arması olan bir tekne var. Şimdiye kadar bilerek ve isteyerek çıktığımız (Eos ile ve son 2 yılda) en yüksek hava 7 bofor mutedil 8 bofor sağnaklarda oldu. Sürekli esiyordu. İki sefer Poyraz diğeri Lodos idi.. Lodos olan da 5-6 saat kadar dalgalarda dövündük. 3-4 metre dalga ''kırılmadan'' yandan gelirken de direk ve arma hareketi gayet ahenkliydi. Sonrasında elektroniklerimizi aldık. Yelkenlerimiz alıyoruz teker teker.. İşte aküler yenilendi vs vs.. hepinizin standart yaptıkları...

Ahmet ağabey'e bir konuda katılıyorum.. 8 bofor ve sonrası hiç de konforlu değil. Ve sizi de armayı da yoruyor.. Gideceğiniz yer 3-4 saat ise sorun yok bence. ama geceli gündüzlü böyle havada seyir aileniz için ürkütücü olabilir. Hatta sağlık sorunlarına yol açabilir. Ege ve Akdeniz de çok az sayıda bu şekilde seyir yapılıyor. Marmara da zaten durum belli. Hava durumuna bakılınca üç aşağı beş yukarı zaten neyin geleceği belli. Bunca yıldır herkes denizde; kaç sefer hava durumunda duyurulan hava 1 bofor iken, hava 9 bofor oldu? Batı kaçağı vs derseniz 15-45 dakika sürer.. onu saymayalım.. En baba denizciler dahi tahmin edemedikleri ve ya takip edemedikleri bir havaya 10 yılda 2 kez yakalandıklarını belirtiyorlar kitaplarında. İlla 8 boforda çıkmam..ama yakalanırsam ya da bilerek çıkarsam da tekneme güveniyorum demek gerek.

Benim fikrim, dikkatli hazırlanmış bir tekne, morali yüksek bir ekip ve öncesinde iyi hazırlık yapılmış, planlanmış bir rota ve seyir gayet keyifli olur.

Sevgi ve Saygılarımla,
Dilek Ergül
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ege denizinin meşhur meltemi Haziran sonu başlar Eylül ayına kadar devam eder.Bu aylarda öğleden sonra bofor 4- 5 olarak düzenli eser gün batımıyla rüzgar kalır. Balkanlar üzerinde yüksek basınç  1025 gördüğünüz zaman Türkiyede 1010 ve altı alçak basınç varsa 4-5 olan hava akşam kalmaz bofor 5-7 yapar 24 ile 48 saat surebilir. genelde 3 metre dalga yapar.

Nadir olarak bofor 8-9 ları kısa süreli görebilirsiniz bu aylarda. Tekneniz hazır değilse bu aylar her boy bakımsız tekne için tehlikelidir .10 metrenin altındaki tekneler Balkanlardaki 1025 yüksek basınç oluşumuna ayrıca dikkat etmelidirler.

Bu aylarda Ege küçük tekneler için gerçekten çok zor bir deniz olabilir.Sonuç olarak Haziran sonu Eylül başı denizdeyseniz her zaman bu havaları görebilirsiniz ve tekneniz buna hazır olmalıdır. Hava durumuna bakarsanız Egede bu aylarda denize çıkamazsınız.

Bofor 8 havada kötü bir limanda oturup tekneme ne olacağını beklemek yerine denizde olmayı tercih ederim.Teknemin parçalanmasını neden izleyeyim böyle bir fikre katılmam mümkün değil.


  • IP logged
« Son Düzenleme: 18 Temmuz 2017, 13:20:32 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254


Bofor 8 havada kötü bir limanda oturup tekneme ne olacağını beklemek yerine denizde olmayı tercih ederim.Teknemin parçalanmasını neden izleyeyim böyle bir fikre katılmam mümkün değil.



Akdeniz'de bu boyutta kırılan dalga yratan hava çok nadirdir.  Gerçmiş zamanda (hatırlamadığım kadar eski) bir lodos fırtınası Antalya limanının korumasını aşmıştı. Böyle bir havada yapılacak çok fazla bir şey olmaz, oturur marinada teknenize bir şey olup olmadığını seyredersiniz. Seyredersiniz çünkü fırtına öncesi tüm tedbirinizi almışsınızdır ve yapacak bir şey kalmamıştır.

Hadi bakalım, 40 katır mı 40 satır mı ? :)
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 327
  • Teknede yaşamak..tekneyi yaşamak..
    • Rota Atlantik
Ege denizinin meşhur meltemi Haziran sonu başlar Eylül ayına kadar devam eder.Bu aylarda öğleden sonra bofor 4- 5 olarak düzenli eser gün batımıyla rüzgar kalır. Balkanlar üzerinde yüksek basınç  1025 gördüğünüz zaman Türkiyede 1010 ve altı alçak basınç varsa 4-5 olan hava akşam kalmaz bofor 5-7 yapar 24 ile 48 saat surebilir. genelde 3 metre dalga yapar.

Nadir olarak bofor 8-9 ları kısa süreli görebilirsiniz bu aylarda. Tekneniz hazır değilse bu aylar her boy bakımsız tekne için tehlikelidir .10 metrenin altındaki tekneler Balkanlardaki 1025 yüksek basınç oluşumuna ayrıca dikkat etmelidirler.

Bu aylarda Ege küçük tekneler için gerçekten çok zor bir deniz olabilir.Sonuç olarak Haziran sonu Eylül başı denizdeyseniz her zaman bu havaları görebilirsiniz ve tekneniz buna hazır olmalıdır. Hava durumuna bakarsanız Egede bu aylarda denize çıkamazsınız.

Bofor 8 havada kötü bir limanda oturup tekneme ne olacağını beklemek yerine denizde olmayı tercih ederim.Teknemin parçalanmasını neden izleyeyim böyle bir fikre katılmam mümkün değil.


Burak Bey, ben bir konuyu sormak istiyorum ki yazılanı daha iyi anlayayım diye..

1.Siz iki ayrı ve ya daha fazla durumdan mı söz etmektesiniz?  Ege tamam Meltem eser.. ama saati bellidir ve durumu bellidir. Zaten adalar arası kısa seyirlerle de planlanabilir.. Yani o havayla bir kaç saat karşılaşmak konu değil.. Siz 2-3 gün eser derken, siz bu süre ile denizde hiç karaya yönelmeden kalıyorsunuz diye mi düşünmeliyim?

2. Teknemin kırılmasını beklemek derken; Bulunduğunuz hava şartı ve yönüne uygun olmayan bir limanda iseniz tıpkı bizlerin de olduğu gibi açığa çıkarsınız mı demek istediniz? Yoksa eğer liman uygun ise ve teknenizin konumu doğru ise, önlemleri alınmış ise bir yerlede adalarda insanlar kasırgayı atlatıyor limanda..

Ara bulucu gibi oldum ancak sanıyorum Ahmet bey'in yazdıklarını ve sizin yazdıklarınızı ele aldığımızda farklı farklı koşullardan bahsediyorsunuz. 8-9 bofor havada eğer limanda tekneniz doğru bir pozisyonda değil ise kimse zaten limanda kalmanızı önermez aksine dışarı çıkın der.. Aynı zamanda liman güvenli ise zaten 8-9 boforda bilerek dışarı çıkmak gereksiz.. Ha ne yapılır; Ege'de yıllardır yaptığımız gibi; madem hava budur denir ve ona göre sabah erken kalkılır, kısa seyir planlanır ve afiyetle seyir yapılır hatta belki de sizin yanınızdakiler 3-4 saatlik 20-25 deniz mili mesafede ki bir adaya yapılacak seyiri macera gibi görüp sevebilirler bile.. Siz de mutlu mesut olursunuz.. Bakınız Eyüp Ağabey'in seyirleri :)

Ben de bir görüşe katılmıyorum.. Hava şartının tekne boyu ile alakası yoktur.. tekne tasarımı ile alakası vardır.. Hep de yazacağım.. Baba30, Nicholson 32, BCC 28.. 50 feet Janodan bin kat konforlu ve iyi aşar geçer o denizi.. Bir de Tayomar var ama o ayrı ele alınmalıdır..

Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim  ;) :)

Sevgi ve Saygılarımla,
Dilek Ergül
  • IP logged
« Son Düzenleme: 18 Temmuz 2017, 14:00:16 Gönderen: Dilek Ergül »

B

Burak Doneray

Cevapları kendiniz zaten vermişsiniz net anlaşıldığıma sevindim.
  • IP logged

B

Burak Doneray

Türkiyede kaç tane 10 metre altı açık deniz teknesi var.Hadi çok var diyelim bu teknelerde bakımsızsa hiç bir şekilde güvenemezsiniz Meşhur tasarımcıların teknelerine bu kadar çok güvenmeyin.Bakımlı bir Hr sahibi olarak diğer bakımlı teknelerle azıcık konfor dışında hiç bir fark görmüyorum bizim denizlerimizde.Siz Okyanus için konuşuyorsanız o ayrı burda o konuyu konuşmuyoruz.
  • IP logged

B

Burak Doneray

Konumuza tekrar dönersek Teknenizin modeli tasarımcısı boyu ne olursa olsun.Tekne fırtına şartlarına hazır olmalıdır bu hazırlığı nasıl yaparız bu konuda katkılarınızı bekliyoruz.Limanda sıkı sıkı bağla aman denize çıkma bir tercihtir konumuz değildir.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 18 Temmuz 2017, 14:34:19 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Botun tekne arkasından çekilmesi ile ilgili bir küçük hesaplama;

İyi yüzme bilen bir arkadaşınızı/yakınınızı tekne yüzme platformundan,
söz gelimi denizden yeni çıkmış kurulanırken habersizce denize itin.
Ve tekrar sudan çıkıp kontrolü ele alana kadar geçen süreyi kronometre ile tutun.

En iyi şartta bu süre 5-6 saniye olacaktır.
5 mil hızla giden bir tekneden, hele ki Ersin gibi tek başınıza seyir haklinde iken düşerseniz.
Sudan 5. saniyede kafanızı çıkarıp kontrolü ele aldığınızda,
tekne sizden 12 metre uzaklaşmış olacaktır. 

Bu yüzden 6 metrelik bir halat artı bot boyunu da eklersek, tekneden  8-9 metre gerideki bir
botu, denize düşme durumunda yakalamanız matematik olarak mümkün değil.

Denize düşme durumu için ardınızdan bot taşıyacaksanız,
bu mesafe tekne boyunuzun 3 katı olmalı.
Bu mesafe ne gibi çaparizler verir bu da ayrı bir muaamma.


  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

 
Yukarı git