Öncelik fırtınaya yakalanmamak olmalıdır. Hava tahminleri ne kadar tutmazsa tutmasın, "fırtına" denilen hava olacaksa en azından sert rüzgar uyarısı mutlaka yapılır ve barometreniz varsa (evet sadece barometre) ve izliyorsanız bu havayı çok önceden yakalar ve havaya yakalanmamak için kaçarsınız. Akdeniz'de kaçmak biraz daha zor olabilir, Antalya körfezini açıktan geçecekseniz veya Taşucu civarındaysanız kaçmak uzun sürebilir.
Yukarıda bahsedilenlerin bir çoğu fırtına hazırlığı değildir. Arma ayarı dediğiniz (aslında değildir) istralya ve çarmıhların gerginliği ve tellerin iyi durumda olması her zaman olması gereken bir koşuldur. Jack line denilen halat veya şerit başa geçerken düşmemek içindir. bu nedenle tekne ortasına yakın donatılmalıdır, güverte kenarına veya küpeşteye yakın donatılmış bir emniyet şeridi düşmenizi engellemez, kaldı ki sert havaya yakalanacaksanız, başa hava tam sertlemeden geçip tüm tedbirinizi daha iyi koşullarda almış olmalısınız. Sert havada havuzluktan dışarı çıkmayın ve emniyet kemerinizi düşmeyeceğiniz bir noktaya bağlayın. Baştaki tüm emniyet işlemlerini hava tam bastırmadan bitirmiş olun. Zaten fazla bir şey de yok, botu sağlam bağlayacaksınız, ideali söndürü kamara içine alacaksınız, genova sarma ise bir el incesi ile iskota köşesinden geçirip istralya üzerine bağlayacaksınız. Güvertede bir şey kalmayacak. genellikle birinci camadanı donatırız, iinci ve varsa üçüncü camadan genellikle donatılmaz, sonra donatırız diye düşünülür, 20 havanın altında camadan bile gerektirmeyecek bir havada elinize bir halat alıp basılı yelkende ikinci veya üçüncü camadanın güngörmez yakasındaki matafyona geçirmeye çalışın, ne dediğimi anlarsınız. Sarma sistemlere güvenmeyin, sakin havada çok güzel çalışırlar sert havada hele rüzgarı tam baştan alamıyorsanız ana yelkeni sarmak neredeyse imkansız hale gelir.
Bir tekne denize çıkmaya her zaman hazır olmalıdır. Tüm arma ve donanım yerli yerinde ve düzgün olmalıdır. tekne altındaki su bağlantıları en uçlarından her yöne 250kg taşıyacak şekilde olmalıdır, standardı budur. Özellikle sert havada, dolaba koyduğunuz bir çıpanın veya ağır bir cismin vurarak su bağlantısını koparmasını istemezsiniz. Cam ve porselen benim teknede en sevdiğim takımlardır. Plasik sevmem. Bunlar her zaman dolapta olmalıdır, olmazsa da kırılır, kırıırsa kırılsın o havada sizden daha değerli değildir. Bunun için teknede her zaman ayakkabı gyilmesini öneririm, ayaklarınızı böyle bir havada kesmezsiniz.
Yukarıda bazı konuları anlatırken bir şeyin farkına vardım: Tekne denize çıkmaya her şeyiyle zaten hazır olmalı, tüm sorun sizin bu şartlara dayanabilmeniz ve gerekitiğinde tedbir alabilmenizdir. Birinci önlem hava beklyorsanız denize çıkmamaktır. Çok fazla yanlış hava tahmini ile denize çıktıysanız, teknenizi mümküm olduğu kadar orsa veya pupada tutmaya çalışın, yelkenleri yeter kadar küçültürseniz bunu sadece yelken ile başarabilirsiniz, gerekirse motor kullanmaktan kaçınmayın. Tekne her zaman denize çıkmaya hazır olmalıdır. Sert havada en sık karşılaşacağınız arıza motor arızasıdır. sebebi de çok basittir: Kirli bir yakıt deposu. sakin havada sorunsuz çalışan motor, depo çalkalanıp pislikler filtrelere gittiğinde yakıtsızlıktan (filtreler tıkanır) en fazla bir kaç dakikada durur.
Tekneninizin denize hazır olması zaten fırtınaya hazır olmasıdır. Yurt dışında okuduklarınıza itibar etmeyin. Ege ve Akdeniz kapalı denizlerdir. Bizim sert hava dediğimiz havalarda okyanusta tam yelken havasıdır. Her tekne bakımlı ise özellikle yaz aylarında bizim bölgemizde her zaman fırtınayı atlatır. Atlatamaması için ya tekne bakımsızdır ya da kullanan yanlış yapmıştır.
Irgatın sigortasını neden kapatıyorsunuz anlamadım. Sadece demiri kendi gövdesinden (kilitten veya zincirden değil) tekneye bağlamak yeterlidir.
Bir öneri: Hava gerçekten sertse ve dümenden ayrılamıyorsanız, çişiniz de geldiyse işeyin gitsin, kesinlikle tuvalete inmeye çalışmayın. Bu ve benzer bir çok nedenle yalnız seyre çıkmanız önerilmez.