Heee, sımsıkı baalıyoz hebişeyi.
E kınnap olmayacaana göre halat olcek tabe.
Şimdi bu fotoğrafide kendini gösteren bu sefine eğer tam profil bir poz verse idi çok daha tırandil'e benzeyecek hatta tırandil olacaktı. Çünkü kıç formu seçilebiliyorsa da baş bodoslama boynuzu olmakla birlikte, belki göz yanılması, bodoslama kavisli değil de sanki düz iniyormuş gibi görünüyor.
Sonra bu tırandil markoni ketch arma donatılmış ve fekat katır (cutter) değil. Çünkü cıvadra başında flok denemeyecek kadar cesametli bir yelken ile yine karulası cuvadra üzerinde olup baş bodoslamada olmayan dolayısı ile de trenketa denemeyecek bir ikinci ön yelken taşıyor.
Her iki ön yelken karulasına ulaşım sadece baston üzerinden her yelken açışı ve toplamasında zor olacağı düşünülerek sarma sistemi ile donatılmış.
Grandi ve mizena çarmıhlarının tekne dışına alınması her ne kadar estetik bir güzellik verse de, özellikle aborda işlemlerinde baş belası olduklarını çok iyi biliyorum.
Öte yandan bu kadar para döküp de tekneyi markoni donatmak abesle iştigal . Tabbi bence
Vallaha da billaha da dibim felan da düşmüş değil. Yine de kabul edilmesi gerekir ki teknenin ve kamaranın uyumunu yakalamışlar.
Bu "Caretta Caretta " satın alınıp Yunan bandırasına çevrilmiş. Yunanlılar mecbur kalmadıkça latin alfabesi kullanmıyor. Ola ki tekne bizim yapımız da olabilir. Markoni yelken- baston üzerinde furlingler- ön tarafdakiler düzgün durup da kıç tarafdaki çarmıh destek ahşaplarının durumu - ön yelken ıskotalarının sicimsi kalınlıkları, hatta seçebildiğim kadarı ile kıç bodoslama sancak tarafına eklenen sabir uzantıya pasarellanın bağlanmış olması vs çok fazla bizim işlerimizi andırıyor.
Biraz araştıralım bakalım tekneyi.
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.