Adalet..
Özgürlük..
Binlerce yıldır kavgası yapılan iki önemli kavram. Her şeyin temelinde bu var.
Her ikisi için de ciddi eğitim gerek...
O zaman çiçeği burnunda mühendisleriz, bir firma kurduk, hızla büyüdük, büyük inşaat firmalarının çelik taşeronluğunu yapıyoruz. Üç ortak konuşuyoruz. Hızlı büyümüşüz finanse edemiyoruz.
Hakediş herşey.. Büyük ortak, büyük firmalara karşı prensipli hareket etmemiz gerektiğini savunuyor. Biz adamlar ne dese he diyoruz diye tepki gösteriyor.
Kaza geçiren diğer ortağım , kasim dostum Haldun çok önemli bir söz söylediydi o zaman.,
" prensip para ile olur "
Bu kadar.. Bakıyorum da bu yaptığınız yorumlarda her şey var. " Para " yok.
Para olmadan ne hukuk olur , ne human rights, ne de başka birşeyler.
Günümüzde hukuk, parası olanların çıkarlarını savunmak için çaba harcamıyor mu.?
Yazıyor ya mahkemelerde kocaman, adalet mülkün temelidir diye. Evet biliyorum oradaki mülk devlet demek. Ama bir de sözlük anlamı ile irdeleyiniz bir kez de..
Mülk sahiplerinin hukuku.. Siz adaleti sadece mülk sahiplerine götürebiliyorsanız sadece..
Bütün inanç sistemlerinin, koca koca doktrinlerin hep temelinde adaletin sağlanması yok mu?
para ? Gelir dağılımı ?
Para olmadan prensip olmaz.. Ne hukuk, ne adalet, ne özgürlük , ne felsefe, hiçbirşey,.
Böke reis , dikkat çektiğiniz husus bizim tarihimizde şu şekilde ele alınmış
" Müslüman âlimler, hükümdara nasihat vermek üzere siyasetnâmeler yazmıştır. Hepsinde de şu misal verilir: “Ordusuz devlet olmaz. Hazinesiz ordu olmaz. Teb’asız hazine olmaz. Adaletsiz teb’a olmaz”. Tekerleme gibi bu söz zincirine Adalet Dairesi adı verilir. Pers mitolojisinde de geçen bu prensip, aynı zamanda Aristo’nun Büyük İskender’e nasihatidir.
X. asırda yazılmış Kutadgu Bilig’de der ki: “Memleketi elde tutmak için ordu lâzımdır. Asker beslemek için de mala ihtiyaç vardır. Mal elde etmek için halkın zengin olması gerekir. Halkın zengin olması için de doğru kanunlar lâzımdır. Biri ihmal edilirse dördü de kalır. Dördü ihmal edilirse devlet çözülmeye yüz tutar”. XI. asırdan kalma Kâbusnâme’de şöyle anlatılır: “Dünyanın düzeni hükümdarın sözünün geçmesi iledir. Sözün geçmesi siyasetsiz olmaz. Siyaset askersiz olmaz. Asker teb’asız olmaz. Zira mal teb’a ile elde edilir. Teb’anın şenliği ise adaletle olur”.
Tarihimizde buna Adalet Çemberi deniyor. Daha sonraları adalet yerine "para" diyenler olmuş.
Bizim söylemde 1. Madde "adalet" iken sizin ,kastınız o değildir eminimki, söyleminizde "para" birinci madde. "Paranın" birinci madde olmasına günümüz dünyasında "kapitalizm" diyoruz. Ve açık bir şekilde görmekteyiz ki, kapitalizm sistemin baş aktörleri dahil kimseye huzur vermiyor.
Yanlış anlaşılmasın para olmasın demiyor kimse. Para adeletin elde edilmesinde bir araç sadece. Önemsiz değil ama "ilk " de değil.
Yeri gelmiş iken Farabiden bir alıntı yapayım. Farabi der ki: Nesnelerin önem sırasında , "bir" ilk dir. "İkinin" olması için "bir" olması gerekir. "Bir " tek başına var olabilir ama " iki " "bir " olmadan var olamaz.
Bu önermeyi kısaca şöyle yeniden yazalım:
"Para " ilk dir, "adalet" ikinci. "Adalet " "para " olmadan var olamaz, ama "para" " adalet " olmasa da olur. Bu zihniyet zaten var, kapitalizm .
Mahkemelerdeki o söz Hz. Ömer'e aittir. Mülk-devlet anlamında kullanılır. Devlet ise Huzur mutluluk anlamındadır. Hani Kanuni'nin şu dizelerinde olduğu gibi:
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi. "
Burada aslında devletin insanda neyi sağlaması gerektiği ile ilgili bir istikamet vermekte.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi