Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: ahşap... daima..

  • *
  • İleti: 3573
ahşap... daima..
OP: 23 Mart 2017, 11:12:50
Dün, saat artık 13.00 a yaklaşırken , içinde bulunduğum toplantıyı kısa kesip, bir diğer randevuya gidecekmiş gibi Barınağın yolunu tuttum.

Neredeyse üç gündür İstanbul 'da hiç rüzgar yoktu ve ben her gün tekne de iş yapmaktan, yelken yapamamaktan daral gelmiş vaziyette pırıl pırıl bir havada ve sert poyraz eserken barınağa vardım.

Gerçi iyi de oldu, ana yelken bumbasını tutan çift dilli makaraları elden geçirme fırsatı doğdu. Makaraları tutan paslanmaz saplamaları söküp, (bunlar ahşabın sürtünme gücü ile duruyorlar anacak zamanla gevşediklerinden yük altında tehlikeli olabilir gerekçesi ile bunları zaman içinde değiştiriyorum ) ahşap aşındığından bu saplamalar da ahşabı bir arada tutmakta zorlanıyorlar.

Ben bunları pirinç , vida olarak çekilmiş saplamalar ile değiştiriyorum. ahşabı bakılmamış makaraları da ireco ile değiştirip, aynı işleme tabi tutuyorum. Çok meşakkatli bir iş. Birmakarayı bu şekilde toplamak neredeyse bir gün filan sürüyor.

İşte , ana yelkeni tutan bu çift dilli iki makaranın , saplamalarını çıkartıp, ahşaplarını temizledim. emprenye ettim ve  priniç diş açılmış saplamalar ve somunlar ile sıkıştırıp, yağladım. evladiyelik oldular.. :)

Neyse bu makara tamiri ayrı bir iş. Sonra fotoğrafları ile daha detaylı yazarım.

Poyraz sert, yelkenleri hazırladım. Yan komşu , ahşap lobsteri üzerinden  atıp tutuyor..

-Yelkene mi çıkıcan..
-hı hı..
-Hava sert !
-hı  hı..
-sen bi de gelince bu hazırladığın yelkenler toplıycan di mi..?
-hı hı..
-Ben bi kontak açıp gidiyorum ama..
-Git araba kullan o zaman.. Ne işin var denizde..?
-Ben uğraşamam abi..
-Hı hı..

Bu arada yelkenler hazır. Flok için Leo 'dan esinlendiğim aksamı deneyeceğim. Iskotaları kıça taşıdım. Bakalım sert havada ne olacak.

-Nereye gidicen..
-Kalamış 'a .. Mazot alıp dönücem..
-Bana da alırmısın.. ?
-Olur ver bidonunu.. ya da istersen gel benle..
-Tamam.. ama yatırıcan mı tekneyi.. ben öyle severim yelkeni..
-hı hı..

Seyir başladı. Komşum aileden denizle haşır neşir. Dedesi kayık imalatçısı imiş.. Önce bocurum.. Sonra trinket..

Hava sert.. Yavaş yavaş  yol alıyoruz. apaz seyirdeyiz , yönümüz Öreke kayası.

-Bu kadar mı gidiyo bu..
-yok az daha gider..

Flok ile birlikte Tayo Mar , sadece bu küçük üç yelken ile 4,5 ve üzeri yol almaya başlıyor. Hava 15 knot civarı ancak soğuk olduğundan hava yoğun.. Üstelik sadece 5 derece yattık.. Konfora bak.. Hastayım bu tasarıma.. Bana göre yelkende son nokta budur.

Misafirimin de keyfi yerinde.. Biz muhabbet ediyoruz. Tayo Mar, zaten yolu biliyor. Kalamış 'a yaklaştıkça hava sertleyip, daha bir kuzeyli oluyor. Acemi iken tam da burada yelken trimlerini yapamaz, boğaza doğru , moda koyunun dışına doğru yol almak zorunda kalır, sonra marinaya dönebilirdim..

Şimdi , iyice orsalayıp, Suadiye oteline doğru , kıyıya yaklaşıyorum. Kıyıya iyice yaklaştıktan sonra Öreke kayasına doğru apaz seyrine geçiyorum.

Bu öreke kayaları malumunuz meşhurdur. Hemen Moda koyunun güney girişindeyer alan bu kayların gerisinde uzunca bir döküntüsü vardır. Bindirdim bir kez oradan biliyorum. Omurga salmaya olan aşkım o sırada depreşti. Karaya aldığımda, tek zarar gören  pik döküm salma üzerindeki zavallı kekamozlar olduğunu gördüm..

Bu öreke kayası ve döküntüsü ile kara arasnda derin ancak dar bir kanal vardır. Kalamış yelkencileri için dillendirilmese de burası bir racon kesme yeridir. Özellikle koy girişi. Fenerbahçe stadı yönünden gelen poyraz burada iyice sertler ve bu dar kanalda neredeyse tem kafadan gelmeye başlar.

İşte , bu şartlar, " bu iş böyle yapılır kardeşim " diye kıyıdakilere ve diğer yelkenlilere racon keseceğiniz şartlardır.

Önce kayaya doğru rota tutulur. Döküntüler Kuzey yönünde olduğundan , kayanın güneyi derindir. ancak kara tarafında da döküntüler bulunur. O yüzden tam kaya kerteriz alınır, iyice yaklaşılır. Tekne orsa yol aldığından ve geçit çok dar olduğundan , tekne iyice bayılır. İskotayı boşlayıp, hava da kaçıramazsınız. Yoksa doğru kayaya..

Örekenin tam hizasına doğru tramola atılır. Hoop doğu dar kanala. Bu sırada asla hata yapmamalısınız. İşte Tayo Mar'ın özellikleri tam bu sırada devreye girer. Bocurum ve trinket , kendiliğinden kontra değiştiriverir. Floğu hemen almasanız da olur. Biraz rahatlayınca , floğun da kontrasını düzeltirsiniz.

Öreke kayası sorunsuz geçilmiştir. Dün, yine bu manevrayı yaparken , bu dar kanalda bir de Fenerbahçe kulübünün eğitim teknesi de koydan çıkış yapmaktaydı.

Ben gıcığım bunlara. İlk tayo Mar ile yelken yaparken bunlar koyda üstüme üstüme sürerdi. Ben de baktım olmuyor, civadramla bunların üstüne sürmeye başladım. Bir keresinde ciddi inatlaştık. Hiç istifimi bozmadım. Civadra çok işe yarıyor bu durumlarda..

Beni tanıyan tekne , kanalı bir an önce terk etti. :) Bu civadra ile motoryat kıstrmışlığım vardır. Bilenler bilir..

Yelkenleri toplayıp, mazot iskelesine yanaştık.  O da ne..?

Hep , karşı pantonda duran , çok hoş 12 m. bir ahşap yelkenli, bu sefer mazot iskelesinin önüne aborda olmuş.

Pompacı ile muhabbet ediyoruz.. Kimin bu.. eeskiden çok sözü geçen önemli bir politikacınınmış. satılık mı diye soruyorum. Bilmem. Yeni bir tekne yaptırıyor , belki satar , sorayım diyor pompacı.. anahtarlar da kendisinde imiş..
İstersen gezelim diye teklif ediyor.. Offf şansa bak.. Tabi diyorum hemen gezelim..

Buyurun..















veeee sürprizz.. sobaya bakarmısınız..



Sevgili dostlar bu tekne Rame .. 1926 yapımı.. ahşap.

Bu tekne suya indiğinde, Atatürk hayattaydı. Millet Meclisi daha açılalı 3 yıl olmuştu. Babam daha doğmamıştı..

İşte ahşap tekne ömrü.. Bakarsanız sonsuz.. Şu zerafete bakarmısınız, ?  Hele soba.. ? Banyo..?

Yok böyle bir şey.. Oturma gurubuna bakınız.. Helal olsun eski ve kudretli politikacıya .. en azından iyi yaptığı şeyler de var bu politikacıların..

Bakalım bu gün haber gelecek.. Belki satar bu eski, kudretli politikacı teknesini..

Neyse , biz mazot ve suyumuzu alıp, tekrar moda koyuna açılıyoruz.

Komşum daha da yatsın istiyor tekne.. Yelkenli dediğin yatacakmış.. Hayhay komşu hayhay..

rüzgar iyice sertlemiş. 20 knota yakın.. Madem yatacağız , ana yelken lazım.. ana yelkeni ikinci camadan da açıyorum. peşinden , trinket ve flok.. Komşum soruyor ,

-kuyruktakini açmayacakmıyız.. ?
-gerek yok.. bu bizi gövde hızına ulaştırır..

Daha ana yelkeni açarken , moda koyundan pupa seyri ile açılıyoruz. Ben daha Trinket ve Floğu açarken bakıyorum Örekeyi hizalamışız.. Hava daha da sertleyecek belli.

Apaz Seyre döner dönmez, Tayo Mar , hızlanıyor. Küpeşte suda. Komşu yatsın dedi diye ana yelken iskotasını boşlamıyorum. İyice yaklaşıyorum rüzgara. Komşu havuzlukta zor duruyor. ama keyfi yerinde. İyi denizci.

Rüzgar , sağnaklar ile bindiriyor. 5,5 6 knot hıza ulaşıyor Tayo.. Civadra , çarmıhlarına rağmen, 3 derece kadar esnemiş, titriyor.

Artık otopilot yetmiyor.. Dümendeyim.. Teknem ve ben.. O beni bilir ben O 'nu.. Dümeni okşuyorum.Hadi yavrum gidelim..






 


 


 








 



 






 


 


  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: ahşap... daima..
#1: 23 Mart 2017, 12:53:13
Ersin reis,

Yüreğine sağlık ,yalnız çok güzel kızmış haber ne gelecek acaba  arkası yarın gibi olmuş  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 248
  • Arayanlar bulamaz , bulanlar arayanlardır
Ynt: ahşap... daima..
#2: 23 Mart 2017, 13:31:30
Abi ne guzel yazışsın yaaa eline sağlık. radyo'da piyes dinlemedim ama aynen o sekilde hissediyorum yazdıklarını okurken.
Bu arada ahşap tekne de hayran olunmayacak gibi degil. 1926'da orjinali motorlu degildi herhalde? Nasıl uyduruldu cok merak ettim.
  • IP logged
I need your clothes your boots and your motocycle

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: ahşap... daima..
#3: 23 Mart 2017, 14:57:35
İçi güzel görünüyor fotoğraflarda. İçi ev gibi olan, ahşap, sıcak tekneleri seviyorum, residence dekorasyonu görünümünde olanlar çok garip geliyor.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
Ynt: ahşap... daima..
#4: 23 Mart 2017, 15:06:31
H.Özkan'ın teknesi mi?
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 248
  • Arayanlar bulamaz , bulanlar arayanlardır
Rame
#5: 23 Mart 2017, 15:47:59
Allah'ım bu ne güzellik yaaa
http://www.kydyacht.com/tr/rame.asp
  • IP logged
« Son Düzenleme: 23 Mart 2017, 15:50:04 Gönderen: Bulent Berksan »
I need your clothes your boots and your motocycle

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Rame
#6: 23 Mart 2017, 16:06:58
  • IP logged

  • *
  • İleti: 248
  • Arayanlar bulamaz , bulanlar arayanlardır
Ynt: ahşap... daima..
#7: 23 Mart 2017, 19:49:22
Alla alaaa 1920 lerde yapılmış masif ahşap cillop gibi hem de her ikisinin de adı rame olan 2.bir tekne olabileceğini düşünmediğim için detaylara fazla odaklanmadım....
  • IP logged
I need your clothes your boots and your motocycle

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: ahşap... daima..
#8: 23 Mart 2017, 22:01:30
Mustafa abi sen nasıl bir literatürsün yaa.. Nereden biliyorsunuz..

Bu arada bugün kimse aramadı maalesef.. Gerçi arasaydı almaya cesaret edermiydim.. ? İstermiydim.. ? bilmiyorum..
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: ahşap... daima..
#9: 23 Mart 2017, 22:07:32
YTP'nin kuruluşu ile ilgilli Göcek koylarında yapılan ilk görüşmeleri, H.Ö ve İ.C. bu teknede yapmışlar idi  ;)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: ahşap... daima..
#10: 23 Mart 2017, 22:23:27
Vay canına.. unu bilmiyordum işte.. Nasıl bir trajedidir o.. Her şey nasıl farklı olabilirdi..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 439
Ynt: ahşap... daima..
#11: 23 Mart 2017, 22:50:53

Hüsamettin Özkan çok iyi bir denizci ve Deniz aşığıdır.
Hatırladığım kadarı ile de Uzaklar II nin yapımında çok emek vermiş,bir kaç sponsordan biridir.Bildiğim kadarı ile tekne Osman Atasoy'a bedelsiz verilmiştir.
Bunu okuduğum gün Osman Atasoy adına çok sevindiğimi hala hatırlarım.
  • IP logged
Her hata bir ders, ne hata biter ne de ders.(Mevlanadan denizcilere)

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: ahşap... daima..
#12: 23 Mart 2017, 23:00:11
Sobada konuşuyo, ne sobasıymış abi o?
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: ahşap... daima..
#13: 23 Mart 2017, 23:13:08
Bildiğin kömür sobası.. Süper bir tekne.. İnanılmaz bir işçilik.. Nerede yapılmış acaba.. ?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: ahşap... daima..
#14: 25 Mart 2017, 00:53:49
"Rame" Nasipsiz şansız Rame.

İnsanın yaş alması, eskileri hatırlaması, bir dönem bir çevre içinde yaşamış olması aslında "kötü" bişi. :-[

Hüsamettin Özkan büyük emel ve heveslerle satın aldı "Rame" yi. Getirip Fenerbahçe çekeğe Mustafa Aras tekne tamir/bakımcısının önüne çekti.

O sırada ben de West Marin'deyim. Hüsamettin Bey hemen komşum olan Mustafa Aras'a gelip gittikçe tanıştık, konuşmaya başladık. Laf lafı açıyor. Oradan buradan, teknelerden vs. Bana Rame'i çok sevdiğini ama kıçını beğenmediğini anlatıyor. Hiç aklıma gelmedi. Bir sabah geldiğimde Mustafa Aras erkenden güzelim teknenin kıçını kesmişti.
Eski ayna resimde görünen havuzluk duvarının olduğu yer veya çok yakınıdır.

Velhasılı kelam Hüsamettin Bey Rame'ye  plastik estetik ameliyat ile bu tekneye hiç mi hiç yakışmayan kendi deyimi ile "narin" bir göt yaptırdı.

Bitmedi....

Teknenin kıç yapısı değişince hem dümen mili hem de su hattı değişti. O sırada bendeniz Mustafa Aras ve Kemal Saatçioğlu kendi aramızda nasıl bir dümen palası olması konusunda tartışıyoruz. Ben de oturup tekneye su hattına, ıslak alanına uygun bir pala çizdim, Hüsamettin Bey'e vermesi için Mustafa Aras'a teslim ettim.

Yine bir hafta sonu ortada in cin top oynarken Mustafa ile birlikte Hüsamettin Bey bir hilkat garibesi imal edip geçici olarak yerine takmışlar. ...

Pazartesi gelip görünce çok ama çok üzüldüm. Yılların "Rame"si, çocukluğumda Adaya vapurla giderken gıpta ileba kıp hayaller kurduğum güzelim "Rame"yi sırf bir "çok bilmiş"in hevesine sözde güzelleştirmişlerdi.

Bir daha denize ininceye kadar teknenin yanına bile uğramadım. Kulaktan dolma, Hüsam Bey'in de yapılan işler sonrasında teknenin performansından memnun kalmadığı, çok para harcadığını söylediğini bir kaç kaynaktan duyup "Oh olsun sana" dediğimi hatırlıyorum.

İçinin, dışının makyaj güzelliği hiç önemli değil. Onlar parayı bastırdığında, biraz da kültürün varsa elde edilmesi zor olamayan "şeyler". Ama tasarım bambaşka bir değer. Yapılan tadilat önce tasarımcının verdiği emeğe sonra yılların denizcilik "kültürel mirasına" yapılmış "saygısızlık"
  • IP logged
« Son Düzenleme: 25 Mart 2017, 00:57:28 Gönderen: Cem Gür »
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

 
Yukarı git