SON SÖZ : Seyir hazırlık sürecinde topladığımız bilgilerden ve pilot kitaplardan seyahatimiz süresinde çok istifade ettik; ama bunun yanında
NAVİLY ve
NOFOREİGNLAND Yatçı mobil uygulamalarından da bahsetmeden olmaz.
NAVİONİCS deniz haritaları artık sadece ücretli ve yıllık geçerli abonelik ücreti de oldukça yüksek; onun yerine ücretsiz
C-MAP harita uygulamasını kullanıyoruz. Üstelik C-MAP’de bir koyun derinlik ve zemin yapısını incelerken
“İ” (PlaceDetails) ikonuna basıldığında NAVİLY uygulamasındaki yorumlar açılıyor. Daha önce o Koyu ziyaret eden Yatçıların yorumları üzerinden hızlıca nereye demir atılır, hakim rüzgarlar nedir, yasaklar var mı vb. bilgilere ulaşmanızı sağlıyor. Tek uygulama üzerinden iki uygulamanın özelliklerine ulaşabilmek bir harika. NAVİLY’de rota planlaması ve güzergahın hava durumu görüntülemesi ücretli versiyonunda yapılabiliyor; NOFOREİGNLAND’de ise ücretsiz versiyonda halâ rota planı yapılabiliyor.
Elbette her Reisin/Kaptanın alışkın olduğu bir elektronik yardımcı uygulamaları vardır. Benim de telefonumda “Deniz” isimli klasör altında kullandığım/alıştığım denizcilik uygulamalarım bulunmaktadır. Uygulama ikonlarının yer aldığı ekran resmini aşağıya kopyalıyorum; ola ki ilginizi çekebilir.
Bu seyahatimizle, yapılacaklar/gezilecekler listemizde yer alan bir kaleme daha tik atmış olduk, şükürler olsun. Güzel havalarda Kuzey Egenin incisi Halkidiki Yarımadalarını ve Kuzey Sporadlardaki muhteşem adaların muhteşem koylarını gezdik; hatıra biriktirdik.
Limanları çok düzenli, teknelerin bilumum ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte, Yunanistan'ın Avrupa Birliği fonlarından çok istifade ettiği anlaşılıyor; zaten hemen her Liman girişine o mavi yıldızlı AB tabelası da asılmış; alenen "size burayı … Euro fon kullanarak biz yaptık, unutmayın haaa…" der gibiler. Bölgede gördüğümüz teknelerde Alman ve Fransızlar ağırlıklı; neden destek verdikleri de buradan anlaşılıyor sanıyorum; çünkü zaten buraları ağırlıklı AB vatandaşları kullanıyor.
Özellikle Osmanlı'nın eski topraklarını imkanı olanların Türk bayraklı tekneleri ile ziyaret etmesi çok kıymetli; biz denizciler bayrak gösterme der malum buna; dosta ve düşmana "ben hala buradayım" diyorsun ki bu bana göre çok kıymetli birşey.
Biz de imkan oldukça eşimle Ege Adalarında tekne ile dolaşıp, bayrak göstermeye çalışıyoruz; rüzgarda dalgalanan ay yıldızlı bayrağımız inanın o kadar dikkat çekiyor ki; bayrağı görüp kısıtlı Türkçesi ile Merhaba diyenler, "İstanbul çok güzeel" diye laf atanlar. Daha dün atalarımız buralardaydı, Halkidiki, Athos yarımadası hala dini özerk bölge, Osmanlı buraya hoşgörü ile davranmış, meşhur özel Aynaroz Kadısı ünvanı ile atama yapmış.
Ben “Yunan Adaları” tabirini kullanmak istemiyorum; Ege Adaları, Adalar Denizi ya da Arşipel tabirlerini kullanmış atalarımız. Elli mil karşımızdaki Limnos adasının Mondros köyü önlerinde demirli Agamennon Zırhlısında 1918 Mondros Mütarekesi imzalanmış. Daha dün 1915’de Çanakkale boğazına saldıran yedi düvelin lojistik gemileri Mondros koyunda demirlemiş. Yunanistan'da malum sanayi yok, gelirleri hep turizme bağlanmış; onun için turist rahatsız edilmek istenmiyor. Belki de bu yüzden bayrağımız rahatsız etse de ses çıkarılmıyor olabilir.
Her güzelliğin bir sonu vardır; bir aydır yaşadığımız ve şükrümüze vesile olan güzelliklerin de sonu geldi. Gezdik, bozulmadan gördük; nitekim İnsanoğlu tabiatı çok hor kullanıyor. Nerede insan az ise oranın güzelliklerine, denizinin berraklığına hayran olduk. Örneğin 500 mt.den fazla yaklaşılması ve dişi insan ve hayvanatın girişi yasak olan dini özerk bölge Atos (Aynoroz) yarımadasının önündeki denizin turkuvaz berraklığı muhteşemdi. Dönüş yolunda adının söylenmesi çok zor olan bir adaya uğradık, Efstratios Adası; aslında kıraç bir ada ama hemen liman mendireğinin dışında demir attığımız yerde denizin berraklığı sözle anlatılabilecek gibi değildi, zihnimizde yer etti. Bir de Kuzey Egede bir tane bile deniz anası görmedik desek yeridir; halbuki Marmara deniz anası kaynıyor.
Yelkenli tekne ile seyahatin genel şartlarında az ile yetinmek vardır; az yer-içer, az tüketirsiniz, hatta tüketmek zorundasınızdır. Yoksa eksilenin, bitenin yerine koymak zordur; hele de Euro ile alışveriş yapılan memleketler bize göre 36 kat pahalıdır. Denizci minimalist yaşam tarzını benimser; bu da israfı önleyen önemli bir usuldür. Bu yaşam tarzı insanın melekelerine de yansıyor; eve geldim, hala musluğu az açıp, hızlıca kapatıyorum

Yelkenli tekne ile seyahat sabır işi; toplamda 540 mil civarı yol yaptık; saatte 2,5 lt. mazot harcayan 27 HP motor ile 140lt mazot harcamışız; ortalama süratimiz 4,5 kt/saat yani sadece 8,3km/saat olmuş. Acelesi olan, sabırsız olan birisi için bu sürat zulüm gelebilir. Nitekim biz de Çanakkale Boğaz tırmanışında kuvvetli akıntıya ve karşı rüzgara rastladığımız yerlerde süratimiz 1kt'lara kadar düştüğü oldu; Sektörlerden izin alarak cenova yelken takviyesi ile patinajı yenebildik. Boğazda yelken açmak yasak; ancak telsiz ile Sektörlerden izin alarak motor+yelken ile seyahat edilebiliyor.
Bu seyahatte iki rapalamızı denize verdik, muhtemelen kaçan balık büyüktü:) Onun dışında birkaç kupesden başka balık yakalayamadık; zaten vaktimiz de olmadı.
Yine çok şükür ki teknede başedemeyeceğim bir arıza olmadı; Dua-1 bizi güvenle gezdirdi. Oniki yıldır kullandığım bot/dingi artık beni değiştir demeye başladı; yapışkanın miadı doldu demek ki, hergün bir başka noktasından hava kaçırdı; ben de bastım hızlı yapıştırıcıyı (japon) devam ettim.
Her gün sabah/akşam yüzmek iyi geldi; beş kilo vermişim. Demir attığımızda çıpamız zemine saplanmış mı diye zaten denize dalıyorum, devamında da şnorkel ile deniz altı hayatını seyreylemek harika oluyordu. Birkaç su altı kamera çekimi de yapabildim.
Myrina'dan çıkış aldığımız gün demiri toparken baktık ki zincir sarmış gelmiyor, dalıp kontrol ettiğimde gördüm ki zeminde zincirimiz devasa bir başka çıpaya sarmış. Neyse ki dalış yapabileceğim 5 mt.lerde idi de kurtarabildim.
Son söz rahmetli üstadımız Sadun Boro'dan olsun; "Denizcinin hayatının %40'ı endişe, %50'i meşakkat, %10'u da keyiftir." Biz o %10'a talibiz, vesselam. Allah herkesin gönlüne/ hayallerine göre versin.
Hadi bir denizci sözünü daha aktaralım; "Hayallerinize dikkat edin; gerçekleşebilir!"
Selam ve dua ile.