Telsiz verici cihazlarını ruhsata tabi olması
teknik açıdan çok saçma değil bir gereklilik aslında.
Tüm dünyada
verici cihazların frekans kontrolü ve düzenlemesi için çeşitli kayıt kuyut sistemleri var.
Uluslarası frekans planları ve her ülkenin buna uygun kendi ulusal frekans planları var.
Bu planlarda sadece bazı frekans bantları (PMR el telsizleri gibi) serbest bırakılmış, diğer her türlü verici cihaz bir şekilde ilgili kurum üzerinden kayıt ediliyor.. (Örnek cep telefonları, wireless modemler, bebek dinleme telsizleri gibi..)
Ruhsat değil ama bizdeki
uygulama yönetmelikleri ne yazık ki 80'lerdeki askeri yasakçı kafa ile yazılmış ve halen yazılıyor. (Çünkü aynı kafanın yeşili ile muhatabız!)
Yönetim kontrol ve düzenleme yapamadığı, anlamadığı herşeyi yasaklamayı kolay buluyor. (
Bakınız karada AIS istasyonu işletememek, AIS verilerini paylaşamamak vb.)
Diğer yandan bir de elindeki
gücü yetkiyi birilerine peşkeş çekmek için de bu yönetmelikler kullanılıyor. (
Bakınız AIS transponderlerde yerli yandaş bir markayı ihya etmek için dünyanın hiçbir yerinde olmayan Türk tipi AIS yönetmeliğimiz bizim amatör teknelere ucuz/basit AIS cihazlarını takıp seyir güvenliğimizi sağlamamızı engel oluyor.)
Velhasıl bizim canımızı yakan kayıt kuyut ruhsat değil yasakçı yönetmeliklerdir..