Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Eski Zaman Denizcileri

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#45: 01 Ekim 2020, 09:41:32
Burak mühürün önemi şurada;

Mühür Nefertiti'nin firavun olduğunu kanıtlıyor. Oysa Akenaton 'dan sonra Nefertiti 'nin firavun olup olmadığı ya da akibeti bilinmiyordu.

Bu mühür Nefertiti'nin firavun olduğunu kanıtlıyor. Arkeolojik açıdan önemi burada.

Yoksa mühür tek başına elbette Nefertiti'nin teknede olduğunu göstermiyor.

Burada anlatmaya çalıştığım bu konuya dikkat çekmek ile ilgili.

Kleopatra ve Nefertiti dünya genelinde isimleri en iyi bilinen iki kadın Mısır firavunu. Her ikisi de Mısır tarihinin çok çalkantılı döneminde firavun olmuşlar.

Tarihle ilgilenmeyen kişiler bile bu iki isimi bilir neredeyse bütün dünyada.

Şimdi elin adamı hepi topu bir balıkçı teknesi buluyor ve bunun yaşı İsa'nın yaşadığı döneme denk geliyor diye tekneyi İsa'nın teknesi diya adlandırıyorlar.

Bunun ülkelerin kültürel turizmi için ne kadar önemli olduğu malum. Şimdi bizde bulunan batık Nefertiti ile aynı dönemde olmak ile kalmayıp , içinden bir de Nefertiti mührü çıkıyor ve bu bir firavun mührü.

Uluburun batığı bilimsel çevrelerce çok iyi biliniyor. Ama tarih ile ilgili olmayan büyük çoğunluğun bu batıktan haberi bile yok.

Yani İsa 'nın döneminde bulunan bir balıkçı kayığı İsa 'da işte böyle kayıklara biniyor olmalı diyerek hiç bir arkeolojik kanıt olmadığı halde bu şekilde adlandırılabiliyorsa biz haydi haydi bu tekneye Nefertiti batığı die isim takarız diye düşünüyorum.

BU vesile ile bu ve bu tür yazıları neden yazdığımı da özetleyivereyim. Denizcilik ve sualtı arkeolojisi ile ilgili hafif yazılar yazıp bu konuya dikkat çekmeye bir bilinç oluşturmaya çalışıyorum. Çünkü bir çok antik liman yerleşima açılmış durumda. BU konuda bir kamuoyu yaratmaya çalışmak ve bu değerlere dikkat çekmeye çalışıyorum.





  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#46: 01 Ekim 2020, 10:43:42
Ersin belli ki bayağı bir okuma yapmış, döküman toplamışsın.

Keyfine ve zamanına denk gelirse Piri Reis haritaları (özellikle bizim denizler için) hakkında bişeyler yazsan (güncel ile farkları vb.) harika olur diye düşünüyorum.. :)

Yukarıda Alanya haritasını (güncel-PiriReis karşılaştırması) koyamamıştım, bir daha deniyorum;

(Bu arada ÇARKÇIBAŞI'na not:
İlginç çekilde şu adresteki fotoyu IMG tag'ı ile foruma koyamıyorum: "https://nauticalarch.org/wp-content/uploads/2015/05/KW-4052.jpg" Bunu koyunca HTTP500 hatası veriyor forum.. Garip..)




  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#47: 01 Ekim 2020, 21:21:50
Özgür, Ben Baltimore 'de Walters Art Museum da bulunan sayısal Piri Reis Bahriyye 'yi kullanıyorum. Ayrıca Nalan Yakarçelik 'in Deniz Müzesinde bulunan kopyaları karşılaştırdığı bir çalışması var. Keza Sanemoğlu'nun çevirisi ayrıca Yakarçelik'in yardımı ile özellikle Uluburun'un olduğu bölgeyi anlatan  yeni bir çeviri de var.

O zaman sana koyduğun haritalardaki muhtemelen dikkatinizi çekmeyen bir detayı açıklayayım. Haritaya dikkatle bakarsan Alanya Kalesinde doğu tarafında iki kulede , batı tarafında da bir kulede siyah bir duman gözüküyor.

Bu gördüğün duman o kulelerin deniz feneri olarak kullanıldığının işareti.  Zamanında deniz fenerleri yakıt olarak katran kullanılıyordu. Zamnında fenerler gündüz de kullanılıyordu. Katran kullanılmasının bir nedeni de budur. Katran yanarken çok duman çıkarıyor çünkü. YAz aylarında Akdeniz'de görüş mesafesinin 2 mile düştüğü zamanlarda siyah katran dumanı çok iyi iş görüyordu.

Piri reis haritalarında bugünkü modern haritalarda olan her detay var. Gemiler mesela. Gemilerin yönü , tipi ve bayraklarının yönü çok şey anlatıyor. Keza karadaki bayraklar da limanın hakim rüzgarlarını anlatıyor. Piri Reis haritalarını yelkenci gözü ile bakarsanız çok şey görürsünüz.

Dur ben bir konu başlığı açayım en iyisi. Bir forumda olması gereken bir konu başlığı bu zaten


  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#48: 01 Ekim 2020, 21:32:39
Burak mühürün önemi şurada;

Mühür Nefertiti'nin firavun olduğunu kanıtlıyor. Oysa Akenaton 'dan sonra Nefertiti 'nin firavun olup olmadığı ya da akibeti bilinmiyordu.

Bu mühür Nefertiti'nin firavun olduğunu kanıtlıyor. Arkeolojik açıdan önemi burada.

Yoksa mühür tek başına elbette Nefertiti'nin teknede olduğunu göstermiyor.

Burada anlatmaya çalıştığım bu konuya dikkat çekmek ile ilgili.

Kleopatra ve Nefertiti dünya genelinde isimleri en iyi bilinen iki kadın Mısır firavunu. Her ikisi de Mısır tarihinin çok çalkantılı döneminde firavun olmuşlar.

Tarihle ilgilenmeyen kişiler bile bu iki isimi bilir neredeyse bütün dünyada.

Şimdi elin adamı hepi topu bir balıkçı teknesi buluyor ve bunun yaşı İsa'nın yaşadığı döneme denk geliyor diye tekneyi İsa'nın teknesi diya adlandırıyorlar.

Bunun ülkelerin kültürel turizmi için ne kadar önemli olduğu malum. Şimdi bizde bulunan batık Nefertiti ile aynı dönemde olmak ile kalmayıp , içinden bir de Nefertiti mührü çıkıyor ve bu bir firavun mührü.

Uluburun batığı bilimsel çevrelerce çok iyi biliniyor. Ama tarih ile ilgili olmayan büyük çoğunluğun bu batıktan haberi bile yok.

Yani İsa 'nın döneminde bulunan bir balıkçı kayığı İsa 'da işte böyle kayıklara biniyor olmalı diyerek hiç bir arkeolojik kanıt olmadığı halde bu şekilde adlandırılabiliyorsa biz haydi haydi bu tekneye Nefertiti batığı die isim takarız diye düşünüyorum.

BU vesile ile bu ve bu tür yazıları neden yazdığımı da özetleyivereyim. Denizcilik ve sualtı arkeolojisi ile ilgili hafif yazılar yazıp bu konuya dikkat çekmeye bir bilinç oluşturmaya çalışıyorum. Çünkü bir çok antik liman yerleşima açılmış durumda. BU konuda bir kamuoyu yaratmaya çalışmak ve bu değerlere dikkat çekmeye çalışıyorum.







Ben ilgiyle okuyorum sadece populist bir şey gördüğümde şaşırıyorum. Arkeoloji milletler üstü siyaset üstü bir şey Dünyadaki  tüm insanların kültürel hazinesi böyle bir şey varsa emin ol tüm dünya yazar bunu kimse saklamaz.
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#49: 01 Ekim 2020, 21:40:42
Özgür ekledim senin resmi bir koruma yada boyut sorunu var sanırım ekran görüntüsünü alıp ekledim bende diğer türlü olmuyordu.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Ekim 2020, 21:42:46 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#50: 02 Ekim 2020, 02:54:40
Ben ilgiyle okuyorum sadece populist bir şey gördüğümde şaşırıyorum. Arkeoloji milletler üstü siyaset üstü bir şey Dünyadaki  tüm insanların kültürel hazinesi böyle bir şey varsa emin ol tüm dünya yazar bunu kimse saklamaz.

Kimse bir şey saklamıyor zaten. Uluburun batığı özellikle Nefertiti Mühürü yüzünden bu yüzyıldaki en önemli arkeolojik çalışmalardan sayılıyor. Ancak ben yaptığım okumalardan Arkeolojik disiplinler arasında bir rekabet olduğunu da düşünmüyor değilim.

G.F. Baas yazdığı kitapta açıkça antik Mısır tarihçilerinin Nefertiti'nin firavun olduğunun kanıtının Anadolu kıyılarında bir batıkta bulunmasına ne diyeceklerini soruyor olması buna güzel bir örnek.

Gelelim popilist yaklaşımlara. Tarih ve arkeoloji  özellikle bizim toplumumuzda eğitim sistemimizden de kaynaklı olarak çok karşılık bulmuyor. Özellikle gençlere sıkıcı geliyor bunlar. Tarih sevmeyen bir kişi için Nefertiti'nin mührünün Uluburun'da bulunması bir şey ifade etmiyor.  Oysa özellikle denizcilik tarihi ile ilgili
antik limanlar , batıklar ile ilgili  bir bilinç oluşturmak gerekli. Bu da işte benim yazdığım gibi belli bir temele dayanan popilist yazılar belkide bu ilginin uyanmasına bir katkı sağlar.

Nefertiti'ye ne olduğu Mısır tarihinin en gizemli sorularından birisi. daha önce de yazdığım gibi adamlar Mısır'da bir kadın mumyası bulduklarında önce Nefertiti 'mi diye bakıyorlar. O derece merak uyandıran bir konu.

Nedeni Nefertiti'nin kocası Akenaton 'un ilk tek tanrılı dini kurmuş olması. Akenaton bu yüzden yeni bir başkent kuruyor. Yeni tapınaklar yaptırıyor ve bu yüzden eski dinin rahipleri ve bu rahiplerin temsil ettiği kitle ile ters düşüyor. Nitekim öldükten sonra Mısır 'daki tüm yazılardan ismi siliniyor.

Şİmdi bu kadar ilgi uyandıran konu ise Akenaton'un mumyası, oğlu Tutankhamon 'un mumyası birinci dereceden akrabaların mumyası bulundu ama Nefertiti yok!

İşte Uluburun'daki mühür Nefertiti 'nin Akenaton'dan sonra firavun olduğunu kanıtlıyor. Muhtemel kısa bir süreliğine yapmış olmalı. Çünkü sonrasında oğul Tutankhamon firavun oluyor. Oysa şu dakikalarda dahi herhangi bir sayısal ansiklopediyi açsanız akenaton 'dan sonra oğlu Tutankhamon un firavun olduğu yazılı.

Mısır'da Akenaton 'un ölümü ile ciddi bir karışıklık yaşandığı açık. Bu süreçte Nefertiti 'nin ülkeden yeni bir koloni kurmak için gerekli malzme ile kaçmış olması pekala mümkün. Bence kaçabileceği tek bir yer vardı. O Anadolu.

Süleyman Özkan 'ın Anadolu 'da bulunmuş eski Mısır eserleri ile ilgili bir çalışması var. Buluntular sıralanmış ve bulunanlara bakılarak Akdeniz kıyı bandında bulunan birçok antik kentin henüz kazılmadığını ancak kazılar ilrledikçe bir çok antik Mısır eserinin bulunmasının ciddi bir olasılık olduğunu yazıyor.

Uluburun gerçekten gizmli bir batık. İçinde bulunan 26 adet taş çapa bunun en önemli kanıtı. Dönemin bilinen limanlarında demirleme bugün kullandığımız tonoz sistemi gibiydi. Daha önceden atılmış olan taş çapalara bağlanıyordu tekneler. O yüzden gerek Kyrenia gerekse Gelidonya batığında bu sayıda taş çapa bulunamadı.

Keza dönemin iş tekneleri az mürettebat ile kürek dahi olmadan belli ve çok iyi bilinen güzergahlarda seyir yapıyorlardı.

Oysa Uluburun daha çok bir keşif gemisi gibi. daha önceden bilinmeyen koy ve doğal limanlara girebileceği düşünüldüğünden ve bu hiç kullanılmayan limanlarda çapa gerekeceğinden bu kadar çok çapa taşıyor olmalı. Ağzına kadar çeşitli yükler ile doldurulmuş bir antik çağ teknesinde 26 adet çapa hiç anlamlı gelmiyor açıkçası. son derece deneyimli bir kaptan tarafından idare edilfiği kesin olan bu teknede kaptanın gereksiz yere ağır taş çapaları taşımayacağı çok açık.

Kaptanın deneyimli olduğunu da nereden çıkardın diyecek olursanız yüklerin dağilımına ve nasıl düzgün yerleştirildiğine bir bakın derim o zaman. Yük titizlilikle yerleştirilmiş bu çok açık.

Yükün doğru yerleştirilmesi salması olmayan karinası düz bir tekne için hayati önem taşıyor olmalıydı. Bunun titizlikle yapılmış olması ve neredeyse 3500 yıl sonra bile dağılmadan duruyor olması kaptanın deneyimine en büyük delil bence.







  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#51: 10 Ekim 2020, 00:44:54
fotoğraflar kaymış.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 87
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#52: 12 Ekim 2020, 16:54:44
İlgiyle takip ediyorum, Elinize sağlık;
Uluburun batığı ile ilgili bir proje de altta var.
Eski çapalar vs.
http://360derece.info/antik-donemde-cipalar-ve-demirleme
selam ve sevgiler
  • IP logged
YOLO
You Only Live Once

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#53: 14 Ekim 2020, 06:03:09
fotoğraf boyutlandırmasını düzeltebilirmisiniz lütfen?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#54: 15 Ekim 2020, 22:39:47
Teşekkür ederim Aygün bey. Verdiğiniz link de önemli bir çalışma. Çapalar bizlere o dönemden kalan en önemli ipuçları.

Uluburun batığında kıç bölümde bulunan çapaların dizilimi sayesinde en son demir attığı liman üzerinde yorumlar yapacağız pek yakında.

Piri Reis haritalarından faydalanarak oluşturacağımız batış senaryosu sonrası bu sefer geminin son limanını bu çapalar sayesinde bulabileceğiz belki de.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#55: 19 Ekim 2020, 19:23:19
Evet. Şimdi bakalım elimizde ne var;

Öncelikle Nefertiti çapaları teknenin başında değil kıç tarafında duruyordu. Yani teknenin yönü açık deniz değil
Anadolu kıyılarına bakıyor.

Nefertiti neredeyse tamamen yüklüydü. Üstelik yükü korumak için teknede yeterli sayıda savaşçı da bulunuyordu.

Yük, çok düzgün ve bilinçli yerleştirilmişti. Bu işini iyi bilen bir kaptan ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Çünkü seyir sırasında yükte en ufak bir kayma zaten karinası düze yakın olan geminin batması ile eş anlamlı.

Direk dibindeki çapaların dizilişi bu açıdan çok önemli. İskele tarafında bulunan çapaların toplam ağırlığı sancak taraflardakilerden daha fazla. Bu durum neden yükün bu derece titiz şekilde dizildiğini de anlamamıza imkan veriyor. Eğer yük düzgün şekilde dizilmemiş olsa bu ağırlıklar bir işe yaramazdı.

Bir görsel paylaşayım ki daha iyi anlaşılsın.




Bu durumda yelkenli batmadan önce iskele kontra gidiyordu diye yorum yapmak mümkün bu durumda. Balastın nasıl kullanıldığını da gösterelim.



Balastın bu durumu yelkenlerin açık olduğunun da bir kanıtı.




Yani bu görüntünün tam tersi. Rüzgar iskele tarafından yani karadan esiyordu  ve hafif hava seyri yapılmaktaydı tekne yara almadan hemen önce.

Teknenin batış pozisyonu iskele tarafına 10 derece yatık vaziyette kıç taraf aşağı doğru ve iskele kıç omuzluğunda bulunan yükler tamamen dağılmış vaziyette. Bu durumda teknenin deniz tabanına iskele kıç omuzluktan ilk olarak çarptığını düşünmek mümkün.

Diğer taraftaki yüklerin hiç dağılmamış olması teknenin kıç omuzluk dışında dağılmadan ve bir bütün olarak deniz tabanına oturmuş olduğunu gösteriyor.

Mürettebat muhtemel direk dibinde iki yelkenci , kıç tarafta kaptan ve dümenci maksimum 4 kişi olmalı.

Kaç yolcu ve savaşçı vardı? Bunlar için biraz daha ders çalışmak gerekecek sanırım.

Şimdi gelelim için en sır dolu kısmına. Teknede neden bu kadar fazla çapa vardı? Artık biliyoruz ki antik çağlarda demir yerlerinde aynı bugün tonoz sistemi gibi taş çapalar atılmış vaziyette bulunmaktaydı. Yani Nefertiti eğer sıradan bir ticaret gemisi olsaydı teknede asla bu kadar taş çaoaya gerek olmazdı. ÇÜnkü zamanın ticaret gemileri az personel ile çok iyi bilinen limanlar arasında çok iyi bilinen mevsim ve hava şartlarında seyir yapmaktaydılar.

Teknede 22 ve 24 kg ağırlığında iki küçk çapa da bulundu. Bunlar teknede bulunan bir flikanın çaopası olabilir diye yorum yapan akademik çalışmalar okudum. Oysa bu teknelerde hiç filika bulunmuyordu. Bunu antik çağlardan kalma seyir notlarından çok iyi biliyoruz.

Bunlar klavuz çapalardı. Yani Çapanın ilk bırakılacağı noktaya bu hafif çapalar önce atılıyor sonra daha büyükleri atılıyordu sırayla. Klavuz çapaların pozisyonu daha önceden kullanılıp kullanılmadığı ile ilgili bir bilgiye ulaşmamızı engelliyor.

Ancak çapaların çokluğu bize şu bilgiyi kesinlikle veriyor. Nefertiti birden fazla bilinmeyen limana uğramak üzere yola çıkmıştı ve seyrin hemen başında idi. Belki bir limanda demirlemiş olabilir en fazla.

Peki kaç limana uğrayacaktı? Bunu bize sadece çapa sayıları veremez elbette. Bun destekleyen başka bir kanıta ihtiyacımız var. Yükün dizilişi.

Madem kaptan bu kadar deneyimli, yükü mükemmel bir şekilde yerleştirmiş ve birden fazla limana uğrayacağı belli, bu durumda muhtemel duracağı limanlar da belli olmalı.

Taşınan yükün bir özelliği var. Kalay ve Bakır. Yani bunlar tek başlarına hiç bir işle yaramıyorlar. Beraber boşaltılmaları gerekiyor. O zaman bakınız yük bize neler söyleyebilir.

1 Uzun bir rota birden fazla ancak bilinmeyen limanlarda demirleme ve son ve tek limanda boşaltma

2 uzun bir rota birden fazla bilinmeyen liman ve bu limanlarada kısmı boşaltma.

Yükün ağırlığı ve yerleşim şekli ve çapalar bize binlerce yıl önceden fısıldayacaklar..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#56: 20 Ekim 2020, 08:02:58
Dün gece yük dağılımını tekrar çalıştım. Açıkçası yeni okumalar yaptıkça daha farklı bakış açıları geliştirebiliypr  insan. İlk okumalarda ilginizi çekmeyen kimi detaylar sonrasında önem kazanıyor. Yük dağılımı bu açıdan  tekrar incelemeye değer gözüküyor.

Yük dağılımı ile birlikte bir detay daha ilgimi çekti. Batıkta 9 adet mühür bulundu. Mühürlerin üzerindeki figürleri çalışmaya başladım. Kimileri çift mühür yani birden fazla mühür tek bir kişiye ait olabilir.

Bulunan eşyaları tekrar inceleyince mühürler gibi biirçok kıymetli kişisel eşyanın öylece bırakılmış olduğunu görüyorsunuz.

Hatırlayacaksınız Synesius meşhur mektubunda kaptanın batma tehlikesi geçirdiği sırada tüm yolcuları uyardığını ve yolcuların boyunlarına kıymetli eşyalarını asarak korku ile beklediklerini yazıyordu. Hatta boyunlarına asabilmeleri için kordon bile dağıtılmış gemide.

Oysa Nefertiti gemisinde mühürler de dahil olmak üzere bırakılmış öyle çok kişisel kıymetli eşya var ki.

Bu bize Nefertiti'nin beklenmeyen bir sırada batmış olabileceğini gösteriyor.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 196
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#57: 20 Ekim 2020, 09:23:22
Baska bir bakis acisi getirmek istiyorum. Acaba bahsettigimiz tekne dogal yollardan mi yara alip batti?
Gemi batarken herkes diger dunya icin degerli esyalarini boyunlarina astigini ama bu teknede boyle.bir olay olamadigini belirtmissiniz. Eger dediginiz gibi tekne Nefertiti'nin gemisi ise ve dusmanlari tarafindan yakalanip icindeki herkes esir olarak, hic bir esyalarini alamadan, tekneden cikartilmis ve sonrasinda tekneye zarar verilip batirilmis da olabilir.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#58: 20 Ekim 2020, 12:47:43
Cenk bey her şey mümkün. Belki de Patara askeri limanından kalkan triremelere yakalandılar. Ya da yakalanmamak için tekneyi kendileri batırdılar. Öyle çok senaryo var ki. Hepsi de mümkün. Ben bu geminin o dönem tarihin önemli bir kavşağında battığına inanıyorum. Batmasaydı her şey çok farklı olabilirdi belkide.

Teknenin battığı yerin batık ya da kayalık, bir şekilde Piri Reis portalanlarında gösteriliyor olması çok önemli bana göre. sonuçta konunun uzmanları değiliz ama bu tekne ile ilgili ileride ya da mevcutta  ciddi başka yazılı kanıtlar  bulunacağına inanıyorum açıkçası
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Eski Zaman Denizcileri
#59: 21 Ekim 2020, 11:41:12
Ersin,
Piri haritasında görülen Uluburundaki iki kayanın üstünde bir yazı yazıyor, sanırım Osmanlıca (Arapça olarak gugıla çevirtmeye çalıştım olmadı), onu tercüme edebilsek bir fikir verir belki?
Bu haritaların tercüme edilmişleri yok mu bi yerlerde?

öZgür (mobil)

  • IP logged
><(((º>

 
Yukarı git