Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Fransa' dan bir tekne transferi

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Fransa' dan bir tekne transferi
OP: 08 Mayıs 2020, 22:29:42
Sevgili arkadaşlar bu konuyu daha önce ge ko da yazmıştım. Önceden okuyanlar isterlerse pas geçebilirler.
Tekrar yazmamın nedeni Burak biraderimin dikkatlice okuyarak tecrübeleri doğrultusunda eleştirmesidir. Bu transferi teknesi olsun olmasın tüm arkadaşların, ben olsam ne yapardım diyerek, eleştirmesi beni çok mutlu edecektir. Eleştiri teknik konularla sınırlı değil, davranışlar da eleştiriden nasibini almalı. Yani yol uzun ve ustanın dediği gibi sündürerek  yazılacak ve sündürme kısmı dahil her yönü eleştirilebilir.
Yazı tamamen ilk yazıma sadık kalınarak, gördüğüm hatalar düzeltilerek, siz olsanız ne yapardınız
 benzeri sorular ile ve şimdiki aklım olsaydı şöyle yapardım ilaveleri ile yazılacak.
Amacım sadece muhabbet kıvamında paylaşımda bulunmak, soru cevaplar ile siz dostları daha yakından tanımak ve hapis günlerinde güzel zaman geçirmek.
Yazdığım kavye siyah üzeri ince beyaz harfleri olan 10'' notebookun klavyesi. Akşam gözler bu kadar müsaade etti. Sabaha görüşmek üzere.  ;)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#1: 09 Mayıs 2020, 06:45:13
Utku Abi günaydın
Çok bekletmezseniz seviniriz
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#2: 09 Mayıs 2020, 06:46:31
Günaydın.
Bu sabah adet olduğu üzere 06 - 09 vardiyası bende.
00 - 03 vardiyası Akif kaptanımızın. 03 - 06 vardiyası Erkan kaptanımızın.
Bu düzen donatanın ve misafirlerinin Minorka'da Türkiye'ye gitmek için ayrılmalarından sonra, gece yolda isek, sürekli uygulandı.
Ben en başında zorunlu değilsek gece yolculuğu yapmak istemedim ve bunun uygulanması adına vardiyaya girmeyeceğimi söylemiştim. Erkan kaptanımızın uyku sorunu olduğunu çok iyi biliyordum. İlk teknesi ile Bodrum'a giderken öğrenmiştik. Çeto'ya tekneyi durduralım uyuyalım sabah devam ederiz dediğinde Çeto 2. vardiyasına devam etmişti. İlk gece zaten tüm tekne vardiyada idik desem yeridir. Teknede sahibi, 2 misafiri ve yelkende tecrübe sahibi olan biz 3 kaptan vardık. 2 gece fırtınanın ortasında idik hepimiz uyanıktık ama Akif kaptan dışında her kes farklı şekilde abandone olmuştu.
Bu kısa girişten sonra tekneyi hatırlamak adına nette biraz gezinmeye çıkmam lazım. Tekne oto pilotta şimdilik. Ama arızalı sık sık 180 derece geri dönüyor.  ;)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#3: 09 Mayıs 2020, 08:32:10
Bundan sonrası ge ko dan alıntılar. ;)

Sevgili arkadaşlar bu topiği reklam olsun diye değil, sadece Fransa'dan Türkiye'ye gelene kadar hiç bir sorun çıkarmadan sürekli çalışarak  bizi evimize sağ salim getiren bu şahane motora minnetimin bir ifadesi olarak açtım.
Acrab teknesi 58 feet Beneteau Oceanis  yelkenli bir tekne. Erkan kaptanımın deyimiyle Beneteau’nun amiral gemisi ve serinin 5. üretimi olan bir çıtır. 3 adet çift kişilik tuvalet banyolu odası ve başta üsten girilen tuvaletli personel kabini mevcut.
Bendenizin görevi yaşım ve tecrübem gereği süvarilik idi ama mütavazi kişiliğim ve profesyonel kariyerim doğrultusunda çarkçıbaşılık görevini ve yaşanan olaylardan sonrada, kaptanlarımı kızdırmayı göze alarak''ben haklıylıymışımcılığı'' üstlendim (bu durumda tevazu bırakılıyor haliyle).
Motorumuz 140 beygir gücünde turbo dizel kendinden havasını alabilen yeni nesil bir motor. Donatanımız,
sağ olsun bizler sıkıntı çekmeyelim diye 2 adet 240 lt. depoya ilaveten 2 adette 300 lt.lik opsiyonel depo daha koydurmuş.Gel gelelim bize tekneyi teslim eden aracı firma son anda yola çıkarken bunun farkına vardı ve bu depoları da doldurduk şükür.

https://sailboatdata.com/sailboat/oceanis-58-beneteau

 ?0-? İlave açıklamalar.
Önceki yıllarda Erkan biraderim kendi Beneteau Cyclades 39 unu getirirken de beraber  getirmemiz için çok ısrar etmiş o zaman da tansiyon ve bağışıklığımın düşük olması nedenleri ile teşekkür etmiştim.
Bu yolculuk için de çok ısrar edilmiş ama tarafımdan tekrar teşekkür edilmiş idi. Öncesinde biraderim eşimi ve beni Hollanda'da ki evlerine davet etmiş, biz de  kabul etmiş ve çok önceden biletler almıştık. Tam gidileceği tarihte teknenin teknenin teslim edileceği söylenmiş. Ben biletleri açık tarihe alalım dediğimde eşimin ''git katıl, o kadar endişe etme,ileride torunlara anlatacak anıların olur'' demesi üzerine olay başladı. Poseidon'u yalnız bırakmayan yüce Zeus da bu hikaye değil roman olacak deyip işe karıştı. İzlanda'da volkan patladı ve Erkan ile benim dışımızdaki arkadaşların uçaklarının kalkamaması işleri hepten karıştırdı. Programlar alt üst oldu. Tekne denilen zamanda teslim edilemedi. Arkadaşları İspanya'dan almamız gerekti.  İçimizden biri İspanya ne güzel mi dedi ne etti bilmiyorum ama Zeus bize Korsika'ya gidecekken İspanya Minorka turu planladı.
Hanım doğru demiş ne hikayeler çıktı. :)



  • IP logged
« Son Düzenleme: 09 Mayıs 2020, 08:34:31 Gönderen: O.Utku Uçkan »
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#4: 09 Mayıs 2020, 08:52:32
Akşam Parpignan, Korsika (Ajaccio)yolunun yaklaşık 1/3 geride kaldığında  Akif kaptanım arkadan gelen ğri renkli
ve beyaz yüksek çatılı apartmanlara bakmadan aslanlar gibi dümen tutuyordu. O görüntüsü ile ve asla bozulmayan midesi ile gözümde devleşmiş ve
O anda bana sessizce''Utku abi sağlam ellerdesiniz,38. kez mideni boşalt ve rahatla''mesajını vermişti. Ama kokpit kirlenmesin diye büyük özverilerle kokpitin dışına sarkarak
rahatlamam esnasında  bana ''abi dışarı sarkma,kokpite yap dalgalar ve yağmur nasılsa sürekli yıkıyor'' diye bağırmasını ve Eyübün arkamdan can yeleğime sarılmasını anlayamadım doğrusu    .Rahatladıktan sonra iskele dümenine doğru ''yanındayım Akif'im korkma'' der gibi geçtiğimde, önümdeki  rüzgar göstergesinde gerçek rüzgar hızının 8 bufor olduğunu okuyunca neden bağırdığını anladım. Rüzgardan sesiniduyamam diye okadar bağırıyormuş demek. Serpinti körüğünün kuytusuna geçtikten bir müddet sonra, üzerimizdeki su geçirmezlere rağmen, sırılsıklam olan iç çamaşırlarımı değiştirmek için kendimi tekrar tuvaletin sıcak ortamına attım. Dıştaki sözde su geçirmezler dışında değişen ıslak giysiler banyoya atılıyor, kurular giyilip tekrar içeride bulanan mide boşaltılmak için kokpite çıkılıyordu.Sadece ağzımı çalkalamama rağmen yükselen tansiyonum nedeni ile sürekli tuvalete aşağıya iniyor,
sonrada midem bulandığı için tekrar kokpite tırmanıyordum.İçimde tutamıyacağım için tansiyon hapımı alamıyordum ama dil altı hapım imdada yetişti. Kuruyan ağzımda erimiyen hap ile ciddi bir mücadele verdiğimi anımsıyorum.Fakat vucut atacak bu kadar sıvıyı nereden buluyordu anlayamadım   .Tekrar kokpitteydim ve Akif'im hala dümendeydi.Eyüp ve Osman ise kokpitte serpinti körüğünün koruyamadığı serpinti ve yağmura karşı sigara içme mücadelesi veriyorlardı. Sigaraların üzerinde yazan ''dikkat öldürür'' yazısı o an gerçekten çok komik kalıyordu ve muhakka ki ''nasılsa gidiyoruz anasını satayım'' diyerek daha da bir saldırıyorlardı kuru bulabildikleri sigaralara    . ''Akif'im kaç gösteriyor'' sorusuna ''9 Abi '' cevabını alınca ''bende birtane yaksam mı acaba?'' diye düşündüm ama sigara benim için hep bir keyif maddesi olmuştu ve o an hiç uygun değildi. İçeri girip salondaki koltuğa uzandım
ve motorun huzurlu mırıldanması ile yorgun düşen vucut kendinden geçti. O an bizi yaşama bağlayan şey sadece motorun düzgün ve tam gaz çalışırken çıkırdığı sesdi. .Mediterrainean kaptanı deryası    .
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#5: 09 Mayıs 2020, 10:52:16
Kaldığımız yerden devam edecek olursak, anladığım  Beneteau bu kadar güçlü bir motor ve pervane arasındaki aktarma organlarını  korumayı elektronik gaz kolu kullanarak sağlamaya çalışmış. Yani örneğin benim teknemde olduğu gibi mekanik ve tam gaz yüklenildiğinde pervanenin de tam gaz döneceği kaydırma mekanizmalı bir sistem kullanmamış.
Benim motor yatlarda görmeye alışık olduğum elektronik veya elektrikle çalışan bir gaz kolu var yani.
Marşa basıldığında ve motor çalışınca başlıyor boş olduğunu gösteren bir düdük ötmeye ve ışık yanmaya. Siz gerekli butona 2 kez kısaca dokununca düdük susuyor ve gaz kolu aktif hale geçiyor. Bundan sonra gayet yavaş ileri veya tornistan yapabiliyorsunuz. Fazlaca gaz verdiğiniz zaman şanzumanı korumak amaçlı olarak vites  boşa çıkıyor ve düdük ötmeye başlıyor. Manevralar anlayacağınız gayet yavaş ve panik olmadan yapılmak zorunda. Ha bu arada bir de dalgalı denizlerde teknenin başı suya gömülüp kıç havalara kalkınca, pervane boşa çıkıp deli deli dönmeye başlayınca da koruma amaçlı olarak off şhore motor boat yarışlarındaki co pilot gibi birisi gazı kesemediği için yine boşa çıkıyor ve o havada size gaz kesip vitesi tekrar ileri almak ve gaz vermek gibi iş düşüyor ki bu pek iyi bir durum olmasa gerek. En iyi Akif kaptanın yorumlayabilir diyeceğim.
Yola çıktığımız günün akşamı, ertesi gün ve gecesi boyu yediğimiz dayaktan sonra kamaramda yarı uyur yarı uyanık söyle sayıklıyordum ''yemişim teknesini sağ dönersem eğer satıp Far Out'u  dünürümün yanında bir bağ alıp denize ayaklarımı bile sokmam artık''. Ama Erkan kaptanımın bir sözü daha doğrulanacaktı ''abi karaya ayak basalım karnın doysun bak yine denizi özleyeceksin''.
Minorca'da karnım doyduğunda tekrar teknelere bakıyordum. Enteresan olan Minorca benim teknemin ilk destinasyonu idi ve ilk sahibi uzun süre buralarda takılmış ve 2. sahibi rahmetli buradan yola çıkarak İstanbula getirmişti. Yolculuk için haritaları gözden geçirirken bir dolu Balear takım adaları haritasını gözden geçirmiş ve girip bağlandığımız Pedronun yerini gözüme kestirmiştim.
Yola çıkışımızın ilk anlarında deneme amaçlı açtığımız cenoanın halatının rollerın altına dolanması ve farkına varmadığımız bu durumda elektrikli ırgat ile zorlayınca koparmamız sonucu, koskaca cenoa Erkan ve ben başta uğraşırken,hızını artırmaya başlayan rüzgarın etkisi ile Yanılmıyorsam 16 lık ıskaota halatlarını  birer yumruk yapmış ve etrafa saldırıyordu. Cenoa sarma halatı kesilerek yönlendirici yuvalarından çıkarılıp düğümlenerek sarıldı ama ıskotaları açmak mümkün olamıyordu. Yanlış hatırlamıyor isem Erkan bu ıskota yumağı ile kafasına sıkı bir darbe almıştı o sırada. Artık cenoa karaya varıncaya kadar kullanılamayacaktı .Motor seyri ile Korsika'ya saatte 8-8.5 mil hızla yol alıyorduk. Fıransız ''şimdi yola çıkarsanız yarın gelecek fırtınadan kaçmış olursunuz demin hava durumuna baktım'' dediğinde artık bizden sıkıldığını ve bir an evvel gitmemiz için bize gaz verdiğine adım gibi eminim şimdi.O an tekneyi teslim almanın sevinci ile 24 saat sonra fırtınanın tam içinde olacağımızı hiç düşünmemiştik.Rüzgarı iskele baş omuzluktan alarak 300 mil yol alacaktık. Yaklaşık 40 saat demekti.Erkan kaptanımız kafasına aldığı darbe sonucu iptal olanlar grubuna katılmıştı. Ben de sürekli safra atmakla meşgul olduğum için, Akif kaptanımız aramızda dümen tutacak tek denizci durumundaydı ve dualarımız artık onun içindi.Gece bastırmış hava bindirmeye başlamıştı. Donatanımız ilk yarım saatte iptal olarak rekor kırmış ve bulantı hapları yüklemesi yapılarak baştaki master kabinde tavan ve yatak arasında top gibi hoplarken zoraki uyku durumunda tutulmaya çalışıyordu.Bir ara kapıyı açıp ''kapatın şu yelkenleri'' diye bağırdığında kimsenin gülecek hali olmamasına rağmen bu laf yine de günün espirisi kabul edildi. Hava 8 lerden 9 lara çıkıp bir de sürekli yerleşmeye başlayınca Ligurya denizinden kopup gelecek dalgaların daha da sıkıntı yaratacağı düşüncesi ile bir ara kalkan kaptanımız ''deniz domuz kafadan alacağız dalgaları ama en yakın yer e'' diye Tulon'a rota tutalım kararı veriliyor. Kara yaklaşık 40 mil. Kafa denizinde ilerlemeye başlayan Acrab olanca heybeti ile önce şahlanıyor sonra kafası dalgalara  dalıyor. Motorumuz bazen boşa çıkan pervane nedeni ile boşa geçmeleri sıklaştırmaya ve tekne bu ne kadar sürecek diyerek inleyip sarsılmalara  başlıyor, bizler de okumalara. Bu durum Erkan kaptanımın ünlü bir denizcinin sözünü bizlere aktarmasına neden oluyor şöyle bir şeydi ''tanrıya olan inancınız azalmaya başladığında denize çıkın''. Durumun daha kritik bir hal alması tekrar yeni rota belirlenerek Sardinyaya doğru yönelmemize neden oluyor.Rüzgar ve dalgalar iskele apazdan gelmeye başlıyor. Korsika'ya göre yaklaşık 20 mil daha fazla yol demek. Yalpayı azaltmak amacı ile kaptanlar (ben de dahil) ana yelkeni bir miktar açmaya karar veriyoruz. Operasyon gerçekleştirilince sancağa bayılan Acrab daha bir hızla yol almaya başlıyor. Hedefe daha konforlu ve hızlı gidiyoruz ama zaman zaman bumba yalpanın etkisi ile boşa çıkıp tekrar yerine savrulurken ki darbeler Osman arkadaşın endişeli bir şekilde kapatalım yelkeni ya kırılırsa söylemlerini artırmasına ve bizim de  acaba mı dememize yol açıyor.Burada sevgili Haldun Sevel abimin güzel bir sözünü hatırlıyorum''bir korkak koca orduyu bozar ''. Akif kaptanım yorulmuş ve uyumakta iken ana yelkeni kapatma kararı alan kaptanımız  (muhalefet ettim ama) ve ben sarma ana yelkeni kapatan sonsuz halatı da elektrikli ırgata kurban ederek poseidonun gönlünü alalım diyoruz. O karışık anda ana yelken sarma sonsuz halatı (spektra bu arada) kilidinden çıkarılmadan elektrikli vinç çalıştırılınca bomba gibi patlıyor.  Ana yelken açık kalıyor tabii ki. Gürültüye koşan Akif kaptanında operasyona iştiraki ile öyle olmaz ,böyle olur deyip bille ana yelkeni tamamen açıyoruz. Şaka şaka ana yelkeni toplamak için Erkan ve ben emniyet halatına bağlanarak direk dibine gideceğiz ve oradaki sarma sistemini elimizdeki vinç kolu ile saracağız diye düşünüyoruz. Mörfi ise bu aralar tam gaz çalışıyor. İlk gün olan cenoa toplama halatı patlatılması sonrasında dikkatsizce cenoa sarma halatını emniyet halatına dolaştırmamız nedeni ile, emniyet  halatı direk dibine elimiz değer vaziyette gerilip bizi frenliyor.Neyse kolu yerine sokuyoruz ama tam tur attıramıyoruz. Ulan Mörfi sürekli yanımızda gülüyor. Meğer kullanmamız gereken kol yer alan üstten heçten girilen personel kabininde imiş(sonradan öğrendik).Uzun kol bumba altındaki metal gerdirmeye takılıyor ve biz çıkarıp tekrar takarak ana yelkeni kapatmaya çalışırken Poseidon adi len deyip tamamen açıyor. Madem rüzgar var bizde yararlanalım değil mi. Yelkenci değil miyiz ama. Bu arada cenoa 92 ana yelken 74 metre kare imiş galiba, daha iyi ya daha hızlı gideceğiz artık. Bir kez daha silkinerek yatarak uçmaya başlıyan Acrab'ı rahatlatmak için bu kez Akif kaptan kendi kişisel kararı ile ve tek çıkar yol olan  geniş apaza dönüyor. Gösterge 9 da bu ara.Nereden biliyorum artık önümüz nere diye çartplotter inceleniyor.Yeni rota beni sevgili teknemin gezdiği yerlere götürüyor. Geniş araza dönünce tekne rahatlıyor ve silkelenmeler kalmıyor adeta uçuyoruz. Aklıma yelkenciler arasında çok söylenen ''arkadan gelsin yel gibi gelsin'' deyişi geliyor.Bende pil bitmiş ve Akif kaptanıma güvenimiz sonsuz ''ben gidiyorum, gerekli miyim'' diyerek okeyimi alyor sancak kıç omuzluktaki kamarama gidiyorum. Kuru donumu ve fanilamı giyip ayaklarım camda gidiş yönüne 90 derece yatıyorum. Ama yatamıyorum çünki tekne sancağa o kadar yatmış ki ayakta gibi ayaklarımın arasındaki pencereden (tamamen su içinde) akan suya bakarak uyumuşum.Son yazılanlarda arızalar anlaşılabilir olsun diye  ilave açıklamalar  yaptım arkadaşlar.

  ?0-? Bir de sorum var hala açıklayamıyorum.
Biz Tulon operasyonuna başladığımızda Tulon'un 40 mil  güneyinde idik. Bundan kesin eminim. Birazdan devam edecek Minorka'ya  sabaha karşı  iyice yaklaşmıştık. Ben 2 gece 1 gün mü uyumuştum? O kadar yolu ne ara geldik? Karaya yanaşınca telefonlar çalışmaya başlayınca benim telefonda çalıyor. Kendisi de hatırlayacaktır, Çeto ''abi nerelerdesiniz hiç haber yok endişe ettik, Korsika'ya vardınız mı?'' diye soruyor. Yok Minorka'dayız hava patladı rota değiştirdik dediğimde ''abi yine karıştırıyorsun Sardinya'dır  orası'' diye düzeltmişti. Kulakları çınlasın çok severdi abisini düzeltmeyi. ;D 

Ertesi sabaha karşı rüzgar sıfılara inerken Minorca önlerindeyiz. Kapatamadığımız ana yelkeni kapatıyor ve tamirat için Es Kastel iskelede bırakılarak Mao' da yer alan Puerto de Mahon'a ulaşıyoruz.Arkadaşlar koya girdiğimiz andan itibaren her rıhtıma yanaşmak istiyor fakat ''yeter artık, burayı çok inceledim ve koyun dibine kadar gideceğiz tamir için orası uygun''
diye ısrarcı olunca Erkan kaptanım kendisine ilk itirazım olduğu için ''Utku abimin bir bildiği var'' dese gerek ki dediğim yere bağlanıyoruz.Pedronun yerinin sahibi delikanlıların en önde gideni SAMUEL namlı İspanyol delikanlı bizi karşılıyor. Jipine doluşuyor ve Feribotun dibindeki kafeye kahvaltıya gidiyoruz. Ekmekleri aynı bizim ekmekler ve 2 gün ve mükemmel bir kahvaltıdan sonra her şey  unutuluyor,gözler yine teknelere kaymaya başlıyor. 8)

Hikayenin bu kısmı şimdilik bu kadar. Bahisler açık ne kadarı sallama, ne kadarı gerçek.?
Dede bu yaş 68 belki biraz sallamıştır. Ne de olsa son zamanlarda halatlara sarılmak yerine beşik salladık. ;)
Burada tek amaç sen şunu yaptın ben bunu yaptım muhabbeti değildir.
Burak biraderimin yaz ki ders alalım abi demesi üzerine bazı  düzeltme ve ilaveler ile yazdım. Tecrübelerini sürekli anlatan Merem biraderim,  dünya turu planlayan Eyüp biraderim. işin profesyoneli olan Özgür biraderim. Cem gür biraderim ve burada şu an aklıma adları hemen gelmeyen diğer arkadaşlar ne derler gerçekten merak ediyorum.
Kendim için şimdilik sadece şunu söylemeliyim. Artık gereksiz tevazuyu bırakacağım arttırınca gerçekten sizi cahil sanmaya başlıyorlar.


  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#6: 09 Mayıs 2020, 11:32:56
Benim buraya kadarki anlatımdan çıkardığım ders; mutlaka gerekirse ekstra para ödeyerek, tekneyi teslim alma aşamasında, mutlaka teknenin her noktasını öğrenmek. Daha önceden kullanım kılavuzunu edinip çalışmak diyeceğim ama, benim bir arkadaşımda da aynı model var. Kılavuzun faydasıda sınırlı


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#7: 09 Mayıs 2020, 13:26:34
Bu arada özür diliyorum. Yolculuğun baş rol oyuncusunu, Erkan kaptanı unuttum. Esas onun da şu anki fikirlerini öğrenmeyi çok isterim. :)
  • IP logged
DeDe

B

Burak Doneray

Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#8: 09 Mayıs 2020, 15:05:26
Bneteau 58 ile yelken yaptım hatta Kemal Gündüz ilede denize çıktık . Rüya gibi yelken yapan bir tekne.Ne demek rüya gibi  ? Her havada gidebilen performansı yüksek bir tekne Yaşam Konfor oranı yüksek .Yelken donanımı single handed kullanıma uygun .Gayet hızlı evet yanlış duymadınız çok rahat yatırıp  orda kalan bu açıda  tren gibi rotasını koruyan bir tekne.

Hiç böyle büyük bir tekne kullanmamış binmemiş birisine bu teknede karşılacağı zorluklar.

Elektronik gaz kolu : manual gibi aninda tepki vermez 2-3 saniye gec repki verir sabirli yavas gaz vermelisiniz cok sessiz sanziman gecisleri vardir bilmeyen biri asiri gaz verebilir yada yanlislikla cok kolay tornistana bile gecebilir  Beni tavsiyem  RFM  Yani reaad f... manual.

Yakit depolari; 3 tane var ve siz aktarma yaparak kullaniyorsunuz cok kolay anlasilir bir sistem degil kisaca RFM

Elektrik sistemi ve motor  Volkswagen 140 tdi motor gayet sessiz ve verimli ustunde cift altanator 12 ve 24 v mencut Teknenin elektrik sistemi aslinda kolay anlasilir gene RFM.

Arma ve yelken donanimi . Bu teknede anayelken arabasi yok depower etmek ince ayar yapmak zor. Tasidigi yelken alani fazla  özetle teknenin çok büyük olması ile Küçük olması arasında bir fark yoktur her tekne denizde küçüktür 20 knot rüzgar Küçük bir teknede olduğu gibi bu teknenin de camadansız limitidir.

Gelelim Bofour 8 -9 bir havaya yaşadıklarınız çok normal böyle havalar bir yerden bir yere gitmek için değildir  survive modda kalınır mecbursunuzdur denizde yakalanmışsınızdır yapılacaklar bellidir beklemek rüzgar sizi nereye sürüklerse : Böyle bir havayla savaşırsanız teknenizde ciddi hasarlar açarsınız tamir edilmezmi edilir. Bu Hasarlar iç mobilyaların kırılması armanın zarar görmesi vb teknenin kalitesiz kötü olduğu anlamına gelmez .

Geçmiş olsun güzel  ama zor bir tecrübe yaşamışsınız. Limana varmışsınız iyi denizcilersiniz 👏👏👏

Küçük tekneler böyle bir havada bana göre daha kolay abranabilir. 14 metreden küçük tekne ile  okyanusa çıkmayın diyenler hayatlarında gerçekten denizci bir küçük tekne kullanmışlarmıdır emin değilim.(polar diagram konusunda yazacaklarımı okursanız denizci tekne nedir anlamanız kolay olacaktır)


  • IP logged
« Son Düzenleme: 09 Mayıs 2020, 15:20:07 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#9: 09 Mayıs 2020, 15:13:26
Bende acemi olarak bu modele ait bildiklerimi yazayım. Hakikaten çok güzel tekne. Yalnız Burak’ında bahsettiği gibi çok çabuk hızlanıyor, ve yelken alanını kontrol hiç elden bırakılmamalı


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#10: 09 Mayıs 2020, 15:21:26
Bu boyda tekneleri teslim alırken isterseniz ekstra bir opsiyon seçiyorsunuz. O taktirde, fabrikanın sorumluluğu bahçe kapısında değil, denizde bitiyor. Tekneyi denize taşeron değil, firmanın kendi personeli indiriyor. Hatta buradaki temsilcinin teknik personelide katılıyor, ve yaklaşık bir hafta herşeyi mümkün olduğunca detaylı öğreniyorsunuz. Beneteau OC62 ve Jeanneau 64 için durum böyle. Bence bu boya çıkıldığında mutlaka bu opsiyon kullanılmalıki sonra transferde panik olmasın


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 594
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#11: 09 Mayıs 2020, 23:37:08
Utku abi,
Bu yazını daha evvel okumamıştım, heyecanla okudum; çok güzeldi...

Ben eleştirel bir şey yazamam ama devamını yazarsan çok güzel okurum bak...
Devamını da yazsana abi..Mümkünse Türkiye’ye gelene kadar kısmını :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#12: 09 Mayıs 2020, 23:55:07
Merakla bekliyorum.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

B

Burak Doneray

Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#13: 10 Mayıs 2020, 00:05:24
Bofor 8-9 hava görmüşler Burak biraderim eleştirsin diyor. Hayattasın .Tekne varmış .Devam Utku abi . Ben öyle bir hava yaşamadım bugüne kadar pantolon kahverengi gömlek kırmızı olacak o havada denizde olmak için . Sevgiler.

Opps görmüşüm ya beyin kötü anları siliyor 2 kere Ahmet ile 9 gördük Leo ilede 1 kere 21 feet teknyle yelkenlerin balenleri uçmuştu 3 Olmuş şimdilik
  • IP logged
« Son Düzenleme: 10 Mayıs 2020, 00:19:47 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#14: 10 Mayıs 2020, 00:12:10
Bofor 8-9 hava görmüşler Burak biraderim eleştirsin diyor. Hayattasın .Tekne varmış .Devam Utku abi . Ben öyle bir hava yaşamadım bugüne kadar pantolon kahverengi gömlek kırmızı olacak o havada denizde olmak için . Sevgiler.

Uzun süre havaya maruz kalınca alışılıyormuş. ;D ,sonra normal geliyormuş insana.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

 
Yukarı git