Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Fransa' dan bir tekne transferi

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#30: 11 Mayıs 2020, 12:41:39
Şimdi dönelim fırtına sonrası güzelliklere.
Resimde de gördüğümüz gibi koyun en dibindeyiz ve tamirat bitti. Grubumuz 6 kişi 3 motor kiralanıyor ve ben Hollanda'da olduğu gibi Erkan'ın arkasında yerimi alıyorum. Hollanda''dan  beri mutlu bir ''beraberliğimiz'' var.
Hollanda''da  motor ile gezerken feribot yavrusu bir taşıta biniyoruz.Erkan bilet alırken az ilerde duruyorum ve beni gösterip bilet ücrtene o da dahil anlamında ''birlikteyiz'' deyince  adam ''mutlu musunuz''diye laf sokunca çok gülmüştük.
Neyse koyun karşı kıyısında ta uçtaki kalemsi yerlere kadar gidip çok güzel geziyoruz oraları.
Bana vadedilen transfer gerçekleşmeye başlamıştı. Marinalara girilecek çevre gezilecekti. Ama yüce Zeus oyununu oynamıştı. Teknede 7 yolcu vardı Mörfi ve hertürlü haltı karıştırıyordu ( kendisini işleri ters eden tanrı diye biliyorum,yanlış isem affedin).
Tekne ile marinadan çıkıp gemi yükleme rıhtımı karşılarında bir yerlerde marinaya ait mazot ikmal noktasına aborda olduk. Ama elektrik yoktu galiba ya da başka bir neden ile depoları kıyıya taşınan 220 lt. lik bidonlardan el pompası ile doldurduk. Yakışıklı marina veliaht prensi motor yatı ve İngiliz sevgilisi ile denize çıkmayı operasyon sonuna kadar ertelediler ve işçilere nezaret ettiler.İş bitti ve bizi gülerek sevgi sözcükleri ile uğurladılar.. Biz de olsa bir veliaht bunu yapar mı?
Oradan avara olup Koyun ortasına doğru giren burnun arkasında kalan ve denize doğru çıkan pontonları olan marinamsıya yanaştık ve kıçtan ponton bağlandık.Resimde görünmüyor bu nedenle galiba.Marina ofis caddenin karşısındaki bir binanın alt katı. Ponton girişi caml sürgü kapı ve camlar yanlara doğru sahilde devam ediyor. Böylece sahilden tekneler cam ile ayrılmış durumdalar. Kapı ofisin verdiği kart ile açılıyordu sanırsam.
Donatanımız ve 2 misafiri dönüş için uçak biletlerini ayarladılar ve onların uçağına kadar oradayız. Yerimiz çok güzel ve ikram 10 numara donatanı çok eskiden Kle'yi Martı marinaya transfer ederken tanımıştım. Baba tarafından Ispartalı hemşehrim ve akşam yemekten sonra klübe gideceklerinde koluma girip yoğun Isparta şivesi ile ''Utku ağabey sen şincik harama hiç uçkur çözmedin mi yani? deyişi hala kulaklarımda. ;D
Bizler mazbut mürettebat olarak her ne kadar patronlar ile aynı masayı paylaşsak da terbiyemizi bozmayıp  tekneyi tanımak ve ortalığı neta etmek için tekneye dönüyoruz.Erkan ve ben önceden teknenin her türlü eksiğini almaya çalışmıştık. Aldıklarımız satıcının deposunda yığılmış ve son gün de yiyecek içecek ve kişisel alımlar için galiba Metroya saldırmıştık. Tekneye tüm bu yaklaşık 3.5 palet tutarı eşya bence çok gelişi güzel kelimenin tam anlamı ile tıkıştırılmıştı. Tam benim tarzım ve her teknede olması gerektiği gibi. :'(
Örneğin fırtınada direk kırılsa idi tekne ile verilen telleri kesecek koca alet arkadaki yüzme platformunun yanılmıyorsam altındaki depoların birinden çıkmıştı.Acil durumda tam elinizin altında yani.
Ertesi sabah çok güzel bir güne uyandık. Kahvaltı sırasında Mörfi yoktu. Herhalde hava sakin diye ayrılmış diye düşündüm. Haydi çıkalım bir açık deniz görelim yelkenleri deneyelim dedik ama çok sakindi hava. Galiba sistemler denendi ve yelkenler kapandı ve motor seyri ile gidiyoruz. Teknede şarap imalatçısı bir Fransız kontunun mahzenini aratmayacak kadar şarap ve farklı içki almışız. Ben Erkan ile  Sığacık'ta ilk tanıştığımız gün bir bira içtim diye dümeni vermeyen ''yelken çok ciddi iştir içki içene dümen vermem'' diyen kişinin adı bişey Uruşak'dı ama neydi diye düşünüyordum içkimi yudumlarken.
Ana o önde ''üleynn bana neden içki yok'' diyen kişi bizim Mörfi değil mi dedim ki.
Tam o sırada cam gibi denizde oto pilot ile kayarak ilerleyen tekneden sıkılan ürolok doktor misafir arkadaşımız bu ne ya diye otopilotun düğmelerine uzandı. Galiba Erkan biraderim idi, açıklamayı pratik olarak yapmak istediği oto pilota hamle yaparken ''man over boat düğmesi abi'' diyordu. O an göz göze geldiğim Mörfi kasıklarını tutarak öne eğilmiş ve kahkahalar ile sarsılırken sesleniyordu ''şimdi göreceksiniz abinizin oto pilotunu''. Yelken olayında da  8-9 havada tekneyi hafif yanlatarak tam gaz ve konforlu gitmemizi sağlayan, mendil kadar açtığımız, ana yelkeni ''direk kırılacak'' diye hiç yelken görmemiş, denize dahi çıkmamış olmasına rağmen, Erkan'a kapattıran yine bu arkadaştı. Şimdi düşünüyorum da arada gördüğüm Mörfi'yi hep onun arkasında ya de yanında görüyordum, acaba mı, her neyse boş ver şimdi. Erkan düğmeye basar basmaz teknemiz istenen manevrayı başlattı. O sırada da muhtemelen hayatında bir daha, belki de hiç tekneye binmeyecek ve kullanmayacak arkadaşa da olayı anlatmaya başladı.
Teknemiz manevrasını tamamladı ve tekrar oto pilottayız. Ben  ulan hiç dümen tutmayacaksın demediler ya, madem o kadar gerekliyim bu yolculuk için diye düşünerek dümeni oto pilottan çıkarıp kumandayı ele almak için izin istedim. Doğal olarak izin alındı ve düm düz giden teknenin dümeninde dede havalarda. O ne Mörfi bana al bakalım dümeni tut gücün yeterse dedecik diyerek tekneyi 90 derce dönme manevrasına soktu. Ana ne oluyor diye inatla dümeni düzeltmeye çalışıyorum ama gücüm yetmiyor. Oraya buraya oto pilotun düğmelerine kapa aç diye basmaca filan.Her şey süt liman.Ne oldu diyoruz?
Kapı çaldı hanım geldi eşyalar balkona karantina koşulları uygulamaya.
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#31: 11 Mayıs 2020, 16:09:44
Sesim geliyor mu? 
Neyse ben devam edeyim belki duyan vardır  ;)
Çalışan bir ekipmanımız daha sorun çıkardı. Bunun Akif kaptanımızca yapılan açıklaması çok komik olmakla beraber benim hakkımdaki fikirlerini dillendirdiği için de çok üzdü. Dolabı kollarım zayıf olduğundan tutamamışım da tekne dönmüş. Safradan bir üst pozisyondayım yani. Gece oto pilot ile giden teknenin bekçisi 2 adet göz. :(
Teknenin dümen palası çok büyük olduğu için palaya etkiyen yanal kuvvetler benim dümeni çevirecek yeterli gücüm olmaması nedeni ile dümeni çeviremiyor muşum. O ana kadar gözümde 10 numara olan Akif 9 olmuştu. Benim, belki yanlış ama yeni tanıştığım insanlara yaklaşımım ilk anda 10 puanları vardır. Bunu devam ettirirler veya puan kaybederler. Fizikçi bir çok arkadaşlarımız var aramızda ama ben açıklamamı yapayım yanlış ise onlarda benim puanımı düşürsünler. :)
Tekne düm düz ileri istikamette gidiyor ben sadece dümen dolabını tutuyorum. Palaya etkiyen yanal kuvvetler karşılıklı bir birine eşit ve pala hareket etmez. Tekne geri giderken bile pala dümdüz ise yanal kuvvetler pervanenin padıl etkisi ihmal edildiğinde hareket etmez. Ben dümen dolabını tutarken 90 derece çevirmem için ciddi bir şekilde dolaba yüklenmem gerekir ve dolap elimden gitmiş ben ters istikamette düzeltmeye çabalarken tekrar oto plotu start ve stop ediyorum. Beni o an zorlayan Akif'in iskele kıç kamarası arkasında bulunan bacağım kadar olan oto pilotun koca silindiri idi. Belkl de fırtına sonrası kendisini tutan 3 somunun 2 si kalmış bunların da birisinin gevşek olması durumu tetikliyor ve elektronik algılayıcılar şaşırıyordu(bunu şu an kafadan  sallıyorum). Raymarin'in  o zamanlar teknemdeki  kataloğuna göre  yelkenliler için olan en pahalı en gelişmiş  büyük tekneler için olan oto pilotu idi. Zamanında araştırmıştım ve teknem için çok lüks olduğuna karar verdiğim ise en küçüğü idi.
Neticede  oto pilot devrede değilken kendiliğinden devreye girmiş ve 90 derece dönmüştük. Kucağımızdaki bu bebek ve benim dümen tutma yeteneğim hakkındaki bilgilendirmeler sonucu benim surat düşmüştü.Zaten biz de dönüşe geçmiştik. ''Oğlum siz ne diyonuz benim dedeme'' diyen oto pilot dili olmadığı için komutayı ele aldı ve bu kez 180 derce geri döndü ve bu sefer man over boat butonuna basılmamıştı. Bunun üzerine herhalde ilk marina ile temas kuruldu ve tamir için yardım istendi. Usta çağrıldı ve gelen usta tüm elektronikler gibi fabrika ayarlarına döndü. Re start yapıldı ve ayar için tekrar denize çıkıldı. Ayarlar yapılırken usta ile kurulan muhabbetin hatırına ''usta bizim şu radarı da bir denesek, sonuçta Raymarin, onda da bir problem olmasın'' dedim. ''yuh artık kullanmayı bilmiyor musun ''diyerek
denizcilik itibarımın tekrar ayaklar altına alınmasını engelledim. :D
Benim bilgim teknemle ve dostlarımın bindiğim tekneleri ile ilgili. Bu arada bir sündürme operasyonu ile korsan yayına geçelim.Haldun Sevel abimizle marina komşuyuz ve beni çok seviyor  Sürekli eşime ''Ayşe abla ne olur izin ver şu kocanı biraz döveyim''diye sevgi derecesini belirtiyor. Beni ham deri, kendini debbağ olarak görmek gibi bir fantazi geliştirmişti,ne yapabilirim abim benim 2 mislimden biraz fazla ve eski sporcu. Yan yana durmamaya çalışıyorun, görenler istemeden donlarına zarar vermesin diye. Abimin teknesi Maviş ile Girit macerası dönüşü ki gece s kendisi de pek tercih etmez yoldayız ve bana telsizin özelliklerinden göstererek ama kendi kullanarak anlattı. Önümüzdeki bir tenekeyi bile hassasiyeti artırınca görebilmiştik. Maviş plastik olsa idi kesin ben alırdım.  C:-)
Bizim otopilotu ayarlayan ustaya deseydim ki ''birader biz ilk gece yağmur falan dinlemedik karanlıklarda Kaptan öne bakarken üç bi tarfta tekne gözledik'' , ağzını kapatıp o ayıp yeri ile gülerdi kesin. Meğer bu radar denen alet çart ploter, otopilot falan kombine ayarlanıp yat uyu bir aletmiş. Sırt kaşıma modu olmayışı bir eksiklik olsa da ayarlanan rotanızda bir çarpışma rotası görürse uyarıyormuş falan. Allah her isteyene gönlünden ne geçiyor ise versin. Ben tekneme oto pilotu bile fazla gördüm o zamanlar . Şu an da gece işim ne karanlıkta diye düşünüyorum. ???
Oto pilot düzeldi ve işlem tamam derken Mörfi tekrar ters manevra ama bu safer 180 de ısrar ediyor. Tekrar aynı operasyon yapılıyor usta tarafından ama olmuyor ve Raymarinden otopilotun zannımca cayro kısmı ki komple bir parça ısmarlanıyor. Ama Akif'in zamanı kısıtlı yola oto pilotsuz çıkalım diyor. Sardinya ya yollasınlar parçayı. Tamam diyor usta gerekli ayarlamalar yapılıyor.biz Sardinya'ya  Cagliari 'ye (yanılmıyorsam, notlarım kayıp) donatan ve misafirleri Türkiye'ye yola çıkıyoruz.
Akadaşlar şu soru çok önemli.  ?0-?
Parpinyan'dan Korsika Ajaccio'ya rota tutan bir tekne Toulona 40 mil kala gece karanlığında kuzeye yöneldiğinde, yelken problemi ile Minorka'ya dönerse ve de ana yelken tamamen açık iken, rüzgarı iskele geniş apazdan alarak Minorka'ya ne kadar zamanda gelir.Sabah tan ağırırken ben güverteye çıktım ve tekne Minorka açıklarında ve hava sıfır idi.
Olayı formüller ve hesaplar olan arkadaşlar buyurun hesaplayın. ;)
Ben eğer o olaylar sonrası uyumaya başlayıp, gün atlatıp ertesi sabah uyandı isem olabilir. Mesafe, bizim olay akşam bulunduğumuz yer ile ada arası olaylar başlayana kadar geldiğimiz mesafenin 1.5 katına yakın. Bilgisayarda google earth açılmıyor o nedenle telefon ile tırmaladım ama olmadı.
Bu arada Erkan ''tabii ya sen 2 gün uyudun'' derse hesaba gerek yok. ;)
Ya da ustaların hesaplar olmaz derse bu tamamen sündürme der geçeriz.
Hanım da aradı ama kayıp defteri bulamadı maalesef.
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#32: 11 Mayıs 2020, 16:53:47
Buyur Dede, hesap ortada;


Parpinyan-Korsika Ajaccio: 263NM
Bu rota ile Toulon arası en yakın noktada 50NM
Bu yakın nokta ile Minorka arası ise 160NM (Ki Toulon'a 40NM kala döndük dersen bu mesafe 170NM'e çıkar)

Bu mesafeyi gece 10 saatte aldık diyorsan sizin canavar 16kts ortalama hız yapmış demektir! :)
Adeta bir Alex Thompson gibi geçmişiniz Akdenizi! :D
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#33: 11 Mayıs 2020, 17:53:56
Özgür biraderim usta sensin sen söyle. ;)

Ben Toulon 40 mili gördüm eminim. Hava bindirdikçe yavaş yavaş yukarı yöneldik, dalgalar nedeni ile çok yalpaya düşüyorduk ve bumba savruluyordu. Sonradan acık ana yelken açtık ama Toulun'un doğusundaki  Ligurya denizi  Alp'lerden kopup gelen rüzgar ile çok acayip dalga kaldırıyordu. O durumlar insanın aklına kazınıyor, sürekli yusuf yusuf vaziyette idik. O tekne o hava koşullarında motor ana yelken o hızı yapar mı?

Benim 78 yapım 33 moody motor yelken tam arma geniş apaz Bodruma giderken el CPS inde 9.1 natı sürekli görüyordum. Çeto  telefonda ''napıyorsun abi kafayı dalgaya kaptırırsan çok kötü olur'' deyince tısmıştım. :-\

Sana iki  uzman sorusu daha o zaman.

Bu teknede 3 gurcuta vardı ve benim o güne kadar bindiğim en yüksak direkli tekne idi. Sancak kıç omuzluktan  ve iskele kıç omuzluktan direk tepesine 2 adet ıstıralya vardı. Istıralya dibinde oturup yukarı bakınca düm düz değil bir sehim yapıyordu. Bu bence normal, boğaz köprülerinin halatları  bu nedenle  sehim ile yapılıyor diye biliyorum. Bu ıstıralyalar sallayınca doğal olarak sallanıyor yani tın tın değillerdi uzun lafın kısası.  Daha işin en başında bizim uzman ürolok misafir bu teller gevşek ya direk kırılırsa diye giriş taksimi yaparken ben arkadan ''tövbe estağfurullah'' diye içimden tempo tutuyordum. Sürekli tın tın olanını düşünemiyorum bile doğrusu. Bu uzunlukta ıstıralyanın sehim yapması normal midir?
 
İkincisi  sen olsan  bu büyüklükteki bir sarma ana yelkeni kapatamıyorsan, hadi diyelim dede abartıyor 8 havada olsun, o gece koşullarında ana yelken mandarını keselim, yelken insin en fazla keser atarız gibi bir yönteme ne oy verirdin?  ?0-?

Aman ha benden çıkmadı bu fikir. Ürolok misafir doktorumuz ise nereden nasıl kesileceği konusunda bir bilgisi olmadığı için ilk kez ortaya zıplamadı.

Şunu belirtmeden geçmeyeyim Misafir sanayicimiz ise balığa falan çıkarmış ama yemek konuları dışında bilmediği hiç bir konuda konuşmayarak 10 numara ile başladığı arkadaşlığımızı seyahat sonunda 10 numara tamamlayarak hala kalbimde 10 numara. :)xx
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#34: 11 Mayıs 2020, 18:19:21
Yok dedem, 58ft de olsa o teknenin o ekip yönetiminde tüm gece 10 saat boyunca 16-17knot ortalama hız yapması mümkün değil..
Süreyi 10 değil de 14-15 saat alırsak 11-12knot ortalama mümkün ama.

Soruya gelirsek,
Akdenizin ortasında, gece karanlığında, 8 kuvvet havada, sıkışan kapanmayan sarma sistem bir ana yelkeni kesmek-indirmek için eğer fiziksel kondüsyonuna ve tecrübesine güvendiğim tanıdık bir ekip yoksa yapmazdım.
Seçeneklerim;
- Sizin yaptığınız gibi kolayına dönmek
- Orsa alabanda eğlenmek
- Yelkeni feda edip umursamayıp motorla bir an önce fırtına dışına kaçmak
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 33
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#35: 11 Mayıs 2020, 21:09:02
Sessizce takipteyiz... C:-)
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#36: 11 Mayıs 2020, 21:47:41
Yok dedem, 58ft de olsa o teknenin o ekip yönetiminde tüm gece 10 saat boyunca 16-17knot ortalama hız yapması mümkün değil..
Süreyi 10 değil de 14-15 saat alırsak 11-12knot ortalama mümkün ama.

Soruya gelirsek,
Akdenizin ortasında, gece karanlığında, 8 kuvvet havada, sıkışan kapanmayan sarma sistem bir ana yelkeni kesmek-indirmek için eğer fiziksel kondüsyonuna ve tecrübesine güvendiğim tanıdık bir ekip yoksa yapmazdım.
Seçeneklerim;
- Sizin yaptığınız gibi kolayına dönmek
- Orsa alabanda eğlenmek
- Yelkeni feda edip umursamayıp motorla bir an önce fırtına dışına kaçmak

Özgür ne diyorsun Kaç yapmışlardır 😎 nerdeyse tam bilmişsin . Ben bu konuya speed guide koyarım demiştim.😀

Beneteau 58



  • IP logged
« Son Düzenleme: 11 Mayıs 2020, 21:49:29 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 594
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#37: 11 Mayıs 2020, 22:01:01
Yok dedem, 58ft de olsa o teknenin o ekip yönetiminde tüm gece 10 saat boyunca 16-17knot ortalama hız yapması mümkün değil..
Süreyi 10 değil de 14-15 saat alırsak 11-12knot ortalama mümkün ama.

Soruya gelirsek,
Akdenizin ortasında, gece karanlığında, 8 kuvvet havada, sıkışan kapanmayan sarma sistem bir ana yelkeni kesmek-indirmek için eğer fiziksel kondüsyonuna ve tecrübesine güvendiğim tanıdık bir ekip yoksa yapmazdım.
Seçeneklerim;
- Sizin yaptığınız gibi kolayına dönmek
- Orsa alabanda eğlenmek
- Yelkeni feda edip umursamayıp motorla bir an önce fırtına dışına kaçmak

Özgür abi,
Ben de Orsa alabanda seçeceğini düşünürdüm gibi geliyor ama armaya ve yelkenlere zarar verir miyim diye de tam karar veremezdim sanırım.
O havada faça yelken armaya, yelkene vs zarar verir mi peki ?
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#38: 11 Mayıs 2020, 22:22:58
9 havada o yelken alanıyla Modern bir yelkenliyi orsa alabanda Camadansız eğlendiremezsiniz . Rüzgar mutlaka yakalar.
Sadece ana yelken ile  dar apaz triminde rüzgarın  gözüne giderek Arada açarak hızı kontrol ederek eğlendirebilirsiniz . Geniş apaza dönmek bence en iyi seçim olmuş. Benim anlamadığım tamam yelken sıkıştı apaza döndün o havada açılır sıkışma mandardan niye indirmeyi düşünmediniz. yapılabilirdi .
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#39: 11 Mayıs 2020, 22:25:25
Sessizce takipteyiz... C:-)

Sevgili hemşehrim sen olsan ne yapardın sorusu okuyan tüm denizcilere soruluyor.

Tekne sahibi olmak veya olmamak konu ile ilgili değil. Hepimizin kendine göre bir bilgisi  vardır.  ;)

Ben de hep böyle her şeyi bilmiyordum ki. Safra olduk, gece bekçisi olduk, oda ola buralara kadar geldik şükür. ;D
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#40: 11 Mayıs 2020, 22:40:47
Yok dedem, 58ft de olsa o teknenin o ekip yönetiminde tüm gece 10 saat boyunca 16-17knot ortalama hız yapması mümkün değil..
Süreyi 10 değil de 14-15 saat alırsak 11-12knot ortalama mümkün ama.

Soruya gelirsek,
Akdenizin ortasında, gece karanlığında, 8 kuvvet havada, sıkışan kapanmayan sarma sistem bir ana yelkeni kesmek-indirmek için eğer fiziksel kondüsyonuna ve tecrübesine güvendiğim tanıdık bir ekip yoksa yapmazdım.
Seçeneklerim;
- Sizin yaptığınız gibi kolayına dönmek
- Orsa alabanda eğlenmek
- Yelkeni feda edip umursamayıp motorla bir an önce fırtına dışına kaçmak

Bizim ekibin tek eğlenme anlayışı mahsendeki içkileri tüketmekti  ;D

Emniyet halatındaki çapariz nedeni ile de direk dibine ulaşamıyorduk. Yelkeni tamamen açan ekip ile yelken sökmek at kendini denizi daha kolay. Yelkene sadece direğe dokunabilecek kadar yaklaşabiliyorduk. Ama şimdi aklıma geldi. Sancak emniyet halatında problem yoktu.
 
40 feet civarı teknelerde sarma sisteminden yelkenin çıkarılmasını defalarca elde bira izledim.
Kimse kusura bakmasın dizilerdeki süper kahramanlar hariç ben bu işi o koşullarda yapabilecek yiğit denizci düşünemiyorum. ???

Süre konusu ise bana çok uzun zaman uyuduğumu düşündürüyor hep. :-\
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#41: 11 Mayıs 2020, 22:52:23
9 havada o yelken alanıyla Modern bir yelkenliyi orsa alabanda Camadansız eğlendiremezsiniz . Rüzgar mutlaka yakalar.
Sadece ana yelken ile  dar apaz triminde rüzgarın  gözüne giderek Arada açarak hızı kontrol ederek eğlendirebilirsiniz . Geniş apaza dönmek bence en iyi seçim olmuş. Benim anlamadığım tamam yelken sıkıştı apaza döndün o havada açılır sıkışma mandardan niye indirmeyi düşünmediniz. yapılabilirdi .

Murat kardeşime cevabı verdim sanırım.
Ben kendi adıma eğlendirme antrenmanı hiç yapmadım ve yapabileceğime de emin değilim işin doğrusu.
Yani geniş apazda ana yelkeni sökebilir miydik tam anlayamadım. ?0-?
  • IP logged
DeDe

B

Burak Doneray

Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#42: 11 Mayıs 2020, 23:08:41
9 havada o yelken alanıyla Modern bir yelkenliyi orsa alabanda Camadansız eğlendiremezsiniz . Rüzgar mutlaka yakalar.
Sadece ana yelken ile  dar apaz triminde rüzgarın  gözüne giderek Arada açarak hızı kontrol ederek eğlendirebilirsiniz . Geniş apaza dönmek bence en iyi seçim olmuş. Benim anlamadığım tamam yelken sıkıştı apaza döndün o havada açılır sıkışma mandardan niye indirmeyi düşünmediniz. yapılabilirdi .


Murat kardeşime cevabı verdim sanırım.
Ben kendi adıma eğlendirme antrenmanı hiç yapmadım ve yapabileceğime de emin değilim işin doğrusu.
Yani geniş apazda ana yelkeni sökebilir miydik tam anlayamadım. ?0-?

Orda olmadığım için  anayelkenin nasıl sıkıştığını anlayamadım  Apaza dönünce açılmış olması lazım öylemi ? Motorla ruzgara doner mandarindan anayelkeni inelebildigi kadar asagi indirir baglayabilirdiniz Sarma oldugu icin tamamen inmesede baglayarak sorunu çözebilirsiniz sonrasında camadanlı ön yelkenle aynı hızda dayak yemeden giderdiniz rotanıza .

Siz orda yaşamışsınız en doğrusunu yapmışsınızdır Benim ki sadece boş konuşmak oluyor. Devamını bekliyoruz.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 11 Mayıs 2020, 23:21:20 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#43: 12 Mayıs 2020, 06:33:04
 Burak'cığım olay aslında o kadar saçma sapan ki yazarak anlatmaya çalışsam da hala ben bile
 tam olarak anlayamıyorum bazı şeyleri.
 Ana yelkeni mendil kadar açmıştık ama ya direk kırılırsa diye caz yapan arkadaşı dinleyip kapatmaya kalktık. O telaş içinde yelkenin açma kapama yaptığımız sonsuz halatını, kilidi  açmadan elektrikli vinç ile zorlayıp, kopardık. Ben o kilitlerin o kadar sağlam olacağını düşünmezdim doğrusu. Sonuçta direk dibindeki tamburu  elimizdeki vinç kolu uzun olduğu için çeviremedik ve direk dibindeki kapatma çalışması esnasında yavaş yavaş rüzgar  ana yelkeni tamamen açtı. Halatın koparılması esnasında Akif uyuyordu. Tamamen  açılırken Akif dümende Erkan ve ben direk dibinde idik. Bizim bu durumda bir kusurumuz yok kabahat tamamen rüzgarın.  :'(
 Özgürün hesaplaması senin onayın da sonuçta ben gün atlatarak uyuduğum sonucuna varıyor. Ama kimse de bana ''öldün mü kaldın mı bu ne uyku'' demedi. ;)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Fransa' dan bir tekne transferi
#44: 12 Mayıs 2020, 10:11:28
 Sündürmeye devam.
 Sardin'yaya  doğru yola koyulduk, oto pilot devrede ama sürekli kontrol altında. Cayro biz gidince bizi bekleyecek. Sanki Tramp var teknede ve CIA devrede parça biz keyif yaparken Cagliari Raymarin servise ulaştırılacak. Operasyon beklemez diyoruz sabah yola çıkıyoruz. Gece olunca 12 de  Akif dümende biz yataklarda .Erkan kaptan master kabinde biz kendi kabinlerimizdeyiz. Keşke en baştan bu düzen ile yola çıksaydık. Büyük olasılıkla bunların hiç biri olmayacaktı. Çıkar çıkmaz kafalar dumanlanmaycak ve hatalar zinciri başlatılmayacaktı. Akif kaptanım akşam yemeği sonrası bir kadeh şarabı alıyordu önüne sindire sindire içiyor ve 2. asla içilmiyordu.
 Nöbete girmem desem de 03 vardiyası başlangıcında yorgunluğu atan beden uyanıyordu. Bir müddet sonra kalkıp Erkan biraderimin yanına çıkıyorum ve muhabbet başlıyordu. Artık radarımız da vardı daha bir rahatlamıştık. Muhabbet kahve falan derken Erkan abi sen zaten buradasın deyip kokpitte uyumaya başlıyor ve bir süre sonra da yatağa gidiyordu  Sabah gün doğumunda  da Akif kokpitteki yerini alıyordu. Dümene sadece oto pilot geri gitmeye kalkarsa kapat, rotaya gir tekrar aç şeklinde müdahale ediliyordu.
Sardinya'da bayağı karışık olan limana giriyor ve marinamsı bir yere bağlanıyoruz. Şehrin hemen içindeyiz.Defter kayıp hala kafadan yazıyorum artık.  Şu an Lap top haritayı açmıyor, telefon ile idare ediyorum hatırlamak için.
 Aksiliklerin artçı dalgaları buraya kadar geliyor. Servis aranıyor adamların haberi bile yok. Nassıl yani biz geliyoruuz anlamadınız mı diye sinirleniyoruz ama elden bir şey gelmiyor. Ben motordan sorumlu çarkçıbaşı olarak çarşıya giden Erkan'a motor yağı ısmarlıyorum. 0 motor ve biz sürekli motor seyri yapıyoruz, biliyorum ki yeni motor ne kadar son teknoloji Wolksvagen  olsa da bu gerçek değişmiyor. Her duruşta motorun yağı kontrol ediliyor ve eksik tamamlanıyor. Elimdeki yağ çok azaldı ve ben  ısrar ediyor, arayalım diyorum. Akif kaptan yine puan kaybettirecek bir tavır ile gereksiz abarttığımı yağımız bitince teknede zeytin yağı olduğunu ve onu kullanabileceğimizi söylüyor. Tavrı ve benim saf saf neden zeytin yağı kullanamayacağımızı açıklamaya çalışmamam ile gizli bir soğukluk başlıyor. Bu ileride daha da artacak ve sonunda Bodrum'daki akşam yemeğinde güzelim veda sofrasına damgasını vuracaktı.
 Ben burada bir çok arkadaşımızın yaptığı ve videolar ile süslediği o güzel anlatımların tam tersini yapıyorum maalesef. Dede sen de yani hiç mi güzel bir şeyler yaşamadınız? diyenlere cevap, tabii ki yaşadık.  Mesela donatanımızın bize Minorca'da, deniz kenarında, ikram ettiği akşam yemeği, hayatımda bir daha göremeyeceğim bir ziyafetti. Ağanın eli tutulmaz deyiminin ne anlama geldiğini orada anladım.  :)xx 
Marsilya'dan araç kiraladık ama gezemedik. Netflixde izlediğim Marsilya  dizisinde (Gerard Depardieu oynuyor) sık marinayı gösteriyor. Kesin oraları içine alan bir cruise  turuna çıkacağız. Zaman ve donatan olmayınca yolculuk tam bir transfere dönüştü.  :(
Beklemenin oto pilota faydası yok diyerek ver elin Sicilya dedik. Don Carlione sizi Cefalu'da bekliyorum dediği için Palermo'nun açığından dürbünle seyrederek yolumuza adayı denizden izleyerek devam ettik.
Akşam olmamıştı Cefalu önlerinde plajın karşısındaki yerimizi alınca funda demir. Biraz dinlenip bot ile Akif ve ben plaja botu çektik ve keşif yaptık. Sanki akşam yine bu sefer hep beraber gezmek için bot ile gelip biraz dolaştık gibi ama burası puslu, belki de ilk geldiğimizde nasılsa botu Erkan izliyordur diye gezmişizdir. Hayallerimi yazıyor olabilirim. ;D
Akşam vardiya yok kıyıdaki ışıkları seyrederek bira şarap eşliğinde sohbet ve yatak. Üzerinde Mafya kılıkl bir adamın resmi olan bira aldık. İlk mahzen oluşturma operasyonunda her kes dışında bir ben kendime Badwizer marka bir koli bira almıştım ve her bira isteyen onu içince de aç kalmıştım tabii ki. :'(
Yarın Rüyalarıma giren ve ah keşke şu evlerden ve önündeki teknelerden biri benim olsa diye dua ettiğim Haritada Tonneralla da  yazan Portarossa marinaya doğru yola çıkıyoruz. C:-)
  • IP logged
DeDe

 
Yukarı git