Burak'cığım biz de söz söylenmişse zaman aşımı diye bir şey yoktur.
Bize söylenen bazı sözleri ise şaraba benzetiyorum. Sabah baş ağrısı yapıyor ve zamanla iyiden bozuluyor.
Biz deki de ki değerinden ötürü müdür nedir bir türlü atamayıp o bozulmuş şarapları hala saklıyorum akıl raflarında .
Ama biliyorum ki kristal kadehle bile artık tekrar içilmez
Abi otopilot hikayesi değilmi bu onun için anlat dedim Yoksa teknede ne yaşandıysa teknede kalır kuralına uy tabi (What Happens in Vegas, Stays in Vegas ) 😁
Midas'ın kulakları konumz dışında ama alta ekleyim.
Bir gün çok güzel kaval çalan Kır Tanrısı Pan ile lir çalan Apollon kim daha güzel çalıyor yarışına girişirler.
Dağ Tanrısı Tmolos ile Kral Midas da hakem olurlar.
Önce Pan kavalını inletmeye başlar. Gerçekten güzel sesler çıkarır, dinleyenleri büyüler.
Daha sonra Apollon gümüş lirini çalmaya başlar.
O kadar güzel çalar ki, dinleyenler ve doğadaki bütün canlılar susup büyük bir hazla onu dinler.
* * *
Hakemlerden Dağ Tanrısı Tmolos Tanrı Apollon’u yarışmanın galibi ilan eder ve başarı çelengini ona verir.
Ancak Midas Tanrı Tmolos’un tersi bir kararla Pan’ın daha güzel çaldığını iddia ederek oyunu ondan yana kullanır.
Midas’ın bu kasıtlı kararı Apollon’u çok kızdırır.
Apollon Midas’ı adil davranmamakla, yalancılıkla suçlar ve kralı cezalandırmaya karar verir.
"Güzel müziği ayırt edemeyen kulak insan kulağı olamaz, sana eşek kulağı yakışır" diyerek Midas’ın kulaklarını eşek kulağına dönüştürür.
Kral Midas kulaklarını halkın görmemesi için çaresiz kocaman bir külah giyer.
Midas’ı sürekli külahla gören halk büyük bir merakla birbirine şu soruyu sorar:
"Midas neden külah takıyor?"
Bir gün Midas’ın berberi kralın külah takmasının sırrını öğrenir.
Meğer Midas’ın kulakları eşek kulakları kadar büyümüştür.
Kral onun için külah takıyordur.
Berber bu sırrı kimselere söyleyemez.
Günler ilerledikçe bu sırrı saklamak onu zorlamaya başlar.
Söylediği zaman kralın kendisini öldürteceğini bildiği için susmak zorunda kalır.
Bir süre daha dayanır ama sonunda bu sırrı daha fazla tutamayacağını anlar ve bir kuyuya bağırmaya karar verir.
Issız bir yerde bir kör kuyu bularak eğilir ve defalarca "Midas’ın kulakları eşek kulakları" diye bağırır.
Rahatlar.
Ancak sesi kör kuyudan tarlalardaki sazlara yayılır.
Rüzgár esince sazlardan yankılanan sesi bütün insanlar duyar.
Zor durumda kalan Kral Midas kulaklarını kestirir.
Ama kulaklar kısa zamanda yeniden büyüyerek eski haline döner.
Bunun üzerine Midas Tanrı’ya yalvarır:
"Tanrım bütün servetimi al ama benim kulaklarımı düzelt."
Tanrı onu bağışlar ve kulaklarını geri verir ama onun canını alır.
Kral Midas adil olmamanın, yalan söylemenin cezasını böyle çeker.