[Kenan Biçen]

 Sevgili Murat, adada liman içinde mığrı avladığına göre sen de artık bir adalı sayılırsın.
Özellikle senin kaldığın tarafın tam karşısı(eskiden balık haliydi) su altı oyuk kayadır ve çok fazla mığrı vardır.Adalıların büyük çoğunluğu çok sevmez, ağda falan çıkarsa genelde parçalayıp yem yaparlar.Aslında 90 lı yıllarda ahtapottan yem yaparlardı paraketeye, o kadar boldu yani.
Şimdi dışarıdan geliyor.Yiyene kadar bende yenir gözüyle bakmamıştım mığrıya.Ama tadı muhteşemdi.
 Eyüp hocamın sorusuna gelince; oltadan,ağdan,sepetten çıkarmak zordur.Tek çare acı çektirmeden öldürmek bir iki darbeyle.Adada gördüğüm kadarıyle öldükten sonra kafasından bir yerlere çivileyip kafadan başlamak üzere derisini pense ile çıkarıyorlar,sonra kafası ve ince olan kuyruk tarafı atılıyor.Kalan kısmı 2-3 parçaya bölüp bol soğan rendesi ile bir kaba  koyup bir kaç  gün şokluyorlar.
Sonrası ise halka halka doğranıp hafif yağlanıp doğru ızgaraya .Muazzam bir tat çıkıyor ortaya, mığrıyı getirdikleri gün benim de o gün tuttuğum sinarite mığrı bitene kadar dönüp bakan olmamıştı.Ben de dahil.
  Bu arada bu yayınladığın son bölüm benim için ayrı bir keyifti, güzel adamı hatırlattığın beni maziye götürdüğün için çok teşekkürler.Devamını heyecanla bekliyorum.

[Murat Ayduk]

Murat her zamanki gibi çok güzel, sıcacık bir video olmuş..

O mığrıyı nasıl aldın sepetten, çok merak ettim.. Reyhan görse bayılırdı orda..

Eyüp abi çok teşekkür ederim güzel yorumun için

Mığrıyı almak biraz farklı oldu benim için  Zira ben de çekindim, ağzı çok büyük ve kendi kaygan... Biraz canice bir çözüm ile çözdüğüm için yayınlamadım abi.. Biraz dışarıda bıraktım, ölmedi; sonra netten araştırınca 7-8 saat dışarıda yaşayabildiğini öğrendim..

Sepetin katlanma yerlerinden katladım, balık sepet içinde tost olunca hareket edemedi, ben de üstten tek bıçak hareketi ile balığın beynine doğru bir hamle yaptım. Sonrasında içinden çıkardım. Tarif için araştırma yapınca ya tulum. çıkaracaktım ya da direk pişirecektim. Ben derisinin kaygan kısmını traşlayıp, takoz yaptım...

Ama tadı acayip güzeldi abi... Hanım önce ıyyy yemem ben bunu diyordu, sonra pişirip önüne koyunca fikri değişti. En son sepeti her çekişimde inşallah mığrı vardır sepette diyordu 

[Murat Ayduk]

 Sevgili Murat, adada liman içinde mığrı avladığına göre sen de artık bir adalı sayılırsın.
Özellikle senin kaldığın tarafın tam karşısı(eskiden balık haliydi) su altı oyuk kayadır ve çok fazla mığrı vardır.Adalıların büyük çoğunluğu çok sevmez, ağda falan çıkarsa genelde parçalayıp yem yaparlar.Aslında 90 lı yıllarda ahtapottan yem yaparlardı paraketeye, o kadar boldu yani.
Şimdi dışarıdan geliyor.Yiyene kadar bende yenir gözüyle bakmamıştım mığrıya.Ama tadı muhteşemdi.
 Eyüp hocamın sorusuna gelince; oltadan,ağdan,sepetten çıkarmak zordur.Tek çare acı çektirmeden öldürmek bir iki darbeyle.Adada gördüğüm kadarıyle öldükten sonra kafasından bir yerlere çivileyip kafadan başlamak üzere derisini pense ile çıkarıyorlar,sonra kafası ve ince olan kuyruk tarafı atılıyor.Kalan kısmı 2-3 parçaya bölüp bol soğan rendesi ile bir kaba  koyup bir kaç  gün şokluyorlar.
Sonrası ise halka halka doğranıp hafif yağlanıp doğru ızgaraya .Muazzam bir tat çıkıyor ortaya, mığrıyı getirdikleri gün benim de o gün tuttuğum sinarite mığrı bitene kadar dönüp bakan olmamıştı.Ben de dahil.
  Bu arada bu yayınladığın son bölüm benim için ayrı bir keyifti, güzel adamı hatırlattığın beni maziye götürdüğün için çok teşekkürler.Devamını heyecanla bekliyorum.

Kenan Abi merhaba
Abi adanın bende nedense yeri çok ayrı... Beni ayrı çekiyor... Belki bende "islamania" denilen adada olma durumundan alınan yüksek haz alma durumu da vardır.. Bu arada dediğin yerde balık hali hala duruyor orada. Çok güzel insanlar çalıştırıyor. Sonraki bölümlerde oraya da gidiyorum..
Abi en basit yöntemi yaptım, öyle de çok güzel oluyor... ben bu kadar lezzetli olacağını hiç m i hiç tahmin etmemiştim.. Özellikle karın kısmı çok daha lezzetli..

Abi umarım bu yaz Bozcaada'da buluşuruz o zaman dileğinde bulunayım sen de bu kadar seviyorsan... Ama adamı acayip tembel ediyor orası..

Bana Ata Demirer ilk gittiğimde bahsetmişti bundan 

Dedi ki;
- hiç plan yapma, yok polente feneri yok ayazma falan hiç birini yapamayacaksın...
- niye? dedim.
- şimdi sabah kalkacaksın, kahvaltı öncesi bir yüzeceksin. Sonra kahvaltı yapacaksın, sonra bir kahve içeyim diyeceksin, sonra deniz en güzel rengine bürünecek, sonra bir daha yüzeyim diyeceksin. Sonra hafif bir uyku gelecek, yarım saat güzel esinti ile şekerleme yapacaksın. Sonra uyanıp uff bir bira şimdi iyi gider diyeceksin, sonra bir daha suya atlayacaksın.. Derken derken akşam olacak, oraya yarın giderim artık diyeceksin. Ama yarın da bu bahsettiğim şey tekrar edecek dedi..

İnanmadım..

Ama öyle oluyormuş abi 

[O.Utku Uçkan]

Öyle bir ballandırdın ki, tam benim yerim dedirttin. 

Gidilecek yerler listesine aldım.

[Murat Ayduk]

Öyle bir ballandırdın ki, tam benim yerim dedirttin. 

Gidilecek yerler listesine aldım.

Abi eksiği var fazlası yok

Ata Demirer yazın sürekli limanda bağlı teknesinde yaşıyor... 2016'da ilk gittiğimde yan yana denk gelmiştik, konuşma fırsatımız olmuştu. (Alkol almışsa sohbeti güzel) Evi de varmış ama yazın hep teknesinde... Her sabah saat 8'de 1 saate yakın yüzüyor, tamamiyle onun ağzından aktardım ve tecrübe ettim  Vallahi adamı tembel ediyor orası..

[Kenan Biçen]

 Ata Demirer de adayı erken keşfedenlerden.Sanırım 16-17 senedir oralarda.Adayı o kadar çok sevdiki bir çok filmini ada da ve Geyiklide çekti.Çocukluğunda da dedesinin Bursa-Kurşunladaki yazlığında bütün gün denizden çıkmaz,yüzer, dalar dı.O zamanda pek sevimliydi.Yazlıktan tanıyorum sonuçta, akşamları da anne,ananesi dayısıyla gelir yakındaki tavernada çevreyi incelerdi.Ortamdan iyi beslendiği yıllar sonra ortaya çıktı.
 Benim anlattığım 90 lı yıllarda adalılarda en çok olan şey vakitti.Hiç unutmuyorum,sabah feribotu saat onda yanaşır adanın o zamanlar tek gazete bayisi gazeteleri alır kapı önünde yığar sayar,eklerini içine koyar tekrar sayar, bunları yaparken de hiç acele etmezdi.Gazetenin geldiğini bilen herkes kuyrukta bekler,bazen kuyruk 20-30 kişiye çıkar,homurdanmalar laf sokmalar başlardı.Adalılar gayet sakin bekler,homurdanların hepsi de adaya gelen turistlerdir.
Adalı biri şöyle demişti; burada acele edilmez,vaktimiz bol,ada yasantısı sabırlı olmayı öğretir.
Yıllar önce adada tanıştığım yeni öğretmen çıkmış bir genç adalı arkadaşla sohbet etmiştik.
Ne kadar şanslısınız böyle bir yerde yaşıyorsunuz demiştim.Çocuk güldü,size dışarıdan öyle geliyor,burası hariç doğuya gitmeye bile razıyım,atama bekliyorum.Burayı istemedim zaten.
Sebebini sorunca şöyle dedi,siz burada hiç kış geçirmediniz, kuvvetli poyrazlar hele hele lodos esince anlarsınız ne olduğunu evden bile çıkamazsınız.Kahveye çıkma kültürünüz yada evinizde iyi bir kütüphaneniz yoksa bunalıma girmeniz an meselesidir.Hoş çocuğun dediğini de bir kaç sene sonra sonbaharda yasadık lodos yüzünden 3 gün adada mahsur kalmıştık.
Tabi o eski sakinlik kalmadı artık,yazları çok kalabalık.Adanın o güzel eski halini yaşamak isteyenler ilkbaharın ilk günleri yada sonbaharın son günleri gitsinler, bir çok yer kapalı,sokaklar boş,ayazmada ,sulubahçe kıyılarında kimseler yok.Her yer sizin, dinginliğin daniskası 
 Bana göre hala büyülü bir hali var adanın, 3-4 gün kalanı bile etkiliyor.
 Kusura bakmayın dalıp gitmişim daha fazla yazmadan çıkayım.Murat konu başlığının içine ettim sanki Ada hakkında yazacak daha çok şey var ama, korkumbu yazılardan sonra Utku dede gezi için değil de yerleşmek için gelebilir adaya 

[Ahmet Kabaalioğlu]

Kenan Abi bu kadar yazıdan sonra ben bile uğramayı düşünüyorum artık.

[Murat Ayduk]

Kenan Abi,
Ne güzel yazdınız, bence çok da güzel oldu.. Bak Ahmet abi de uğrayacak ne zaman sonra... Bizden çok adalı olursa şaşırma.. Bence çok sevecek...

Haftasonları gerçekten kalabalık ama tekneyle oradaysanız zaten limanda bizleri çok etkilemiyor. ben haftasonları merkeze çok gitmiyordum. Ama haftaiçi de çok güzel oluyor, haftasonunun o yoğunluğu kalmıyor...

Benim için ada çok farklı gerçekten, inerken mutlaka uğramak, kalmak isterim.. Geçen sene tam iki ay kaldım, hiç pişman değilim hatta ayrılırken bir ay da tekneyi burada bıraksam da haftasonları mı gelsem diyordum...

Kenan abi Bozcaada hakkında yazsan ya? Belli çok şeyler var okunacak sende 

[Burak Doneray]

Murat kaptan bağlama fiyatları hakkında bilgi verirmisin benim  2016 fiyatları aklımda  kalmış  metresi  8 lira diye hatırlıyorum günlük ozaman için baya bir pahalı gelmişti bana.Su m3 35 elektrik Kw 2.5 lira idi

Şimdiki fiyatları merak ediyorum .

[Murat Ayduk]

Murat kaptan bağlama fiyatları hakkında bilgi verirmisin benim  2016 fiyatları aklımda  kalmış  metresi  8 lira diye hatırlıyorum günlük ozaman için baya bir pahalı gelmişti bana.Su m3 35 elektrik Kw 2.5 lira idi

Şimdiki fiyatları merak ediyorum .

Burak kaptanım,
Belediye her sene bir çizelge yayınlıyor.

Geçen senenin tablosunu buldum, bir arkadaşa whatsappla yollamıştım oradan buldum.

[Burak Doneray]

Teşekkür ederim.

[Murat Ayduk]

Ne demek Burak Kaptanım..

Bu arada tonoz var, ben uzun kalacağım için tonoz zincirinden ikinci tonozumu aldım. 40 metre halat yetmedi, ucuna 25 metre daha halat bağlayıp ancak yetiştirdim.

Suyu çok temiz, elektrik sıkıntısı yok, karşıdaki kafenin interneti çok güzel çekiyor  Tembellik yaparsanız, kafe tekneye servis de yapıyor...

Yakıt da var, hem de araçlarının çift filtrasyon sistemi var.. (eski firmam olduğundan kalitesini bizzat takip etmek için kalite kontrol aracını yazın her ay gönderiyordum)

Yani tembellik için tüm şartlar yerinde 

[Burak Doneray]

Eşimle birlikte seyrediyoruz videolarınızı ve çok beğeniyoruz . Şu karantina günleri bitsin Hydrovane çekiminin editi için bir kaç tüyo sorabilirim (You Tube da yayınlamayacağım sadece burda olacak) Sizin videoları kurgu işleyiş olarak  çok başarılı buluyorum.

Sevgiler.

[Murat Ayduk]

Tabi ki.. Ne demek, YouTube için elimden ne gelirse yardımcı olurum..

Videoların sevilmesine mutlu oluyoruz  Teşekkürler,