Özgür kardeşim, endişeni çok iyi anlıyor ve tepkilerini de çok haklı buluyorum.
Amaaa burada yazan arkadaşlarımızın hiç ama hiç birinin senin de benim de kızdığım duyarsız insanımsılarla bir alakası olduğunu düşünmüyorum.
Tekne ve deniz kültürü hiç abartmıyorum bizleri istesek de istemesek de bayağı bir farklı kılıyor ve maalesef ayrımcılık diyenler çıkabilir ama bizler evrimimizin bayağı bir üst sınırlarındayız.
Sokağa tükürmek hatta hatta burnunu sanki lavaboda temizler gibi hönkürüp elini de en yakın ağaca veya direğe silen piramat türevleri ile bizler arasında bayağı bir bin yıllar var.
Teknemi sattıktan sonra marinada tekne ile ilgilenme gerekliliği de kalmadığı için sadece arada bir yürüyüşe çıkıyordum. Salgın ortaya çıktığından beri çok azalttığımız bu etkinlik dışında ve öğleden sonra torunlara gitmek dışında da evden zaten çıkmıyordum.Kızım bizler için endişe duyarak damadım ile dönüşümlü izin programına geçti ve bizi evden çıkmamamız için sürekli uyararak bu mutluluğumuzu da istemiyerek engellemiş oldu. Kaldı tek gidilecek yer günü birlik yazlık derken onu da dün sokağa çıkma yasağı ile elimizden aldılar.Zaten alış veriş dışında çıkmıyorduk.
Öyle veya böyle vakti gelecektir demir almanın zamanı kasmayalım kimseye küsmeyelim.
Sığacığa geldiğimizin 2. kışı marinanın o buz gibi esen kuzeyli rüzgarlarında , kışın hiç kimsenin çıkmadığı
soğuk bir gün abim istiyor diye ile denize çıktım. Uzun süredir öksürüyorum ama sonuçta denizciyiz ve ağa damadı ve kızı misafir getirmiş dedik yelken yaptık.Benden başka yelken bilen yok ve abim dümen tutup denize çıkmayı çok seviyor. Güzel bir günün sonunda marina ağzında yelkenleri toplamak için motoru çalıştırdım ve dümendeki ağam gaza yüklendi birden. Bizim yaşlı kız öyle hart diye gaz istemez yavaş yavaş olmalı. Motor gaz yiyor ama teknede yol yok. Ben zaten devamlı bir süpriz beklentisi içindeyim ve başladık işte diyerek söyleniyorum ve süratle direk dibine giderek ana yalkeni topluyorum. Buz gibi rüzgar terli bedeni serinleterek yardımcı oluyor.Marina haberdar ediliyor girişte palamar bota aborda olurken cenoada toplanıyor.Halat ver al, usturmaçaları sal falan derken arkadaşlar ''abi kimse yok bu havada ne yapmaya çıktın''diye hem geçmiş olsun hem de hafiften ''bizi bu havada ne çıkarıyorsun'' dercesine sitem ediyorlar.
Bağlanınca ağam çocukları Seferihisar'a garaja götürüyor.Ben hemen kaputu açıp arıza tespitine başlıyorum. Şanzumanın hidrolik basınç regülatörü ayarı gelişi güzel yapıldı ve aşırı ani yüklenme sonucu basınç hidrolik filitrenin dibindeki contayı sıyırmış yağ olduğu gibi akmış. Motor dairesi sıcak ve ben hemen tulumu giyip kağıt havlular ile yağ salonun altına gitmeden makina dairesinde iken temizliyorum. Terden sırıl sıklam olan tüm çamaşırlar değiştiriliyor ve 2. darbe alınıyor. Ağa geldiğinde tekne neta edilip kapatılıyor ve herkes evine.
Şimdi geldik ne alaka dede korona ile bu olayların ilişkisi diyenlerin dikkatle okuyacağı yere.
Artan öksürük artık doktora gitmeyi farz edince pazartesi sabah aile hekimine gidiliyor sırt ve göğüs dinleniliyor ateş var mı falan muhabbetleri(bu arada ben denizin bir kaç yıldır ateşi ne olursa olsun yükselmiyor)ve klasik ateş düşürücü,ağrı kesici,öksürük şurubu reçetesi ile eve geliniyor.Ertesi pazartesi durum artarak devam edince yine gidiliyor ve aynı muhabbet tekrarlanıyor.
Bunun üzerine pazartesi artık durum ciddi diyorum ve Başkent hastahanesi göğüs uzmanına gidiyorum.Doktor hanım dinliyor ve yüzü düşüyor rontgen ve tahlilleri görelim diyor ve .Öğleden sonra sonuçlar alınınca zatürre teşhisi ile rontgen üzerinde durum açıklanıyor, kuvvetli bir antibiyotik uygulaması bir parti iğne olunuyor .Ertesi hafta tahlil ve tomgrafi ile bir parti daha iğne olunuyor ve bu arada ateş yok.Sonuç ta iğne uygulaması bitiyor yatak istirahati devam.O sene sonbaharda her yıl olduğu gibi grip aşısı olmuştum.Üstüne üstlük rahmetli anneme yazılan zatürre aşısını da zatürre aşısı zatürre geçirenlerde olunmaz denince elimizde kaldığı için boşa gitmesin diye ben olmuştum.
Uzun lafın kısası bir şeyler kısmetten çıkınca çıkıyor derler ya o hesap fazlaca kasıp çok düşünmeye de gerek yok her şey olacağı varsa oluyor.
Kalpler kırılmasın yeter.
Sağlıkla ve sevgi ile kalın ve hiç unutmayın biz denizciler özel insanlarız,yelkenciler bir tık daha özel.