Bökecim, evrim kaçınılmaz. Önünde durabilecek güç yok. Her ne kadar Yengeç için randa hayalleri kuruyorsam da IMOCA'ların ve ilerledikleri yönün de farkındayım. Bireysel tutkularımız evrimin önüne geçemiyor. Alain Proist Ferrari ikilisi ilk kez yarı otomatik şanzımanı geliştirdiğinde bir çok pilot gereksiz ve sıkıcı bulmuştu, şimdi neredeyse endüstri standardı oldu. Yıllarca çeşit çeşit Amerikan arabası kullanan ben bugün son derece sıkıcı denebilecek bir Hyundai I20 kullanıyor hatta sorana tavsiye bile ediyorum.
Geniş kıçlı devasa direkli tekneler günümüzün gerçeği. Kabasorta armalı görkemli tekneler, uskunalar, tırhandiller artık sadece geçmişin yansımaları. Dilerim hep varolurlar. Ama ne senin randa tutkun, ne benim tırhandil saplantım bu evrimin önüne geçemeyecek. Elinizdekinin kıymetini bilmek ve yaşatmaya çalışmak yaoabileceğimiz tek şey. Umarım bir gün Yengeç'i kıymetini bilecek birine emanet edebilirim.
İşte anlaşamadığımız nokta burada. Sizler, 1920 li yıllardan itibaren yoğunlukla kullanılan markoni armanın nasıl geliştiği gerçeğini atlıyorsunuz.
1900 lü yılların başında teknelere motor konulmaya başlaması ile birlikte, profesyonel denizciler yelken kullanmayı zamanla bıraktılar.
Yelken, sadece bir yarış sporu olarak gelişimini devam ettirdi. Hal böyle olunca, yüzyıl hız yüzyılı olunca , markoni armanın, orsa üstünlüğü , rüzgara daha dar açı ile girebiliyor olması , cenova yelkenin kullanılmaya başlaması ile birlikte , bu arma , yarışçılar için vazgeçilmez oldu. Unutmayalım ki cenova yelken (dede şunu genoa yazma Allah aşkına , cenova onun adı ) meşhur Amerika Cup , ta ilk kez kullanıldı. Cenova yelken kullanan tekne birinci geldi. 1930 lu yıllar galiba yanlış hatırlamıyorsam okuduklarımı.
Bu süreçte , profesyonel denizciler, (balıkçılar v.s. ) artık yelkeni tamamen terk ettiler. Teknelerinde motor kullanmaya başladılar.
İkinci dünya savaşından sonra ise gezgin sınıfları ortaya çıkmaya başladı. Gezgin sınıfı tekneler , o dönemde endüstrileşmiş olan markoni armayı tercih ettiler. Zaten bu arma ile yarış tekneleri üretmekteydiler. Yine 1950 li yıllarda fiberinglas ın yelkenli teknelerde seri üretime olan yatkınlığı ile bugünlere gelindi.
Tekne formları ve armaları, denizcilik kriterlerine göre değil , seri üretim tekniklerine göre belirlenmeye başladı. Seri üretime en yatkın tekne formu ve arma tipi son 50 yılda gelişti. Genelde torpil salma olarak tabir edilen salma tipi de bu son 50 yılda ciddi şekilde gelişti. Sonuçta , ortaya ciddi bir endüstri çıktı.
doğal ve normal olarak , en ucuz maliyet ve işçilik ile seri üretim tekneler ortaya çıktı. Minimum maliyet , maksimum kar ..
Torpil salmanın ortaya çıkışı da yine yarışlar nedeni ile oldu. Büyük cenova için uzun direk, bunu dengelemek için de derin salma ve ağırlık merkezini daha derine taşımak gerekti. Torpil salma da böyle ortaya çıktı basitçe bir anlatım ile.
Seri üretim tekne imalatçılar bu salma tipini de anında benimsediler, çünkü imalatı kolay ve en uzuz salma tipi idi.
Yarış teknolojisi, maksimum hızı elde edebilmek için, minimum sürtünmeyi elde etmek zorunda olduğundan, ve ulaştıkları yelken direği boyutlarını artık salma ile dengeleyemediklerinden , bu sefer , özellikle teknelerin kıçlarını klasik formdan çıkarıp, sanki ütü ile ezilmiş gibi genişlettiler. Başka türlü stabilite sağlamak mümkün değildi çünkü.
Seri imalatçılar bayıldılar bu işe. Koskoca havuzluk , gezi tekneleri için idealdi. Geldiğimiz nokta budur. Kabaca , ve kısaca son yüzyılda yelkenli tekne gelişimini anlatmaya çalıştım size.
Yani , sevgili reisler, markoni arma, geniş kıç , torpil salma tekne kombinasyonu, denizcilik açısından çok gelişmiş bir arma olduğu için değil, seri üretime en uygun model olduğu için tercih ediliyor üreticiler tarafından.
Bu şekilde minimum maliyet ile maksimum kar elde etmek mümkün oluyor . Bu markoni armanın ya da torpil salmanın , geniş kıçlı teknelerin hiç denizci tekneler olmadıkları anlamına gelmiyor elbette.
Ancak , binlerce yılda bu işin profesyonellerince geliştirilmiş olan gövde ve arma tipleri , seri üretime uygun olmadıkları için terk edildiler. Çağ dışı olmadıkları için değil.
34 feet, omurga salma ahşap , mümkünse başı kıçı bir uskuna , grandi direği markoni, ön direği randa arma ve tek ama büyük , tramola arabalı bir flok ile , bana göre bugüne kadar geliştirilmiş en iyi armadır.
Yani sevgili reisler, ben randa aram saplantım olduğundan değil, okuduklarımdan yabancı kaynaklardan özümsediğim bilgiler ve kendi tecrübelerim ile kendi doğrularımı yazıyorum.
Yukarıdaki uskuna arma yapısını da bu yüzden özellikle yazdım. İmkanım olsa, böyle bir teknem olsun isterdim. Gördüğünüz gibi grandi direği markoni ..
Ben , öğrendiklerimi, tecrübelerimi yazıyorum. Üstelik sadece kendi teknemde öğrendiklerimi değil, sevdiğim dostlarımın teknelerinde de tecrübe edinmeye çalışıyorum.
Torpil salmanın başkaca bri çeşidine sahip, kanat salmalı Ahmet'in 28 feet Hunter'da Ahmet'in en az yarısı kadar yelken yapmışlığım vardır. Keza , Baba Tıunca da , tüm diğer mürettebat, oturmuş keyif çatarken, ben Markoni , cutter , omurgalı bir fiber tekne olan bu teknenin dümeninde farklı rüzgar açılarında davranışını anlamaya çalışıyordum.
Keza , Cengo'nun kuzey yıldızında, sert havada 3 saat yine bu nedenle dümen tutmuşluğum, en son Hakan Erim'in 44 feet teknesinde Tirilye dönüşünde , hayli soğuk bir havada 3 saat dümen tutmuşluğum, Koca Elan 'ı yatırmışlığım vardır. ,
Bunları, en azından farklı boy ve tipte az da olsa, markoni arma deneyimim olduğunu anlatmak için yazdım.
Sevdiğim hayran olduğum markoni arma yelkenliler de var üstelik. FolkBoat. sevdiğim bir dostum çok önemli yabancı bir kaynak gönderiyor kısa süreliğine. Pek yakında markoni armanın omurga salma gövde ile mükemmel uyumunu anlayabildiğim kadarı ile yazmaya çalışacağım. Camadan düzeneği olmayan belki de tek markoni arma tekneden bahsedeceğiz.
Dedem, belki o zaman yazdıklarımdan sıkılmazsın. Birde senin tekneni biliyorum , Geldiğimde görmüştüm. Senin tekneni bu modern tekneler sınıfına sokmuyoruz
Bu arada Sahi , siz hiç randa arma yol (yawl ) bir tekne kullanmışmıydınız.. ?
Her zaman Tayo Mar 'a belkerim efendim..