Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)

  • *
  • İleti: 1469
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#15: 20 Kasım 2019, 17:22:22
Bisiklet bende, devam! :)
Üstelik elektrikli vinçleri (!) ve elektronik rüzgar göstergesi bilem var! :D

  • IP logged
><(((º>

B

Burak Doneray

Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#16: 20 Kasım 2019, 17:39:19
 :) Super.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 939
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#17: 20 Kasım 2019, 19:49:59
Akşam el ayak çekilince yazacağım biraz daha, aklımda.
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 939
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#18: 20 Kasım 2019, 23:06:21
Zikri: Geçen gün konuştuklarımızdan sonra tekneyle küçük bir gezintiye çıktım, yelkeni açıp başta dediğin “pırpırlayana kadar sal, pırpırlama duruncaya kadar çek” prensibini uyguladım, gayet de güzel gezdim… bağıl hızla alakalı konuştuklarımız da aklımdaydı hep bir yandan da… birşey fark ettim daha önce fark etmemiştim bunu. Dalgaların geldiği yön ile rüzgarın geldiği yön aynı görünmüyordu.

Fikri: Çok doğru bir gözlem bu, sebebini anlayabildin mi?

Zikri: Dalgalar gerçek rüzgarın yönünden geliyor ama ben hareket ettiğimden bağıl rüzgarı farklı yönden hissediyorum. Bayağı bayağı gözlemledim aradaki farkı, konuştuklarımızdan sonra bu gözle bakmaya başladım… Birşey daha farkettim, rüzgara doğru döndüğümde hissettiğim rüzgarın hızının daha da arttığını, rüzgardan uzağa döndüğümde rüzgarın sanki kesildiğini hissettim.

Fikri: Süpersin… İnsan bu prensipleri bilmese tekne üzerinde gerçek rüzgarın nasıl estiğini kestirmekte zorlanabilir değil mi?

Zikri: Evet. Ben zorlanıyordum en azından… o tarafa gidiyorum, artıyor, bu tarafa dönüyorum azalıyor, dönüyor, filan allak bullak oluyordu kafam, şimdi çok daha iyi oturdu...

Fikri: Vektörler sayesinde işte… Küçük birşey ekleyeyim yalnız… dalgalara çok güvenme, çok uzaktan da geliyor olabilirler, özellikle büyük olanlara. Bulunduğun yerdeki gerçek rüzgar yönünü küçük çırpıntılar, küçük dalgacıklar daha iyi söylerler.

Zikri: Çok güzel bunu da yazdım aklıma… Bir gözüm de dalgalarda olacak bundan sonra o zaman…

Fikri: Evet, hatta dürbünle uzaklardaki dalgalara baktığında birazdan nasıl bir rüzgar ile karşılaşabileceğini bile söylerler, yelkeni indireyim mi? Biraz ileride rüzgar var mı? Beklemeye değer mi? vs…

Zikri: Anladım… ama bütün bunların hala yelkenle bir alakası yok henüz değil mi?

Fikri: Evet, ama onu konuşmaya başlamak için hazırız artık.

Zikri: Soruyorum o zaman.

Fikri: Sor.

Zikri: Yelken nasıl çalışıyor?

Fikri: Rüzgarla…

Zikri:  :)

Fikri:  :)

Zikri: Rüzgar esince ne oluyor yelkene onu sorayım o zaman…

Fikri: Yelkeni boşver şimdilik… Herhangi bir cisim üzerine rüzgar estiğinde ne olur onu konuşalım önce. Sen mesela yüzünü rüzgara karşı döndüğünde hangi yönde bir kuvvet hissedersin?

Zikri: Beni arkaya doğru ittirmeye çalışır. Rüzgarın estiği yönde ve doğrultuda bir kuvvet hissederim.

Fikri: Evet! Rüzgarın estiği yöne DİK YÖNDE bir kuvvet hissetmezsin değil mi?

Zikri: Yoo, ne alaka ki?

Fikri: İşte yelken dediğimiz şey her cisim gibi hem rüzgarın estiği doğrultuda hem de bu doğrultuya DİK YÖNDE bir kuvvet oluşturur.

Zikri: Nasıl olabiliyor bu ve basit bir kumaş parçası bunu nasıl becerebiliyor?

Fikri: İşin sırrı kumaşta değil! Onun özel ŞEKLİNDE !

Zikri: Şekil mi? Nasıl bir şekilmiş o?

Fikri: O şekile Türkçe’de “kanat profili” diyoruz. İngilizce’de “airfoil” deniyor. İngilizce’sini de söylememin sebebi bunun çok önemli bir TEKNİK TERİM olması ve Türkçe’de çok da tatmin edici bir tercümesinin olmaması. Kanat profili diyeceğim dolayısı ile.

Zikri:  Tamamdır. Nasıl bir şekil bu kanat profili?

Fikri: Aşağı düşen bir su damlası veya bir balık vücudunun üstten görünüşünü hayal et ve simetri ekseninden bu şekli ikiye böl. İşte o…



Zikri: Şimdi bu şeklin üzerinden hava aktığında hem aktığı doğrultuda hem de ona dik yönde bir kuvvet oluşturuyor demiştin değil mi?

Fikri: Evet! Ama bunun olması için o kanat profilini rüzgara belli bir açı ile tutman gerekiyor. Yoksa çalışmaz.

Zikri: Hmmm… Bunun en başta söylediğin sal-çek prensibi ile ilgisi var gibi sanki…

Fikri: Tam üstüne bastın! O kritik açıda kalmaya çalışıyoruz işte onu yaparak…

Zikri: Kestim kusura bakma, kuvvet demiştin en son…

Fikri: Evet, kanat profili üzerindeki kuvvetin iki bileşeni var… Rüzgara paralel bileşene SÜRÜKLEME (DRAG), dik yöndeki bileşene ise TAŞIMA (LIFT) deniyor. Uçaklar bu taşıma bileşeni sayesinde uçuyorlar.

--------------------

Zikri: Şimdi Fikri’ciğim, bu paralel bileşeni anlıyorum, ittiriyor işte geriye… her cisim üzerinde oluyor dedin zaten... Ama bu dik bileşen nasıl meydana geliyor?

Fikri: En zor soru bu işte… Eğer seni terminolojiye boğup kolayca başımdan savmak isteseydim “Bernoulli ilkesi” diye birşey var derdim. Birçok yelken kitabı da bunu yapıyor. Ama o zaman bilimsel dürüstlükten ödün vermiş olurdum. Çünkü TAM DOĞRU açıklama bu değil. Hayatım boyunca karşılaştığım kitaplardan bazıları taşıma kuvvetini açıklarken ya Bernoulli ilkesinden bahseder ya da Newton’un üçüncü hareket kanunundan (etki-tepki kanunu.) Ama deneyler gösteriyor ki bu iki prensibin ikisi de tek başına taşıma kuvvetinin tam değerini doğru hesaplayamıyor.

Zikri: Haydaa… Yelken kitaplarının hepsi Bernoulli ilkesinden bahsediyor ama, kandırıyorlar mı bizi?

Fikri: Hayır, ne olup bittiği konusunda kabaca bir açıklama vermeye çalışıyorlar çünkü insanlara. Şöyle mi demelerini tercih ederdin: “AKIŞKANLAR MEKANİĞİ DENKLEMLERİNİ KANAT PROFİLİNİN YARATTIĞI SINIR KOŞULLARINDA ÇÖZDÜĞÜMÜZDE AKIŞA DİK YÖNDE BİR KUVVET ELDE EDİLİR. BU KUVVETİN BÜYÜKLÜĞÜ AKIŞKANIN HIZININ KARESİ, PROFİLİN YÜZEY ALANI ve AKIŞKANIN YOĞUNLUĞU İLE DOĞRU ORANTILIDIR.”

Zikri: Çok matematiksel duruyor bu… Bir “açıklama” bile olduğundan da emin değilim bunun açıkçası. Nasıl yani? Ne anlamam gerekiyor ki bundan?

Fikri: En başta dediğim gibi “anlamaktan” beklentin daha önce tecrübe ettiğin birşeye benzetmek ise Bernoulli ilkesi veya etki-tepki argümanları yeterli olabilir senin için. Ama anlamak demek o kuvveti doğru hesaplayabilmek demek ise (ki ben böyle olduğunu düşünüyorum) bunu ne tek başına Bernoulli ilkesi ile ne de etkiye-tepki prensibi ile yapabilirsin. Satrancın kurallarının basit olmasına rağmen oyunda bol miktarda karmaşık pozisyonla neticelenebilinmesi kabilinden birşey bu. Tabiat kanunlarını satrancın kuralları olarak kabul edersen ortaya çıkabilen karmaşık pozisyonlara BELİREN FENOMENLER (“emergent phenomena”) diyoruz. Bir kanat profilinin taşıma kuvveti oluşturması bir beliren fenomendir. Tam ve eksiksiz bir açıklaması fevkalade matematiksel olarak yapılabilir. Maalesef öyle, bazı şeylerin basit açıklaması vardır, bazılarının ise yoktur...

Zikri: Yani... ne desem bilemiyorum... biraz haya kırıklığı oldu gibi sanki bende.

Fikri: Anlıyorum seni ama bakış açını değiştirmekten başka tavsiye edebileceğim birşey yok... Bak yelken teorisinin anlaşılmasının tarihsel hikayesini anlatırsam belki iyi hissedersin.

Zikri: Peki, dinliyorum.

----------------------

Devam edecek
  • IP logged
« Son Düzenleme: 20 Kasım 2019, 23:10:45 Gönderen: Doğan Erbahar »
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 232
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#19: 20 Kasım 2019, 23:14:40
Harika gidiyor. Tebrikler
  • IP logged
BALIM SY

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4266
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#20: 21 Kasım 2019, 09:26:56
Sahiden de keyifli gidiyor.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#21: 21 Kasım 2019, 12:10:43
Bisiklet bende, devam! :)
Üstelik elektrikli vinçleri (!) ve elektronik rüzgar göstergesi bilem var! :D


Bildiğin Yawl bu.... Sıkıysa randa kotra yapsalarmış  :o
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 939
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#22: 22 Kasım 2019, 02:53:30
Fikri: Modern yelken teorisinin kurulmasında belki en önemli adım 1972 yılında atıldı. Arvel Gentry ismindeki bir akışkanlar mekaniği uzmanı mühendis SAIL dergisinde konu ile ilgili bir dizi makale yayımladı. Bu makelelerin en önemli özelliği METODİK….

Zikri: Bir dakika… bir dakika… kesiyorum kusura bakma… ilerlemeden önce birşey ilgimi çekti! 1972 yılı mı dedin?

Fikri: Evet… ??

Zikri: Yani insanoğlu 1969 yılında aya ayak bastığında hala bir yelkenin nasıl çalıştığını doğru anlamasına 3 yıl mı vardı demek istiyorsun…???

Fikri: Harika bir noktayı yakaladın yine... Ne acaip değil mi?

Zikri: Akıl alır gibi değil…

Fikri: Esasında biraz düşününce çok da şaşılacak birşey değil, neden biliyor musun?

Zikri: Hiçbir fikrim yok…

Fikri: Çünkü o bahsettiğim akışkanlar mekaniği denklemlerini öyle istediğin bir sınır şartında çözmek kolay bir iş değil.

Zikri: Aya adam yollamak için çözmemiz gereken denklemlerden de mi daha  zorlar?

Fikri: Evet! Ancak hususi zorlukları şuradan geliyor: Onları kağıt kalem ile çözemiyorsun, nümerik metodlar dediğimiz yaklaşımlar ile çözülebiliyorlar ancak. Ve bu iş, o denklemler için bir insanın kapasitesini kat be kat aşan bir iş! Bunun için illa ki bir bilgisayar lazım. Başka yolu yok… Ve bilgisayarlar bilimsel hesaplamalarda aşağı yukarı o tarihlerde yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bu yeni hesapsal güç şimdiki gibi her basit işte çarçur edilemeyecek kadar kısıtlı bir kaynaktı. Dolayısı ile insanlar yelkeni anlamak yerine daha önemli gördükleri bilimsel problemlere odaklanmayı seçtiler. Yelken teorisinin anlaşılması bu iki faktörün kesişimi ile o yüzden bu kadar gecikti. Malum, yelkenlilerin devri kapanalı neredeyse 100 yıl oluyordu… Yani bu dal pratiğin teorinin önüne geçtiği bir daldı…

Zikri: Mantıklı… peki ne yazıyordu bu makalelerde Arvel Gentry?

Fikri: Gentry probleme en doğru METOD ile yaklaştı ve sezgisine değil temel denklemlere ve bilgisayarına güvenerek taşıma kuvveti, genoa-ana yelken ilişkisi, emiş etkisi gibi konularda bilindiği zannedilen birçok şeyin yanlışlığını gösterdi. Açıkladığı etkiler içerisinde özellikle bir tanesi var ki bahsetmeden geçemeyeceğim.

Zikri: Dinliyorum…

Fikri: Orsa seyri denilen rüzgara yakın seyreden bir yelkenlide ana yelkeni orta hatta yaklaştırdığınızda ön yelken üzerindeki rüzgarın giriş açısının değişebildiğini gösterdi.

Zikri: …???? … Anlamadım? Rüzgar ön taraftan geliyor, sen arkadaki –yani rüzgara DAHA GEÇ muhattap olan yelkenle oynuyorsun, ön tarafta havanın tepkisi değişiyor… gibi birşey mi demek istiyorsun?

Fikri: Evet! Teknenin orsa kabiliyeti artıyor. Bu zaten pratikten bilinen birşeydi ama ilk “açıklaması” bu makalelerden birinde var mesela…

Zikri: “Açıklama” derken yine o denklemleri, hesapları filan kastediyorsun değil mi?

Fikri: Evet… Ama güzel görsellerle, akış çizgileri ile bunları açıklıyor makalelerde, okuması zor değil... Bakmanı tavsiye edebilirim ilgini çekiyorsa.

Zikri: İngilizce’m pek iyi değil ama.

Fikri: Türkçe’ye çevrildi bu makaleler.

Zikri: Hadi ya! Harika! Kimin tarafından?

Fikri: Murat Erciyes isimli bir büyüğümüz tarafından. Akışkanlar mekaniği uzmanı, mühendis ve denizci.
https://heyamolahey.com/uploads/yelken_calis.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/on_yelken.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/itmekuvveti.pdf
http://heyamolahey.com/uploads/aralik_etkisi.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/araliketkisi.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/nedenruzgar.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/kotraarma.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/trimkontrolu.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/dogrudenge.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/orsaseyir.pdf
https://heyamolahey.com/uploads/tekniknotlar.pdf

Zikri: Büyük hizmet!

Fikri: Katılıyorum…

Zikri: Ama forumlarda filan bakıyorum da millet hâlâ…

Fikri: Hiç girme o mevzulara, boşver… Dünyanın yuvarlaklığının kuantum alan teorisi ile eş zamanlı olarak tartışılabildiği bir çağda yaşıyoruz sonuçta.

Zikri:  :)

Fikri: Daha da ötesi orjinal makaleler SAIL dergisinde yayımlandığında yelken camiasındaki insanların ilk tepkisi ne oldu biliyor musun?

Zikri: Her ne kadar nispeten yeni olsam da şimdiye kadar bu camiayı gördüğüm kadarıyla tahmin edebiliyorum.

Fikri: 40 yıldır bu işi yapıyoruz bize nasıl yelken yapılacağını mı öğretiyorsun dediler.

Zikri: Al işte  :)

Fikri: Adam kibar adamdı, yine de muhattap alarak saygılı bir cevap yazdı. Bunun insanların yelkeni kullanma “edinilmiş becerisi” ile alakasının uzun vadede iyileştirme yönünde etkileri olabileceğinden filan bahsetti ve dediği gibi de oldu onyıllar içerisinde. Yelken kitaplarında ampirik bilgi olarak yerleşti birçok şey. Dahası dizayn noktasında köklü etkileri oldu.

---------------

Zikri: Şimdi ben kafamı toparlamak adına bir özet yapmak istiyorum.

Fikri: Süper fikir… Zaten puzlle’ın bütün parçaları elinde artık. Sadece onları birleştirmek kaldı.

Zikri:
1.   Hız ve kuvvet vektörel büyüklüklerdir, vektörlerin özel toplama çıkarma kuralları vardır.
2.   Yelkenler de dahil olmak üzere tekne üzerindeki herşy BAĞIL rüzgara maruzdur.
3.   Her cisim gibi yelken de rüzgara maruz kaldığında rüzgarın estiği yönde bir kuvvet hisseder AMA bunun haricinde özel bir açı ile rüzgara maruz bırakıldığında rüzgar yönüne DİK YÖNDE çok ciddi bir kuvvet yaratır.

Bunlar aklımda kalanlar…

Fikri: Mükemmel… Başka da birşeye ihtiyacın yok zaten temel karakteristikleri anlamak açısından. Bağıl rüzgarın önemini unutmayalım… Şimdi rüzgarın farklı yönlerden geldiği durumları teker teker anlamaya çalışalım bunlar ışığında.

Zikri: Tamamdır. En basiti ile başlasak?

Fikri: Hangisi en basiti ki?

Zikri: Tam arkadan estiği durum mesela.

Fikri: Tam arkadan estiği durumda bir “yelkene” ihtiyacın var mı sence?

Zikri: Yani, yok elbette… Tekne rüzgarla birlikte sürüklenir gider. Ama yelkenim açıksa daha hızlı gitmez miyim?

Fikri:  Gidersin tabii ki de, yelkenin bu durumda yegane fonksiyonu büyük yüzey alanından dolayı SÜRÜKLEME kuvvetini arttırmaktır. Hatırlarsan yelkeni yelken yapan şeyin TAŞIMA kuvveti olduğunu söylemiştik. Arkadan estiği durumda taşıma kuvveti artık yok denecek kadar azdır.

Zikri: Bir yerde yelkenin iki modu vardır diye okumuştum: 1. Paraşüt modu 2. Kanat modu.

Fikri: Yine bilimsel kesinlik açısından %100 doğru olmasa da izah babında çok güzel bir ayrımdır bu. Paraşüt modundan kast edilen şey sürükleme kuvvetinin baskın olduğu durum, kanat modundan kast edilen şey ise taşıma kuvvetinin baskın olduğu durum.

Zikri: Paraşüt demişken bazı teknelerde böyle çok büyük, çok kavisli, paraşüte benzer yelkenler görüyorum.

Fikri: İşte o yelkenler arkadan estiğinde kullanılıyor ve salt sürükleme kuvvetine mahkum olmamak, üzerine bir miktar taşıma etkisini de ekleyebilmek için o kadar kavisli yapılyorlar. Onlara balon yelken deniyor.

Zikri: Anladım. Peki, arkadan estiği durumda tekne en hızlı şekilde gitmez mi?

Fikri: Hah, burada çok dikkatli ol işte ! Yelkenler bağıl rüzgar ile çalışıyor demiştik hatırlıyorsun değil mi? Asla unutmamak lazım bunu…

Zikri: Yok unutmuyorum.

Fikri: O zaman düşün; arkadan estiğinde ve tekne hızlandığında bağıl rüzgr hızı nasıl değişecek?

Zikri: Dur bakayım hatırlayayım... Gerçek rüzgar hızı vektöründen tekne hızı vektörünü çıkarıyoum… düşer elbette ki.

Fikri: İşte yelkenin ve teknen de bu zayıf rüzgara mahkumdur bu seyirde. Öyle zannettiğin kadar hızlanamazlar tekneler pupa seyrinde… Hatta tam arkadan estiğinde bağıl hızın bu sert düşüşü öyle pahalıya patlar ki yolu uzatmak pahasına zigzag yaparak daha hızlı bile varabilirsin hedefine. O yüzden hiçbir iyi yelkenci tam pupa seyrini tercih etmez. Yavaş gitmenin yanında fazla yalpa yapma, istemsiz kavança gibi faktörler de üzerine tuz biber olur bunun tabii. Muhakkak rüzgara belli bir açı vermeyi tercih ederler.

Zikri: Zig-zag yaparak yolu uzatarak daha hızlı varma detayını anlamadım.

Fikri: Bu vektör hesabından başka birşey değil... Rüzgara biraz açı verdiğinde bağıl rüzgar hızının büyüklüğü pupadaki kadar sert düşmüyor, ayrıca yelkenlerin bir miktar taşıma etkisini de kullanmak mümkün olabiliyor ve çok daha yüksek kuvvet üretiyorlar ve daha hızlı gidiyorsun. Evet yolun uzuyor ama hızın o kadar artyor ki totalde pupadaki zayıf hızı geçebiliyorsun.

Zikri: Vay be! Ya merak ettim; bu taşıma kuvveti dediğin kuvvet sürükleme kuvveti ile karşılaştırdığında güçlü bir kuvvet midir yoksa daha zayıf mı?

Fikri: ÇOK GÜÇLÜ bir kuvvettir, sürükleme kuvvetinden fazladır. İki kuvvet de hava yoğunluğu, yüzey alanı ve hızın karesine bağlıdır ama önüne gelen taşıma katsayısı sürükleme katsayısından birkaç kat fazla bile olabilir uygun ayarlanmış bir yelkende. O yüzden “yelken yapmak” demek esasında yelkeni bu performanslı rejimde kullanmak anlamına gelir biraz da. Yani taşıma özelliğinden maksimum derecede istifade etmek…

Zikri: Teknenin en yüksek hıza ulaşabildiği rüzgar açısı hangisidir?

Fikri: Tekneden tekneye biraz değişiklik gösterse de en genel olarak tam yandan estiği durum olarak kabul edilir. Buna apaz seyri denir ve en zevkli yelken seyridir. Çünkü en başta senin hesapladığın gibi gerçek rüzgar hızından daha yüksek, kuvvetli ve diri bir bağıl rüzgarın vardır. Ve yelken tam performansla çalışarak bu bağıl rüzgara DİK DOĞRULTUDA büyük bir taşıma kuvveti oluşturur. Unutma! Rüzgar hızının karesi ile artıyor kuvvet ve işte bu bağıl hızdaki artışın karesini alarak ödüllendiriyor yelken seni. Yelkenin ürettiği kuvvet gitmek istediğin yöne çapraz bir doğrultuda olsa dahi büyüklüğü o kadar fazla ki gitmek istediğin yönde çok yüksek bir hıza ulaşabiliyorsun.

Zikri: Peki ama o çapraz doğrultudaki kuvvet beni bir miktar yana doğru da atmayacak mı?

Fikri: Az bir miktar! Çünkü tekneler yana doğru kaymaya büyük direnç gösterir, o yüzden de yan yatar zaten… Ama bir miktar yana kayarsın, günümüzde GPS gibi gelişmiş seyrüsefer sistemleri sayesinde bunu telafi etmek kolaydır, biraz daha rüzgara dönülür. Eskiden ise uyguladıkları başka hesap metodları vardı.

Zikri: Ne kadar hızlanabilir tekne apaz seyrinde peki? Gerçek rüzgar hızını geçebilir mi mesela?

Fikri: Geçebilir. Gerçek rüzgar hızının bir “limit” olabileceği yegane durum yelkenin sürükleme modunda çalıştığı pupa seyridir. Ama apazda artık taşıma kuvveti iş yaptığından dolayı gerçek rüzgar hızının herhangi bir kısıtlayıcılığı kalmaz. Teknenin hızını kısıtlayabilecek tek şey su ve hava sürtünmesidir, başka birşey değil...

Zikri: Peki apazdayken daha da fazla rüzgara dönersem bağıl rüzgar hızımı iyice arttıracağım daha da hızlı gitmeyecek miyim?

Fikri: Güzel soru. Evet bağıl rüzgar hızın iyice artacak dolayısı ile yelkenin çok daha fazla kuvvet üretecek ama hatırla! Bu kuvveti bağıl hızına DİK doğrultuda üretebiliyorsun. Rüzgara döndükçe kuvvet büyük de olsa YÖNÜ iyice yana bakıyor ve yana basmaya başlıyor tekneni. Kuvvetin gitmek istediğin yöndeki bileşeni giderek zayıflıyor. Şiddeti giderek artan ve muhalif yönden gelen bağıl rüzgarın yelken ve tekne üzerindeki sürükleme kuvvetini de unutma. Bunlara karşı da savaş veriyorsun. Ayrıca dalgalar da genelde rüzgarın estiği yönden geliyor o da ayrı bir pratik zorluk…

Zikri: Ya ne kadar çok faktör bir araya geliyor.

Fikri: Çok da fazla değil esasında, demin çok güzel özetlediğin 3-4 prensibin birleşik etkisinden başka birşey değil… Zaten insan bunu bir “edinilmiş beceri” olarak özümseyip kullanıyor pratikte. Yine bisiklet örneğinde olduğu gibi… Ama anlamak istiyorum dediğin için laf bu kadar uzadı.

Zikri: Eyvallah… Başka detaylar var mı üzerinde konuşulabilecek.

Fikri: Var. Detay biter mi? Ama sonraki sefere bırakalım…

-----------------

Devam etmeye çalışacağım hemen olmasa da... :)
  • IP logged
« Son Düzenleme: 26 Aralık 2019, 00:42:44 Gönderen: Doğan Erbahar »
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

B

Burak Doneray

Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#23: 22 Kasım 2019, 03:48:38
Fikri: İşte yelkenin ve teknen de bu zayıf rüzgara mahkumdur bu seyirde. Öyle zannettiğin kadar hızlanamazlar tekneler pupa seyrinde… Hatta tam arkadan estiğinde bağıl hızın bu sert düşüşü öyle pahalıya patlar ki yolu uzatmak pahasına zigzag yaparak daha hızlı bile varabilirsin hedefine. O yüzden hiçbir iyi yelkenci tam pupa seyrini tercih etmez. Yavaş gitmenin yanında fazla yalpa yapma, istemsiz kavança gibi faktörler de üzerine tuz biber olur bunun tabii. Muhakkak rüzgara belli bir açı vermeyi tercih ederler.


Burada bir ekleme ve açıklama yapmanın konunun daha doğru ve iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Pupa seyri iğnecik seyri (Running) yapıldığında  evet en yavaş seyirdir istemsiz kavançaya  sebeb olabilir ve balonla yapılan seyirde ( sadece simetrik ile yapılır ) Hızlı tekneler bu seyri hiç bir zaman tercih etmez .Simetrik yerine asimetrik kullanarak yollarını uzatırlar ama daha hızlı oldukları için hedefe olan hızları daha yüksek olur.

Her tekne farklı özelliklere sahiptir örnek olarak  Yavaş tekneler ( deplasman tekneleri bir örnek olabilir) simetrik kullanarak hedefe daha yavaş ama yolu kısaltarak iğnecik seyri yaparlar ve yarış kazanabilirler yada yarışmıyorsanız hedeflerine daha önce varabilirler. Bu teknelerin asimetrik kullanmama sebebi rüzgardan daha hızlı gidemeyecekleri için yolu uzatmanın bir anlamı olmamasıdır.

Benim yarıştığım teknenin (Clavella ) deplasman boy oranı 170  yani sport boat olmayan bir tekne gövde hızı düşük biz  sosis rotalarda yada olimpik bir rotada yarışırken Simetrik balon kullanarak hedefimize tam pupa gideriz 180 den alarak.Asimetrik yelken hiç bir rotada kullanmayız .Bu rotada rüzgar hızı yeterliyse Tekne hızımız gövde hızına yakındır Yelkeni düşünürken tekne dizynlarıda bu formüllere adapte edilmesi gerekiyor Yelkende bu yüzden mutlak doğru çok görecelidir .

  • IP logged
« Son Düzenleme: 22 Kasım 2019, 07:11:10 Gönderen: Hasan Toparlak »

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4266
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#24: 22 Kasım 2019, 08:54:08
O halde, tek değişken(rüzgar)e göre yapacağımız çıkarımlar eksik mi kalır demek istiyorsun Burak?
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1344
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#25: 22 Kasım 2019, 09:40:16
Rüzgâr dışında kalan değişkenler,akıntı,dalga yüksekliği ve yönü,sığlık veya derinlik farkı,seyir yapılacak suyun yoğunluğu bunlar seyre etkisi hesaplanabiliyor mu? Değişkenler çok fazla tam sonuç hesaplamak ve formüle etmek zor.ihmal edilebilir değişkenler ile ancak genel formüle ulaşılabilir.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4266
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#26: 22 Kasım 2019, 10:09:42
Doğru anladıysam,
Doğan hoca temel prensipleri anlatırken, Burak, tekne yapısının bu temel prensiplere aykırı sonuçlar verebileceğini (veya istisna yaratabileceğini) ileri sürüyor.
Son tahlilde siz de, bence de doğru olarak diğer değişkenler de göz önüne alınmalı diyorsunuz.
Bakalım Doğan hoca fizik kurallarıyla bizi nereye taşıyacak?
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 232
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#27: 22 Kasım 2019, 10:58:04
Harika gidiyor. Yukarıda yazının akışı içinde iltifat edilmiş, estağfurullah diyeyim.

Hoca aerodinamik kuvvetleri yelken üzerinde tanımladı. Bunları isterse teknenin ağırlık merkezine de taşıyabilir. Ondan sonrası tabii ki teknenin üzerinde oluşan diğer hidrodinamik kuvvetlerle birlikte ele alınacak başka bir alana işaret edecektir.
  • IP logged
BALIM SY

  • *
  • İleti: 303
  • Viya böyle!
Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#28: 22 Kasım 2019, 11:01:34
Bir konuyu bilmek başka şey, bildiğini başkalarına anlatabilmek başka..!

Bilal'e anlatır gibi anlattığınız ve anlaşılır kıldığınız için teşekkürler Doğan Hocam.

  • IP logged
Yolu denizden geçen herkesle, elbet bir gün, bir yerde buluşuruz!

B

Burak Doneray

Ynt: YELKEN TEORİSİNİ ANLAMAK (mümkün mü?)
#29: 22 Kasım 2019, 13:00:14
O halde, tek değişken(rüzgar)e göre yapacağımız çıkarımlar eksik mi kalır demek istiyorsun Burak?

Kesinlikle eksik kalır Bülent .Doğan hoca zaten yelken teorisini çok kolay anlaşılır bir şekilde anlatıyor.Ekleme yapmak istediğim husus bu bilgileri okurken teorik ile pratiğin farklı olabileceğinide unutmamamız gerektiği o kadar çok değişken varki bu böyledir deyip kendimizi kısıtlamamalıyız .Örnek olarak Arvel Gentry bu yazıyı yazarken 1970 ler araştırmalarını yaparken Yelken dizaynları  ,arma,kumaşlar ,halatlar ,tekneler çok farklı ve gelişmemişti bazı şeyler doğru bildiğmiz yanlışlar olarak teknoloji geliştikçe tarih olacaklar.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 22 Kasım 2019, 13:19:54 Gönderen: Burak Doneray »

 
Yukarı git