Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: GÜNLÜKLERİM

  • *
  • İleti: 494
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#15: 14 Nisan 2019, 18:00:25
Cemalettin Reisim elinize sağlık, keyifle okuyorum.
  • IP logged
Saygı, Sevgi ve Selametle. Burhaniye Belediye Marina - Dimple Y/Y

  • *
  • İleti: 92
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#16: 14 Nisan 2019, 18:54:28
Ölüm ;

Bu gün dolaştığım yerlerin birinde cenaze vardı..  Ölen adam oradaki bir derneğin kurucusuymuş..
  Tören bana enteresan geldi.. Caminin içinde vakit namazını kılan 4 veya 5 kişi vardı..  Diğer herkes caminin karşısındaki kafede oturuyorlardı..

Gurup yaşlı entelektüellerden oluşuyor..
   
Kendi ritüellerini oluşturamamış toplulukların karmaşasını yaşıyorlar.

  Bir kısmı cenaze namazına katıldı.. Daha sonra tabut sokağa konan bir masanın üstüne konuldu.. Kalabalığın arasından bazı yakın dostları tabutun başında konuşma yaptılar..

Uzaktan seyrediyorum..

Konuşmaların arasında sıkça ;

“Hayata gözlerini yumdu.”  (Yani öldü)
 “Bu son  yolculuğuna uğurlanırken.”   (Yani, mezara gömmeye götürülürken)
“ Beklenmedik bir zamanda aramızdan ayrıldı.” (82 yaşındaymış.. Peki ölümün zamanı ne.. )   

“Bu fani hayata veda etti.” (Yani öldü!) cümleleri geçiyor..
 
 Haa bir de kızı olsa gerek;

 “Maalesef  babamızı kaybettik.”  dedi..

(Hanımefendi babanız kaybolmadı.. Orada tabutun  içinde. )

Ama hiç kimse “öldü” demedi.

Bu kelimeyi kullanmaya niçin bu kadar korkuyoruz.
 
Bu ne saçmalık!.... Şu ifadelerin içini açıp baktığınız zaman çıkan anlamlar ne kadar tuhaf...

     Ya adam ÖLDÜ...  Hepsi bu... Bu katı gerçekten kaçmak için bu kadar dolambaçlı yollara ne gerek var... 

Gerçekle yüzleşmek cesaret ister... Herhalde bu da çok kimsede yok..

Biri de konuşmasında  “Ölüm ona hiç yakışmadı.” dedi..

Ya buna içimden kahkahalarla gülmek geldi... Açıklama yapmaya bile değmez.....

İşte böyle..

Bu entelektüel gurupta dahi iflah olmaz bir saçmalama hastalığı var..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5842
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#17: 14 Nisan 2019, 19:01:04
Hoşgeldiniz,  bir süredir tekne işleri ile uğraşıyordum, bıgün foruma girebildim ve sizi görünce çok sevindim.yine aynı lezzette yazıyorsunuz, yine keyifle takip ediyor olacağım. Eski yazılarınızdan iki konuyu hiç unutmam birincisi Demir atmakla ilgili yorumunuz, ikinciside uzun Yunan adaları gezisinden sonra halkın içine karıştığınızı anlatımınız. Bu ikisini sürekli bahsini ediyorum. Şimdide yazlık kasaba emeklileri ve Dünyası küçük olanları anlatımınız yine beynimin bir köşesine sakladığım güzel tanımlamalar oldu. Teşekkür ederim tekrar yazdığınız için.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 324
  • ANDROMEDA 1
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#18: 14 Nisan 2019, 22:08:03
Eski yazılarınızdan iki konuyu hiç unutmam birincisi Demir atmakla ilgili yorumunuz, ikinciside uzun Yunan adaları gezisinden sonra halkın içine karıştığınızı anlatımınız. Bu ikisini sürekli bahsini ediyorum.
Benim de unutmadığım bir konu nothingçi bulgar  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#19: 15 Nisan 2019, 07:49:04
Memet;

(Bizim motosiklet tamircisi.. Ufak bir iki tamir işim daha çıkmıştı.. Bugün uğradım.)

Çalışırken seyrediyorum.. İşine kendini kaptırmış.. Eli yüzü yağ içinde..
     -Memet, çayın varmı? Diyorum..
    -Yok abi.. Sabah demlemiştik, bitti.. Karşı kahveden söyleyeyim.
    -Boş ver zahmet etme.. desem de o durmuyor..
   -Rıfat ! Bize iki çay gönder ..

Çaylar geliyor.. Fazla konuşmak istemiyorum.. İşininden alıkoymamak için..

Yedi sene evvel Soma'dan gelmiş, buraya yerleşmiş.. Üç tane çocuğu var..İkisi okula gidiyor.. Ev kira.. Eski bir motosikleti var.. Markası bile belli değil..

-Neden İstanbul'a yerleşmedin de buralara geldin..
-İstanbul'u bilmiyorum.. Kalabalık şehir..
-İstanbul'u hiç görmedin mi? Belki askerlik falan..
-Askerde doğudaydım.. Dağlarda.
-Terör haa...
-Evet.. Dokuz arkadaşım yanımda şehit oldu..Nasıl askerlik yaptığımı anlamadım.. Dağdan indiğimiz yoktu..
 
Bir süre konuşamadım.. Uzaklara baktım..

Hayattan ne bekliyor, merak ediyorum..
-Memlekette babadan kalma mal falan var mı?
Gülümsüyor.
-Yok abi.. Küçük bir iki tarla vardı, ama altı kardeşiz.. Kime ne kalır..
         
Acitasyon yapmıyor..
Yüzünde kimseye tenezzülü olmayan, hakkına razı, kararlı insanların ifadesi var..

Bu memlekette yüzbinlerce Memet var, biliyorum.. Hayatın onlara ne verdiği, daha da ne vereceği, hatta daha doğrusu ne vermiyeceği belli.

Vereceği karın tokluğuna bir yaşam..
Aileyi, çocukları yaşatmak için feda edilen ömürler..

İş bitiyor...
 -Memet borcumuz ne?
- Onbeş lira abi...
-Benden yirmi lira al...
-Olmaz abi... İşin hakkı bu.. Haksızlık olur..
-Çaylar benden olsun bari...
-Olurmu abi... Misafirimizsin..
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#20: 15 Nisan 2019, 09:00:38
Cemalettin reisim teşekkürler çok keyifle okuyorum .
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#21: 15 Nisan 2019, 19:10:59
Tahminler, düşünceler;

Bugün Memet'ten ayrıldıktan sonra aklıma bir şey takıldı.. Belki de Memet benim düşündüğüm kadar karamsar bir hayat yaşamıyordur...

Akşam eski motosikletiyle evine giderken yoldan mandalina alacaktır.. Evi kasabanın kenarında tek katlı bir gecekondudur... Bahçesinde üzüm asması vardır..

   Bahçeye girdiğinde küçük kızı yere düşmüş ağlıyordur.. Memet onu kucağına alacak, bir mandalina verip susturacaktır..

Belki karısı Söke'nin köylerinden güzel bir Ege kızıdır..  Ve kocasından memnundur.. 
 
 Memet, bir kadının evlenmek isteyeceği bir erkek.. Buna kefilim..  Dürüst, güvenilir, ciddi ve biraz acılı..

Elini yüzünü yıkarken karısı " Memet sana sıcak su getirdim.. Hava soğuk.." Diyecektir..

Akşam çocuklar uyuduktan sonra Memet sigara içmek için bahçeye çıktığında karısı ona çay getirecektir.. Memet ona benden bahsedecektir..

-Bugün motosikleti tamir için biri geldi.. Biraz yaşlı tuhaf biri... İstanbullu.. Burada teknede kalıyor.. Eski bir motosiklet almış, bu kış gününde dağ tepe geziyor..
 Ne işin var senin bu yaşta  buralarda ? Git otursana sıcak evinde..  Diyecektir..

Memet'le aynı yaşta (35) başka bir genç  Porsche arabasıyla cafeye, kız arkadaşından 8. defa ayrılmak için giderken Memet'ten daha mı mutlu ?...........

Tuhaf dimi...?
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4269
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#22: 15 Nisan 2019, 19:13:55
Tuhaf. Aklıma Ahmet Erhan'ın şiiri geldi. Kimilerimiz anımsar, Çağdaş Türkü de bestelemişti. "Kenar Mahallede Bir Pazar Günü".

Toprağı bol olsun, hemşehrimizdir, Tanrı ona dünyanın en büyük iyiliğini yaptı, iyi bir topçuyken Demirspor'da, ayağını kırdı, o da gitti şair oldu;

kenar mahallede bir pazar günü
buğulanır toprak yol ve damlar
sabah güneşinin ilk akıntılarında
göğü turuncu bir ağ kaplar

konuşmalar, küfürler, çocuk çığlıkları
öper yüzünü yeni bir sabahın
çamaşırlar hışırdar avlularda
bayrakları gibi fukaralığın

kahveye çıkar birer ikişer erkekler
yayılarak otururlar iskemlelerde
çay bardakları şıngırdar, radyo bağırır
bir haftanın yorgunluğu akar iliklerde

ötelerde, portakal bahçelerinde
gün ışığı danseder sabah yeliyle
arklardaki sular el çırpar
toprağı ürpertiden titretircesine

bir çocuk çitleri usulca aşar
geçer uyuklayan bekçinin önünden
bir damla kalır gömleğinin içinde
uzayıp giden portakal denizinden

tulumbada yüzünü yıkar bir işçi
daha uyanmayan karısına seslenerek
kalkar kadın, elinde bir havlu
geceki yorgunluğunu anlatır ezilerek

bir kumru tüner dallarına o zaman
avludaki yaşlı dut ağacının
ona sevgiyle gülümser işçi
sonra sarar belini kadınının


  • IP logged
« Son Düzenleme: 15 Nisan 2019, 19:19:21 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1050
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#23: 15 Nisan 2019, 21:18:06
Yıllar önce Çeto (Kent) Selimiye’de Girit’i işletirken, Kasım aynda bize bir foto göndermişti:eski bir sörf tahtasında iki çocuk (belki kardeş), önlerinde toplanış bir ağ. Ve demişti ki: “acaba kim daha mutlu”. Ya da buna benzer bir şey. Çok zaman oldu. Farklıysa düzeltisin anlattığımı.

O gün bugündür, hep aklımdadır bu enstantane...
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

s

serdar çırak

Ynt: GÜNLÜKLERİM
#24: 16 Nisan 2019, 00:31:01
Cemalettin..başladın yine..kafalarımızı,duygularımızı buğulaştırmaya..kim bu kadar üzebilirki birini..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#25: 16 Nisan 2019, 08:19:40
Fırtına;                                                              2018 Aralık

Böyle bir şeye daha önce hiç rastlamadım..  Limanda bağlıyken neredeyse tekne devrilecekti..

Bütün gün tepemizde bulutlar dolaştı.. Grinin her tonu, öbek öbek..
 
   Teknede yaşarken gökyüzünü, bulutları görmemek imkansız..  Şehirlerde bina aralarından görünen gökyüzü ile buralar kıyaslanamaz..

  Akşam erken bastırıyor.. Kış günü.. 

   Akşamın ilerleyen saatlerinde havada bir durgunluk oldu.. Teknede çay demlemiş, içiyordum.. Bir anda uzaklardan bir uğultu duymaya başladım..  Rüzgar geliyor dedim..  Ne rüzgarı, bir anda tekne devrilecek nerdeyse..

Böyle aniden nasıl olur ?
 
  Teknenin içinde kendimi zor tutuyorum..

 Çaydanlıklar, tabaklar, su bidon, kitaplar herşey alt üst..

   Teknenin üstünde gürültüler duyuyorum..Artık direk, yelken ne varsa parçalanıyor herhalde... Bir bakayım dedim, dışarı çıkmama imkan yok.. Limanda şişme botlar, sandalyeler, boşta olan ne varsa havada uçuyorlar..

Yarım saat sürmedi, yavaşladı.. Dışarı çıktım. Teknede pek bir hasar yok.. Ama üstünde ne varsa gitmiş...  Katlayıp bağladığım şişme botum denizde..

Karadaki bir kaç  tekne devrilmiş, bazı tekneler birbirine girmiş.. Tenteler, brandalar yırtılmış..

Kıyamet böyle bir şey herhalde..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 721
    • S/Y DUA-1 SEYİR DEFTERİ
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#26: 16 Nisan 2019, 09:12:23
Memed'i okuyunca aklıma şu envai çeşit versiyonları olan Meksikalı Balıkçı hikayesi geldi. Esas zenginlik, mevcut şartlarının içinde mutluluğu yakalamak değil mi? Biliyorsunuzdur ya, burada da bulunsun,
hikaye şöyle:

Meksikalı Balıkçı

Bir Meksika sahil kasabasına yolu düşen Amerikalı iş adamı, kıyıya yanaşan kayıktaki balıkçıyla konuşur.
Kayığın içinde, henüz tutulmuş birkaç ton balığı bulunmaktadır.
Amerikalı iş adamı balıkların iriliğinden dolayı balıkçıyı över ve bu birkaç balığı ne kadar zamanda yakaladığını sorar.
Balıkçı, “Fazla sürmedi, senyör” der.
Amerikalı hayretle sorar: “Öyleyse neden daha fazla denizde kalıp da daha çok balık tutmadın?”
“Bu kadarı bugünlük aileme yeter.”
“Peki”, der Amerikalı iş adamı.
“Geri kalan zamanın nasıl dolduruyorsun?”
“Sabahları geç kalkıyorum. Sonra birkaç balık tutuyorum. Sonra çocuklarla oynuyorum. Öğleden sonra eşimle biraz şekerleme yapıyorum. Akşamları da kasabaya iniyorum; Amigolarla birşeyler içip gitar çalıyoruz. Böylece hayatı dolu dolu yaşıyoruz, senyör.”
Amerikalı iş adamı bu hayatı son derece sevimsiz bulur.
“Ben Harvard mezunuyum, sana yardımım dokunabilir” der.
“Herşeyden önce, daha fazla balık tutmalısın.”
Balıkçı hayretle sorar: “Niçin senyör?”
“Artan balıkları satar, daha çok kazanırsın.”
“Sonra senyör?”
“Zamanla kendine daha büyük bir tekne alırsın.”
“Sonra senyör?”
“Daha büyük tekneyle daha çok balık tutar, daha çok kazanırsın.”
“Sonra senyör?”
“Daha başka tekneler alır, bir filo kurarsın.”
“Sonra senyör?”
“Sonra balıkları işlemek için kendin konserve tesisleri kurarsın. Böylece kârın önemli bir kısmını başkalarına kaptırmamış olursun.”
“Sonra senyör?”
“Tabii, bütün bu işleri böyle küçük bir sahil kasabasında yürütemezsin. bu arada Los Angeles veya New York gibi büyük bir dünya kentine taşınmış olursun.”
“Sonra senyör?”
“Yeteri kadar büyüyünce halka açılır, hisse senetlerini satarsın. Büyük zengin olursun. Milyonlarca doların olur.”
“Sonra senyör?
“Bu kadar paran olduktan sonra çalışmana gerek kalmaz. Emekliye ayrılır, bir sahil kasabasında kafanı dinlersin. Sabah geç saatlere kadar uyursun. Biraz balık tutar, çocuklarla oynar, öğlenleri de şekerleme yaparsın. Akşamları ise amigolarınla bir şeyler içip gitar çalarsın.”
“Şu an bunları yapıyorum zaten senyör!..”
  • IP logged
« Son Düzenleme: 16 Nisan 2019, 09:14:37 Gönderen: Hulusi Gülen »
S/Y DUA-1 Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir DUA'nın içinde yer almaktır. Şems-i Tebrizi

  • *
  • İleti: 284
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#27: 16 Nisan 2019, 15:28:37
Tuhaf. Aklıma Ahmet Erhan'ın şiiri geldi. Kimilerimiz anımsar, Çağdaş Türkü de bestelemişti. "Kenar Mahallede Bir Pazar Günü".

[/i]

Şiirin kimin olduğunu bilmiyordum ama Çağdaş Türkü’den her dinlediğimde çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Çok zaman olmuş, tekrar dinlemeli.

Bu arada günlükleri ilgiyle takip ettiğimi belirteyim.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#28: 16 Nisan 2019, 17:57:05
Gıcıklık;

Uzaklarda bir dağ köyü var, bugün oraya gittim... Sapa bir yer.. Motosikleti köyün dışında bıraktım... Hatırı sayılır bir soğuk var...

  Ara sokaklarda yürüyerek köy meydanına gidiyorum..  Sokakta dolaşan tavuklar, kediler, köpekler bana tuhaf tuhaf bakıyorlar..

"Hey yabancı ! Sen buraya ait değilsin... Kılığından, kıyafetinden belli..Ne işin var burada ? Defol, git!"  diyorlar..

Köy meydanındaki kahveye girdim... Ohh..  içerisi sıcak, soba yanıyor.

  İçeride konuşmalardan oluşan bir gürültü vardı.. Ben girip selam verince bir anda kesildi.. Kahveye bir sessizlik çöktü..  Sadece televizyonun sesi duyuluyor..

Çay ocağının yakınındaki tek sandalyeye oturdum.. Etraf masalardan tek tük "merabayın", "hoş geldin" diyenler oldu..

Kahveci bir çay getirdi, içiyorum..

Etraftan , omuz üzerinden meraklı bakışlar fark ediyorum.. Ulan, buraya ait olmadığı her halinden belli bu adamın burada ne işi var ?

Fısıltılar dolaşıyor..

Yakın masada oturanlardan biri dayanamayıp bana sordu;

- Arazi için mi buralardasınız...?

- Yoo.. Dedim..

Kahvedeki merak giderilememişti.. Aynı masadan bir başkası ;

- Kimlerdensin..? dedi.. Yani köyden... Hısım, akraba..?

-Kimseden değilim... Dedim

Şimdi herkes daha da gergin.. Kahvedeki tuhaflığım devam ediyor.. Sırrım çözülemedi.. Şehirli insanın vurdum duymazlığı, umursamazlığı onlarda yok..

Hiç sebepsiz orada olabileceğim akıllarına yatmıyor. 
   
  Televizyonda bir hayvancılık kanalı açık..  Hayatında bir tek inek sahibi olmamış ben, televizyonda ineklerle ilgili açıklamalara kulak kesilmiş, güya dinliyorum..

Şimdi diyorum kahvedekilerden biri kalkıp gelecek, beni yakamdan tutup kaldıracak.. Silkeleyerek;

 -Ulan hıyar ! Ulan dingil ! Bu kış günü, bu dağ köyünde ne aradığını söyle de bizi bu sıkıntıdan kurtar.!   Diye bağıracak..

Tabii kimse böyle bir şeye kalkışmıyor..

Ama ben bu durumdan haince bir keyif alıyorum.. Kötü biriyim.. . Kahvede  bu merak, bu endişe devam etsin istiyorum..

Durum kendiliğinden gelişti. Ben sadece oyunu sürdürdüm..
 
 Kahvenin aurosunu bozdum.. Rahatını kaçırdım..

Sonra içimden zapt edilmesi zor bir kahkaha geldi..  Kendimi zor tutuyorum.. Bir de dışıma çıkarsa , kahvedeki kriz iyice büyür..

Çayın parasını tabağın kenarına bırakıp, kendimi zor sokağa attım.. Motosiklete kadar gülmekten zor yürüdüm..

Hay allahım yaa...!

Ben niye böyle yapıyorum...?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 92
Ynt: GÜNLÜKLERİM
#29: 17 Nisan 2019, 08:14:51
Dağ köyünden dönerken;

Köyün olduğu yokuştan aşağı inince sebze tarlalarının olduğu uzun bir ova var.. Tarlalara seralar ve tek tük bahçe evleri yapılmış..

Bir tarlanın kenarındaki ağacın altında,  iki sandık salatalık (hıyar) gördüm.... Gözüme güzel göründüler..

Tarlada çalışanlara seslendim; “Bunlar satılık mı ? "

Yaşı büyük olan abla biraz yakına  geldi; “Ne istiyorsun ?” dedi...

“Bu salatalıklardan almak istiyorum...Kilosu ne kadar ?” dedim...

“ Onlar kötü..” dedi..

Nasıl olur tarladan toplanmış salatalar.... Yemin ediyorum markettekilerden çok iyiler... 

“Bana iki kilo kadar ver (terazi yok) .... Kaç paraysa vereyim...?” dedim..

“Ne kadar istiyorsan al oradan... Para falan istemez... Zaten "hayvanlara" verecektik...” dedi...

- !!!!!?????????

Şimdi ben ne yapayım.. ?  Almasa mıydım..?

Aldım....

Ne duruma konduğumu yorumlayamıyorum...

(Not: Yedim...  Gerçekten salatalar harikaydı...)
  • IP logged

 
Yukarı git