Cem Reis,
Tam sorunuzun cevabı olmasa da Barbaros Hayreddin Paşa döneminde donanmanın seyre çıkışı hakkında bazı detaylar aşağıdaki linkte verilmiş;
http://kainatingunesi.com/kaptan-i-derya/DONANMA SEFERE ÇIKARKEN
Andrea Doria’nın kırk kadar kadırga ile Mısır’dan Hind mallarını getiren Salih Reis’i yakalamak üzere, Girid sularında beklediği şayiası duyuldu. Kaptân-ı derya Barbaros Hayreddîn Paşa, kader arkadaşı Salih Reis’in, Doria’nın pususuna düşmesine razı olmıyacağı muhakkaktı. Nitekim ertesi günü aynı şayiayı tersanede duyan Barbaros Hayreddîn Paşa, vezîriâzama koşarak şayianın doğru olup olmadığını sordu. Diğer vezirler de orada idi. Ayas Paşa fevkalâde müteessir bir tavırla;
“Hakikat böyle kardeş, içimiz kan ağlar” dedi.
Diğer vezirler de aynı tarzda konuştular. Bunun üzerine Barbaros Hayreddîn Paşa, onlardan son bir te’minât istedi.
“Salih Reis benim kader arkadaşımdır. Onu göz göre göre küffârın eline bırakamam, feda edemem. Akdeniz’e yelken açmak artık zaruret hâlini aldı. Ancak paşa kardeşlerim, siz de biraz ikdam (gayret) göstermelisiniz” dedi.
Başta vezîriâzam olmak üzere hep birden;
“Asûde-hâtır ol paşa kardeş, gözün arkada kalmasın. Bir mâha kalmaz, diğer sefineler de ikmâl edilir” diye cevap verdiler. Ancak bir ay bekleyemeyecek olan Hayreddîn Paşa, vezîriâzamın sarayından sonra saray-ı hümâyûna giderek huzura çıktı ve vaziyeti Pâdişâh’a da arzederek denize açılmak üzere müsâade istedi Kânûni Sultan Süleymân, kaptan paşanın bu fedakârlığına bir kere daha hayran olmuştu. Ancak onu körükörüne ateşe atmaktan çekiniyordu.
“Ya Doria ziyâde sefine ile çıkarsa?”
“Merak buyurmayınız Sultân’ım, duânız bereketiyle donanma-yı hümâyûnumuzun nâmını küçük düşürmem.”
“Allah seni muzaffer etsin, iki cihânda aziz ol!”
Barbaros’un bu hayır duâ karşısında gözleri dolu dolu olmuştu. Pâdişâh’ın ellerine sarılarak:
“Bizi hatırdan çıkarma Pâdişâh’ım, sana lâyık bir kul olduğumu isbât için, îcâbederse uğrunda fedâ-yı cân edeceğim” dedi. Sonra düşmana hitâbediyormuş gibi denize bakan pencereye döndü, yumruklarını sıktı:
“Küffâr görsün, cihân Pâdişâhını, Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleymân Han’ın leventlerini. Hezimete hâzır olsun Doria!”
Sultan Süleymân heyecan içinde idi. Barbaros’a yaklaştı:
“Sana inanıyorum Hayreddîn” dedi.
Huzurdan çıkınca soluğu tersanede alan Barbaros Hayreddîn Paşa, deniz cenklerinde su ve ateş içinde pişmiş tecrübeli kaptanları topladı, îcâb eden emirleri verdi. Askerin derhâl gemilere bindirilmesini emretti.
1538 yılı Haziran ayının yedinci günü donanma-yı hümâyûn Haliç’den çıkmıştı. Bütün gemiler bayraklarla süslü idi. Hayreddîn Paşa, sabahın ilk saatlerinde saraya gitti. Vezirler ve devlet erkânı ile saray erkânı kaptan paşayı kapıda bekliyorlardı. Hayreddîn Paşa, beraberinde kaptanları olduğu hâlde sarayın merasim dâiresine girdi. Kaptanların bellerinde kıymetli taşlarla süslü sırma kemerler, kabzaları mücevherlerle işlenmiş kılıçlar vardı. Bu merasim için askerler de gelmişti. Âdet üzere paşaya bir sancak, davul, nakkare verildi. Sultan Süleymân zafer temenni etti. Vezirler ve devlet erkânı saraydan ayrılan kaptan paşayı iskeleye kadar geçirdiler. Barbaros amiral gemisine çıkınca sefineler demir alıp, yelkenlerini çektiler ve küreklerini yaydılar. Hareket işareti ile toplar, tüfekler patladı.
Kânûnî Sultan Süleymân, Topkapı Sarayı’nın balkonunda, sarayın önünden geçip Marmara’ya açılan donanmasını vakur bir edâ ile temaşa ediyordu. Gemiler ufukta gölge hâline gelinceye kadar balkonda kalmış, sonra:
“Yâ Rabbî! Sen bizi muzaffer eyle. Yüzümüzü ak çıkar, küffarın zebûnu etme!” diye duâ ederek içeriye girmişti.
Pâdişâh duâsını alan Barbaros Hayreddîn Paşa, inşâ hâlindeki gemilerin de iştiraki ile donanmasını güçlendirdi ve 27 Eylül 1538 günü Preveze önlerinde Andrea Doria komutasındaki çok güçlü haçlı donanmasını tam bir hezimete uğrattı. Akdeniz kırk yıl Osmanlının mutlak hâkimiyeti ile şenlendi.
1) Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilâtı; sh. 414
2) Netâyic-ül-vukûât; cild-1, sh. 114
3) Mir’ât-ı İstanbul; sh. 474
4) Rehber Ansiklopedisi; cild-9, sh. 234
5) Osmanlı Târihi Deyimleri; cild-2, sh. 182
6) Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye; cild-1, sh. 189
7) Büyük Türkiye Târihi
Mufassal Osmanlı Târihi