Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Teknelerde Yanaşma Ayrılma Manevraları

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Teknelerde Yanaşma Ayrılma Manevraları
OP: 21 Mayıs 2018, 23:03:29
Teknelerde Yanaşma Ayrılma Manevraları

Alıntı yapılan: Tan Kaan Özkan - Bugün, 13:46:29
Niye bana böyleymiş gibi geliyor ?




Şimdi bu videoyu izledim ve çocukluğuma gittim. Birinci teknedekilerin yaş grubu tam benim çalıştığım teknedekiler gibi ve hepsi soğukkanlı. İkinci teknede başta usturmaça tutan adam var ya işte bizde hep o kişi ben olurdum. Ama bir farkla bizim usturmaçamız yoktu onun yerine araba lastiği sarkıtırdık. Fakat kayıklarda çok kötü iskeleye çekiyor tornistanda. Eski günlere gittim , dünyanın heryeri aynı demekki, ikinci kayıktaki reisin şapka bile bizim rahmetlininkiyle aynı.Bu manevraya dair şöyle bir şeyler yazmıştım bir zamanlar aklıma geliverdi.

"Ama limandan ayrılışımızı görmeliydiniz. Yine genellikle olduğu gibi sıra dışı bir şey yapıyoruz ya, hemencecik “Deli bunlar” tespitine maruz kaldık. İskeledeki insanların bakışlarından anlaşılıyordu zaten.Ama bizim bütün bu görüntüye rağmen, havamız yerinde, tamyol ileri kafayı iskeleye dayayıp kıçı açtırıyoruz. Tam iskeleye çıkacakken tam yol tornistan, tekrar aynı manevra olduğumuz yerde geri dönüyoruz. Milletin telaşeli bakışları arasında  ayrılıyoruz. Bu manevra esnasında ayakta durmak bile zordur. Çünkü bu tarz balıkçı tekneleri ilk hareketlerini devirli yaptığınızda çok ani atak yaparlar. Neyse bordada asılı olan lastikleri de içeri aldık ve seyrimiz başladı. Yeşil feneri dönünce yine dalgalarla dövüş sanatı icra edilecekti.

Ara bilgilendirme;  "iskeleye çıkmak" tabiri bizde iskeleye bindirmek anlamında kullanılır. Arasıra farkında olmadan kullanıyorum bu tip tabirleri. Farkedersem parantez içinde açıklamaya çalışıyorum. Balıkçı tekneleri İskeleye çalışmak (İndir bindir yapmak vs.) için yanaştıklarında sancaktan bordalarlar. Eğer danayatacaklarsa iskeleden aborda olurlar. (Danayatmak birbirinin üzerine bordalamaya denilirdi.) Şimdi bu balıkçı teknelerinde usturmaça yerine araba dış lastiği kullanılır. İskele taraftakiler devamlı bağlı dursada sancaktakiler içeri alınır. Ama bizimki gibi küçük teknelerde lastikler hep içeri alınır ve yerleri vardır oralara kaldırılır.

Dar alanda manevra yaparken tekneler düşük yolda pek dümen dinlemezler, bu yüzden balıkçı teknelerinde reisler bu manevrayı seri yaparlar. Balıkçı teknelerinde yelkenlilerde olduğu gibi, gövde süratini sağlayacak minimum motor gücü kullanılmaz genelde daha büyük makine bulunur. Bu yüzden bu manevralar daha güvenli olur. Ayrıca salma ve civadra olmadığı için daha rahat manevra yaparlar.

Bunları açıkladıktan sonra gelelim manevraya; teknenin sancak tarafından iskeye bordaladığını düşünelim. Kıç halatları çözülür (biz baş ipini de çözerdik), bu vaziyette iken sancak baş omuzluktan iskele ile teknenin arasına bir lastik sarkıtılıp tam yaslayacağı yerde elle tutulur. Dümen sancak alabanda edilip ,ileri yoldan motora yüklenilir. Teknenin kafası yaslanıp kıçı iskeleye doğru açmaya başlar, bu esnada dümen tam iskele alabanda basılıp, tam yol tornistan ve baş halatı çözülür. Ardından ileri geri üç dört manevrada geri dönüş ve ayrılma gerçekleşir. Makbul olan baş ipi bağlı olmadan ve lastik sarkıtmadan bu manevrayı yapmaktır. Yani tam iskeleye yaslanacakken, tam yol tornistanla kurtarmak, milletin yüreğini ağzına getirmektir. Biz de tam öyle yapardık. Normalde bu manevra yapılırken herkes başa koşar tutmaya çalışır falan ama bizlerde herkes soğukkanlı bir şekilde halat roda etmeye falan devam ederdi, tabi ayakta denge sağlayıp durabilenler. "
  • IP logged
« Son Düzenleme: 21 Mayıs 2018, 23:07:17 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ahmet, dar alanda nasıl kıç attırılıyor, onu da bir ayrıntılı yazar misin sana zahmet ?

Abi bizim balıkçı kayıklarında bu iş biraz farklı, ama bu bahsedilen omurga salma yelkenlilerde  biraz zor. Biraz alışmak gerekiyor. Tayo-Mar ve Baba Tunca bunlara güzel örnekler. Mustafa Abinin  Baba Tunca ile kıçtan kara olmasını izleseniz , ders diye okutulur. Aynı şu kayıkların yaptığı manevrayı  yaparak düz çizgi üzerinde geri gelebiliyor. Keza Tayomar da Böke'de bunu güzel yapıyor. Benim eski teknem Kuzey Yıldızı da böyleydi ama güçlü makina sayesinde bu manevra zorlamazdı.Modern(!) yelkenliler de bu iş kolay, neredeyse salmanın üzerinde bir daire çizecek şekilde kayık dönüyor fakat onlarında gördüğüm dezavantajı, üzer,nde yol olmadığında rüzgar uçurtma gibi atıveriyor kayıkları.Çok hesaplamak gerekiyor rüzgarı. İşte omurga salma alçak bordalı kayıklarda da bu handikap yok, daha yavaş hareket ediyorlar.

Şimdi bu bağlamda, hangisinin manevrasını yazalım?

8-10 metre boyunda alamotra bir balıkçı kayığının mı,
8-10 metre bir omurga salma yelkenlinin mi,
yada 8-10 metre fin salma bir yelkenlinin mi? (Sanırım bunu neredeyse herkes biliyor)
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Balıkçı teknesinde yanaşma ayrılma manevrası omurga salma yelkenlilere göre  çok kolaydır. Bu 8-10 metre boyunda teknelerde eskiden tek silindir makinalar falan olurdu, sonradan çift silindir pancarlar ve lombardiniler hakim oldu. Hemen peşi sıra kanyon ve minibüsten çıkma dört silindir ford ve benzeri makinalar hakim oldular. Şimdilerde de bu boyda kayıklarda neredeyse 80 beygirin altında makina yok. Tabi bunda devletin yakıt desteğinin de önemi var yoksa bu makinalarla balıkçılık falan yapıpta kimse geçinemez. Şimdi bu büyüklükte makinalar bu kayıklara takılınca , bu balıkçı kayıkları küçük servis botları gibi manevra yapar hale geldiler. Haliyle makina bu kadar güçlü olup bir de kayık ayna kıç olunca pervane dönüş etkisi falan ortadan kalkıveriyor. Neredeyse dümene gerek kalmıyor.
Genel manevra şu şekilde kayığın ne tarafını iskeleye bordalayacaksak , o tarafa açı verecek şekilde iskeleye baştan kara geliniyor ve bu hızlı yapılıyor, üzerinde yol olan teknenin daha iyi dümen dinlemesi kaidesince. Rıhtıma bir metre falan kala çok hızlı dümen bordalayacağımız tarafın aksine alabanda basılılyor. Kayık dönme eğilimini hızlandırınca , kontrollü bir şekilde tam yol tornistan yapılıyor bu esnada dümeni düzeltmeye bile gerek kalmıyor, hatta düzeltilmemeli, çünkü hızha iskeye bordalayan kayığın hem ileri gitmesini durduruyor hem de iskeleye hızla çarpmasını engeller. Bu o kadar pratik olur ki  neredeyse her havada yapılabilir.Çıkarken de tam tersi yapılır. Hiç kayığı açtırmaya bile gerek kalmadan, bordaladığımız tarafa alabanda ve yüksek yol ileri, bu sırada kafa iskeleye yaslanacak duruma gelirken kıç açar ve çok hızlı tam yol tornistan. eğer iki tekne arasına yanaşmış ve oradan çıkıyorsak ve de kıç yeterince açmayıp kurtarmıyorsa aynı ileri manevra tekrarlanarak kıç biraz daha açtırılır. Ardından yüksek yol tornistanla başlayıp ,kayık hızlanınca yol kesilir. Çünkü kayık artık hızlanmış ve pala yüzeyinden su geçiyordur her şekilde dümen dinliyordur. Bu yüzden düşük yol devam edilir, yüksek yolda tornistana devam edersek kayık saçmalamaya devam eder hemde palaya aşırı yük biner. Azıcık bir açılı gidişte binen su yükünü düşünmenizi öneririm.İleri yol gibi düşünmeyin. Bu palaya yük binme işi bizim modern! yelkenlilerde yani palanın tavana asılı durduğu durumlarda daha belirgin karşımıza çıkar. Bu yüzden her 3-5 yılda bir dümen mili yatağı bu kayıklarda boşalıyor ve yeniden yuva çakılıyor. Bence bilinçli yapılmış mühendislik hatası.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Tabii bütün teknelerdeki can yeleklerine dikkat.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Şanzıman  bu arada ne oluyor?Kavramayı  hiç sormuyorum.

150 beygir volkswagen motoru olan 57 feet yelkenli tekneye üretici firma koyduğu gaz kolunda direkt ileri geri geçmeyi engelleyici sistem koymuş. ileriden geriye geçerken önce biraz bekliyordu yanlış hatırlamıyorsam.Pervane dalgada boşa düşünce de vites boşa çıkıyordu diye hatırlıyorum. Ofshore yarış teknelerindeki yardımcı da sürekli gazı pervane boşta kalınca kesiyor diye biliyorum.

  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Şanzıman  bu arada ne oluyor?Kavramayı  hiç sormuyorum.

150 beygir volkswagen motoru olan 57 feet yelkenli tekneye üretici firma koyduğu gaz kolunda direkt ileri geri geçmeyi engelleyici sistem koymuş. ileriden geriye geçerken önce biraz bekliyordu yanlış hatırlamıyorsam.Pervane dalgada boşa düşünce de vites boşa çıkıyordu diye hatırlıyorum. Ofshore yarış teknelerindeki yardımcı da sürekli gazı pervane boşta kalınca kesiyor diye biliyorum.

Abi pek bir şey olmuyor, eski sistemlerde boşta biraz tekneyi eğlendirip öyle geçirmek gerekiyordu ama bu son jenerasyonda pek bir şey olmuyor.  Doğrusu bu manevraları tabikide  yavaş yapmak, balıkçı teknesinde bunun çok önemi yok zaten çok sık motor ve şanzuman yapılıyor. Ha sorunuzun cevabı şu  aslında, babam uygar şanzımanla 28 hp lik pancar motoru hiç el sürmeden 22 sene kullandı, aynı yıl alanlar belki üzerine 4 kez motor yaptı bir kaç kez de şanzıman toparladılar.

Pervane boşa çıkınca gazı kesmek balıkçı teknelerinde de mühim. Yükten kurtulan pervane kıç altını dağıtıyor. Kovan, şaft, glen, kablin ne varsa zarar görüyor.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

T
  • *
  • İleti: 2171
Bir türlü bulamadığım bir video vardı. Büyücek bir balıkçı teknesi, küçücük bir barınağa baştan giriyor, barınağın tam ortasında, o koskaca tekneyi, sadece bir iki metre ileri ve geri yaparak sırf motor ve dümen ile neredeyse olduğu yerde kıçını attırarak 180 derece dönüyordu. Öyle ki, içeri girdikten ve manevra 90 derece'yi bulduğunda, önünde ve arkasında ki teknelerde en fazla 2 m bir mesafe kalacak kadar dar bir alandı.
Bu tarz büyük bir omurga salmalı bir teknenin bu manevrayı nasıl yaptığının ayrıntısını sormuştum aslında.
Bu manevrayı da ekleyebilirsek güzel olur.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Bir türlü bulamadığım bir video vardı. Büyücek bir balıkçı teknesi, küçücük bir barınağa baştan giriyor, barınağın tam ortasında, o koskaca tekneyi, sadece bir iki metre ileri ve geri yaparak sırf motor ve dümen ile neredeyse olduğu yerde kıçını attırarak 180 derece dönüyordu. Öyle ki, içeri girdikten ve manevra 90 derece'yi bulduğunda, önünde ve arkasında ki teknelerde en fazla 2 m bir mesafe kalacak kadar dar bir alandı.
Bu tarz büyük bir omurga salmalı bir teknenin bu manevrayı nasıl yaptığının ayrıntısını sormuştum aslında.
Bu manevrayı da ekleyebilirsek güzel olur.

Onu belki Mustafa Abi yada Özgür anlatırlar belki. Benim öyle çokça deneyimim olmadı üç sene kadar Kuzey Yıldızı ile yaşadım bunu. Hatta çizim yapayım diyordum bu ikisini anlatmak için. Bir video olsa harika olur aslında.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Yeri geldi bir manzara koyayım. ;)

Yıllar önce Martı marinada Erkan biladerimin KLE adlı teknesinde eşimle tatil yapmıştık.Biladerim yok ve ben Kle ile geri manevrada pek başarılı değilim.Sanki Far Out ile çok başarılı imişim anlamı çıkarılmasın.
Marinero baktı tırmalıyorum kibarca sordu ''müdahale edeyim mi kaptanım?''diyerek.''Tabii ki ''dedim ''memnun olurum'' ve başı ittirdi bende yanda kimsaye dokunmadan girdim.
Fakat Erkan hiç müdahale olmadan taksi gibi girerdi.Ben de hala her çıkışımda şamandıra atayım da geri manevra çalışayım der dururum hala. Arada yaparım da. Ama Teos marinanın marineroları her seferinde sormadan kafalarına göre yaslanır ve manevramı hepten bozarlar. :-[

Ha belki de dokundurmaya bu nedenle alıştım diye düşündüm bak şimdi. ;D
  • IP logged
DeDe

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Benim ahşap tekne 8500 Kg  , motorum 65 bg lotus markaydı .Özbek limanı sıkışık bir limandır , yanaşırken örneğin sancak taraftan geldim tam yerime geldiğimde komple iskele yapıp dümeni bırakırdım. Geri yanaşırken kıç farklı bir tarafa mı kaydı ileri hızlı bir şekilde gaz verirdim kıç kendini toplardı ,  böyle böyle yaşanırdım alışınca inanılmaz pratik olurdu. Bana da bir balıkçı öğretmişti tabi fiber tekneleri böyle yanaştırmak pek mümkün değil. Umarım anlatabilmişimdir  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Benim ahşap tekne 8500 Kg  , motorum 65 bg lotus markaydı .Özbek limanı sıkışık bir limandır , yanaşırken örneğin sancak taraftan geldim tam yerime geldiğimde komple iskele yapıp dümeni bırakırdım. Geri yanaşırken kıç farklı bir tarafa mı kaydı ileri hızlı bir şekilde gaz verirdim kıç kendini toplardı ,  böyle böyle yaşanırdım alışınca inanılmaz pratik olurdu. Bana da bir balıkçı öğretmişti tabi fiber tekneleri böyle yanaştırmak pek mümkün değil. Umarım anlatabilmişimdir  :)

Bana da bir yol öğret sen diyorum. ;D
  • IP logged
DeDe

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Benim ahşap tekne 8500 Kg  , motorum 65 bg lotus markaydı .Özbek limanı sıkışık bir limandır , yanaşırken örneğin sancak taraftan geldim tam yerime geldiğimde komple iskele yapıp dümeni bırakırdım. Geri yanaşırken kıç farklı bir tarafa mı kaydı ileri hızlı bir şekilde gaz verirdim kıç kendini toplardı ,  böyle böyle yaşanırdım alışınca inanılmaz pratik olurdu. Bana da bir balıkçı öğretmişti tabi fiber tekneleri böyle yanaştırmak pek mümkün değil. Umarım anlatabilmişimdir  :)

Bana da bir yol öğret sen diyorum. ;D

Estağfurullah abi , öğretmek değil de dene yapabiliriz bence tekenin ağrılığı ve motorun güçüyle alakalı .
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Bir sezon boyunca 25mlik omurga salmalı, 48gt, tek uskur, 365hp volvo makineli gulet kullandım, bu kıç attırma ile olduğu yerde dönme işini özellikle Kalkan ve Kaş limanları içinde mecburen yapardık.

Sert gaz hareketleri ve pervane çekmesi sayesinde ileri geri hiç kaymadan, çift uskur tekne gibi olduğum yerde dönebiliyordum. Rüzgar etkisi hissedilmezdi bile.

Püf noktası; ataleti yüksek ağır tekne, kuvvetli motor ve iyi çeken bir pervane.

En güzel tarafı da bu sert gaz hareketleri sırasında turbodan çıkan "ciiiuuvv!" sesleriydi! :)

öZgür (tapatalk)

  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Benim ahşap tekne 8500 Kg  , motorum 65 bg lotus markaydı .Özbek limanı sıkışık bir limandır , yanaşırken örneğin sancak taraftan geldim tam yerime geldiğimde komple iskele yapıp dümeni bırakırdım. Geri yanaşırken kıç farklı bir tarafa mı kaydı ileri hızlı bir şekilde gaz verirdim kıç kendini toplardı ,  böyle böyle yaşanırdım alışınca inanılmaz pratik olurdu. Bana da bir balıkçı öğretmişti tabi fiber tekneleri böyle yanaştırmak pek mümkün değil. Umarım anlatabilmişimdir  :)
Bu yönteme bayılıyorum.. Kri-Kri de böyle..
Önce git dümeni düzelt veya hiç elleme tam yol tornistan kıç dönsün ileri yol topla tamam...
Geçen gün Avarayı (43 feet Laylon) yanaştırayım dedim hiç alışık olmadığım tepkiler verince afalladım..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

 
Yukarı git