Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Hayaller Tersanesi

B

Burak Doneray

Ynt: Hayaller Tersanesi
#120: 19 Mayıs 2018, 02:50:15
Ersin beni niye yok sayıyorsun alıcı gibi görünmüyormuyum gözüne 😎
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Ynt: Hayaller Tersanesi
#121: 19 Mayıs 2018, 02:53:46
Oh yahu...Kumpanyanın hem esas sahibi hem marketing director'u sonunda ortaya çıktı, tek görevi dandik dışardan danışmanlık yapmak olan emekli beyaz yakalıyı çalakalem ürünü savunma şeysinden ( nesinden bilemedim... :-\ ) kurtardı.
Kardeşim, işinizin başında durun !   ;D ;D ;D
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Hayaller Tersanesi
#122: 19 Mayıs 2018, 02:58:00
Burak Reis, Oysta 62 35 tonmuş. Ton başına 8 BG öngörülmüş buna göre bir oranlama yaparsak Devlin Halibut'a 37 BG ön görecek, bana kalsa 30 HP Yanmar veya muadili nesine yetmez, fazla fazla...diyeceğim.

Haklısınız mantık olarak ama bana hala 35 ton bile olsa 285-425 HP çok fazla geliyor Kokanee 12 ton 145 HP  bir nedeni olmalı.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Ynt: Hayaller Tersanesi
#123: 19 Mayıs 2018, 03:02:29
Ersin yav biliyosun benim otomobillere de merakım var. Şimdi marka / model filan hatırlayamayacağım ama bir iki namlı firmanın kadın müşteriyi kafeslemek için denedikleri ve burun üzeri düştükleri örnekler okuduğumu anımsıyorum.
En baş nümero arabayı çok ünlü bir modacıya verip , bu zatın öngördüğü kimi tasarımsal cinliklerle ve kaportanın üzerine o modacının imzasını koyup satmayı denemekti.
Bu usulle her tarafı pembe / beyaz , neresini ellesen bir makyaj aynası çikan....filan falan otomobiller yaptılar ; hepsi hüsran oldu.
Pazarlama senin alanın ama acep Halibut by Gucci felan denesen ?

Ben gidip yatayım ; su koydum belli...
 ;D ;D ;D


  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Ynt: Hayaller Tersanesi
#124: 19 Mayıs 2018, 03:13:22
Burak Reis, Oysta 62 35 tonmuş. Ton başına 8 BG öngörülmüş buna göre bir oranlama yaparsak Devlin Halibut'a 37 BG ön görecek, bana kalsa 30 HP Yanmar veya muadili nesine yetmez, fazla fazla...diyeceğim.

Haklısınız mantık olarak ama bana hala 35 ton bile olsa 285-425 HP çok fazla geliyor Kokanee 12 ton 145 HP  bir nedeni olmalı.

Kokanee'yi de küçük ama gerçek balikçi teknesi diye tasarlamış anladığıma göre ? Kaç ton yük alır bilemedim ya, acaba yüklü halde de belli bir ton başına asgari BG mü düşünmüştür ?

Diğer taraftan bir abimizin 35-40 t civarı olduğunu sandığım, mükemmel yelken de yapan ve modern stilde bir motorsailer teknesinde de 280 BG bir motor var. Nispeten düşük devirde, hiç zorlamadan sessiz sakin seyir yapıyor ve 9 knot gidiyor. Tam yol verilse ne gider bilmiyorum ama ; bu durumda Oysta 62 için 280 BG yadırgatıcı değil.
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Hayaller Tersanesi
#125: 19 Mayıs 2018, 03:19:30
Yanmar motorlara baktım 110HP 90.000 Tl bu tekne kaça biter acaba.28 feet 4,5 ton yürümesi için fırtına lazım yapacağı 5 knot .
  • IP logged

S

Servet

Ynt: Hayaller Tersanesi
#126: 19 Mayıs 2018, 03:46:13
Yanmar motorlara baktım 110HP 90.000 Tl bu tekne kaça biter acaba.28 feet 4,5 ton yürümesi için fırtına lazım yapacağı 5 knot .

motorun 110 hp olacagını sanmam..yanlış anlama var sanırım..20-25 hp arası yeter de artar bile..planinge kalkacak degil ya bu tekne :)..
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Hayaller Tersanesi
#127: 19 Mayıs 2018, 09:09:20
Şİmdi efendim yukarıdaki yazıyı şunun için yazdım. Elbete Aali 'nin dediği gibi ve benim örneğinde verdiğim üzere tüm sektörlerde kadın ön planda. Sonuçları başarılı ya da değil ancak kadını ön planda tutmamız gerekiyor.

Yani başlangıç noktamız doğru.

Ama öncelikle Tan Kaan 'ın alıntıladığı şu diyalog elbette ki çok yanıltıcı. Kadın zekasını bir nebze anlamamış bir erkek tarafından yazıldığı son derece belli :)

Şimdi konumuza dönersek. Tasarımcı bu taslağı bana benzer bir teknesi konusuna çok ısrarcı olduğum için gönderdi.

Ben de burada hayaller tersanesinde çalışmaya başladım. Kendisinden taslağı burada paylaşmak için izin istedim.
Karşılığında bu paylaşım sonrasında yapılacak tartışmalardan elde edilecek  sonuçların kendisine farklı fakat önemli bir coğrafyadaki insanların tercihleri için fikir verecektir diye gerekçe sundum.

Yani bitmiş bir plan üzerinde tartışmıyoruz. Tam tersi elimizde kes yapıştır tekniği ile tekne tasarlayan önemli bir yabancı tasarımcı var ve biz taleplerimizi gerekçeleri ile birlikte yazarsak adam da bizim isteklerimize göre bir proje çıkaracak.

Aali 'nin Sanella 'nın tasarımcısına verdiği parayı buraya yazmayayım isterseniz. Kaldı ki biz belkide işin sonunda atıp tuttuğumuz tasarımı almayacağız belki de.

Konumuza dönersek  yani bitmiş bir tasarım konuşmuyoruz. Gerekir ise teknemizi bir %10 büyütebiliriz de. Şimdi ihtiyaçlarımızı belirliyoruz.

Bir kere bu teknenin esinlenildiği kuzey denizi balıkçı tekneleri daha önce Yelken ile gidebiliyorlardı. O yüzden Aali 'nin yazılarını tekrar referans gösteriyorum.

Şimdi; Örnek gösterilen farklı tipteki motor sailor tarzı tekneler ile bu teknenin çok ciddi bir tasarım farkı var. O teknelerin bir çoğunda yelken yapmak için gerekli olan kriterler zayıf. Aşağıdaki fotoğrafa litfen tekrar dikkatle bakınız.



Bu bir motor sailor değil. Neden değil? Çünkü köşk (bunu da Aali den öğrendim ) geride. Köşkü kaldırın karşınıza hayranlık uyandıracak bir yelkenli bir ahşap iş teknesi çıkıyor.

Ama motor sailor üreten firmaların çoğu Kaan Özkan fikrinde olan müşterilere hitap ettiklerinden köşkü öne alıp , arkada geniş bir havuzluk yaramak istemişler. Bu durumda bence yelkenli bir tekneden bahsediyorsak ön önemli gereklilik seyir sırasında ana yelkenin görülmesidir . Ana yelkeni seyir yaparken kaptanı tarafından görülemeyen bir tekne , üzerinde yelken dahi olsa bence yelkenli bir tekne değildir.

O yüzden kıç tarafta bir havuzluk kazanacağız diye armamızdan fedakarlık etmeyeceğiz efendim. Üstelik yine bu resimde görüldüğü üzere mizana direği ve üzerindeki bocurum yelken zaten kendisi kontra değiştirmekte. BUnun önemine ayrıca değineceğiz.

Şimdi tekrar dönelim bizim kimlere hitap ettiğimize. Zenginlere tekne yapmıyoruz. Ya da alım gücü yüksek beyaz yakalılara da. Hedef kitlemiz onlar değil yani. Hedef kitlemiz tam da Aali'nin tarflediği kişiler. Bunlar da beğenir alırlarsa başımız üstüne.

O yüzden tekne bakım ve konaklama maliyetleri çok önemli. 29 feet tekne diye tutturmamızın nedeni bu. Yoksa yine dediğim gibi 43 feet Oysta var Bu kriterlere uygun. Uğraşmaya da değmez. Yaptırıver gitsin.

Şimdi 29 feet bir tekne bir erkeğin çok az yardım alarak tek başına kullanabileceği maksimum tekne boyu. Ayrıca marinalardaki en ucuz bedeli bu boylar ödüyor. Karaya alma ve bakım maliyetleri ucuz. 40 feet teknenin altına bir zehirli atmak ile 29 feet bir teknenin altına zehirli yapmak arasındaki farkı biliyorsunuz mutlaka.

Ancak klasik bir 29 feet yelkenli bir teknede özlenen ve talep edilen konforu sağlamak çok zor. Bizim de bu günümüzün biraz trawler çağrıştıran teknesini tercih etmemizdeki neden bu işte.

Tekneyi boyuna değil, yukarı doğru büyütüyoruz. Aynı mimarların küçücük odaları çok yüksek tavanlı yapıp, daireyi ferah gösterme çabası gibi.

Amerikan tarzı tasarımlar bunun için çok uygun. Örnek benim artık kafanıza kazınmış olan Tayo Mar ile ilgili yazdıklarımdan hareket edelim.

Ben hep, Bir ingiliz iş teknesinden esinlenilmiş diye yazıyorum ya. Şu esinlenilmiş kısmını açalım biraz. Cem GÜr ifadesi ile yazalım.

"Amerikan tasarımcıları Avrupalılara göre daha şişman , karınlı tekne tasarlarlar , bu yüzden de draftı daha az olur. " demişve eklemişti. Bu açıdan bakıldığında Tayo Mar bir İngiliz iş teknesi sayılmaz. Daha çok Amerikalı bir teknedir " dediydi.

BU yorumu Aali'ye sorduğumda benzer destekleyici bir açıklama da O'ndan gelmişti.

Bu yüzden İngilizler hiç America's Cup kazanamamışlar o dönemlerde.

Bu tekne de 29 feet olmasına rağmen önemli bir iç hacim sunuyor kullanıcıya. O yüzden bu modeli tercih ettim. Ahmet Kali 'nin 28 feet Hunter'ine binenler bu Amerikan tarzının modernize edilmiş halini rahatlıkla fark ederler.

28 feet tekne , Avrupalı 34 feet tekneden çok daha ferah ve kullanışlıdır.

Şİmdi gelelim Türk kullanıcının en önemli karekteristiklerinden birine. Bizim insanımız denizden korkar. Aslında insan sudan korkar.

Yapılan bir araştırmada insanların kurtarma amacı ile yanan bir eve girerken , suda bir insana yardım etmek ile kıyaslandığında daha az korktuğunu göstermiş. Muhtemel İsveçli bilim adamları yapmıştır bu araştırmayı.

Ben sert ve iri dalgalı bir denizde Tayo Mar da ayakta durmayı , oturmaya yeğlerim. Çünkü oturduğumda dalgalar gözüme daha bir büyük görünüyorlar ve korkutucular. Ayakta olduğumda ise teknenin her yerini daha rahat görüyorum ve dalganın aslında benim boyumdan çok da büyük olmadığını görüp rahatlıyorum.

O yüzden bu " köşk " olayı bizim hedef kitlemiz için çok uygun. Seyir halinde ayakta durma imkanı veriyor bize. Kaldı ki köşkün içinde , dümenin hemen arkasında son derece fonksiyonel bir masa ve karşılıklı oturaklar düşünülmüş. Hr türlü hava koşulundan bağımsız olarak bu masada kağıt haritanızı açabilir, üzerinde çalışabilir, ya da seyir sırasında hava sert dahi olsa rahat rahat yemek yiyebilirsiniz.

Köşkte gördüğünüz tü cam ve kapılar açılıyor. Yani burası , ön tarafında serpinti görüğü, üstünde bimini olan hatta üzerine bir de güneş panelleri olan , yetmedi kıçında matafora takılı bir havuzluktan her durumda daha ferah bir mekan.

Daha önce yazdığım gibi mutfak hemen arkanızda ve bir basamak aşağıda. Ayrı bir alan yani. Bizim kadınlarımız evlerde " Amerikan " denilen tarz, aslında Amerikan evleri ile hiçbir alakası olmayan mutfak tipinden nefret ederler.

Küçük dahi olsa ayakta durulabilen ve " ayrı " bir mutfak kadınların her zaman tercihi olmuştur. Tekne konusunda da farklı olacağını hiç sanmıyorum.

Kıç tarafta döşek altı bir tuvalet, baş kamarada dinlenenleri rahatsız etmemek adına çok önemli bir ekleme.

Tan Kaan, baş kamara üstündeki alanı neden küçük buldu anlamadım. O alandan çok daha küçük havuzlupu olan tekneler biliyorum ben.

Özellikle bir koyda , bildiğiniz piknik masası tarzı açılır kapanır sandalye ve masalar açılarak burada rahatlıkla oturulur. Bence tek sorun Mutfağa uzak olması. Belki de kimi kap kacak için burada küçük bir portuç bile düşünülebilir.

Bu modelin bir diğer tarzı daaynı boydaki bir klasik yelkenli tekneye göre daha " güven verici " görünmesi olacaktır.

Köşk ve amerikan tarzı karınlı yapısı tekneyi çok daha heybetli gösterecektir. Ailesi için tekne almak isteyen nispeten daha genç kulak için bu anlamada " güvenlik " başta geleceğinden bu yapı bizim hedef kitlemizi bu kounda da etkileyecektir.

Devam edeceğiz..








 












 
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Hayaller Tersanesi
#128: 19 Mayıs 2018, 12:27:51
Cevap hakkı doğdu  :P  ;D

Önce, hangi dialog anlamadım ama senin yazdığın tanıtım broşürü gibi yazından bahsediyorsun herhalde  :P

* Öncelikle, evet yazında belirtmişsin lakin gerçekten de,  "satmak için yapılan" bir tekne gibi anladım, doğrusu, onun için bu kadar yazdım. Son kullanıcı gözüyle belki bir faydam olur diye. Bunu belirtmeden geçmeyeyim.

* Kadın gözüyle kısmının altını özellikle çizmek istedim çünkü hep kadınların ne istediklerini iyi biliriz ama yine de kadınlara sormayız. Ana hatları belirlendiğinde kadınlara, denizcilik grupları aracılığı ile sormakta fayda var diye düşünüyorum.

* O iyi yelken yapar bu yapmaz diyemem, o kadar çok deneyimim yok lakin, "eskiden de yelkenle gidiyorlardı", günümüz tekneleri ile karşılaştırıldığında (tekne form'u ve arma olarak) ne kadar eş sonuçlar verir bilmiyorum. Onun için bir şey diyemem. Âli abinin dediği performans beklentisi kişiye göre değişken.

* Köşk'ü öne almak, geniiiş bir havuzluk için değil ama, hiç olmazsa 4 kişinin yemek yiyebileceği bir ortam için daha uygun bana göre, ayrıca köşk gibi dar ve yüksek yerine pilothouse'lar gibi görece daha az rüzgar tutacak bir alan daha iyi gibi geliyor. Üstelik içeride kötü havalarda ve kışın da bir oturma odası kıvamında zaman geçirebiiyorsunuz, içerisi ile bağınızı kesmeden.

* 29 ft'in tek başına kullnılacak maksimum boy olduğu görüşüne katılmıyorum.

* Çizimlerden gördüğüm, ırgat, baş kamara girişi, direk dibi, hatch ve halat dolabı arasında kalan alanın, 4 kişinin masa sandalye atabileceği bir alan bırakmayacağı yönünde. Elbette görmeden bir şey demek yanlış olur


Son olarak, şahsen İzmir ve aşağısında oturuyor olsam, Akdeniz çanağından dışarı çıkmaya da niyetim yoksa, bu boy olmasa da 35 ft gibi bir halini ancak farklı bir tasarımla severek kullanabilirdim diye düşünüyorum. Yine de ancak içine geçip, bir seyir ypatıktan sonra söyleyebilirim.
Lakin, Sülale ve sinsilemde ki kadınların, neredeyse tamamının uzuuun yıllara dayanan tekne tercihlerinden biliyorum ki, ilk sezon sonunda satalım diye tuttururlardı. Sebep basit, kadınların ferah, rahat, yelken de yapabilen ama aslen yaz sıcağında gideceği yere görece çabuk varabilen, mutfağı geniş, buzdolabı için yeri olan, oturduğunda rahat rahat her yeri seyredebileceği bir tekne var. O da dilediğin ölçülere ve tasarıma uygun yapılabilecek gulet ve benzeridir. Kadınlar için ondan rahatı, ondan fazla ev gibi hissettikleri tekne azdır diye düşünüyorum. Biliyorum ki, bir çok kadın, şayet ona daha rahat bir tekne teklif ederseniz, şu an ki teknenizden hemen vazgeçebilir.
Ancak, sıkı yelkenci olmaları, yelken yapmayı sevmeleri lazım yelkenli tekne için.
Elbette, tamamen maddi ikanlarla sınırlı olduğunu da eklemeliyim. Bir çoğumuzun tercih ve beğenileri, ne yazık ki, ekonomik olarak kısıtlı olmak zorunda.

Sonuçta değişik olacağı ve talibinin, Akdeniz tipi insana ne kadar uyacağını bilemiyorum. Evet, bir Avrupa'lı bunu ilginç bulabilir, Sahip olmak isteyebilir, bizden'de Avrupa'lı gibi yaşamak isteyen de çıkar ama, gün sonunda biz, eşofmanlarımızı giyer, mangalımızı yakar, masamızı donatır, rakımızı doldurur, eşimizle, sevgilimizle, dostlarımızla türkü söyleriz, bu da bir gerçek. Dışarıya ne kadar göstermesekte, biz böyle rahat eden insanlarız.

Çünkü bu konularda çok iki yüzlüyüzdür. O harika, klasik, biblo gibi teknelere iç geçirir, ahhh, olsa hemen deriz ama almak için fırsat çıktığında bin dereden su getirir, kulağımızın üstüne yatarız.

Neyse, ben ilgi ile izliyorum. Enterasan bir şey olacağı kesin, sorularım oldukça yada kafama yatmayan yerlerini illa eleştiririm ama dünyanın en uçuk teknesini de yapsan, gönlüne göre olmasını, önemli olanın senin içine sinmesi gerektiğini biliyorum.
Umarım gönlünde ki gibi olur ve Rojda ve kızların da içine siner, hep teknede olmak isterler   ::)

Kolay gelsin ;D
 


  • IP logged
« Son Düzenleme: 19 Mayıs 2018, 12:37:37 Gönderen: Tan Kaan Özkan »

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Hayaller Tersanesi
#129: 19 Mayıs 2018, 12:32:39
Yelken planını tadil ettim.
Bocurumu kullanım kolaylığı amacı ile markoni düşündüm.
Alternatif planları ekledim.
Yelken m2lerini sonra hesaplarım
NB: Bocurum bumbasını biraz aşağı aldım. İnsan boyundan kısa. Nedeni bu yelken basıldığında köşk / üst bina engeli nedeni ile ayakta dümen tutmak  zor. Olanaksız değil ama zor. Zaten uzun ayak seyirlerde de bu yelken bir kere trim ediliyor. Self tacking. İlle de her  an trime gerek yok.










  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Hayaller Tersanesi
#130: 19 Mayıs 2018, 13:14:47
Sevgili Kaan.. Mektubuma başlarken.. :)

Anlaştığımız noktaları öne çıkarayım. Elbette 38 feet bu tarz tekne daha ve çok daha konforlu olur. Bun kim itiraz edebilir ki. İmkan olsa o yapılsın.  Belki de baş tarafta senin dediğin gibi güverte kısa gelecek ve tekneyı 32 feet isteyeceğiz.

Demek istediğim, tüm bunlar serbest. Yani 29 feet tekne küçük olur , büyültelim son çare. Kolay olan o. Biz önce bu plan üzerinde olmaz ise olmazı çalışacağız. Baktık olmuyor ve bu bizim için elzem ve çözük çıkmadıysa tekneyi büyülteceğiz mesela.  Tasarımcı da onu söylüyor. Diyor ki bir inceleyin. İsterseniz büyültürüz de.

Yani senin her durumda katkıların önemli. Bence forum camiasında çok ilginç bir çalışma oluyor. 

Elimizde bir tasarımcı var. Eh konusunda hayli uzman. Bir de bu projeyi ıncık cıncık edecek, üstelik farklı tarzları olan iki literatür takip eden , tekne yapmış reisimiz var.

Dahası bu iki reisten daha klasik yaklaşımı olan Fransızca ve İngilizce çeviri yapabilecek düzeyde , Diğeri " retro " tarzda dahil diğer ekoller ile birlikte Alman ekolünü de çok iyi bilen , sadece ahşap tekne değil, diğer malzemeler ile de tekne yapmış , Birçok yazısı dergilerde yayınlanmış Aali var.

Biraz çığırtkanlık yapıyor gibi oldu ama doğru bunlar. Yetmedi , çok tecrübeli yelkenciler, ayrıca kendisi tekne yapmış ve yapmakta olanlar var. Yavaş yavaş ısınıyorlar.

Keza , Özgür'ün denize iniş ve yüzme için dikkat çektiği detay, keza senin sadece tekne tasarımı açısından değil, mesleki tecrüben ve araştırmacı kişiliğin ile sağladığın katkılar.

Kadınlar ile ilgili yorumlar kesinlikle doğru. Kadınşarın yorumunu da almadan olmaz bu işler.

Görüşlerinde tek anlatmak istediğim, Kesinleşmiş bir tekne üzerinden konuşmuyoruz. Çıkacak ortak görüşe göre şekillendirebileceğimiz bizim denizlerimize uygun, kolay erişilebilecek bir tekne yapabilirmiyiz acaba diye çalışıyoruz.

Ortak noktalarda buluşacağımız gibi , farklı tercihler ile bir iki farklı model çıkartacağız belkide. Bir versiyonunda markoni arma ve cenova da olur. Yok bir kısıtlamamız .

Yani , ön güverte üstü küçük demek yerine, bu güverte de nası değişiklikler yaparsak sığarız onun peşindeyiz. Baktık olmuyor , değiştirir ya da büyütürüz. Hayaller tersanesi dmemin nedeni de bu zaten.

Kim karışır ki hayallerimize..


  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Ynt: Hayaller Tersanesi
#131: 19 Mayıs 2018, 13:19:06
Ne demiş Can Yücel;
"Düşünde bile göremez işler,
Düşlerin gördüğü işleri"
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

B

Burak Doneray

Ynt: Hayaller Tersanesi
#132: 19 Mayıs 2018, 13:19:25
Ben bu tekne olayını tamamen yanlış anlamışım fikir soruluyor sanmıştım .Ersin zaten yazmış değişebilir büyüyebilir diye proje netleşince bundan sonra  sorulursa  düşüncemi söylerim.

Görüntü olarak güzel bir tekne  Taşıdığı yelken alanı ve motor bilgisi netleşsin bir.  Hayırlı olsun.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 19 Mayıs 2018, 13:25:56 Gönderen: Burak Doneray »

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Hayaller Tersanesi
#133: 19 Mayıs 2018, 13:37:17
Anlaştığımızda anlaştık  ;D

Âli abi ve Cem abi ile, yüzyüze görüştüğün için bu konuyu onlar ayrıntılara hakimler tabii ki. Ben ve benim gibi yanlış anlayan diğer arkadaşlar, sanıyorum ki, bu konuda ki ilk iki mesajını, bir çerçeve olarak gördüğümüz içindi.

Eh, bu durumda, bize beklemek, size daha çok çalışmak düşüyor.

Kolay gelsin.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 19 Mayıs 2018, 13:44:48 Gönderen: Tan Kaan Özkan »

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Hayaller Tersanesi
#134: 19 Mayıs 2018, 13:45:23
Ben arada böyle saplamalar yapıyorum. Akılda kalıyor mu bilmiyorum .
Bu tarz bir teknede masa, sandalye, mangal, cızır cızır kızaran balıklar ve dahi gölge altı amaçları için baş üstü yerine, üst bina ile ön kamara girişi arasındaki hacmin öngörülmesi çok daha "cozy" ve "mahrem" olacaktır. Bir köşeye not edelim.

Ayıca bu bölüm hem karadan hem de denizden tekneye giriş çıkış noktası da olmalı. Ola ki tekne sahipleri veya misafirleri balık tutmakta rahatlığı da bir faktör olarak ön plana alabilirler. Yine bu aralık "navlun" istiflemekte de imkan sağlayacaktır.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

 
Yukarı git