Taşoz-Limeneria : 20170814 - Pazartesi – 07:00
Limnos-Myrina : 20170814 - Pazartesi – 16:30
Mesafe : 51 Mil
Yelken : 07° Motor :09°30’
Elveda Limenaria; adını zorlanarak söyleyip, yazdığım kasaba. Haritalarda veya tabelalarda hadi latin harfleri ile yazılanları bir şekilde okuyup, anlıyoruz. Ama grek alfabesini okumak bir ölüm; bakın işte.
Küçük Harfler=> α β γ δ ε ζ η θ ι κ λ μ ν ξ ο π ρ σ τ u φ χ ψ ω
Büyük Harfler=> Α Β Γ Δ Ε Ζ Η Θ I Κ Λ Μ Ν Ξ Ο Π Ρ Σ Τ Y Φ Χ Ψ Ω
Artık ada değiştirme vakti geldi. Halbuki daha Taşoz’un doğu sahillerini denizden gezmemiştik. Ver elini 51 mil mesafedeki Limnos (Limni).
Limni, (Yunanca: Λήμνος, Lemnos, Limnos) Kuzeydoğu Ege Yunan adaları grubuna giren, Gökçeada'nın güneybatısında bulunan Yunan adasıdır. Osmanlı kaynaklarında ismi Ilımlı ada olarak da geçiyormuş. En önemli yerleşimleri adanın batısında ve aynı zamanda merkezi de olan Myrina; ateşkes mütarekesinin imzalandığı Mondros (Moudros), Kaspakas, Kandiya (Kodias) ve Tigani. Bu gezimizde Myrina ve Mondros’u gezeme imkanımız oldu.
Önümüz açık deniz. Hedefimizde Limnos’un Kuzey doğusu vardı ama poyraz rüzgarına ne kadar orsa çeksek de pruvamızı Limnos’un Kuzey batısına çevirmek durumunda kaldık. Niyetimiz kuzey ve doğu sahillerini gezdikten sonra, Mondros’a uğramak, sonra da Myrina’ya geçip Gümrük Çıkış işlemlerini yapmaktı; ne var ki seyir planını deniz ve rüzgar durumu belirliyor.
Rüzgar hep Karayelden ama mutedil esti; ancak deniz çamaşır makinası gibi, pupadan gelen dalgalar otopilotu çok yordu, sürekli ısındı; aralarda soğusun diye tekneyi biz kullandık. Zaman zaman otopilot motorunun üzerine soğuk su torbası bağladım ki ısısı düşsün diye. Bir de gölgelik yaptım; zaten kendisi ısınıyor, üzerine güneş vurmasın diye. Diyeceksiniz ki tente yok mu; var ama yelken yaparken tenteyi genelde kapatırım; görüşümü kapatmasın; müdahale edeceğim zaman direkleri çapariz vermesin diye. Bir de güneşi ve rüzgarı iliklerine kadar hissetmek insana iyi geliyor. Bir şapka ile kafayı kollamak lazım elbette.
Yolda epey meyve tüketiriz. Ailece sıkı Yeşilaycı olduğumuz için tütün mamulleri bulunduğumuz muhite giremez. Ağız meşguliyeti için meyve, hele soğuk soğuk buzdolabından çıkmış ise harika oluyor. Çekirdeksiz üzüm, köydeki bahçemizden toplayıp, kumanyaya dahil ettiğimiz erikler bir bir tükendi. Bir de yolda çekirdek çitleriz; ayçiçeği veya kabak çekirdeği. Arada rüzgar, çekirdek kabuklarını biriktirdiğimiz kaba bir müdahale eder, hoop her taraf çekirdek kabuğu. Neyse ki bir kova deniz suyu her tarafı pırıl pırıl eder. Ne de olsa kabuklar organik.
Kızım, bu uzun yolculukların kolayını bulmuş; kamaradan kafasını çıkartmıyor. Çocukların kamarası pupada, motorun hemen yanıbaşı. Her nekadar motor kabini ses izolasyonu olsa da epey gürültüsü oluyor. Bu gürültü ona ninni gibi geliyor herhalde; sürekli uyuyor.
Ne kadar denizci olsak da açık denizden sonra bir kara parçasına yaklaşmak insana iyi geliyor. Adaya 15:30 gibi yaklaştıkça çamaşır makinası da durulmaya başladı. Aslında Gökçeada-Semadirek arasındaki rüzgar ve dalgaları hatırlayınca bu çalkantının lafı bile edilmeye değmezdi. Adanın kuzey-batı ucunda yaklaşınca poyrazın da kuytusuna girilmiş oldu. Kıyıları seyrede seyrede Myrina’ya doğru seyrettik.
Saat daha 16:30 civarı; mürettebat yolda yoruldu ve sıkıldı; bir güzellik yapmamız lazım. Myrina limanından bir önceki Monos koyunun uzak kenarında yüzme molası verdik. Çok da iyi geldi.
S/Y DUA-1 Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir DUA'nın içinde yer almaktır. Şems-i Tebrizi