Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Batı Kaçağı Hikayesi

  • *
  • İleti: 324
  • ANDROMEDA 1
Batı Kaçağı Hikayesi
OP: 04 Mayıs 2018, 10:34:17
Uzun zamandır merak ettiğim bir konu Batı Kaçağı. 2015 yılında Büyük Çekmece açıklarında yakalandığımız bir fırtınanın Batı Kaçağı olduğunu sanıyordum. Meğer 40 metre derinliğe dalmak Mancornalar (tecrübeli sünger avcıları) için nasıl çocuk oyuncağı ise, bizim fırtına da gerçek Batı Kaçağına yakalananlar için benzer şekilde tatlı bir esintiymiş.:)

Batı Kaçağı hakkında çok fazla kaynak bulamadım. İki hafta önce Sivri Ada’da ateş başında keyifli sohbette bu konuyu açtım ve öyle hikayeler dinledik ki, bu başlık altında anıların paylaşılmasının hem macera dolu bir yolculuk hem de bu konuda bilgisi, tecrübesi olmayanlar için güzel bir paylaşım olacağını düşünüyorum.

Sevgili Reisler, bu konuda katkılarınızı rica ederim. Tarih de belirtirseniz güzel bir arşiv yapabiliriz.  C:-)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#1: 04 Mayıs 2018, 10:54:11
Batı kaçağı yerel basınç farkları nedeni ile oluşur, sert esen ama kısa süren bir rüzgardır. Bir kaç kere yakalandım. Hava çok sıcak yaprak kımıldamıyor, evden çıktım teknede yastacağım. Tekne o zaman Erenköy'de Klüp 33'ün önüde tonozda duruyor. Tonoz yaz aylarının lodoslrına bile papuç bırakcak gibi değil ama bir şekilde şamadırası kesilmiş, pervane mi kesti kasti mi kestiler bilmiyorum, ada dönüşü mecburen yerime demirlemiştim. Yattım tam dalacağım hafif esinti başladı, baş heçi kapatayım da gece üşümekten kurtulayım diye kalktım, batı geliyor, açığa çıkmak lazım ama motru bir türlü çalıştıramıyorum, batı geldi, deimr taraya taraya kıçımda bulunan ahşap iskeleye doğru sürükleniyorum, sonunda motor çalıştı, gazladım açığa çıktım, rüzgara başımı verdim, olduğum yerde eğleniyorm. Yaklaşık 2 saat sürdü, olduğum  yerde eğlenmek beni Bostancı çakarına kadar sürüklemiş, rüzgar kalınca tekrar döndüm ve o zaman Caddebostan vapur iskelesi yakınında sığlık şamandırasına bağladım.

Kalamış marinadayım, direkte bir işim vardı direğe çıktım. Hava yine hiç esmiyor, deniz çarşaf gibi, çalışıyorum, bir ara kafamı kaldırıp Kalamış koyu tarafına baktım, benim olduğum yerde hiç rüzgar yok ama koyun içinde kuzular almış başını geliyor. Direkten inme rekorumu herhalde o zaman kırdım. Aşağı inip takımları toplayıp kamaraya sığınana kadar bastırdı, toplanıpo içeri girdim, aerkasından şiddetli bir yağmur ve sonrasında normal bir rüzgar kaldı.

Batı kaçağının en çok korkulduğu yer Foça'dır, bir göl gibi olan Foça körfezi her rüzgara kapalıdır ama Batya açıktır. Özellikle Büyük denizin kaleye yakın kuzey tarafı, batı kaçağında teknelerin barınmasına müsaade etmez.   
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#2: 04 Mayıs 2018, 11:22:15
Far Out'u alalı bir yıl olmuştu,yani 2004 olmalı ama kesin tarihi hatırlayamayacağım.
Erkan biladerimin yabancı bir misafiri vardı ve tekne ile gezelim demişler.''Abi senin tekne ile körfezde dolaşsak olur mu?''diye aradılar.Levent  marinaya geldiğimde Erkan, Çeto ve misafir teknede her şey hazır beni bekliyordu.Hava kapalı ve arada yoklayan hafifden bir yağış vardı.Geceden hava durumlarına bakmıştım.Kuzeyli ve güneyli hava İzmir üzerinde karşılışıyor ve rüzgar yön değiştiriyordu.Ben o zamanlara kadar kaçak nedir denizde hiç görmemiştim.Soğuk hava sıcak ve yükselen havanın altına girermiş ve bu durumdan hoşlanmayan güneyli hava ise sinirlenip ortalığı bir birine katarmış.
Önce Karşıyaka iskele önlerine sonra Pasaporta yöneldik.yelkenler kah şişiyor kah  motora dönelim durumu oluşuyor, derken Pasaport iskeleyi geçtik geçmedik hava karardı ortalık toz duman ve görüş çok düştü.Yelkenleri topladık hemen ve Erkan olaya el koydu bana can yeleklerini çıkarttı ve hepimiz giydik.Konak önlerindeyiz ve şehir hatları rotasındayız ,herkes bir tarafı gözlesin komutu geldi,bu arada motorla marinaya dönmeye çalışıyoruz ama tekne gitmiyor.Erkan cenoayı hafiften açtırıyor bir müddet gidiyoruz gitmiyoruz derken yanımızda deniz polisinin ''telsizi 16 ya al diye anonsunu'' duyuyoruz.''Yardıma ihtiyacınız var mı?zor durumda imişsiniz'' diyorlar. Meğer Hatay'dan denizi dürbünle izleyen bir vatandaş herhalde bizim yelekleri giydiğimizi görünce bunların başı dertte diye düşünerek deniz polisini aramış.Biraz evvel yelken yapan bir dragonun yanından geçmiştik ve motorları olmadığı için onları kontrol etmelerini istedik ve teşekkür ederek yelken motor marina yolunu tuttuk.Zora dayanamayan cenoa yavaştan yırtılmaya başlamıştı.Marinaya geldiğimizde bize yardım eden palamarlardan da ''abi hiç çıkmazsın bu günü mü buldun,donumuza kadar ıslandık''diye bir de fırçamızı  işittik bu arada.
  • IP logged
DeDe

Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#3: 04 Mayıs 2018, 12:10:21
    Batı kaçağı Foça ekibinin çarşamba günleri bir teknede oturup(genellikle Nelea)sazlı sözlü eğlenceleri için uydurdukları sanal bir hava durumudur.Benimde arada konuk olduğum nefis çarşamba akşamlarının parolasıdır yani.''Çarşamba batı kaçağı var,teknelerde kalmamız lazım''  kodlamasıyla çalışır sistem. :)
    Not:konunuzu biraz sulandırdım özür dilerim ama belki batı kaçağını yaşayan Foçalılar topa girerler diye.. 
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#4: 04 Mayıs 2018, 16:33:08
Hızlıca birkaç örnek:

Deniz Giray şöyle tariflemiş
Marmara’da Batı Kaçağı

Sıcak - soğuk hava cephelerinin kavgası sonucu ve soğuk kütlesinn alçalma hareketinden, şimşekli, gök gürültülü ve ani olarak fırtına şeklinde rüzgarlı kaçak havaya yakalanma şansı vardır. Batı kaçağı hava raporları tarafından bilinemez. Genellikle yazın ve ilkbahar aylarında yaygındır. Havaların ısındığı mevsimde veya yazın meteoloji hafif yağmur uyarısı veriyorsa, bu kaçak havaya yakalanmak olasıdır.

Batı kaçağı sadece Marmara Denizi için değil Ege Denizi’nde de oluşabilir. Rüzgarın hızı 45-50 knot hızlara ulaşabilir. Batı tarafındaki havanın koyu olmasıyla ve bulutların toplanmasıyla önceden anlaşılabilir. Etkisi bazen 10 dakika bazen de yarım saat sürer ama çok şiddetli olduğu ve ani geldiği için yelkencileri oldukça zor durumda bırakabilir.

Değişen iklim koşulları yüzünden bu korkutucu cephe 2014 yılında Marmara Adası civarında hortum, Tuzla’da gene hortum olmuştu.

Örneğin Tuzla’da oluşan bu batı kaçağı, gene batı tarafından gelmiş ve bizi denizde yakalamıştı. Ani sağnak yağış ve şimşekler ile gelmiş, rüzgarın hızı 48 knot’a ulaşmıştı. 1 saat etkili olduktan sonra kaçak bitmişti.


18 Nisan 2012 Batı Kaçağı / TÜrksail haberi
http://turksail.com/index.php?option=com_content&view=article&id=7717:bat-kaca-stanbula-kabus-yaatt&catid=39:genel-haberler&Itemid=66

Bir de benim 1967 veya 68de şahit olduğum var. Fırsat bulursam paylaşırım.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 629
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#5: 04 Mayıs 2018, 17:35:21
Hatırladığım üç yakalanma ilki Adaya giderken, ikincisi Tuzla burnu önünde, üçüncüsü Anneler günü şerefine kızlarım ve eşimle Adadan dönerkendi, zamanında fark edip yelkenleri topladık, motoru çalıştırdık...5 dakika sonra sallan yuvarlan, depodan gelen pislik nedeniyle motor düzgün çalışmaz oldu. Genovayı hap kadar açarak Fenerbahçe önlerine kadar geldik, arkamızdan 38 feetlik teknesiyle ve üzerinde kalabalık bir ekiple gelen bir dostumuz bizi yedeğe almak istedi. Ancak bir yüz metre bile çekemeden motoru hararet yaptı. Marinanın ağzından ıçeri genovayla girer girmez motor yine düzgün çalışmaya başladı, olaysız bağlandık.

Ilk maceramızı anlatayım zira bazı dersler var içinde...

90'ların sonlarına doğru Folkeboat'im UÇARI ile bir öğleden sonra işyerimden bir arkadaşımla Adaya gidiyorduk. Benden epey genç, yelkene yeni heves eden, sporcu bir arkadaşımdı. Firsat buldukça gelir, birlikte denize çıkardık ( çoktan denizciliğini ilerletti ve şimdi tekne sahibi olma peşinde) .

Henüz yarı yolda iken adaların üzeri birden kararmaya başladıysa da endişelenmeme rağmen aklıma bir tedbir almak gelmedi ( mesela derhal geri dönmek ! ). Bunda tecrübesizliğin, teknenin denizciliğine aşırı güvenin , ağır ve göreceli az yelken alanlı Folkeboat'in bir camadan sistemine bile gereksinim duymamasını bilmenin rolü var.

Bir kaç dakika geçmemişti ki, - hala bir film sahnesi gibi gözümün önündedir - ; Heybeli yönünden en az 7-8 veya daha fazla sayıda motoryatın yanyana denize yayılmıs tam gaz üzerimize doğru geldiklerini gördüm, deniz hala sakindi, en öndeki 16-18 metrelik motoryat dev köpükler saçarak vallahi herhalde 25 knot hızla marinaya doğru kaçıyordu. Derken rüzgar da geldi.  Işin ciddiyetini o an kavradım arkadaşıma : Tramola atıp dönelim...! dedim, fakat sanırım o an bir manevradan ürktü ve " Abi Heybeliye gidip koya sığınalım " dedi. Baktım fikrimde ısrar etsem onu daha da korkutacağım ; peki dedim ( ikinci hata, reis'in demokratik olması gerekmez. Doğru bildiğini uygulamalı ).

Ümitsiz bir girişim olarak dıştan takma motoru suya indirip hazırladım ama kabaran denizde dıştan takmayla yerimizde saymaktan başka bir şey yapamayacağımızi bildiğimizden yelkenle devam ettik. Folkeboat da şöhretine uygun biçimde pekala yelkenle yürüdü...Bu arada arkadaşım bir an kamaraya girip kayboldu, biraz sonra kızlarımın başaltı yatağının üzerinde atılı can yeleklerini birbirine bağlayıp bir şekilde  üzerine geçirebilmiş olarak havuzluğa döndü ( Uçüncü hata, salon oturaklarının altında 5 tane yetişkin can yeleği vardı ne söylemek ne giymek aklıma gelmediydi ).

Epey gayret ve biraz korkuyla Heybeliyi iskelede bordaladık ; tam gevşeyip tamam artık sıyırdık derken birden esaslı bir sağnakla ciddi biçimde yattık, bir acayip ses oldu ;hemen arkamda kıç güverteye bağlı ana yelken rayının üçte biri yerinden koparak üzerinde iskota arabası ve palanga makarasıyla yanağımın bir kaç santim yanından geçerek havaya savruldu. Boşta kalan bumba fırlayarak çarmık teline bindirdi, o tele bağlı çarmik da yuvasından fırlayarak bir ucu tele bağlı, aşağıya sarktı. Can havliyle dümeni bırakıp yelkenleri indirdim, Allahtan hepi topu 25m2 yelken alanı olan bir tekneden bahsediyoruz, zor bir iş değil. Bu sırada iyice başıboş kalan tekne epey sürüklendi. Ama motoru çalıştırıp biraz boğuşarak koya girip hoş, klasik, güzel bir ahşap motor yatın yanına demir attık. Bu arada fena bir yağmur indirdi ki, bu da aslen rüzgarın düşeceğine ve adada fazla mahsur kalmayacağımıza işaretti.

Şiddetli yağmur altinda bumbayı zapt edip uyduruk tentemizi üzerinden aşirıp kendimizi biraz korumaya çalışırken yanina demirlediğımiz motor yatin kamarasından orta yaşlı bir bey çıktı, elinde iki şişe bira..." Halinizi gördük, biz burada koy içinde demirde 42 knot ölçtük..." deyip biraları uzatacakken birden döndü ; " Yok , size lazım olan bu değil ! " deyip yine kamara içinde kayboldu. Biz tuhaf tuhaf " ne oldu şimdi ? " diye birbirimize bakarken bu defa elinde iki rakı kadehi tekrar havuzlukta göründü : " Halinize bakılırsa bu daha iyi gelecek size..." dedi ! ( bu da denizde dostluk dersi...).

Esas ders ise tekneye donanım monte edilirken tersanenin montaj ustasına " şu ana yelken rayının altına bir sac lama kesiverin ve rayı yukarıdan bu lamaya karşılıklı cıvata, somunla bağlayın ! " demiş olmama rağmen, sonra bu bağlantıyı kontrol etmeyi düşünmemiş olmamdı. Amcam rayı kontrplak güverte ve üzerindeki tik döşemeye ahşap vidalarıyla vidalamış, geçmiş.

Hakikaten hava düştü, bir saat sonra da yağmur kesildi, az maddi hasarlı ama karizma epey çızilmiş olarak motorla marinaya döndük alaca karanlık çökerken.

Ama o bir kadeh ikram rakının tadı unutulmaz.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1062
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#6: 04 Mayıs 2018, 17:37:31
Geçen sene Foça limanına tam da girdiğim sırada patlayan hava belki de oydu.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#7: 04 Mayıs 2018, 19:36:26
Daha önce başka mecralarda da yazmıştım.
2000’li yılların ortalarında, benim katılmadığım bir rallide ( Bir Deniz Subayı’nın Yolu), körfezde Gölcük önünde arkadaşlarımın yaşadıklarını duyunca, meteoroloji kursuna gitmiştim. Eğitmen Gökhan Abur’du.

Şöyle tarif etmişti kaçağı, Deniz Giray’ın tanımına çok benzer şekilde.
Havaların daha yeni ısınmaya başladığı ve yüksek basınç olduğu günlere dikkat edin demişti.
“Yüksek basınç yüzünden, hava hareketsiz ve sıkışık. Aşağıda, güneş ve deniz sebebi ile ısınan havanın üzerine bir soğuk hava kütlesi oturur. İkisi de yer değiştirmek ister ancak yüksek basınç sebebi ile bu olmaz. Fakat bir an iki paraler, üstüste olan bu hava cepheleri arasında bir zayıf alan oluştuğunda, hava kütleleri süratle yer değiştirir. Bu olay o delik kapanana kadar, genelde yarım saat - 40 dakika kadar sürer ve kısıtlı bir alandadır. Kartal önünde kıyamet koparken, Fenerbahçe’de hiç bir şey hissedilmez” diye anlatmıştı aklımda kaldığı kadarı ile.

Bu olay daha çok Marmara’da olduğu için de Marmara’nın havasına güven olmaz denir. Çünkü kendini belli edecek emare yok denecek kadar azdır.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 629
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#8: 04 Mayıs 2018, 19:45:09
Daha önce başka mecralarda da yazmıştım.
2000’li yılların ortalarında, benim katılmadığım bir rallide ( Bir Deniz Subayı’nın Yolu), körfezde Gölcük önünde arkadaşlarımın yaşadıklarını duyunca, meteoroloji kursuna gitmiştim. Eğitmen Gökhan Abur’du.



Hah, o gün 54 knot estiğini söylemişlerdi yanlış hatırlamıyorsam. Biz tekneyi bağlamış denizaltı üssündeki bir denizaltıyı ziyarete gitmiştik, 45 dakika çıkamadık içınden mahsur kaldık, sonunda hava yatışıp da denizaltının üst kapağı açılinca tepemizden kovalarca su inmişti ıçeri.... ;D
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#9: 04 Mayıs 2018, 22:30:16
Bir saattir zippo çakmak gibi cakan havanin
İcinden gectik. Biraz once evden aradilar
O hava sigaciga gitmis. Ati Tireyi de fena vurdu dedi sansimiza islanmadik henuz.
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 5811
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#10: 04 Mayıs 2018, 23:02:34
Marmara da hiç batı kaçağına yakalanmadım. Geçen yıl dolu yağdıran hava da bence batı kaçağıydı. Ama ben bu havayı yaklaşık dört saat öncesinden gördüm hatta fotoğrafladım. Kemal Abiyle beraberdik.Havayı Riva önlerinde gördük ve sağ salim Samatya'ya bağlandık.Bence o havanın start noktasıda batı kaçağıydı.

Bu Batı kaçağı Karadeniz'de ani olanını Kıble den yapar ne olduğunu anlayamazsınız, ağaçları falan söker atar, hepte yazın olur. Bunun sebebide Gökhan Abur'un anlattığı etkileşime denize paralel uzanan yüksek sıradağların katalizör olması ekleniyor. Bazen de bu kaçık karayel,batı karayel gibi olur, denizle uğraşanlar bunu bayağı önceden anlarlar.Ben İnebolu'da defalarca bu havayı önceden gördüm ve hissettim.Ama kıbleden olanını bende yakalayamadım.
Lise öğrencisiyken Akın ben ve Serdar, hepimizin sandalları var. Akşamları ezan okunmadan önce barbunya ağlarını kıyıya dik açı oluşturacak şekilde yatıya bırakıyorduk. Sabah ta güneş doğar doğmaz kaldırıyorduk. Artık oradan geçen ne varsa tutuyorduk. Bir akşam yine böyle ağları kurduk. Kıyıdan açığa doğru döküyoruz, sonra sandalı kıyıya çekiyoruz, ama çok değil sabah tek kişi denize dayanacak şekilde. İşte o akşam kıyıya geldik , sandalları çeker çekmez bir ıslık çaldı, ama nasıl ne varsa uçuyor,ayakta duramıyoruz. Ne kadar kavak ağacı varsa hepsi belinden kırıldı. Biz beş dakika geç kalsak artık kırımdan toplarlardı bizi, direk kuzeye giderdik artık.Yarım saat falan sürdü sonra yağmurla yumuşadı.aklımız ağlarda kaldı,yağmurdan sonra hemen sonra gittik topladık diye hatırlıyorum. Ömrümde hiç bu kadar barbunyanın bir ağa vurduğunu görmedim.Ağda balık vuracak göz kalmamıştı.Akın okursa bunu hatırlar şimdi.

Onun haricinde denizde defalarca karşılaştık bu kaçaklarla ama balıkçı teknesi olduğu için traverse çıkıp yağışın gelmesini bekler eğlenirdik. Öncesinde güvertedeki bir çok şeyi bağlardık.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#11: 05 Mayıs 2018, 00:35:51
Anladığım kadarıyla Batı kaçağı Marmara ve Egeye özgü bir ifade ancak yıllardır çözemediğim bir hava olayını anlamama çok yardım etti:
Mersin Yeşilovacıktan 7-8 metrelik bir kayıkla balığa çıkmıştık hava raporları tüm gün 1-2 kuvvet kuzey rüzgarı gösteriyordu. Gündoğumundan öğleye kadar öyle sakin bir deniz vardı ki çapasız akarak yaptığımız mercan avında akamadığımız için balık alamıyorduk. Hava sıfır olmuştu.
Tabii balık seyrek olunca bizim çenemize vurdu, işte anlayın siz godoş poseidondan başladık dini büyüklerden çıktık ( vakıadır lütfen yanlış anlaşılmasın).
Bir zaman sonra ufukta bir beyaz hat gördüm. Önce akıntının getirdiği çöp zannettim 1-2 dakika sonra hattın yaklaştığını farkettim ama anlam veremiyorum. Arkadaşları uyardım kimse çözemedi. Hat hızla yaklaşıyor ama rüzgar bizde hala sıfır.
Biraz sonra güney güneybatı yönünden rüzgar hissedildi. Hattı tanımladığımızda ise artık çok geçti. Biz doğru gelen rüzgarın getirdiği sert dalgalarmış. Dalgalar bize ulaşmadan önce yüzümüze bir anda tokat gibi vuran aşırı sert bir rüzgar. Kaptanı uyandırmaya çalışırken zaten dalgalar öyle bir bindirdi ki anlatamam..
Kaptan bize kızıyor niye uyandırmadınız diye. Zaten sen uyanana kadar rüzgar ve dalga bindirdi üstümüze diyoruz inanmıyor.
Hiç o kadar büyük dalga ve hiç böyle bir ani baskın görmemiştim. Dalgalardan barınağa girmekte çok zorlanmıştık ve biz barınağa girdikten takribi yarım saat 45 dakika sonra hava yine esmez oldu. Denizin yatmasını bekleyip tekrar açıldık :)
Sanırım kaçak denilen bu... tabi bizde Batı yakası değilde Güneyli kaçağı...


 

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#12: 05 Mayıs 2018, 01:35:17
Karabulut yok muydu Erman ?
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#13: 05 Mayıs 2018, 01:37:29
Karabulut yok muydu Erman ?

Hatırladığım tertemizdi abi ama arkadaşlara dönüp soracam önemli bir detay

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
  • IP logged
« Son Düzenleme: 05 Mayıs 2018, 01:46:29 Gönderen: Erman Yerman »
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 558
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#14: 05 Mayıs 2018, 08:26:36
Marmara da hiç batı kaçağına yakalanmadım. Geçen yıl dolu yağdıran hava da bence batı kaçağıydı. Ama ben bu havayı yaklaşık dört saat öncesinden gördüm hatta fotoğrafladım. Kemal Abiyle beraberdik.Havayı Riva önlerinde gördük ve sağ salim Samatya'ya bağlandık.Bence o havanın start noktasıda batı kaçağıydı.

Bu Batı kaçağı Karadeniz'de ani olanını Kıble den yapar ne olduğunu anlayamazsınız, ağaçları falan söker atar, hepte yazın olur. Bunun sebebide Gökhan Abur'un anlattığı etkileşime denize paralel uzanan yüksek sıradağların katalizör olması ekleniyor. Bazen de bu kaçık karayel,batı karayel gibi olur, denizle uğraşanlar bunu bayağı önceden anlarlar.Ben İnebolu'da defalarca bu havayı önceden gördüm ve hissettim.Ama kıbleden olanını bende yakalayamadım.
Lise öğrencisiyken Akın ben ve Serdar, hepimizin sandalları var. Akşamları ezan okunmadan önce barbunya ağlarını kıyıya dik açı oluşturacak şekilde yatıya bırakıyorduk. Sabah ta güneş doğar doğmaz kaldırıyorduk. Artık oradan geçen ne varsa tutuyorduk. Bir akşam yine böyle ağları kurduk. Kıyıdan açığa doğru döküyoruz, sonra sandalı kıyıya çekiyoruz, ama çok değil sabah tek kişi denize dayanacak şekilde. İşte o akşam kıyıya geldik , sandalları çeker çekmez bir ıslık çaldı, ama nasıl ne varsa uçuyor,ayakta duramıyoruz. Ne kadar kavak ağacı varsa hepsi belinden kırıldı. Biz beş dakika geç kalsak artık kırımdan toplarlardı bizi, direk kuzeye giderdik artık.Yarım saat falan sürdü sonra yağmurla yumuşadı.aklımız ağlarda kaldı,yağmurdan sonra hemen sonra gittik topladık diye hatırlıyorum. Ömrümde hiç bu kadar barbunyanın bir ağa vurduğunu görmedim.Ağda balık vuracak göz kalmamıştı.Akın okursa bunu hatırlar şimdi.

Onun haricinde denizde defalarca karşılaştık bu kaçaklarla ama balıkçı teknesi olduğu için traverse çıkıp yağışın gelmesini bekler eğlenirdik. Öncesinde güvertedeki bir çok şeyi bağlardık.

Ahmet reis geçen seneki dolu batı kaçağı değildi. Bağıra bağıra önce Dedeağaçtan haberini aldık, sonra Çanakkale den, akşamada İstanbul da yaşadık

Benim denizciliğim 2010 yılında başladı

Yeğenimle yelken kursu almıştık. 18 Haziran 2010 yılında arabamla Poyrazköye gidip rakı balık yaparken yeğenim aradı. Amca nerdesin, ben pendik marianadayım, burada altında mermer ağırlığı olan koca demir şemsiyeler havada uçuyor dedi. O gün Sedef adasındaki bir yelkenli tonozdan üstünde kimse olmadğından kurtulmuş, sürüklenerek Pendik sahiline vurmuştu.

2013 yılında Haziran sonu teknemle Ege ye gidiyorumdum.

Gece 2 de Avşa Yiğitler limanından çıktık. 7-8 Knot civarında rüzgar vardı. Yelkenleri açtım. Avşa'yı dönünce rüzgar da bitti. Ben de Genovayı kapadım. Ana yelkeni motor seyrine engel olmayacak şekilde orta hatta alıp motor seyiri ile yoluma devam ettim.

Saat 5.15 civarı hava tam aydınlanmamıştı.  Karabiga önünde seyirdeyken ufukta bir aşağıda bir yukarda 2 bulut fark ettim.İçimden kendimle konuşmaya başladım ''Oğlum Zafer bunlar yağmur indirecek hazırlığını yap. Önce git aşağıdan üstüne bir kıyafet al. Hangisini alsam . Sarı Gill mi , Bmw yarış rüzgarlığımı yoksa balıkçı yağmurluğumu'' diye 15-20 saniye düşünmem bitmeden tekne bir anda 90 ° yan yattı. Ve batı kaçağı ile tanışmış oldum.Hemen ana yelken ıskota halatını  boşlayıp tekneyi düzelttim. aşağı kamaralarda yatan eşim ve arkadaşıma seslendim. Bir anda sağanak yağmur  başladı. Denizde 2-3 m dalgalar içinde ana yelkeni kapattık. Genovayı mendil kadar açıp rotayı trakyaya doğru rüzgarın üstüne çevirerek 1,5 saat kadar seyir yaptık. Hala ben üstüme bir şey giymediğimden titremeye başlayınca dümeni arkadaşa bırakıp içerde ısınmaya indim.

Aynı kaçağa Sante teknesi de Marmaranın ortasında yakalanmıştı. İlk defa seyir yapan misafir ailedeki bayan korku ve panikten üstündekileri çıkarıp Hakan Gönüllü kaptanı şaşırtmıştı :D

Sonradan araştırınca genelde batı kaçağının Haziran ayında olduğunu öğrendim

  • IP logged

 
Yukarı git