Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Batı Kaçağı Hikayesi

  • *
  • İleti: 1341
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#15: 06 Mayıs 2018, 21:43:02
Batı kaçağına üç kere "işte bu batı kaçağı "diyeceğim şekilde yakalandım.Hiç birinde tedbir almaya zamanım olmadı.İki kerede boraya yakalandım. Boraları hep farkettim ama kaçamadım içinde kaldım.

 Sivriadaya gitmiştim .Yanımda Uzakyol makina zabiti olan kayınbiraderim vardı. Adaya gelirken yelkenleri şişirecek hava yok gibiydiAdadan ayrılmaya karar verdiğimizde hava hala hafif esiyordu.Ama gök yüzü gri,hava kapalıydı ufukta güneybatı tarafta sanki güneş varmış gibi aydınlıktı.Bütün yelkenlerim açık motor yelken Yeşilköy'e doğru yola koyulduk.Aniden Müthiş sesle rüzgar geldi ne olduğunu anlamadan 60 °den fazla yalpaya düştük.İskele tarafımızdan gelen rüzgar bizi müthiş yatırdı.Cemre bende olduğu zaman içinde ilk defa havuzluğuna su atladı.Bunu şu amaçla söylüyorum.Cemre baş kıç eğik bodoslamalı double ender denilen mekik formunda bir teknedir. En hafif rüzgarda dahi hafifçe yatar ama  en fazla küpeştesine kadar suya gömülür.Daha fazla yatmaz ve rüzgar artarsa orsaya dönmeye çalışarak ileri hamle eder.Bu yüzden hiç endişelenmeden kullandığım tekneme çok güvenirdim.Ama bu rüzgar öyle ani ve şiddetli geldi ki havuzluğa su atlayacak kadar yattık.işin ilginci tekne doğrulup iskeleye yatınca o taraftandan da su atladı havuzluğa .Kayın birader havuzluğun tam ortasına oturmuş.sırılsıklam olmuş ne oluyor diye bakarken.Hemen yelkenleri indirmek için sürünerek direk dibine gittim.Yelkenleri indirdiğimde şiddetli bir yağmur başladı.Rüzgar Yeşilköy'e gelene kadar epey hafifledi yağmur ise hiç kalmadı.Sonradan bizi yattığımızda gören başka bir teknedeki arkadaş bizim teknenin omurgasını gördüğünü söyledi. O günü kazasız belasız atlatığımız için hep şükrederim.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 06 Mayıs 2018, 21:44:38 Gönderen: Mustafa Ertör »
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1341
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#16: 28 Temmuz 2018, 18:43:45
Yine bir batı kaçağı hikayesi bu sefer Küçük ile.
Dün İstanbul ve çevresini sele boğan hava Tirilye'de batı kaçağı yaptı.
Tatil süresince hemen hergün Küçük kayıkla yelkene çıktım.Yerli yabancı birçok meraklı insanın ilgisini çekip sorularını cevapladık.Ama hiç kimse beni gezdir. Ben de yapacağım demedi.
Herkesin hafif kaçık yaşlı bir İstanbullu ön kabulü ile yaklaştığını hissediyorum.

Neyse konumuza dönelim.Evvelki gün akşam üzeri hasta olan bir ağabeyimizi balık tutmak için denize çıkarttık.Istanbul'da kışın hastanede ziyaret ettiğimizde moralini yüksltmek için Tirilye'de yazın çapariye çıkacağımızı söylemiştim.Pek ihtimal vermeyen bir tonlamayla bakalım kısmet demişti.Şuanda tedavisi sürdüğü halde Tirilye'ye gelince balığa çıktık.Aslen Tirilyeli olduğundan sahildeki yerlerin kumsalların hepsini derinlikleri,yöresel isimleri,hatta kıyıdaki kayaların kaç tane ve hangi derinliklerde olduğunu bile biliyor.

Hem balık tutup hem de laflarken.Kayıkla gelsem nerde kumsal var,neresi yüzmeye uygun,kıyıdan tehlikesiz neresi yaklaşmaya müsait öğrendim.Dün de Küçük'le öğrendiğim yerleri keşfe çıktım.Yanıma usturmaça,palet , mayo, havlu,telefon,1.5lt.su alıp halatları çözdüm.Hava sıfır.Bildiğiniz yanık.motora kuvvet kıyı kıyı keşifteyim.Epeyde yararlı oluyor.Abimizin söylediği taşları,kadırga kıyısındaki çeşmeyi,Uzun yalı kumsalını,Defne'deki sıra taşları tek tek görüyor öğreniyorum.Niyetim Ayane çiftliğinin Boklutaş'ına kadar gitmek ve geri dönmek.Benim yeni güç kaynağımız elektrikli motor aniden duruyor ve E43 hasta kodu ekranda yanıp sönmeye başlıyor.Akü boşaldı anlamına gelen E43 beni hiç telaşlandırmıyor.Öyle ya yelkenim var benim birazdan rüzgar çıkar kolayına limana dönerim.Ama yaprak kımıldamıyor sıcak beynini haşlıyor insanın.Kuzeye doğru açıkta renk daha lacivert .Oraya doğru kürek çekiyorum rüzgarı orada yakalarım umuduyla.Telefonumda cebimde. fazlalık yapıyor rahatsız ediyor diye inik yelkenin altına saklıyorum.Nerden okuduysam direk öğlen güneşinin telefona zararlı olduğunu okumuştum.Pilini birşey yapıyormuş.Neyse açığa kuzey doğuya kürek çekerken aniden batıdaki karanlığı farkediyorum.Siyah bir duvar sanki.batı,güney batı karanlık bulunduğum yer rüzgarsız,güneş yakıyor.Tamam diyorum Oğlum rüzgar istiyordun birazdan göreceksin.Yandım Allah diye bağırtacak.motor yok kaçayım desen kaçamazsın rüzgar henüz yok.

Hemen durum değerlendirmesi yapıyorum bu hava bana ne kadar zamanda gelir.Sonra hızlı hareket eder mi yoksa hava iyice yükselmeden limana varır mıyım?Bunun şu sebeple önemi var camadan vurup uyduruk bir rüzgarla yavaşça gidip sonra rüzgarın en şiddetli zamanında denizde olabilirim .Ya da camadansız ful arma aniden gelen rüzgarla broşa düşer batarım.Daha önceki batı kaçağı tecrübelerimden hemen camadan vurmanın iyi olacağına karar verdim. Gerekli bağları yaptım camadan vurdum ve önce hafif sonra müthiş bir rüzgar başladı.Denizin üstü bembeyaz köpük kesildi.Rüzgarın kopardığı sular sırtımdan ıslatmaya başladı.kayığın tam omurga hizasında kıç ortasına farşa oturdum.Optimistçilerin pupa seyrinde yaptıklarını hayranlıkla izlerdim İYK eğitimlerinde.Ben de hadi dedim pupa seyrine hazırsın.uygulama zamanı.
Bumba iskele çarmığa yaslanmış olarak uçuşa geçtik.Rüzgarı sancak kıçtan almaya çalışıyorum  kavança yememek için.Ama yavaşta olsa açığa ilerliyorum.Halbuki amacım kıyıya yakın gitmek alabora olursam kıyıya yüzmek.Fakat iskele kontradan rüzgarı alırsam bu seferde kıyıya çok yakın düşeceğim için kayaya çarparsam parçalanırım.Kesinlikle kavança atmam lazım üstelik kontrolörü olmalı ki tumba olmayalım.Dümeni yavaşça kırıyorum rüzgar ve serpinti sağ kulağımda hissetmeye başladığım an elimle bumbayı soldan sağa kavança ediyorum.okadar güçlü oluyorki Küçük sancak bordasından suya giriyor.Sonra toparlanıyor ve yola şimdiye kadar hiç gitmediği süratle devam ediyor.Camadan vurma kararımı gururla kutluyorum.Tam anayelkenle kesinlikle batardık.Tirilye' önlerine artık geliyorum.Yeniden kavança atmam gerek.Böyle gidersem Kızdenizi kumsalına baştan kara gireceğim.Bu seferki daha kolay oluyor.Alıştım mı ne?Bu sefer su atlamıyor kayığa.Yeniden açığa doğru uçarcasına gidiyorum.Amacım liman girişini tam tutturmak yoksa Gemlik'te çıkarız karaya.Liman girişini hesaplıyorum artık apaz seyre geçiyorum.Ama yok böyle apaz gidiş trapezde ancak dengeleyebiliyorum.Bir yalpa ,basit dümen hatası denizi boylamaya yeter.Limana büyük bir hızla giriyorum.Ama o ne?Liman girişinde bir tekne demir atmış 6-7 kişi tam tramola atacağım yerde yüzüyor.Ne yapalım.?Hemen yelkenleri indirmeye çalışıyorum.Ama teknede yol var.ben dümene gidene kadar demirli teknenin kıç bordasına varıyorum.Deli gibi bağırıyorum. Kontrolde değil dikkat edin diye.Kazasız bunu da atlatıyorum.Iskarmozlarına yerleştirdiğim kürklere asılıyorum.Yanımda pancar motor sesi duyuyorum.Arkadaşım beni çekmeye gelmiş.Ne telefonu açmıyorsun diye kızıyor.Anlatmayı unuttum.Güneşten etkilenmesin diye yelkenin arasına koyduğum telefonum yelkeni basarken denizi boyladı.iletişim yok.Meğer havanın patladığını gören eşim hemen arkadaşı aramış.Eşim evin çatısından arkadaş limandan, bir başka arkadaş Tirilye'nin tepesi olan Çamlı kahve'den beni gözlemişler.Telefon yok ,hava patladı,üstü açık etrafa hiç güven vermeyen.(yanlış olmasın bence çok güvenli.)bir üstü açık kayıkta adamın biri.
.Arkadaşın yardımıyla limana girdim, yerime bağlandım.Herşeyi neta edip karaya  çıkınca bir yağmur başladı ama benim için farketmedi zaten ıslaktım.


  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#17: 28 Temmuz 2018, 20:56:20
Geçmiş olsun Mustafa reisim, ciddi bir tecrübe yaşamışsınız.. bana heyecanla okumak düştü.. Sağolunuz..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 1059
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#18: 28 Temmuz 2018, 21:00:11
Soluksuz okudum. Müthiş.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 972
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#19: 28 Temmuz 2018, 21:05:33
Hafif kaçık İstanbullu tanımı daha doğru, yaşlı adam bunları yapamaz.  Pek çok genç de !!
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#20: 28 Temmuz 2018, 21:29:51
 :)xx :)xx :)xx

Karneye bir "aferin" kaşesi daha !!!

Yanlız unutma altındaki "Küçük" dediğin bir Norveç fearing uygulaması. Yani senin üstün yetkinliğine tekne de genlerinden gelen bilgi ile destek vermiştir.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 439
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#21: 29 Temmuz 2018, 14:38:53

Geçmiş olsun Mustafa reisim,tecrübenizle denizde yakalandığınız batı kaçağını kolay atlatmış sayılırsınız.Batı kaçağından dolayı hem Gemlik Körfez'i hemde İzmit Körfez'inde çok çekmiş biri olarak bende bir şeyler yazmam gerektiğini hissettim.İşin enteresan tarafı Deniz de yakalandıklarımda bir şey olmamasına rağmen karadan seyrettiklerim de bir Sandal'ımın parçalanması ,sürat teknemin felaket bir biçimde hasar alması.Tamamlayınca yayınlarım.
  • IP logged
Her hata bir ders, ne hata biter ne de ders.(Mevlanadan denizcilere)

  • *
  • İleti: 5782
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#22: 29 Temmuz 2018, 21:22:09
Periyodik denize telefon kurban etme zamanı gelmiş. :) :)   Abi "Küçük" kayığı çok hafife almayalım istersen  birde üzerinde Baba Tunca 'ın Babası olunca. Kaçak maçak hikaye oluverir. Geçmiş olsun. Bu arada kayıklarının arasında batı kaçağına yakalanmadığın bir tek "Küçük " kalmıştı sanırım.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1341
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#23: 29 Temmuz 2018, 22:04:08
Doğru Ahmet'cim.Küçük'de yakalandı batı kaçağına ama  marmara denizinde seyir yapıyorsak kaçınılmaz.Kazasız hasarsız atlattık çok şükür
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1157
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#24: 29 Temmuz 2018, 22:55:16
Bu konu başlığına atfen ben de bir alt başlık atmak istiyorum:
"Baba Mustafa ( Ertör) Cephesinde Yeni Bir Şey Yok"
Hangi kayıkla seyir yaparsanız yapın tecrübeniz ve soğukkanlılığınız ile kaçakların korkulu rüyasısınız Mustafa Reisim.

Size değil batı kaçağına geçmiş olsun. Yanlış kişiye çatmış yine :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 439
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#25: 30 Temmuz 2018, 00:27:26
Bu konu başlığına atfen ben de bir alt başlık atmak istiyorum:
"Baba Mustafa ( Ertör) Cephesinde Yeni Bir Şey Yok"
Hangi kayıkla seyir yaparsanız yapın tecrübeniz ve soğukkanlılığınız ile kaçakların korkulu rüyasısınız Mustafa Reisim.

Size değil batı kaçağına geçmiş olsun. Yanlış kişiye çatmış yine :)

Mücahit çok haklısın da gülmeden edemedim yine :)
Sen çok yaşa emii.
  • IP logged
Her hata bir ders, ne hata biter ne de ders.(Mevlanadan denizcilere)

  • *
  • İleti: 439
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#26: 30 Temmuz 2018, 02:50:02

Konu başlığını geç fark etmişim.Batı kaçağından çok çekmiş ve maddi kayıplar almış biri olarak yazmak gerektiğini hissettim.
Çocukluğumda ve gençliğimde yaz aylarının büyük bir bölümü Gemlik körfesinin güney kıyılarında(Mudanya-Güzelyalı-Kurşunlu) geçtiğinden dolayı Poyraz-yıldız-Karayel(Biz imbat derdik) iyi tanırdıkta batı kaçağıyla tanışmak 12 yaşında kısmet oldu.sanırım 71 yılının mayıs sonu yada haziran başı okullar kapanmak üzere ,orta 1 öğrencisiyim.Okulun son günlerinde bizim okul çok faal sürekli günü birlik gezi düzenliyor.Otobüslerle Gemliğe gidiyoruz.Pırıl pırıl rüzgarsız güneşli,sıcak bir hava,deniz dümdüz tam karıncalar su içiyor modunda.Öğleden sonra akşamüzeri en geç 17.00 gibi limanda olun deniyor,liseliler serbest,biz çaylakların başında birkaç idareci ve öğretmen var.Ne yapacaksınız diye bize soruyorlar.Biri çıkıp kayık kiralayalım deyince herkesin hoşuna gidiyor.katılmak isteyenler bir gurup öğrenci ve birkaç hocayla balıkçıların bulunduğu yere gidiyoruz.1 saat gezdirecekler bizi,ama motor çalıştırmak yasak.Motor olursa uzağa gidermişiz,tabi balıkçılarda gelecek bizle.tekneler küçük sayılmaz 7 mt. civarı ,düz tekneler,kamara falan yok.Hemen bakkallardan içecek,kraker falan alıp doluşuyoruz kayıklara,ya 2  ya 3 tekneyiz.Ayrılınca her tekne farklı yöne kürek çekiyor,bizim balıkçı önce ortadan gemlik arkada kalacak şekilde direk batıya veriyor,sonra kuzeye dönüp kıyıya yakın Gemlik’e döneceğiz diyor.Deniz parpa liman ,ahşap tekneler bu havalarda belli sürate ulaşınca kürek çekmeside kolaylaşıyor,belli bir ritimle gidiyoruz.sanırım 20-25 dakika kadar gittik,kuzeye dönmeye başlıyoruz.kayıkçı batıya sırtı dönük olduğu için bir şey göremiyor,bir ara dikkatli bakınca kara kara bulutları tam körfezin bitiminde görüyorum,tam ufukta da simsiyah bir çizgi.
Balıkçıya soruyorum amca bu ne diye,umursamaz bir biçimde arkasını dönüp batıya bakınca bet beniz atıyor.Bir şey demeden kürekleri toplayıp motoru çalıştırıyor.Onu görünce bizde panikliyoruz bu haline.Hava geliyor diyor,herkesi kayığın alçak kısmına oturtuyor.Tam gaz kıyıya geldiğimiz yöne doğru kaçıyoruz.Pancar motorun o gürültülü sesini asla unutmam.Arada arkaya dönüp bakıyorum kara bulutlar iyice yaklaşmış,ufuktaki o kara çizgi daha da heybetli,birkaç dakika sonra rüzgar ve yağmur bindiriyor.Korkudan kimsenin sesi çıkmıyor,dalga boyu çok yükselmese de ,rüzgarda yağmurda felaket.Deniz dere gibi batıdan doğuya akıyor sanki.Balıkçı yekeye öyle bir yapışmışki tek vücut olmuş gibiler.Karaya yaklaşınca fark ediyorum,sahil bizi bekleyenlerle dolu,ortalık toz duman,sandalyeler,plajdaki şemsiyeler uçuşuyor.Hiç gaz kesmeden kıyıya yükleniyor balıkçı,arkadaşları hazırlık yapmış,felekler konmuş direk üzerine çıkıyor,durduğu gibi atlıyoruz tekneden,öğretmenler bizlere sarılıyor,hepsinin beti benzi atmış vaziyette..Bizler inince kayıkları da ırgatla daha kumsala çekiyorlar.Islaklık üşüme ,,titreme,ağlıyanlar ne istersen var.Bizleri hemen otobüslere alıp yaz havasına rağmen arabanın kaloriferlerini çalıştırıyorlar.Biraz toparlanıp arabadan indiğimizde ,havada denizde sakin hiçbir şey olmamış gibi.Soruyoruz neydi bu diye
Cevap BATI KAÇAĞI.

Yıl 1988 .Yazlık Mudanya Güzelyalıda .balığa çıkmayı çok sevdiğim için o sene 3,75 bir sandal aldım,ilk sandalım.Daha doğrusu aqua scoter diye bir alet gördüm fuarda ,2 beygir bir benzinli motoru var,tek silindir,2 elinle tutunca seni denizde dolaştırıyor,bırakırsan,rölantide 8 mt. çapında bir daire etrafında dönüyor,uzatma borusu ilede 1,5 mt su altındada gidiyor.Bizim Türk kafası buna profilden bir de yeke yapmış küçük sandalıda çok rahat götürüyor.Eh balık işi içinde çok rahat.Bütün yaz onu kullandım,kışında evin hemen önüne yol kenarına ters kapakladım,deniz seviyesinden 3 mt. yukarıda.Ertesi ilkbahar sonu bir telefon geliyor iş yerime,Güzelyalıdan bir komşu.Abi dün akşamüstü bir batı patladı senin sandal ortada yok diyor.
Ya nasıl olur,deniz 3 mt. yükseldide yolamı çıktı ?
-Yok abi burada birileri senin sandalı almış kullanmış,kıyıdada bırakmışlar,batıda almış götürmüş.hemen atladım gittim,kıyıda duran her şeyi süpürmüş batı.Kıyıda o kadar çok enkaz varki,parçaları elime alıp inceliyorum,belki renginden işaretinden tanırım diye.250 mt. doğusunda bir anda yolun altındaki bir çekekte buluyorum sandalı ,nasıl sürüklendiyse artık.Yarı yarıya kadar kuma gömülmüş,bir insan oğlu bulmuş çekmiş içeri diyorum.Yakındaki inşaattan hemen 2 işçi bulup başlıyoruz kumları atmaya,sonuç ortaya çıkıyor boydan boya yarık var.yarıkta öyle böyle değil baya arası açık,diğer taraftada çıkıyor aynı yarık.Yinede belki kurtarırız diye bir skodaya yükleyip arkadaşım olan aldığım yerliyurt firmasına götürüyorum.Durumu anlatıyorum batıda 250 mt. sürüklenmiş diye.Bakıyor vay be diyor bizim kayıklar yinede sağlammış,baksana tam parçalanmamış  >:(
Yahu diyorum olurmu bunun tamiri .
Yok diyor bundan olsa olsa senin çiftliğe tavuk kümesi olur,yapsak bile sağlam olmaz,zaten çokda maliyetli olur,yenisini al daha iyi olur diyor.
Napalım yazlık yerde sandalsız da olmuyor,alacaz artık yenisini.
Bu bana batı kaçağının verdiği ilk zarar.
Nerden bilim 2.sinin daha büyük zarar vereceğini.

Tabi aynı kayıktan bir tane daha aldım.Oda kesmedi haliyle ,denizcilik bulaşınca 1 sene sonra 7.20 yelkenli almaya gittiğim fuardan,5 mt. 40 hp.lik Mursan yapımı bir sürat teknesi alıp döndüm.İlk yıllar  gemlik körfezi civarı,sonradan kayığı Yalova ya validenin yazlığına götürdüm.Yalovanın bitiminde deki kum iskelesinde biriyle ile anlaştım,bütün yaz tekne orada onun hem evi hem çekek yerinde.Sanırım 1993 ya da 94 yılıydı.Cumartesi sabah gidip tekneyi alıyorum ,araba orada kalıyor akşamüstüde tersi.Bazen hava iyi olacaksa tekneyi çapada yada boşta varsa tonozda bırakıyorum.Çok da önemsemiyorum,hakim rüzgar poyraz,karayel demirde tarasa,halatta kopsa sahil tamamiyle kumluk.Yine böyle bir günde kayığı geri götürmeye üşeniyorum,site iskelesinin biraz batısına demir atıp yeni aldığım halatı bağlıyorum,bayada uzun kaloma veriyorum iskeleye çok yakın uzun yüzmeden çıkıyorum iskeleye.hava çok hafif esiyor,gündüz de baya sıcak.Sitede yemek faslı ,keyif derken gece 11 e doğru inanaılmaz durgun çok da sıcak,acaba batı patlarmı diyorum.Böyle durgun ve sıcak havalarda aklıma gelir hep deprem olurmu,batı patlarmı diye.Aslında demir attığım yerde dipte bir tonoz var kuzenimin eşinin,yeğende demişti ya dayı babamın tonozuma bağlasaydın ya diye.Şamandıra yok gerçi.Tembellik işte 2 metreye dalıp halkaya bağlıyabilirdimde.
Gece 2 gibi yatıyorum,malum yaz gecesi camlar açık,bir gürütü bir rüzgar,yağmurda rüzgarla diagonel yağıyor,camın yanından damlalar yüzümde.Hafta sonu diye de yüklenmişiz likite.
Fırlıyorum yataktan sersem ,salak bir vaziyette,teknenin anahtarı bir elde fener öbür elde.Koşa koşa iskeleye geliyorum.Aklıma bıçak geliyor,teknede bir tane var ama koltuklarun altında .İskeleye geldiğimde birkaç kişide yanımda bitiyor hemen,Çapa çok sağlam aslında taradımı bilemiyorum ama yeni takdığım halat esnek halatmış sonradan fark ediyorum,teknenin kıçı iskelenin altına girmeye başladı ,tekneye atlayıp çalıştırıp tam gaz çıkmam lazım ama millet beni bırakmıyor ,ölmekmi istiyorsun diyorlar.Dalga yüksekliğ en fazla yarım mt. kadar ama girdi artık altıma ,her yükselişte bizim demir kazıklarla çakılı iskele hopluyor,kıç girdikten sonra ilk motor kapağı başlıyor çatırdamaya ,arkasından arka koltuklar kısalığından kurtardı ama ön koltukları kafalıkları gümbür gümbür vuruyor.Yinde koltuklar sağlammış,yere monte edilen civataları kırılıyor .Koltuklar içerde devriliyor.Finalde de  U şeklinde olan arası alüminyum çerçeveli pleksi glas cam yüzlerce parçaya bölünüyor.Orayıda geçince burun vurmaya başlıyor,kayık nerdeyse öbür taraftan çıktı.Birisinin getirdiği büyük ekmek bıçağı ile iskele üzerine yatarak halata uzanıyorum,çelik tel gibi olmuş tansiyondan.2 darbede kesiyorum halatı,çapaya doğru bir esneyişi var,Allahtan bir yerime denk gelmedi yoksa orayıda kesip götürürdü..Bir kaç vuruştan sonra iskelenin altından da kurtuluyor tekne.sahile paralel gidiyor,resmen koşturuyorum.Yakalayamazsam Gölcük’e falan gidecek,sahile gelmeye niyeti yok.Hızını hesaplayıp teknenin bir hayli önünden giriyorum denize üstümdekilerle,zaten yağmurdan her tarafımdan sular akıyor.Zor bela yakalıyorum ama benide sürüklüyor,Su göğsüm hizasında.Neyseki birileri halatta alıp gelmiş ucunu aceleyle bağlayıp çekiyoruz kıyıya.tekne dolu haliyle 500 kg. geçiyor,hadi bir takviye kuvvet daha gelince 8-10 kişi kumsala biraz içeriye çekiyoruz zor bela.Dikkatli bakınca anlıyorum,bizim sitenin sahili bitmiş yan sitenin sahilindeyiz.Fenerle kontrol edince içi savaş alanı gibi motor bloğu ortaya çıkmışbir iki kabloda kopmuş.Gece karanlığında çokda inceleyemiyorum.Yardıma gelen herkese teşekkür edip brandasını kapatıp üzgün bir halde dönüyorum eve.Sabah erkenden hava aydınlanırken tekne başındayım,hasar kontrolü.Gerçekten berbat remot kontrolde yerde,direksiyon milide kasıyor,dönmüyor.İçerde yüzlerce kırık pleksiglas,boşaltırken elim dahi kesiliyor.Koltuklar yer yer yırtılmış.Jelkotta çizikler.Sabah enişteler,yeğenler le teknede ne varsa taşıyoruz.Yamaha servisine telefon ediyorum ,öğleden sonra gelip motoru söküp Bursa'ya götürüyorlar.Yeğenler dalıp çapayı ve halatı buluyorlar,halat esnemekten baya bir boy atıp enden kaybetmiş.Yalovaya gidip arabayı ve teknenin römorkunu alıp sahildekilerin yardımıyla tekneyide yüklüyoruz.Ertesi gün Bursaya Mursana da tekneyi bırakıyorum.Bizim yamaha servis Ali den haber geliyor,motor iyi birkaç kablo buji değiştirdik,ama orijinal kapak merkezde bile yok Japonyadan gelecek fiyatıda 850 $ diyor.En az 3 ay sürermiş gelmesi.İstersen bir kalıpçıda fiberden döktürelim ama orjinali gibi olmaz diyor.Mursanda  yapılacaklar için sağlam bir fatura çıkarıyor.Ehh bu seneyi kapattık,kaldık yine bizim 3.75  sandala.Ne diyelim cana gelmedi ya.
3 ayda gelir dedikleri kapak tamı tamına 8 ayda geliyor.
Kısacası Batı bana fena battı.  ;D

Bunların haricinde 2 kerede denizde Mudanya-İstanbul arası çalışan gemilerde yakalandım batıya.Yıllarca herhafta en az 1 kere İstanbul’ a iş için gidince denk gelmemek imkansız zaten.
Bir tanesi baya korkunçdu.80 li yılların sonu meşhur Ankara feribotu(Eskiden 70-80 lerde Akdeniz turu yapılırdı.Şu an Hindistan ana karasıyla adaları arasında çalışıyormuş) koca bir gemi,o güne kadar Mudanya –ist. Hattında çalışan en büyük gemi.Her hafta gidince mürettebatta aynı,arkadaş oluyorsun.genelde hep bar kısmında yukarda otururduk gidiş ve dönüşte.Sabah 7.30 da Mudanyadan kalkardı hep.Yine bir yaz günü hava sakin,Bozburun bile sakin,Esenköy açıklarında yine karabulutlarla yağmurla bindirdi.Bu sefer dalga yüksekliğide vardı,buna rağmen kaptan dalgaları tam iskeleden bordadan almaya devam ediyor.Yalpaya  düşmeye başladık,barda çalışan görevli eski.Ya bunlarda  bir şeymi ,akdenizde ne havalar gördük ne koltuk kaldı yuvarlanmayan nede bardaki şişeler bardaklar dedikten 3-4 dakika sonra öyle bir yalpaya düştük ki bütün bar yere indi.daha fazla gidemeyeceğini anlayan kaptan sonunda rotayı değiştirdi.Gecikmeyle İstanbul saray burnuna indiğimizde herkes perişandı.Akşamına da sert poyrazlar başlayınca tüm seferler iptal.Arada yaptığımız gibi akşamına mecburiyetten karadan dönüş .
Yazarken bile gerildim,o günlere geri döndüm.İşte dostlar Batı kaçağının bana ettikleri.  :'(
Sizin başınıza gelmemesi dileği ile.
  • IP logged
Her hata bir ders, ne hata biter ne de ders.(Mevlanadan denizcilere)

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1177
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#27: 30 Temmuz 2018, 09:20:35
Mustafa reisim ,

Bir nefeste okudum telefon için üzüldüm , kazasız beleasız olmasına da sevindim .

Kenan reisim ,

Paylaşttığınız için teşekkürler
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1341
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#28: 30 Temmuz 2018, 10:42:18
Kenan Reisim,anılar müthiş.Bu arada nekadar eski denizci olduğunuz ortaya çıkıyor.Güzel paylaşım için teşekkürler.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 439
Ynt: Batı Kaçağı Hikayesi
#29: 30 Temmuz 2018, 15:26:19

Serkan ve Mustafa reislerim ben teşekkür ederim.
Geçmişte yaşanan denizcilik anılarını sırası geldikçe yazmak beni de  Mutlu ediyor.
  • IP logged
Her hata bir ders, ne hata biter ne de ders.(Mevlanadan denizcilere)

 
Yukarı git