Wharram katamaranlarını inceledikçe hayranlığım artıyor. Aslında bu tarz katamaranları antik çağlardan bulup çıkaran Tiryaki 'nin deyimi ile Bisschop. Sonrasında Wharram kendi deyimi ile bayrağı devralıyor.
Wharram'ın öncülüğünü yaptığı bu geleneksel Polonezya katamaranları tam da benim buralarda defalarca yazdığım , "ticari değeri olmayan , ancak çok kıymetli bilgi " nin tam da iyi bir örneği.
Önce stabilite konusundan başlayalım. Okuduklarımdan çıkarımarım. Ben yeni öğrendiğim için böyle heyecan ile yazıyorum. Daha yeni mi öğrendin ? diyeceklere söyleyecek sözüm yok elbette.
Efendim deniz üzerinde insan tarafından yapılmış olan en stabil deniz aracı sal. Üstelik parçalarının birbirine bağlanmış olması da yani suyun hareketine göre hareket ediyor olması da bu uyumu arttırıyor. Yine insan tarafından yapılmış en hızlı gidebilen form ise kano. Gözünüzün önüne modern kürek sporu için kullanılan kayıkları getirin ne demek istediğim anlaşılır.
Şimdi bu ikisini birleştirdiğinizde oluyor size geleneksel Polonezya katamaranı. Şimdi bu birleştirme işi de önemli ama. İp ile birleştirilecek. Wharram katamaranlarında olduğu gibi yani. Niye? denizin hareketlerine göre esnesin diye. İşte bu esneklik bu teknelere önemli bir avantaj sağlıyor. Bu modern katamaranlarda olmayan çok önemli bir özellik bence. Bu bağlama işine ayrıca değineceğiz ancak pala gibi hareketli aksamların da bağlanıyor olması çok ilgimi çekti. Bu yöntemler neden hala kullanılmıyor hayret. Geçen sene iğnecikleri değiştirirken bu bağlama yöntemini bilseydim en az bir iğneciği bu yöntem ile bağlardım.
Burası çok önemli . Tayo Mar 'ın palasını yaparken en çok uğraştığım bu iğnecik bağlantıları idi. BUnları aksına göre yerleştirmek , sonrasında palanın serbestçe hareket etmesini sağlamak için milimetrik ölçülerde çalışmak gerekiyor.
Palayı yapmak kadar zaman harcadım bu işe. Yeni iğnecikler yaptırdım v.s. Oysa bunları Wharram katamaranlarının palası gibi bağlamak hiç de mantıksız gelmiyor bana. Yani yapımında öyle kolay ve akılcı detaylar var ki hayran kalmamak mümkün değil.
Yine hep söylediğim üzere binlerce yılda kim bilir ne yaşanmışlıklar sonucu geliştirilmiş bu teknolojiye son 100 yılı doğru bir şekilde ilave ederseniz ortaya wharram katamaranı çıkıyor işte. Bu katamaranlarda beni en çok çeken taraf bu.
Bu gövdenin üzerine konulan randa arma , hem kısa direk, hem yayılmış bir yelken alanı ile stabiliteyi destekliyor. Resmen cuk oturmuş. Armanın basitliğine bakarmısınız lütfen. Yine hep yazdığım gibi kısa direk demek, gurcata yok demek. gurcata yok demek, ray sistemine gerek yok demek. Wharram gargari halkalarını da atıp, yelkeni çorap gibi direğe sarmış. Bu direk arkasındaki türbülansı ortadan kaldırıyor. Bu türbülans çok önemli çünkü akışkan havanın yelken yüzeyinden kopmasına neden oluyor. Dahası aynı cat armada olduğu gibi , katamaranın genişliği buna izin verdiğinden bumba yok!
Dahası monohull teknelerde direğin tekne ile ilişkisi malum direğin salmaya kadar inmesi ve burada bağlanması yönünde. İşte bu stabilite bu katamaranlarda da söz konusu.
Şimdi gövdenin bu kadar hafif olduğu halde bu derece stabil olması arma tasarımını çok rahatlatmış. Böylece tekneyi götürmek için daha kısa direk, daha az yelken alanı üstelik bumbasız ! Yelken alanının küçük olması hem yelkenlerin abarılmasını kolaylaştırıyor hem de tekneye çok büyük kuvvetler uygulanmasına gerek kalmıyor.
Böyle mükemmel bir çözümün sağladığı önemli avantaj da elbette ucuz olması. Şimdi bu arma ile 30 feet katamaran en hafif havada da yürüyebildiği gibi , standart seyir hızı 10 knotun altına düşmüyor. Bu gövde motor seçiminde de çok büyük avantajlar sağlıyor. 30 feet bir tekneyi 10 beygir kıçtan takma motor ile 7 knot götürebiliyorsunuz. Üstelik kullanmadığınızda da basit bir sistem ile yukarı çekiveriyorsunuz. Yani bir pervane direnci yok yelken seyri sırasında. Yani açılır kapanır pervaneler filan.. Bu açıdan bakıldığında ne kadar da lüzumsuz görünüyor.
Üstelik yelkenlerin kolayca basılıp, toplanabiliyor olması, hafif havalarda dahi yürümesi nedeni ile motora iş düşmüyor çoğunlukla. 10 Beygir bir kıçtan takma motor ile 30 feet bir tekneyi 7 knot götürmek önemli iş.
30 feet 'e kadar olan wharram katamaranları sökülebiliyor ve trayler ile çekilebiliyor. Bu marina bedellerinden şikayet edenler için ne büyük bir avantaj. Sadece 6 ay marina ile anlaşmak mümkün böylece eğer kışın seyir yapılmayacak ise. Düşünsenize marinada uzakta denizde duracağına karada garajda duruversin.
Şimdi tasarımda bir önemli detay da tüplerde. Tüplerin kamara kısımları kıç tarafa doğru yükseliyor. Bu yüksek hız yapan katamaranın suya basılmasına neden olduğu gibi , arka bölümde yeterli bir yükseklik sağlıyor. Tüplerin arka taraflarının birisinde tuvalet , bir diğerinde ise mutfak var. Her ne kadar dar gibi gözüküyorsa da yüksek hızda giden bir katamaranda bu darlık çok önemli. Mutfak bu sayede her hava şartında kullanılabiliyor.
Şimdi gelelim işin konfor tarafına . Bu genişlik , şu modern 50 feet yelkenlilerde yok. İnanılmaz bir yaşam alanı ve depolama alanı var. Güneş panelleri için bimini üstüne tuhaf çözümlere gerek yok bu katamaranlarda. Tüplerin kapakları , ya da kıç güverte de istediğiniz büyüklükte güneş paneli için yer var. Buz dolabı, buzluk, ne isterseniz çalıştırın işte. Üstelik yelken keyfinizi bozmadan. Ben en çok ön güverteleri beğeniyorum. en önde ağ üzerinde güneşlenip, hemen arkasındaki ahşap deck güverte üzerinde açılır kapanır ahşap , bez şezlonglarda oturup, keyif yapmak mümkün. Keza bunu havuzlukta da yapmak mümkün ama benim gibi kışın da seyir yapanlar için burasını geleneksel bir trawler kokpiti şekilde bol camlı kapalı alan olarak tutmak mümkün.
Ya kıç güverteye me demeli ? Hem paserella hem de yüzme merdiveni olan çözüm muhteşem. Arka güverteye çok basit bir ahşap rampa ile buraya denizden botu almak ne kadar da kolay. Ne mataforaya gerek var ne de başka bir çözüme. Basit ahşap, tekerlekli bir rampa. Hepsi o.
Ege'de meşhur saat 15 den önce yani hava setleşmeden önce bir yerlere gitmek istiyoruz ya. İşte bu katamaran ile sabahın köründe demir almaya gerek yok. 10 gibi çıkın, saat 12 de 20 mil yol yapmış , diğer adaya varmış oluyorsunuz. en önemli kısmını sona sakladım ama.. Katmaran malumunuz bayılmıyor.
Bir önemli özelliği daha var. Hep yazdığım üzere, bir teknede en önemli bölüm dümen. Palayı görmek çok önemli. Şimdi bu katamaran da iki pala var ! kör istedi bir göz hesabı..
Gelelim yapım tarafına. Wharram projelerini elinden biraz iş gelebilen kişilere göre tasarlamış. Su kontrası üzeri epoksi elyaf uygulaması bu katamaranların imalatı için aynı cuk oturmuş. Bu yıl, patalyayı yaparken , en ince su kontrasının dahi elyaf ve epoksi ile nasıl güçlü bir malzemeye dönüştüğünü görüp şaşırmıştım. Yapımında ayrı bir kolaylık da şu. Bu katamaran tam üç bölümden oluşuyor. Tüpler, kirişler, havuzluk. Her birini ayrı yerlerde imal edebileceğiniz gibi , istediğiniz parçadan da imalatına başlayabilirsiniz. Üstelik tek gövdeli tekneler gibi çok yüksek tavanlı bir alana da ihtiyacınız yok. Epoksi elyaf için üç beş kişi toplanıp hoop, ters çevirebiliyorsunuz. Dahası iç bölmelerde ihtiyaçlarınıza göre değişiklik yapmak da mümkün. Benim en çok hoşuma giden yanlarından da birisi bu.
Ucuz olmasının bir nedeni de gövde imalatı için kullanılan tüplerin imalatı için kullanılan malzemenin az olması. 30 feet bir tek gövde yelkenlinin yüzeyi ile bu teknenin yüzey alanı arasında kat kat fark var.
Şimdi sıra çalışma planlarını satın almaya geldi. Çalışma planlarında gerekli malzeme listesi de var. Bu kış da yapacak iş bulduk! Çalışma planları sonrası beli olur ancak benim için en kritik alan havuzluk. Önce havuzluktan başlamayı düşünüyorum. Yaza kadar hep planları incelemiş hem de havuzluğu bitirmiş olurum. Tayo Mar 'ı satmadan da yavaş yavaş imalata başlar, Gelecek kış bu zamanlar hızlanır, 2020 sezonuna yetiştirebilirm diye düşünüyorum. Tayo Mar dan öğrendiğim çok şey var. Hepsini bu imalat sırasında uygulayacağım .
Örnek, güverte aydınlatma kapakları Tayo Mar daki gibi çatı formunda olacak. İçeriyi çok ciddi ferahlatıyor. Keza seyir fenerleri, direk elbette ahşap olacak. Hele sökülüp takılır olduktan sonra. Kuş ağızından farklı olarak çok ilginç bir ahşap direk yapım yöntemi gördüm. Hoşuma gitti. Her durumda yukarı doğru inceliyor olmalı. Lumbozlar yine pirinçten ve yuvarlak olacak tebikide. Henüz merak ettiğim tüplerin nasıl ısıtılacağı.
Neyse dur biraz daha çalışayım ben.