Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Çelik Kadar Güçlü Ahşap Tekne Yapılabilir mi ?

  • *
  • İleti: 629
Sağlam, hafif içi boş direk yapmak için çok uygun bir yöntem gibi görünüyor...Aluminyum direğe dönmek zorunda kalmış klasik ahşap tekneler için de çok uygun.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Demek ki bunlar, kaynatma işlemini sadece su ile değilde sodyum hidroksit ve sodyum sülfit kullanarak hem nemi daha fazla alabilmiş hemde hücrelerin daha iyi parçalanıp sıkışmasını sağlayabilmişler.

Sonuçta, bunu dünya bu şekliyle tanıyacak, teknolojiyi onlar bulmuş olacak ve üretimi yine onlar yönetecek.


Bir programda izlemiştim. Tabağımıza gelen her bir yemek ortalama en az 1750 km yol alıyormuş.
Örneğin, bir japon Çanakkaleden en iyisi olduğu için ton balığı alıyor, ilk uçakla Japonyaya gönderiyor, orada işlenip Amerika'ya gönderiliyor, bizim burada ki mutfaklar en iyi işlenmiş ürün Amerika'da diyerek oradan satın alıp, Türkiye'de lüks lokantalarda satıyorlar. 

Bu durumda bizde yine elin adamı ne tekneler yapıyor beee diyerek, fabrikasyon haline getirilmiş "yeni teknoloji harikası" teknelere yurocuklar dökeriz. N'olcak ki.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
O kadar da değil sevgili Tan Kaan Özkan ;

mesela son 3 senedir benim takip edebildiğim yabancı yelken dergilerinde Sirena Marine üretimi tekneler hakkında son derece olumlu eleştiriler okuyorum ; üstelik bu firma hiç de ucuzcu değil, kendi sınıfındaki üst kalite ve performanstaki, şöhretli markalarla eş fiyatlarda ve doğrudan onlara rakip.

Merak ettiğim tek tük rastladığımız, en uygun fiyata en büyük tekneyi değil de daha pahalı ama kalitesi ve performansı onanmış ( yabancı ) tekneyi alan Türk reislerden tercihini bir yeni Azuree veya Euphoria'dan yana kullanmış kimseyi tanımamam ?

Elbette bu teknede de donanımın tamamına yakını ithal, tasarım da yabancı ( ama aslında Türkiyede de bu evsafta bir tekneyi tasarlayacak kişiler olduğunu biliyoruz...Mesele uluslararası piyasada müşteriye bildiği isimlerle güven vermek sadece...) . 

Bir dönemde de neredeyse süper ve megayatlar imalatında dünyada en iyiler arasında olan bu ülkede yuro'ları dökerek "elin adamının teknoloji harikalarını " almak çok da elzem değil. Ha ; yerli teknoloji harikasının fiyatını sorduğumuzda ise fiyatın niye Euro veya USD olduğuna benim bir açıklamam yok ( olmadığı için Holding sahibi değilim, otomobil ve yat fabrikalarım şuyum buyum yok  ;D  ).


  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Yerli üreticiler hakkında iyi düşünmüyorum  :P

Azuree, ki kullanmadım ama kullananların genelde ortak söylediklerinden çıkardığım, konfordan uzak, fazla derin salması ile yarışşam mı yoksa gezsem mi karar veremiyorum diyenler için sanki.

Mesela bir Egeyat, yelken sevdasına yeni düşmüş, son deree sınırlı bir marka ve tekne bilgisi olana, Egeyat'ın tanıtım videosunu seyrettirin. Sonra bir de örneğin Bavaria'nın. Tercihinin ne olacağı oturduğu yerden kalkmadan belli olacaktır.

Benim fikrim, hiç bir işi a'dan z'ye doğru yapamadığımız, hep eksik kaldığımız yönünde. Elbet bu "halk tipi" teknelerde. Bir kaç milyon yurocuk değerinde tekneler olunca, iyi olduğumuz ve tabii ki daha ucuza yaptığımız için muhtemelen övgüyle bahsediliyor.

Donanım konusu ise apayrı zaten. Bizim yerli arabaya benziyor. Koltuk kumaşını biz üreteceğiz ama geri kalan herşey ithal. Kampanyayla yerli üretimin adını koyacağız.  ;D
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Elbette pek çok şeyde ( belki de her konuda ?  :-\ ) öyle.
Peynir, hatta ekmeğimizi dahi doğru yapamadığımız iddiaları var.

Yerli araba konusunda da ( amann...amann ) girişimci babayiğitler, devletimizin başı veya ( her şeyi bildiği gibi otomobil konusunu da pek bir iyi bilen ) Fatih Altaylı ( her otomobil üreticisinin dünyanın her yerinden tasarım ve malzeme aldığını  , dolayısıyla her üreticinin aslinda global piyasaya muhtaç olduğunu  ve aslen milli olmaktan çıktığını söylüyor, ki pek yalan da değil ) tarzı bir polemik yaratma değil muradım.

Ama kendimize de biraz avans vermemiz gerekiyor yoksa tamamen yarıştan kopacağız.

Ucuz hatta enayi üretim düzen gereği ileri toplumlarda da görülmüş bir şey. Yine otomotiv örneği vermek gerekirse günümüzün en "premium" markalarindan biri II. Dünya Savaşı sonrası ( kendine göre ) çok küçük bir Italyan firmasının lisansıyla üç tekerlekli, motosiklet motorlu komik arabalar yaparak hayatta kalmış ve bugünlere gelmiş.Daha doğrusu bu güne gelmesini sağlayan yolu açmış .

Bence yerli bir nesnede bir parça ışık, yapımcısında istek ve adanmışlık , üründe de kabul edilir bir kalite görebiliyorsak desteklemek lazım, yoksa zaten tek tutamağımız beton ve inşaat kültürümüzle dış borçlanmayla batıp gideceğiz.
 
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Destekleme konusuna can-ı gönülden katılmakla beraber, istenilenden neden bu kadar uzaklar bilemiyorum.

Egeyat'ın çok başarılı olmasını gerçekten isterdim mesela. Ama ne tanıtım oldu doğru düzgün, ne de teknenin iç alanının albenisi. Hani olmadı iyi bir DS'ten "esinlen". O da yok.
Yabancı bir dergide en iyi 2. uzun yol teknesi idi yanılmıyorsam seçilmişti, bir o sayfa fotoğrafı ile ortaya çıktı. Ki, teknelerin nasıl seçildiği tahmin ediyordur herkes.
DS teknelerin uzun süreli teknede zaman geçirenler için ideal olduğunu düşünürüm hep. Sırf bu yüzden, aslında bir çok markanın önüne geçebilirdi ama nedense olmadı, yapamadılar.

Azuree ise bana tam anlamıyla plastik hissi veriyor. Dediğim gibi hedef kitlesi ortaya karışık tadında. Kesinlikle, herkese hitap eden bir tasarım değil.
İçi ruhsuz, üstelik günlük kiralanan "Residence" hissi uyandırıyor.

Evet destekleyelim desteklemesine ama onlarda, en azından "fabrikasyon" diye burun kıvırdığımız tekneler düzeyinde "algı" yaratabilsinler diye düşünüyorum.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 629
Bilemiyorum...Ilk tekneleri yadırgayanlar arasında ben de vardım. Ama yeni nesil tekneleri bana daha hitap ediyor. Zaten ( olmayan paramdan bağımsız olarak...) Azuree serisinden çok aslen Euphoria serilerini beğeniyorum.

Madem zaten piyasadaki markaların ezici çoğunluğu bize marinadan marinaya yelken yapacak çok odalı, çok hacimli tekneler sunuyor ; alacak olsam hiç olmazsa diğerlerinden bi parmak daha hızlı ve keyifli yelken yapanını seçerdim.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 629

Madem zaten piyasadaki markaların ezici çoğunluğu bize marinadan marinaya yelken yapacak çok odalı, çok hacimli tekneler sunuyor ; alacak olsam hiç olmazsa diğerlerinden bi parmak daha hızlı ve keyifli yelken yapanını seçerdim.

Yanlış anlaşılmamak için de bana zaten marinadan marinaya seyir yapacak bir teknenin tamamen yeterli olduğunu ifade edeyim ; artık büyük hayal ve beklentilerim yok.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Geçen gün fuarda bir dost ile karşılaştım.. Önemli bir şirkette çalışıyor.. Denizcilik ile ilgili üstelik. emekliliğine beş yıl kalmış. Sonrasında 6 m. lik  treyler ile çekilebilen fiber tekneler yapıp satmak istiyormuş. Ne dersin tutar mı ? diye sordu..

Ben de sakın dedim.. sakın yapma öyle bir şey.. Artık 41 feet teknelere bile burun kıvırıyor millet küçük diye .. 50 feetler moda oldu. Bu pazarda trand büyükten yana ve artık kadınlar için tekne üretiliyor senin teknelerin yüzüne bakmaz kimse dedim.

İşin doğrusu hiç bir yerli oluşum , ciddi devlet desteği olmaz ise ki belki olsa da farketmez marka gezi tekneleri ile rekabet edemez.

Tekneden çok hoşlanılmasa dahi , verdiğiniz bedel, az buz olmadığından teknenizin ikinci el değerini düşünmek zorundasınız..
YApılmaz mı yapılır.. Olur mu olur.. Da zor olur..

Bu teknelerin zayıf ve eksik yönlerini ortaya koyup, bu noktadan hareketle ihtiyaca yönelik bir tekne tasarlanır ve üretilir ise satabilir ancak..

Bakınız yılda en az iki defa basına yansıyan düzeyde pala sorunu yaşıyor bu tür tekneler.. Bence sayı daha fazladır.. Artık kıç öyle geniş ki çift pala koyuyorlar mecburen. Düşünün seyirdesiniz teknenin dümeni boşaldı.. Olasılıklar sınırsız..

dolap dümen aksamının arızasından , palanın düşmesine kadar her şey mümkün.. Sorun ise sizin bunu bilmiyor olmanız.. Ne pervanenizi görüyorsunuz ne de palanızı.. Motorunuz çalışıyor ancak süratiniz düştü .. Sadece tahmin yapabilirsiniz ne oldu acaba ?diye..

Go pro tarzı kameranız var indirdiniz baktınız diyelim. Pervaneye bir şeyler dolanmış.. Tek şansınız dalmak.. O da tüpsüz zor.. Pervane neredeyse teknenin ortasında çünkü.

Geçtim... marinada çok kaldı tekne , pervane kirlendi.. Ne olacak..? Marinanın dalgıcı gelip temizlemeli.. Eğer kendiniz dalamıyorsanız..

Palanız dışarda yeke dümen bir tekneniz varsa yukarıdaki sorunların tamamı ortadan kalkıyor.. Uzun bir alüminyum çubuk ile

Pervanenizi temizleyiverirsiniz.

İşte bu yeni bir tekne yapılacak ise müşteriye anlatılacak bir argümandır..  Dolap dümeni çok seven kişiler var.. Kısmet'in dümeni hem yeke hem dolap dümen.. Öyle basit üstelik.. Rahmetli Dolap dümeni sert havalarda konfor için tasarlamış belli.

Basit ama konforlu ve yeterli bir tekne yapmak ,tasarlamak mümkün.. Mevcutları taklit ederek değil ama.. Onların eksik yönlerini görüp, bunları gideren bir tasarım ile rekabet ederek..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 562
    • Yat Tekne Sörveyi, ekspertizi, ozmoz muayenesi
Yerli üreticiler hakkında iyi düşünmüyorum  :P

Azuree, ki kullanmadım ama kullananların genelde ortak söylediklerinden çıkardığım, konfordan uzak, fazla derin salması ile yarışşam mı yoksa gezsem mi karar veremiyorum diyenler için sanki.


Azuree üretime başlamadan önce bir araştırma şirketi onların adına araştırma yaptı, beni de çağırdılar, söylediğim yarış teknesinden gezi teknesi olmayacağı idi. Cevap ise "hem hızlı hem gezi teknesi" idi.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Aslında bence problem şurada.. Tekerlek kadar eski bir yelken teknolojisi var.. Ancak bu teknoloji tamamen amaca yönelik gelişmiş. 1800 lü yılların ortalarından itibaren yarış yelkenciliği başlamış.. Öncesinde vardır belki ama ben bir endüstri anlamında söylüyorum. en az 200 yıllık bir yarış teknesi sınıfı ve binlerce yıllık , işin emekçileri ve profesyonelleri tarafından geliştirilen iş tekneleri var..

Gezi yelkenciliği aslında çok yeni.. Daha çok fiberglasın kullanılmaya başlaması ile ivme kazanmış vaziyette. O yüzden bu kadar soru işareti var gezi yelkenciliği ile ilgili.. yarış teknesi arması kullanılsa bir dert.. İş teknesi arması kullanılsa ayrı..

Tüm bunlardan bağımsız ancak , bunların en iyi özelliklerini değerlendiren bir gezi teknesi tasarlanabilir bence..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Bu yeni malzemenin yeni bir adı yok mu , bu malzemeye evrim geçirdikten sonra ahşap demek ne kadar doğru ?
Hani kontraplak da ahşap işlenerek (Önce talaş haline getirilip sonra kimyasallarla sıkıştırılarak) yapılıyor ama ona ahşap diyemiyoruz artık.

Zaten ahşap lamine teknelere Ahşap lamine'' veya ''Kompozit'' demeyip ,ısrarla ''Ahşap'' diyerek bir kavram kargaşası yaratılan  memleketimizde , bir de bu malzeme ile tekne yapılırsa ne yaparız bilmem. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Bu yeni malzemenin yeni bir adı yok mu , bu malzemeye evrim geçirdikten sonra ahşap demek ne kadar doğru ?
Hani kontraplak da ahşap işlenerek (Önce talaş haline getirilip sonra kimyasallarla sıkıştırılarak) yapılıyor ama ona ahşap diyemiyoruz artık.

Zaten ahşap lamine teknelere Ahşap lamine'' veya ''Kompozit'' demeyip ,ısrarla ''Ahşap'' diyerek bir kavram kargaşası yaratılan  memleketimizde , bir de bu malzeme ile tekne yapılırsa ne yaparız bilmem. :)

Hocam aynen katılıyorum. ;)

http://www.kuark.org/2013/05/kompozit-malzeme-nedir/

Genel olarak biliyordum ama kontrol edeyim dedim. Gogol amcam da seninle aynı fikirde imiş. ;D

 
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
... yoksa zaten tek tutamağımız beton ve inşaat kültürümüzle dış borçlanmayla batıp gideceğiz.
İyi olduğumuz konu üstünden gidelim, dünyanın en iyi BETON teknelerini biz yapalım!


öZgür (tapatalk)

  • IP logged
><(((º>

T
  • *
  • İleti: 2171

Bakınız yılda en az iki defa basına yansıyan düzeyde pala sorunu yaşıyor bu tür tekneler.. Bence sayı daha fazladır.. Artık kıç öyle geniş ki çift pala koyuyorlar mecburen. Düşünün seyirdesiniz teknenin dümeni boşaldı.. Olasılıklar sınırsız..


Firmaların, bu sene görülen ve yeni tasarımlarda çift pala'dan dönmeye başladıkları dikkat çekiyor.


Bu yeni malzemenin yeni bir adı yok mu , bu malzemeye evrim geçirdikten sonra ahşap demek ne kadar doğru ?
Hani kontraplak da ahşap işlenerek (Önce talaş haline getirilip sonra kimyasallarla sıkıştırılarak) yapılıyor ama ona ahşap diyemiyoruz artık.

Zaten ahşap lamine teknelere Ahşap lamine'' veya ''Kompozit'' demeyip ,ısrarla ''Ahşap'' diyerek bir kavram kargaşası yaratılan  memleketimizde , bir de bu malzeme ile tekne yapılırsa ne yaparız bilmem. :)



Man - Superman
Wood - Superwood

Adamlar "süper ahşap" demişler işte.
Bulletprof olduğu için herhalde ;D
  • IP logged

 
Yukarı git