Sizinde farklı bir tecrübe yaşamadığınıza eminim.
Evet, ben olumsuz bir tecrübe yaşamadım.
Hatta Fetö darbesi sırasında seyirdeydim, Rodos Cup nedeniyle Gökovadan Kos'a geçtim, 1 hafta sonra Rodos'dan tekrar Gökova'ya...O dönemde, o şartlarda dahi yapılan sıkı kontrollerde çok saygılı, kibar ve düzgün davranışlarına muhatap oldum.
......................................
Bu sene Göcek ve çevresinde çok seyir yaptık.
Ağaçlara teknelerini bağlayanlar mı dersin, gürültü kirliliği, maganda terörü mü dersin, koylarda günlerce hatta haftalarca bağlı kalanlar mı dersin, pis sularını gece deşarj edenler mi dersin, vallahi çok olumsuz gözlemlerim var.
"Denizlerde çoğalmayalım" düşüncem çok netleşti diyeyim.
Aylardır, tüm koylarda marina benzeri dip dibe binlerce tekne ne yiyor, ne içiyor, nasıl bulaşık yıkanıyor, doğal ihtiyaçlar nasıl gideriliyor? çöpler nasıl biriktiriliyor? herkes ya benim bi çişimden n'olacak deyip, günde bir kere 1 litre işese, günün sonunda onbinlerce litre çiş yapar, gerisini siz düşünün..
Ki o güzelim koylarda suyun ne kadar durgun olduğunu biliyorsunuz.
Kesinlikle kurallar olmalı, sıkı sıkı denetlenmeli.. Kurallara uymayan da cezasını ödemeli, bu cezalar çok caydırıcı olmalı..
Gelelim bir diğer yöne; Bu kuralların düzgün işlemesi için alt yapının da iyi olması lazım.
Göcek'te atık vermeden, hatta tekneyi bile götürmeden sanki atık verilmiş gibi kayıt yapıldığına şahidim. Bunun bir piyasası oluşmuş durumda..
Birçok tekne sahibi veya kaptan maalesef "üçkuruş" fazla ödeyerek sanki atık vermiş gibi işlem yaptırmakta..
Kıyılarda yeterli bağlama yapmak için baba yok, denizde uygun tonoz şamandıra yok..
En önemlisi genelge, yönetmelikleri ciddi ve düzenli uygulayacak otorite yok.
Hisarönü, Bozburun tarafındaki popüler koyların durumu da farklı değil..