Aşağı git Skip to main content

Son İletiler

61
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Cevat İpekçi 13 Temmuz 2025, 09:31:48 »
LİMNOS  II.
  Ben o işlemlerle uğraşırken Gülay'a da aynı şeyleri tekrarlamış, benim inatçı, söz dinlemez olduğumu söylemiş. Bu arada eski bir arkadaşım Cüneyt'e rastladım. O da yelkenlisi ile bir hafta önce gelmiş. Bana giriş ücreti i internet bankacılığı üzerinden ödeyebilmem için yardımcı oldu. Sağ olsun.
Ben bilgisayar ile pek haşır-neşir değilim.
Kendimi Türkçe okuma yazma bilmeyen baba anneme benzetiyorum.
-Oğlum şurada ne yazıyor?
Diye bana sorardı. Şimdi de ben çocuklarıma cep telefonu veya bilgisayar konusunda soruyorum ve bu konularda ne kadar bilgisiz olduğumu tekrar görüyorum.
Benim ısrarcı komşum bu sefer Cüneyt'e İngilizce biliyormusunuz ? diye sordu, evet cevabını alınca büyük derdini anlatmaya başladı.
Kaç kez beni uyardığını, derhal betondan uzaklaşmam gerektiğini, bana yer açarak iyilik yaptığını, ama bundan sonra kimseye iyilik yapmayacağını heyecan ve hararetle, el kol hareketleri ile sözlerini vurgulayarak konuştu.
İlk kez böyle bir durumla karşılaşıyorum. Her kaptan kendi teknesi den sorumludur. Başkasına zarar vermeyecek şekilde bağlanmalı, sonrasında sorumluluk  ona aittir.
Ancak bu İtalyan düpedüz manyak, açıkça deli olduğunu ancak anladım.
Çaresiz dediğini yaptım.
Pasarellanın ucunun karaya oturabildiği yere kadar tekneyi uzaklaştırdım.
62
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Cevat İpekçi 13 Temmuz 2025, 09:25:31 »
LİMNOS.   I.
    Tekne ile yurt dışına çıkma işlemleri önceki yıllarda çok zordu. Gümrük, pasaport polisi, Liman Başkanlığı hepsi ayrı yerlerde koştur babam koştur.
 Sağ olsun hükümetimiz yeni kararlarıyla öyle zorlaştırmış ki, bu işlemleri aracı acente olmadan yapmak artık neredeyse mümkün değil. Üstelik halkçı Çanakkale belediyesi bir gece için teknenin boyutuna göre dünyanın parasını alıyor. Örneğin bizim tekne için 2000 TL ödedik. 4 bin TL de acenteye ödeyince oldukça hafifledik. İşlemleri kendimiz yaptığımızda bazı kurumlar bizden herhangi bir ek ödeme ! isteyemiyorlardı.
Oysa acente olunca, kapalı kapılar ardında bazı işler dönebilir, fakat katiyen döndüğünü sanmıyorum.
Geceyi Çanakkale boğaz çıkışında bulunan Morto koyunda geçirdikten sonra, gün doğmadan liminos adasına doğru yelken açtık.
Hey gidi Gelibolu. Yüzbinlerce gencin can verdiği Gelibolu. Zalim İngilizler Avustralya ve Yeni Zelanda'da (Anzak terimi bu iki ülkenin adı dan geliyor.) dan topladıkları insanlara;
-Kolay bir savaş olacak. Her yerde yenilen zayıf Osmanlı Ordusunu alt edip, İstanbul'a gireceğiz. Bir deniz seyahati, bir gezi gibi düşünün.
 diyerek kandırmışlar.
Gelibolu savaşında
Surinam, Somali, Hintli askerlerin mezarı yoktur. Onları cumburlop açık denize. Anzak'lara mezarlık, kendi ölülerini de İngiltere 'ye. Böyle haindirler.
 Yaklaşık 11 saat süren seyir ile ada'nın güney batısındaki Myrina limanına girdik.
Bağlanacak yer olmadığı için demir atıp botu indirdim. Gerekli belgeleri yanıma alıp, giriş işlemlerini yapmak üzere Liman Polisi ne gittim. Önceleri işlemler çok basitti, her şey bir binada bitiyordu. Gel gör ki Yunanlılarda bizden bazı şeyleri öğreniyorlar herhalde.
 40 dereden su getirdi öyle olmaz böyle olur dedi en iyisi acenteye git dedi görevli hanımefendi polis. Dönerken dar bir aralık gördüm.  Motoryattakine kırık dökük İngilizce ile acaba buraya yanaşabilir miyim? dedim. O da yandaki küçük yelkenlinin sahibini  göstererek ona sor dedi. Ona doğru yöneldim olur ben biraz daha yanaşırım yer açılır dedi.
Botla tekneye gidip demiri topladım, gereken yere demiri bırakıp tornistan araya girdim.
 O küçük yelkenlinin sahibi İtalyan;
 -Kıyıya fazlaca yanaştığımı, rüzgar çıkınca betona çarpacağımı, biraz daha açmamı.
 Söyledi
Tamam şimdi işim var. daha sonra yaparım. dedim
-Olmaz, hemen şimdi yap, çünkü dalga gelirse kıyıya çarparsın.
Ben de konu uzamasın gerginlik olmasın diye. -Haklısın, olabilir ama şimdi polise gitmem lazım. Dedim.
Oysa bana göre çok uygun bir açıklık idi. Üstelik kıç tarafımda yatık duran büyükçe usturmaçam var. ( Plastikten yapılmış, içinde hafif basınçlı hava olan bir destek  parçası)
Yunanistan her gelen Deniz aracından boyutu oranında bir  ücret alıyor. Bizimki için 35€. Önceleri kişi giriş ve gümrük işlemleri olan 45 € ve yukarıda sözünü ettiğim 80 € verince makbuzunu ayrı ayrı yazıp veriyorlardı.
Ancak onlar da elektronik sisteme geçmişler ve gelenleri acenteye gitmeye adeta mecbur bırakıyorlar.
Yapacak bir şey yok. Çaresiz acenteye gideceğim.
63
Tekne Alım Satım / Yengeç satılık...
« En son Gönderen: Özgür Ökten 13 Temmuz 2025, 00:56:11 »
Yıllar geçiyor ve hayatın acı gerçekleri tokat gibi çarpıyor yüzümüze..

Dostlar, YENGEÇ'in satılması gerekiyor..
Eğer yaşaması için daha iyi bir fikir, proje, sponsor vb bulamıyorsak Yengeç'in bir an önce satılması gerekiyor.

Tiryaki'nin son açtığı sahibinden ilanı süresi dolup kalkmış ama son durumunu aşağıdaki facebook sayfasından görebilirsiniz;
https://www.facebook.com/groups/1008950802615247/permalink/3047840905392883/
Aynı foto ve açıklamaları ayrıca aşağıya da ekliyorum.

Yengeç şu an Göcek'te karada, pek de hoş olmayan bir yerde duruyor. (36.759495, 28.928162)
Herşeyi yapılmış, muhteşem görüntüde, pırıl pırıl, baktığınız her köşesinde Hakan'ın azmini ve özenini görebilirsiniz.

Tek yapılması gereken (son kalan işleri) elektrik tesisatının elden geçmesi, tekne içindeki birkaç aksesuarın montajı, denize inişi ve arma ayarı.
Tiryaki öyle bir girişmiş ki Yengeç'e, bu haliyle en az bir 10 sene daha taş gibi yaşayacak Yengeç..

Ama biri sahip çıkmaz, bir kamu yararına projede değerlendirilmez veya satılmaz ise iyi bir son beklemiyor Yengeci.
Bunu başaramazsak Hakan'ın anısına, çabasına, dostluğuna karşı büyük ayıp etmiş olacağız gibi hissediyorum.

Herkesi aklını, çevresini, imkanlarını bu konuda kullanmaya davet ediyorum.



Alıntı
Tekne Adı: YENGEÇ
Teknenin Önceki Adları: Ekvator 1996-2009 | Tamomar 1987-1996
İnşa Yılı / Restorasyon Yılı: 1987 | 2025
Tasarımcısı / Tasarım Yılı: Anonim | Geleneksel
İmalatçısı / İnşa Yeri: Uğur Susam | Bodrum
Tekne Sahibi: İ. Hakan Tiryaki
Konumu: Göcek, Fethiye/Muğla

Tekne tipi: Tırhandil
Yelken Planı / Ana Yelken tipi / Direk boyları: Kotra | Marconi | 16,3 metre
Tam Boy (m): 16,5 m
Güverte Boyu (m): 14,2 m
Su Hattı Boyu (m): 13,2 m
Eni (m): 5 m
Derinliği (m): 2 m
Su çekimi (m): 1,9 m
Deplasman (kg): 25000 kg
Ballast - Salma. Malzemesi / Ağırlığı:  Demir | 4000 kg
Ana Makine: Ford Lehman 2725E | 1986 | 1 adet | 135 hp
En Yüksek Hızı (knot): 10 knot
Yelken toplam Alanı (m2): 80 m²

Gövde Ana Kaplama Malzemesi: -Su üstü- Çam + Kontra üzeri epoksi-elyaf | -Su altı- Çam + Kontra üzeri epoksi-elyaf
Gövde İnşa Yöntemi: Ahşap Yığma
Gövde perdah ve macun sistemi: -Su üstü- Epoksi | -Su altı- Epoksi
Kalafat yöntemi ve malzemesi: -Su üstü- Pamuk+Katran | -Su altı- Pamuk+Katran
Gövde Posta Malzemesi: Kızılçam
Gövde Posta İmalat Yöntemi: Kesme
Güverte Kaplama Malzemesi: Çam
Güverte Kemere Malzemesi: Çam
Güverte Kemere İmalat Yöntemi: Lamine Çam
Güverte Evi (Üst Bina) İnşa Malzemesi: Masif + Kontra Kaplama + Elyaf
Salma Tipi: Omurga
Omurga Malzemesi: Çam
Direk Sayısı / Malzemesi / Boyları: 1 adet | Ladin | 16,30 m

Dümen Yelpaze Tipi / Malzemesi: Asma İğnecikli | Ahşap
Dümen Kumanda Tipi: Hidrolik + Yeke
Pervane tipi / sayısı: Sabit | 1 adet

Genel Durumu
Tüm yapısal sorunları giderildi, her yönüyle komple yenilendi.
Şaft, kovan, sızdırmaz, kaplin... tüm mekanik yenilendi.
Alternatörler revize edildi, motor metale kadar soyulup tekrar boyandı.
Mazot tankları temizlendi. Sintine pompaları revize edildi.
Çürük ahşaplar (bir kaç parça sargı, baş bodoslama vs) yenilendi.
Karina ve kasaraya tümüyle su kontrası üzeri elyaf uygulandı.
Direk, bumba yenilendi, boyandı.
Irgat revize edildi, zincir ve çapaya galvaniz uygulandı.
Kısaca her şeyiyle yenilendi. Tüm yapılan işlerin görselleri mevcut.

Donanım
Isıtma/Soğutma
Eberspächer 4000
Air-Condition: Lunair Marine 16.000 BTU
Kabinler
2 double, 1 single, 1 gemici kamarası (external)
WC
2 adet, bir TMC (2016), bir Matro Marine (2017), ikiside elektrikli

Mutfak
Buzdolabı: Özel Yapım 340 lt 24 V
Bulaşık Makinesi: Frigidaire Setüstü
Komple mutfak eşyası
Iglo Buz Yapıcı (220 V)

Elektrik
4* 12V 240 AH (2024) Aküler
KACO Aklıılı invertör (3000 KVA, MPPT)
180W + 250 W Solar Panel
Tüm kabinlerde 220 V AC
Gen-Set: Honda Invertor 2 kW
Ses Sistemi: Piranha

Güverte
Güneşlenme Minderleri
Pasarella: Krom, 3 metre
Yüzme Merdiveni, özel yapım, Krom
Navigasyon
Simrad otopilot
Garmin GPS
Autohelm Anemometre
Autohelm Derinlik, yalpa ve hız göstergesi
Airmar Tridata Transducer
Manevra
Side-Power SP125 TI Bow-Truster

Tanklar
800 lt Mazot
350 lt Su
140 lt Pis su

Sintine
3 adet Otomatik
1 adet merkezi
1 Adet Aktarma
1 adet Manuel pompa

Halen Göcek'te karada. Takas düşünülür. Fiyat 120.000 Avro'dur.
64
Genel / TİRYAKİ ve ÇELENOĞLU ANISINA...
« En son Gönderen: Hulusi Gülen 09 Temmuz 2025, 00:43:41 »
Özgür Reis, kaybettiğimiz iki kıymetli Reisimizi çok güzel özetlemişsiniz, elinize sağlık. Bu vesile ile her ikisinin de ruhları şâd, makamları âli olsun.
65
Genel / TİRYAKİ ve ÇELENOĞLU ANISINA...
« En son Gönderen: Özgür Ökten 06 Temmuz 2025, 15:51:59 »
Sevgili dostlar, izninizle bu ay Hakan Tiryaki ve Ahmet Çelenoğlu anısına hazırladığım Gezgin Korsan Temmuz Bülteni'nin ilgili kısımlarını burada paylaşmak istiyorum.

Halen GEKO üyeliği devam edenler bu bülteni önümüzdeki günlerde email ile de alacaklar ama üye olmayanların da görmesi, hatırlaması ve onları anmasını önemli gördüğüm için önceden sizlere sormadan bu paylaşımı burada da yapmayı gerekli gördüm.

Unutulmayacak dostların anısına saygıyla...



Bu ay yüreğimiz buruk ... :'(

Temmuz bültenimize geçen aylarda çok sevdiğimiz iki dostumuzu, Ahmet ÇELENOĞLU hocamız ve Hakan TİRYAKİ kardeşimizi sonsuzluğa uğurlamanın hüznüyle başlıyoruz. Denizlere ve Gezgin Korsana iz bırakmış, tüm denizcilik camiasına renk, bilgi ve dostluk katmış bu güzel insanları saygı ve özlemle anıyoruz. Onların anılarını yaşatmaya, paylaştığımız her satırda onları hatırlamaya devam edeceğiz. Mavilikler içinde uyuyun..🖤🌊


         Ahmet ÇELENOĞLU
         1953-2025
         
.
         Hakan TİRYAKİ
         1970-2025
         

Ama hayat durmuyor, deniz çağırıyor ...
İşte Gezgin Korsan Temmuz 2025 bülteni ile karşınızdayız.

Elbette forum yine dopdolu: Yeni tekneler, keşfedilen rotalar, eski dostlarla yeni sohbetler... Ama bu ay bültenimizde sadece dostlarımızı hatırlayacağız ve onların bizlere kattığı değerleri, bıraktıkları mirası yad edeceğiz.

Ahmet Hoca'nın bilgeliği, Hakan'ın enerjisi her zaman aramızda. Hikayeleri, bıraktıkları izler sadece forumda değil, her birimizin içinde de var olacak.
Bu bülteni, sadece kaybettiklerimize değil, aynı zamanda bizimle olan herkese de bir çağrı olarak düşünüyoruz. Belki de bu hikayeler, sizleri daha aktif olmaya, forumda daha çok paylaşmaya motive eder.

Çünkü Gezgin Korsan, birlikte daha güçlü, daha anlamlı... ⚓



Her bültene forum'un istatistikleri, üye sayıları, yeni açılmış konulardan bahsederek başlardık, bu bültende ise kaybettiğimiz dostlarımızın foruma (ve bizlere) olan katkılarını gösteren istatistiklerini paylaşacağız.

İlk olarak Ahmet ÇELENOĞLU'ndan başlayalım;
Çoğumuzun bildiğiniz gibi Ahmet hoca "gezgin korsan" fikrinin isim babası ve kurucularından. Foruma Mayıs 2008'de üye olmuş, bu öyle bir tarih ki ondan önce forum yok! :)

Ahmet korsan sadece ilk kurucu üyelerden değil aynı zamanda foruma katkı koyma rekortmenlerinden de biri! Aradan geçen 17 yılda forum içinde 220 yeni konu açmış, 11163 (on bir bin!) adet mesaj yazmış ve toplamda kesintisiz 1,5 yılını (13589 saat! on üç bin beş yüz saat!) forumda online kalarak kırılması güç bir rekora imza atmış. Yani daha yıllarca onu forum istatistiklerinde en 'çok mesaj yazan korsanlar (top10)' listesinde görmeye devam edeceğiz.

Hakan TİRYAKİ de eski üyelerden, Ocak 2010'da üye olmuş, geçen 15 yılda 101 yeni konu açmış, 2169 mesaj yazmış ve toplamda ~80 gün (1917 saat) forumda online olarak zaman geçirmiş. Derin entellektüel kapasitesi, denize ve sualtına olan müthiş aşkı, inatçı ve azimli kişiliği ile ağırlıklı olarak forumun kültürel ve sosyal bölümlerine bolca katkı vermiş. Hakan yıllarca (2016-2020) süren "Medar-ı Maişet Motoru" programı ile de Gezgin Korsan Radyo'ya en güzel sesleri verenlerden biri oldu.



Gezgin Korsan'ın kurulma hikayesi biraz ironik de olsa Çelenoğlu'nun 2010'da forumdan ayrılık için yazdığı "Benim Gezgin Korsanım" konusundan okunabilir.
Şöyle başlamış konuya;
Gezgin Korsanı kurma kararı aldığımızda 4 kişiydik: Aali San, Mehmet Atay, Temuçin Tüzecan ve ben. Asgari müştereklerde anlaştık ve grubu kurduk. Önce denizde değişik organizasyonlar yapan grup haberleşme ortamı için Yahoogroups'u seçti. Daha sonra ise mevcut forum ortamına geçildi.


Neyse ki sadece 4 ay sonra Ahmet hocanın gönlünü alabilmişiz ve foruma geri dönüp değerli katkılarını yıllarca daha vermeye devam etti! :)


Elbette Tiryaki korsan deyince forumda herkesin aklına ilk önce belalı aşkı YENGEÇ ile olan maceraları gelir. Gelin o muhteşem ilişkiye bir bakış atalım;

Bu tutkulu aşk ilk olarak Hakan'ın Yengeç'i Bodrum'dan İstanbul'a transferini anlattığı "S/Y Yengeç Geliyor..." başlıklı konu ile foruma taşındı.


Daha sonra Yengeç'in İstanbul maceraları başlıyor elbette, "Yengeç'le İstanbul Suları" başlığı altında Tiryaki'nin Yengeç ile ilk günleri ve Marmara Denizine olan tutkusunun harika bir harmanını okuyoruz.

Not: Ne yazık ki o yıllarda fotoğrafların yüklendiği servisler artık çalışmadığı için harika sualtı fotoğraflarına erişemiyoruz.. :(  Ama bu bahane ile Tiryaki'nin sualtı videoları ve STH (Sualtı Temizlik Hareketi) Organizasyonları'nın olduğu Youtube kanalını hatırlatmış olayım, kah gülerek kah ağlayarak izleyeceğiniz pek çok video var bu kanalda.

Ve elbette Yengeç'in bitmek bilmeyen tamir-bakım maceraları ilk olarak "Ve Yengeç'te bakım/onarım çalışmaları başladı..." konusu ile başladı (17 sayfa, 240 mesaj!) ve "Ne işi var Yengeç'in Ambarlı'da?" konusu ile gelişti, oldukça tehlikeli bir fırtınada sürüklenme macerasını da içine alarak iyice karmaşıklaştı ve 2017'de başlayıp günümüze kadar gelen ama ne yazıkki Yengeç'in denize inişini göremeden öksüz kalan "Yengeç karada..." konusu ile yüzlerce mesaj, binlerce anı, bilgi ve macera ile hatıralarımıza kazındı kaldı..
 

1953'ün İstanbul'unda doğan Ahmet Çelenoğlu gençliğinde Moda Spor ve Galatasarayda yüzüp, balıkadam'lık yaptı, sonra ilaç ve tekstil sektöründe çalıştı ve son 40 yıldır denizcilik yaparak iyi bir amatör denizci olarak kendini geliştirdi ve profesyonel dünyaya atım attı, 2009'dan itibaren IIMS (İngiltere) küçük tekne ve yatlar için yasal sörveyör oldu, 2023'den "Master of Yachts 200T" ticari ehliyetini aldı. Forumda ise kendine özgü tarzı ile hiçbir teknik soruyu cevapsız bırakmaması ile herkesin takdirini topladı.

Haydi Ahmet korsan'ı anmaya forumdaki en eski mesajından başlayalım, komik bir muhabbete konu olan Haziran-2008 tarihli "bir halkanın adı" konusunu kaçırmayın deriz! :)

Katılanlar veya forumdan takip edenler bilir, Ahmet korsan yıllarca "Çarşamba Sohbetleri" adı altında İstanbul'da sohbet-eğitim tadında toplantılar düzenledi, bunların bazılarını burada; "Çarşamba sohbetleri", "Sohbet: Manevralar", "Sohbet: Delaware işlemleri", "Arma ayarı ve yelken trimi sohbeti", "Sohbet: Tekne alırken nelere bakılmalı?", "Sohbet: İstanbul'dan Kaş'a." ve "Demirleme sohbeti" gibi onlarcasını forum arama kutusuna "sohbet" veya bu toplantıların yapıldığı mekan olan "Yücel Kültür Vakfı" ismini aratarak ulaşabilirsiniz.

"İlk teknem" konusunda Ahmet korsan sahibi olduğu ilk teknesinin hikayesini ve o dönemler (80'ler) bu işlerin nasıl meşakkatli olduğunu gözler önüne seriyor.  Ahmet hocanın uzun süreler tekne transfer işleri yaptığını biliyoruz, o dönemlere ait birkaç anıyı "Bir transfer öyküsü" veya "Marmaris İstanbul" konularından okuyabilir ve en sonunda 2020'lere gelindiğinde neden bu işi bıraktığını anlattığı "Tekne transferi ve yaşanabilecek sorunlar." konusunda yazdıkları gören gözler için nice ibretler içeriyor diyebiliriz.

Bu arada ilk olarak Necati Zincirkıran'ın yaptırdığı ve bir dönem Ahmet abinin de sahibi olduğu ve zorlu bir tadilat sürecinden sonra denize indirdiği 1965 model TK11 yelken numaralı klasik NEPTUN teknesi ile ilgili halen yayında olan bir web sitesi mevcut, kaçırmayın!



Şimdi Tiryaki'ye geri dönüp Yengeç'in Kaş macerasını anlattığı "Yengeç Kaş Rotasında..." konusuna bakalım. Bu konunun ne kadar heyecanlı ve eğlenceli olduğunu 1 aydan daha fazla Marmara Denizi'nden çıkmak için debelenen Tiryaki'nin kendi sözleri ile idrak edelim;
"Ulan yelloz! İki depremle iki boğazın olmuş, adına deniz demişler, götüm kadar bir şeysin. Deniz dedik de deniz oldun. Gidecem ulan! Nerede görülmüş bir denizin bir adamı hapsettiği! Es esebildiğin kadar, kükre kükreyebildiğin kadar, gideceğim! Daha ne kadar dalga kaldırabilir, daha ne kadar bezdirebilirsin ki beni! Puşt Notos'unla, kaypak Poseidon'unla, alayınız gelin! Nihayetinde götüm kadar denizsin be! Bir haddini bil ulan! Bu ne lan böyle, her halatı çözdüğümde biniyorsun tepeme! Çıkacağım ulan Ege'ye, ineceğin ta Kaş'a kadar!"
:D

6 sayfa ve 89 mesaj boyunca süren bu Kaş yolculuğu sonrası Yengeç'in Kaş'da başına gelen en riskli olayın anlatıldığı "Yengeç yırttı, Hermes battı..." konusuna gözatmayı ihmal etmeyin.


Elbette Tiryaki denizlerin bahtsız delikanlısı olarak sürekli türlü maceralara atılmıyor, içinde hissettiği sonsuz sosyal sorumluluk hissi ve derin entellektüel yapısı ile sürekli bizi zenginleştiriyordu.
Şüphesiz bunun en büyük sonucu "Konuşan Balık Deniz ve Çocuk Şenliği" olarak başlayayıp sonrasında kurucusu olduğu "STH - Sualtı Temizlik ve Bilinçlendirme Hareketi" ile binlerce insana dokundu, tonlarca çöpün denizlerden çıkartılmasına ve bu konuda ciddi bir farkındalık yaratılmasını sağladı.

Bu konuda pek çok TV yayınına katılan Hakan'ın buradaki eski videoları sizi şaşırtacak! Haberturk, TV 24, NTV, Samanyolu Haber. Evet, denize adanmış bir hayat...


Ve elbette deniz kültürü konusu Hakan'ın en değer verdiği alan, bakın kendi sözleri ile nasıl açıklamış; "Kendi adıma uzunca bir süre destekleyebileceğim bir başlık deniz kültürü. ...Ama bu başlığın forumun ana başlıklarından birisi olmasının yerinde olacağını da belirtmek isterim. Daha önce yazdığım bir kaç yazıyla başlamak istiyorum bu köşeye. Devamında umudum deniz kültürünün izlerini paylaşmak; unutulanları hatırlamak." ve başlıyor "Bize deniz ozanı gerek" yazısı ile ve "Deniz Ressamları", "Direği Kırık Gemici Mezarları", veya "Hoşçakal Yaşar Kemal..." gibi onlarca kültürel başlık ile zenginleştirdi buraları.

Belki bazılarınız hatırlar, bu (Kendi deyişiyle) "deniz hayvanı!" Tiryaki bir ara guara tahtaları ile seyir yapacak Pae Pae tarzı bir sal yapıp Türkiye sularında gezdirmeyi ciddi ciddi düşündü, hazırlık yaptı, salın adı bile hazırdı : "HÜR".. İnanmayan buradaki "İNKA SALI" başlığında bu konuya dalabilir! Biliyoruz ki aslında bu sal Hakan'ın meşhur "Salların Altınçağı" projesinin bir parçası idi. Okumakla ve hayal etmekle bitmeyecek dev bir bilgi okyanusu bıraktı bizlere.

ve son olarak onu en uzun (ve belkide hayatındaki en zorlu) konulardan biri olan "Ölçüsüz emek: Ahşap Tekne.." konusu ile uğurlayalım.

Biz ruhumuzda bu konuyu tamamladık, Yengeç'i pırıl pırıl yapıp denize attık ve Tiryaki'yi Yengeç'e bindirip maviliklere uğurladık, arkasından burçak bisküvi attık denize.. Güle güle güzel insan..
 

Teknik konuların müdavimi Çelenoğlu forumda gelen tüm teknik sorulara hızlı, detaylı ve net çözümler sunarken kendi bilgi ve tecrübesini de her zaman paylaşırdı, örneğin "Navigasyon (Bir başka usül)" konusunda elektronik seyir yardımcıları olmadan da ülke karasularında seyrüsefer'in mümkün olduğunu anlattı, veya "Tenvirat aküsü büyüklüğü" başlığında akü kapasitesi tespiti için pratik bir yöntem öneriyor. Güvenlik ile ilgili "Yakıt alırken" nelere dikkat edeceğimizi, "Teknelerde rutubet ve küf" başımızın belası küflerle ilgili, "Navigasyonu nasıl yapıyorsunuz? Elektronik mi? Kağıt harita mı?" başlığında modern-geleneksel seyrüsefer bilgilerini ve "Arma Ayarının Teknedeki Etkileri" gibi nice bilgi dolu başlıklar açtı.


Elbette Ahmet hocanın yeme içme konusunda da meraklı olduğunu hatırlayarak bize bıraktığı şu birkaç "tarifi" de hatırlatmadan olmaz; "Sebzeli İspendek", "Sütte Somon", "Akasya reçeli" ve yanına da "BEYAZ SIVI İMALATI" gider! :D

Ve bu tarifle imal ettiğimiz bir kadeh beyaz sıvı ile de Ahmet hocamızı maviliklere uğurluyoruz...



Bu dostlarımızı anlatmaya sayfalar yetmez ama burada bir küçük anma yapalım, bize dokundukları, hayatımızı değiştirdikleri anlardan birkaç örnek verelim istedik, sürç-i lisan ettiysek affola.
Son olarak dostlarımızın forumdaki taziye sayfalarına duygularınızı yazmak isterseniz linkleri aşağıdadır;
Ahmet Çelenoğlu Vefatı Hkk.
Hakan Tiryaki kardeşimizin acı kaybı


66
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Mücahit Karabaş 03 Temmuz 2025, 14:43:49 »
Cevat Abi sağolsun seyirleriyle ilgili anektodları benimle özelden paylaşıyor. O nedenle bana "Sen premium üyesin " diyor.  :) Ben de bu şansımdan herkes faydalansın diye Kendisini foruma yazması için teşvik ediyorum.

Şahinburgaz'da güzel izler bırakıp ayrıldı. Şimdi Ege sularında seyrediyor.

Hadi Cevat Abi Limnos'a bizi de götürün artık.
67
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Cevat İpekçi 21 Haziran 2025, 22:45:48 »
    Bundan önce üç gün kaldığımız Şahinburgaz köyü ve limanı. Sevgili arkadaşım Mücahit iki günlük bağlanma paramı bile ödemiş. Merhaba dediğim zararla kalkıyor adeta. Bir de arkadaşları her gün uğrayıp, bir eksiğin var mı ağbeyim diye soruyorlar. Sırp arkadaşım Petar bu ilgiye şaşırıp
" -Sen mühim bir kişisin de benden gizliyorsun galiba " diyor
  Buranın ahalisi 1924 Yunanistan ile yapılan mübadele anlaşması kapsamında gelmişler. Tanıştığımız bir teyzenin dedesi ve ninesi yeni evliler imiş. Neyi var neyi yoksa büyük bir gemiye ( Bu büyük gemi dediği o dönem hizmet veren Gülcemal vapuru olmalı) yüklediklerini, bunlar arasında keçiler hatta değirmen taşı bile varmış. Taş mühim çünkü neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlar. Buğday olmazsa arpa, mısır bulur, öğütür hayatta kalırız diye düşünmüşler. Gelince devlet onlara bir hafta kazanlarda et, yemekler kaynatıp yerleşmelerine yardımcı olmuş. Bebekleri dahi birey sayıp, nüfusa göre arazi ev, ortak kullanım koşulu ile tarım aletleri vermiş.
TBMM  o dönemin koşullarına göre gerekli önlemleri almış. Karantina gözlem ( Örneğin Tuzla'da Tahaffuzhane caddesi var) yerlerinde sağlık taramaları ile yaygın hastalık olmaması için çalışmalar yapılmış.
Ey büyük Atatürk'ümüz nelere kadir oldun. Namuslu, çalışkan ekibinle her şeyi mümkün olduğunca hallettin.

İlk gelenler bizim büyüklerimiz gibi çok güçlük çekmişler. Ancak sonraki kuşaklar kendisine güzel bir gelecek sağlamışlar. Örneğin orada tanıştığım Mümin Kocaman yıllarca kaptanlık yapmış, şimdi büyük bir balıkçı teknesi var, Durumu iyi, huzur dolu bir yaşantısı var. Kuzeni Tamer Sezer ses mühendisi. Emekli , köye yerleşmiş. Babası Cevat Sezer sinema yönetmeni.

Diyeceğim şu ki mübadele olmasaydı orada hor görülen ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamını sürdüreceklerdi. Yunan hükümeti Türk nüfuslu köylere yerleşecek Ortodoks'lara ayda 500€ yardım kararını mecliste onayladı.

Daha ne yazayım.
Mübadeleye karşı çıkanlar kendince haklı. Çok acılı bir dönem olduğundan söz etseler de, ileride barış ve huzur içinde yaşamanın karşılığıdır o acılar.
Bosna'da hızla bu yönde çalışmalar başlatılmalı, ya da mübadele karşıtları akılcı, somut bir öneri (ler) sunmalılar. Bir öneriye karşı çıkmanın çözüm yolu olmadığını bilmelidirler.

Siz ne dersiniz?
68
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Hakan Biçen 17 Haziran 2025, 17:29:35 »
 :)xx
69
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Cevat İpekçi 17 Haziran 2025, 12:33:13 »
Ooooo. Hürriyet kahramanı, Halk fedaisi, (Abdülhamit'e ilk başkaldıran. Daha sonra Enver bey, Atıf Kamçıl ve diğerleri harekete geçti) Osmanlı karşıtı Bulgar, Yunan çetecilerinin ( O dönemin pkk sı) korkulu rüyası Resneli Ahmet Niyazi Bey'in hemşehrisi Hakan'cığım, Merhaba.

Not: İlk teknemin adı Resneli Niyazi idi. Bakınız; Resneli Niyazi 'nın Seyir Defteri.
70
Seyir Anıları / BİR NEHİR, ÜÇ ÜLKE
« En son Gönderen: Hakan Biçen 16 Haziran 2025, 21:51:55 »
Cevat kaptanım
Kaleminize sağlık.Balkan göçmeni kökenli bir hemşeriniz olarak ilgiyle takip ediyorum.

Selametle
Yukarı git