Aşağı git Skip to main content

Son İletiler

61
SON SÖZ :

          Seyir hazırlık sürecinde topladığımız bilgilerden ve pilot kitaplardan seyahatimiz süresinde çok istifade ettik; ama bunun yanında NAVİLY ve NOFOREİGNLAND Yatçı mobil uygulamalarından da bahsetmeden olmaz. NAVİONİCS deniz haritaları artık sadece ücretli ve yıllık geçerli abonelik ücreti de oldukça yüksek; onun yerine ücretsiz C-MAP harita uygulamasını kullanıyoruz. Üstelik C-MAP’de bir koyun derinlik ve zemin yapısını incelerken  “İ” (PlaceDetails) ikonuna basıldığında NAVİLY uygulamasındaki yorumlar açılıyor. Daha önce o Koyu ziyaret eden Yatçıların yorumları üzerinden hızlıca nereye demir atılır, hakim rüzgarlar nedir, yasaklar var mı vb. bilgilere ulaşmanızı sağlıyor. Tek uygulama üzerinden iki uygulamanın özelliklerine ulaşabilmek bir harika. NAVİLY’de rota planlaması ve güzergahın hava durumu görüntülemesi ücretli versiyonunda yapılabiliyor;  NOFOREİGNLAND’de ise ücretsiz versiyonda halâ rota planı yapılabiliyor.

         Elbette her Reisin/Kaptanın alışkın olduğu bir elektronik yardımcı uygulamaları vardır. Benim de telefonumda “Deniz” isimli klasör altında kullandığım/alıştığım denizcilik uygulamalarım bulunmaktadır. Uygulama ikonlarının yer aldığı ekran resmini aşağıya kopyalıyorum; ola ki ilginizi çekebilir.

          Bu seyahatimizle, yapılacaklar/gezilecekler listemizde yer alan bir kaleme daha tik atmış olduk, şükürler olsun. Güzel havalarda Kuzey Egenin incisi Halkidiki Yarımadalarını ve Kuzey Sporadlardaki muhteşem adaların muhteşem koylarını gezdik; hatıra biriktirdik.

          Limanları çok düzenli, teknelerin bilumum ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte, Yunanistan'ın Avrupa Birliği fonlarından çok istifade ettiği anlaşılıyor; zaten hemen her Liman girişine o mavi yıldızlı AB tabelası da asılmış; alenen "size burayı … Euro fon kullanarak biz yaptık, unutmayın haaa…" der gibiler. Bölgede gördüğümüz teknelerde Alman ve Fransızlar ağırlıklı; neden destek verdikleri de buradan anlaşılıyor sanıyorum; çünkü zaten buraları ağırlıklı AB vatandaşları kullanıyor.

          Özellikle Osmanlı'nın eski topraklarını imkanı olanların Türk bayraklı tekneleri ile ziyaret etmesi çok kıymetli; biz denizciler bayrak gösterme der malum buna; dosta ve düşmana "ben hala buradayım" diyorsun ki bu bana göre çok kıymetli birşey.

          Biz de imkan oldukça eşimle Ege Adalarında tekne ile dolaşıp, bayrak göstermeye çalışıyoruz; rüzgarda dalgalanan ay yıldızlı bayrağımız inanın o kadar dikkat çekiyor ki; bayrağı görüp kısıtlı Türkçesi ile Merhaba diyenler, "İstanbul çok güzeel" diye laf atanlar. Daha dün atalarımız buralardaydı, Halkidiki, Athos yarımadası hala dini özerk bölge, Osmanlı buraya hoşgörü ile davranmış, meşhur özel Aynaroz Kadısı ünvanı ile atama yapmış.

          Ben “Yunan Adaları” tabirini kullanmak istemiyorum; Ege Adaları, Adalar Denizi ya da Arşipel tabirlerini kullanmış atalarımız. Elli mil karşımızdaki Limnos adasının Mondros köyü önlerinde demirli Agamennon Zırhlısında 1918 Mondros Mütarekesi imzalanmış. Daha dün 1915’de Çanakkale boğazına saldıran yedi düvelin lojistik gemileri Mondros koyunda demirlemiş.   Yunanistan'da malum sanayi yok, gelirleri hep turizme bağlanmış; onun için turist rahatsız edilmek istenmiyor. Belki de bu yüzden bayrağımız rahatsız etse de ses çıkarılmıyor olabilir.

          Her güzelliğin bir sonu vardır; bir aydır yaşadığımız ve şükrümüze vesile olan güzelliklerin de sonu geldi. Gezdik, bozulmadan gördük; nitekim İnsanoğlu tabiatı çok hor kullanıyor. Nerede insan az ise oranın güzelliklerine, denizinin berraklığına hayran olduk. Örneğin 500 mt.den fazla yaklaşılması ve dişi insan ve hayvanatın girişi yasak olan dini özerk bölge Atos (Aynoroz) yarımadasının önündeki denizin turkuvaz berraklığı muhteşemdi. Dönüş yolunda adının söylenmesi çok zor olan bir adaya uğradık, Efstratios Adası; aslında kıraç bir ada ama hemen liman mendireğinin dışında demir attığımız yerde denizin berraklığı sözle anlatılabilecek gibi değildi, zihnimizde yer etti. Bir de Kuzey Egede bir tane bile deniz anası görmedik desek yeridir; halbuki Marmara deniz anası kaynıyor.

          Yelkenli tekne ile seyahatin genel şartlarında az ile yetinmek vardır; az yer-içer, az tüketirsiniz, hatta tüketmek zorundasınızdır. Yoksa eksilenin, bitenin yerine koymak zordur; hele de Euro ile alışveriş yapılan memleketler bize göre 36 kat pahalıdır. Denizci minimalist yaşam tarzını benimser; bu da israfı önleyen önemli bir usuldür. Bu yaşam tarzı insanın melekelerine de yansıyor; eve geldim, hala musluğu az açıp, hızlıca kapatıyorum :)

          Yelkenli tekne ile seyahat sabır işi; toplamda 540 mil civarı yol yaptık; saatte 2,5 lt. mazot harcayan 27 HP motor ile 140lt mazot harcamışız; ortalama süratimiz 4,5 kt/saat yani sadece 8,3km/saat olmuş. Acelesi olan, sabırsız olan birisi için bu sürat zulüm gelebilir. Nitekim biz de Çanakkale Boğaz tırmanışında kuvvetli akıntıya ve karşı rüzgara rastladığımız yerlerde süratimiz 1kt'lara kadar düştüğü oldu; Sektörlerden izin alarak cenova yelken takviyesi ile patinajı yenebildik. Boğazda yelken açmak yasak; ancak telsiz ile Sektörlerden izin alarak motor+yelken ile seyahat edilebiliyor.

          Bu seyahatte iki rapalamızı denize verdik, muhtemelen kaçan balık büyüktü:) Onun dışında birkaç kupesden başka balık yakalayamadık; zaten vaktimiz de olmadı.

          Yine çok şükür ki teknede başedemeyeceğim bir arıza olmadı; Dua-1 bizi güvenle gezdirdi. Oniki yıldır kullandığım bot/dingi artık beni değiştir demeye başladı; yapışkanın miadı doldu demek ki, hergün bir başka noktasından hava kaçırdı; ben de bastım hızlı yapıştırıcıyı (japon) devam ettim.

          Her gün sabah/akşam yüzmek iyi geldi; beş kilo vermişim. Demir attığımızda çıpamız zemine saplanmış mı diye zaten denize dalıyorum, devamında da şnorkel ile deniz altı hayatını seyreylemek harika oluyordu. Birkaç su altı kamera çekimi de yapabildim.

          Myrina'dan çıkış aldığımız gün demiri toparken baktık ki zincir sarmış gelmiyor, dalıp kontrol ettiğimde gördüm ki zeminde zincirimiz devasa bir başka çıpaya sarmış. Neyse ki dalış yapabileceğim 5 mt.lerde idi de kurtarabildim.

          Son söz rahmetli üstadımız Sadun Boro'dan olsun; "Denizcinin hayatının %40'ı endişe, %50'i meşakkat, %10'u da keyiftir." Biz o %10'a talibiz, vesselam. Allah herkesin gönlüne/ hayallerine göre versin.

          Hadi bir denizci sözünü daha aktaralım; "Hayallerinize dikkat edin; gerçekleşebilir!"

          Selam ve dua ile.
62
20240807: Çanakkale => Gelibolu – 21mil

   Hem akıntıya hem de rüzgara karşı bu saatte çıkmak riskli idi ama dönüş yolunda böyle hissi davranışlar yapılabiliyor. Nitekim doğum yerim Burhanlı Köyü önlerine kadar çok da sıkıntı olmadı; Drak Burnunda bizi bekleyen babamla selamlaştıktan sonra, Karakova Burnunda rüzgar arttı. Motor-yelken tramolalarla 1915 Çanakkale köprüsünü zor geçebildik; sonra yelken çalıştı da saat 20:00 sularında çok geçe kalmadan yerimize bağlanabildik. Çok şükür.
63
20240807: Anıt Limanı => Çanakkale – 12mil

   Çanakkale’de Gümrük giriş işlemlerini bir an önce bitirebilmek için 06:30 gibi Anıt Limanından çıktık yola; boğazın karşı akıntısı çok şiddetli, 12 millik mesafeyi ancak dörtbuçuk saatte alabildik; 11:00 sularında Çanakkale Belediye Marinada Yakıt İskelesine bağlanmış olduk.

   Yolda ben önce telefondan, sonra olmayınca bilgisayardan c kodu almak için epey çabaladım; ekranlar pek kullanıcı dostu değil. C-Kodu almak için https://sib.uab.gov.tr/ adresinden e-devlet şifrenizle Vatandaş girişinden girip, Tekne bilgilerini, sigortasını, resmini kaydedip, sonra Seyir İzin Belgesi (SİB) için “BelgeOluştur” kaydı yapmanız gerekiyor.

         Nihayetinde kodlarımızı tedarik edip, ödememizi de HalkBank Mobil hesabımızın “Vergi ve Devlet Ödemeleri/ DenizcilikÖdemesi” ekranında Kurum Adı: DENİZCİLİK İÇ SULAR ve Donatan TC Numarasını yazıp, çıkan C Kodlarını seçerek ödememizi yaptık. 
       - 9068 GEM.LİM.HRC için 600₺;
       - Seyir İzin Belgesi/Türk Bayraklı Yatlar için 500₺ .

          Dekontların ekran kopyalarını aldık. Liman Başkanlığı bu ödemelerin HalkBank şubesinden bizzat yatırılmasını ve fiziki dekont alınmasını tavsiye ediyor. Sisteme düşmeme riskleri oluyormuş; neyse ki biz bunu yaşamadık. Bu defa işlem sırası tersten; 1. Liman Pasaport Polisi, 2. Gümrük, 3. Liman Başkanlığı.

         Bizimle beraber Myrina’da gördüğümüz bir Motoryat daha var onlar da giriş yapacaklar. Polisi ve Gümrüğü bekleyip, işlemlerimizi yapabildik. Maalesef herşey elektronik olduğu halde hala fotokopi evrak talep ediliyor. En son dekontlarımızla birlikte Liman Başkanlığında giriş işlemlerimizi tamamlamış olduk.

   Beklerken Atık Kağıdı ve bir bidon da mazot aldım. Ancak pompa 30 litrelik bidonuma 31,22lt basınca, görevliye itirazımı yaptım ama konu onunla ilgili değil; Petrol istasyonunu Tüketici Masasına ve EPDKK’a şikayet etmek lazım; süreç uzayacağından, benim de vaktim olmadığından devamını getiremedim maalesef. Gruplarda bu istasyonun pompaları ile ilgili şüpheli yazışmalar oluyordu. 

   En nihayet işlemlerimiz 15:00 gibi bitti; marina kirasını daha arttırmamak için hızlıca limandan ayrıldık; malum marina bağlanma saat ücreti 500₺. İstikamet daimi limanımız, Gelibolu.         
64
Genel / Can Hoca
« En son Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu 23 Şubat 2025, 18:00:22 »
İyiymiş şükür, bende görüştüm.
65
Genel / Yeni Gelmedik Geri geldik
« En son Gönderen: Bülent Büyükdağ 23 Şubat 2025, 17:40:12 »
Teşekkürler..

Peki 10 yılda neler değişti? Öncelikle tekne boyları gemi kıvamına geldi. Motoryatlar süperyatlara , mütevazi yelkenliler 60 küsür feet gemilere dönüştü. 2+1 ev kıvamında denizde gezen katamaranlar iyice çoğaldı. Böyle olunca ustalar da değişime uğradı. Daha önceden hevesle yapılan işlere dudak bükülür oldu. Usta da yetişmediğinden en bilgisiz ve özensiz olanlar bile önemli oldu.Marinaları söylemiyorum bile. Sonuçta tekne alıcam ufka yelken açıcam hayali artık hayal edilemez oldu.

Amatör yelkenciler örgütlenemediler yine. Zaten amatör yelkenci filan da kalmadı. Kimi örgütlenme çalışmaları yat kulübü kıvamından öteye geçemedi.

Ahşap fiber tekne tartışması çoktan bitti. Malum ahşap tekne kalamadı çünkü. Mavi tur tekneleri ve guletleri saymazsak yani. Onlar da bir on yıla kaybolmaya yüz tutarlar. Pek yakınlarda okullarda eskiden tekneler ahşaptan yapılırdı kıvamında dersler okutulur her halde.

Denizde daha az genç yelkenci görür olduk.  Ve elbette bizlerde yaşlanmaya devam ettik. Pandemide sevdiklerimizi kaybettik, depremlerde kahrolduk.

Pek iyi birşey olmadı yani.

Hayatımdaki son zamanlardaki en önemli iyi şey ise Sanela oldu açıkçası. Daha fazla dost ağırlar oldum teknede. Daha uzun bacaklı seyirler yapma şansım oldu elbette. Yakınlarda da bir Kıbrıs planlıyorum Gazipaşa'dan. Gazipaşa'dan çıkış da alınabiliyor artık.

Akdeniz 'e alıştım. Ufku görmeye alıştım. Göcek'e gitmiştik geçen yıl tekne getirmeye ve Göcek bana göl gibi filan geldi açıkçası.

Bu sene Şengen vizesini uzun verdiler. Iyon denizi filan diyordum ama.. Santorini çıktı şimdi de.  Böyle deprem fırtınası hatırlamıyorum hiç.

Ama yine de her yelken açtığımda içim kıpır kıpır oluyor. Denizde olmanın , özgür hissetmenin vermiş olduğu o inanılmaz haz. Ufka bakıp gidebilirm istersem duygusu. Bu hiç değişmedi işte.

Her sözcüğüne katılıyorum. İlk denize çıktığımda, hepi topu 10-12 yıl önce, 40-44 ayak tekneler o kadar azdı ki... sonra denizciler şaşırtıcı bir şekilde, orta-orta üst gelir grubundan olurdu. Anımsıyorum, 44 ayak bir tekne kiralamıştım. Şirkete ait değildi. Bir dosttan. O hoooo, bir yere yanaşınca, çok büyük çok kocaman ve sair sözleri. Şimdi benim 38 ayak kayık, ufacık ufacık kalıyor. Her komşum acayip varsıl oluyor koylarda. Elbette yergi değil bu. Ama sanki işin ruhu değiişiyor. Artık yılda o yüksek marina paralarını nasıl ödeyeceğiz derdine düştük. 30 ayak kayığı marinalar istemiyor bile. Her şey değişti. İlginç olan bunun 10 yıl gibi kısa bir sürede olması. Kafam almıyor. Bakalım.
66
Genel / Can Hoca
« En son Gönderen: Bülent Büyükdağ 23 Şubat 2025, 17:33:52 »
Arayayım bir. Ciddi değildir umarım. Sağolasın Böke.
67
Genel / Mert Gökalp Lüfer- Boğazın Prensi Belgeseli
« En son Gönderen: Bülent Büyükdağ 23 Şubat 2025, 17:33:04 »
Deniz ve çevre aktivisti yazar ve yönetmen Mert Gökalp'in 2017 yılı yapımlı ödüllü  " Lüfer- Boğazın Prensi "  belgeseli bugünden itibaren Youtube'a yüklendi. Süre 1:03 saat.

Mert Gökalp Youtube sayfasında diğer önemli çalışmalarını da bulabilirsiniz.


Şahane. Tam benlik. Çok sağol.
68
Kavga çıkmamış. Sayılmaz. Yeniden başlasın.
69
Genel / Mert Gökalp Lüfer- Boğazın Prensi Belgeseli
« En son Gönderen: Mücahit Karabaş 23 Şubat 2025, 15:15:56 »
Deniz ve çevre aktivisti yazar ve yönetmen Mert Gökalp'in 2017 yılı yapımlı ödüllü  " Lüfer- Boğazın Prensi "  belgeseli bugünden itibaren Youtube'a yüklendi. Süre 1:03 saat.

Mert Gökalp Youtube sayfasında diğer önemli çalışmalarını da bulabilirsiniz.


70
11. PSİKOLOJİK ve MENTAL HAZIRLIK

Tek başına veya kısıtlı personelle uzun süren yelkenli seyiri sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şöyledir.

  a)  Kendini Tanıma: Tek başına uzun yolculuklara çıkmadan önce kendi sınırlarımızı, stresle başa çıkma yöntemlerimizi ve zayıf yönlerimizi iyi bilmeliyiz. Bu, yolculuk sırasında karşılaşabileceğiniz zorluklara hazırlıklı olmanızı sağlar.

 b) Gerçekçi Beklentiler:  Eğer gitmek zorunda isek ve yolculuğun zorlukları ve belirsizlikleri varsa kabul edeceğiz. Her şeyin planladığınız gibi gitmeyebileceğini bilmek, psikolojik olarak daha esnek olmanıza yardımcı olur.

c) Mental Dayanıklılık Geliştirme
    Uzun süre seyir yaparken odaklanma ve konsantrasyon çok önemlidir. Zihninizi dağıtacak faktörleri en aza indirmek için rutinler oluşturun.

 Olumsuz düşüncelerle başa çıkmak için pozitif düşünce tekniklerini kullanın. Kendinize küçük hedefler belirleyerek motivasyonunuzu yüksek tutabilirsiniz.

12. FİZİKSEL HAZIRLIK

 a) Sağlık Kontrolleri: Yola çıkmadan önce kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçelim. Özellikle uzun süreli yolculuklarda sağlık sorunları ciddi riskler oluşturabilir.
b) Fiziksel performans ;  En azından zor bir anda bir kurtarma gemisinin çarmıh merdiveninden çıkabilecek performansa sahip olmalıyız.

-Devam edecek

Öcal Abi güzel gidiyor. En son hepsini bir metin haline dönüştürürüz , elinize sağlık.
Yukarı git