Aşağı git Skip to main content

Son İletiler

1
20240724: AllonnisosAdası- MiliaKoyu – 6 mil

          Bugün Steni Vala, yarın da Tzorti koyunda oluruz diye planlamıştık; ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Steni Vala koyu, 50-60 mt. eninde, 250mt uzunluğunda, sancak taraftaki tavernaların önünde rıhtımı olan bir yer; denizci forumlarında övüldüğü kadar var, çok güzel ama çok sıkışık; o dar koyda manevra yapıp, iki tekne arasına girmek bir mesele. Uygun yer de yoktu zaten, dönüp çıktık.

         Devamında irili ufaklı birçok koy var, etrafı seyrederken planlarımızda olan Tzorti Koyunu geçmişiz, ama farkettiğimizde bulunduğumuz Milia koyunun güzelliği bizi Tzorti'ye dönmeye engelledi. Tonoz var, kıyıya yakın birine bağlandık. Önü çam ormanı ile kaplı, koy içinde üç tane daha koy var. Sıkıntısı, Tekne rüzgara döndüğünde açıktan gelen dalgaları bordadan alıyor. Onun da çözümü var, kıçtaki adminalti demiri botla uygun pozisyonda atıp, başı dalgalara çevirince, sallantı keyifli baş-kıç salınımına dönüverdi. Komşumuz katamaran sallanıp duruyor. Biraz açığımızda ise Cayman Adalarına bağlı İtasca isimli mega yat demirli; marintraffic'den baktık, kiralık imiş.

          Botla akşam gezmemizi önümüzdeki koylarda yaptık; Sahil çakıl; öyle güzel taşlar var ki, hanım bir kova topladı; yassı olanların üzerine resim yapıyor.

          Ertesi gün tatlı bir yağmura yakalandık; bir saat yağdı sonra güneş açtı.
2
20240723: PeristeriAdası-Vasilis Koyu – 8mil

          Yol üzerinde Peristeri adası var; kuzeyindeki koyları görelim istedik. Bu ada ayrıca dönüş yolu üzerimizde bulunuyor; dönerken de güneyindeki koylara gireriz diye düşündük. Kuzeyde en ünlü koy Vasilikos koyu; hemen öncesinde ise ShipWreck Koyu var. Kuyun dibinde hala kaldırılmamış bir gemi batığı görülüyor. Sağında solunda gulet benzeri büyük tekneler ve motoryatlar kıçtan kara olmuşlar. Burada durmadık.

         Hemen sonraki koy ise diğer ünlü Vasilis koyu, nefis bir koy; balık tuttuk, turkuvaz suda alabildiğine yüzdük. Ege denizinin berraklığında yüzen kişi bir daha Marmara'da yüzümez herhalde. Bağlandığımızda koyda üç tekne vardı, bir müddet sonra onlar da gidince koy bize kaldı. Kıyıda birkaç ev var, hele kayaların üzerine yapılmış taş ev, arkası zeytinlik beni mest etti. Botla kıyıya çıktık, kumda biraz yürüdük.

          Ertesi gün botla, o beğendiğimiz taş evin sahipleri geldiler; hemen kayalardan yapılmış iskelesine yanaşıp indiler. Evin arkası zeytinlik, bahçesinde begonviller dikkat çekiyor.
3
20240721-22: AllonnisosAdası- Gerakas/Frekos Koyu – 42mil

          Taslak planımızda, Sporadların kuzey doğusunda yer alan Kyra adasının meşhur Planitis ve Panagia koyları da vardı; ama denizciler grubundaki bir paylaşımla bu adaların Milli Park Zone-A bölgesi ilan edildiğini, rezervasyon ve biletle girileceğini, sıkı kontrol olduğunu, 1400€ ceza yazıldığını öğrenince, iptal ettik.

          Amatör denizcilerin Navily uygulamasından keşfettiğimiz, yol üzeri Zone-B bölgesinden Allonnisos adasının kuzey ucunda Gerakas (Frekos) koyunu hedefledik. Elli mil civarı yolun yarı fazlasını full arma yelkenle geçtik; ikindi vakti koya girdiğimizde ne kadar isabet ettiğimizi anladık; kayalardan koltuk alıp Akdeniz usulü bağlandık. Havuzluğun önünde sanki bir özel havuzumuz var; pırıl pırıl dip görünüyor. Yüzme ve dinlenme zamanı; hatta iki günlük istirahati hakettik. Böyle, beğendiğimiz koylarda planı esneteceğiz.

         Gece sallantısız geçti; yüzümüzü deniz suyu ile yıkamak, hem tasarruf için gerekli hem de bu seyahat şeklinin özel tarafları.

          Deniz gözlükleri ile şnorkel yapmak en sevdiğim yüzme şekli; deniz altındaki yaşama sanki ortak oluyorsunuz. Kahvaltı sonrası yüzerken kıyıdaki kayaların üzerinde paçası plakalı güzel bir güvercin ile karşılaştık, çok evcil, kameradan hiç kaçmadı. Biz de videosunu çektik.

        Karşıda bir iskele var; filotillo olarak gelen charter tekneleri bağlanıyor genelde. Biz bu iskelenin karşısında kayalara kıçtankara bağlı keyif yapıyoruz. Biraz bacaklarımız açılsın dilye botla iskeleye geçip, uzun yürüyüşler yapıyoruz. Etraf zeytinlik; birkaç çiftlik evi var; keçi bakıyorlar. Evin birinin avlusuna Şapel (mescit muadili ibadet mekanı) yapılmış; buradaki Ortodoks Hıristiyanların ibadet ihtiyacı karşılanıyor.

          Sporadlarda hedefimizde dört ada vardı; Allonnisos, Skopelos, Skiathos ve Peristeri adaları. Market ihtiyacı olana kadar adım başı yer alan koylardayız; ne zaman ikmal ihtiyacı olursa bir limana bağlanırız artık. Biz şahit olduğumuz bu güzelliklerin ücretini Şükür ile ödemeye çalışıyoruz; yoksa hangi maddiyat yetebilir ki bedelini ödemeye. Şükür, şükür, şükür…
4
Pek güzel, pek keyifli ve bilgilendirici. Elinize sağlık Hulusi Reis.


Teşekkür ediyorum. Bir ara gaz aldık; devam edelim o zaman.
5
Pek güzel, pek keyifli ve bilgilendirici. Elinize sağlık Hulusi Reis.
6
20240720: Neo Marmaras - Kassandra- St.Nikoleas Koyu – 13 mil

          Neos Marmaras'dan ayrılıp, Kassandra yarımadası ucundaki Nikoleas koyunda geceledik; kuzeye açık ama hava mutedil olduğuna sallantısız bir gece geçirdik. Koyun karşı burnunda bir Kilise göze çarpıyor; Ortodoks St.Nikolas Kilisesiymiş.

          Denizi de çok temiz, turkuvaz rengi; yüzmek için de çok uygundu. Demir attıktan sonra denize girip, şnorkel ile demir otluk zemine mi, kum zemine mi gelmiş, saplanmış mı diye kontrol etmek ve zincir salınma alanını inceleyip, zeminde topuk ve kaya var mı kontrol etmek adetimiz haline geldi.   Sonrasında da koyu bir uçtan öbür uca mutlaka yüzüyoruz.

         Koyda, akşam güneşinin batışındaki o sessizlik ve göğün rengi harikaydı. İki kiralık yelkenli gelip güneşin batışına kadar kaldılar, sonra demir alıp gittiler. Sahilde bir aile gelip çadır kurdu; gece de kaldılar. Bu akşamki nevalemiz Mısırlı Balıkçının ikramından kalan istavritler.

         Burası bizim için Sporadlara atlama noktası oldu. Bu gezimiz Kuzey Egenin iki bölgesini kapsıyordu; birincisi Halkidiki yarımadaları (Athos-Aynaroz, Sithonia, Kassandra)  idi; artık geride kaldılar.
7
20240719: Koufo Koyu - Neos Marmaras Limanı – 12mil

          Neos Marmaras, 14 mil kuzeyde; bizim Türkiye’nin Marmara adasından göçen Rumlar tarafından kurulmuş, hala Türkçe konuşanların olduğu söyleniyor. Turistik bir mekan; restaurantların garsonları çat pat Türkçe biliyor; hatta Türkçe menüleri mevcut.

          Kasabanın yakınında dünyaca ünlü Porto Carras isimli bir marinası var, etrafı otellerle kaplı, zengin tekneciye hitap eden değişik bir konsept. Otelin yanından sanki bir nehir gibi dar bir kanal girişi var; içeride alabildiğine yelkenli direği görünüyor. Denizci gruplarında buranın ücretlerinin çok çok yüksek olduğu yazılıp çiziliyordu. 

          Biz Şehir merkezindeki eski limanda bağlı Mısırlı büyük balıkçı teknesinin mürettebatından yardım isteyip; hemen arkasına güzel bir yer bulup, bordaladık. Yanında su da var. Hemen Port Police'i bulup Transitlog'umuzu kaşelettik. Ne var ki sadece geliş hanesini damgalamış,  çıkışımızı damgalamamış. Sonraki limanda polis biraz arıza çıkardı.  Port Police’nin olduğu limanlarda Transitlog damgalatılması isteniyor ama çok da zorlamıyorlar.

         Burada hem kullanma hem de içme suyumuzu tamamladık. En uygun marketi öğrenip, 10 koli * 6 adet 1,5 ceman 90 lt.lik suyumuzu aldık. Marketçiye tekneyi tarif edince motoru ile su kolilerimizi getiriverdi.  Yunanistan'da damacana su geleneği yokmuş, en büyük 1,5 lt.lik pet şişelerde almak durumundayız. Fırın geleneği de yok, ekmek yemiyor herhalde bu insanlar. Biz daha uzun dayanması için peksimet alıyoruz.

           Burada artık balık yiyelim derken komşumuz “Müslüman kardeşliği” deyip, yarım sandık iri istavrit ikramında bulundu; para teklif ettiysek de reddettiler. İlginçtir burada Mısırlı Balıkçı çalışıyor; yerli büyük balıkçı görmedik. Kaptan ile bir müddet sohbet ettik; avlanma ücretini ödeyerek yaz boyu bu yarımadalar arasında balıkçılık yapıyorlarmış. Gece balığa gidip, sabah dönüyorlardı.

         Ertesi sabah bir kamyonet geldi Karpuz satıyor; oğlu çat pat İngilizce rakamları telaffuz edebiliyor; kilosu 1euro imiş. Tabii pazarlık yaptık; babası lafa girip “siftah-siftah” deyip 70 cente bıraktı. Siftah, her ne kadar arapça kökenli olsa da Türklerin kullandığı bir terim, sabahın ilk alış-veriş parasına denir; mübadele ile buralara kadar gelmiş meğer. Zaten Karpuzun karşılığı da Karpuzi (καρπούζι); Cacık da Caciki  :)

         Aslında taslak plana göre biraz daha yukarılara çıkalım, İzmir Foçadan mübadele ile gelenlerin yaşadığı Neo Fokea (Yeni Foça) ve Nikiti’ye uğrayıp, oradan batıdaki Kassandra yarımadasının kuzeyindeki Nea Potidea Kanalından geçerek, Kassandra yarımadasının batısından Sporadlara inelim diyorduk; ancak Kanaldaki köprünün yüksekliği 16 mt. imiş; bizim direğimiz ve üstündeki anten ile sınırlardayız; cesaret edemeyince vazgeçtik. Bu kanaldan geçse idik Selanik körfezini de görmeden olmazdı; Selanik ve çevresini görmek artık kara yolculuğuna kaldı.

         Bundan sonraki hedefimiz artık Sporadlar, önce Kassandra yarımadası güney-doğu ucundaki Nikoleas koyunda kalır, oradan Sporadlara atlarız. İnşaallah.
8
20240718: Blue Lagoon - Koufo Koyu – 28,4mil

         Koufo için beklentimiz yüksekti, nitekim dünyaca ünlü bir koy. Girişi oldukça dar, etrafı çok yüksek kayalık ve orman. Koy çok derin, kıyılar bile 20 Mt.lerde. Dip kısmı adeta marinaya dönmüş, yerel teknelerle dolu. Turist tekneler 15-20 mt aralığında demir atıyor. Yüksek tepelerinden civarna indiriyor, tekne dönüp duruyor. Koyun doğu tarafındaki Gölün önü tenha, oraya demir attık; tutmadı, demir tazeledik.

          Akşam üzeri Bot ile karaya çıkıp gezdik; koyda market, tavernalar (restaurantın buradaki adı) mevcut. Karavanlar, çadırlar oldukça turistik bir mekan burası. Kedimiz Mino’yu da burada ilk defa karaya çıkardık; deli danalar gibi kumda yuvarlanıp duruyor. Ama sağa sola kaçma; çalılıkların arasına girme meylinde. Girdiği yerlerden çıkarmak mesele oluyor.

          Rüzgar dönünce teknenin kıçı sahile döndü ve epey yaklaştı; epey tedirgin olduk.  Bize burada bir gece yeterli geldi.
9
20240718: Panagias  - Blue Lagoon – 3,2mil

          Panagias'dan erken çıktık, hava sıfır, karıncalar su içiyor, motora kuvvet. Dört mil sonra sancakta Blue Lagoon var,berrak suyu ile meşhur. Ancak yelkenliler için dar ve sığ. O saatte bomboş, denizin tadını çıkarma zamanı. Üç metre suya 10mt zincir serip, kendimizi berrak sulara bıraktık. Zaten karıncalar su içiyor. Doyasıya yüzdük; biz ayrılırken, tekneler gelmeye başladı, gün ortasında yüzlerce günübirlik kiralık tekne ile turist geliyor buraya.

          Kalık havada Sintonia yarımadasının doğusundan coğrafyanın güzelliklerini seyrederek motora kuvvet Koufo Koyuna doğru seyrediyoruz. Kıyılarda yerleşim az ama çok miktarda plaj olduğu görülüyor. Sular turkuvaz berraklığında, cazibesi yüksek. Sahte ile hep misinayı salıyoruz ama balıkların ilgisini çekmiyor.
10
20240717: Halkidiki - Panagias Limanı ve Koyu – 2,2mil

         Bugün Dhimitriaki koyunun kuzey batısındaki Panagias limanına uğradık; saat 16:00'a kadar büyük tur tekneleri gezide olunca rıhtım bize kaldı, biz de su ikmalimizi yapıp, biraz etrafta dolaşıp, dondurma yedik ve hemen koyun karşı tarafındaki marinamsı yerin yanına alargaya geçtik. Bizden sonra Pine Three Beach’de gördüğümüz büyük gulet benzeri turist tekneleri döndü ve bizim ayrıldığımız yere bağlandı. Tam zamanında ayrılmışız; kimse  ikaz etmemişti ama biz öyle olacağını tahmin etmiştik; öyle de oldu.

        Bu Ormos Panagias Marina önünde birçok tonoz teknesi var. Hatta uzun süre bakılmamış, batanlar bile var. Akşam üzeri botla yine Panagias’a geçtik; biraz daha dolaşıp, bacaklarımızı açtık.

         Yunanlıların İçme suyu ve ekmek alışkanlıkları bizim gibi değil; fırın yok mesela, ekmek bulmak zor. Sonra damacana su da yok; 1,5lt.lik pet şişeler 1,60€ çok pahalı. Tadları da sanki soda gibi. Daha 3 bidon suyumuz var, bakalım bitince ne yapacağız.

          Yarın hedef Sintonia yarımadasının ucundaki dünyaca ünlü Koufo koyunu hedefledik; bot yerine asıldı, sabah sefere hazırız. Selametle İnşaallah.
Yukarı git