Heyamola Hey
Bahriye Mektebi => Haberleşme => Konuyu başlatan: Özgür Ökten - 10 Ekim 2017, 19:01:58
-
Ali aşağıdaki mesajı yazınca hah! dedim, işte bu konuda bir yazı yazmak için fırsat! Aldım elime sazı-klavyeyi! :D
Yeni telsiz anteni almam lazım,eskisi koptu içinden teller çıktı sallanıyor aşağıya doğru.
Nasıl bir anten almalıyım?markası modeli konusunda sıfır bilgiliyim.
NOT1: Aşağıdaki yazı hiçbir izin almadan istenildiği gibi kopyalanabilir, istenilen her türlü ortamda yayınlanabilir, ortamlarda kendi cümleleriniz gibi kullanılabilir!
NOT2: Bu yazı pek çok teknik detay atlanarak, genele hitap etmesi amacıyla basitleştirilerek yazılmıştır. Akademik makale isteyenler lütfen yazılı başvursun.
NASIL BİR VHF TELSİZ ANTENİ SEÇELİM?
Önce altlık olarak kısaca bu anten denilen şey nedir, ne işe yarar ondan bahsedelim.
Anten telsiz cihazından çıkan ses-elektrik sinyallerinin elektromanyetik radyo dalgalarına çevrilmesi, havada-boşlukta belirli bir yöne veya her yöne aynı anda iletilmesi ve sonra yine bu radyo dalgalarının havadan toplanarak telsiz cihazına elektrik sinyali olarak iletilmesini sağlayan parçadır.
(https://1.bp.blogspot.com/-BKEu1goplMk/V8XVGCFFNPI/AAAAAAAACgI/rGKhs9H7O9oBW0GdSAhkLVlIfbiWTTfngCLcB/s1600/RadioBroadcasting.gif)
Temelde elektrik iletken bir metale herhangi bir frekansta (döngü-tekrarlama) elektrik sinyali verirseniz bu sinyalin bir kısmı elektromanyetik radyo dalgasına dönüşür ve havaya-boşluğa yayılır, büyük bir kısmı ise yok olur, soğurulur veya kaynağa geri yansır. (Mundar olur!)
(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/a6/Dipole_xmting_antenna_animation_4_408x318x150ms.gif/310px-Dipole_xmting_antenna_animation_4_408x318x150ms.gif)
Belirli bir frekansa (döngüye-tekrarlamaya) sahip elektrik sinyallerinin frekansı ile ters orantılı bir DALGA BOYU (sinyalin aynı tepe noktasını tekrarlanması arasında geçen süre / havada-kabloda kapsadığı fiziksel boyut) vardır.
(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/2/2d/Dalgaboyu.jpg)(https://faraday.physics.utoronto.ca/GeneralInterest/Harrison/Spectra/travelwave.gif)
İşte bu frekansın dalga boyu ile antenin fiziksel boyu birbiri ile uyumlu olduğundan REZONANS (titreşimlerin uyum ile çoğalması) meydana gelir, anten bu sinyale direnç göstermez ve en yüksek oranda bu elektrik sinyalinin elektromanyetik radyo dalgasına dönüşmesine izin verir.
(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/10/Dipole_antenna_standing_waves_animation_461x217x150ms.gif)
Rezonansı anlamak için bir grup askerin boğaz köprüsünden tempolu (frekanslı) geçmesi ile köprünün boyunun rezonansa girerek titreşimlerin artarak köprüyü yıkması veya bir opera sanatçısının belirli bir frekansta ses çıkartarak şarap kadehini kırması örneklerini gözünüzde canlandırabilirsiniz.
Neyse.. Teoriyi fazla uzattım.. 8-)
Tüm bunların özeti şudur : BOYU ÖNEMLİ !! :D
Pratiğe gelmeden önce azcık da hesap kitap yapalım.
Teknelerde kullanılan anten boyunun ne olması gerektiğini hesaplayalım.
Formül şöyle diyor: anten boyu (m) = ışık hızı (km/sn)/ frekans (KHz)
Işık hızını pratikte düz 300.000 km/sn kabul ediyoruz.
Frekans ise bizim deniz VHF sistemleri için 156-174MHz bandının tam ortası olan 165MHz veya KiloHertz olarak yazarsak 165.000KHz kabul edebiliriz. (Gerçekte 162Mhz üstünü kullanmıyoruz, dolayısı ile 156-162 arası 159MHz 'i orta olarak tercih etmek daha hassas ve doğru sonuç verir, ama henüz bu konuda sesimi duyuramadım.)
Yerlerine koyalım rakamları;
Anten boyu = 300.000 / 165.000 = 1,81 metre
Ohuu! Neredeyse 2 metre mi? Biraz büyük değil mi? :)
Pek değil aslında. Buna "TAM DALGA" anten diyoruz. Yani dalga boyuna eşit boyutta.
Teorik olarak en verimlisi bu, ama gerçek hayatta kullanmak için pek pratik değil.
Bunu küçültmenin yolu ise bu rezonans işini çok bozmayacak ölçüler olan 1/2, 1/4 veya 5/8 gibi özel ölçüleri kullanmak.
Genelde ucuz antenler 1/4 dalga boyu yani 1,81 m / 4 = 45cm ölçüsünü kullanır.
Biraz daha kaliteli, verimli olanlar ise 5/8 ölçüyü, yani 1,81 m / 4 = 113cm gibi.
Ee? Bu çok kolaymış! Neden tonla para verip hazır anten alıyoruz? Haydi şuradan iki parça bakır boru kesip yapalım?
eeehh.. Gerçekte tam öyle değil. :)
Çünkü bu çok kaba hesaplarda hesaba katmadığımız minik minik pek çok değişken var ve ne yazık ki tam olarak formülize edilemiyor, kullanılan bakırın, alüminyumun veya kablonun cinsine-alaşımına göre bile değişiyor ve antenin verimini fena halde düşürüyor.
Eğer elinizde SWR METRE denilen (antenin o frekansla tam rezonansa girip girmediğini, o frekanstaki elektrik sinyaline ne kadar direnç-empedans gösterdiğini ölçen) alet yoksa pratikte iyi bir anten yapmanız pek kolay değil. Elbette yapılır, yapılıyor, ama kolay değil. Çok tecrübe lazım.
Peki ne yapıyoruz? Elbette piyasadan yapılmışını alıyoruz! :)
ee peki neyi alıyoruz, milyor tane anten satılıyor piyasada, hangisini nasıl seçiyoruz? (Ulan!)
hah! nihayet başlıktaki soruya gelebildik! :D
Şimdi yine birazcık teorik bi durumdan bahsedeceğim. (Sesler yükselir: Aaa! Yuuh! Yeteer!)
(http://www.gemitrafik.com/images/frequencies-big.jpg)
Bu VHF (Very High Frequencies) denilen 30-300MHz arasındaki radyo dalgaları özelliklerinden dolayı sanki bir lazer pointeri tutuyomuş gibi yayınlandığı noktadan ileriye doğru dümdüz ilerler. Genelde bir yerlerden yansımaz, dünyanın ufuk çizgisinin arkasına geçmez, dağları tepeleri pek aşmak istemezler.
Teorik olarak VHF telsizle haberleşme (karşılıklı iletişim) mesafesi alıcı ve verici antenlerin ufuk mesafelerinin toplamıdır.
Grafik ve formülü aşağıda;
(https://skipr.net/wp-content/uploads/2011/08/LineofSight.png)
Hemen bir örnekle pekiştirelim;
Örnek: Sizin teknenizin anten yüksekliği 12m, kıyıda haberleşmek istediğiniz marinanın anteninin denizden yüksekliği 20m olsun. Hemen formüle koyalım;
Toplam iletişim mesafesi = (3,57 x √12) + (3,57 x √20) = 28km = 15 deniz mili
Uff.. Tamam tamam! Sizi formüllerle uğraştırmayayım, burada hesaplanmışı var! :)
(http://www.gemitrafik.com/wptest/wp-content/uploads/2014/01/vhf-muhabere-mesafe-tablosu.gif)
(http://1.bp.blogspot.com/-uiQGiU65xfM/TnGQJm19AOI/AAAAAAAAADA/9cCng5oPVUI/s1600/vhf.JPG)
Gerçek hayat şartlarında bu mesafeler pek çok sebepten dolayı çok değişken olabilir. Şimdilik takılmayın.
Eee ne anladık bu tablodan?
Antenin yüksekte olması iletişim mesafesini arttırıyor. Süper! Bu cepte.
Peki başka ne var bu mesafeyi etkileyen?
İki temel şeyden de bahsedebiliriz;
- Çıkış gücü
- Anten kazancı
Çıkış gücü demek telsizimizin gücü demek. Ama bildiğimiz üzere tüm dünyada VHF deniz telsizlerinin çıkış gücü max 25W olarak sabitlenmiştir. (Kara istasyonları 50W, idare sahil radyosu 100W) Dolayısı ile bu değişiklik yapabileceğimiz bir seçenek değil.
Ama burada yapabileceğimiz telsizimizden çıkan 25W gücündeki elektriksel sinyalin zayıflamadan anten'e kadar ulaşmasını sağlamaktır. Yani aradaki kablo ve konnektörlerin kaliteli ve sağlıklı olması lazım. Kablo mesafesi ne kadar artarsa ve arada ne kadar ek veya konnektör olursa burada bir kaybımız oluyor.
Eğer kablo mesafemiz çok ise daha kaliteli (düşük kayıplı) bir kablo kullanmak, kaliteli konnektörler kullanmak ve anten kablosuna ek yapmamak gerekir.
(http://www.saltyjohntheblog.com/wp-content/uploads/2016/03/Cable-sizes.jpg)
Peki ANTEN KAZANCI (GAIN) nedir?
İşte bu süper bişeydir! Bir koyup beş almaktır! :D
(https://www.promarinetrade.com/bw_client_files/promarine/public/img/Image/VHF-Antennas.jpg)
Nasıl düzgün anlatabilirim bilmiyorum ama kısaca bahsettiğim rezonans olayının antenin fiziksel özellikleri ile oynayarak veya bazı elektronik devreler yardımı ile arttırılmasıdır. Antene gönderdiğiniz bir birim sinyalin 3, 5, 10 birim arttırılarak, yükseltilerek havaya yayılmasıdır.
(https://telcoantennas.com.au/site/sites/default/files/images/marine-aerial-boat-explination.png)
vee artık gelelim gerçek dünyayaaa.. :)
Bu kadar laf kalabalığı yapma, şu anteni nasıl seçiyoruz kardeşim, marka model filan ver, uğraştırma bizi diyorsunuz, duyuyorum! :D
Yok, valla marka model vermem, veremem, kusura bakmayın. Bilsem dükkan sizin!
ama temel kurallar şöyle;
Eğer anteni yüksek bir yere monte edebiliyorsak (yelkenli tekne direği gibi) rüzgardan vb etkilenmeyen, boyutları küçük, kazancı düşük veya normal bir anten tercih edilebilir.
Elbette hem direk tepesinde hem kazancı yüksek anten tadından yenmez! :)
ama kazancı yüksek antenler genelde fiziksel olarak daha büyük olduklarından direk tepesinde çok tercih edilmezler.
Eğer motoryat kamarası gibi daha alçak veya yelkenlide kıçtaki matafora üstüne filan monte edecekseniz daha yüksek kazançlı antenleri tercih etmek yükseklikten kaybettiğiniz mesafeyi tolere edecektir.
Elbette kötü kaliteli (sinyal zayıflaması yüksek) uzun bir kablo, oksitlenmiş bir konnektör tüm bu yapacağınız yatırımın boşa gitmesi demektir.
Akü+telsiz+konnektör+kablo+konnektör+anten zincir halinde komple bir sistemdir, bu herhangi bir halkasının zayıflığı tüm sistemin zayıflığıdır.
(http://www.boatus.com/Assets/www.boatus.com/magazines/boatus/trailering/2015/october/img/vhf-console-illustration.jpg)
Üstelik kablo konnektör sisteminizdeki 1 birim zayıflık iletişim mesafenizde 10 birim kayıp meydana getirebilir. (Ahh! bu radyo dalgaları ahh! ne hınzırlar..)
Haydi bakalım, şimdi herkes gugılda "marin anten", "vhf anten" , "tekne anteni" gibi aramalara başlasın! :D
(Yuh! adam bu kadar laf salatası yaptı, yine seçim işini bize bıraktı!)
-
Ben bunun bir kelimesini bile kaçırmamak için bilgisayardan okuyacağım. Şimdiden teşekkürler.
Sent from my iPhone using Tapatalk Pro
-
Bu durumda, en basit haliyle, Akü+telsiz+konnektör+kablo+konnektör+anten'in önemini göz önünde bulundurmak şartı ile matafora üstüne 150cm, 3dB'lik bir anten, bizim gibi amatör ama birazda iyisi olsun diyenler için, işimizi rahatlıkla görür diyebilir miyiz. ?
Ayrıca eline, klavyene sağlık. Çok teşekkürler.
-
Özgür ne desem şaşırdım:)Anteni basit bişiy sanıyordum ama iş öyle değilmiş:)
Yukarıda yazdıklarını hepsini dikkate alacağım:)
Kalemine yüreğine sağlık,birde yazış tarzın çok aydınlatıcı:)Teşekkür ederim..
-
Bu durumda, en basit haliyle, Akü+telsiz+konnektör+kablo+konnektör+anten'in önemini göz önünde bulundurmak şartı ile matafora üstüne 150cm, 3dB'lik bir anten, bizim gibi amatör ama birazda iyisi olsun diyenler için, işimizi rahatlıkla görür diyebilir miyiz. ?
Ayrıca eline, klavyene sağlık. Çok teşekkürler.
Evet, görür.
Ne yazık ki gerçek hayatta kalitesiz kablo, oksitlenmiş konnektörler vb nedeni ile direk tepesinde iyi bir anteni bile olanlar 3-5 milden bile zor görüşme yapıyorlar.
Herkese söylüyorum, denize çıktığınızda telsizinizi mesafesini bildiğiniz yerlerle konuşarak test edin. (Marina ile, koordinatını bildiğiniz bir tekneyle, marintrafficden göreceğiniz gemilerle vb)
%90 sonuçlara şaşırıp üzüleceğinize eminim. Zor zamanda üzülmekten iyidir. :)
Ben olsam direk tepesinde halini bilmediğim, konnektörünü söküp temizlemesi zor, 15m kablo ile bağlı bir anten yerine, havuzlukta el altımda monte telsize 3-5m kaliteli kablo ile mataforaya takılmış anteni tercih ederdim.
öZgür (tapatalk)
-
havuzlukta el altımda monte telsize 3-5m kaliteli kablo ile mataforaya takılmış anteni tercih ederdim.
Özgür reisim.
Böyle bir çözüm varsa direk tepesindekiyle hiç uğraşmaya gerek yok:)
Marka,model link atabilirmisin:)
-
Özgür ne güzel yazmışsın. Ellerine sağlık.
-
Özgür reis,
Eline sağlık çok aydınlatıcı olmuş , çıktısını alıp sakladım bilginize :D.
-
Marka,model link atabilirmisin:)
Atarım, ama kafana gelirse karışmam! :D
öZgür (tapatalk)
-
Marka,model link atabilirmisin:)
Atarım, ama kafana gelirse karışmam! :D
öZgür (tapatalk)
Direk tepesinde antenden yırtarsam razıyım :)
-
Kopyalanıp arşivlenecek bir bilgi daha eline sağlık,Özgür Reis.
-
Ben olsam direk tepesinde halini bilmediğim, konnektörünü söküp temizlemesi zor, 15m kablo ile bağlı bir anten yerine, havuzlukta el altımda monte telsize 3-5m kaliteli kablo ile mataforaya takılmış anteni tercih ederdim.
öZgür (tapatalk)
Direk tepesine takılı antenin her 6 ayda bir gevşeyip kamçı gibi sallanmaya başlamasınave durmadan rüzgar gülüne takılmasına 10 sene tahammül ettim. Geçen seneki ciddi tekne bakımında direği de sökünce anteni söküp çöpe attım o tarihten beri kıç pulpite bir anten mi yapsam diye düşünüp duruyordum. Demek ki oluyormuş ! Bilgi için teşekkürler 8)
-
Peki mobil VHF cihazlaraına ne dersiniz. Mesela bende bir adet Cobra MH 350(bu rakamdan çok emin değilim ?)var.
5 watt lık.
Anteni bozulan alsın bunu hiç uğraşmasın dermisiniz?
-
El cihazı candır ama sabit telsiz yerine olmaz.
Hem anten yüksekliği deniz seviyesinde sayılır hem de çıkış gücü max 5w oluyor.
Yani direk tepesindeki antene sahip sabit telsize göre menzili 8-10 kat daha düşüktür.
öZgür (tapatalk)
-
Tayo Mar da direğin yanında L şeklinde bir aparat ile asılı. Çok memnunum.
-
Tayo Mar da direğin yanında L şeklinde bir aparat ile asılı. Çok memnunum.
Vurdu ve gol olduuu!
Ahşap direğin başka bir güzelliği daha! :D
Metal direkte anten sadece en tepeye takılabilir yoksa sinyal ciddi bozulur.
öZgür (tapatalk)
-
Metal direkte anten sadece en tepeye takılabilir yoksa sinyal ciddi bozulur.
Özgür hayallerimi yıktın:)parça yapıp gurcatanın biraz üstüne bağlayacaktım,tepeye takmayacaktım.
-
Ana! Özgür ahşap ile ilgili güzel birşeyler söyledi.. !O__
-
Metal direkte anten sadece en tepeye takılabilir yoksa sinyal ciddi bozulur.
Özgür hayallerimi yıktın:)parça yapıp gurcatanın biraz üstüne bağlayacaktım,tepeye takmayacaktım.
Mecbursan direkten en az 45-50cm uzakta olmalı. Gurcatanın ucuna doğru takılabilir. Direkten ve tellerden yine etkilenir ama idare eder.
Ya da direği ahşapla değiştir! :D
öZgür (tapatalk)
-
Metal direkte anten sadece en tepeye takılabilir yoksa sinyal ciddi bozulur.
Özgür hayallerimi yıktın:)parça yapıp gurcatanın biraz üstüne bağlayacaktım,tepeye takmayacaktım.
Mecbursan direkten en az 45-50cm uzakta olmalı. Gurcatanın ucuna doğru takılabilir. Direkten ve tellerden yine etkilenir ama idare eder.
Ya da direği ahşapla değiştir! :D
öZgür (tapatalk)
Teşekkür ederim krom direk desen olurdu :)ahşabın derdi çok :)
-
Sanırım 12 metre üstü teknelerde zorunlu (emin değilim, sadece profesyonellerle de ilgili olabilir) telsiz bulundurmak.
Bunun dışında telsiz hala gerekli bir iletişim aracı mı?
Bana bu zamanda çok da gerekli değilmiş gibi geliyor.
Yanılıyor muyum?
Kullananlar ne sıklıkta kullanıyorlar?
Kullanıcı izlenimlerini merak ediyorum.
-
Bildiğim kadarı ile 12 kişiden az yolcusu olan özel teknelerde yani bizim kullandığımız teknelerin her halde tamamında zorunluluk yok.
Teknelerde bulundurulması gereken zorunlu teçhizat arasında değilde, önerilenler arasında geçiyor vhf...
Şahsi fikrim zorunlu olmasının iyi olacağından yana, bana göre en azından dinleme için önemli.
-
iletişimden vazgeçeceksek tamam ama bunun dışında telsiz deniz için ana iletişim cihazıdır.
cep telefonu deniz şartlarına dayanıklı, güvenilir ve yeterli bir cihaz değil.
-
Kmt sınavına yeni hazırlandığım için bilgiler taze, hemen yazayım.
Özel teknelerde 12 kişi üstü zorunlu ( neden kişi pek anlam verememiştim , zaman aşımı bi dayanağı var herhalde.) 12 kişi altı özel teknenizde vhf var ise kmt belgesi zorunlu. Kitap böyle diyor.
Yani 12 kişi altı teknede vhf yi zorunlu tutmuyor ama var ise kmt bulundurmak zorunlu.
Bu noktada yanlış bir algı var, vhf zorunlu değil ise kmt belgesi de gerekmez diye.
-
Ali aşağıdaki mesajı yazınca hah! dedim, işte bu konuda bir yazı yazmak için fırsat! Aldım elime sazı-klavyeyi! :D
Yeni telsiz anteni almam lazım,eskisi koptu içinden teller çıktı sallanıyor aşağıya doğru.
Nasıl bir anten almalıyım?markası modeli konusunda sıfır bilgiliyim.
NOT1: Aşağıdaki yazı hiçbir izin almadan istenildiği gibi kopyalanabilir, istenilen her türlü ortamda yayınlanabilir, ortamlarda kendi cümleleriniz gibi kullanılabilir!
NOT2: Bu yazı pek çok teknik detay atlanarak, genele hitap etmesi amacıyla basitleştirilerek yazılmıştır. Akademik makale isteyenler lütfen yazılı başvursun.
NASIL BİR VHF TELSİZ ANTENİ SEÇELİM?
Önce altlık olarak kısaca bu anten denilen şey nedir, ne işe yarar ondan bahsedelim.
Anten telsiz cihazından çıkan ses-elektrik sinyallerinin elektromanyetik radyo dalgalarına çevrilmesi, havada-boşlukta belirli bir yöne veya her yöne aynı anda iletilmesi ve sonra yine bu radyo dalgalarının havadan toplanarak telsiz cihazına elektrik sinyali olarak iletilmesini sağlayan parçadır.
(https://1.bp.blogspot.com/-BKEu1goplMk/V8XVGCFFNPI/AAAAAAAACgI/rGKhs9H7O9oBW0GdSAhkLVlIfbiWTTfngCLcB/s1600/RadioBroadcasting.gif)
Temelde elektrik iletken bir metale herhangi bir frekansta (döngü-tekrarlama) elektrik sinyali verirseniz bu sinyalin bir kısmı elektromanyetik radyo dalgasına dönüşür ve havaya-boşluğa yayılır, büyük bir kısmı ise yok olur, soğurulur veya kaynağa geri yansır. (Mundar olur!)
(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/a6/Dipole_xmting_antenna_animation_4_408x318x150ms.gif/310px-Dipole_xmting_antenna_animation_4_408x318x150ms.gif)
Belirli bir frekansa (döngüye-tekrarlamaya) sahip elektrik sinyallerinin frekansı ile ters orantılı bir DALGA BOYU (sinyalin aynı tepe noktasını tekrarlanması arasında geçen süre / havada-kabloda kapsadığı fiziksel boyut) vardır.
(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/2/2d/Dalgaboyu.jpg)(https://faraday.physics.utoronto.ca/GeneralInterest/Harrison/Spectra/travelwave.gif)
İşte bu frekansın dalga boyu ile antenin fiziksel boyu birbiri ile uyumlu olduğundan REZONANS (titreşimlerin uyum ile çoğalması) meydana gelir, anten bu sinyale direnç göstermez ve en yüksek oranda bu elektrik sinyalinin elektromanyetik radyo dalgasına dönüşmesine izin verir.
(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/10/Dipole_antenna_standing_waves_animation_461x217x150ms.gif)
Rezonansı anlamak için bir grup askerin boğaz köprüsünden tempolu (frekanslı) geçmesi ile köprünün boyunun rezonansa girerek titreşimlerin artarak köprüyü yıkması veya bir opera sanatçısının belirli bir frekansta ses çıkartarak şarap kadehini kırması örneklerini gözünüzde canlandırabilirsiniz.
Neyse.. Teoriyi fazla uzattım.. 8-)
Tüm bunların özeti şudur : BOYU ÖNEMLİ !! :D
Pratiğe gelmeden önce azcık da hesap kitap yapalım.
Teknelerde kullanılan anten boyunun ne olması gerektiğini hesaplayalım.
Formül şöyle diyor: anten boyu (m) = ışık hızı (km/sn)/ frekans (KHz)
Işık hızını pratikte düz 300.000 km/sn kabul ediyoruz.
Frekans ise bizim deniz VHF sistemleri için 156-174MHz bandının tam ortası olan 165MHz veya KiloHertz olarak yazarsak 165.000KHz kabul edebiliriz. (Gerçekte 162Mhz üstünü kullanmıyoruz, dolayısı ile 156-162 arası 159MHz 'i orta olarak tercih etmek daha hassas ve doğru sonuç verir, ama henüz bu konuda sesimi duyuramadım.)
Yerlerine koyalım rakamları;
Anten boyu = 300.000 / 165.000 = 1,81 metre
Ohuu! Neredeyse 2 metre mi? Biraz büyük değil mi? :)
Pek değil aslında. Buna "TAM DALGA" anten diyoruz. Yani dalga boyuna eşit boyutta.
Teorik olarak en verimlisi bu, ama gerçek hayatta kullanmak için pek pratik değil.
Bunu küçültmenin yolu ise bu rezonans işini çok bozmayacak ölçüler olan 1/2, 1/4 veya 5/8 gibi özel ölçüleri kullanmak.
Genelde ucuz antenler 1/4 dalga boyu yani 1,81 m / 4 = 45cm ölçüsünü kullanır.
Biraz daha kaliteli, verimli olanlar ise 5/8 ölçüyü, yani 1,81 m / 4 = 113cm gibi.
Ee? Bu çok kolaymış! Neden tonla para verip hazır anten alıyoruz? Haydi şuradan iki parça bakır boru kesip yapalım?
eeehh.. Gerçekte tam öyle değil. :)
Çünkü bu çok kaba hesaplarda hesaba katmadığımız minik minik pek çok değişken var ve ne yazık ki tam olarak formülize edilemiyor, kullanılan bakırın, alüminyumun veya kablonun cinsine-alaşımına göre bile değişiyor ve antenin verimini fena halde düşürüyor.
Eğer elinizde SWR METRE denilen (antenin o frekansla tam rezonansa girip girmediğini, o frekanstaki elektrik sinyaline ne kadar direnç-empedans gösterdiğini ölçen) alet yoksa pratikte iyi bir anten yapmanız pek kolay değil. Elbette yapılır, yapılıyor, ama kolay değil. Çok tecrübe lazım.
Peki ne yapıyoruz? Elbette piyasadan yapılmışını alıyoruz! :)
ee peki neyi alıyoruz, milyor tane anten satılıyor piyasada, hangisini nasıl seçiyoruz? (Ulan!)
hah! nihayet başlıktaki soruya gelebildik! :D
Şimdi yine birazcık teorik bi durumdan bahsedeceğim. (Sesler yükselir: Aaa! Yuuh! Yeteer!)
(http://www.gemitrafik.com/images/frequencies-big.jpg)
Bu VHF (Very High Frequencies) denilen 30-300MHz arasındaki radyo dalgaları özelliklerinden dolayı sanki bir lazer pointeri tutuyomuş gibi yayınlandığı noktadan ileriye doğru dümdüz ilerler. Genelde bir yerlerden yansımaz, dünyanın ufuk çizgisinin arkasına geçmez, dağları tepeleri pek aşmak istemezler.
Teorik olarak VHF telsizle haberleşme (karşılıklı iletişim) mesafesi alıcı ve verici antenlerin ufuk mesafelerinin toplamıdır.
Grafik ve formülü aşağıda;
(https://skipr.net/wp-content/uploads/2011/08/LineofSight.png)
Hemen bir örnekle pekiştirelim;
Örnek: Sizin teknenizin anten yüksekliği 12m, kıyıda haberleşmek istediğiniz marinanın anteninin denizden yüksekliği 20m olsun. Hemen formüle koyalım;
Toplam iletişim mesafesi = (3,57 x √12) + (3,57 x √20) = 28km = 15 deniz mili
Uff.. Tamam tamam! Sizi formüllerle uğraştırmayayım, burada hesaplanmışı var! :)
(http://www.gemitrafik.com/wptest/wp-content/uploads/2014/01/vhf-muhabere-mesafe-tablosu.gif)
(http://1.bp.blogspot.com/-uiQGiU65xfM/TnGQJm19AOI/AAAAAAAAADA/9cCng5oPVUI/s1600/vhf.JPG)
Gerçek hayat şartlarında bu mesafeler pek çok sebepten dolayı çok değişken olabilir. Şimdilik takılmayın.
Eee ne anladık bu tablodan?
Antenin yüksekte olması iletişim mesafesini arttırıyor. Süper! Bu cepte.
Peki başka ne var bu mesafeyi etkileyen?
İki temel şeyden de bahsedebiliriz;
- Çıkış gücü
- Anten kazancı
Çıkış gücü demek telsizimizin gücü demek. Ama bildiğimiz üzere tüm dünyada VHF deniz telsizlerinin çıkış gücü max 25W olarak sabitlenmiştir. (Kara istasyonları 50W, idare sahil radyosu 100W) Dolayısı ile bu değişiklik yapabileceğimiz bir seçenek değil.
Ama burada yapabileceğimiz telsizimizden çıkan 25W gücündeki elektriksel sinyalin zayıflamadan anten'e kadar ulaşmasını sağlamaktır. Yani aradaki kablo ve konnektörlerin kaliteli ve sağlıklı olması lazım. Kablo mesafesi ne kadar artarsa ve arada ne kadar ek veya konnektör olursa burada bir kaybımız oluyor.
Eğer kablo mesafemiz çok ise daha kaliteli (düşük kayıplı) bir kablo kullanmak, kaliteli konnektörler kullanmak ve anten kablosuna ek yapmamak gerekir.
(http://www.saltyjohntheblog.com/wp-content/uploads/2016/03/Cable-sizes.jpg)
Peki ANTEN KAZANCI (GAIN) nedir?
İşte bu süper bişeydir! Bir koyup beş almaktır! :D
(https://www.promarinetrade.com/bw_client_files/promarine/public/img/Image/VHF-Antennas.jpg)
Nasıl düzgün anlatabilirim bilmiyorum ama kısaca bahsettiğim rezonans olayının antenin fiziksel özellikleri ile oynayarak veya bazı elektronik devreler yardımı ile arttırılmasıdır. Antene gönderdiğiniz bir birim sinyalin 3, 5, 10 birim arttırılarak, yükseltilerek havaya yayılmasıdır.
(https://telcoantennas.com.au/site/sites/default/files/images/marine-aerial-boat-explination.png)
vee artık gelelim gerçek dünyayaaa.. :)
Bu kadar laf kalabalığı yapma, şu anteni nasıl seçiyoruz kardeşim, marka model filan ver, uğraştırma bizi diyorsunuz, duyuyorum! :D
Yok, valla marka model vermem, veremem, kusura bakmayın. Bilsem dükkan sizin!
ama temel kurallar şöyle;
Eğer anteni yüksek bir yere monte edebiliyorsak (yelkenli tekne direği gibi) rüzgardan vb etkilenmeyen, boyutları küçük, kazancı düşük veya normal bir anten tercih edilebilir.
Elbette hem direk tepesinde hem kazancı yüksek anten tadından yenmez! :)
ama kazancı yüksek antenler genelde fiziksel olarak daha büyük olduklarından direk tepesinde çok tercih edilmezler.
Eğer motoryat kamarası gibi daha alçak veya yelkenlide kıçtaki matafora üstüne filan monte edecekseniz daha yüksek kazançlı antenleri tercih etmek yükseklikten kaybettiğiniz mesafeyi tolere edecektir.
Elbette kötü kaliteli (sinyal zayıflaması yüksek) uzun bir kablo, oksitlenmiş bir konnektör tüm bu yapacağınız yatırımın boşa gitmesi demektir.
Akü+telsiz+konnektör+kablo+konnektör+anten zincir halinde komple bir sistemdir, bu herhangi bir halkasının zayıflığı tüm sistemin zayıflığıdır.
(http://www.boatus.com/Assets/www.boatus.com/magazines/boatus/trailering/2015/october/img/vhf-console-illustration.jpg)
Üstelik kablo konnektör sisteminizdeki 1 birim zayıflık iletişim mesafenizde 10 birim kayıp meydana getirebilir. (Ahh! bu radyo dalgaları ahh! ne hınzırlar..)
Haydi bakalım, şimdi herkes gugılda "marin anten", "vhf anten" , "tekne anteni" gibi aramalara başlasın! :D
(Yuh! adam bu kadar laf salatası yaptı, yine seçim işini bize bıraktı!)
-
Konunun tekrar gündeme gelmesi çok iyi olmuş ki böyle bir başlığı unutmuşum.. Son günlerde telsizimle ilgili yaşadığım sorun ve tecrübeleri bu vesileyle aktarmak isterim.
-
Konunun tekrar gündeme gelmesi çok iyi olmuş ki böyle bir başlığı unutmuşum.. Son günlerde telsizimle ilgili yaşadığım sorun ve tecrübeleri bu vesileyle aktarmak isterim.
İlk defa 2018 Kıbrıs Seyrimizde Masal ve Avara tekneleri Kri-Kri'den sesimizi iyi alamadıklarını söylemişlerdi. Biz ise tüm çağrıları gayet net alıyorduk. Dönüşte telsizi, marinanın elektrikçisine kontrol ettirdim. Soketlerde bir hata yoktu, telsiz de çalışıyordu. Bana göre bizim eski telsiz artık miyadını tamamlamış olmalıydı..
Bu arada Kumkuyu marinadan komşumuzun Beneteau 370 serisi (Ütopya) teknesinde de telsiz kablosu koptu, ona da kablo aramaya koyulduk.
Bu esnada Kri-Kri'nin telsiz kablosuyla, Ütopya'nın kablolarının farklı olduğunu fark ettik. Onunki ince, benim telsiz kablo ise kalıncaydı. Ulen dedim teknolojiye bak, herhalde dedim bizimkinde TV anten kablosu döşeli ondan sesimiz gitmiyor. Neyse efenim, durum öyle değilmiş.
Ütopya'nın kablosu RG58 denilen ince kablo, benim kalın olan kablo ise RG213 olarak bilinen kabloymuş.
Ararken tararken Mersin'de marin elektroniği konusunda uzmanlaşmış bir firma buldum. telsizi koltuğumun altına koyduğum gibi gittim. Cihaza bağlandı test edildi; çıkış yalnızca birkaç watt, bildiğiniz walkietalkie ayarında.. söküldü yanmış bir entegre değiştirildi, cihaz kendine geldi. Firmanın antenine bağlanınca Mersin merkezden 18 mil uzaklıktaki bir balıkçı kayığı ile hasbuhal ettik, çıkış olması gerektiği gibi 25 wattları gördü.
Bu arada bizim elektronikçi önemli bir detayı paylaştı. Telsiz anten kabloları uzadıkça çıkış gücünde düşüş oluyor. Özellikle RG58 olarak ince kabloların telsiz ile anten mesafesinin kısa olduğu (3-5 metre) durumlarda kullanılmasını önerdi. Mesafe yelkenli teknelerimizde olduğu gibi 10 metrenin üzerine çıktığında ise verim oldukça düşüyormuş.
Direk tepesinde bulunan antenimizden en iyi verimi almak için ise RG213 kablo kullanmamız gerekmekteymiş.
Kri-Kri de kablo zaten RG213 olduğunu bildiğimden gönül rahatlığı ile gittim, telsizimi taktım, haftasonu açılıp 5-6 milden telsizi kontrole başladım. Belirgin bir düzelme var ama istenilen düzeyde değil, hala sesimi cızırtılı duyuyorlar.
En sonuda rica minnet bizim marin elektronikçiyi ikna edip elinde ölçüm cihazıyla tekneye getirdik. cihazın bir girişine telsizi diğer bir girişe ise anten girişin bağlıyor böylece mandalladıkça cihaz çıkış değerinigörebiliyosunuz. Bende çıkış yine 5 watt. Kablo çok eskimiş ve anlaşılan bazı noktalardan veya anten bağlantı noktasından kablonun içerisindeki teller ile dış taraftaki koruyucu örgü birbirine temas ediyor ve şase yapıyor.
önümüzdeki haftalarda hava şartları müsaade ederse yine bir direk tepesi operasyonu bizi bekliyor olacak. bu arada risk almayıp yeni kabloyu da RG213 olarak aldım.. telsiz çıkış gücümü en az 20 watt olana kadar bu işin peşini bırakmayacağım. :P
sonuçları buradan paylaşırım.
bu arada tabii ki şu soruyu da sormadan geçmek istemiyorum. Madem RG58 kablolarda mesafe uzadıkça çıkış gücü önemli oranda düşüyor, o zaman neden 12 - 13 metre direk boyu olan fabrikasyon bir beneteau teknesinde rg58 kullanılıyor?
-
...
bu arada tabii ki şu soruyu da sormadan geçmek istemiyorum. Madem RG58 kablolarda mesafe uzadıkça çıkış gücü önemli oranda düşüyor, o zaman neden 12 - 13 metre direk boyu olan fabrikasyon bir beneteau teknesinde rg58 kullanılıyor?
Bu sorunun tek cevabı var: MALİYET ! :)
Ama RG58 için öyle sadece 3-5m mesafede kullanılır demek de doğru olmaz.
Bilimsel olarak her kablonun hangi mesafede ne kadar kayba uğrayacağını gösteren tablolar var.
Örnek:
(https://www.qsradio.com/images/loss%20chart.jpg)
Amatör telsizciler için hazırlanmış bu tabloda bizim deniz frekanslarına yakın 144Mhz satırına bakabiliriz.
Rakam ne kadar büyük ise kayıp (her 100ft için desibel) o kadar çok.
(http://www.l-com.com/lcom_emails/2013/061813/RG-style-coax-types.png)
Bence kaliteli kablo, kaliteli konnektör ve anten kullanıldığında 10-15m mesafelere RG58 ile ulaşmanın büyük bir sıkıntısı yok. Fiyat/performans açısından yeterli olacaktır.
Ama kablo kalitesiz ise, konnektörlerin içi oksitlenmiş ise, kablo biryerlerde ezilmiş/bükülmüş ise, anten direk tepesinde boynu bükük kalmış ise daha az kayıplı bir kablo kullanmak da yeterli olmayabilir.
Telsiz konusunda her konuştuğum kişiye söylüyorum, denize çıktığınızda mesafesini bildiğiniz istasyonlar ile görüşme yaparak kademe kademe deneme yapın, sakin denizde ne mesafeden, dalgalı-bulutlu-yağmutlu günde ne mesafeden iletişim (sadece duymak değil, sesinizi duyurabilmek) kurabildiğinizi öğrenin.
-
Peki başka ne var bu mesafeyi etkileyen?
İki temel şeyden de bahsedebiliriz;
- Çıkış gücü
- Anten kazancı
.....
Peki ANTEN KAZANCI (GAIN) nedir?
İşte bu süper bişeydir! Bir koyup beş almaktır! :D
.....
Elbette hem direk tepesinde hem kazancı yüksek anten tadından yenmez! :)
ama kazancı yüksek antenler genelde fiziksel olarak daha büyük olduklarından direk tepesinde çok tercih edilmezler.
Eğer motoryat kamarası gibi daha alçak veya yelkenlide kıçtaki matafora üstüne filan monte edecekseniz daha yüksek kazançlı antenleri tercih etmek yükseklikten kaybettiğiniz mesafeyi tolere edecektir.
Demişsin Özgür Reis.. Ben ÖZgür USta diyeğciem artık ;-) Ama bu Gain'in ölçü birimi nedir? Yüksek kazançlı anteni nasıl anlayacağım?
Ben matafora üstünde, güneş enerji panelinin yanına takacağım kısa kablolu, yüksek kazançlı anteni. Tepedekini de sökerim.. Bu fikrini çok mantıklı buldum. Fakat dediğim gibi yüksek kazançlı derken, nasıl anlayacağım öyle anteni?
Ekleme/Düzeltme : Sormuşum ama şimdi gördüm, anten ilanlarında dB birimiyle belirtiyorlar.. Boy, Kazanç, Empedans, frekans aralığı diye belirtiyorlarmış..
İkinci Ekleme : Bir de KAzanç : 3dB , Marine Kazanç : 6dB demişler. Bunlar nedir acaba?
-
Demişsin Özgür Reis.. Ben ÖZgür USta diyeğciem artık ;-) Ama bu Gain'in ölçü birimi nedir? Yüksek kazançlı anteni nasıl anlayacağım?
Ben matafora üstünde, güneş enerji panelinin yanına takacağım kısa kablolu, yüksek kazançlı anteni. Tepedekini de sökerim.. Bu fikrini çok mantıklı buldum. Fakat dediğim gibi yüksek kazançlı derken, nasıl anlayacağım öyle anteni?
Ekleme/Düzeltme : Sormuşum ama şimdi gördüm, anten ilanlarında dB birimiyle belirtiyorlar.. Boy, Kazanç, Empedans, frekans aralığı diye belirtiyorlarmış..
İkinci Ekleme : Bir de KAzanç : 3dB , Marine Kazanç : 6dB demişler. Bunlar nedir acaba?
Hehe! "Usta" en sevdiğim ünvanımdır! Teşekkür ederim! :D
Tüm anten işlerinde kazanç (gain) birimi DESİBEL (dB veya dBi) ile gösterilir.
Antenlerin satış dökümanlarında veya üzerlerinde bu bilgi yazar, buna göre seçebiliriz.
Empedans (kablo veya antenin elektromanyetik dalgaya gösterdiği direnç) bizim telsiz sistemleri için 50ohm olmalı.
Frekans, malum bizim deniz frekans bandına (156-162MHz) uyumlu olmalı.
ama "marine kazanç" denilen şey biraz pazarlama hilesi..
Olay dB ile dBi (isotropik anten kazancı) arasındaki farktan kaynaklanıyor.
dBi ile gösterilen değer bu antenin ideal şartlarda her yöne sağladığı kazancı gösteriyor, dB ise bu antenin özelliğine göre belirli bir yöne daha fazla kazanç sağlıyorsa bunu ifade etmek için kullanılıyor.
İkisi farklıdır, birbiri ile toplanıp çıkartılmaz, karşılaştırılmaz..
arada kafa karışıklığı yaratmasın, kısaca kazanç-gain olayını açayım;
kazanç antenin gücünü arttıran birşey değil, sadece belirli yönlerde daha faydalı olmasını sağlayan bir değer.
yani her zaman en yüksek kazanç en iyisi değildir.
örneğin çok yüksek kazançlı (atıyorum 10dB bir anten) denize yakın mesafede faydadan çok zarar getirebilir, çünkü yatayda bu kazancı sağlamak için dikeydeki yayın yeteneğinden vazgeçmiş demektir. yayın şekli/izi (patern) yuvarlak'a yakın bir ovalden ince uzuun bir ovala döner. böylece siz anten denize tam 90 derece dik dururken deniz seviyesinden çok uzaklara doğru iletişim kurabilirken tekne yalpa yapmaya başlayınca yayınınız denizin içine doğru kaybolup gidebilir..
Anlatarak zor tabi, ama aşağıdaki resimlere bakarsanız daha kolay anlaşılır sanırım;
(https://newcontent.westmarine.com/content/wm-img/WestAdvisor/articles/VHF-Antennas-2.jpg)
-
Yatay yönde gücü arttırmak için ne gibi bir dizayn yapılıyor Özgür kaptanım?
(Normalde dikey ile yaptığı açının sinüsünün karesi ile değişir güç diye biliyorum da standart dipol anteninde, bu farklı bir dizayn mı?)
-
Yatay yönde gücü arttırmak için ne gibi bir dizayn yapılıyor Özgür kaptanım?
(Normalde dikey ile yaptığı açının sinüsünün karesi ile değişir güç diye biliyorum da standart dipol anteninde, bu farklı bir dizayn mı?)
Hocam her anten çeşidinde başka bir yöntem kullanılıyor.
Mesela dipol dediğimiz düz çubuk şeklindeki, her yöne çalışan (omnidirectional) antenlerde array (dizi) denilen yöntem/tasarım kullanılıyor.
Dalga boyuna uygun şekilde antenin yanına veya üstüne yeni antenler ekleniyor. (bunlar dışarıdan görünür olabilir veya aynı kabuğun/kılıfın içinde dışarıdan görülmeyecek şekilde de olabilir) ve bu antenlerin birbirleri ile (ve elektromanyetik dalga ile) etkileşim içinde belirli yönlerde verimini arttırması sağlanıyor.
Eğer bir dipol antenin dikey yönde kendi üzerine bu ekler yapılıyorsa buna collinear olarak adlandırılıyor. Bizim teknelerdeki yüksek kazançlı antenler genelde bu yöntemle üretiliyor. Dışarıdan baktığımızda 1-1,5m'lik bir fiber çubuk olarak gördüğümüz antenin içinde aslında birbiri peşine uygun şekilde bağlanmış 2 veya 3 tane (Bazen daha fazla. Mesela benim evde AIS dinlemek için kendi yaptığımda 9 parça var!) 45-47cm'lik metal çubuklar oluyor.
Örnek:
(http://patentimages.storage.googleapis.com/pages/US6057804-7.png)
veya direk uc uca değil de üst üste belirli boşlukla monte edilmiş diziler olabilir;
(https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/I/21m8tRNjeRL._SX342_.jpg)
Bunlar omnidirectional, her yöne etkileşim içinde olan antenler..
ama bu kazancı arttıran yöntemlerle normalde yatayda ve dikeyde oluşturdukları pattern/sinyal şekli bozuluyor, yatayda daha ince uzun hale geliyor, dikeyde azalıyor.
Şuradan anlaşılabilir sanırım;
(https://blog.commscopetraining.com/wp-content/uploads/2016/06/figure-3-antennas-490x250.png)
(http://www.dronetrest.com/uploads/db5290/original/2X/f/f91d294dc6e07a5b9a4bbc79e0456586fdcd549a.png)
Eğer bu diziler böyle üst üste, ucu uca değil de yatayda yapılırsa bu sefer de yönlü (Directional) anten elde edilmiş oluyor. Bu diziyi oluşturan elemanların dizildiği yöne doğru antenin patterni büyüyor, diğer yönlerde oldukça azalıyor.
Bu antenlerin de bir sürü ismi var, bizim en çok tanıdığımız (çatılardaki eski TV antenleri) YAGI-UDA antenleri.
Örnekler:
(https://www.changpuak.ch/electronics/images/Yagi_Uda_Antenna_lek_thai.jpg)
(https://www.radio-electronics.com/images/yagi-uda-television-antenna-02.jpg)
(https://image.slidesharecdn.com/yagi-udaantenna-170122073136/95/yagi-uda-antenna-13-638.jpg?cb=1485070380)
Bu anten işlerinin hepsinin temelinde ilgili frekanstaki sinyalin dalgaboyuna uygun bir metal iletken ile REZONANSA girmesi yatıyor.. Basit ama bir o kadar da etkileyici bir olay! :)
Aşağıdaki videoda bu kazanç işini bir ustamız çok güzel basit "gaz lambası" örneği ile anlatmış;
-
Çok teşekkürler...
-
O halde ben biraz faniler için basitleştirmeye çalıştırayım, yanlışım var mıdır bir bakar mısın "Usta" ;-)
Direk tepesindense matafora üzeirne yerleştirceksek Gain'i yüksek bir anten takmakta fayda var.
Ama fazla yüksek takarsak yatayda elde edilen kazanç daha yavan ve daha az dikey olduğu için yalpalamalarda verimsiz bir iletişim doğacak.
O sebeple çok da yüskke gain makul olmaz. (6db iyi midir?)
Db karşılatırırken de ya dBd ya da dBi ları karşılaştırmalıyız aksi taktirde yanlış kaşrılaştırma olur.
Bir antende dBi diğerinde dBd varsa dBd olanına 2.15 ekler dBi bulup kaşrılaştırırz (ya da tersi)
Bir de şu sonuca vardım, sanki fiber antenler bu kazanç açısından daha iyidir?
-
Gayet güzel bir özet olmuş.. :)
Evet, fiber antenler genelde tel/çubuk antenlere göre daha verimli çünkü fiziksel olarak büyük olduklarından gövdeleri içinde bahsettiğim kazancı arttıran daha çok sayıda eleman barındırabiliyorlar ve/veya frekansın tam dalga boyuna daha yakın ölçüde (5/8, 1/2 gibi) imal ediliyorlar.