Heyamola Hey
Havuzluk => Genel => Konuyu başlatan: Bülent Büyükdağ - 11 Ağustos 2017, 12:10:16
-
Bildiğiniz üzere Enes Save, karaya çıkmadan 1200 mili aşkın yol yaptı. Çıkıştaki hedefi Samanğ-Çevlik olsa da, Mersin Marina'da karaya çıktı ve turunu tamamladığını ilan etti.
Olağanüstü sabrı, büyük ve saygıdeğer çabası nedeniyle kendisini kutluyorum.
Mersin Marina'da karaya çıkmadan önce beni aradı. Artık devam edemeyeceğini, iradesinin son raddesine geldiğini söyledi. Yola çıkarken de sen bilirsin demiştim, bitirirken de sen bilirsin dedim. Kendisi ile gurur duyuyorum. Ben asla yapamazdım.
Masall'a konu geldiğinde.
(https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net/v/t31.0-8/20280507_10210257835176399_5390626707386311008_o.jpg?oh=19afd98af10afb5b394ea99f5ea72a5a&oe=59F0B2E5)
-
Enes i reelden arkadaşımdır,bu seyre başlamadan önce baya konuştuk bu seyirle ilgili,bu seyri sırasında ara sıra telefonda konuştuk,gerçekten yaptığı şey bana göre büyük bir olay,yürekten kutluyorum.
Nasıl bir sabırdır,nasıl iradedir tebrikler,ENES..
-
Gerçekten inanılmaz bence sonuna kadar hak ediyor tebrikleri :)xx
-
Gerçekten az insanın başarabileceği bir çaba ve irade.
Tebrik ederim.
:)xx :)xx :)xx
-
Sabır ve iradesini alkışlıyoruz.
BALIM SY
-
Tebrikler, sabrı için ayrıca tebrikler
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Enes'in bir çoğumuzun bırakın başarmayı, hayalini bile kuramayacağı bir seyri tamamlaması gerçekten övgüye değer.Emeğini,sabrını,azmini alkışlıyorum.
Umarım şartlar oluştuğunda hayalini kurduğu dünya seyahatine de çıkar.
Gururumuzsun Enes :)xx
-
Sağ salim bitirmiş olmasına çok sevindim. Geçmiş olsun.
Umarım yaşadıklarını , kazanımlarını yazar ve okuruz.
-
Tebrikler Enes Reis, hayranlıkla,heyecanla izledik,dinledik, takip ettik , imrendik ve gurur duyduk. Selametle Abicim.
-
Enes abi, küçük bir botla İstanbul'dan Mersin'e 1200 mil yol yapmakla yetinmedi bir de karaya çıkmayarak bu projeye ayrı bir iddia ve zorluk kattı...
Bu deneyim, eminim kendisine çok şey katmıştır. Diğer taraftan da bizlere, deniz severlere beylik ifade ile 3 tarafı 4 denizle çevrili ülkemizin denizlerinde boyuna ebadına bütçesine bakmaksızın güvenle seyir yapabileceğimizi tekrar hatırlattı...
Gerçekleştirdiği bu harika proje için hem tebrik ediyorum hem de teşekkür ediyorum...
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Ben inanmıştım yapacağına. Tebrikler Enes. :)
-
Enes abi, küçük bir botla İstanbul'dan Mersin'e 1200 mil yol yapmakla yetinmedi bir de karaya çıkmayarak bu projeye ayrı bir iddia ve zorluk kattı...
Bu deneyim, eminim kendisine çok şey katmıştır. Diğer taraftan da bizlere, deniz severlere beylik ifade ile 3 tarafı 4 denizle çevrili ülkemizin denizlerinde boyuna ebadına bütçesine bakmaksızın güvenle seyir yapabileceğimizi tekrar hatırlattı...
Gerçekleştirdiği bu harika proje için hem tebrik ediyorum hem de teşekkür ediyorum...
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
İlk duyduğumda çılgınlık demiştim. Yine de çılgınlık diyorum. Ama göstermiş olduğu sebat benim gibi "daha sonra çıkarım, şundan sonra çıkarım" cı denizciler için gıbta edilesi bir durum. Tebrik ederim kendisini.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Tebrik ederim Enes Reis. Senin bottan büyük bir balıkçı teknesinde günlerce denizde kalmış biri olarak, yaptığınız işin ne denli zorlu ve sınırları zorlayıcı olduğunu çok iyi biliyorum. Tekrar yürekten kutlarım. :)xx
-
Geçmiş olsun Enes.
-
Gerçekten büyük mücadele gösterdin. Tebrik ederim Enes:)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Tebrik ediyorum..Bütün çabanın,çilenin,inadın ve başarının sana ve dolayısıyla bize katkısını, sonuçlarını dinlemek isterim Enes kardeşim.
-
Dost acı söyler.. Enes in yaptığı bu büyük iş ne yazık ki gereken ilgi ve desteği sağlayacak pazarlama faaliyetleri yapılmadığından böyle oldu.
Adım gibi eminim ki Enes , seyir planlaması için ayırdığı onfa bir zamanı bu iş için ayırmadı. Sadece face de bir iki resim . Instagram hesabı var mı bilemiyorum bu seyirin.
Oysa süremli yayın ve fotoğraflar ile çok amatörce de olsa bunlar yapılabilse çok daha ilgi çekici olurdu.
Böyle büyük bir iş bu açıdan bakıldığında heba oldu gitti.
Enes, kendisi istemese de bir misyon sahibi oldu.
" teknenizin kıçında gezdirdiğiniz bot ile ben durmadan Tüm Türkiye kıyılarıni gezerim "
Demek ciddi bir iddadır. Üstelik enes allkah sağlık versin 18 lik delikanlı da degil.
" Eee gitti de ne oldu ???" Diye düşünürseniz yanlış düşünmüş olursunuz.
Belki de hiç kimse Enes in yaptığını yapmaz ,yapamaz. Ama bu gibi " büyük iş" ler insanların ufkunu açar ve cesaretlendirir.
Adam bot ile neler yaptı ben de kendi teknem ile daha uzun seyirler yapabilirim gibi ...
Iste o yüzden bu aksiyonun çok daha ses getirici bir şekilde tasarlanması gerekirdi.
Neyse kısmetse bir sonraki sefere diyelim..
-
Adam bu işi kendi için yaptı..
kendi sınırlarını gördü, zevk aldı, mutlu oldu vb..
başka bir misyon yüklemeye gerek yok.
-
İnanılmaz bir iş.. üzerine söz olamaz.. ayakta alkışlıyorum..
SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
:)xx :)xx :)xx :)xx
Gönülden tebrik ediyorum. 12 metre tekneyle 50 mil yapınca ne hale geldiğimi düşündükçe aklım 1200 mili almıyor.
-
Klasik muhabbetler..
Yahu adamın teknesi batıyor 45 gün denizde kalıyor, bundan bir kitap, bir sürü röpörtaj , bir film çıkarıyorlar.
Bu bir sektör. Bu işler dünyada artık amatörlerce bile çok profesyonel şekilde yapılıyor. Her türlü imkan mevcut.
Dediğim gibi siz bir idda sahibi olmasanız da yaptığınız iş bir idda ortaya koyar.
Bu açıdan bakıldığında Enes in yaptığı iş çok sınırlı kaldı diyorum. Emes in yaptığı işin yeterince duyurulamadığını anlatmaya çalışıyorum. Kuru kuru tebrikler, yok kendi sınırını test etmiş v.s.
Bu büyük iş her gün takip edilmeli, kayıtaltına alınmalı ve mecralarda duyurulmalı idi. Böyle olunca sponsor da bulunurdu. Kıçtan takma motorunun hiç karaya çıkmadan bin mil kullanıldığını bilmek bu firma için bir değer değilmidir?
Bu firmadan katkı sağlansaydı fena mı olurdu. ? Daha bir sürü sponsor bulmak mümkün. En kötüsü UK sailsten rica ederdik yelkenini yapardı , enes yeni kataloglarında yer alırdı, filan filan..
Yazık oldu yazık..
-
Klasik muhabbetler..
Yahu adamın teknesi batıyor 45 gün denizde kalıyor, bundan bir kitap, bir sürü röpörtaj , bir film çıkarıyorlar.
Bu bir sektör. Bu işler dünyada artık amatörlerce bile çok profesyonel şekilde yapılıyor. Her türlü imkan mevcut.
Dediğim gibi siz bir idda sahibi olmasanız da yaptığınız iş bir idda ortaya koyar.
Bu açıdan bakıldığında Enes in yaptığı iş çok sınırlı kaldı diyorum. Emes in yaptığı işin yeterince duyurulamadığını anlatmaya çalışıyorum. Kuru kuru tebrikler, yok kendi sınırını test etmiş v.s.
Bu büyük iş her gün takip edilmeli, kayıtaltına alınmalı ve mecralarda duyurulmalı idi. Böyle olunca sponsor da bulunurdu. Kıçtan takma motorunun hiç karaya çıkmadan bin mil kullanıldığını bilmek bu firma için bir değer değilmidir?
Bu firmadan katkı sağlansaydı fena mı olurdu. ? Daha bir sürü sponsor bulmak mümkün. En kötüsü UK sailsten rica ederdik yelkenini yapardı , enes yeni kataloglarında yer alırdı, filan filan..
Yazık oldu yazık..
O kadar değil, motor bakımlarını bildiğim kadar ücretsiz yaptılar, CNN'den NTV'ye her yerde haber oldu. Pek çok dergi ve gazetede söyleşiler yayınlandı.En ama en önemlisi, yerel basın ilgi gösterdi.Yerel basının ilgi göstermesi çok önemli. Siz Istanbullular bilmezsiniz ama Anadolu'da yerel basın çok okunur ve çok etkilidir. Bu, merak-macera- yeni ufuklar ruhunun sıradan-gündelik yaşamın dışına çıkmamış insanlara bir nebze bulaşmasına yol açmış, onları azıcık dürtmüştür diye düşünüyorum.
Elbette daha çok şey yapılabilirdi. Üstelik yine bildiğim kadarıyla Enes bu işin peşini bırakmıyor, devamını getirecek.
Ama şunu da atlamamak lazım, eğer bu iş İsveç'de yapılmış olsaydı, en az haftada bir tv haberi olurdu, bu ayrı bir gerçek.
Öte yandan Ersincim, sahiden kuru kuru tebrik etmedi çok kişi. Elinden geldiği kadar katkıda bulundu. Örneğin reislerimizden biri, Alanya-Mersin arasındaki neredeyse bütün lojistik desteği sağladı. Biri, günlük -hatta saatlik- hava durumu bilgisini geçti. Herkes bir ucundan tuttu tutabildiği kadar.
Ben senin demek istediğini anlıyorum, bunu-benzer görüşleri- Enes'e de Alanya'da anlattıydım. O da kişisel olarak yapabileceklerini yaptığını söylemişti.
Belki de denizcilik camiası, yani her birimiz, yeterince destek olmamışızdır. Belki de uzaktan helal olsunla geçiştirmişizdir. Burada eksik bulunacak kişi Enes değil, Türk denizcilik camiasıdır. 15.000 tekne sahibinin hemen hepsinin sosyal medya hesabı var. Kaç tanesi sayfasından duyurdu bunu? Kaç video paylaştı? Çok ama çok az. Bırak paylaşmayı, bu kadar önemli bir işi kendi arasında kaç defa hasbıhal etti. Manyak bu adam deyip geçiştirmedi mi çoğumuz? O halde?
Yahu Erden Eruç kaç defa haber oldu Allah aşkına?
Bir de buradan bakalım, derim.
-
Yahu Enesi suçlayan kim.. Ben kendimize kızıyorum. Enesin yaptığı iş çok önemli . Bu ve buna benzer ekstrem sportif olaylar ufuk açıyor. Enes bu şekilde değerlendirilmeli diyorum.
Dediğim gibi Enes in böyle bir misyonu olmayabilir. Mütevazi kimliği ile bundan hoşlanmayadabilir, bunlar ayrı konu. Benim anlatmak istediğim .....
Neyse .. Yapmak lazım.. Enes ile bir proje yapmak şart oldu..
-
Yok yok. Öyle birşey demedim. Aklıma gelmedi bile.
-
Yahu Enesi suçlayan kim.. Ben kendimize kızıyorum. Enesin yaptığı iş çok önemli . Bu ve buna benzer ekstrem sportif olaylar ufuk açıyor. Enes bu şekilde değerlendirilmeli diyorum.
Dediğim gibi Enes in böyle bir misyonu olmayabilir. Mütevazi kimliği ile bundan hoşlanmayadabilir, bunlar ayrı konu. Benim anlatmak istediğim .....
Bende yeterince faydalı olamadım, bu yaz hastalıklar vs ekstra yoğunluğumuz oldu, normalde çok etkili bulunduğum zelloda bile bulunamadım, azıcık face den takip ettim o kadar.Kusurumuza bakmasın artık Enes Reis.
-
Enes karaya çıktıktan sonra arıyorum telefonunu ulaşamıyorum:)
Sanırım kesmedi bu seyir,başka yerlere rota tuttu:)ENES BU YAPARMI YAPAR:)
-
Enes karaya çıktıktan sonra arıyorum telefonunu ulaşamıyorum:)
Sanırım kesmedi bu seyir,başka yerlere rota tuttu:)ENES BU YAPARMI YAPAR:)
Ali reisim telefonu arızalanmıştı şu an başka bir numara kullanıyor geçici olarak
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
... Yazık oldu yazık..
Enes yaptığı şeyden memnun sen olmuyorsun! Adam illa pazarlayacak! :D
Bu tip işlerin bu kadar kısıtlı olduğu memlekette insanlar buna ilgi göstermiyorlarsa bu onların suçu, sen bunu pazarlayıp gözlerine sokuyor olmanın bi değeri yok bence..
bu kültür işi.. öyle pazarlamayla olmaz..
içinde deniz kültürü, merakı, macera hissi filan bişeyler olması lazım ki ilgi göstersinler..
senin allayıp pullayıp "tüketime" sunmanın manası yok.
zamanında Sadun Boro'yu binlerce insanın takip etmesi, dönüşte karşılamasının tek sebebi Hürriyet gazetesinin desteği değildir.
Bülent'in dediği gibi bizim camiada bile Erden Eruç'u bile kimse tanımıyorsa top patlatsan boş.. geçici.. sabun köpüğü..
-
Ben Ersin Reise katılıyorum bu konuda, hedef bu günün yetişkinlerinden ziyade yarının yetişkinlerinde farkındalık oluşturmak burada. Bugünün yetişkinleri kendi sınırlarını tanımlamış ve çok olağan üstü bir şey olmadıkça o sınırları değiştirmez. Ama yarının yetişkinleri henüz kendi sınırlarını belirleme aşamasında ve böyle bedensel etkinliklerden haberdar olup , imkan dahilinde olduğunu farketmesi ileride deniz üzerinde yüzbinlerce lira para bağlamadan dolaşılabileceği fikrine sahip daha fazla insan demek olur.
Aslında daha önce böyle bir etkinlik olmuştu. Hakan Güvenç bey şişme botla Türkiye sahillerini gezmiş ve sonradan bir de tv programı serisi hazırlamıştı. Doğaldır ki, sayı ne kadar az ise insanlar ilk önce çok uçuk bulur böyle şeyleri. Sayı çoğaldıkça doğallaşır. O yüzden farkındalık oluşturmak adına daha fazla ileriye çıkarılması iyi olur.
Hatırlıyorum da, bisiklet sürerken kask kullanmak gerekliliği çok yabancı bir fikirdi Türkiyede. Bundan on sene önce küçük çocuklar beni kaskla görünce turist sanıp "hello" diyerek arkamdan koşardı. Şimdi yollarda bir çok kasklı bisikletli görüyorum. Deniz yelken zengin işi olarak görülüyor ülkede. Denizde olmanın para işi değil, istek işi olduğu hakikatini anlatmak Enes bey gibi örnekleri ön plana çıkarmakla daha mümkün olacaktır.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Ben Ersine katılıyorum bu konuda, hedef bu günün yetişkinlerinden ziyade yarının yetişkinlerinde farkındalık oluşturmak burada. Bugünün yetişkinleri kendi sınırlarını tanımlamış ve çok olağan üstü bir şey olmadıkça o sınırları değiştirmez. Ama yarının yetişkinleri henüz kendi sınırlarını belirleme aşamasında ve böyle bedensel etkinliklerden haberdar olup , imkan dahilinde olduğunu farketmesi ileride deniz üzerinde yüzbinlerce lira para bağlamadan dolaşılabileceği fikrine sahip daha fazla insan demek olur.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ersin'in doğru bir şeyi, pata-küte uzun köprüler kurarak anlatmak gibi bir huyu olduğundan (gıcık vereyim dedim) eksik gedik anlaşılması doğal. Ben alıştım bir hayli.
Nuri Reis, Ersin'in dediklerini, sizin dediğinizden farklı bir biçimde algılamadım ben de. Ama bana kalırsa durum, Ersin'in algıladığı kadar vahim değil.
İlkin şunu ortaya koymak lazım; bir kişi bir işi, bir amaç uğruna yapmak durumunda değil. Kişi yalnızca kendisi için bir şey yapabilir. Tüm denizcilik camiası umurunda bile olmayabilir. Bana kalırsa da çok önemli olan sizin vurguladığınız şeyleri kişi bir ödev olarak görmeyebilir. Bireyin topluma yararlı olmak gibi özel bir ödevi olduğunu düşünmüyorum.
Ama altını çizmek gerekir ki, bir camianın- yaşam biçimini- dinsel inanış, politik görüş vs,- başkalarına sevdirmek(dayatmak değil), ilgisini çekmek gibi bir (ödevi olmasa da) görevi vardır. Biz- deniz camiası- işte bu kolektif görevi yerine getirmede eksik kaldık bu işte. Burada Enes'e ödev ve/veya görev yüklemek yerine, hep birlikte dönüp kendimize bakmalıyız diye düşünüyorum.
Bu açıdan bakıldığında, yani eğer benim söylediklerim doğru ise, evet, yazık oldu, çünkü hep birlikte önemli bir olayı fena halde ıskalamış görünüyoruz.
Enes penceresinden bakıldığında ortada yazık olan bir şey yok, tam tersi muazzam bir başarı var, kanaatindeyim.
-
Ben bir ülkede , eğitimli, aydın kesimin bu kadar arebesk olduğunu sanmıyorum.
Bizden adam olmaz geyiği.. Ne kadar uğraşsan boş muhabbetleri. Ülkenin en eğitimli, donanımlı insan kaynağının bu kadar umutsuz olması bu ülkenin en büyük problemi bence.
Sadun Boro zamanında çok mu kültürlüydük.. ? Sadun Boro dan sonra ilk dünya seyahatine kim ne zaman çıktı?
Ortalama bir Amerikalının bilgi birikimini gören herkes, bu ülkenin her bir vatandaşını sarılır öper.
Tüm ingilizler çok mu denizci.. Deniz ve yelkenden bir haber bir sürü İngiliz biliyorum ben. Ki bu onlar için çok daha büyük ayıp.
Malzeme bu diye mücadele etmeyecekmiyiz ? Kendi adımıza birşeyler yapmayacakmıyız. ? Ben kendi adıma bütün kış wooden boat forum da bu ülkenin terör ile anıldığı sıralarda İstanbul da yelken fotoğrafları paylaştım mesela. Bu ülke sandığınız gibi değil demeye çalıştım.
Bu ülkeye küserek değil , elimizden ne geliyor ise yaparak katkıda bulunmak gerekir.
Düşünsene Özgür, Atatürk, ne işim var ya benim bu ülkede deseydi de Memleketi o zaman artık Yunanistan olan Selaniğe dönseydi..
Sana böyle karamsar olduğun zamanlarda Atatürk ün gençliğe hitabını okumanı öneririm.. İyi geliyor.. :)
-
Yani Enes beyin penceresinden durum o, adam çıkacağım dedi, çıktı ve bitirdi. O kendisi için yeterli gördüğünü yaptı.Ama Ersin reisde kendi penceresinden bakıyor işe , yani pazarlama penceresi. Bu iş ekip işi. Sizin dediğiniz gibi bunu bir vazife olarak görmek böyle kar amacı gütmeyen etkinliklerde zordur. Halbuki herkes keyif aldığı işi yapınca ortada vazifenin kişi üzerine yüklediği bunaltı da ortadan kalkacaktır. Enes beyin "eksiği" olduğunu iddia etmiyorum, benim anladığım kimse etmiyor. Kaçan fırsatın arkasından yapılan muhasebe gibi bir şey şu an yazdıklarımız. Bana göre kalemi kuvvetli birileri Enes beyin rızası ve işbirliği içinde onun başından geçenleri yazıya dökse gene amaç hasıl olur gibi. Dediğim gibi bu iş ekip işi. Aynı şey Osman Atasoyun gezilerinde de oldu gibi. Adam dünyayı dolaştı iki kez, yaşadığı ve çözdüğü onca problem oldu, ama sanki bakkaldan ekmek almak kadar sadeymiş gibi bir dille anlatıldı. Halbuki Ersin reis olsaydı orada , eminim savaş ve barış uzunluğu ve tadında bir yazı dizisi olurdu. Biz de keyifle okurduk :)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Nuri reisin söyledikleri tam da demek istediklerim aslında. O çok daha güzel özetlemiş.
Keza Bülentin yazdıkları da benim demek istediklerim.
Demek istediklerinizi diyenlerin olması güzel.. :)
-
:) Aynen öyle.. Kim bilir yolda ne ilginç insanlar ile tanıştı Enes.. Bunların hikayeleri.. Yaşanmışlıklar..
Dünyanın en iyi filimleri yolculuk üzerine çekilmiş filmler ya da hikayelerdir.
Merak uyandırır, farklı isnsanların hayatlarına dokunur onları anlatır..
Bu büyük iş ten de güzel bir hikaye çıkartabilr başkalarına bizden sonrakilere bir ilham kaynağı yaratabilirdik diye düşünüyorum
-
Yani Enes beyin penceresinden durum o, adam çıkacağım dedi, çıktı ve bitirdi. O kendisi için yeterli gördüğünü yaptı.Ama Ersin reisde kendi penceresinden bakıyor işe , yani pazarlama penceresi. Bu iş ekip işi. Sizin dediğiniz gibi bunu bir vazife olarak görmek böyle kar amacı gütmeyen etkinliklerde zordur. Halbuki herkes keyif aldığı işi yapınca ortada vazifenin kişi üzerine yüklediği bunaltı da ortadan kalkacaktır. Enes beyin "eksiği" olduğunu iddia etmiyorum, benim anladığım kimse etmiyor. Kaçan fırsatın arkasından yapılan muhasebe gibi bir şey şu an yazdıklarımız. Bana göre kalemi kuvvetli birileri Enes beyin rızası ve işbirliği içinde onun başından geçenleri yazıya dökse gene amaç hasıl olur gibi. Dediğim gibi bu iş ekip işi. Aynı şey Osman Atasoyun gezilerinde de oldu gibi. Adam dünyayı dolaştı iki kez, yaşadığı ve çözdüğü onca problem oldu, ama sanki bakkaldan ekmek almak kadar sadeymiş gibi bir dille anlatıldı. Halbuki Ersin reis olsaydı orada , eminim savaş ve barış uzunluğu ve tadında bir yazı dizisi olurdu. Biz de keyifle okurduk :)
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ben yine de özellikle Yerel basının ilgi göstermesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sizin de vurguladığınız gibi henüz kendi sınırlarını belirlememiş kuşağın böyle şeylerden etkilenmesinin önünü açacağı kanısındayım.
Hepimiz şu tümce ile başlayan bir anı dinlemişsizdir büyüklerimizden; "bir gün mahalleye/köye/kasabaya bir adam/muallim geldi, sırtında çanta/gitar/bir çuval kitap/vs vs vs... Başka hayatın mümkün olabileceğini çağrıştıran öyküler.
Yıllar önce Binboğa dağlarına yürüyüşe gitmiştik. Başlangıç yerinde arabamızı bir köy evine park ettik. Evin genç Türkmen kızı hazırlıklarımızı izliyor; "Oooh"dedi, "hayat böyle olacak, bir de sırtında tüfek."
Ersin koparttın beni :)
-
Ersin gömmüşsün beni sağol! :)
Yine Bülent en güzel ifade etmiş herşeyi..
Benim söylediğim "bizden adam olmaz" değil, işi yapan adamın hedefi/isteği/keyfi bu değilse sen onun adına üzülme boşuna diyorum.
"Yazık" olan olan bişey varsa senin benim sokaktaki vatandaşın bu olaya yeterli ilgiyi göstermemesidir.
Kimseye bir görev/başarı/başarısızlık yüklemeden kendi adımıza bir ders çıkartıyorsak ne ala.
Ek olarak, benim umutsuzluğum/olumsuzluğum toplumsal olarak kendimize, kültürümüze, kapasitemize yönelik değil yapılan her ne ise bunu "modern" pazarlama yöntemleri ile "tüketim" ürünü olarak sunulmasının faydası üzerinedir.
botla tek başına bin mil yaptı!
en küçük tekne ile dünya seyahati yaptı!
saatte altmışbeş deniz mili hıza çıktı!
tek nefeste seksenüç metreye daldı!
bu tip sansasyonel başlıklar altında sunulan şeyler sabun köpüğüdür.. off bee deyip izleyip bi sonrakine zap yapar insan..
bunun yerine daha uzun vadeli doğa ile uyumlu yaşam, deniz kültürü, kendi kendine yetebilmek, tuzla bira soğutmanın dayanılmaz keyfi, ahşap teknenin ruha katkıları gibi şeyleri ağır ağır derinden işlemek, arkasını doldurmak uzun vadede toplum için daha yararlı olur.
-
Şimdi bak, kontrolden çıkarma beni, bi yazarım bu hususta, forum kapanmazsa terbiyesizim.
-
:)
-
sen yaz, biz bir ağız "tanımıyoruz, forumu bağlamaz, kendi şahsi fikirleri" filan bahaneler uydururuz..
bişey olmaz, böyle memleket yönetiyorlar, ondan biliyorum! ;)
-
İyi günler,
Görüşlerinizi belirtmeniz karaya döndükten sonraki geçiş sürecinde biraz silkelenmeme yardım etti, yanıt vermeye itti, teşekkür ederim.
Bu projede umduğum, var olan şartlarda ne kadar uzun süre denizde kalacağımı görmek ve bunun olası bir dünya seyahatinde yeterli olup olmayacağını saptamaktı. Tabii ki yöntem birebir okyanus şartlarında olduğumu hissettirmeyecekti. Ama yine de hiç bir şey yapmamaya göre bir şey olacaktı.
Bu konuda istediğimi, hatta daha fazlasını aldım. Şimdi bu sonuca varmak için erken olsa da uygun bir tekneyle karaya çıkmadan dünya seyahatini yapabilecek zihinsel yeterliliğin bir kısmının bende olduğunu gördüm.
Bana seyahatim süresince gerek yakın çevremden, gerekse yolda karşılaştığım arkadaşımın arkadaşından basınla ilgili yardımda bulunma önerileri geldi, nazikçe geri çevirdim. Çünkü yolculuk doğal seyrinde giderse, benle iletişimin en uygun yerde kendiliğinden kurulacağını düşünüyordum, kanımca öyle de oldu. Didim ve Bodrum, sonrasında Alanya'da yerel ve ulusal basının sanal sayfalarında, Kanal D TV kanalının sabah haberlerinde çıktım, çıkmışım. Ayrıca büyük bir kitleye hitap eden "Bodrumluculuk" sanal blog sayfasında yapılan röportajın üzerinde kendi yorumlarını aktardıkları ve çevremde okuyanların çok hoşuna giden bir yazı çıktı. Zaten Bodrum'dan sonra Facebook sayfamdaki üye sayısında patlama oldu. Seyahatin sonuna kadar takipçi sayısının 200'e ulaşmasının bir başarı olduğunu düşünürken 1200'e çıkması doğrusu beni hoplattı. Çekici yönü pek olmayan böyle bir proje için bu sayı epey yüksekti. Naviga dergisinin Ağustos sayısında 3 sayfada yer vermesi zirve noktası oldu diyebilirim. Bunun yanında amatör camiamızda durumumu izleyen bir kaç denizcimiz değişik alanlarda yardım teklif ettiler. Denizcilik camiasının bir duayeni telefon edip her şey için her zaman arayabileceğimin altını ısrarla çizdi.
Önümüzdeki zamanlarda şartlar değişip tüm bu güzel bağlantıların kopma olasılığı olsa da bu, doğru yol üzerinde olduğum fikrim değiştirmeyecektir.
Tabii ki bahsettiğiniz gibi çok daha fazlası olabilirdi. Ama dünya seyahatinin benim için gerçekleştirilebilir bir şey olduğunu görmek çok değerli bir bilgi.
Herkesin daha iyi olduğu alanlar vardır. Benimki bireysel plan, proje oluşturmak ve uygulamak...Diğer kısımlar için Menajerlik , Antrenörlük gibi müesseseler var. Golü atarım. Ancak bunu tanıtmak, ilgi çekilir kılmak en az golü atmak kadar değerli ve gereklidir. Bunların olası bağlantılarını bulmak çok değerli.
Beyin işlevlerimin tam olarak geri geldiğini söyleyemem. Bu yüzden yanlış anlama veya yanlış ifade etme türü şeyler olabilir. Şimdiden özür diliyorum. Hoş karşılayınız.
Devam edecek...
-
Tabii yolculuk altyapısının oluşturulması için şart olan zaman zenginliği sorunu vardı. 18 Nisan akşam alaca karanlığında tam da botu hazır etmek üzereyken neredeyse bu deneyim başlamadan bitiyordu. Çok bunalmıştım, vazgeçecektim. Son beş aydaki yaşam döngüm yeni bir ev açmak, o evde baba, oğul (ben) ve torundan oluşan üçlünün buradaki gereksinimlerini karşılayıp ev konforunu oturtmak, bunun yanında seyir için gerekli araştırma ve çalışmaları yapmak, kalan zamanda İstanbul'a gidip ailemin kalanı eşim ve diğer oğlumla hasret gidermek, kalırsa son derece az zamanımda ise sosyal ortama girmek şeklinde oldu. Şimdi düşününce sanki seyir boyunca karşılaştığım türlü zorluklardan daha çok o hazırlık devresi zordu. Ama bu teşhis için henüz erken. Bir kaç ay içinde normalleşince daha sağlıklı bir fikir yürütebilirim.
Bir çok insan bir olaya, bir duruma, bir görüntüye farklı yaklaşımlarda bulunabiliyor. Belirttiğiniz kaçan fırsatlar (Ben bir şeyin kaçtığına inanmıyorum) bu yolculuk yapılmasaydı hiç öne sürülemeyecekti. Sanırım otuzlu yaşların başında kusursuz iş çıkarabildiğimi, ama bunu zamanında bitiremeyebildiğimi, hatta bazı işleri hep bu kusursuz olma takıntısı yüzünden hiç bitiremediğimi fark ettim, bunun üzerine 180 derece dönüş yaptım. Yaşam tarzımda Amerikan tarzını uygulamaya çalıştım : "Önce yap, sonra yorumla."
Tabii bu alışılması benim için hala zor bir uygulama. Ancak ortaya koyduklarım kusursuz olmasa da ürün sayısında artış var ve her birinde bir öncekine göre daha iyi şeyler sunabiliyorum :
Şişme botla,
- 2014 Suadiye-Kömür Limanı seyri (Motorla);
- 2015 Suadiye- Yeni Foça İzmir seyri (Yaklaşık 3/4'ü kolayına rüzgarda yelkenle)
- 2017 Çınarcık - Mersin seyri (MArmara Adası-MErsin Arası yaklaşık 1200 deniz milini hiç kıyıya çıkmadan tamamlamak) ; Motorla.
Sunumlarım da aynı şekilde gelişti. Ne yazık ki yemek kısmı lezzetli olsa da sunum kısmı pek iyi değildi. Hala yeterli değil ama dediğim gibi her seferinde biraz daha iyi oluyor sanki.
-
Sonuç :
Her bireyin kendi gelişme süreci (48 yaşında bile bu süreç bitmeyebiliyor) vardır. Tam olarak tanıtılmış olsaydım kanımca benim için erken olurdu. Bu biraz yediğin yemeği hazmetmek gibi bir şey. Ben çabuk hazmedemiyorum. Öte yandan sevgili Ersin veya benzer arkadaşlarımız, büyüklerimiz çok çabuk uyum sağlayabiliyorlar.
Bahsetmeye çalıştığım elbisenin bol gelmesi. Son seyahatimde giysiye biraz daha iyi uymuşum gibi oldu. Ama onbinlerce kişiden oluşan bir kitlenin önünde sırıtabilirdim.
Sanırım endişelendiğim şey zaman kendi doğallığımdan uzaklaşmak, dolayısıyla sevdiğim ve beni seven insanlardan...
-
Böyle bir seyahati gerçekleştiren denizcinin yazdıkları önemli. Nasıl bir ruh halidir? Mesela normalleştikten sonra diyor Enes.. Bu bile üzerinde ciddi tartışılabilecek bir konu.
-
Enes telefonun ne zaman düzelecek sana ulaşamıyorum,abd başkanına bile hemen ulaşıyorum ;)
Bir değil,iki değil,üç değil bu kaçıncı telefon Eness yine suya düşürdün dimi :)
Enesle ilgili bir anımı anlatayım,Sivri adaya bağlandım havuzlukda uzandım uyuyorum Enesin de geleceğini biliyorum,gelinceye kadar biraz şekerleme yapayım dedim :)
Uykuda bir sesler duyuyorum rüya sanırım dedim kendi kendime,rüyamda sesler geliyor ali,alii ,alliii, en sonunda şöyle bir ses geldi bağırarak,kalksana ulan denize düştüm :)sıçradım kalktım
Enes gelmiş ben uyurken tekneye bağlanmış botla,beni rahatsız etmemek içinde seslenmemiş.
Bottan tekneye geçerken bir ayağı botta,öbür ayağı teknede kalmış hop suya ama elleri ile tekneden tutunmuş,ama belden aşağısı suda,bir sıçradım Enes bağırdığında ilk sorduğum şey telefon cebindemi,cevap evet cebimde,getti Enesin gül gibi telefon :) :)
-
:)
-
Tekrar Tebrikler, hazırlık aşamandan itibaren azmine hayran kaldım. Uygun bir tekneyle de düşündüğün dünya turunu rahatlıkla yapabileceğine eminim.Selametle yolun açık olsun abicim.
-
Böyle bir seyahati gerçekleştiren denizcinin yazdıkları önemli. Nasıl bir ruh halidir? Mesela normalleştikten sonra diyor Enes.. Bu bile üzerinde ciddi tartışılabilecek bir konu.
Değişik ruhsal durumları yaşamayı henüz karada atlatamadım diyelim. Yüz yüze görüşürsek anlatabilirim.
En azından bunların farkındayım ve kontrol edebiliyorum.
-
Enes hedeflerin, azmin ve özellikle de yılmayıp sonuca vardığın için canı gönülden tebrik ederim.
Bundan sonra yaptığın seyrin hazzını yaşamak sana, anılarını ilgiyle dinlemekte bize düşüyor.
-
Enes Reis, seni tanımak bir gurur. Tebrik ederim. :)xx
Azmini ve inancını takdir ediyorum. Yaşadıklarını okumayı veya bir sunum yapacaksan, izleyici olarak katılmayı çok isterim.
-
Böyle bir seyahati gerçekleştiren denizcinin yazdıkları önemli. Nasıl bir ruh halidir? Mesela normalleştikten sonra diyor Enes.. Bu bile üzerinde ciddi tartışılabilecek bir konu.
Değişik ruhsal durumları yaşamayı henüz karada atlatamadım diyelim. Yüz yüze görüşürsek anlatabilirim.
En azından bunların farkındayım ve kontrol edebiliyorum.
Farkında olmak güzel birşey..Ama bazı kaygı bozuklukları ki cogumuzda var,farkında olmamıza ve bizlere aptalca gelmesine ragmen atılamıyor..Bilinç ve kontrol bu durumu engelliyemiyorsa,naçizane profesyonel yardım almanı öneririm..
-
Enes Reis,
Yeni Deniz Mecmuası'nın birinci sayısında Cem Gürdeniz'in Mustafa İhsan Denizaşan yazısı vardı. Denizaşan, 1930'lu yıllarda Ankara isimli 4 metrelik randa arma teknesiyle Atlantik okyanusuna kadar seyahat etmiş. Çok güzel bir yazı. Senin mutlaka okuman gerektiğini düşündüm. Dergiyi temin edemezsen sana ulaştırabilirim.
(https://i.hizliresim.com/r2na6B.jpg)
(https://i.hizliresim.com/LnmXQJ.jpg)
-
Okumak isterim sevgili Mücahit.
Görüşmek dileğiyle.
-
Enes senin içinde uygunsa,Hakan güvenç gibi sanada bir video yapalım ne dersin?seslendirme,müzik montaj ben yapabilirim.
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”
-
Enes senin içinde uygunsa,Hakan güvenç gibi sanada bir video yapalım ne dersin?seslendirme,müzik montaj ben yapabilirim.
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”
İyi olur Ali Reis,
Şöyle gır gır şamata falan olsun. Benle ve başkalarıyla dalga geçsin. Öyle devlet gibi bir video olmasın. Sana bu konuda resim ve videolarımı sunabilirim. Bu konuda başka arkadaşlarımızdan da fikir alabilirsek daha iyi olabilir.
Yani çocuklar,büyükler izleyince (İzlerlerse) eğlensinler.
Ülkemizin hali malum. Her yerde ciddi insanlar var.
-
Yani kısaca al, ne yaparsan yap, bana izleme, eğlenme keyfi kalsın :)
-
Enes senin içinde uygunsa,Hakan güvenç gibi sanada bir video yapalım ne dersin?seslendirme,müzik montaj ben yapabilirim.
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”
İyi olur Ali Reis,
Şöyle gır gır şamata falan olsun. Benle ve başkalarıyla dalga geçsin. Öyle devlet gibi bir video olmasın. Sana bu konuda resim ve videolarımı sunabilirim. Bu konuda başka arkadaşlarımızdan da fikir alabilirsek daha iyi olabilir.
Yani çocuklar,büyükler izleyince (İzlerlerse) eğlensinler.
Ülkemizin hali malum. Her yerde ciddi insanlar var.
Tamam Enes elindeki fotoğrafları toparla iyi bişiy yapalım.
Arasıra belgeselde link vereceğim günü iple çekiyorum.
-
Enes Reis, zello'da bir-iki konuştuk, tebrik ettim ama buradan tekrar tebrik ediyorum; hakikaten sabrına hayran oldum, tam bir stres testi idi, başardın. Seyehatin ne zaman gündemime girse benim de aklıma hep "Hakan Güvenç Nerede?" Belgeseli gelir. Enes Reis, sende de en az o belgesel kadar malzeme vardır diye düşündüm hep. Ali Reis'in teklifi paha biçilmez; inşaallah iyi birşey çıkacaktır.
-
Merhaba arkadaşlar.
Gezgin Korsan Radyoda "Gönül Dostları" programın yeni sezon konuğu Enes Save,Karaya Çıkmadan 1000 Deniz Mili anılarını anlatacak.
14 Kasım Salı Akşamı saat 21.00-22.30 arası.
https://www.gezginkorsan.org/forum/index.php?board=117.0
(https://i.hizliresim.com/kX0Nr7.jpg) (https://hizliresim.com/kX0Nr7)
-
Ne güzel bir konuk, çabası ve başarısı inanılmaz. Tekrar kendisini tebrik ederim.
-
O gün radyo başında olacağım. :)