Heyamola Hey
Havuzluk => Genel => Konuyu başlatan: Mustafa Ertör - 30 Mayıs 2017, 00:37:34
-
Dün hava çok güzeldi.Rüzgar 12-22 knt. arasında hava biraz güneşli ama serin.Birkaç haftadır canımı sıkan taşınma,tadilat,yerleşme ,vs. işler de hafifleyince tek başıma tekneye geldim.Hazırlık ,kontroller haydi halatlar fora,vira bismillah..ama yanımdaki komşu iki tonozundan birini benim vardevelaya bağlamış,farketmedim yerimden ayrıldım ama gidemiyorum.vardevela yerinden kopacak nerdeyse .Hemen boşladım, tornistana taktım ,takılr bu şimdi deyip tekrar boşa aldım ve halatı pervaneye sardım ama motor stop etmediğine göre şaftı kilitlemedi ve bu durumda çok kötü sarılmadı.diye umutlandım.Pervaneme tonoz halatı bağlı pruvam rüzgarın estiği yöne bakıyor ve iskelemde birsürü rıhtıma bağlı motoryat.Ben de onların tonazlarına hafiften yaslandım bekliyorum.Barınaktan Bilal'i çağırdım.Bu çeşit dalma ,demir atma,tonoz kopmalarında sağlamlama gibi işleri o yapar.
Neyse ben Bilal'i beklerken Adem Reisin ve Maia teknesinin reisinin yardımıyla boş biryere ite kaka bağlandım.Bağlandığım yerin yanındaki motoryatın ön güvertesine 35 yaşlarında biri geldi.Barınakta dalma işlerini kendisinin yaptığını,beni tonozdan kurtarabileceğini ama para konusunu konuşmamız gerektiğini sonra sorun çıkabildiğini söyledi.Ne kadar istediğini sordum.Sanki bana indirim de yapıyormuş gibi edayla 200 liraya olur dedi.İlk tepkim kaaaçç ?oldu.Ne var abi,fazla mı geldi?Sen bir tüp kaça doluyor biliyon mu?Daha geçen gün kulak muaynesine gittim 650 lira verdim.ve devamını dinlemediğim birkaç şey daha söyledi.Ben de enayi olmadığımı bu işi gayet iyi bildiğimi, fırsatçılık ettiğini,Kendisine ihtiyacım olmadığını vs...söyledim.O da adam bulamazsan bana gelme tarzı birşeyler söyleyip çektir olup gitti.Motorun şalterini kapattım,şanzımanı boşa aldım.
Soyunup palet ,şnorkel,maske takıp barınağın serin sularına elde keskin bıçak atladım.Tahmin ettiğim gibi tonoz halatı pervane ve şafta çok turlu sarılmamış ve düğüm olmamış.Birkaç dakikalık uğraşla çözdüm.Adem reisten teknedeki uzun halatı isteyip son turu çözmeden önce tonoz ve diğer halatı birbirine ekledim.Tonozu tamamen çözdüğümde gergin olan halatı tutamazdım ve kaçan halatı çıkartmak için fırsatçıya muhtaç olmak gerekebilecekti.Uzun hale gelen tonoz halatını yüzerek arkadaşın teknesine bağladım. Kendi halatımı alıp tekneme döndüm.Hemen kurulanıp giyindim ve barınaktan ayrılıp adalara doğru yelken açtım.
Ben şimdiye kadar 5 dakikada 200 lira hiç kazanmamıştım.İyi para..Birine bişeyiyle ilgili neden diye sormuşlar da o da kendi işimi kendim yaparım ondan demiş.
-
Eline sağlık. :)
-
Mustafa reis,
elinize sağlık geçmiş olsun tam fırsatcılık yapmış.
-
Taksideyim... saat 23.30.. gebermişim yorgunluktan.. Öyle ki canım acıyor desem yeri var. Marinaya girdik.. şoför arkadaş sordu:
- Vay abla teknede mi yaşıyossun..?
- Ha ya evet
- OOOOOO güzel hayat.. zenginsin sen desene abla..yani bak kusura bakmıyon demi..
- Yok Yok kusura bakmıyorum da.. senin evin var mı..
- Var abla şükür
- Kaça aldın
- 380 istediler.. tandınık girdi araya ayıptır söylemesi 320'ye bitirdik.. Az bi kredi..annemler falan destek oldu..borcu da bitti hani..
- İyi..ben teknemi 90.000TL'ye aldım.. Evim ve arabam yok..
- Haaa hadi ya.. öyle mi..
- He ya öyle.. nedir borcum..? hadi eyvallah..
Zihniyet.. teknen var ''Dolce Vita'' paralar havalarda olacak.. yahu herkes parayı zor kazanıyor.. Tamam çok zengin de var yok değil.. İllada denizcilik demek, az bütçeyle yaşa, tamirlerin hepsini kendin yap konusu değil ki.. Tamri için birine ihtiyacın olduğunda 100TL'lik işin 100Eur olmaması konusu..
İşte tam burada bizler daha farklı bir yol izlemeliyiz.. Bu da ayrı bir başlığın konusu..
Geçmiş olsun Mustafa Ağabey..
-
Kaş'a ilk geldiğim yaz, bir kısmı da arkadaşlarım olmak üzere bir grup tarafından sürekli uyarıldım. Sebebi de demiri takılana, halat sarana yardım etmem ama karşılığında para almamamdı. Adamlar utanmadan yüzüme sende para al, ya da yapma, ekmeğimize mani oluyorsun gibisinden bir şeyler dediler. Hala para almam, hala kıl olurlar bu yüzden bana. Yapacak bir şey yok, genel yaklaşım bu; senin sıkıntın milletin fırsatı...
Geçmiş olsun...
-
Geçmiş olsun Mustafa Abi. Çok iyi yapmışsın.
Ben şimdiye kadar 5 dakikada 200 lira hiç kazanmamıştım.İyi para..Birine bişeyiyle ilgili neden diye sormuşlar da o da kendi işimi kendim yaparım ondan demiş.
Bende Mustafa Abi.
-
Elinize sağlık. Umarım izlemiştir uzaktan da utanmıştır biraz.
-
Utanmismidir?? Hic sanmam.
SM-G610F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
[quote author=Hakan Tiryaki link=topic=521.msg9531#msg9531 ........ Yapacak bir şey yok, genel yaklaşım bu; senin sıkıntın milletin fırsatı...
Geçmiş olsun...
Durumun tam özeti bu.Bu kafadaki adamlar para almıyorsun diye yolunu kesip kavga bile ederler.Biraz cesaret etseler.
-
Zihniyet.. teknen var ''Dolce Vita'' paralar havalarda olacak.. yahu herkes parayı zor kazanıyor.. Tamam çok zengin de var yok değil.. İllada denizcilik demek, az bütçeyle yaşa, tamirlerin hepsini kendin yap konusu değil ki.. Tamri için birine ihtiyacın olduğunda 100TL'lik işin 100Eur olmaması konusu..
İşte tam burada bizler daha farklı bir yol izlemeliyiz.. Bu da ayrı bir başlığın konusu..
Geçmiş olsun Mustafa Ağabey..
Sağol Dilek Kardeşim,dediğin kısım çok önemli.Her tamiri kendim yapacağım her sorunumu kendim çözeceğim diye uğraşmak kalitesiz daha önemlisi güvensiz çözümler anlamına gelebilir.Herkes profesyonelliği gereği işini yapmalı ama dediğin gibi 100TL.ederi olan işe 100 EUR.istenmemeli.
-
Dün hava çok güzeldi.Rüzgar 12-22 knt. arasında hava biraz güneşli ama serin.Birkaç haftadır canımı sıkan taşınma,tadilat,yerleşme ,vs. işler de hafifleyince tek başıma tekneye geldim.Hazırlık ,kontroller haydi halatlar fora,vira bismillah..ama yanımdaki komşu iki tonozundan birini benim vardevelaya bağlamış,farketmedim yerimden ayrıldım ama gidemiyorum.vardevela yerinden kopacak nerdeyse .Hemen boşladım, tornistana taktım ,takılr bu şimdi deyip tekrar boşa aldım ve halatı pervaneye sardım ama motor stop etmediğine göre şaftı kilitlemedi ve bu durumda çok kötü sarılmadı.diye umutlandım.Pervaneme tonoz halatı bağlı pruvam rüzgarın estiği yöne bakıyor ve iskelemde birsürü rıhtıma bağlı motoryat.Ben de onların tonazlarına hafiften yaslandım bekliyorum.Barınaktan Bilal'i çağırdım.Bu çeşit dalma ,demir atma,tonoz kopmalarında sağlamlama gibi işleri o yapar.
Neyse ben Bilal'i beklerken Adem Reisin ve Maia teknesinin reisinin yardımıyla boş biryere ite kaka bağlandım.Bağlandığım yerin yanındaki motoryatın ön güvertesine 35 yaşlarında biri geldi.Barınakta dalma işlerini kendisinin yaptığını,beni tonozdan kurtarabileceğini ama para konusunu konuşmamız gerektiğini sonra sorun çıkabildiğini söyledi.Ne kadar istediğini sordum.Sanki bana indirim de yapıyormuş gibi edayla 200 liraya olur dedi.İlk tepkim kaaaçç ?oldu.Ne var abi,fazla mı geldi?Sen bir tüp kaça doluyor biliyon mu?Daha geçen gün kulak muaynesine gittim 650 lira verdim.ve devamını dinlemediğim birkaç şey daha söyledi.Ben de enayi olmadığımı bu işi gayet iyi bildiğimi, fırsatçılık ettiğini,Kendisine ihtiyacım olmadığını vs...söyledim.O da adam bulamazsan bana gelme tarzı birşeyler söyleyip çektir olup gitti.Motorun şalterini kapattım,şanzımanı boşa aldım.
Soyunup palet ,şnorkel,maske takıp barınağın serin sularına elde keskin bıçak atladım.Tahmin ettiğim gibi tonoz halatı pervane ve şafta çok turlu sarılmamış ve düğüm olmamış.Birkaç dakikalık uğraşla çözdüm.Adem reisten teknedeki uzun halatı isteyip son turu çözmeden önce tonoz ve diğer halatı birbirine ekledim.Tonozu tamamen çözdüğümde gergin olan halatı tutamazdım ve kaçan halatı çıkartmak için fırsatçıya muhtaç olmak gerekebilecekti.Uzun hale gelen tonoz halatını yüzerek arkadaşın teknesine bağladım. Kendi halatımı alıp tekneme döndüm.Hemen kurulanıp giyindim ve barınaktan ayrılıp adalara doğru yelken açtım.
Ben şimdiye kadar 5 dakikada 200 lira hiç kazanmamıştım.İyi para..Birine bişeyiyle ilgili neden diye sormuşlar da o da kendi işimi kendim yaparım ondan demiş.
Mustafa Reis, pazar öğleden sonra geldim ben de Barınağa; sizin birkaç tekne yanınızdaki Mavi motoryat da yanındaki ketch Arma yelkenlinin tonozuna sardı. Bilal ile anlaşamalar kendisi daldı epey bir uğraştı. Belirttiğiniz gibi kendi işini kendin yapamıyorsan Denizcilik zor. Geçmiş olsun.
-
Barınağın içinde rüzgar gündoğusuna esiyordu.Bizim rıhtımdan çıkan tekneler hesaplayamazsa yanındaki teknelere yaslıyor.Ben çıkabildim ama bana bağlanmış komşu tonozu göremedim.Bu tonozun yan tekneye bağlanması önemli sorun bazen ben de yapıyordum.Yapmamak lazım.
-
...100TL.ederi olan işe 100 EUR.istenmemeli.
Bu 100euro'yu belirleyen tek kural bu işin 100 euroya satılabiliyor olması. 200'e satılabiliyor olsa 200 olurdu.. 300 olsa 300..
ticarette fiyat belirleme konusunda ahlak ve hakkaniyet olmaz..
-
Bu 100euro'yu belirleyen tek kural bu işin 100 euroya satılabiliyor olması. 200'e satılabiliyor olsa 200 olurdu.. 300 olsa 300..
ticarette fiyat belirleme konusunda ahlak ve hakkaniyet olmaz..
Şöyle düşünelim.Ben diş hekimiyim.Bulunduğum mahalde tek açık yer benim ofisim.Yoldan geçiyorsun ve kapımı çaldın korkunç dişin ağrıyor benden kendini kurtarmamı istiyorsun.O anda nekadar istersem varsa vereceksin ama ben tarife üzerinden ücret talep ediyorum.Sen sağlıklı ağrısız ve mutlu ben iş başarmanın huzuruyla mutlu.
Niçin fiyatta ahlak olmasın??Fırsatı fahiş paraya çevirmek ahlaksızlık ve fırsatçılıktır.
-
Hocam verdiğiniz örnek anlık bir fırsatçılık/ahlak örneğidir. Elbette ki sizin ahlakınızı gösterir.
Ama o uyguladığınız tarife adalet ile, dürüst maliyet hesapları ile değil insanların şikayet etmeden ödeyebilme potansiyellerine/isteklerine göre belirleniyor. Adına serbest piyasa deniliyor.
Etrafınıza bakın, tekneler, arabalar, televizyonlar, ayfonlar satılıyor bi sürü paraya..
Bunların satış fiyatı = (malzeme maliyeti + eleman maliyeti + adil bir kar oranı) olarak mı hesaplanıyor dersiniz?
Haydi malı geçtik, hizmet, emek diyelim. Daha oynak bir zemin.
Hekimlik tecrübesi, ustalık tecrübesi vb. gibi şeyler paraya nasıl tahvil ediliyor?
Emeğin ölçüsü, değerlendirmesi nasıl yapılıyor?
Bir hekim bir 5 saatlik beyin ameliyatı yapıyor, bir boyacı ustası 5 saat zımpara yapıyor veya bir kaptan 5 saat sert denizde dümen tutuyor. Bu emeklerin parasal karşılığı adil olarak nasıl hesaplanabilir?
Bence bunların tek üst limiti "satılabildiği fiyat" kadardır.
ahlak, vicdan, hakkaniyet kriterleri serbest piyasa denilen ortamda o kadar belirleyici değil ne yazık ki.
-
Hocam verdiğiniz örnek anlık bir fırsatçılık/ahlak örneğidir.
işte söylemek istediğim bu.Bu işe herzaman bu fiyatı veremez.O an benim muhtaç olduğumu biliyor ve ahlaksızca fiyat çekiyor.Tarifeden ayrı bir durum bu.Herkese aynı hizmet aynı para değil.O an bu enayiyi halledelim ahlaksızlığı.
-
işte söylemek istediğim bu.Bu işe herzaman bu fiyatı veremez.O an benim muhtaç olduğumu biliyor ve ahlaksızca fiyat çekiyor.Tarifeden ayrı bir durum bu.Herkese aynı hizmet aynı para değil.O an bu enayiyi halledelim ahlaksızlığı.
Elbette bunda hemfikiriz.
Bunu yapan ahlaksız, fırsatçı, güvenilmez kişidir.
ama diğer yandan "adının başına marin koyunca fiyat TL'den Euro'ya dönüyor" sıkıntısının çözümü olmadığını, yaşadığımız iğrenç ekonomik sistemin temelinin bu "zırt diye euroya dönmek" olduğuna dikkat çekmek isterim. fırsatını bulsa sterline, riyale döner şerrefsiz! :D
-
Mustafa Abi, geçmiş olsun. Neyse ki önemli bir hasar oluşmamış.
“Tekne parada yüzer” mantığı bir kere daha mağlup olmuş sayenizde.
Beş dakikada 200TL tarifesine göre bizim Ersin Böke ve Ahmet Kabaalioğlu'na en az 1000TL borcumuz var. :)
Size başımızdan geçen bir bir Yeşilköy macerası anlatayım.
Ekim’i yeni aldığımız zamanlar Ablamı, eşi ve iki çocuğuyla davet ettik. 9 yaşındaki yeğenim Arda, daha tekneye binerken numaralı gözlüğünü suya düşürdü. Gözlük çerçevesi renkli ve sığ bölgede olduğu için bizim part time dalgıç Ece atladı çıkardı. 15 dakika sonra seyire çıkmaya hazırlanırken 4 yaşındaki yeğenim Azra, ablamın numaralı gözlüğünü düşürmez mi? Şaka gibiydi. Gözlüğün düştüğü yer 7-8 metreydi. Su bulanıktı. Bilal’e haber verdik. Kompresörlü kayığıyla geldi. Dalıp çıkardı. Eniştem para vermeye kalkınca almadı. “Biz Mücahit Beyle hesaplaşırız” dedi gitti. Ben o gün misafir ağırlama telaşıyla kendisini göremedim. Ertesi hafta borcumu sorunca “Sen bilirsin hiç vermesen de olur” dedi. Ben de emeğine karşılık münasip birşeyler verdim. Sizin bu hikayeyi okuyunca o günü tekrar hatırladım. Barınaklarda da marinalarda da bir hizmet alacağınız zaman teknenin yaşına ve boyuna bakıyorlar sanırım. Bugün Tuzla Marinada bir direğe çıkma işlemi için 100 euro lafı geçti. Dedim, Europadan adam getiriyorlar herhalde. :)
Son olarak çektir olup gitmek deyimi çok yerinde olmuş :)xx
-
Öncelikle geçmiş olsun;
Hani diyoruz ya gavur ,
2 yıl önce şeker bayramı tatili kalymnos ta yanaşırken İrgat çalışıyor
ama ne atıyor ne çekiyor demirlerken kaldık ,neyse bir Türk Gulet kaptanı gemicisini yolladı halat verildi kıyıya bağlanıldı .söktük, ırgatın orta mil kırık .
yandaki Yunanlı Gulet kaptanı birini çağırayım yapar dedi.gece saat 22.30 çekiniyorum kazıklanıcam diye ama misafirlerim le tatilin başındayız çağırdı gelen kişi ;
Baktı yaparım dedi ben korkarak ne kadara dedim 2 saate getiririm 60 € dedi.
ve 2,5 saat sonra geldi kusura bakma elimdeki mil çok kalıntı uzun sürdü dedi ve mükemmel bir iş
çıkarmıştı teşekkür ettik ve gitti
bu da piyasa !!!
-
Hoşgeldiniz Mehmet Reis,
Fırsatçılık, özellikle muhtaç olanı kazıklama eğilimi bizim topraklarda hep var.Herkes öyle değil tabi.Dürüst esnafı ,ustayı bunlardan ayrı tutup desteklemeliyiz.Yine komşuda da böyle fırsatçılar muhakkak vardır.Bize denk gelmemesini dileyelim.
Yine bir örnek.Bir bayram günü eski bir tanıdığım çok ağrısı olduğunu söyleyip yardım istedi.İşyerimde buluştuk ama benim sistem çalışmıyor.Birsürü özelliği olan bir cihazlar bütünü .Ne yapacağımı bilemedim.Adamcağız kıvranıyor.Servis kapalı,bayram günü kimi bulurum.Aklıma bilgisayar kurulumunu yapan bir genç vardı onu aradım. Hemen geldi .Sanki sistemin proje mühendismiş gibi açıp biraz bakındıktan sonra bir düğmeye dokundu ve herşey çalıştı.Çoksevindik .Ne ücret istese gönülden vereceğim.Sigorta açmaya para mı alınır ?para istemem.dedi Servisin her ziyarette aldığı standart ücreti zorla verebildim.Bu genci hem herkese tavsiye ediyorum Hem de tüm bilgisayar,kamera,vs.elektronik işlerimi kendisine yaptırıyorum.
-
Dün arabayla İnebolu'ya gidiyordum. Olur olmaz bir yerde ön lastik patladı. Arabada annem babam var.Karabük Kastamonu arasında bir yerlerde, dağın başında sizin anlayacağınız. Neyse bagajı boşalt stepneyi bul falan değiştirdik neyse. Tabi yağmur on numara , tabiri caizse sıçan gibi ıslandım. Allah'tan kafa çıplak olunca kurulaması kolay oluyor. sonra babam tutturdu patlayan lastiği yaptıralım diye. Daha 150 km yolumuz var bir daha patlarsa ne yaparız, bir yerde dur yaptıralım deyip durdu. Bende kendisini kırmadım tam iftar saatine yakın Kastamonu'yu geçer geçmez bir istasyonun içindeki lastikçiye girdik.Adamcağız da iftara gidecekmiş , hemen eldivenlerini taktı. Bizim lastiği tamir etti ve büyükşehirlerde göremeyeceğiniz cinsten bir işçilikle. Sonra stepnemizi yerine aldı, dört lastiğin teker teker hava ayarlarını yaptı ve bijonlarını yokladı falan. Ardından sorduk borcumuz nedir diye. Hafif kısık sesle 15 Lira dedi. O gün toplamda kaç iş yapmıştır bilemem ama son bir saatte geçen tek araba bizdik. Yalnız değiliz Mustafa Abi, sayıları hiç de az değil. Ama haydut cinsliler çok göz önünde oldukları için her yerde karşımıza çıkıyorlar.
-
Usta oldum ustalar yüzünden.
-
Bu ayın onbeşinden sonra epey yazacağım bu hususta C:-) ;)
-
Öcal ağabey senden bir destek gerek..telefonun maalesef silindi..özelden yazdım ama ulaşamadım.. beni arar mısın.. 😊 yoksa ben de gereksiz bir yere ciddi para vermek zorunda kalacağım..😊
SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Öcal ağabey senden bir destek gerek..telefonun maalesef silindi..özelden yazdım ama ulaşamadım.. beni arar mısın.. 😊 yoksa ben de gereksiz bir yere ciddi para vermek zorunda kalacağım..😊
SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Halledecez. :)
-
Valla hayatımız macera.. :D :D halledelim ağabey.. yani alması bir dert getirmesi iki dert.. kalbim sıkıştı yahu... !O__ sonra konuyu da yazarız burada..
-
Hem yatta yat,hemi de ağla.
Manal koyu yat gözlem kulesi bitti bitiyor,bilgilerine.
Yazlıkçısın madem çak gitsin gibi bir durum da var.
Şerefsiz bir usta (usta olduğunu düşünen ve milletin sırtından para kazanmayı ustalık sanan şerefsizler) inşaat alanında çok ve
madem 2. evi yapıyorsun biraz da biz nemalanalım kafası ile mücadele ediyoruz.
Mücadelede hep yenik düşsek de, sağlığımız yerinde deyip şükredip, tansiyon hapı maliyetinden kurtulmaya çalışıyoruz.
-
Mustafa abi geçmiş olsun.
Malzememiz de tüpümüz de var aklında olsun. Bir telefon ve 100 metre kadar uzağındayım...
-
Sağol İrfan kardeşim.Bilirim denizci dostluğunu.yıllar önce Yalova marinada Cemre 'nin direğini senin yardımınla indirmiştik.Tek başıma uğraşırken ilaç gibi gelmişti desteğin.
-
Abi nasıl indirdiniz koca direği.. Hay maşallah. Ben vinçsiz indiremiyorum
-
Bu fırsatçılık konusu ilginç geldi. Benim de bir kaç ilginç anım var:
Adı lazım olmayan bir limanda bağlı teknem. Limandaki bir tekne satıldı ve alan kişiyle iyi arkadaş olduk. Adamcağız denizcilikte yeni ve bana güveniyor. Hali vakti de yerinde birisi.
Bir akşam üstü, hava sıfır. Limana döndük ama sıcaktan perişanız. Tam bağlandık, telefon çaldı. Yeni tekne alan arkadaşın marş basmıyormuş çekilmesi gerekiyor. Hemen halatları çözüp çıkacağım ama bu muhabbete şahit olan bir "usta" arkadaşımız vardı, bana "birader sen git dinlen ben şimdi yedekler getiririm onu benim kayıkla" dedi. Ben de safça teşekkür edip ayrıldım. Ertesi gün arkadaşın suratından düşen bin parça. Meğer bizim "usta" tekneyi yedekleme karşılığı iyi bir para istemiş. Ben dostluk için yapacağını sanmıştım, çok mahcup oldum!
-
Masal ilk geldiğinde, zaten pek akıllı sayılmam, o zaman tekne işini hiç bilmiyorum, kayıkta vibrasyon var, Usta ile konuşuyorum,
- Neden ustacım bu?
- Keçe
- Hımm, yapabilir misin?
- Tabii abi
- Kaç para maliyeti
-...... bi bi bi, binbeş... ikibin avro!
- O ha! Kalsın ben titrerim.
-
Dostların tavsiyesi ile yeni barınak girişimim oldu. Neyse barınakta gösterdikleri yer biraz rüzgar alıyor ve ben hazır tonozlara güvenemedim. Kendilerine söyledim tonozumu ben hazırlamak istiyorum diye, sağolsunlar kabul ettiler. Ama barınakta bu tonoz işlerini yapan takımın haberi yok. Neyse yarım günlük bir uğraş ve yaklaşık 400 liralık masraf ile güzel bir tonoz sistemi hazırladım. Normalde pek bilinmeyen ve kullanılmayan cinsten. Önce bu takımdan birileri geldi .
-Bunu niçin yapıyorsunuz?
-Tonoz için.
-Yalnız burada bu işleri biz yapıyoruz.
-Tamam siz yapın zaten bu tonozu da siz atacaksınız, usül neyse uyacaz zaten.
-Ha tamam o zaman, bitince haber verirsiniz.
-Tamam ben hazırlayayım, size haber veririm.
-Ama bu nasıl tonoz , gemi mi bağlıyacaksınız? zincir çok uzun sonra bedene bu ağırlığa gerek yok ki biz taş bağlıyoruz, aynı işi görüyor zaten.
-Neyse ben sabır çektim ve meraklı bakışlar arasında işime devam ettim. Halatı zincir baklalarından geçiriyor olmam gariplerine gitti galiba. Sonrasında dalmışım halatın ucuna faşina yapıyorum, kendimi kaptırmışım, eski günlerde ki gibi mekiği elimde sayılamayacak hızlarda kullanmaya başlamışım anlaşılan ki amcanın biri meraklı bakışlarla sordu sen bunu nasıl bu kadar hızla kullanabiliyorsun diye. Garibine gitmiş olsa gerek yelkenli tekneyle uğraşan birinin çok hızlı mekik kullanabiliyor olması. Bende durumu çaktırmadım artık, öğrendik işte falan diye geçiştirdim. Muhtemelen anladı bu işten biraz anladığımı, başıma akıl vermeye gelenlere karışmayın şeklinde minik uyarılarda bulundu.
Sonrasında ekip geldi ve tonozu yükledik el arabasına götürdük balıkçı kayıklarının yanına. O da ne? Ben büyük alamotra ile atacaklar diye düşünürken kıytırık bir fiber sandala yüklediler benim tonozu. Arkasında küçük bir takma motor. Bende geleyim dedim beni almadılar sen bizi kıyıda karşıla dediler. Neyse hallederler diye düşündüm ama aklıma gelen başıma geldi. Tüm uyarılarıma rağmen üstüste yığdılar demiri zinciri ağırlığı. Az kalsın ellerini kollarını kopartacaklardı. Sonra deli gibi çektirip sermeye çalıştılar falan. Bende bırakın dedim ben ayarlarım geri kalanını. Neyse en azından ağırlıktan sonraki zinciri kayıkla çektirerek serebildim. Sonrasında dedim su biraz biraz temiz olduğunda aşağıya inip düzenlerim artık dedim. Cevap abi sen uğraşma olurmu öyle şey burada o işi yapan arkadaşta var, söyleriz yapar. Neyse ben bıktım bu misafir tekne muhabbetinden dolayı kazıklanmaktan, en sonunda getirecem, bir plakalı tekne vericem dilekçeyi bakanlığa, bağlıyıcam beğendiğim barınağa.
-
Ahmet'cim tonozu atmak değil zincirini halatını,çıtasını hazır halde barınak sana vermeliydi.Bu onların sorumluluğu.Sana katılmak yerine teşekkür etmeliydiler.