Mustafa Abi, geçmiş olsun. Neyse ki önemli bir hasar oluşmamış.
“Tekne parada yüzer” mantığı bir kere daha mağlup olmuş sayenizde.
Beş dakikada 200TL tarifesine göre bizim Ersin Böke ve Ahmet Kabaalioğlu'na en az 1000TL borcumuz var.
Size başımızdan geçen bir bir Yeşilköy macerası anlatayım.
Ekim’i yeni aldığımız zamanlar Ablamı, eşi ve iki çocuğuyla davet ettik. 9 yaşındaki yeğenim Arda, daha tekneye binerken numaralı gözlüğünü suya düşürdü. Gözlük çerçevesi renkli ve sığ bölgede olduğu için bizim part time dalgıç Ece atladı çıkardı. 15 dakika sonra seyire çıkmaya hazırlanırken 4 yaşındaki yeğenim Azra, ablamın numaralı gözlüğünü düşürmez mi? Şaka gibiydi. Gözlüğün düştüğü yer 7-8 metreydi. Su bulanıktı. Bilal’e haber verdik. Kompresörlü kayığıyla geldi. Dalıp çıkardı. Eniştem para vermeye kalkınca almadı. “Biz Mücahit Beyle hesaplaşırız” dedi gitti. Ben o gün misafir ağırlama telaşıyla kendisini göremedim. Ertesi hafta borcumu sorunca “Sen bilirsin hiç vermesen de olur” dedi. Ben de emeğine karşılık münasip birşeyler verdim. Sizin bu hikayeyi okuyunca o günü tekrar hatırladım. Barınaklarda da marinalarda da bir hizmet alacağınız zaman teknenin yaşına ve boyuna bakıyorlar sanırım. Bugün Tuzla Marinada bir direğe çıkma işlemi için 100 euro lafı geçti. Dedim, Europadan adam getiriyorlar herhalde.
Son olarak çektir olup gitmek deyimi çok yerinde olmuş