Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Nisan 2020, 01:10:03
Masal bu yıl 8. yıl bakımına girdi.
Hayli yüklü bir iş listemiz var.
Dramatik bir şekilde bu beklenmeyen hal nedeniyle teknenin başında olamayacağım. Ama her nasıl olduysa ilk defa Mersin'den usta sokuyorum ve yine her nasıl olduysa yapılacak işe güveniyorum. Umuyorum yanılmam. Ustam Mustafa adında, gemilerde çarkçılık yapmış ondan sonra bir nedenle bu işlere bulaşmış biri.
7 ay kadar önce bir dostun teknesinde tanışmış ve "kusura bakma ama ben bu ilden kayığıma usta sokmam" deyivermiştim. Bıçkın, delikanlı raconu olan bi adam.
Ne etti ne yaptı beni ikna etti, işte kayığımı ona teslim ettim. Hatta karaya alınırken bile orada değildim ki bu bir ilk.
Yapılacak iş listesini en baştan yazmayacağım; ama kıç kamaraların kumaş ve süngerlerinden başlayıp, sail drive körüğünün değişimine kadar giden geniş bir yelpazede iş yapılacak. İşin tahmini süresini 30 gün koyduk.
Mustafa ile anlaşmam, suya indiğinde, etrafı bile temizlemek işi kalmasın şeklinde oldu. Bildiğiniz burjuva çocukluğu yapacağım yani.
Mustafa Ertör Reis'in önerisi ile her bir adımı ve yapılan işlemleri buraya yazmaya karar verdim. Maliyetler dahil herşeyi yazacağım.
İlk adımımız;
Eski Boyalardan Kurtulma
Usta'nın tespit ve önerisi;
Teknenin altında 4 ayrı boya cinsi var. Bunun tamamen jelşite kadar kazınıp yeniden epoksi astar çekilmesi ve ondan sonra zehirli atılması lazım.
Benim kaygım; jelşit var zarar görür mü?
Başvuru Kaynağı: Mustafa Ertör ve Mehmet Erem:
Fikirleri, eğer jelşite zarar verilmeden, canavar denilen zımpara ile girilmeyecekse, ustanın önerisi doğru olduğu yönündeydi.
Bunun üzerine ustaya start verdirdik. En alt katta duran İnternational Micro Ekstra'yı kazımakta biraz zorlandıklarını ama zararsız şekilde zımparayı bitirdiklerini söylediler.
Kullandığımız epoksi astar Teknomarin. 5 litresi 350 lira. Usta, jelşit de olduğundan bu kadarının hayli yeterli olacağını söylüyor.
4 gündür kararda altı yıkanmış ve iş yapılmadan bekleyen Masal'ın zımparası dün bitti. Bugün kurumaya bırakıldı. Bir terslik olmazsa yarın epoksi astar çekilecek.
Motor bakımı bitince zehirli boya atılacak. Usta Seajet 039'da ısrarlı. Benim kafam Teknomarin'in Seajet ayarında bir zehirlisi var. Galonda alt tarafı bir yüzlira avantajı olmasına karşın, epoksi astar madem Teknomarin, devam edelim diyorum. Usta da 039'un bölgede denenmiş ve iyi sonuç vermiş bir zehirli olduğunu maceraya gerek olmadığını söylüyor.
Motor
Motor hususunda gerçekten güveniyorum ustama ama takriben bir aydır tartıştığımız husus şuydu;
O motorun sökmek, önüne almak ve boyasından ateşleme sistemine, bütün keçelerine kadar her yerini elleyip doğru iş yapmak niyetindeydi. Ben ısrarla karşı çıktım. Bunu refite kadar gideceğini söyledim. O da motorun refitlik bir sıkıntısı olmadığını ama bu işi böyle yapmak istediğini söyledi. Aklınıza para tuzağı gibi bir şey gelmesin. Özel bir durum nedeniyle ben düşünüzde bile göremeyeceğiniz rakamlara yaptıracağım bu işi. Ustamız da, marinada yeni.Buradaki tröstü kıramıyor.
Benden beter huysuz bir adam olduğundan kendi reklamını da doğru yapamıyor, bunu biraz prestij/reklam olarak görüyor.
Hasılı ben de nihayetinde "Sök Allahsız! bildiğini yap!" deyiverdim.
Mustafa Usta, tüm filtrelerin orijinal kullanılmasını istiyor. Bugüne kadar hep orijinal kullandım ama çok pahalı artık. Burada kararsızım. Düşünceniz nedir?
Bu arada Boiler'den gelen su kaçağı tespit edildi. Söküldü. Onarıldı. Maliyeti henüz bildirilmediğinden söyleyemiyorum.
Nihayeten vanaları değiştirme niyetim var; marka önerisinde bulunursanız sevinirim.
Bitene kadar devam edecek.
Gönderen: Eyüp Oğan - 16 Nisan 2020, 01:26:14
Corona belası da biter inşallah, cillop gibi teknene biner yeni seyirlere, yeni rotalara yelken açarsın..
Selametle..
Gönderen: Murat Ayduk - 16 Nisan 2020, 01:40:34
Ben sadece naçizane bir yorum yapacağım. 2018 yılında boyayı ben de tamamen kazıttım. Ama ne yazık ki alttaki gelcoatun zarar görmemesi çok zor. Canavarla zaten hiç girişilmemeli, lakin ustalar genellikle raspa ile kazıyor mecburen ve bir süre sonra ustanın eli kolu Yorulup raspa çok ufak kaçabiliyor. Yani jiletle sakal traş eder gibi olmuyor, olamıyor ne yazık ki.
Ve en önemlisi sonrasında yaptıracağın epoksinin belli bir mikron kalınlığa ulaşması...
Ben “bu işler 8-9 senede bir yapılıyor, bari tam olsun” diye International’ın Gelshield ürününü kullandım. Kazıma sonrası tam kuruması beklendi ve nem ölçer cihazı izin verdiği gün katlar atılmaya başlandı. Evladiyelik olsun diye tam tamına 9 kat gelshield atıldı. İlk kat sonrası epoksi ile macun yoklamaları yapıldı. Sonra diğer katlara devam edildi. Zaten ilk katını atınca kazırkenki küçük hatalar hemen kendini ele veriyor.
Bence abi yapmışken en iyi işlemi yaptır. Benim tekne de seninki kadar, yanlış hatırlamıyorsam 5 litre ile ancak 3 veya 4 kat atabilmiştik. İyice eze eze sürmemesi lazım ustanın, belli bir kalınlıkta atılmalı, bu da biraz fazla litre gerektiriyor. Zaten bu epoksi boyaların minimum 6-7 kat atılması tavsiye edilir hep.
Abi uzun yazdım ama bu iş biraz önemli, ufak bir hata gövdeye su sızmasına sebebiyet verebilir, o da Allah korusun ozmoza. Yaptırırken çok ama çok araştırdım, hem yabancı kaynaklarda hem Türkiye’de... Hatta utanmadım atladım Akzo Nobel’in ofisine gittim konuştum (International üreticisi) Bu iş çok ciddi bir iş; ağrımayan başını ağrıtabilirsin.
Not: Ben şu an karaya çıktığımda altına basınçlı su bile vurdurmuyorum :D Ciddiyim, zira bu işe çalışırken yanlış yıkamanın gelcoat üzerindeki mikron çatlaklara, onun da su kalkanına zarar vermesine denk gelmiştim.
Ben artık altını yıkatmıyorum mesela, ve bunu da kimseye tavsiye etmiyorum...
Çok yazdım, kusura bakma... herşey istediğin gibi zamanında sıkıntısız bitsin abi...
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Nisan 2020, 01:47:56
Önerilerini ve dikkat etmem gereken noktaları sıkıca takip edeceğim. Çok teşekkür ederim.
Gönderen: Burak Doneray - 16 Nisan 2020, 02:08:30
Gelcoat kazınmadan yada çizilmeden gelshield uygulaması yapıldığınıda ben bilmiyorum neden teknemin gelcoatunu kazıtayım Ozmos olmadan hiç bir zaman yaptırmam herhalde yanlış biliyor olabilirim yazdıklarınız benim bildiklerimle örtüşmediğinden sormek istedim yanlış biliyorsam doğrusunu öğrenmek isterim.
Bülent'çim kolay gelsin diyorum Ustaya şimdiden işini düzgün yapmazsa başına neler geleceğini birinin anlatması gerektiğni düşünüyorum 8)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Nisan 2020, 02:24:59
Bülent'çim kolay gelsin diyorum Ustaya şimdiden işini düzgün yapmazsa başına neler geleceğini birinin anlatması gerektiğni düşünüyorum 8)
;D ;D ;D
Gönderen: Kemal Gündüz - 16 Nisan 2020, 09:58:24
Vanaları trudesign kullanmanı tavsiye ederim. İthaşatçısı Tuzla’da ve bildiğim güzel iskonto yapıyor. Melih almıştı, sonra benim bir arkadaşıma beraber gidip aldık ama henüz takılmadı. Telefonunu bulmaya çalışayım. Kompozit malzeme olduğu için tak ve unut
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: O.Utku Uçkan - 16 Nisan 2020, 10:57:05
Yatma konusunda uzman olduğumdan ben de süngerler hakkında laf edeyim. 32 densite süngerin yumuşak olanını tercih edersen deliksiz uykularda teknenin başı boş kalması gibi bir tehlike olabilir. ;D
Martı marinada salonu açık renk döşemeye geçerken usta ''abi bu senin süngerleri burada sadece yabancılar yaptırıyor, çok pahalı bunlar'' demişti. Ben bu sözleri takdir ediyor olarak yorumlamıştım.
Bir de şu ozmoz olayının bu kadar abartılmasının bakım yapanların kendilerine iş çıkarmak için olduğunu düşünüyorum. Yıllarca teknelerin altında gezindim katmanlar halinde oluşmuş ozmoz tek bir tekne gördüm.
Kolay gelsin. :)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Nisan 2020, 12:44:17
Az önce Mustafa Usta ile görüştüm. Fotoğtafları istedim. "Abi daha ne bitmesi, iki gün daha sürer zımpara işi, spiral kullanmıyoruz ki" dedi.
Meğer 3 kat boyanın zımparası bitmiş. Şimdi yavaş yavaş, en alt kattaki, yani jelşit üstündeki son katı kaldırıyorlarmış. Hem boyanın sertliği hem de jelşit kaygısı işi yavaşlatıyorumuş. Bu nedenle zımpara işinin bittiğine ilişkin beyanım benim tamamen yanlış anlamamdan kaynaklanıyormuş.
Videoları ve fotoğrafları istedim. Gelince sizinle paylaşacağım.
Vana önerisi için teşekkürler.
Sünger Gri sünger olacak ve 24 numara olacak. 32'si çok sert, 16 sı yumuşak. ortalaması iş görür diye düşünüyoruz Esay'la.
O işi daha çok Esay organize edecek. Ama en kaliteli gri süngerin (eğer aklımda yanlış kalmadıysa) 120*240lığının fiyatı 220 TL(Adana- Tepebağ fiyatı). İki kamara için işçilik ve kumaş hariç 450 TL civarında bir gideri var.
Gönderen: Mustafa Ertör - 16 Nisan 2020, 14:43:56
Bülent Reis çok yararlı bir paylaşım yapıyorsun.Daha şimdiden birçok soru ve yeni bilgi ortaya çıkıyor.
Gönderen: Mehmet Atay - 16 Nisan 2020, 14:52:59
Motor yedek parçalarında ise görüşüm, orijinal parça kullanman... evet çok daha payahı ama kısa bir keyif için (yılda 15-30 arası) yüzbinlerce lira değerinde bir yatırım yapmışken, bir kaç yüz lira için o keyfin kaçma riski göze alınmamalı.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Nisan 2020, 15:23:22
Bu kadar yoğun işe giriştiysen ve motorun yaşı da 10 ve üstü ise egzoz çıkış dirseğini söktürüp kontrol etmeni tavsiye ederim. Gerek Yanmar, gerek Volvo'da oradan hep problem çıkıyor 10. yıl civarı.
Motor yedek parçalarında ise görüşüm, orijinal parça kullanman... evet çok daha payahı ama kısa bir keyif için (yılda 15-30 arası) yüzbinlerce lira değerinde bir yatırım yapmışken, bir kaç yüz lira için o keyfin kaçma riski göze alınmamalı.
İki yıl önce değişmiştim abi o parçayı.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 16 Nisan 2020, 15:25:11
Vanaları ben de truedesign olarak değiştirdim.Sadece motora soğutma suyu taşıyan vanayı ithal bronz (çok pahalıydı Marintek ten aldım, vana olarak değiştirdim.Sebebi orjinaline çok benzer ve çekvalfli idi.)Ahmet Kabaalioğlu Reisimiz ithalatçıdan net indirim alıyor çünkü çok kişiyi yönlendirdi.Bu arada ben indirimli takamadım 6 yıl oldu sorunsuz hiçbir sıkışma,sızdırma, kırılma yok.
Bülent Reis çok yararlı bir paylaşım yapıyorsun.Daha şimdiden birçok soru ve yeni bilgi ortaya çıkıyor.
Evet Abi truedesıgn ile güzel bir diyaloğumuz var ve bu diyaloğun mimarı Melih Reis. Onun sayesinde son dönemde bir çoğumuz vanaları değiştirdik. Bildiğin üzere Bidarka nında tüm vanaları geçen sene değişti. Bence de bir tekne için en önemli şeylerden biri. Kekamoz tutmaması konunun önemini daha da arttırıyor.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 16 Nisan 2020, 17:32:14
Gönderen: Mehmet Cömert - 16 Nisan 2020, 21:44:46
Motorunuz bildiğim volvo ise Perkins bloğuna sahip bir çoğu ;
Marmaris Best marine gibi bir firma ile görüşürseniz motor bloğuna
uygun tüm parça çevrimlerini biliyorlar yıllardır D2 75 de O şekilde
kullanıyorum sorun yak %30 -%40 civarı parçaya göre fark ediyor .
arzu ederseniz telefonlarını buradan veririm eski volvo ve perkins servisi
oldukları için motor tipine göre parça kodlarını çeviriyorlar.
sonuçta aynı malı farklı isimden aynı imalatçıı dan alıyorsunuz.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 17 Nisan 2020, 00:04:10
Gönderen: Çetin Kent - 17 Nisan 2020, 00:31:26
Gönderen: Oğuzhan Oğuz - 17 Nisan 2020, 10:08:07
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Murat Ayduk - 17 Nisan 2020, 17:39:23
Tekne altının basınçlı suyla yıkanmasının jelcoata nasıl zarar verdiğini anlamakta zorlanıyorum 3 kat zehirliyi 1 kat astarı aşıp nasıl zarar veriyor .Murat reis yaşadığınız olayı anlatabilirmisiniz ? Birde teknenin altına 9 kat gelshield üstüne astar 3 kat zehirli boya ben böyle bir kalınlığın teknenin performansına olumsuz etki edeceğini düşünüyorum.
Gelcoat kazınmadan yada çizilmeden gelshield uygulaması yapıldığınıda ben bilmiyorum neden teknemin gelcoatunu kazıtayım Ozmos olmadan hiç bir zaman yaptırmam herhalde yanlış biliyor olabilirim yazdıklarınız benim bildiklerimle örtüşmediğinden sormek istedim yanlış biliyorsam doğrusunu öğrenmek isterim.
Bülent'çim kolay gelsin diyorum Ustaya şimdiden işini düzgün yapmazsa başına neler geleceğini birinin anlatması gerektiğni düşünüyorum 8)
Merhaba Burak Kaptanım,
İlk sorunuz için şöyle açıklayayım. Bir Hollandalının videosunda şans eseri yanda çıkan video listesinde rastlamıştım, nozzle'ın ucundan çıkan suyu yavaş çekimde gösteriyordu, güzel bir video idi ama daha sonra bir türlü bulamadım.
Marinada kullanılan basınçlı yıkama makineleri çok yüksek basınçta çalışıyor, normallerinden daha üstün. (en azından benim Pendikte ve Tuzla'da gördüklerim gayet kocaydı) O tabanca ehil bir elde değilse sıkıntı çıkması muhtemel. Çok yakın tuttuğunuz zaman çok küçük bir alanın yüksek basınçla karşılaşmasını sağlıyorsunuz. Bununla beraber nozzle'ın ucundan çıkan suyun yavaşlatılmış çekimde aslında kesik kesik ve ani darbelerle gittiğini görüyorsunuz. Bu da boyalar arasındaki katlarda ve en önemlisi gelcoat üzerinde mikro çatlaklara yol açıyor. Gelcoat üzerinde bulunan boya veya gelshield basınçlı darbelerle çok küçük alanlara vuran suyun etkisini azaltmayacaktır. Buradaki asıl sorun nozzle'dan çıkan darbeli suyun bir çekiç gibi küçük alanlara darbeler yapıyor olması.
Su öyle bir şey ki, tekneniz denizdeyken bulduğu mikron inceliklerden kabuk içerisinde metrelerce yürüyebilir (gemi mühendisi arkadaşım bunun teknik ismini de söylemişti ama hatırlamıyorum).
Ayrıca basınçlı su ile yıkamayınca çok fazla bir iş yükü ekstra doğmuyor, sadece sulu zımpara yaparken bulunduğunuz yer biraz daha boyanıyor... Böyle olunca risk almaya değer mi?
Ben yarışmadığım için performans benim için sonraki önem düzeylerinde duruyor. :D Aynı zamanda gelshield ve macun iyi bir işçilikle uygulanır, pürüzsüz bir düzey elde edilirse ekstra bir performans kaybına yol açmaz. Kabuk kalınlığını arttırdığınızı düşünün, onun gibi... Boya ağırlığı bakımından da sıkıntı değil, teknede her daim bir kasa bira varmış gibi düşünebilirsiniz :) Ama her halükarda sağlamlık benim için ilk sırada...
Son olarak kazıma ile alakalı: Biliyorsunuz kazırken ya boyayı kazır gelcoatı ortaya çıkarırsınız, ya da ozmos var veya gelcoat hasar gördüyse gelcoat kazınması gerekirse elyafa kadar kazır gelcoatu da alırsınız.
Sadece boyayı kazır, gelcoatu bırakırsanız; (international için konuşuyorum) Gelshield 200 ürününü kullanırsınız, tavsiye edilen kat sayısı 7'dir ama 9 en üst korumadır. Bu ürün sonrasında astar kullanmayarak direk aynı marka boyayı vurmaya başlayabilirsiniz. Ben bu işlemi yaptım, senelerin boyası birikince zamanı gelmişti.
Ama gelcoat kazınması gerekirse, o zaman elyaf açığa çıkacağından farklı ürünler kullanmanız gerekir. O zaman Solvent içermeyen Gelshield Plus ürününü 5 kat atar, sonrasında iki kat Gelshield 200 atarsınız, sonrasında zehirli boyanız.
Ama genellikle ozmos tedavisinde yaparlar bu işlemleri.. Ozmos tedavisi için gelshield plus öncesinde saydam başka bir epoksi ürünü var international'ın...
Her iki işlemde de ilk katlar sonrasına epoksi macun ile yoklama işlemi yapılır, pürüzsüz bir satıh elde etmek için.
Ben 2018'de biriken boyayı kazıyayım dedim, sonrasında evladiyelik bir işlem yapalım dedim; inanın üniversitede olsaydım tez yazacak kadar çalışma yaptığımı fark ettim :D Ne kadar bununla alakalı yazı, video, kitap varsa ulaşabildiğim hepsinden faydalanmaya çalıştım. Akzo Nobel'de ürün müdürlerini işten soğuttum ;D (Barbaros Beydi yanlış hatırlamıyorsam)
Ustaya da işin başında her dakika durarak kitabi olarak yol gösterdim. Yoksa ustalarımız hızlandırıcı karışımlarını göz kararı yapmayı, katlar arasındaki saat beklemelerini vs pek ciddiye almıyorlar. Halbuki belli sıcaklıklarda epoksi katlarını belli bir süre içerisinde atmanız lazım.
En önemli şey malzemeden önce uygulama başarısı...
Gönderen: Murat Ayduk - 17 Nisan 2020, 17:41:17
Aşk olsun Murat, neye kusura bakayım. Tam tersine ziyadesiyle mutlu oluyorum. Mustafa Reisle muhakkak yazalım dememizin nedeni de bu senin anlattıklarındı zaten.
Önerilerini ve dikkat etmem gereken noktaları sıkıca takip edeceğim. Çok teşekkür ederim.
Abi her şey gönlünce olsun.. kazıma işi bitince bir gün sonrasında bir nemi de ölçün abi. Epoksi öncesinde nemin çok düşük olması gerekiyor.
Abi bir de bence filtrelerde vs orijinal kullan... çok fazla fiyat farkları yok... Denizde biliyorsun bazen bu tasarruflar daha pahalıya mal olabiliyor. Ben bu sene yedek filtre sayılarımı arttırmak için en son East Marine'den aldım, Denpara göre %25 daha ucuzdu, sadece online sipariş alıyorlardı; kargo ile yolladılar..
Gönderen: Burak Doneray - 17 Nisan 2020, 20:00:52
Fiber teknelerin ömrü insan hayatından fazladır doğru teknikle yapılmış bir fiberglass teknenin ömrü hiç korumasınız bile insan ömründen kat kat fazladır.yeterki gelcoat tabakasına zarar vermeyin. Bordalarında hesene pasta uygulama yapılması zaten çok kalın olmayan gelcoat tabakasına zarar verir çok gerekliyse ince bir pasta sadece sorunlu yerde kullanılmalıdır uv koruyuculu cila vax yeterlidir
Su altında yada pruvada oluşacak bir yere çarpma yada çapa vurması sonucu oluşacak kırıkların doğru yöntemle tamir edilmesi dışında gelshield uyguaması gibi aldığımız bu önlemler hele 2000 sonrası modern yöntemle üretilen teknelerde çok gereksiz olduğunu düşünüyorum .Belkide çok titiz birisi değilim arabamı seramik kaplatmam telefonumu kılıfsız kullanırım.
Teknemin su altında mümkün olsa sadece gelcoat olmasnı isterdim ilk teknemde gelcoat üstüne astar vurmadan 2 kat zehirli kullandım yıllarca sorun yaşamadım ne zamanki ustanın birini dinleyip astar vurup stüne 3 kat zehirli uyguladim 3. Sene artik teknem yürümeyecek kadar ağırlaşmıştı komple boya sökücülerle 1 haftada biriken boyayı zor çıkartmıştım Tüm boyayı kazımama rağmen astar ile teknem hiç bir zaman eski performansına yaklaşamadı.
9 kat gelshied üsüne astar üstüne zehirli suyun altındaki kayıcılığa etkisi teknede taşıdığınz bir kasa biraya eş değildir bence.Yoksa eski zehirlilerimizi kazımak yerine boşlukları macunla dolduralım düz bir satıh elde edelim zehirli vurmaya devam edelim teknenin eskisi gibi yürümeyeceğini kesin bilmek lazım bu uygulamaları yapmadan önce ben böyle düşünüyorum.Cevabınız için tekrar teşekkür ederim.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 17 Nisan 2020, 23:17:42
Önce fotoğraflar.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 17 Nisan 2020, 23:33:54
Gördüğünüz gibi yapılan titiz uğraşa karşın zehirli boya ve astarların bugüne kadar uygulamlarından ötürü oluşan tümsekler kazınırken jelşit kimi yerlerde-küçük alanlarda dahi olsa biraz kaybolmuş.
Bu durumu düzeltmek için önümüzde iki yol vardı.
İlk yöntem olarak para büyüklüğündeki bu küçük noktaları jelşitle yamanabilirdi.
ikinci yöntem olarak zaten epoksi astar çekmeye karar verdiğimizden, epoksi astarı iki kat yapabilirdik.
Bu konuda karar almamız hayli uzun sürdü. Ustamız iki kat epoksi astarın aynı işi göreceğini, zaten pek az olan kayıp için maliyet ve zaman kaybına gerek olmadığını, jelşitin öz itibariyle bir tür epoksi astar olduğunu söyledi.
Ben huysuz ve homurdanık adam olduğundan Mustafa abi ve Deniz Akaltan'la görüştüm. Tabii Deniz, ustanın verdiği yanıtı verse de, ben ısrar edince "iyi yama o zaman, bildiğini yap" nevinden bir şeyler söyledi. Mustafa abi, olmaz öyle iş dedi. iki kat epoksi astarının çok daha iyi sonuç vereceğini üstelik jelşitin yama tutup tutmayacağının da tartışmalı olduğu söyledi. Tabii Mustafa abiye uyduk.
Hasılı, nihayeten iki kat epoksi astar çekmeye karar verdik. Birinci kat epoksi astar bittikten sonra, gerek salmada gerekse gövdede (özellikle baş pervanesi çevresinde ihtiyaç var) epoksi macun çekilecek. Ardından ikinci kat epoksi astar atılacak.
Usta Teknomarin'in reçetesinde yazan hava sıcaklığı ve nem oranını kolluyor. Şansımıza hava 22-28 derece arasında gidiyor ve havadaki ne oranı da düşük. Sanıyorum, eğer iyi işçilik sergilenirse, Masal'ın su kesimi altındaki gövdesinin ömrünü hayli uzatacağız. Onun sağlıklı ve dinç olarak yaşlanmasını sağlayacağız.
Salmanın macun öncesi eposki astarı çekildi. Şudur;
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 17 Nisan 2020, 23:41:45
Ahmet Reis sağ olsun youtube'a yükledi;
Temizlik fırça, tiner ve sanayi tipi asetonla yapıldı.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 17 Nisan 2020, 23:54:42
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 18 Nisan 2020, 00:26:36
Utsa, reçetedeki ne oranını bekleyeceğini söyledi.
:)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 18 Nisan 2020, 02:48:22
Jelşit, Epoksi astar, macunlar, ... hayli yekûn tutan bir ağırlık mı?
Ben Murat gibi düşündüğümden -belki de bütçem de gelecekte yeni bir tekne yatırımı yapmaya izin vermeyeceğinden- mukavemet ile performans arasında denge kurmaya çalışıyorum. Teknemin ömrünün uzunluğu beni biraz daha çok ilgilendiriyor.
Yukarıda saydığım malzemelerin tekneye bir kasa birayı aşan bir ağırlık vereceği doğrudur. Ama bu bana göre-beklentilerim, isteklerim çerçevesinde- ihmal edilebilir sınırlarda.
Öte yandan bir başkası için hız çok daha değerli olabilir. Bana göre ben sıradan bir gezginim. 8 yıldır vasati 5,5 kn hıza alıştım ve bu vasati 6 olduğu anda havalara uçar, kendimi formula pilotu gibi hissederim.
2000 sonrası teknelerde ozmos olmaz mı, bilemiyorum. Böyle bir genel kabul var ama henüz (artık el yatırması değil enjeksiyon yöntemi uygulanıyor dışında) makul bir izahını duyamadım. Benim bildiğim polyesterin biricik düşmanı sudur. O nedenle kayıklarımızı ne kadar sudan yalıtırsak o kadar iyi. Bir kimyager varsa hepimizi aydınlatsa iyi olur.
Sevgilerimle.
Gönderen: Çetin Güner - 18 Nisan 2020, 09:48:36
Cevap için teşekkür ederim bu uygulamayı yapma sebebiniz nedir teknenin ömrünü uzatmakmı osmoz olmasın diyemi yaptınız .
Fiber teknelerin ömrü insan hayatından fazladır doğru teknikle yapılmış bir fiberglass teknenin ömrü hiç korumasınız bile insan ömründen kat kat fazladır.yeterki gelcoat tabakasına zarar vermeyin. Bordalarında hesene pasta uygulama yapılması zaten çok kalın olmayan gelcoat tabakasına zarar verir çok gerekliyse ince bir pasta sadece sorunlu yerde kullanılmalıdır uv koruyuculu cila vax yeterlidir
Su altında yada pruvada oluşacak bir yere çarpma yada çapa vurması sonucu oluşacak kırıkların doğru yöntemle tamir edilmesi dışında gelshield uyguaması gibi aldığımız bu önlemler hele 2000 sonrası modern yöntemle üretilen teknelerde çok gereksiz olduğunu düşünüyorum .Belkide çok titiz birisi değilim arabamı seramik kaplatmam telefonumu kılıfsız kullanırım.
Teknemin su altında mümkün olsa sadece gelcoat olmasnı isterdim ilk teknemde gelcoat üstüne astar vurmadan 2 kat zehirli kullandım yıllarca sorun yaşamadım ne zamanki ustanın birini dinleyip astar vurup stüne 3 kat zehirli uyguladim 3. Sene artik teknem yürümeyecek kadar ağırlaşmıştı komple boya sökücülerle 1 haftada biriken boyayı zor çıkartmıştım Tüm boyayı kazımama rağmen astar ile teknem hiç bir zaman eski performansına yaklaşamadı.
9 kat gelshied üsüne astar üstüne zehirli suyun altındaki kayıcılığa etkisi teknede taşıdığınz bir kasa biraya eş değildir bence.Yoksa eski zehirlilerimizi kazımak yerine boşlukları macunla dolduralım düz bir satıh elde edelim zehirli vurmaya devam edelim teknenin eskisi gibi yürümeyeceğini kesin bilmek lazım bu uygulamaları yapmadan önce ben böyle düşünüyorum.Cevabınız için tekrar teşekkür ederim.
Ağırlıktan ziyade sürtünme mi etkiliyor acaba..
Gönderen: Eyüp Oğan - 18 Nisan 2020, 12:17:38
Jelşit, Epoksi astar, macunlar, ... hayli yekûn tutan bir ağırlık mı?
Öte yandan bir başkası için hız çok daha değerli olabilir. Bana göre ben sıradan bir gezginim. 8 yıldır vasati 5,5 kn hıza alıştım ve bu vasati 6 olduğu anda havalara uçar, kendimi formula pilotu gibi hissederim.
Bu iş için aldığın malzemenin ağırlığını hesaplayarak ortalama bir rakam bulabilirsin. Kaç lt Gelshied + kaç lt astar + kaç lt macun + kaç lt zehirli ? sanırım 20 lt değildir.. :)
Gezginler için hız önemli değildir. 6 knot ile 10 saatte gideceğin yere 5,5 knot ile yaklaşık 11 saatte gidersin.. Ki zaten emekli olup uzun seyirler yaptığında zaman kısıtlılığın da olmayacak.. ha 10 saatte gitmişsin ha 11 saatte.. Denizde geçirdiğin süre zaten keyif..
Sana katılıyorum..
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 18 Nisan 2020, 13:10:02
Gönderen: Burak Doneray - 18 Nisan 2020, 17:16:55
Dediğim gibi az rüzgarda bu bedeli yeterli seyir hızına ulaşamayarak ödersiniz bu sizin için önemli değilse zaten sorun yok Benim seyir yapanlarda gördüğüm davranışlar denizde daha uzun seyir yapmaktan ziyade bir yerden bir yere güneş batmadan boş yerler kapılmadan varabilmek .
Bunun için motor daha fazla önem kazanıyor. Senede kaç mil yolu sadece yelken ile yaptığınızı gerçekçi bir şekilde hesaplarsanız zaten seçimlerinizin sonuçlarını yaşadığınızı görebilirsiniz.
Seçim seçimdir doğrusu yanlışı yoktur Tek bilmeniz gereken seçimlerinizi sonuçlarını bilerek alıp almadığınızdır..Bilerek alıyorsanız hiç bir yanlış yoktur.
Gönderen: Burak Doneray - 18 Nisan 2020, 19:41:56
Cevap için teşekkür ederim bu uygulamayı yapma sebebiniz nedir teknenin ömrünü uzatmakmı osmoz olmasın diyemi yaptınız .
Fiber teknelerin ömrü insan hayatından fazladır doğru teknikle yapılmış bir fiberglass teknenin ömrü hiç korumasınız bile insan ömründen kat kat fazladır.yeterki gelcoat tabakasına zarar vermeyin. Bordalarında hesene pasta uygulama yapılması zaten çok kalın olmayan gelcoat tabakasına zarar verir çok gerekliyse ince bir pasta sadece sorunlu yerde kullanılmalıdır uv koruyuculu cila vax yeterlidir
Su altında yada pruvada oluşacak bir yere çarpma yada çapa vurması sonucu oluşacak kırıkların doğru yöntemle tamir edilmesi dışında gelshield uyguaması gibi aldığımız bu önlemler hele 2000 sonrası modern yöntemle üretilen teknelerde çok gereksiz olduğunu düşünüyorum .Belkide çok titiz birisi değilim arabamı seramik kaplatmam telefonumu kılıfsız kullanırım.
Teknemin su altında mümkün olsa sadece gelcoat olmasnı isterdim ilk teknemde gelcoat üstüne astar vurmadan 2 kat zehirli kullandım yıllarca sorun yaşamadım ne zamanki ustanın birini dinleyip astar vurup stüne 3 kat zehirli uyguladim 3. Sene artik teknem yürümeyecek kadar ağırlaşmıştı komple boya sökücülerle 1 haftada biriken boyayı zor çıkartmıştım Tüm boyayı kazımama rağmen astar ile teknem hiç bir zaman eski performansına yaklaşamadı.
9 kat gelshied üsüne astar üstüne zehirli suyun altındaki kayıcılığa etkisi teknede taşıdığınz bir kasa biraya eş değildir bence.Yoksa eski zehirlilerimizi kazımak yerine boşlukları macunla dolduralım düz bir satıh elde edelim zehirli vurmaya devam edelim teknenin eskisi gibi yürümeyeceğini kesin bilmek lazım bu uygulamaları yapmadan önce ben böyle düşünüyorum.Cevabınız için tekrar teşekkür ederim.
Ağırlıktan ziyade sürtünme mi etkiliyor acaba..
Evet Çetin reis ilk attığınızda suya fark yokmuş gibi geliyor çok kısa sürede tekne yavaşlıyor gitmemeye başlıyor hafif havada .Aradaki farkı benim ilk fiber teknemde gelcoat üstüne astarsız 2 kat zehirli ile teslim almıştım 1 sezon sonra karaya çıktığımda herhangi bir dökülme tutunmama problemi yoktu boyada .Basınçlı suyla yıkadığımda tüm zehirliyi pürüzsüz çiziksiz gelcoata kadar temizleyip kuruduktan sonra 2 kat vurup devam ediyordum.Tekne her havada yürüyordu 5 sezon sonra üşendim bir ustaya verdim adam buna astar vurmamız lazım böyle boya vurulmaz dedi astarın gelcoata tutunması için zımparayla gelcoat çok ince çizilmesi gerekiyormuş 2 kat astar 3 kat zehirliyle Bana göre tekne inanılmaz hantallaştı.Öncesini teknemin nasıl gittiğini bildiğimden aradaki farkı çok net gördüm.
Burda kat kat vurulan koruyucu boyalar teknenin performansını etkiler deme sebebim kesinlikle teknenin alt yapısını sürtünme katsayısını belkide çok arttırıyoruz bu uygulamalarla demek istediğim bu .Kimisi için önemli olan bir şey kimisi için değildir .Ben pişman olduğum için yaptırdığım uygulamadan o yüzden yazdım .Geri dönüşüde yok malesef hiç bir zaman tekne altı kalıptan çıktığı şekle getiremiyorsunuz. Şu anki teknemdede tek kat zehirli su hattına 2 kat atarak min boya kullanıyorum .
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 18 Nisan 2020, 20:19:08
Gönderen: Murat Ayduk - 18 Nisan 2020, 20:29:17
Tüm deniz dostlarım bilir :) Ben biraz tekne hususunda pimpirikliyimdir. Her daim neta, shipshape olmasını isterim. Bir de aramda bağ kurduğumdan en iyisinin olmasını isterim onun için de...
Bülent abi yama yerine tümden işlem yapman bence de iyi olmuş. Son birşey eklemek istiyorum abi. O da payanda ayak altlarını da aceleye getirmeden, tekneyi gerekirse lift ile payanda yerlerini kaydırarak aynı işlemleri oralara da yapmak abi.
Ozmos ile ilgili olarak; yeni veya eski tekne/kabuk ayrımı olmadığını söylemek isterim. Gelcoat dediğimiz katmanın görevi elyafı sudan ve nemden korumak. Her hangi bir (gelcoat üzerinde mikro çatlak, darbe, kazıma hataları vs) sebeple su gelcoat katmanını geçip elyafa ulaşırsa ozmos olmama ihtimali yok zaten. O yüzden yeni teknelere ozmos olmaz diye bir şey diyemeyiz. Bu sebeple gelcoatumuzu sevelim okşayalım, maddi olarak sıkıntı yaratmadan olabiliyorsa mutlaka önüne bir katman da koyalım (Gelshield vs gibi)... :)
Hem hız hem gelcoatu koruyalım dersek o zaman teknenin altını kaplatmak da başka bir çözüm olur mesela.. ama belli aralıklarla onun da yenilenmesi gerekiyor işte....
Gönderen: Burak Doneray - 18 Nisan 2020, 20:36:56
Sevgiler
Gönderen: Kemal Gündüz - 18 Nisan 2020, 20:39:42
Sıfır teknede, zehirli olarak Coppercoat uygulama yapmak istesek, gelcoat üzerine astar uygulamadan direk coppercoat uygulanabiliniyormu?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Burak Doneray - 18 Nisan 2020, 20:50:26
Gönderen: Cevat İpekçi - 18 Nisan 2020, 23:30:38
Kimya şirketleri de tekne sahiplerini iliklerine kadar soyabilmek için çabalıyorlar. Hangi ölçüde, kaçımız
bu ağlara takılacağımız bilinmez. Benim çabam en az masraf ile en güzel sonuç almaya çalışmak.
Jelkoda dokunmadan, temiz yüzeye, gerçekten işini gerektiği yapan bir usta veya mümkünse kendisi tarafından yapılan
zehirli boya uygulaması bir ihtiyaç. Bundan sonrası, ayrılan bütçeye ve keyfe keder. Tekne hareketli değil ise,
zamanının çoğunu limanda geçiriyorsa, isterseniz siyanürlü denizaltı boyası sürün canlılar yapışacaktır.
Gilshed, Osmoz, Solventsiz, Kimyasal boya sökücü, mikro çatlak, Nem ölçüm aleti.
Bu kelimeler bana çocukları öcülerle, devlerle büyüten ebeveynlerin yöntemi gibi geliyor.
Eski dönemlerde su depoları galvaniz kaplı saclardan yapılırdı. 1960 lı yılların sonunda POLYESTER depolar
piyasaya çıktı. Bildiğiniz cam elyafı ve üç karışımlı (polyester+ kobalt sıvısı+dondurucu) sıvı ile üretilirdi.
İçinde yıllarca su durmasına ve jelkot olmamasına rağmen herhangi bir olumsuzluk yaşanmazdı.
Tuzaklara düşmeyelim.
Kimse alınmasın, benim görüşüm bu.
Herkese kolay gelsin.
Gönderen: Murat Ayduk - 19 Nisan 2020, 02:12:36
Hepimiz burada fikirlerimizi paylaşıyoruz sadece, bunun sonucunda en azından kendi adıma her hangi bir alınma durumunun olmayacağını rahatlıkla söyleyeyim :) Serbest kürsü mantığında tartışıyoruz.
Ben gelişen teknoloji ile beraber çıkan yeni uygulamaların sadece tuzak olduğuna inanmamayı seçenlerdenim. Gelişen bilim ile beraber güncelleme gereken konuları yakınen takip etmeyi severim.
Bu yüzdendir ki; kimi tekneler yaşından bağımsız olarak taş gibi karinaya sahipken, bazı yeni tekneler ise birkaç sene içinde ozmos tedavisi olabiliyorlar. Ozmos kesinlikle bir son değil, çok kötü birşey de değil. Sadece tedavisi zahmetli, uzun ve bir hayli tuzlu...
Ama karaparkta yapacağımız bazı yüksek masrafları engelleme şansımız var ise, bunu gelişen teknolojiyi kullanarak daha az masraf ederek yapma şansımız mevcut; bunu anlatmaya çalıştım dilim döndükçe...
Zaten bu tartışma bitmez :) Hepimiz farklı jenerasyonlardan, farklı denizlerden, farklı yerlerden geliyoruz. Hepimizin tekne ve deniz doktrinleri de farklı... Bu yüzden asgari müşterekte buluşulması bir hayli zor... Hani eskiden yeni tıp uygulamalarını tutanlar, eski tıp uygulamalarını savunanlarla ve alternatif tıp taraflısı kişiler sabahlara kadar A Takımında tartışıyor ve bir yere varamıyorlardı ya.. Onun gibi yazışıp durmaya gerek yok bu yüzden :) ...
Hepimiz fikirlerimizi kırmadan, kırılmadan paylaştık... Bundan sonrası her tekne kaptanının kendi rotası, kendi kararı, varacağı liman da kendi seçtiği limanı...
Hepimize Selametle... C:-)
Gönderen: Burak Doneray - 19 Nisan 2020, 02:57:03
Epoxy bir boyayı gelcoat gibi prüzsüz bir yüzeye onu kazımadan yada çizmeden tutunmasını yapışmasını sağlayamazsınız teknenin nem oranından daha bahsetmiyorum bile .Teknenizde osmos olusmussa kurutup kaziyip tedavi amacli bir malzemeyi tabiki mecburen kullaniriz .Anlatmak istediğim budur.
Sevgiler
Gönderen: Öcal Turan - 19 Nisan 2020, 05:10:42
Ben de bildiklerimi kısaca anlatayım.
Madem Gel Coat a kadar inildi ,ben olsam , temizlik sırasında zımpara ile zaten hazır çizilmiş gövdeyi asetonla temizledikten sonra ;
- Arka arkaya ve parmak yapışma kuruluğunu kaçırmadan (zımparaya düşmeden),hava kabarcığı da yaptırmadan 2-3 kat solventsiz epoksi laminasyon reçinesi ; ''Teknomarin Era-4000'' veya Duratek 1000 ,(m2 ye 50-75 Gr. denk gelir tek katı) atar , hava durumuna göre 1-2 gün kurumasını beklerdim.
Tam kuruma 1 hafta sürer ama sonraki yapacağımız işler de olduğundan gerek yok.Hem bu yapıda olması daha iyi.
- Sonra onu da 220 no zımpara ile ve el ile okşayarak ,(Epoksiyi yıpratmadan sadece yapışma amaçlı) güzelce çizer ; Üçüncü kat laminasyon reçinesini sürer ve 20-30 dakika gibi sonra daha o parmak yapışma modunda iken ''Teknomarin Teknopox'' veya ''Duratek ABT 238 '' diye adı geçen ama aslında teknenin orjinalindeki vinylester esaslı olandan daha da su geçirmez ve epoksi esaslı bir Gel Coat olan malzemeyi uygulardım.
Tek katta 200-300 mikron kalınlık sağlar ,tank boyası diye de geçer adları,elastik bir yapısı vardır.
Dikkat edilecek husus bu satıra kadar olan malzemelerin hepsi aynı firmanın ürünü olacak ve karışım oranları güzel ayarlanacak.
-İyi havada on gün kurumasını bekler , sonra onuda el ile okşar gibi çizerek, iki-üç kat ''Teknomarin Teknoglass Gel Coat primer'' veya ''Gel Shiet'' atardım.
Sonrası bildiğimiz zehirli astarı ve zehirli boya.
Zehirli için özellikle ''EastMarin Performans 2 K' veya tek yumurta ikizi olduğunu tahmin ettiğim ''Tekno Marin Spa Extra 079 2K Antifouling'' tavsiye ediyorum Bülent Reisim e. Pişman olmazsın.
Bu salgın bizi de götürmez ise , bir Adana sokak masası karşılığında Teknomarin veya Duratek den , iyi de indirim alırım onu ekleyeyim. ;)
Belli bir ömürü doldurduktan sonra sonra tebeşirleşen ('' Vinylester'') Gel Coat boyalar gördüm ben. O nedenle tazyikli su tabancası çatlaklar oluşturabilir doğrudur..
Ancak yukarıdaki işleri yaparsak bir daha tabancanın hakikisi de zor zarar verir (Şaka şaka yapmayın ::)),
Tekne evladiyelik olur ,hem de 5 sene karaya çekmeden suda bırakınca aklında ''osmosis'' diye bir kavram da olmaz.. :)
Yarışmayacaksak eğer ,su hattı altındaki biraz ağırlığın (bir çocuk ağırlığı) tekne dengesine faydası bile olduğunu düşünebiliriz.
Sana ve ustalara kolaylıklar , Masal kızımıza da daha nice keyifli uzun bir ömür diliyorum.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Nisan 2020, 09:24:40
Muratcım, dediğin şekilde payandalar kaldırıldı. Aynı işlem payanda altlarına da uygulandı. Sanıyorum iş bitene kadar bir kaç kez yer değiştirmeleri gerekecek.
Ustamız, "sana inat özel bir iş çıkartacağım" şeklinde verdiği sözü tutuyor gibi görünüyor.
Umuyorum sonuna kadar böyle gider.
Gönderen: Deniz Akaltan - 20 Nisan 2020, 15:09:15
...
Ben huysuz ve homurdanık adam olduğundan Mustafa abi ve Deniz Akaltan'la görüştüm. Tabii Deniz, ustanın verdiği yanıtı verse de, ben ısrar edince "iyi yama o zaman, bildiğini yap" nevinden bir şeyler söyledi. Mustafa abi, olmaz öyle iş dedi. iki kat epoksi astarının çok daha iyi sonuç vereceğini üstelik jelşitin yama tutup tutmayacağının da tartışmalı olduğu söyledi. Tabii Mustafa abiye uyduk.
....
Mustafa Abim, ağzınıza sağlık!
!O__
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 22 Nisan 2020, 12:06:14
Salma'ya daha önce epoksi astarın birinci katı vurulmuştu biliyorsunuz. Bugün yüzeye birinci kat epoksi astar vurulacak. Baş pervanenin (hiç kullanmadım) etrafında ve var ise kimi yerlerdeki ayıplar epoksi astarın ardından yine epoksi macunla giderilecek. Yeniden kurumaya bırakılacak. Daha sonra ikinci kat astar çekilecek.
Bu işlemlerin sokak kısıtlaması nedeniyle salı gününe bitmesini planlıyoruz. Ardından motor, baş su deposunun sorunu, sancak lumbozun su alma problemi çözülecek. İşlemler bitmeye yakın süngerler değişecek. Mobilyadaki ufak tefek (sahiden çok küçük) hasarlar onarılacak.
İkinci kat için astar için 2 galon daha Teknomarin epoksi astar aldım.
Alışverişimizi Mersin'de bulunan İzomek adlı bir işyerinden alıyoruz. Sahibi Bülent bey, benim usandırıcı sorularıma dahi sıkılmadan uzun uzun yanıt verecek kadar sabırlı ve bilgili biri. Derdinizi anlıyor. Macun olarak DYO Epoksi Lıght macun yolladı.
Bir litresi 105 TL. Bunlar pazarlıksız fiyatlar. İndirim yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum. İstanbul'da muhtemelen daha ucuza bulunur.
Mustafa usta bu kadar macunun yeteceğini söyledi. Benim isteğime karşın salmadaki döküm hatalarını örtmek için macun kullanmayacağını, son derece gereksiz olduğunu söyledi. Ben de bu kez inat etmedim.
Şu ana kadar 700 TL astar ve 105 TL macun masrafı yapmış oldum.
Asetonla temizlik ; (kanzuk marka aseton kullanılmış)
İlk kat epoksi astar;
Gönderen: O.Utku Uçkan - 22 Nisan 2020, 12:23:45
Mustafa usta bu kadar macunun yeteceğini söyledi. Benim isteğime karşın salmadaki döküm hatalarını örtmek için macun kullanmayacağını, son derece gereksiz olduğunu söyledi. Ben de bu kez inat etmedim.
Burak biraderim yine ya sabır diyordur garanti. ;)
Yüzey ne kadar düz o kadar iyi gider tekne.
Bunu 100 kere yaz.Otur 4 (on üzerinden). ;D
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 22 Nisan 2020, 12:35:05
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 22 Nisan 2020, 12:57:16
Gönderen: O.Utku Uçkan - 22 Nisan 2020, 13:03:19
Ustayı aradım. Fırçami yedim oturdum yerime. Meğer adam; ben 1 litre macun yeter mi deyince salmayı başkaları gibi komple kapatmayacağım demiş. Ben öyle anlamışım. Bir de oturup sakın sakin yelkenin pürüzsüz yüzeye gereksinimi olduğunu anlatıyordum adana. Hey dedecim. Borçlusunuz;)
Hangi konuda borçlu olduğumu anlamadım ama alacağın olsun yaz deftere bir arkadaşımız hayır olsun diye hesabı kapatır herhalde. ;)
Ama usta ile iletişiminizi alkışlıyorum. :)xx :)xx :)xx
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 22 Nisan 2020, 13:37:35
Gönderen: Murat Ayduk - 22 Nisan 2020, 14:07:02
Bir şey farkettim...
Sizin oralara yaz gelmiş ya?? Ustanın kıyafeti, güneşin tonu tam yaz havası :-\
Biz de buralarda gri havalarla uğraşalım, köpeği çıkarırken halen lahana gibi giyiniyorum...
Gönderen: Mehmet Atay - 22 Nisan 2020, 17:30:39
Hem para veriyorsun, hem azar işitiyorsun; bir de konuyu paylaştığında, Dede'de bir azar daha.
Yaşar Kemal'ler boşuna çıkmıyor Çukurova'dan
Gönderen: O.Utku Uçkan - 22 Nisan 2020, 17:35:20
Bi de güneyde, işçi-işveren ilişkisi de biraz farklı galiba.
Hem para veriyorsun, hem azar işitiyorsun; bir de konuyu paylaştığında, Dede'de bir azar daha.
Yaşar Kemal'ler boşuna çıkmıyor Çukurova'dan
Öyle deme Bülent biraderim bu gün arayıp korona günlerimi kutladı sağ olsun. ;D
Gönderen: Burak Doneray - 22 Nisan 2020, 17:56:10
Bunu anlamak için İyi bir türbülans teorisine ihtiyacımız var İyi bir teori olmadığından, kaba bir kriter olarak Reynolds sayısına bakabiliriz.
Şimdi burda yelken konuşamadığımız için size formuller ile açıklama yoluna gidip zamanınızı harcamayı hiç istemiyorum.
Tekne altınınn epoxy boyalar vb ile kalınlaştırılmasının teknenin hızına nasıl etki ettiğini ya deneyimlerinizle anlayabilirsiniz yada bu testi yapabilmek için Deeep Tought isimli bilgisayara ihtiyacınız var .Akışkanlar dinamiğini kim anlamışki ben anlayabileyim ve anlatabileyim.
Sevgiler
(Yanlış anlaşılmasın Masala şu an yapılan işlemler yanlıştır demiyorum öncesi gelshield uygulanmasi gereksizdi .Simdi 2 kat daha epoxy astari oldu)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 22 Nisan 2020, 21:10:30
Gönderen: Burak Doneray - 22 Nisan 2020, 23:25:44
Niye yanlış anlayalım. Sen bu yapılan işlemleri köküyle yanlış da bulabilirsin Burak. Bunun için yazıyoruz zaten burada. Sonuçlarını hep beraber, muhtemelen iki yıl sonra göreceğiz ve ön görebileceğin gibi, olumsuz olsa bile, bu sonucu da sizle paylaşmaktan çekinmeyeceğim.
İki yıl sonra göreceğin bir şey yok Bülent Teknenin altındaki zehirliyi bir daha kazıman gerektiğinde o epoksi boyayı çıkartamayacaksın böyle devam edeceksin . Şansına hızlı bir teknen var 1 litre epoxy boyanın 8 m2 kapladığını düşünürsek 9 kat 12 kat bu böyle gider .Birde teknesinde blister oluşmuş kişiler teknesini en az 6 ay karada tutup o bölgeyi kazıyıp kurutmadan gelshield uygulayanlar var onlar 2 sene sonra yaptıkları hatayı çok net görebilirler.
Bu konuda keşke kurşun sıksan geçmez Su jetiyle yıkamayın gibi söylemler yerine . Yanlış kullanım üzerine bir şeyler konuşuyor olabilsek performansı design kriterleri gibi konuların zaten buranın ilgi alanı olmadığının farkındayım.
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 23 Nisan 2020, 00:42:01
Gönderen: Burak Doneray - 23 Nisan 2020, 01:29:42
Burak tekne karaya çıkınca altının su tabancası ile yıkanması risklimi ?
Doğru bir şekilde doğru nozzle ile tabiki değil Zafer Kaptan. Yanlış kullanım ile zarar vermek tabiki mümkün Çok yakın mesafeden tutulmamalı.Dünyanın her yerinde tekne altı makine ile yıkanır. Teknesini sürekli denizde tutmayanlar at çek yaptıranlar mevcut zehirlisi çekme atmaya uygun olanlar yıkatmazlar aynı zehirli ile inip çıkabilirsiniz hafif bir sulu zımpara ie aktive ederek burda kullanan bir çok ingiliz mevcut.
Yıkatmazsanız midye yada kekamoz kaplanmış bir tekneye spatula ile daha çok zarar verirsiniz yada verirler teknenizin altına.
Gönderen: Murat Ayduk - 23 Nisan 2020, 17:52:17
Zafer abi sen hatırlarsın Erich'i; şu 82 yaşındaki marinadaki Alman denizci komşumuz.
O da hiç yıkatmazdı altını teknenin, hatta kuzey Avrupa'da bu makinelerin olmadığından bahsederdi. Bana da kızardı yıkatma, yıkanmaz zararlı diye... Ben pek kulak asmazdım o zamanlar ihtiyara :) "retired sailor" diye takılırdım, kızdırırdım onu ;D
Sonraları dediğine geldim, iki senedir altına su jeti tutturmuyorum... Hem 80-90 Euro ekstradan cebimde kalıyor, hem de hiç risk almamış oluyorum. İşçilikte de inan bir şey farketmiyor. Kabuk olsa dahi ıslakken çok kolay dökülüyor... Islak zımparada zaten fazlalık boya olduğu gibi iniyor yine. Sadece zımpara yapan ve beton biraz fazladan boyanıyor.
Bir de marinalarda yıkamacılar genellikle tecrübesi olmayan, en junior çalışan olunca; ellerindeki alet bana daha korkutucu geliyor...
Gönderen: Murat Ayduk - 23 Nisan 2020, 17:57:30
Ben tüm dostlarımı bu makine hakkında uyarıyorum... Çünkü risk var, ekstra faydası yok... Yani karar için teraziye koyunca, küfeleri böyle görüyorum ben...
Gönderen: Öcal Turan - 25 Nisan 2020, 00:55:04
Bazen o kadar kabuklu birikmiş oluyorki teknenin altında, ızgaraların üzerinde ve deniz kenarında yapmak zorunda kalıyorsunuz bu işi. Diğer yerlerde çoğu marina müsaade etmiyor zaten.
Sonrasında ,teknede hep taşıdığım ve önceden tekneyi park edeceğim yere taşıdığım, ufak makinamla kendim yıkıyorum ince detay işler için.
Tabancanın nozulunu gövdeye çok yaklaştırmaz ve belli bir açıyla tutar isek ,temizlik güzel ve çabuk oluyor.
Gönderen: Erkan Çaylı - 25 Nisan 2020, 01:36:47
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 25 Nisan 2020, 19:27:47
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 05 Mayıs 2020, 11:30:25
en sonunda motorumuzu indirdik.
Sail Drive dahil her şey aşağıya indi.
Sail Drive körüğünün hiç değişmemiş olduğunu söylüyor usta. Üstündeki damgadan öyle anlaşılıyormuş.
Masal 18 yaşında. Volvo Penta, her 7 ile 10 yılda bir( Woody Allen esprisi yaparsak:hangisi önce gelirse) değişmesini öneriyor.
Ancak, daha önce doğrudan servislerle görüştüğümde, değiştirmek üzere ne zaman açsalar, her zaman sağlam olarak gördüklerini söylemişlerdi. Fakat tabii bu gerçek bir asla hukuken teyit edemeyeceğiniz bir şey.
Ama 18 yılın sonunda ömrünü tamamlamış görünüyor.
Eğer yanlış anlamadıysam; motor ile sail drive'ı birbirine bağlayan yerdeki tampon vazifesi gören plastik esaslı takozlar vasfını yitirmeye başlamış. Son zamanlarda duyumsadığım hafif vibrasyon, bundan olmalı. Bunlar da yenilenecek. Artık balyozu duvara indirdik, motoru indirmişken enjektörlerdi şuydu buydu, bütün ayarları yapılsın istiyoruz.
Şimdilik, bu hususlar dışında çok esaslı bir problem görünmüyor sanki.
Fotoğrafları yüklemeyi beceremedim. Erman Reis'e gönderip ondan yardım isteyeceğim.
Gönderen: O.Utku Uçkan - 05 Mayıs 2020, 11:37:41
Tabii yiyen sen olursan. ;D
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 05 Mayıs 2020, 12:10:17
Gönderen: Murat Ayduk - 05 Mayıs 2020, 15:29:31
Ben de 2018'de senin yaptığını yaptırmıştım. Abi naçizane, haddim olmayarak birşey daha eklemek istiyorum. Motor takıldıktan sonra yapılacak rölanti, max devir, mazot ayarı vs işleri marinada pontonda değil de, yola çıkıp denizde yapın.
Ayrıca iyice ısınan makinende marinaya dönünce motor soğumadan evvel neredeyse tüm somun ve bağlantı elemanlarının anahtarla tekrar yoklanması gerekecek.
Tekrar kolay gelsin abi...
Gönderen: O.Utku Uçkan - 05 Mayıs 2020, 16:15:12
Kolay gelsin Bülent Abi...
Ayrıca iyice ısınan makinende marinaya dönünce motor soğumadan evvel neredeyse tüm somun ve bağlantı elemanlarının anahtarla tekrar yoklanması gerekecek.
Tekrar kolay gelsin abi...
Bu ''motor soğumadan evvel'' meselesi altından kesin bir tartışma (bilimsel) çıkacak. ;D
Erol Şar biraderim nerelerdesin. C:-)
Gönderen: Murat Ayduk - 05 Mayıs 2020, 17:15:13
Ama bu konularda doğru birdir.
İlk öğrendiğim şeyler:
1- Motorda tüm ayarlar çalışma sıcaklığına ulaşıldığında yapılır,
2- Sök-taklardan sonra yine mutlaka motor sıcaklığına ulaştığında tüm saplama, somun vsler tekrar sıkılır.
Ben hatta her uzun seyir sonrası (genelde 10 saati aşan Marmara geçişlerinde) limana vardığımda kuvvetli ışıkla her yeri kontrol eder; gerekli anahtarlarla yoklama yaparım. Bir de yolda saatlik kontrollerim de vardır, bazı arkadaşlar çarkçı diye takılır bana :)
(Bu arada bir kere bakım sonrası tekrar takılan kürbütör kapağı üzerindekileri limana varınca yarım turdan fazla sıkmışlığım oldu.)
Gönderen: O.Utku Uçkan - 05 Mayıs 2020, 18:19:38
Evet çıkabilir Utku abi..
Ama bu konularda doğru birdir.
İlk öğrendiğim şeyler:
1- Motorda tüm ayarlar çalışma sıcaklığına ulaşıldığında yapılır,
2- Sök-taklardan sonra yine mutlaka motor sıcaklığına ulaştığında tüm saplama, somun vsler tekrar sıkılır.
Ben hatta her uzun seyir sonrası (genelde 10 saati aşan Marmara geçişlerinde) limana vardığımda kuvvetli ışıkla her yeri kontrol eder; gerekli anahtarlarla yoklama yaparım. Bir de yolda saatlik kontrollerim de vardır, bazı arkadaşlar çarkçı diye takılır bana :)
(Bu arada bir kere bakım sonrası tekrar takılan kürbütör kapağı üzerindekileri limana varınca yarım turdan fazla sıkmışlığım oldu.)
Murat'cığım o zaman;
İçten yanmalı motorların optimum çalışma sıcaklığı (aşınmanın minimum olduğu) 70 ila 80 santigrat derece aralığında olup her motorun optimum sıcaklığına göre firmaca termostat önerilir.Yani 70 derecede bir motora ayar çekilmez o size çeker. ;)
Sök taklardan sonra dediğiniz şeye gelirsek muhtemelen motor rektefiye olması durumudur ki genel anlamı ile ve kol yatak, ana yatak gibi yerleri siz zaten açamazsınız ve ayarlı tork anahtarı ile revizyon sırasında sıkılır.Motor sibop kapağı da ha keza aynı şekilde ayarlı anahtar ile sıkılır ama sizin söz ettiğiniz bu olsa gerek. Motor belli saat çalıştıktan sonra tekrar üst kapak sökülerek sadece sibop ayarları sentil ile tekrar ayarlanmadan önce silindir kapak saplamaları tork anahtarı ile kontrol edilir idi. yani artık bunlar tarihe karıştı ve sandık kırarak(hastayım bu deyişe) yeni motor takılıyor. :)
Özellikle satılık ilanlarda sandık kırma 0 motor. ;D
Gönderen: Murat Ayduk - 05 Mayıs 2020, 19:02:29
Aynı zamanda mazot ayarı da (otomatik olmayanlar için diyorum) en iyi ısındıktan sonra yine yolda, belli devirlerde deneyerek yapılabiliyor.
2018'de çok uğraştık, oradan biliyorum.. Ben rektefiye yaptırmadım ama çok detaylı bakımlar yaptırdım; ana blok hariç herşey gitti, geldi; gereken parçalar ve takozlar dahil değişti. Neredeyse bir yeni motor parasının yarısı gitti.. :)
Dediğim gibi ben yaptırmadım ama biri demişti hep merak ederim ben de doğru mu diye aslında; "rektefiye yaptıranlar keşke yaptırmasaydım derlermiş" :D Arkasından eski ayarlara dönmesi uğraştırırmış.. Bilmiyorum kendisi rektefiye mi yaptıracak, öyleyse umarım iyi ki yaptırmışım diyenlerden olur Bülent abi.. :)xx
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 05 Mayıs 2020, 19:30:30
Rektefiyeye gereksinim duymuyor motor. Ama sahici bir bakımdan geçiyor.
Gönderen: Mehmet Cömert - 05 Mayıs 2020, 19:35:43
Merhaba,
en sonunda motorumuzu indirdik.
Sail Drive dahil her şey aşağıya indi.
Sail Drive körüğünün hiç değişmemiş olduğunu söylüyor usta. Üstündeki damgadan öyle anlaşılıyormuş.
Masal 18 yaşında. Volvo Penta, her 7 ile 10 yılda bir( Woody Allen esprisi yaparsak:hangisi önce gelirse) değişmesini öneriyor.
Ancak, daha önce doğrudan servislerle görüştüğümde, değiştirmek üzere ne zaman açsalar, her zaman sağlam olarak gördüklerini söylemişlerdi. Fakat tabii bu gerçek bir asla hukuken teyit edemeyeceğiniz bir şey.
Ama 18 yılın sonunda ömrünü tamamlamış görünüyor.
Eğer yanlış anlamadıysam; motor ile sail drive'ı birbirine bağlayan yerdeki tampon vazifesi gören plastik esaslı takozlar vasfını yitirmeye başlamış. Son zamanlarda duyumsadığım hafif vibrasyon, bundan olmalı. Bunlar da yenilenecek. Artık balyozu duvara indirdik, motoru indirmişken enjektörlerdi şuydu buydu, bütün ayarları yapılsın istiyoruz.
Şimdilik, bu hususlar dışında çok esaslı bir problem görünmüyor sanki.
Fotoğrafları yüklemeyi beceremedim. Erman Reis'e gönderip ondan yardım isteyeceğim.
Geçen fuarda sail drive gövdesi ile ilgili malzeme mühendisi bir arkadaşımızla konuşurken,
10 yıl sonra heloksal yenileme yaptırılıp izalasyon sağlıyacak bir boya ile boyanması iyi olur zamanla
zımpara boya bozulmuş olur elekriksel koreszyona maruz kalabilir .öneri si yapıldı
hazır sökmüşken değerlendiriniz .
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 05 Mayıs 2020, 21:25:53
Gönderen: Erman Yerman - 05 Mayıs 2020, 22:38:24
Merhaba,
en sonunda motorumuzu indirdik.
Sail Drive dahil her şey aşağıya indi.
Sail Drive körüğünün hiç değişmemiş olduğunu söylüyor usta. Üstündeki damgadan öyle anlaşılıyormuş.
Masal 18 yaşında. Volvo Penta, her 7 ile 10 yılda bir( Woody Allen esprisi yaparsak:hangisi önce gelirse) değişmesini öneriyor.
Ancak, daha önce doğrudan servislerle görüştüğümde, değiştirmek üzere ne zaman açsalar, her zaman sağlam olarak gördüklerini söylemişlerdi. Fakat tabii bu gerçek bir asla hukuken teyit edemeyeceğiniz bir şey.
Ama 18 yılın sonunda ömrünü tamamlamış görünüyor.
Eğer yanlış anlamadıysam; motor ile sail drive'ı birbirine bağlayan yerdeki tampon vazifesi gören plastik esaslı takozlar vasfını yitirmeye başlamış. Son zamanlarda duyumsadığım hafif vibrasyon, bundan olmalı. Bunlar da yenilenecek. Artık balyozu duvara indirdik, motoru indirmişken enjektörlerdi şuydu buydu, bütün ayarları yapılsın istiyoruz.
Şimdilik, bu hususlar dışında çok esaslı bir problem görünmüyor sanki.
Fotoğrafları yüklemeyi beceremedim. Erman Reis'e gönderip ondan yardım isteyeceğim.
Buyrunuz efenim...
(https://i.hizliresim.com/9R4dNs.jpg) (https://hizliresim.com/9R4dNs)
(https://i.hizliresim.com/o6kybi.jpg) (https://hizliresim.com/o6kybi)
(https://i.hizliresim.com/25bycJ.jpg) (https://hizliresim.com/25bycJ)
(https://i.hizliresim.com/YWIeZW.jpg) (https://hizliresim.com/YWIeZW)
(https://i.hizliresim.com/D5OPpE.jpg) (https://hizliresim.com/D5OPpE)
(https://i.hizliresim.com/mxvZjR.jpg) (https://hizliresim.com/mxvZjR)
(https://i.hizliresim.com/DsZBS8.jpg) (https://hizliresim.com/DsZBS8)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 05 Mayıs 2020, 23:33:07
Gönderen: Burak Doneray - 05 Mayıs 2020, 23:59:37
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 06 Mayıs 2020, 00:05:53
Gönderen: Burak Doneray - 18 Haziran 2020, 23:35:31
Gönderen: Mehmet Atay - 24 Temmuz 2020, 16:22:12
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Ağustos 2020, 00:25:29
Çok uzun bir süre ayrı kaldım sevgili dostlarımdan. Şunu temin ederim ki, en küçük bir sağlık/aile/iş sorunum yoktu. Ama kimi zaman olur ya, insan bir dağılır, işte öyle bir durumdu. Bağışlamanızı rica ediyorum.
Devam edelim kaldığımız yerden.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Ağustos 2020, 01:17:42
Motorum baştan aşağıya dağıtıldı. Kompresyon testleri, enjektörlerin testleri ve sair herşeyin testleri yapıldı. Masal neredeyse %99 oranında bütün testlerden başarıyla geçti.
Benim damper ayvayı yemiş. Dağılmış. Volvo Penta 7.700,00 TL fiyat verdi. Mustafa, vermem bu parayı dedi. Baysan kullanalım. Ben buna 130 HP'lik damper yüklerim, Volvo neymiş, olmazsa tekrar karaya çeker, volvo yükleriz dedi. Baysan 900 lira. M. Ertör ve Kabaalioğlu'nu aradım. Mustafa abi, doğru yapılacak mı dedi. Ahmet bizim balıkçılar öküz gibi kullanıyor bir şey olmuyor. Dert etme dedi. Bütçe kısıtlı. Baysan yapalım dedim.
Ustacıma sordum, kardeş doğru olacak mı? Deli misin dedi. Damperin konulacağı yeri aldık taşıdık Mersin Sanayi'ye. Köhne pis bir yere götürdü. Bu iyi tornacıdır dedi. Ne yapacağız burada dedim. Zarf açtıracağız dedi. Zarf ne la? Meğer damperin iyi oturması için var olan parçaya açılması gereken bir yuva imiş. Açtırdı. Tornacının mizanını beğenmedi. Tornanın başına geçti. Tam öpüştürecek şekilde yaptı. Yarın bir gün orjinal takacak olursak yerinde olan vida yerlerini bozmadan yeni vida yerleri açtı. Aşağı yukarı bu işlem 4-5 saat sürdü. Yeni damper şap diye oturdu yerine.
Sonra enjeksiyonya gittik. Oldu dediler. Gösterin bana dedi. Verileri beğenmedi. Bir daha bir daha bir daha ayarlattı. Baktı olmuyor, yine -deli olduğu için- atölyeye girdi kendi yaptı ayarı.
Ardından keçeci/contacıya gittik. Masalın olası kartelden tutun gövdeye kadar bütün keçe ve contaları değişti.
Bütün bu iyi işlerden sonra Mustafa ile birbirimize girdik. Çünkü işler bir türlü bitmek bilmiyordu. En son, hafızam yanıltmıyorsa, 10 Haziran civarı teknenin bitmesi gerekiyordu ama bir türlü bitmiyordu. Dellendim. Sakin olmaya çalıştım. Ama olmadı. Kavga ettik. Hani bitecekti dedim. Bitmedi dedi. Gerildim. Peki dedim usta, aldın günlerimi. Öyle bir birbirimize girdik ki, ben parçaları yerlere fırlatmışım. Marina(dostlarım) ayağa kalktı. Kıyametler koptu. Mustafa sert ben Allahsız. Bu arada Masal gıcır gıcır, cıncık gibi olmuş, parlıyor. Psikopat Mustafa bir ya da iki günde bitmesi gereken gövde pasta cilasını aman borda yanmasın diye 7 günde yapmış. Parlata parlata gitmemiş, döne döne gitmiş. Hasılı neredeyse yumruklaşırken akıl öne çıktı. Birer rakı içtik. Ne olacak bu Mustafa dedim, şahane olacak abi, sabret dedi. Lan dedim günlerimi yiyorsun, olsun dedi, kayığın 10 yıllık olacak. Allah kitap havada uçuşurken baktık sabaha kadar rakının dibine vurmuşuz.
sonuç;
Bütün keçe ve contalar, damper değişti. Sail drive körüğü, Sail drive keçeleri değişti. Bujilerden aklınıza gelen ne varsa değişti.
Bana işçilik hariç maliyeti 7500 TL oldu. Mustafa Volva Penta'dan aldığı %15 indirimin tamamını bana yansıttı. Ama asıl büyük kıyak sonra yaşandı. Onu seyir yazısında anlatacağım.
Bu arada bir yandan Masalın bütün iç döşemelerini süngerler dahil değiştirdik.
Burada da şans yardım etti. Esaycımla beraber kumaşçılara gittik. Yine başka bir psikopatla karşılaştık. Yanımıza bir örnek kumaş almıştık. Kumaşçının biri -psikopat olan- abi dedi bu kumaşı bulamazsın. Bu kumaş, şimdi aklımda değil, ama Ş harfi ile başlıyor, o kumaş. Bununla tır çekersin. Tam bir saat kumaşı anlattı. Geri kalan bir saatte de kendisini. Bu ya sitede şu dükkanda vardır ya da İzmir'de Anadolu kumaşçılık diye bir yerde. Başka yerde olmaz.
Adamın tarif ettiği yere gittik. Hepi topu 26 m2 kumaşa gereksinimimiz var. Kumaşı gösterdik. Yok dediler. Tam çıkarken biri geldi. Gelin dedi. 5 top kumaş gösterdi. 5 ayrı renkte. Hepsinden numune aldım. O manyağın dükkanına gittim. Numuneleri gösterdim. Bu kimyasal olmaz, bunun şusu var olmaz... olsa olsa şu olur dedi. Tam da bizim istediğimiz renk. Eyvallah dedik, gittik öteki dükkana. Toplam 35 metre tül var. Bize 26sı lazım. Neyse 26 metre tülü değiştirme kaydı ile 27 liradan aldık. Yine gittik Psikopata. Şu fiyata aldık. İyi midir dedik. Ben uyduruk kumaşı 24 liraya satıyorum, al kaç buradan dedi. Kaçtık.
D32 sünger 1100 lira tuttu. Elyaf 150 lira. İşçilik 1500 lira. Bütün sünger ve kumaşları değiştik.
Hasılı,
aküler değişti,
motor refit olmadı ama tam bir bakım gördü,
sail drive körüğü ve keçeleri değişti,
döşemeler değişti,
jelşit üzeri çift kat epoksi kaplandı, epoksi astar ve seajet 039 3 kat zehirli atıldı,
kimi dolaplara raf yapıldı,
kıçtan takma motor bakım gördü,
Masalın acil durum yekesi merdiven açıldığında çapariz yapıyordu, onun üstüne tikten ayrı bir kaplama yapıldı,
musluklar değişti,
küçük göze görünmeyen ayıplar onarıldı.
Bütün bunların maliyeti bana aküler(95 amper motor 220 amper servis)-işçilik-boya-değişen parçalar-ekstra yedek parçalar dahil
16.500,00 TL oldu.
Yarın;
Mustafa usta Finike'de beni nasıl 17.500,00 TL'den kurtardı?
Gönderen: Kemal Gündüz - 19 Ağustos 2020, 06:11:28
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Murat Erciyes - 19 Ağustos 2020, 07:34:51
Hadi, seyir yazısını bekliyoruz.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Ağustos 2020, 11:45:08
Burada yeterli başarıyı sağlayamadık açıkçası. İşin aslına bakarsanız elektrik ustası da iyi bir adam. Ama işte savruk.
Alternatör elektrik bağlantıları pek savsaktı. Arada kabloları çıkıyordu. Hepi topu ayarlı penseyle sıkılması ve yerine sabitlenmesi gerekiyordu.
Ayrıca kimi kabin lambaları yanmıyordu. Boylerden de huylanıyordum. Başıma iş açacak diye. Şunun bağlantılarına da bir bakıver dedim.
Hasılı onlara da bakıldı.
Marş dinamosu ve motorun elektrikle ilgili tüm tesisatı elden geçti. Lütfi Usta, Marş dinamosunun keçe ve bilyalarını değiştirdiğini ama kömürünün tertemiz ve orijinal olduğunu onu değiştirmediğini söyledi.
Hasılı 25 Haziran gibi, Masal,
yalnızca baş su tankı sorunu çözülmemiş halde, bütün gövde/güverte pasta polishi yapılmış, kromlarından tiklerine kadar pırıl pırıl suya indi.
Sahiden de o kadar içime sindi ki yapılan iş, Esay'la beraber çok mutlu olduk.
Esay mutfağa girip bissürü kahve kupasını attı. Yenilerini aldı. Yeni yeni kırlentler yastıklar... tekne 18 değil 5-6 yaşına geri döndü sanki.
Ve tabii seyir planları yapmaya başladık.
Kekova-Kaş belki Göcek'e kadar uzanacak toplam 500 millik plan yapıldı. Tori, Mervem ve Masal 24 Temmuz'da avara olacak, 8-9 Ağustosta Kumkuyu'ya geri bağlanacaktı.
3 tekne de farklı atölyelerde de olsa yeni bakımdan çıkmış, pırıl pırıldı.
Devamı akşama.
Gönderen: Özgür Ökten - 19 Ağustos 2020, 12:42:26
öZgür (mobil)
Gönderen: Serkan Güvenen - 19 Ağustos 2020, 12:50:53
Elektrik işlerini unuttum.
Burada yeterli başarıyı sağlayamadık açıkçası. İşin aslına bakarsanız elektrik ustası da iyi bir adam. Ama işte savruk.
Alternatör elektrik bağlantıları pek savsaktı. Arada kabloları çıkıyordu. Hepi topu ayarlı penseyle sıkılması ve yerine sabitlenmesi gerekiyordu.
Ayrıca kimi kabin lambaları yanmıyordu. Boylerden de huylanıyordum. Başıma iş açacak diye. Şunun bağlantılarına da bir bakıver dedim.
Hasılı onlara da bakıldı.
Marş dinamosu ve motorun elektrikle ilgili tüm tesisatı elden geçti. Lütfi Usta, Marş dinamosunun keçe ve bilyalarını değiştirdiğini ama kömürünün tertemiz ve orijinal olduğunu onu değiştirmediğini söyledi.
Hasılı 25 Haziran gibi, Masal,
yalnızca baş su tankı sorunu çözülmemiş halde, bütün gövde/güverte pasta polishi yapılmış, kromlarından tiklerine kadar pırıl pırıl suya indi.
Sahiden de o kadar içime sindi ki yapılan iş, Esay'la beraber çok mutlu olduk.
Esay mutfağa girip bissürü kahve kupasını attı. Yenilerini aldı. Yeni yeni kırlentler yastıklar... tekne 18 değil 5-6 yaşına geri döndü sanki.
Ve tabii seyir planları yapmaya başladık.
Kekova-Kaş belki Göcek'e kadar uzanacak toplam 500 millik plan yapıldı. Tori, Mervem ve Masal 24 Temmuz'da avara olacak, 8-9 Ağustosta Kumkuyu'ya geri bağlanacaktı.
3 tekne de farklı atölyelerde de olsa yeni bakımdan çıkmış, pırıl pırıldı.
Devamı akşama.
İçinize sinmiş ya abi daha ne olsun keyifli seyirler
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Ağustos 2020, 15:20:37
Rotaya Fethiye'yi ekleyin de bi psikopat usta da AIS receiverini monte etsin Masal'a! :D
öZgür (mobil)
Döndük. Seneye. Zaten sana çok işim var.
Gönderen: Kenan Biçen - 19 Ağustos 2020, 15:40:19
Sanıyorum senden uzun müddettir bir haber gelmeyince,benim gibi herkes de endişelenmiştir.
Biraz daha cesaretlenseydim , hal hatır sorma niyetiyle telefon edecektim.Herşeyin yolunda olması güzel tabiki.
Eee burası Türkiye kardeşim,üstelik sektör marin, iyi bir iş altı ayda çıkar derler ya :)
Usta açısından şanslısın aslında,deli de olsa psikopatta olsa çekeceksin artık.
Bak masalını kaç yaş gençleştirmiş hemde ekonomik bir şekilde.
Neyse hepsi geride kalmış dertlerin.Sana ve ailene genç kızınla birlikte güzel , keyifli günler diliyorum.
Huzurun sonsuz olsun.Sevgiler.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Ağustos 2020, 15:50:46
Gönderen: Mehmet Atay - 19 Ağustos 2020, 16:12:28
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 19 Ağustos 2020, 16:26:34
Gönderen: Doğan Erbahar - 19 Ağustos 2020, 20:49:53
Gönderen: Oğuzhan Oğuz - 19 Ağustos 2020, 21:22:25
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 20 Ağustos 2020, 09:49:38
Gece yarısı körfez ortasında boylerin patlaması, bozulan ırgata yardım ederken parmakları kaybetme tehlikesi, yırtılan yelkenler, deniz dibi çapa temizliği, uzun yelken seyirleri, 8 saate yakın yedekleme... ne ararsan var.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 20 Ağustos 2020, 09:51:20
Mustafa ustayı merak ettim. Senin gibi sakin bir insanı bile sinirlendirmiş
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Başka ustaya gitmem.
Gönderen: O.Utku Uçkan - 20 Ağustos 2020, 10:05:33
Bülent'ciğim dönüşün muhteşem oldu. :)xx :)xx :)xx
Ustan biraz germiş ama böyleleri artık bulunmuyor ve antika diyorlar korumaya alıyorlar. ;D
Foruma bir uyuşukluk gelmişti ne iyi ettin de geldin. ;)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 20 Ağustos 2020, 10:08:39
Gönderen: Serkan Güvenen - 20 Ağustos 2020, 10:14:24
Doğancım evet okuyacaksınız çünkü muhakkak yazmam lazım.
Gece yarısı körfez ortasında boylerin patlaması, bozulan ırgata yardım ederken parmakları kaybetme tehlikesi, yırtılan yelkenler, deniz dibi çapa temizliği, uzun yelken seyirleri, 8 saate yakın yedekleme... ne ararsan var.
Eyvah eyvah bekliyoruz abi yazını :)
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 21 Ağustos 2020, 12:16:34
Gönderen: Murat Ayduk - 21 Ağustos 2020, 12:39:47
Ben de iyi olmana sevindim.
Teknen hayırlı uğurlu olsun, içine sine sine kullan abi...
Yazılarını bekliyoruz... Sonbahara sakla biraz bence abi, herkes tatilden dönünce hasretle okusun :)
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 24 Ağustos 2020, 10:22:23
Gönderen: Mehmet Atay - 03 Eylül 2020, 00:24:03
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 03 Eylül 2020, 10:47:41
sonbahar başladı Eylül itibarı ile
Abi , 23 Eylülü bekliyor. Resmi olarak ta başlasın diye.
Gönderen: Çetin Güner - 03 Eylül 2020, 11:22:17
sonbahar başladı Eylül itibarı ile
Abi , 23 Eylülü bekliyor. Resmi olarak ta başlasın diye.
Ama bu insafsızlııık :P
Gönderen: Mehmet Atay - 04 Eylül 2020, 12:14:49
Gönderen: Aygün Özçer - 04 Eylül 2020, 13:05:13
Selam ve sevgiler
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 07 Eylül 2020, 10:46:32
sonbahar başladı Eylül itibarı ile
Abi , 23 Eylülü bekliyor. Resmi olarak ta başlasın diye.
A hahahahaha.... Bu akşam başlıyorum.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 07 Eylül 2020, 11:00:27
A hahahahaha.... Bu akşam başlıyorum.
Ya bırak arkadaş, eridi bitti taraftar kitlesi beklemekten. Daha bitmemiş bir sürü yazı var forumun derinliklerinde . Hatta hikayenin biri Melleç 'te kaldı, daha batıya geçemedi.
Gönderen: Erman Yerman - 08 Eylül 2020, 15:41:13
Abi gerdi germesine ama... benim motorum için söylemiyorum, başkalarının işi için de söylüyorum,... Erman anlatsın başına geleni ve ne yaptığını.
Mustafa usta insanı verem ediyor ama öldürmüyor, sonra güldürüyor.. İşini ise hakikaten kusursuz yapıyor. elini değdiği yerden bir problem beklemezsiniz.. İşine olan ciddiyeti, bilgisi, yaklaşımı dörtdörtlük ama bekleyeceksiniz.. Ciddi bir organiasyon sorunu yaşıyor.. Şimdi düşünüyorum olsun. İş ahlakı, kişiliği harika ben şahsen verem olurum ama motorumu başkasına vermem... veremin çaresi var.
Diğerleri mi, hiç mi yok? Hiç yok... Ciddi bir kokuşmuşluk, ahlaki çöküntü hakim, adamın ne yaptığı işe, ne kendine ne de size saygısı var..Katil olmak işten değil... Adam sail drive, motor bakımı yaptım diyor; civatada boyası duruyor anahtar vurmamış namussuz. bir de güzel, hiçbir sorumluluk almıyor. Çok sevdiğimiz, çok güzel bir teknesi olan abimizi denizden soğuttu bunlar. Adamcağız teknesini satılığa çıkardı.. Yazarken bile sinirleniyorum..
Neyse, Mustafa usta hakikaten işinin ehli ve yaptı işi bilerek yapan birisi, uzmanlığı olmadığı bir alanı ise açıkça ifade eden, ben bunu bilmiyorum şuna git diye ifade edebilen bir insan.. En önemlisi ise sizi hiç yarı yolda bırakmaz, benim tirhandilin motorunu yaptı, evet 2 ayda yaptı, verem oldum ama motor muhtemelen bir tek fabrikadan çıktığında bu kadar kusursuza yakın çalışıyordu. Tabii motoru 2 ayda yapmadı, muhtemelen bir gece kafasına esti başladı 3 günde bitirdi ama kafasını toplayıp, işlerini sıralayıp, organize olup başlaması 2 ay sürdü.. Motorda bulduğu kötü uygulamaları, karteri patlatan ustanın metal döküm karteri nasıl polyesterle kaplayıp üzerini boyayıp yalapşap bana kakaladığını. Abi deyip önünde eğildiğimiz mercedeslerde, amerikalarda ustalık yapan elinde tork anahtarıyla gezip ahkam kesen ama bir türlü motorumdaki yağ sızıntısını kesemeyen ustanın ne zararlar verdiğini tek tek gösterdi.
Nihayet, motoru dükkanda teslim etti. biz tekneye oturttuk, layna aldık, bastık marşa, su atmıyor, uğraş didin ne yaptıysak olmadı. Kurban bayramı arefe gününden bir gün önce akşam aradım, dedim ki gelmen lazım, çözemiyoruz, adam arefe günü üşenmedi sabahtan geldi akşama kadar tüm vanaları, impelleri, klistinden, egsoz çıkışına kadar her şeyi baştan sona tekrar kontrol etti. diyeceksiniz ki hani iyi ustaydı? motorda hiçbir şey çıkmadı, sistemin geriye kalan tüm her şeyini de akşama kadar adam etti beni Dalyan'a yolculadı ve bunun için 5 kuruş dahi para almadı. Bu benim sorumluluğumdu dedi gitti. yolda kaç defa aradı bir aksilik var mı, her şey yolunda mı diye, kontrol etmem gereken noktaları teker teker anlattı.. Velhasıl, kızıyoruz ediyoruz, bizi verem ediyor ama bu adamdan iyisini bilmiyorum vallahi...
Gönderen: Mehmet Atay - 14 Eylül 2020, 12:47:10
A hahahahaha.... Bu akşam başlıyorum.
"Birden hatırlarsın,
O da seni – – birden bazan:
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bir özlem anılar arasından.
Bu akşam ne garip sözcük
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam. Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?
Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bir gün karşılaşırız
Bir gün, bir yarım akşam."
Demiş Behçet Necatigil
Gönderen: Mücahit Karabaş - 15 Eylül 2020, 22:36:58
A hahahahaha.... Bu akşam başlıyorum.
"Birden hatırlarsın,
O da seni – – birden bazan:
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bir özlem anılar arasından.
Bu akşam ne garip sözcük
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam. Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?
Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bir gün karşılaşırız
Bir gün, bir yarım akşam."
Demiş Behçet Necatigil
Harika bir motivasyon 🙂 :)xx
Gönderen: Oğuzhan Oğuz - 16 Eylül 2020, 14:56:55
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Mehmet Atay - 17 Eylül 2020, 00:23:35
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkarımca okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Gün akşam oldu
Gün akşam oldu
Bozuk şu dünyanın düzeni bozuk
Tükendi taneler, kalmadı azık
Yazık şu geçen ömrüme yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Gün akşam oldu
Gün akşam oldu
Yazık şu geçen ömrüme yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Gün akşam oldu
Gün akşam oldu
İki elim kalkmaz oldu dizimden
Ah ettikçe yaşlar gelir…
Kul Himmet'ten
Gönderen: Mehmet Atay - 19 Eylül 2020, 22:45:02
Sevdiğimi bilmedin
Gözyaşımı silmedin
Hiç mi beni sevmedin
Söyle, söyle
Hiç mi beni sevmedin
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 22 Eylül 2020, 16:07:25
Çok ağır ve iyi misafirlerim geldi valla, o yüzden başlayamadım. Hatta arada 9 günlük kaçamak bir tatil daha yaptım.
Gönderen: Mehmet Atay - 25 Eylül 2020, 22:15:58
Söze niye gelmedin
Var gündüz karın eyle
(Gündüz belli işin var)
Gece niye gelmedin
Üç gün dedin beş gün dedin
Aylar oldu gelmedin
Geçen Cuma gelecektin
Aylar oldu gelmedin
(Haftalardır gelmedin)
Çaldığım saza mı yanam
Ettiğin naza mı yanam
Alam yari koynuma
Kış yatam yaz uyanam
Üç gün dedin beş gün dedin
Aylar oldu gelmedin
Geçen Cuma gelecektin
Aylar oldu gelmedin
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 25 Eylül 2020, 22:30:51
Saza niye gelmedin
Söze niye gelmedin
Var gündüz karın eyle
(Gündüz belli işin var)
Gece niye gelmedin
Üç gün dedin beş gün dedin
Aylar oldu gelmedin
Geçen Cuma gelecektin
Aylar oldu gelmedin
(Haftalardır gelmedin)
Çaldığım saza mı yanam
Ettiğin naza mı yanam
Alam yari koynuma
Kış yatam yaz uyanam
Üç gün dedin beş gün dedin
Aylar oldu gelmedin
Geçen Cuma gelecektin
Aylar oldu gelmedin
:)xx :)xx :)xx
Gönderen: Kenan Biçen - 28 Eylül 2020, 13:22:57
Sevgili Bülent'e ; bize bu güzel şarkı,türkü ve şiirleri hatırlattığı için teşekkür ederiz. ;D ;D