Heyamola Hey
Havuzluk => Genel => Konuyu başlatan: Ersin Böke - 25 Ocak 2018, 07:04:10
-
Önemli bir kapalı kutuya çomak sokuyoruz ..
Ben yelken eğitimimi İstanbul yelken akademisinden aldım.. Bir temel kurs, beş hafta sürüyordu ve sonrasında da bir beş haftalık ileri seviye kurs ..
Perşembe günleri teorik ders , dört saat boyunca ve Cumartesi ve pazar günleri de yaklaşık yarım gün , eğitim tekneleri ile pratik uygulama görüyorduk.. Temel kursta 7 m. lik eğitim tekneleri kullanılıyordu ancak ileri kursta sanırım 28 ya da 30 feet bir tekne ile , denizden adam kurtarma, marinaya yanaşma ve ayrılma, gece seyri ve konum gibi çok önemli dersler veriliyordu.
Her bir konu ile ilgili sıkı bir eğitmen kadrosu vardı. Üstelik şimdi ismini hatırlamadığım bir bayan tarafından yönetiliyordu bu kurs ve çok samimi ve sıcak bir ortam vardı. İstanbul yelken kulübünün önemli bir gelir kaynağıydı diye düşünüyorum.
Geçen zaman içinde tekne sahibi oldum, farklı yönlerde de tecrübelendim v.s. Ancak şimdiye kadar bu işi en profesyonelce yapan kulüp olarak Global Sailing'i gördüm geçen yıl ki, Genel Müdürü ile muhabbet ederken ne pahasına bu işleri yaptıklarına da şahit oldum. Üstelik sadece çocuklara ve gençlere yönelik programlar vardı ve bence esas gelir getirecek olan ileri yaş gurupları için bir programları yoktu.
Mevcut yapı ve yoğunluk, böyle bir programı kaldırmaya müsait değildi.
Ama onlarda da en önemli problem, yarış yelkenciliği üzerine yoğunlaşılması ... eğitim kadrosu hep bu amaca yönelik, örnekler bu yönde.. Uygulamalı eğitmen kadrosunun çok genç olması , gezi yelkenciliği konusunda yeterli bilginin olmaması ise bu genç eğitmenlerin en önemli handikapları.
Çok iyi bir yarış yelkencisi ancak gece seyri bilmiyor ya da uzun yol tecrübesi , farklı tip tekneler ile seyir tecrübesi son derece az..
Dahası çoğu yelken kulübünde gezi yelkenciliği ile ilgili eğitim verilebilecek tekne de yok..
Lokasyon olarak inanılmaz noktalardalar ancak ciddi mevzuat problemleri nedeni ile kimilerinin eli kolu da bağlı gibi duruyor.
Gerçi bir temel bir problem de kulüp üyelerinin yaklaşımları..
Sevgili yelken kulüpleri.. gezi yelkenciliği ile ilgili neden ciddi bir programınız yok.. ?
Neden bünyenizde küçük imalatlar ile ilgili workshoplar düzenlemezsiniz ki. ?
Zafer Türkmen 'in yıllarca yaptığı sunum toplantılarını neden yelken kulüpleri üstelik imkanları varken yapmazlar.. ?
neden ciddi bir yayınınız, hatta ciddi bir internet siteniz yok.. ?
Neden fuarlarda yoksunuz?
Hep devlet ve mevzuat mı suçlu.. ? sizin hiç eksikleriniz yok mu ?
Diye başlayalım..
-
Yelken denilince kulüpçülükte yarış algılanır. Çocukları eğitmek için bir takım faaliyetler yapılır, bunun için de deniz kenarında bir hyer gerekir. Deniz kenarında yer olunca da sosyal tesis kurulur ve yenilir içilir. Bu konuda bir kaç tane gerçek gezgin klübü vardır. Örneğin DADD, yeni kuruldu ama yarışla çok lgisi yok.
-
Türkiye'de yelken kulüpleri maddi desteklerini, malzeme yardımlarını ve hatta kulüp binalarını devletten alır. Başarılı kulüpler, daha çok yardım alır. Başarı kriteri ne kadar çok denizci yetiştirdiği değil, sporcuların ne kadar çok derece elde ettiğidir.
Kulüp de haklı olarak yarış takımı yetiştirir.
-
Kimse yarışçı yetiştirmesin demiyor ki zaten.. Yetiştirsinler.. Soru neden gezi yelkenciliğine bu kadar uzak durdukları.. Üstelik bir iki dernek yöneticisi tanıyorum.. :) kendileri de gezi yelkencisi üstelik.. Yani eskiden yarışmışlar ama uzattıkları direği işaret şamandırasının direğine takmışlar filan:) anladığım sonra yarışçılıktan tekaüt ! olmuşlar (doğru mu yazdım acaba? )
-
Kimse yarışçı yetiştirmesin demiyor ki zaten.. Yetiştirsinler.. Soru neden gezi yelkenciliğine bu kadar uzak durdukları.. Üstelik bir iki dernek yöneticisi tanıyorum.. :) kendileri de gezi yelkencisi üstelik.. Yani eskiden yarışmışlar ama uzattıkları direği işaret şamandırasının direğine takmışlar filan:) anladığım sonra yarışçılıktan tekaüt ! olmuşlar (doğru mu yazdım acaba? )
O bahsettiğin muhteremler gezicilere yarışçılığın kapılarını açan, ileri görüşlü, amatör denizci büyüklerimizdir. Zaman zaman aksilikler, kazalar, şanssızlıklar yaşamış olsalar da pes etmemiş, doğru belledikleri rotadan sapmamışlardır.
Onlarla gezi yarışçılığı evrim geçirmiş olup, bitişe ilk varanın değil, en son varıp da denizde daha uzun süre kaldığı, daha çok yelken yaptığı için birinci seçilenlerin olduğu organizasyonlar tertip etmişlerdir.
Tekaüt konusunda yorum yapmayayım. İkisinin de eli ağırdır :)
-
Ben DADD'ın gezi yelkenciliği konusunda önemli yol katedeceğini düşünüyor umut ediyorum.Çünkü bünyesinde gezi yelkenciliğinin ve amatör denizcilerin duayenleri bulunuyor.
2017 de yaptığı Ege ve Karadeniz rallilerinin devamında çıta daha da yükseldi Atlantik geçiş organizasyonu hatta dünya turu planlama halinde projelerinde var.
-
Sevgili yelken kulüpleri.. gezi yelkenciliği ile ilgili neden ciddi bir programınız yok.. ?
Gezi yelkenciliği ile ilgili TYF'nin TUYEP (Türkiye Ulusal Yelken Eğitim Programı) var.
Elini taşın altına sokan kulüp ve okullar buradan görülebilir;
http://www.tyf.org.tr/sayfalar/tuyep-uygulama-merkezleri
Bu program Dünya Yelken Federasyonu (World Sailing) onaylı, dünya standartlarında, MEB kontrolünde ciddi bir program.
öZgür (tapatalk)
-
“Zaten zengin yatçılara mazotu ucuza veriyorlar” kıvamında bir çomak.
Hiç uğraşmayacağım anlatmakla...
Sadece iki soru soracağım:
1. Bir yelken kulübü niçin kurulur? Niye üye olunur?
2. Siz niye bir yelken kulübüne üye değilsiniz?
Not: Deniz, nazik yorumların için teşekkürler. Elimiz filan ağır değil, hele sevdiklerimize asla.
-
Sevgili yelken kulüpleri.. gezi yelkenciliği ile ilgili neden ciddi bir programınız yok.. ?
Gezi yelkenciliği ile ilgili TYF'nin TUYEP (Türkiye Ulusal Yelken Eğitim Programı) var.
Elini taşın altına sokan kulüp ve okullar buradan görülebilir;
http://www.tyf.org.tr/sayfalar/tuyep-uygulama-merkezleri
Bu program Dünya Yelken Federasyonu (World Sailing) onaylı, dünya standartlarında, MEB kontrolünde ciddi bir program.
öZgür (tapatalk)
Tuyep'in müfredatını okumuştum. Hakkıyla ve yazılan tüm konular öğretiliyor mu ?
Tuyep YY1 ve YY2 bir çok yerde öğretilirken YY3 neden bir çok kurs tarafından verilmiyor ?
Sorma sebebim, bir çok kursta ;
yelkenle tanışacaksınız,
temeline öğreneceksiniz,
orta düzeye gelecekseniz,
ileri düzey eğitim alacaksanız,
ama halen yanaşamadığınız için ayrı bir kurs veriyoruz,
Bir de bunun motor seyri incelikleri için kursumuz var,
gece seyri bizden sorulur, bakma sen ileri seviye kursu bitirdiğini ayrıdan gece seyri programını almalısın
gibi gibi. Ne demek istediğimi anlatabilmiştir sanırım. Tuyep müfredatı, en azından yazılı olarak hepsini bir arada vaad ediyor sanırım, onun için soruyorum.
Mutlaka eksikleri vardır lakin eğer beklentileri yelken kulüp ve okullarından daha fazla karşılıyor ise, herkesin desteklemesi ve uluslararasu tanınması için çaba sarfetmesi güzel olur gibi geliyor.
Neden IYT - RYA gibi her yerde TUYEP tanınır yada geçerli olmasın.
-
Evet, müfredattaki tüm konular hakkıyla hem pratik hem teorik olarak öğreniliyor. O yüzden yy1,2,3 gibi aşamalı gidiyor.
Tüm kursiyerler tüm konuları uyguluyor, sorumluluk alıyor, eğitim boyunca öğrendikleri sürekli sorgulanıp kullandırılıyor, her gün sonunda geri bildirim (debrief) alınıp kişisel gelişimleri değerlendiriliyor, ona göre tekrarlar olabiliyor, kurs sonunda sınav oluyor ve gerçekten başarılı olanlar sertifikalandırılıyor.
Yy3'ün yaygın olmaması her bir aşamanın üst üste eklenme zorunluluğundan. Sezonda 2 kere filan yy2 açacak kadar kursiyer ancak toplayabiliyoruz, yy3 açamadık henüz! :)
Henüz çok yeni bir program, biraz daha ilgi olsa her aşama açılacaktır.
Avrupada ICC denkliği veya Türkiyede yelkenli tekneler için ADB denkliği olsa çok daha ilgi olabilirdi tabi.
Okullar doğal olarak ticari avantajı olan (IYT vb) eğitimlere ağırlık veriyor, federasyonun daha çok öncülük etmesi, iteklemesi, özendirmesi gerekiyor.
öZgür (tapatalk)
-
İstanbul'dan Ege'ye yarışlara giderken yapılan gezi yelkenciliği değil mi? ?0-?
-
Bu yarışlşardan birine ben de katıldım. Gezi yelkenciliği ile hiç bir ilişkisi yok, tamamen yarış.
Bir gezgin rotasını belirler, yelkenlerini trim eder, varsa otopilotunu bağlar, teknede birşeylerle uğraşır, çay, yapar, yemek yapar, bira içer vs. Bir yarışta ise genova veya balon iskotasını elinizden bırakmazsınız, bir kişi de ana yelken iskotasındadır, en küçük rüzgar hareketinde bile anlık trim yapılır. Dümenci de sürekli dümen başındadır. İşi olmayanlar da rüzgar üstüne tekneden ayaklarını sarkıtıp safralık yaparlar. Bu ikisi arasındaki temel fark bir kaç dakikadır, ama yarışlar da saniyelerle en fazla dakikalarla kazanılır. Gezgin zamana fazla bağlı olmadan, rüzgar kesilmişse motor çalıştırır, ara hedefine ulaştığı zaman konaklar. Yarışçı ise rüzgar kesildiği için etabı zamanında bitiremez, öğle saatlerinde Bozcaada'ya ulaştığında bir sonraki startın 1/2 saat sonra olduğunu öğrenir ve starta kadar açıkta oyalanır. Nasıl olsa 24 saat diye ekip uyumadan ulaştığı için bir sonraki etapta yorgun olmayan yelkenci kalmaz. Hava sert, hırpalanmayalım diye Midilli sancakta dönebilirsiniz ama yarışçıya verilen rota Midilli iskelede'dir. Yarış olduğu için ustalar sert havada balon basar, biraz acemiler onlar basarsa biz de basarız der, Midilli günebatısını geçerken en iyi şartlarda broş yerler daha da kötüsü balon patlatırlar. Biraz işi bilenler, becerip toparlanır, varsa ikinci balonla yoksa genova ile devam ederler. Öğlen start alındığı için hava ne kadar sert olursa olsun, gece yarısı Çeşme ağzında finiş alırsınız. Ertesi gün yine güneye doğru etap vardır veya bu yarış bitmiştir ama inmek için başka yarış başlar yani o gece de doğru dürüst uyuyamazsınız. Bu benim gezgin anlayışıma pek uymuyor.
-
Ahmet reisim. Benim kastettiğim Marmaris’te yapılan yarışlara katılmak üzere İstanbul’dan yola çıkan teknelerle yapılan seyirdi. Yarış Marmaris’te , Marmaris’e kadar Buradan yarış yapılmadı yani .
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Bir güneyden İstanbul'a çıkış:
Kazasız belasız, Bozcaada'ya ulaştık. Hava normal sayılır, belki de biraz normalin üstünde kuzeyli esiyor. Bozcaada'da zorla yer bulduk. Bir araya sığıştık. Neredeyse tüm tekneler yarıştan dönüyor. Bir hatadır burada olan var. Hava bekliyorlarmış. altımızdaki 30 ft bir gezi teknesi, sabah kalktık, hiç kimse daha uyanmamış, kahvaltıdan önce taşların üstüne çıkıp denize baktım. dünkü hava devam ediyor. Kahvaltımızı ettik yola çıktık, bu arada yarışçılar da uyandı, bu havada boğaza ulaşamazsınız diyorlar. Birkaç defa baştan serpinti yedik ama oldukça kolay boğaza girdik. Yarışçılardan hiç biri çıkmadı. Bu bana start hattına kadar motorla gidip yarışa girip, yelkenlerini indirip tekrar motorla marinayha dönen yarışçıları hatırlattı.
Yarışçı yarışçıdır. Etap bitişine yetecek kadar, yiyecek ve su alır, abartıp hava bugün güzel, su geçirmezlerinizi servis arabasına bırakın, ağırlık etmesin diyen reisler gördüm.
-
Ersin sabah 07:00 de uyanıp yüzünü yıkar yıkamaz ülkemizin bu büyük sorunu mu aklına geldi ? ;D
Ben kısa bir cevap vereyim ; - senin arzu ettiklerini yapmaya çalışanı da mevcut olmasına rağmen - ; Yelken Kulüplerinin amacı ( Hayır, devlötümuzun böyyüklerinin ve içimizden de önemsenmesi gereken bir kalabalığın sandığı gibi deniz kenarında mekan kurup akşama rakı-balık sefasi yapmak değildir ) yelken sporcusu yetiştirmektir. Çatı organizasyonları da Yelken Federasyonudur ; onun da amacı uluslar arası ölçekte başarılı sporcu yetiştirmektir, ülkeden olimpiyat şampiyonu çıkarmaktır.
Yelken kulüpleri de prensipte sporcu üyeye muhtaçtır, tekneye atlayıp kulübü adına derece yapacak kadın ve erkeklere...Bu istek ve kapasitede insan da ülkemizde az olduğundan, mecburen üyelerin sporu ciddi olarak yapmasalar bile, yelkene sevgi duyan ve ödedikleri aidatlarla veya kulüp içinde idari veya lojistik hizmet görevleri üstlenerek çarkın dönmesine yardımcı olacak kişiler olması istenir ( bu öngörü ne kadar gerçekleşir, o ayrı bir tartışma konusu ).
Bu yapı ve örgütlenmeden gezi yelkencileri için hizmet beklemek ( yine tekrarlıyorum ; herşeye rağmen bunu yapan yelken kulüpleri var ) mesela Motor Sporları Federasyonundan amatör şoförler için " Kendi kendinize buji, filtre, yağ nasıl değiştiririz ? " ; " Gelin arabamıza pasta cila yapmayı öğrenelim " gibi programlar talep etmeye benzer ; adamı büyük levye ile kovalarlar !
Bizim ( gezginler olarak ) gereksindiğımiz kurumlar Yelken Kulüpleri değil : Yat kulüpleridir...Bunu hala anlayabilmiş değiliz. Başka ülkelerdeki resme bakarsan belki yelken kulübü sayısi kadar yat kulübü görürsün ve bunlar hatta kendi içlerinde yelkenli ve motoryat kulüpleri diye de ayrılirlar. Bunların içinde konumu uygun olup, üyelerinin tekneleri için ufak marina ve iskeleler işletenler de vardır. Senin, benim üyesi olmamız gereken kulüpler aslen bu tarz kulüplerdir. Bizim taleplerimize bu yapılar cevap verebilir.
Ancak sanırım ülkemizde yat ve yatçı tabirlerine duyulan gizli antipati nedeniyle de bir iki örneği dışında yat kulubü kurulmuyor ama 60'mı 80'mi yelken kulübü var.
Yine de bizim ( cüssesine göre devlet aparatının yarattığı 10 misli büyük maddi sorunlarla boğuşan) Yelken Kulubü mesela sessiz sedasız Milli Eğitim Bakanlığı ve Halk Eğitim Müdürlüğü ile anlaşıp amatör denizci adaylarına ücretsiz ADB kursları düzenliyor, onlarca aday belgelerini aldılar ve bizi mutlu ettiler.
-
... Elimiz filan ağır değil, hele sevdiklerimize asla.
Ceza muhakemesinde bu anlatıma " tevil yollu ikrar" denir.
-
... Elimiz filan ağır değil, hele sevdiklerimize asla.
Ceza muhakemesinde bu anlatıma " tevil yollu ikrar" denir.
;D ;D ;D
-
... Elimiz filan ağır değil, hele sevdiklerimize asla.
Ceza muhakemesinde bu anlatıma " tevil yollu ikrar" denir.
;D ;D ;D
Adam biliyor da konuşuyor... :)
Aali Reisimin verdiği yat kulüp örneğinden yola çıkarak, Ataköy Marina bünyesinde 1998 yılında kurulmuş olan ve Karadeniz Yat Rallisi, Marmara Yat Rallisi, Bir Deniz Subayının Yolu Yat Rallisi, Mürefte Yat Rallisi gibi geziler, dünyayı dolaşan Türk amatör denizcilerimiz adına yat yarışları düzenlemiş olan, bir çok faydalı eserin tercümesini ve basımını gerçekleştiren, ADF'nin kurulmasına ön ayak olan Ataköy Marina Yat Kulübü'nü anmadan geçemeyeceğim.
Örnek bir yat kulübü idi. O dönemdeki yöneticileri, üyeleri ve karşılıksız destek veren tüm amatör denizciler büyük bir iş başarmıştı...
Neyse! Söylenecek çok şey var..!
-
Işte sevgili Deniz beş satırda amatör denizciliğimizin en yüz ağartıcı dönem ve aktörlerinden birini anlatmış ; tebrik ediyorum
-
Ben tecrübelerimi, düşüncelerimi ve hislerimi yazamam.
Hem çok hem de yazılı anlatımım iyi değil.
Suçumu itiraf ediveriyorum.
Ama ana fikrim şu: insanlar hakedildiği gibi yönetilir.
Buna yatçılar, yelkenciler de dahil.
2000 yılının başından beri örgütlenmek gerektiğine inanıyorum, bir çoğu inanmıyor.
İki forumda 5000 üstü kişi var, DADD üyesi 200 kişi olmuş mudur bilmiyorum.
Keza bu yelkenseverlerden kaç kişi yelken kulüplerine üye bilmiyorum? Ama çok az olduğunu tahmin ediyorum.
Bir örnek daha vereyim:
Kalamış Yelken adına yat yarışı yapıyoruz, sposor da var.
Gezgin Sınıfı için katılım ücreti koyduk; ya 50 ya 75 TL iki sene önce.
Hemen bir forum üyesinden uyarı aldık, gezginden ücret alınır mı diye.
Peki yarışın maliyetini nasıl karşılayacağım, ödülü, hakemi, ikramı, personeli, botu, benzini.... sponsor kova dolusu para vermiyor ki...
Neyse sponsoru ikna ettik, yarışı düzenledik. Katılan gezgin sınıfı sayısı 0
O itiraz eden kişi de yarışta yoktu ama sonra ödül töreninde ikramlardan ve sosyal ortamlardan gayet güzel faydalanıyordu.
Yani gezginler dahil o kadar motive edici bir ortam var ki! İnsan sosyal sorumluluktan, gurur patlaması yaşıyor.
Bir belediye ile gayet iyi, hatta TYF tarafından örnek alınabilecek bir organizasyon düzenliyoruz. Aynı belediye diğer taraftan benden aldığı ecri misili yüzde 60 arttırıyor.
Bir motivasyon daha... insan çoşku doluyor...
Sonra da yelken gurusu soruyor “efenim bu yelken kulüpleri ne yapar?”
İyi ki yazıyorum, 4 defa yazdığı sildim. Tatsızlık çıkardı.
Çok doluyum, ona göre!
-
4 gün sömestr tatilinden istifade kaçıyorum ve yanıma sosyal medya oyuncağı almıyorum.
Cevap vermezsem, küstüğüm anlamı çıkmasın.
Herkese, sevgiler, guruyu ayrıca kucaklıyorum.
;)
-
Mucize beklemek, mucizelerin gerçekleşmesini sağlamaz. Bir kulübün iyi niyetle iyi şartlarla gezginler için yarış düzenlemesi gibi girişim çok iyi olsa da tek kulüplük bir girişim yeterli olmamış. Aynı şekilde gezginlerin de kulüplerden bir anda kendilerini kabul etmeleri ve işe yarar birşeyler beklemeleri de mucize sınıfına girer. Böyle gelmiş böyle gitmez ama zamanla ilişkiiler düzelme yoluna girecektir. Gezgin korsan buna iyi bir örnektir. İstanbul Çeşme yarışında asıl düzenleyici olan Deniz Kuvvetleri, üstlenen kulübe biz yokuz dediğinde Gezgin Korsan biz bu yarışı düzenleriz diye ortaya çıktı, sonunda Deniz Kuvvetleri tekrar yarış organizasyonuna katıldı. Biraz iyi niyetle, biraz itekleme ile işler zamanla biraz daha yoluna girecektir. Yarışlarda destek sınıfının yanısıra gezgin sınıfının açılması bile kulüplerin değil gezginlerin marifeti ile olmuştur.
İyi tatiller.
-
Şu memlekette çıkıp birilerinin de mevcut durum şudur.. ancak şöyle olmalıdır dediğini duymadım daha.. Hep aklıma meşhur vezir fıkrası geliyor..
eski vezirin boynu vurulmak üzere..
o arada yeni vezire üç mektup vermiş.. 'Başın sıkışınca sıra ile aç ' demiş.
Gel zaman git zaman vezir çözemeyeceği bir olay yaşamış. Ne yapsa etse kurtaramıyor paçayı.. Kelle gitti gidecek..
Aklına eski vezirin mektupları gelmiş. Koşmuş gitmiş bulmuş mektupları.. Heyecan ile açmış ilkini..
' senden öncekileri suçla ! ' yazıyormuş.. Vezir bu fikri çok beğenmiş.. Eski vezir v.s. kim varsa suçlayıp enkaz devraldım edebiyatı yapıp kelleyi kurtarmış.
Aradan zaman geçmiş.. Yine başı sıkışmış vezirin. Ancak bu sefer içi rahat.. Daha iki mektup var.. Hemen gitmiş açmış ikinciyi..
' etrafındakileri suçla ! ' yazıyormuş.. Hemen etrafındakileri suçlamış.. Onların kelleri gitmiş.. Yine paçayı kurtarmış.
Neyse lafı uzatmayalım.. üçüncü mektuba sıra gelmiş.. Vezir açınca ne görsün.. !
' sen de üç mektup hazırla ! ' yazıyormuş... 8) 8)
sen yaz sıkılma.. Ben sana kırılmam.. :)
-
Kenarda bilgi olarak bulunması adına;
Bir yelken kulübü ve dergi ilişkisine 2 örnek.
1-Rahmetli Faruk Birgenin çıkarttığı Yacht dergisi (1960 lar ve 1970 lerin ilk yarısı- Arşivimde mevcut ) bir dönem çıkamama durumu ile karşılaştığında hem Yelken Federasyonu ve hem de o zamanki adı AYK bugünkü adı ile TAYK tarafından bir süre daha yayınlanmıştı.
2- Mersin yelken kulübü tarafından A5 boyutunda gene bir dergi belli bir dönem çıkmıştı.Yanılıyor olabilirim ama sanırım Dr.Nedim İNCE nin başkanlığı döneminde olsa gerek.Tam yıl ve sayılar veremiyorum zira dergiler İstanbul da.
3-Sevgili Deniz in yazdıkların kesinlikle katılıyorum . Amatör Yatçılara verilen destek ve rehberlik adına ve yayınları ile O zamanki adı AMYC , şimdiki adı Marmara Açık Deniz Yat kulübünün düzenlediği ve çoğuna katılabildiğim muhtelif ralliler anılarımızda , fotolarda ve hatta kayıtlarda yaşamaktadır.Çok ciddi yapılmış işlerdi. Ralli nasıl düzenlenir,ne hazırlıklar yapılır vb hep oralarda gözlemlemiş ve öğrenmiş idik.
4-Nacizane Sevgili Ali, Matay ve Denizin hatırlayacağı üzere 7 veya 8 adet te DSTİ rallisi düzenlemişdik,gene AMYC desteği ile
5- Konu hakkında düşüncelerime nerede ise Ali tercüman olmuş.Yanlış hatırlıyor olabilirim ama galiba ülkemizde ünvanında Yat geçen şu an 2 kulüp var.Yanlış veya eksik bilgi ise düzeltin lütfen." Suadiye Yat Kulübü ve Mayk.
Zamanında bu anlamda bir taraflarımızı epeyce yırtmıştık ama olmadı.
Hülasa Yelken kulübü başka Yat kulübü başka.
-
Mehmet Reis bu yıl içinde bir yarış ,ralli ,gezi ne olursa bir etkinliği Kulüp öncülüğünde yapsanız ben dahil bizden birçok teknenin katılacağından eminim.
Daha önceki yarış etkinliğinden haberim olmadı ama eğer etkinlik BMW nin boğazyarışı 2017 gibi olursa katılım olmaz bence.
Ekip için lisanslar ücreti,tekne için ücret,yarış katılım ücreti +bürokratik işler için gereken birsürü zaman,evrak getir götür.....2017 boğaz yarışına gezgin sınıfında katılım birkaç tekneydi.2016 nın %10 u bile değildir.
Yarış ismi verilirse klübün faydasına oluyorsa bilemem .İsmi .... klübü Rallisi olsa olmaz mı?
-
Ben tecrübelerimi, düşüncelerimi ve hislerimi yazamam.
Hem çok hem de yazılı anlatımım iyi değil.
Suçumu itiraf ediveriyorum.
Ama ana fikrim şu: insanlar hakedildiği gibi yönetilir.
Buna yatçılar, yelkenciler de dahil.
2000 yılının başından beri örgütlenmek gerektiğine inanıyorum, bir çoğu inanmıyor.
İki forumda 5000 üstü kişi var, DADD üyesi 200 kişi olmuş mudur bilmiyorum.
Keza bu yelkenseverlerden kaç kişi yelken kulüplerine üye bilmiyorum? Ama çok az olduğunu tahmin ediyorum.
Bir örnek daha vereyim:
Kalamış Yelken adına yat yarışı yapıyoruz, sposor da var.
Gezgin Sınıfı için katılım ücreti koyduk; ya 50 ya 75 TL iki sene önce.
Hemen bir forum üyesinden uyarı aldık, gezginden ücret alınır mı diye.
Peki yarışın maliyetini nasıl karşılayacağım, ödülü, hakemi, ikramı, personeli, botu, benzini.... sponsor kova dolusu para vermiyor ki...
Neyse sponsoru ikna ettik, yarışı düzenledik. Katılan gezgin sınıfı sayısı 0
O itiraz eden kişi de yarışta yoktu ama sonra ödül töreninde ikramlardan ve sosyal ortamlardan gayet güzel faydalanıyordu.
Yani gezginler dahil o kadar motive edici bir ortam var ki! İnsan sosyal sorumluluktan, gurur patlaması yaşıyor.
Bir belediye ile gayet iyi, hatta TYF tarafından örnek alınabilecek bir organizasyon düzenliyoruz. Aynı belediye diğer taraftan benden aldığı ecri misili yüzde 60 arttırıyor.
Bir motivasyon daha... insan çoşku doluyor...
Sonra da yelken gurusu soruyor “efenim bu yelken kulüpleri ne yapar?”
İyi ki yazıyorum, 4 defa yazdığı sildim. Tatsızlık çıkardı.
Çok doluyum, ona göre!
Matay kaptanım,
BMW boğaz yarışlarıne her sene katıldım. Tüm organizasyonu kendileri yapar, gezgin sınıfında yarışacak teknelerin geçici lianslarını ücretleri BMW tarafından yatırılarak çıkarılırdı.
2017 senesinde yarışın organizasyonunu Kalamış Yelken külübüne verdiler
Kalamış yelken gezgin sınıfından katılım ücreti, geçici lisans parası istedi. Üstelik rotasını da yukarıya çıkışlı yaptı.
İtirazlar üzerine son gün rota düzeltmesi yapıldı.
2016 senesinde gezgin sınıfında 125 civarı tekne boğazda yelken açma özgürlüğünü yaşarken 2017 de bu sayı rota ve ücretlerden dolayı 25 civarına indi.
Gezgin sınıfında yarışan tekneler yarışa çok hevesli olsa diğer yarışlara da para yatırıp katılırdı.
125 gezgin tekne katılım ücreti olmadığından her sene BMW yarışına katılır birde rüzgarlık mont hediyesi ile ödüllendirilirdi.
Bu senede gene ücret istenirse katılım daha da düşük olması beklenmelidir.
-
Şu memlekette çıkıp birilerinin de mevcut durum şudur.. ancak şöyle olmalıdır dediğini duymadım daha.. Hep aklıma meşhur vezir fıkrası geliyor..
Ersin : ben tüm bu işlerden ölesiye sıkıldım...
Dolayısıyla da o veziri çok iyi anlıyorum. Hatta adam yine de benden motive imiş ki, halefine bir mektup birakacak gücü kendinde bulmuş. Ben mektup da bırakmam. Ruh halim de böyle olunca elbette bundan böyle ne kulübüme ne camiaya pek bir katkım olmaz.
DSTI ilk kurulduğu zaman 2001lerde kulüpleşme gündeme geldiğinde reddedilmişti, ben o fikirde değildim, ama karşı çikanlar sözü, eleştirisi, argümanları dinlenir, kafası çalışır insanlardı. Saygı duyduk. Daha sonraki oluşumlarda aynı konu gündeme geldiğinde ise iş ( en hafif ve kibar ifadesiyle ) kayıkçı kavgasından ileri gitmedi ; ben ve fikirdaşlarım da çekildik kenara oturduk.
Dediğin de çok doğrudur , hatta eksiktir : Hak ettiğimiz gibi idare edilmiyoruz...Hak ettiğimiz gibi itilip, kakılıyoruz !
Geriye ne kalıyor ? Türk özlü sözlerinden birisi : " Gemisini yürüten kaptandır ! ".
Bundan böyle teknemi ayakta tutma ve marina kirasını ödeyebilme dışında amatör denizcilik alemiyle ilgili zerre gayret sarfetmem.
-
Matay kaptanım,
BMW boğaz yarışlarıne her sene katıldım. Tüm organizasyonu kendileri yapar, gezgin sınıfında yarışacak teknelerin geçici lianslarını ücretleri BMW tarafından yatırılarak çıkarılırdı.
2017 senesinde yarışın organizasyonunu Kalamış Yelken külübüne verdiler
Kalamış yelken gezgin sınıfından katılım ücreti, geçici lisans parası istedi. Üstelik rotasını da yukarıya çıkışlı yaptı.
İtirazlar üzerine son gün rota düzeltmesi yapıldı.
2016 senesinde gezgin sınıfında 125 civarı tekne boğazda yelken açma özgürlüğünü yaşarken 2017 de bu sayı rota ve ücretlerden dolayı 25 civarına indi.
Gezgin sınıfında yarışan tekneler yarışa çok hevesli olsa diğer yarışlara da para yatırıp katılırdı.
125 gezgin tekne katılım ücreti olmadığından her sene BMW yarışına katılır birde rüzgarlık mont hediyesi ile ödüllendirilirdi.
Bu senede gene ücret istenirse katılım daha da düşük olması beklenmelidir.
Zafer Bey ;
daha öncesini hatırlayamıyorum, belki ya ücretsizdi ya da kaale alınmayacak bir meblağdı : ama geçmiş federasyon döneminde , yani 2017 yılından da evvel, bir Boğaz yarışı düzenlemenin günahınının 30.000 TL ilan edildiğini biliyor muydunuz ? Bu nedenle bir sene yarışımızı da düzenleyememiştik. Geçici lisans zorunluluğu da yine federasyonun bir talebi, onsuz bir ekibi yarışa kabul edemezsiniz.
450 üyesi olan bir kulüp düşünün. Senede 250 TL aidat toplasın ( toplayamasın derseniz daha doğru olur...) , sonra Milli Emlak Müdürlügüne ayda 60.000, Belediyeye ayda 6.000 lira kira ödesin ; antrenörler ve personel çalıştırsın, sporcu ve kursiyerlerine tekne ve malzeme temin etsin.
Neresinden tutsanız lime lime elinizde kalacak bir durum...Üzerinde konuşmak, tartışmak bile abesle iştigal.
-
Sevgili Aali, sabahın köründe nereden aklıma geldi bilmiyorum.. Kendi adıma , en azından yat kulübü diye bir şey varmış onu öğrenmiş oldum.
Daha önceden GEko da parasız pulsuz bu işler olmaz diye yazdığımda odunu alan gelirdi. Benim soruma yanıt henüz gelmedi ama. Neden adı geçtiği için yazıyorum, örnek olsun diye , Kalamış yelken kulübü gezi sınıfı tekneler için gelir getirici bir eğitim düzenlemiyor?
Evet anladık, ana konusu bu değil yelken kulübünün.. Malumunuz birçok kurumsal profesyonel kuruluş, iştigal konusu ile ilgili hizmetler veriyor . Bunlara da katma değerli servisler ya da hizmetler diyorlar..
İleri düzeyde eğitimlerin verildiği üç beş haftalık programlar, seyirler çok mu zor ? Biz bile hepi topu küçük bir forumuz, kış seyri yaptık Kıbrıs 'a ..
Geçmişte çok güzel işler yapılmış.. Yapmışsınız.. Ben o zamanlar üç beş şantiye arasında mekik dokuyordum. Bizim günahımız ne o zaman.. ?
Sevgili Kaan reis trofe yapmayı öğrendik o zaman yazmışsınız.. Siz kimselere öğrettiniz mi..? en azından yazsaydınız.. Yararlanırdık mesela.
Keza Aali.. derya deniz.. hepimiz ağzından , kaleminden iki kelime dökülecek diye maymun oluyoruz.. Yazınca bir solukta okuyoruz. Hiç mi önemi yok Aali? Hiç mi kıymeti yoktur bu ilginin, saygının? Hep kötü şeyler mi aklınıza geliyor amatör denizcilik deyince..
1950 li yıllarda Boğazda latin yelkenli doluymuş.. Bir tane döküman yok nasıl kullanıldığı ile ilgili..
Matay'ın yatacak yeri yok zaten... Cimri tütcarlardan farksız.. Ne o yazamıyormuş. İlla sinirlendireceksin , damarına basacaksın ki biraz birşeyler yazsın . Sopa yerken birşeyler öğrenmeye çalışıyoruz resmen.
Sen de kabahatlisin Mustafa abi.. Klasik Ahşap tekneler konusundaki bilgi birikimin muhteşem.. Bunu bile yazınca yazma bunları diye fırça yiyoruz senden.
Küskün, yılgın , bıkkın..
Bilmek ve/veya akıllı olmak sorumluluktur.. aktarılması gerekir..
Yoksa benim gibi ahkam kesenlerle uğraşır durursunuz böyle..
-
Ersin talep ettiklerin nasıl yerine getirilecek : bi nefeslenip düşünsene...?
Biz düşündüydük. Gezgin yatçilar için asgari emniyet ve eğitim şartlarıni sağlayacak bir tekne kaç para ? Peki...Şart mı kardeşim, alma kulüp olarak, birinden kirala ? Bunun maliyeti ne ?
Kursiyerleri eğitmek için onları ve tekneyi kime emanet edeceksin ? Bir kaza halinde kurumsal örgüt olarak aldiğın sorumluluk şaka mı ? Bir tekne edinmiş ve kendini allame ilan etmiş kimilerinin verdiği gayrı nizami kurslar gibi : " Ben yaptim ; oldu " mu diyeceksin ? Yoksa devletin ya da onun yetkili gördüğü bir takım kurumların aradığı eğitmenlik belgelerini mi isteyeceksin ? Ülkede kaç kişide bu donanım var ? Buldun diyelim ; adam kaç paraya çalışacak ? ( gel de bir yaz sezonunda kursiyerlere antrenörlük yapacak üniversite talebesi gencecik adamlarin haftada 2 bilemedin 3 gün çalışmak için istedikleri ücretlere bir bak. Devlet o paraya hastanesinde 2 genel cerrah çalıştırıyor günde 10-12 saat).
Hepsini çözdün diyelim...Bu işin maliyetini bir defada kurs alacak 5-6 kişiye böldüğünde önüne hangi rakam çıkacak ? Heveslilerimiz bu parayı ödemeye razı olacaklar mı ?
Bu işler böyle yürütülemez...Yani bunu bir kulüp filan yapamaz.Kulüp bu işten hiç olmadı 3 kuruş kazanmak, en iyi durumda tapi çıkmak ister. Tekne sahibi kira bedeliyle teknesini en kısa sürede amorti etmek ister, eğitmenin bu işi yaparak geçinmek ister, marina tekneye kira ister, bunun yakıtı, sarf malzemesi, kumanyasi...Bu arada devlet kulübe vaziyet eder, kazara bu işten para kazandiğına kanaat getirirse basar vergiyi.
El oğlu bu işi nasıl yapiyor ? Almanların herhalde 60 - 70 senelik " Yelken yoldaşlığı/arkadaşlığı " diye tercüme edebilecegimiz bir sivil toplum örgütü var. Herifler bir araya gelmişler, birikimlerini birleştirmişler. Bir ünlü tasarimci projesini vermiş, bir tersane yer ve ekipmanını bedelsiz sunmuş ; iş bilen amatör denizciler, üniversite ve teknik okullar öğrencilerini vermişler, tekne yapılmış, tecrübeli amatör denizciler eşliğinde acemiler yetiştirilmeye başlanmış. Bu tekneler kimi seneler defalarca Atlantiği aşmış. Tekne aşındıkça bağışlarla renove edilmiş, eskiyince yenisi yapılmış, en son olarak da milyon avroyu bayılıp en hasından bir dört dörtlük seri imalat tekne aldılar ( galiba bir Swan) devam ettiriyorlar.
Bir model arıyorsak böyle bir şey olmalı ; böyle bir oluşumun devlete milyonlar ödeyeceği arsası, binaları, çekeği, vinci, ekipmanı olmazsa olmaz çalışanları vs vs yok...Tüm gücünü bir teknenin sürekli faal sefer halinde olmasına harcıyor.
-
Matay kaptanım,
BMW boğaz yarışlarıne her sene katıldım. Tüm organizasyonu kendileri yapar, gezgin sınıfında yarışacak teknelerin geçici lianslarını ücretleri BMW tarafından yatırılarak çıkarılırdı.
2017 senesinde yarışın organizasyonunu Kalamış Yelken külübüne verdiler
Kalamış yelken gezgin sınıfından katılım ücreti, geçici lisans parası istedi. Üstelik rotasını da yukarıya çıkışlı yaptı.
İtirazlar üzerine son gün rota düzeltmesi yapıldı.
2016 senesinde gezgin sınıfında 125 civarı tekne boğazda yelken açma özgürlüğünü yaşarken 2017 de bu sayı rota ve ücretlerden dolayı 25 civarına indi.
Gezgin sınıfında yarışan tekneler yarışa çok hevesli olsa diğer yarışlara da para yatırıp katılırdı.
125 gezgin tekne katılım ücreti olmadığından her sene BMW yarışına katılır birde rüzgarlık mont hediyesi ile ödüllendirilirdi.
Bu senede gene ücret istenirse katılım daha da düşük olması beklenmelidir.
Zafer Bey ;
daha öncesini hatırlayamıyorum, belki ya ücretsizdi ya da kaale alınmayacak bir meblağdı : ama geçmiş federasyon döneminde , yani 2017 yılından da evvel, bir Boğaz yarışı düzenlemenin günahınının 30.000 TL ilan edildiğini biliyor muydunuz ? Bu nedenle bir sene yarışımızı da düzenleyememiştik. Geçici lisans zorunluluğu da yine federasyonun bir talebi, onsuz bir ekibi yarışa kabul edemezsiniz.
450 üyesi olan bir kulüp düşünün. Senede 250 TL aidat toplasın ( toplayamasın derseniz daha doğru olur...) , sonra Milli Emlak Müdürlügüne ayda 60.000, Belediyeye ayda 6.000 lira kira ödesin ; antrenörler ve personel çalıştırsın, sporcu ve kursiyerlerine tekne ve malzeme temin etsin.
Neresinden tutsanız lime lime elinizde kalacak bir durum...Üzerinde konuşmak, tartışmak bile abesle iştigal.
Benim bildiğim boğaz yarışı düzenleme için TYF eye yapılan ödeme 80.000 TL veya Dolar.
BMW yarışları 2012 den beri düzenlenmekte ve 2017 yılına kadar da 1 kuruş bedel alınmadan rüzgarlık hediyesi ile gezgin sınıfı yarışlara katılımı sağlanmıştır.
Şimdi sitelerine girince TAYK logosu da gördüm. Kalamış Yelken kulübü ile yollarını mı ayırdılar acaba ?
https://www.bmw.com.tr/tr/topics/fascination-bmw/sailingfest/index.html#/bookmark=aHR0cHM6Ly93d3cuYm9ydXNhbm90b21vdGl2LmNvbS9ibXcvYm13c2FpbGluZ2Zlc3QvRGVmYXVsdC5hc3B4P2Jtdz0ke3VybFBhcmFtZXRlci5ibXd9JnBhZ2U9JHt1cmxQYXJhbWV0ZXIubW9kZWx9JnV0bV9zb3VyY2U9JHt1cmxQYXJhbWV0ZXIudXRtX3NvdXJjZX0mdXRtX21lZGl1bT0ke3VybFBhcmFtZXRlci51dG1fbWVkaXVtfSZ1dG1fY2FtcGFpZ249JHt1cmxQYXJhbWV0ZXIudXRtX2NhbXBhaWdufQ==
-
Kulüplerin eğitim konusunda darboğazları olduğuna katılıyorum ama gezgine dönük yapılabilecek başka faaliyetler var. Gezi düzenlemek bunlardan birisidir. Gezi derken İstanbul'dan kalkıp Göcek'e kadar tekneleri grup halinde indirmekten, hafta sonu organize bir şekilde Kalamış'tan çıkıp Sivri'de konaklamaya kadar her türlü geziden bahsediyorum.
-
Hemen pes etmeyin, en verimli zamanlarınız, değerlendirin :P
Siz bize aktarın, ki biz de sonrakine aktarabilelim. 8)
(https://i.hizliresim.com/vj8Q94.jpg) (https://hizliresim.com/vj8Q94)
-
Alemdağdaki STFA şantiyesinde tanışıp bir süre sohbet etme mutluluğuna da erdiğim rahmetli Feyzi Akkaya'nın grafiğinde gösterdiğinden bir 10-15 sene kadar evvel eskime ve bunama devrine girdiğimi düşünüyorum ;D
-
Rehber olunuz, hepiniz.
Gençleri kabuklarından çıkarmak için asla geç ve asla yeterince yorgun olunamaz ::)
(https://i.hizliresim.com/lOrLmb.jpg) (https://hizliresim.com/lOrLmb)
-
Rehber olunuz, hepiniz.
Gençleri kabuklarından çıkarmak için asla geç ve asla yeterince yorgun olunamaz ::)
(https://i.hizliresim.com/lOrLmb.jpg) (https://hizliresim.com/lOrLmb)
Bıkmadan, usanmadan, küsmeden, inatla, alay edilmeyi, horlanmayı göze alarak, bilgiyi paylaşarak, ufuk açarak, elden tutarak, yolu aydınlatarak yaşa, eğitime, sosyal statüye önem vermeden, ama hiç imkânı olmayana daha ço, tümü ile herkese, her isteyene destek boynumuzun borcudur. Genç, yaşlı kabuklarından çıkmalılar, özgürce denizlere yelken açmalı, kürek çekmeli, bayrak göstermelidirler. Amentümüz Balıkçının dediği gibi "Denizci! Sen de senden sonrakilere anlat" olmalıdır.