Acente Cemal Efendi
Burada İnebolu’da Acente Cemal Efendi vardı. Ayın, yıldızın doğuşundan, hava yarın yağacak mı, deniz yapacak mı bunları tek tek söylerdi. Bir gün Rüştü Kaptan’a demiş ki; “Süvari Bey, yarın bomlarını yatır, güvertede yüklü kömüşleri (sığırları) ambara indir.”
Kaptan “Yahu bu ne bilir” demiş ve dinlememiş. Ertesi gün yolda bir hava olmuş, güvertedeki kömüşleri temizlemiş deniz, koca gemiden. İstanbul’a varmış, bir ay sonra tekrar döndüğünde acenteye gitmiş. “Cemal Efendi diye biri bana böyle söyledi ama ben ona inanmadım. Söyledikleri çıktı ” demiş. “Sen hata yapmışsın ona inanacaktın” demişler. Sonra Süvari, Cemal Efendiyi bulmuş elini öpmüş.
Yıldızların çokluğundan, ayın doğuşundan, meleke gibi bir şey olmuş. Adam artık onun ustası olmuş. Bir başka gün de Kadeş Vapuru gelmiş. Gece kereste, elma sandığı, suyu, biberi 30-40 kayık gemiye yüklerini boşaltmak için bordada sıra bekliyor. Bir yağmur, bir alamet, tayfun, çok büyük fırtınaydı. Geminin yanından kaçtık, içeriye geldik. Herkes kayığını boşaltıp kaçacak, kayık kurtulur kaçar diye, rüzgar bir yandan esiyor. Cemal Efendi geldi “arkadaşlar, bir saat sonra langa liman*, boşaltmayın kayığınızı” dedi. Şimdi evvel gelenler boşaltıyor, sonra gelenler sıra bekliyor. Adamın dediği gibi bir saat sonra langa limandı. Gemi de gitmedi. Boşaltanlar en geriye kaldı, boşaltmayanlar gidip gemiye boşalttı kayığını.
Gemici Aziz Aksoy
*Sakin hava, düz deniz.