Efendim bu bölümü seyir anılarımın dışına taşıdım. Malum, Tayo Mar Gökova Karacasöğütte bağlı an itibarı ile. 24 Temmuz bizim evlilik yıldönümümüz ve o gün Eşim ve küçük kızım Global sailinge gelecekler. Otelden suit oda tutulmuş, akşam yeneği organizasyonu yapılmış bir şekilde bekliyorum. Gerginim. Ertesi gün Tayo Mar a geçilecek ve bir hafta boyunca Gökova koyları gezilecek.
Suit odadan sonra eşim ve kızım Tayo Mar da kalacaklar. Daha önceden de birer gece kalmışlıkları var Burgaz da tonozda ce her seferinde hava patladı. Yazın üstelik.
Hazırlıklar aslında çok önceden başlamıştı. Bülentin kafası şişirilerek en güzel koylar öğrenildi. Bunların bir kısmı Rojda gelmeden gezildi bakıldı. Benim bu heyecanım Bülent' e de sıçradı. Sonuçta koyları O önerdi ve bir trajedi durumunda kendisini sorumlu hissedecek belli.
Turgutreis Madam Coco dan yeni çarşaf ve yastık kılıfları, yeni plaj havluları, lal için yüzme sosisi ve sörfü, istenbul da yasak olan her türlü ıvır zıvır yiyecek.
Kokulu çöp torbası, porselen tabaklar , her gün için önceden belirlenmiş Eşim ve kızımın Hoşuna gidecek yemekler için malzemeler, baharatlar, tabi ki en iyisinden şarap, Turgutreis Kahve Dünyasından alınmış , çifte kavrulmuş kahve taneleri. Tüm seyir boyunca her defasında her bir fincan kahve için taze taze çekildiler.
Hepsinden ötesi , yepyeni bir Ersin Böke .. Sebastian modunda. Kural şu. Eşim ve kızım teknede hiç bir iş yapmayacaklar. Ne isterlerse yapılacak , hiç ses yükseltilmeyecek. Asla hiç bir konuda tartışılmayacak, her tekne ile ilgili tuhaf soruya sakinlikle ve çok önemli bir şeyler anlatıyormuş gibi önem verilerek cevaplanacak. Onların tercihlerine göre hareket edilecek.
Tüm bu aldığım kararlara o derece uydum ve eşim ve kızım bunu o kadar doğallıkla kabul ettiler ki iş şöyle bir noktaya vardı.
Globalden çıktık , İngiliz koyuna gidiyoruz. Ben Okluk koyu önündeki adanın açığından geçiyorum. Navionics te ada ve kara arasında kayalık işareti var çünkü.
Eşim soruyor.
-Ersin neden adanın arasından geçmedik. ?
-hayatım haritada kayılık gösteriyor o yüzden.
Tam o sırada koy içinden beliren bir gulet , hart diye son sürat ada ile kara arasındaki dar geçide giriveriyor. İçimden küfrü basıyorum tabi.
- eee ?? Gulet geçiyor ama.
- onlar yerel ve çok iyi kaptanlar ondandır hayatım. Bir dahakine temkinli bir şekilde biz de deneriz.
Kayalara bindirse zerre üzülmeyeceğim yani o derece .. Ama guletin tam da dediğim gibi tecrübeli kaptanı süzülüyor aradan.
Eşim bu yolda her defasında neden geçmediğimi sordu. ben de her seferinde ah eşşek kafam unuttum aşkım tarzı cevaplarla hep dışarıdan geçtim.
Şansıma hava da çok güzel ve sakindi. Sabah istedikleri kadar uyudular. Kaktıklarında kahvaltı hazırlanmış, çay demlenmiş, kahve çekilmeye hazır halde beklemekteydi.
Sabah kalkıp, yüz yıkamak yerine , tertemiz suya atlamak inanılmaz bir keyif. Düşünün uyanmışsınız. Uykunuzu iyice almışsınız , saat on civarı olduğundan biraz da sıcaklamışsınız. Hoop doğru gıcır gıcır denize.. Biraz yüzüp tekneye doğru yöneliyorsunuz. O da ne ? Sebastian sabah kahvenizi yapmış, küllük hazır, sigaranız yakılmış, bord üzerinde denizde .. Hatta elinizin ıslaklığı sigarayı ıslatmasın diye bir havlu bile konulmuş.
Kızım ise hazine peşindeydi.. İlk sabah teknemize bir şişe çarptı ve içinden bir harita çıktı. Şişeyi kızım buldu. Heyecan ile içindeki haritayı açtık. Bu bir hazine haritası idi ve çok eskilerden kalmıştı. Muhtemel korsan Jack ve arkadaşları bırakmıştı. ( bilmeyenler not . Bunlar disney karekterleri ) haritada bir deniz kızı heykeli ve onun etrafında bir yerlerde bir haritanın yeri işaretli idi.
Tüm tatil bu haritayı konuştuk. Hazineyi aradık. Koyda Sadun Boro nun deniz kızı heykelini görünce kızım hazineyi bulduk diye çığlık çığlığa idi. Her canı sıkıldığında haritadan konuştuk, haritanın nerede olabileceğini tartıştık. Özellikle sabah saatlerinde annesi uyurken biz teknede gürültü olmaması için biz hazine aramaya çıktık.
Lal, daha ilk gün paserelladan düzgün şekilde geçince kaptan yardımcısı oldu. Bumbanın altında , kamara kapağının üstünde O na sosis yastıktan bir kaptan köşkü yaptık. Lal , tüm seyirlerde orada gözcü idi. Bir süre sonra da sızıyordu zaten.
Tayo Mar ın geniş havuzluğu çok işimize yaradı. Bülentin önerdiği eşsiz Gökova koylarında , mükemmel bir havada Gökova da bir hafta kaldık. Dün yolda dönerken hepimiz hayatımızın en güzel tatilini yaptığımız konusunda hemfikirdik.
Ee ne demişti yabancı bir yazar..
Küçük teknenin eksiklerini kaptanın tecrübesi kapatır..
İkmal imkanının son derece sınırlı olduğu Gökova koylarında bir hafta buz dolabı , TV filan olmadan bir hafta geçirdik.
Yani dostlar teknenizin boyu değil , eşinize ve çocuklarınıza verdiğiniz kıymet daha önemli bence.
Eeee değirmende ağartmadık biz bu sakalları. 😀