Bildiğiniz Üzere hayli zamandır yola hazırlanıyordum.
23 Haziran 2016 tarihinde Masall'a gidip, Dide ile son rötuşları yaptık. Akşam Esay ve Yersu geldi. Gün içinde motoru yarım saat kadar çalıştırdım. Su atmasına baktım sesini dinledim. Yüke verdim, ileri, tornistan... sorun yok.
Sabah 5'15te Kekova'ya doğru yola çıktık. Sahici anlamda sıfır hava. 05,30 sularında eğilip egzoza baktım. Bulut rengi bir duman(buhar?) geliyor. O sıra değerli ve iyi dostum Deniz mesaj attı. Aradım. Ona "bulut rengi bir duman" olarak anlattım sorunu. Yakıttan olabileceğini söyledi. Zira yüke bindirince bir yolda zayıflama görülmüyordu. Birazdan azalır umuduyla yola devam ettim. O sıra motor devir saatim de durdu.
Huysuzlandım, Kumkuyu açıklarına gelince rotamı marinaya çevirdim. Marinaya yanaşma sıralarında duman kesildi. Heyamolahey Forum'un Zello'sunda beni takip eden Reislere durumu bildirdim. Devir saati sorununu çözmem önerildi. Zira devir saatinin çalışmaması eğer saatin kendisinde bir sorun yoksa, aküleri şarj etmemesi anlamına geliyormuş. Bu da şarj dinamosunun bozuk/diyotlarının yıpranmış ve/veya yanmış olabileceğini de gösterirmiş.
Duman kesilmesini herkes ekstra bir yük-pervaneye takılı bir şeyin kurtulması olarak tanımladı. Buna iyi ustalar da dahildir.
Can abi ile görüştüm, voltmetre ile bana takriben 2.000.000 yerden ölçüm yaptırdı.
ÖNEMLİ: Ölçümleri güneş paneli bağlantısını söktükten sonra yaptırdı. Motora bastığımızda akülerin şarj edilmediğini tespit ettik.
Zorla bir elektrikçi buldum. Kömürler gitmiş gerçekten. Değiştirdik. O işi de hallettik.
Sabah 10 suları yola çıktık. Duman yok. 15 suları İncekum şamandırasını bordaladık. Deniz ağırlaştı. Kafadan 18-20 kn hava, yarım-bir buçuk metre dalgaya denk geldik. Cenovayı kapadık. Ana yelkeni küçültüp iskele taraftan iyice rüzgara taşıdım. Motora kuvvet gidiyoruz.
Zerre duman yok. Mürettebat keyifli. Dide kek yaptı. Şahane oldu.
Hiç uyumadım, durmadık. Sündürme burnunu dümen suyumuzda bıraktık. Artık körfezdeyiz. Hava 2 kn. Sabah 06 suları, Esay ile Dide uyandı. 1 saat uyumak istediğimi söyledim. Egsozu kontrol ettim. Tertemiz. 50 dakika sonra kalktım. Egsoza baktım. Duman. Duman, deniz üzerine düşmüyor. Bulutsu. Kurum yok, grilik yok.
Sündürme burnundan 22 mil açıktayız. Kekova' ya takriben 110 mil yolumuz var.
Motoru söndürdüm. Bekledim. Göğe baktım. Cam gibi. Küfrettim. Motoru bastım. Rölanti, ileri yol, tornistan... yine var. Yol verdim, arttı.
Haritayı açtım. Alanya 32 mil. Rota değiştirdim. Bir saat gideyim bakayım dedim. Keserse, körfez benim nasılsa, dönerim.
Kesmedi. Bira içtim. Bir tane daha içtim. Bir şey değişmedi.
Birilerini aradım. Yine değişmedi. Teknenin yol problemi yok. Ne versem gidiyor. Rakı içtim. Yine kesmedi. Alanya Marinaya 5 saat sonra ulaştık. Usta yok. Hiç bir şey yok.
Kızlar yakındaki bir plaja gittiler. Can abi ile konuştum. Şuraya bak dedi, baktım, buraya bak dedi, bakamadım. Sonra duman mı buhar mı dedi. Baktım, "he ya bu Buhar". Abi Buhar dedim. Dirsek dedi. iyi de gidecek miyiz kalacak mıyız? Kaç kişi ile konuştum, bilmiyorum. Motorun ve egzozun videosunu çektim. Yolladım. Bir şey görünmüyordu. Buhar gitmişti. Hayat güzeldi.
Kızlar geldi, ne yapacağız diye konuştuk. Keyifleri yerindeydi. Yolda mercimekli köfte yaparız dediler.
Zello'da bir sürü bir sürü Reis fikirlerini beyan ediyordu. Hasılı gece 1.30'da, ortak kararla, bismillah vira dedik. hedef Adrasan. Hasan abinin talebiyle, rotamızı iletişimin en az kopacağı şekilde, 72 milden 90 mile çıkardık. Daha kıyıya yakın seyir yapmaya karar verdik.
Masall acayip buhar atmaya başladı. Bir buçuk saat kadar gittik. Suyun azaldığını hissettim. Belki günlerin yorgunluğudur. Muhakeme etmekte güçlük çekiyorumdur, bilemiyorum.
Zello ve telefon trafigi durmuyor, Dide mercimekli köfteyi yapayım mı diye soruyor, elimde fener egsoza bakıp duruyorum, Esay 100 mil ötedeki ışığı görmüş, "Kaptan İskele başomuzlukta çapariz durumu" diyor. Hayat böyle gidiyor. Bu sıra sihirli bir şey oldu. Kuzeyli çok hafif bir rüzgar çıktı. Dönüyoruz dedim. Rüzgar çıkmışken kendimizi Alanya'ya geri atalım, motoru zorlamayalım. Ben bu motorla daha fazla gitmem. Önümdeki 80 mili de bu rüzgarla almam. Alanya'dan 12 mil kadar uzaktayız.
3 suları geri dönmeye başladık.
Motoru zorlamadım, yelkeni açtım. 3,5-4 saatte sabah 6.30 sularında Alanya marinaya girdik.
Marina teknik müdürü ısrarımı kırmadı, bayram olmasına karşın ekibi yolladı.
Mercimekli köfte kaldı.
Tartışılan konular şunlardır;
1)
BUHAR ile DUMAN arasındaki fark:
Duman, o ya da bu şekilde koku, tortu, kurum, yağ, mazot her neyse bir şekilde suda iz bırakıyor. Buhar böyle değil. Bulutumsu rengi var ve suya yapışan bir şey bırakmıyor.
2) Bu arıza-Buhar:
a) Teknenin soğutma suyunu aldığı yere kekomoz, misina, naylon sıkışması ile olabiliyor.(muş) Anlatılanlara göre bu gerçekleşince su akışı devam etse de tekne buhar yaparmış
b) Kondenseden çıkan ve egsozla bağlantısını sağlayan bir dirsek var. Burası zamanla eğer düzenli temizlenmezse biriken tuz ile tıkanıyor. Su akışı devam ediyor, ama arada su sıkıştığı için ısınıyor ve buhar olarak da çıkıyor.
c) İmpellera gelen suyun filtresinin kapağı yeterince sıkı değilse,buharlaşma yapabiliyor.
d) Soğutma suyundaki borular bir şekilde deforme olmuşsa-katlanmışsa- bütün bunlar su akışını engelemiyor, ama buhar atmaya neden oluyor.
3) Kontrol için yapılması gerekenler;
İmpeller elle tutulur, soğuksa iyidir. Bu arızayı imler.
Egzoz sıcak değilse, yine bu arızayı imler.
İmpeller bağlantı borularında motor basıldığında su yukarı çıkmıyorsa, yine bu bu arızayı imler. Anladığım kadarıyla tıkanıklık olduğu için boruda az da olsa diğer tarafa geçmesi gereken su geçmez, impeller çalışmasıyla devridaim olur ama boşluk vermez. Bu buharlaşmayı sağlar.
4) Diyelim yapmadık, yola devam ettik. Ne olur.
Bu halde
a) hiç bir şey olmaz.
b) Dirsek çatlar.
c) Çatlarsa tuzlu su, siboplara motora gider. O halde motor gider.
5) Maliyet nedir?
Volvo Penta MD 2030 için orjinal parça KDV dahil 385 avrodur. 9 Avro da conta fiyatı vardır. İşçilik, Deniz Akaltan indirimi ile 100 avrodur. Eğer parça hazırsa bir iş günü içinde iş bitebilir. Hazır açılmışken kuulır denen bir şey var. Kondensenin içinde. Onun da testi yaptırılmalıdır. Hava kaçırıyor mu kaçırmıyor mu diye.
6) Kromdan döktürüp maliyet düşürülebilir mi?
Evet mümkün. Maliyet 1/3'e kadar düşebilir. Ancak; babama göre, krom dökümle yanyana gelince elektroliz yapacaktır. Türkiye'de en sahici kromu bulmanız çok güçtür. Kromdan yapıldığında 2 sene içinde tekrar yaptırmak durumunda kalabilirsiniz. Orta vadede sorun yeniden çıkar der babam. Can abi bu fikirde değil.
7) Rakı, Mercimekli köfte, kek, bu dirsek işini çözer mi?
Çözmez. Seyir yarım kalır.
Ama yine de
a) Kızımla, Bozyazı açıklarında, gece 12'de yıldızları seyrederek şarkılar dinleyip, 3 saat durmadan sohbet etmenin keyfi tarifsizdir.
b) Mürettebatın mercimekli köfte ısrarı insanın bütün negatifini alacak kadar kıymetli olabilir.
c) Gecenin 1,30'undan sabahın 06,30'una kadar, aklımda kalanlar; Can abi, Hasan abi, iki Oğuz birden, Burak, Hüseyin abi... mükemmellerdi. Ahmet, Öcal, Ahmet'in akrabaları, Ertör abi... bir sürü kişi ,işte.
d) Ve en keyiflisi ;
Telefon çaldı;
Ersin Böke : Bülentçim, neler oldu.
Ben : Şunlar şunlar şunlar.
Böke (sahici ve en samimi sesiyle) :
Bülentçim, bizim yazlık var Alanya'da, çocuklar perişan olmasın, hemen gidip orada kalın.
Ben : Tayo-Mar mı lan bu, 3 oda bir salon, banyo mutfak, biz rahatız!
Böke : Pu hahahahahahaha
2 yılda bir dirsek temizlenmelidir.
Herkese minnet ve sevgilerimizi sunarız.
S/Y MASAL
Esay, Yersu, Dide, Bülent.
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.