Evet efendim.. sonunda bir ahşap tekne sahibi olarak kurtlar ile tanıştım. Bu kurt işi Tayo Mar 'ı aldığım günden beri bende bir fobi idi. Tüm karinayı milim milim incelemişliğim vardır , bir delik filan var mı diye.. evvelsi gün, alt yıkama yaparken, palanın üst tarafında yekeyi tutmak için yapılmış olan , palanın meşe "yanaklarının " alttan hafif mantarlaştığın farkettim. Nitekim jeti tutunca buralar hafif dağıldı. Alt yıkamayı yapan arkadaştan suyun şiddetini artırmasını istedim ve alt kısmı olduğu gibi söktük.
Görülen manzara inanılmazdı. Meşe masif ahşabın suya yakın tarafı "sünger bob " kıvamına gelmiş. Delikleri takip edince meşhur " kurt" ile tanışmış oldum. Öncelikle bu öyle elma kurdu gibi bir şey değil. Sübye gibi ahşap içinde sert bir kabuk oluşturuyor. Bir belgesel kıvamında , meşe yanakların içinde kurtların izini sürdüm. Bence esas sorun, kurdun ahşabı yemesi değil, yemek için saldığı sıvı , ahşabı mantarlaştırıyor . esas dert bu.
Benim için önemli olan , hayvanın nasıl davrandığı idi. Yani nereden girmiş,? nasıl girmiş,? hangi ahşabı yemiş,? ne yönde ilerlemiş gibi detaylar benim için çok önemliydi. Çünkü bu konuda hiç bir kaynak yok neredeyse. Bir de aynı ozmoz olayında olduğu gibi, fiberciler için ozmoz nasıl bir tabu ise, ahşap tekne sahipleri için de kurt öyle bir tabu.
Bu güne kadar teknesinde ozmoz olduğunu söyleyen fiberci duymadığım gibi, teknesinde kurt olduğunu söyleyen (bir iki istisna dışında ) görmedim.
Bu arada ben her karaya aldığımda her yapılan imalatı mutlaka resimlerim. 2014 yılında ilk karaya aldığımda palanın işlem yaparken resmini çekmiştim. Orada zaten başlamış. Ancak ben tecrübesizliğimden fark edememişim.
Eh, bizim öyle dertlerimiz yok. Üstelik bu durumu yaşamak beni rahatlattı. Kurtlar masif meşe içinde kendilerine ziyafet çekip, parti vermişler ancak, su kontrasına bulaşamamışlar, denemişler ancak mis gibi döner kıvamında meşe dururken palanın ana malzemesi olan su kontrasına pek bulaşamamışlar.
ancak bu su kontrası için de notumu verdim. Kurtların bu denemesi yüzünden kenarları açma yapmış. Yapraklanma oluşmuş. O bölgeyi de güzelce temizledim. Şİmdi bu alana da masif Amerikan meşesi alıştıracağım.
Kurtlar geri dönersek, bunlar kabuk bir koza içinde yavaş yavaş ilerliyorlar. Oldukları yer , dışarıdan hemen belli oluyor. bu bölgeler şerit şeklinde siyahlaşmışlar. Öyle yumuşamışlar ki keski ile rahatlıkla oyabiliyorsunuz. İlerledikçe büyüyorlar. Delik küçük başlıyor ancak , ilerledikçe büyüyor. Tik, sapelli, akaju gibi sert Afrika ağaçlarından ve su kontrasından nefret ettikleri kesin. ÜÇ yıl gibi bir süreçte 5 ila 7 cm kadar ahşaba zarar vermişler. Öyle hatır hutur bir yeme durumu söz konusu değil yani. Palanın bu bölgesi , tam da su kesiminin olduğu yer. Anlaşılan o ki, denizin temas ettiği bu yer, tam da yosunlanmanın başladığı bölge. Demek yosunların tutunmak için açtıkları noktalar, kurtların masif, emprenye edilmemiş ahşaba sızmaları için en doğru nokta.
ancak bildiğim kadarı ile yanlışım var ise Ahmet düzeltsin , kurdun en sevmediği ağaç kestane imiş. Kestanenin çok sert ancak hafif olması, içerisindeki kara su denilen zehirli sıvı kurtlaşmayı önlüyormuş.
Dün , Modoko daki büyük ahşap toptancısına gittim. Adamlar beni biliyor. Koca toptancıdan bir iki parça bir şey alıp , çıkıyorum hep. Bazen artık kalmış çok kaliteli ağaçlar oluyor. Bunları çok uygun bedellere almak mümkün oluyor.
ahşabın gözünü seveyim.. tamiratı ne de kolay.. Şimdi teknen fiber olsaydı kurt olmayacaktı, tamire de gerek olmayacaktı diyen dostları duyar gibiyim. Öyle değil işte. Hemen iki yanımdaki markalı teknenin palası ozmoz kare ozmoz iyi mi.. Hadi buyurun. Ben bu ahşap toptancısına girdiğimde darı ambarına gİrmiş tavuk gibi hissediyorum kendimi.
ahşap öyle mi ya.? Palanın sağlamlığını da artırmak için 30 cm genişliğinde , 2,5 cm kalınlığında ve 110 cm uzunluğunda iki parça fırınlanmış Amerikan meşe parçayı hazırladım. Önce sapelli yapacaktım ancak rengi üst tarafı tamamen meşe olan Tayo Mar ile uyumsuz olacaktı. Çıplak kalan, suyla temas eden bölgeyi de zehirli süreceğimden ve elbette deli gibi emprenye edeceğimden bir sıkıntı çıkmaz diye düşünüyorum.
Belki üzerine elyaf ve epoksi uygulaması da yaparım. Bakalım. İki gün içinde bitirmiş olmam gerek.
ancak bu zehirlinin önemini de daha iyi anladım şimdi. Zehirli bir ahşap tekne için sadece kabukluları önelemek ile kalmıyor. Kurt gibi zararlılar için çok önemli bir kalkan.