evet .. Çatlatmamak adına önemli.. sağolunuz efendim. Ancak bu çiviler çok küçük ve ince çiviler.. Üzerlerini zımparalayıp, bir de yağlayınca parladılar. Kaan da muhtemelen simetri hastası, taka taka vay çiviler eşit aralıkta olmamış diye tutturmuş.. Meslek hastalığı var bunda..
Normalde kararınca o çiviler gözükmeyecek zaten. dediğim gibi Bauhaus ta satılan halat şeklinde desenlenmiş çıtalar var. O çivilerin üzerine , (kenarlara ) o çıtadan çakmayı düşünüyorum. O zaman zaten çiviler gözükmeyecek. Ama kaan madem çivilere bu derece taktı.. Buyurun çivisiz imalat..
Gördüğünüz , halihazırda evimizde iki berjer koltuk arasında kullandığımız , ceviz ve ceviz kaplama bir radyoluk.
altı iki raf , küçük bir kütüphane. Bu radyoluk dedemindi. Üzerinde ampullü ikl çıkan radyolardan vardı. Bunun yanında masif ceviz, kolçaklı iki koltuk dururdu. (biri hala bende , diğeri teyzemin kızında ) Dedem, Kurtuluş savaşı gazisi , kaymakam ve sonrasında avukat , Cevdet İlhan Tuncer idi. Kucağında oturur, bu radyoluğun üstündeki radyoyu dinlerdik. Dedem " ajans " dinlerdi. sonra bana masal anlatırrdı.
Dün , bu küçük sehpayı, iyice zımparaladım. Üzerinde yılların koyulaşmış verniğini temizledim. Sonra ince zımpara ile iyice tesfiye ettim. Cevizin inanılmaz desenleri iyice belirdi ve üzerini bezir yağı ile yağladım. sanırım en az 70 yıllık bir radyoluk bu.
Aslında fotoğraflarının Ahmet'in kitaplık köşesinde paylaşacaktım. Bunun içinde sınırlı sayıda ancak önemli denizcilik eserlerini tutuyorum. Kitapları bu küçük kütüphane ile birlikte tanıtacaktım.
Ancak Kaan , çivi de çivi diye tutturunca, sadece yapıştırarak tamir ettiğim ve zımpara yapıp , yağladığım bu küçük ancak benim için çok kıymetli anılar ile dolu mobilyayı buradan paylaşayım dedim..