Özgür bu konudaki bilgi ve deneyimini biliyor ve paylaşımlarını takdir ediyorum. Bu konudaki paylaşımını bende okumuştum. Lpg ve karbon monoksit dedektörlerinin montaj şekilleri ve yerlerinden de bahsedersen sevinirim. Tekne içi yükseklikler v.s. gibi. Benim kısıtlı bilgim var klavuzları okuyarak öğrendiğim ama, derli toplu senden duymak daha iyi olur. Birde herkes için de bir başvuru noktası olur. Bu tür başlıklar dışarıdan araştıranlar tarafından çokca okunuyor. Deneyimlenmiş bilgiyi almaları çok doğru olur.
Eyvallah ama daha yukarıda yanlış bilgi vermişim, benden iyi kaynak olmaz!
Akü bozulduğu zaman, kaynama (kısa devre, aşırı şarj vb. nedeni ile fokurdayıp ısınması) gibi durumlarda oluşan ÇÜRÜK YUMURTA kokusuna sahip gaz oldukça zehirleyici olan HİDROJEN SÜLFÜR (H2S) gazıdır. Kükürtdioksit diyerek ilk aklıma geleni sallamışım! :|
Bu tehlikeli gaz havadan biraz ağır, dolayısı ile tekne içinde sintineye yayılacaktır.
İnsan için zehirleyici olan bu gaz belirli konsantrasyonlarda yanıcı ve patlayıcı da oluyor, ama akülerimizden kaynaklı bu kadar miktar tekne içinde oluşur mu bilmiyorum.
Akülerden kaynaklı diğer bir gaz ise şarj sırasında oluşan HİDROJEN 'in kendisidir.
Hidrojen'in kendisi oldukça yanıcı-parlayıcı tehlikeli bir gaz olmasına rağmen normal şartlarda akülerden çok fazla çıkmaz, ki çıkması da istenmez zaten, çünkü aküden dışarı çıkan her hidrojen akünün su kaybı demektir.. Evet, H2O'daki H 'dır kaybolan.. Bu nedenle kapak teknolojileri sayesinde dışarı çıkması engellenmeye çalışılır. Bakımsız akü diye bildiğimiz de bu su-hidrojen kaybını en az yaşayan akülerdir.. Akü için bakım denilen şey eksilen suyun geri konulmasıdır sadece.
Ancak aküleri çok hızlı şarj etmek istersek o zaman istenmeyen miktarda H aküden dışarı çıkar, ama Hidrojen bilinen en hafif element olduğu için kolayca tekne dışına çıkar gider.. Bu nedenle tehlikesi için değil ama akülerin su kaybetmemesi için Kurşun Asit aküleri en çok kapasitesinin 1/10 'una denk bir akım ile şarj etmek gerekir.
Tabi yine de aküler şarj olurken çakmak ile yaklaşmasak iyi olur!
Diğer teknedeki tehlikeli gazlardan biri de LPG 'dir. Yani Sıvılaştırılmış Petrol Gazı.
Normal şartlarda renksiz, kokusuz (satılırken tüplere koku eklenir) ve ZEHİRSİZ olan bu gazın derdi de kolay patlaması elbette!
Ne yazık ki havadan ağır olduğu için tekneden uzaklaşmaz, sintinede birikir ve likit halinden gaz hale geçtiğinde 1:250 gibi çılgın bir oranda genleştiği için basit küçük 2lt'lik tüp bile yarım m3 alanı doldurur ve ilk elektrik kıvılcımında BUM! diye patlayabilir. Patlama olmasa da ortamdaki oksijeni dışarı-uzağa ittiği için aynı zamanda BOĞUCU gaz olarak da kabul edilir.
Bu açıdan tüplerin tekne dışında, tekne içi ile hiçbir bağlantısı olmayan, havalandırmalı yerlerde bulunması ve kullanılmadığı zaman otomatik olarak kapanan selenoid vanalardan kullanılması (veya tüpü kapatma alışkanlığı edinilmesi) ve tekne içinde de sızıntı olasılığı yakın (kuzine) yerlerde ve ZEMİNE YAKIN POZİSYONDA alarm cihazı kullanılması en iyi fikir gibi görünüyor.
Genelde tamirat tadilat dışında sabit LPG hatlarında çok sorun olmuyor. Çoğu fabrikasyon teknede kıç havuzlukta bulunan tüpten esnek hortum ile çıkan gaz kuzineye kadar sabit bakır boru ile geliyor, fırının arkasında kısa bir esnek boru ile ocağa-fırına bağlanıyor. Eh teknelerdeki fırınların salıncaklı olduğu düşünürlürse sürekli hareket halindeki bir esnek lastik hortumun bir süre sonra eskiyeceği, çatlayacağı, bağlantı yerlerinden kaçırma ihtimali olacağı düşünmek mantıklı olur.
Dışarıdaki tüpten ilk çıkan esnek boru da eskiyecektir ama fırının arkasındakine göre çok daha az hareket ettiğini düşünebiliriz.
Çoğu orijinal hortumlarda ömür olarak süreleri yazar, onlara uymak, nasıl motor filtre kayış vb. değişimi yapıyorsak tüp hortumlarını da periyodik olarak değiştirmek doğru olur.
Ayrıca her tüp değişiminde köpük ile kaçak kontrolü yapılma alışkanlığı da çok faydalı bir alışkanlık.
Köpükle kontrol de hiç zor bişey değil, kolay ve hızlı. hem de bu fırsatla tüp dolabını da köpükle temizlemiş olursunuz, bir taş iki kuş!
vee gelelim en BELALISINA.. Karbonmonoksit. (CO)
Bir karbon ve bir oksijenden oluşuyor, renk, koku, tat hiçbirşeye sahip değil, bu yüzden SESSİZ KATİL olarak adlandırılıyor.
Problem ise şu;
Solunduğunda kolayca kana geçer ve oksijen taşımakla görevli HEMOGLOBİN 'e oksijenden daha hızlı bağlanır ve kanımızın dokulara, beyne vb. oksijen taşınmasını engeller. Bir ortamda CO varsa insan kanı oksijen taşıyamaz hale gelir ve bunun sonu genelde iyi olmaz.
Tüm fosil yakıtların iyi-tam yanmaması sonucu CO oluşur.
Teknemizde de benzin, mazot, lpg gibi fosil yakıtları yaygın olarak kullandığımız için bizler için risk büyüktür.
Bu tehlikeli gazın belki de tek iyi tarafı veya bizim şansımız HAVADAN HAFİF olmasıdır.
Yani kapalı mekanlarda tavana yakın yerlerde birikir (yaygın olan bir mekanda bu yüzden yerde sürünerek çıkmaya çalışırız.), açık havada uçar gider.
Bu nedenle alarm takılacak yer sızıntı olabilecek bölmeler için TAVANA YAKIN, YUKARIDA olması doğru olur.
Fark ettiyseniz tekne motoru, dıştan takma motor ve webasto gibi fosil yakıt yakan tüm aletlerin normal şartlarda egzosları dışarı gider, kötü yanma da olsa bu gazlardan etkilenmeyiz, ama LPG yaktığımız ocak tekne içinde, yaşam alanımızda ve EGZOSU YOK!
Bu durum bir tehlike yaratmıyor mu, eğer ocağımız düzgün yanıyor ve ortamda yeterli oksijen varsa sorun yok diyebiliriz.
Yine de her durumda LPG ile çalışan ocak fırın çalıştığında ortamın havalandırılması önemlidir.
Fosil yakıtlar doğru-tam şekilde yanınca KARBONDİOKSİT (CO2) ve SU BUHARI çıkar, ama eğer ortamda yeterli OKSİJEN YOKSA yanma sırasında tehlikeli Karbonmonoksit de oluşmaya başlar. Bu nedenle sağlık açısından kapalı mekanlarda fosil yakıt yakıldığında havalandırma önemlidir.
ve son olarak KARBONDİOKSİT (CO2)
Yangın söndürme konusunda veya kuru buz (dondurulmuş CO2) gibi eğlenceli işlerden tanıdığımız bu gaz hafif koku ve ekşi tada sahipken renksiz ve ZEHİRSİZ bir gazdır.
Tüm canlılar soluk alıp verirken CO2 çıkartır, bu nedenle bu gaza normal miktarlarda alışığız, bizim için pek sorun yaratmıyor.
Havadan ağır olup zeminde biriken bu gazın tek sorunu çok miktarda olursa BOĞUCU özellikte olması.
ve diğer meşhur kötü özelliği ise SERA GAZI (ısıyı hapseden ve yayan) olması tabi.
Tekneler için çok ciddi bir riski yok, iç mekanları havalandırma yeterli gibi.
ama LPG alarmı alırken CO2 özelliği de olan alınırsa güzel olur sanırım.