Belkide yazmamamın bir nedeni de hayatımda yaptığım en salak seyir olmasındandır diye düşünüyorum. Takıntı derecesinde teknenin motoruna bakan ben, en ufak seyirde motorun yağına suyuna bakan ben, bilmem kaç mil seyir yapacağım ve yola çıkarken motorun ne yağına ne de suyuna baktım.
Motor ustasının yeni bakım yapmış olması v.s. hiç biri mazeret olamaz. Tek mazeret basiretim bağlanmış işte ne diyeyim. BU arada bu 27 beygir Yanmar ne boktan bir motor Allahım. 14 beygirlik Tayo Mar 'daki Yanmar meğer nasıl da rahat bir motormuş.
Bunun impelleri arka tarafa bakıyor. Yağ çubuğu anasının nikahında. Mazot filitresini sökmek mümkün değil neredeyse. Offf ki ne of.
Motorda yağ kalmamış. Çünkü usta motor yağının çubuğun en dibinde olması gerektiğine inanan bir usta. Fazla yağ zararlıymış efendim. Be adam hiç yağ yok ya. Üstelik bir de Yanmar'ın orjinal yağını koydum dediydi. Hesap pusulasını çıkarıp bir baktım 5 litre yağ parası ödemişim. Motorda yağ yok! Hadi o yakmış , sızdırmış filan. Yahu kalan yağ nerede? Teknede gram yağ yok iyi mi. Salaksın işte Salak! İnsan yağ var mı diye nsıl olur da bakmaz? lan oğlum bu senin kaçıncı seyrin. Gerizekalı. Ah be usta değermi üç otuz paraya yani. Denizin ortasında yağsız bırakılır mı insan? Gel de Selahattin ustayı arama. O da yaşlandı artık. Aradıydım kaç defa ama açmadıydı. Meğer güneyde servisteymişte filan falan. Kaldık mı denizin ortasında.
Yahu adam gibi rüzgar da yok. Ana yelkeni açmayı da beceremedim. Cenova ile orsa yapa yapa Gelibolu'ya yaklaşmaya çalışıyorum. Açıkçası bu bölüm seyrin en kayifsiz bölümü idi. Bu kısmı daha önce de yazmıştım zaten. Valla hiç yazasım gelmiyor bir daha. Lakin Hulisi Reis ve arkadaşları gelip çekmeseydi halim haraptı açıkçası.
Her şerde vardır bir hayır. Böylece Piri Reis 'in Kitab'ı Bahriyye yi yazdığı Gelibolu'yu da görebildim hiç olmaz ise.