Direk konuya gireyim. Burak Doneray forumdan ayrılmış. Kimse de pek bir şey dememiş gördüğüm kadarı ile.
Ben size moderatörken Burak Doneray 'ı nasıl foruma aldığımızı anlatmak isterim önce. Uzun yıllar forumları takip eden bu dostumuz foruma katıldığında Ahmet Kabaali 'ye şöyle dediğimi hatırlıyorum.
O zamanlar yarışçı yelkencilerin bilgi ve becerilerini doğal olarak paylaşmak istemeyeceklerini düşünürdüm. Burak foruma katılınca bu konuda da içerik olarak çok değerli bilgilerin forumda yer alacağını düşünmüştüm.
" Aman Ahmet " demiştim. " bu adamı sakın kaçrmayalım ! "
Nitekim tahmin ettiğim gibi de oldu. Yazdıkları hiç bir forumda okuyabileceğiniz türden şeyler değildi. Davet ettiği bir yarış sayesinde de bir çok yelken yarışçısının bilgi ya da taktik saklamadığını , zaten bilmediğini görüp şaşırmıştım.
Burak o zaman da bana diğer yarışçıların yaptığı trim hatalarını nedenleri ile anlatmıştı. Leo ile yarıştığı tekne ile sürekli birinci geldiklerinden teknenin bir üst sınıfta yarışa sokulmasına karar verdiler. Orada da benzer sonuçlar alıyorlardı. Bazen özellikle ikinci filan olduklarını düşünürüm.
Bir yarışa giriyorunuz ve rakibiniz zaten birinci olacak tipler. Kaybedcekler adına çok sıkıcı bir yarış olmalı.
Burak forum yazılarında da sanki tekne de yelken yaptığında nasıl konuşuyorsa öyle yazdı. Şİmdi bu söyleyeceğim çok önemli;
Yazdıkları burada yazılanlara cevap niteliğinde değildi aslında. Tartıştığı tarafı ikna etmek için yazı yazmıyor.
Karşı tarafın da ikna olmaya niyeti yok zaten o ayrı. O, bu foruma daha hiç girmemiş konunun acemilerine yönelik yazılar yazdı.
Daha açık anlatmak gerekirse, tartıştığı kimselere aman sakın öyle yapma demek yerine daha sonra bu yazıları okuyacaklara, aman sakın siz böyle yapmayın tarzında yazılar yazdı.
Burak buradakleri " denizci " kimliği ile değerlendirdiğinden onların sosyal statüleri ile hiç ilgilenmez merak bile etmezdi. Teknesine davet ettiği kişi ile nasıl konuşuyorsa burada da yazıları öyleydi.
Bunu daha geçen sene yaşadığımız bir anı ile örneklendirirsem daha iyi olacak.
Gemiler adasında motor çalışmadı. Ne yapsam olmuyor. Burak 'tan yardım istedim. Dikkatinizi çekerim yardım isteyen benim. Adam bir şeyler söylüyor itiraz ediyorum. "Ersin lütfen dediğimi yap itiraz edip durma "
gibi bir şeyler söylediydi sertçe.
Böyle söyledi diye moderatöre şikayet etseydim Tayo Mar hala gemiler adasında olurdu. Biraz da işin moderatör tarafına gelelim. Kendi tecrübelerimi aktarayım. Birisine " sen git biraz yelken yap, gel bizle o deneyimlerini paylaş " gibi bir cümle açık aşağlama içerir.
Şöyle ki; Bir kere siz karşınızdakine ne yazıp ne yazmayacağını söyleyemezsiniz. Yani söylersiniz de bu şık olmaz. Dahası bu cümle karşınızdakinin sağlıklı düşünemediğini düşündürür ki bu da hoş değil.
Moderasyon bu tartışmaya katılması gerekmez. Sonuçta bir " kinaye " vardır. Açık hakaret yoktur. Bu da bu tür tartışmalarda işin tuzu biberidir.
Eh siz böyle yazınca karşınızdaki de hele Burak gibi ise lafı oturtuverir. 50 mil yelken yapmamış adam diye karşılık almanız son derece doğaldır. Bu tür polemiklerde bu yanıt tam bir ters köşe olur. Bakın neden?
"50 mil yelken yapmamış adam" statüsüne düşerseniz bu sefer bunun üzerinde bir yelken seyri yaptığınız ispat etmek zorunda kalırsınız çünkü.
Bu bir aşağılama içeriri mi? Bence içermez. Siz, "senin ruh sağlığın yerinde değil, git yelken yap sakinleş, sonra gel bu konularda değil de yelken ile ilgili konularda yazı yaz, bu konulara karışma " diye yazarsanız karşınızdaki de size bu konulara karışma yetisinin gerektirdiği tecrübeye sahip olup olmadığınızı sorar normal olarak.
MOderasyonun hiç karışmaması gereken sıradan bir polemik aslında. Yine eski bir moderatör gözüyle bakarsak, Aşağılama içeren ilk cümle aslında.
Tabi bu ne kadar deniz mili yaptın muhabbeti de ayrı bir anlam taşır. Bir ara Tümay, kurduğu guruba 1000 milden az seyir yapanları almıyordu. Hatırladığım Ahmet Kabaali de bu nendenle guruba alınmamıştı. Daha altı bezliyken 1000 milin üzerinde üstelik profesyonel olarak seyir yapmış adama bu soruyu sorunca hayli gülmüş ve Tümayın uzun süre ozon solumasından kaynaklı olduğunu düşünmüştük galiba.
Şu cümleyi özellikle yazdım. Tümay'ı tanıdığımdan ve bu espiriyi yüzüne karşı da yaptığımdan ve kızmayacağını bildiğimden böyle yazdım. Ancak kritik detay şu. Bu yazı forumda yazılıyor ve bizim samimiyetimizi bilmeyen kimseler de bu yazıyı okuyor. Bizim samimiyetimizi bilmeyen bir kimse de Tümay için böyle yazabilir. O zaman iş tatsızlaşır işte.
Nitekim burada da böyle olmuş ve kırgınlık yaşanmış. Burak forumdan ayrılmış. Yazık. Moderasyon keşke bu konuda daha etkili olabilseydi.
Bu tür formlarda bir diğer detay da eğer yazı yazıyorsanız karadaki sosyal statünüzü bırakmanız olmalı. BUnu tartışılan konunun tarafları için yazmıyorum yalnış anlaşılmasın.
Bir yerlede uzun süre üst düzeyde yöneticiyseniz hep duymak istediklerinzi duyarsınız. Çok az kimse fikirlerini cesaretle size söyler profesyonel hayatta. Ha böyle olunca burada da kimseye eyvallahı olmayan tiplere denk gelirseniz aldığınız yaıtlar sizi şaşırtabilir. BU iyi bir şeydir işte.
Makul çoğunluk konusuna gelince. Makul çoğunluğun gelişemeye katkısı , aykırı azınlıktan çok daha azdır. İşte bu nedenle aykırı kısımları tolore edilmeli ve korunmalıdır.