2017 yılıydı sanırım. Tuzla'da karadayız. Burada yazdıklarımıza bakıp birşey bildiğimi sanmış olacak ki birisi vır vır arıyor. Bodrum'dan bir tekne alacakmış. Beraber getirirmiyiz diye soruyor. sorduğu sorular ciddi sorular. Ben de bilenlere yönlendirdim.
Resimleri gördüğümde öyle denizden gelecek gibi de durmuyor. Ceasret edemedim. "Sen" dedim. "Kamyona koy gel bunu". Yine bir bayram günüydü. Kamyon Bayram yasaklarına takıldıydı. Arızalandı da . Sonra kamyon değiştirdi diye de hatırlıyorum geçmiş gün.
Ben böyle yıpranmış bir tekneye böyle bir aşkla bakan başka bir yelkenci görmedim daha. Bütün tanıdığı adamları sorduğu sorular ile bunalttı durdu bir süre. Ama resmen tekneyi küllerinden yeniden yarattı. Öyle ki içinde yaşar, ofis gibi kullanır oldu. Bir İstanbul ziyaretinde bir gece kalmışlığım da vardır.
Ancak Oğuzhan 'ın efsane hikayesi Tuzla 'da karaya aldığımız günlerden birinde yaşandı. Akşam üstü temizlenip, marinanın yanındaki alış veriş merkezinde yemek yiyip, birşeyler içeceğiz. Yeni tanıştığımız Oğuzhan'da geldi.
Masade 4 ya da 5 kişiyiz bilemedim şimdi. Konu nereden geldi ise çocuklara geldi. Masadakilerin kimisi üç evlilik kimisi iki evlilik yapmış. Oğuzhan dışında boşanmamış kimse yok.
Muhabbet eski eşlere, çocuklara filan girince, Oğuzhan gözleri kocaman kocaman açılmış hayretle dinliyor. Konuşmaya başlayınca diğer dul adamlar kahkahayı koyuvermiştik.
Oğuzhan herkesin kaç defa boşandığını tekrar sorup teyid ettikten sonra ;
-Abiler bu işin sonu bu mu yaaa??
-Ben karımı seviyorum. Boşanmak istemiyorum ama!
-Hem tekne sahibi olunup hem de evli kalınmıyor mu? Bu mümkün değil mi?
Kılavuzu karga olanın diye bir söz vardır malum. Oğuzhan 'da benim gibi Burgazlı oldu sonra. Dorko 'da Kalamış'tan kaptansız salınsa kendi kendine Burgaz adaya gidip tonoza bağlanabilir diye düşünüyorum.
Ne diyelim. Dorko gitti.. Yaşasın yeni Dorko!