Utku abi ben emekli olabilirsem denizle tuzlu suyla işim olmaz .Göl kenarında ufak bir yelkenli dingy ufak bir ev biraz toprak eker biçer offgrid yaşarım . Yıllarca marinalara tekneye harcadık üstüne denize yakın olalım diye çalıştık durduk hiç işim olmaz .Fiyatlar uçtu gitti 3 emekli maaşın olsa gene sıkıntı.Hayat göreceğiz ne getirecek .
Burak'cığım benim tekneyi alma aşamasında rahmetli sahibine param çıkışmadığı için 2 yıllığına ortaklık teklif etmiştim. Olabilir zaten Almanya'da bu tip fazla paralı işleri ortak yapanlar var demişti. Ama bizim melmekette ortaklık nedense millete çok ters geliyor. Bu nedenle de yurdumuzda tarımda kooperatifçilik bir türlü gelişmedi.İşin politik boyutu ayrı tabii.
Martı marinada karşımdaki İngiliz çarter şirketinin teknelerinin sahipleri vardı. Karşı pontondaki Alman şirketi de aynı idi. Biz ise çok zengin olduğumuz için bu işlere uzak abilerin son model kocaman tekneleri koca sene belli bir süre dışında yatardı.
Buradaki çoğu ge ko kökenli arkadaşlar tanıyacaklar Mehmet Sütçü biraderim Seferihisar'da teknesini satılığa çıkardığında ''abi bu iş bizim gibi emekli maaşına bakanların işi değil, sen de sat bir an evvel zararın neresinden dönülürse kar ''demişti.
Gelelim günümüze sattık kurtulduk gibi görünse de tüm gün önündeki her havaya kapalı denize kötü yola düşen yaşlı kızını koyamamak adama koyuyor. Hele çocuklarının Uzunkuyu'da arkasına bağ yaptıkları evin yanındaki 10 dönüm boş tarlanın 2 milyona satılmasını duyunca hepten koyuyor. Ertesi hafta gittiğinde ise o tarlanın yanındaki 5 dönümün de yine 2 milyona satıldığını duyunca ister istemez tekne almak yerine o paralar ile oralarda tüm tarlaları neye kapatmadım diye ister istemez kafayı karartıyorsun.
Anlayacağın o göl nerede ise bir an evvel dingi falan ne yapacaksan yap ve kalmış ise arazini de al.