Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Bir Şeyler Yazmak İstedim

  • *
  • İleti: 1060
Bir Şeyler Yazmak İstedim
OP: 25 Ocak 2021, 23:18:36
"45 Knot Hız isteği bende evrildiği yönü hiç beğenmiyorum yarış yelkenciliğinin. Herkes her yaşta yelken sporu  yapabilmeli bu sporun özünde bu var." Burak Döneray.

Kendi açtığı konunun altında Burak'ın yazdıklarının bu kısmıyla ilgili düşüncelerimi ifade etmek istedim. Ancak sonuç böyle olmadı. Beliren düşüncelerimi belli bir yazı planına bağlı olmaksızın, gökyüzünde bir orada bir şurada çakıp kaybolan şimşekler gibi yazdım. Bu nedenle size sıkıcı gelebilir. Bunu baştan haber vermek isterim.

Spor ne demek, yarış yelkenciliği nedir gibi kelimelerin açıklamalarına girmeye çalışmaktansa üzerinde yelken sayılabilecek bir veya bir kaç paçavra bulunan, su üstünde kuru durmamı sağlayan herhangi bir nesnenin üstünde seyreden biri olarak yarış yelkenciliğinin halinden son derece memnunum. Çünkü yirmi yıl daha hayatta kalırsam, ikinci yaşamımda (70 yaş üstü) bu gelişmelerin beni sürekli denizde seyirde tutabilecek seviyede olacağını düşünüyorum. Hatta bundan eminim.

Yirmi yıl sonra ne mi olacak? Yirmi yıl sonra sözlüklerde capsize diye bir kelime olmayacak. Yani sensörler, yazılımlar v.b. o derece gelişecek ki rüzgar sağanağı önceden hesaplanıp bununla ilgili ayarlamalar kendiliğinden yapılacak, otuz metrelik dalgaların üstünde solo seyir yapılabilecek. Yeter ki bulunduğunuz yerden (a noktası) b noktasını, yani varmak istediğiniz yeri bilgisayara girin.

Yani tekne bizi idare edecek. Öyle ki yüzde yüz fiziksel engelli bile olsak teknemiz hastane yatağında bakım gören birinden çok daha konforlu olacak  Yemeğimiz kendiliğinden pişip bize yedirilecek. Bu liste uzayıp gider. Bize kalacak olansa saf seyir keyfini hissetmek.

Bu sıkıcı mı görünüyor? Çünkü hiç bir meydan okuma (Challenge) kalmamış oluyor. Bu kısım yani sıkıcı olma konusu kişinin duruma, yaşama ne şekilde baktığıyla ilgili.

Ebabil'le seyir halindeyken tüm gün boyunca kürek çektiğim zamanlar oldu. Bir arpa boyu yol kat ederken geçen zaman ,en keyif olanlarındandı. Çünkü o zaman çevrede olan güzellikleri doyasıya özümseyip bedenimin tüm hücrelerine yayılmasını sağlayabiliyordum. Kat edilen her bir karış yol, bende bir anı bırakıyordu.

Yetmişli yaşlarımda  Güney Okyanusunda seyir halindeyken kim bilir ne kadar çok keyif alırım. Veya bir kasırganın içindeyken...

Güney Okyanusu, Vendée Globe... Bir insan niye oraya gider? Hadi bir kere gittin. Tekrar tekrar... Yarışı bitirme olasılığın yarı yarıya. Birinci bitirmekse ayrı bir husus. Bunları benden okumak tuhaf gelebilir. Ancak bazı şeyleri açıklayabilmek olanaksız olabiliyor. En azından şu an için böyle bir becerim yok. Bu, birçoğunun durumumla ilgili bana söylediği gibi bir kaçış, bir meydan okuma değil. Daha önce hiç yemediğimiz bir yemeği yedikten sonra bunun lezzetli olduğunu söyleyip şekerini, ekşisini, acısını ifade edemeden açıklamaya çalışmak kadar zor. Ancak açıklamanın bir kısmı Cousteau'nun şu cümlesinde yerini buluyor : "Orada ne olduğunu bilseydim gitmezdim."

Tekrar tekrar Güney Okyanusuna gitmek... Aslında tekrar tekrar değil. Yine, yeni, yeniden. Çünkü her bir seferde denizin, havanın hatta kendimizin bile durumu değişik. Bu sebeplerle denizde seyir benim için hiç bir zaman sıkıcı olmayacak. Her an manzara değişiyor.

Belki de aldığım keyif Ebabil'in kara yaşantısıyla ilgili çok az şey barındırnasından ileri geliyor. Seyir esnasında su dışında bir şey içemezsin, ertesi gün seyir yapacaksan demirdeyken abartılı yiyip içemezsin. Sıkıysa ye, sıkıysa iç!


Vendée Globe'daki durum nasıl, bir bakma zamanı geldi.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 25 Ocak 2021, 23:24:34 Gönderen: Enes Save »
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 1465
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Bir Şeyler Yazmak İstedim
#1: 25 Ocak 2021, 23:39:25
İnsanın bu sürekli yeni, yeniden, daha farklı yerleri gezme-görme duygusunu sağlıklı bulmuyorum.
Bence bu bir tüketim alışkanlığı ve hatta hastalığı.

Daha oturduğu mahallenin her sokağını görmemiş, kendi denizlerini arşınlamamış, memleketin dağlarını bayırlarını gezmemiş birinin "heyecanı" uzaklarda araması tüketim ihtiyacından kaynaklı sanırım.

Mesele merak, yeni şeyler görmek vb. ise 100m çaplı çevrende bile bir ömre sığmayacak bir hayat var, bunu görmemek kör bir açlık.
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1060
Ynt: Bir Şeyler Yazmak İstedim
#2: 25 Ocak 2021, 23:48:56
İnsanın bu sürekli yeni, yeniden, daha farklı yerleri gezme-görme duygusunu sağlıklı bulmuyorum.
Bence bu bir tüketim alışkanlığı ve hatta hastalığı.

Daha oturduğu mahallenin her sokağını görmemiş, kendi denizlerini arşınlamamış, memleketin dağlarını bayırlarını gezmemiş birinin "heyecanı" uzaklarda araması tüketim ihtiyacından kaynaklı sanırım.

Mesele merak, yeni şeyler görmek vb. ise 100m çaplı çevrende bile bir ömre sığmayacak bir hayat var, bunu görmemek kör bir açlık.

Yanıt vermem gerekiyor mu bilemedim. Çünkü bana yönelik mi yoksa umuma yönelik mi yazdın anlamadım Özgür kaptanım.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 1465
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Bir Şeyler Yazmak İstedim
#3: 26 Ocak 2021, 00:14:31
Sana özel bişey değil yav.
Yazdıklarını okuyunca bende oluşan hissi döktüm yazıya, o kadar..
  • IP logged
><(((º>

B

Burak Doneray

Ynt: Bir Şeyler Yazmak İstedim
#4: 26 Ocak 2021, 00:14:45
Enes kaptanım  bende yazayım ne demek istediğimi güzel yazını bölmek istemiyorum ama sen duygularınla yazıyorsun bende yazmak istedim. Yelken sporu basitçe anlatılırsa savunma ve beğenmeyeceksiniz belki ama saldırı sporudur Satranç oynamak gibidir .Taktiksel bilginin yanında geometri sporudur  Fiziksel güçten çok zeka gerektirir. Tekneler evrildikçe biz normal kısıtlı imkanlara sahip  insanlar için sponsorsuz yapılabilmesi imkansızlaşır ve amatör ruhunu kaybeder ekonomik nedenlerden.Artık devreye sadece para teknoloji ve sadece bu işi yapan kişilere özgü bir mesleğe dönüşür. Şu an ulaşılan tüm teknolojiler malzemeler yelken yarışçılığı sebebiyle gelişmiştir.

Deplasman teknelerinin yok olmamasını dilerim umarım oraya kadar evrilmez .Yelken yarışçılarının denizde olmaktan rüzgarı denizi yüzünde hissetmekten hoşlanmadığını yarışıp hemen marinalara dönerler gibi saçma benzetmelere umarım inanmıyorsunuzdur. Çok basit bir gerçek vardır ya yelkencisindir yada değilsindir .Denizde olmak zaten en güzel şeylerden biri Yelkenci olup olmamanız size bir üstünlük yada dezavantaj sağlamaz .Tutkudur denizde olmak doğa ile uyumlu olmak savaşmamak boyun eğmeyi bilmektir. Bu benim düşüncem sizinki farklıdır bilemem .

Tekneleri rüzgar gücü ile yüksek hızlara çıkartmaya çalışmak ve bu istek arttıkça güvenlik her zaman sorun olacaktır yada tekneler çok pahalı ulaşılamaz yada kısa ömürlü olacaktır .

 Bu işin gidişatı zaten yelkenden çıkıp kanat kullanan suda giden uçaklara doğru evrilecek sanki biz görmeyiz herhalde hala klasik tutkusu olan insanlar yaşıyor gelecek nesiller ne yapar bilemem .Optimist kadar güzel bir şey varmı çocuklar için yok bence Kova derler bu tekneye  50 Feet teknelerin yanından güle oynaya geçersin bu ilkel tekneyle .Çocuk kalabilmek mümkün olsaymış keşke hayatta kimseye bir şey anlatmaya çalışmadan güle oynaya farkında olmadan tasasız dertsiz yaşamak.
  • IP logged

 
Yukarı git