Sevgili dostlarım sizlerin fikirleriniz benim için çok önemli, hepinize ayrı ayrı teşekkürler.
Eyüp biraderimin uyarısı dikkate alındı ve satılıktaki 2 tekne favorilere kondu.
Seyyar salması olmaması dezavantaj gibi ama kışın alargada denenebilir.
Çeto kaptanın Girit pansiyonu günlerinden çok yakından tanığım bir tekne gerçekten taş gibi.
Ahmet kaptanımızın önerisi rotanın yelkenlileri dayanılmaz fiyatsal problemine rağmen zaten izlemede idi.
Matay biraderim, haza beyefendi deyişi kesin sizin göbek adınız.
Dün Cü Cü yü telefon ile aradım ve akıl sordum.
Tekne Bodrum'da ya, kendileri de Bodrum tekne eşrafının sayılan sevilen ve dahi denizcilik camiasının da çok yakından tanıdığı blogerlarindan (yazılışını bir türlü beceremediğim) bir dostumuz diye düşündüm.
Doğru da düşünmüşüm. Hani derler ya dost acı söyler diye, tam öyle oldu. Ama ne acı, öyle böyle değil. Meksika'nın hani o alev alev yakan meşhur acıları halt etsin.
Resmen biraz kabaca olacak ama ağzıma etti. Aslında kibardır ama korona ona da fazlaca koymuş,anladım.Telefon mikrofonu açıktı ve hanım yerlere yattı gülmekten. Kibarca sen nasıl istersen diyen hanım hanımcık bağyan gitti ve ruhuna Cücünovirüs girmiş bir bağyan geldi. Bak ben de demiştim diye eli belinde başladı gürlemeye.
Şaka bir yana aslında bir saat süresince anlattıkları çok doğru idi ama Matay ile biraz zaman geçirmesi iyi olacak diye düşünüyorum.
Tekne sahibi benden 3 yaş büyük bir abimiz ve aynı ben. Sahibi ben olsam herhalde 1 veya 2 sene sonra aynı mecralarda yelken açacağımı anladım.
Sadece kendimi çok genç hissettim bir süre.
Bu arada Burak biraderim sağ olsun 2 gün gece gündüz demedi, dedesinin uçuk hevesi içinin incelemeler yaptı arkadaşlarını aradı ve kibarca kararı bana bıraktı.
Görünen fiyat uygundu ama Şarkıda da dediği gibi ''sen kendine kendin gibi taze bir bahar seç''diyerek gençlik hayallerimize hoşça kal dedik.