Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu
Kafesoğlu da ülkemizin yetiştirdiği büyük isimlerden. Ne yazık ki kendisini 1984 yılında kaybettik. Biraz hakkında bilgi verelim: 1914 doğumlu. Babasının şehit olması sebebiyle dedesi tarafından büyütülüyor. Ankara Dil Tarih Coğrafya mezunu. Doktora için Budapeşte’ye gidiyor fakat 2. Dünya savaşı zamanları olduğundan verimli bir eğitim göremeden, Rusların şehri işgali sonrası kaçarak ülkemize geri dönüyor. Sene 1945. Çeşitli üniversitelerde önemli görevler alıyor. Akademik başarıları yanında sosyal hayatta, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli devlet kurumlarında da çok aktif görevler alan Kafesoğlu’nun, Selçuklu tarihi ve İslamiyet öncesi Türk kültür tarihi üzerine de önemli çalışmaları var.
İbrahim Kafesoğlu bir makalesinde Çaka ismi konusunda hafiften Akdes Kurat hocaya muhalif bir tavır sergilemiş. Önce demiş ki:
“Çaka telaffuzu, konu hakkında ilk geniş bilgi veren, ana kaynak durumundaki, Alexiad'da adın Τζαχάς (Çakhas = Çakas) şeklinde yazılmış olmasına dayanmaktadır. Buradaki malumatı dikkatlice küçük kitabına aktaran merhum Prof. A.N. Kurat'ın bunu “Çaka” kabul ederek eserini de “Çaka Bey” diye adlandırması, özellikle memleketimizde Çaka şeklinin yaygınlaşmasına yol açmıştır denebilir.”
İşler karışacak birazdan, siper alın. Kafesoğlu hocamız ne olursa olsun diyor, şüphelerim dağılmadı diyor. Teorisi de şöyle:
“ Çünkü, 11. yüzyıl Türkçesinde böyle bir adın kullanıldığına dair herhangi bir belge olmadığı gibi, o zamana kadarki yazılı Türk vesikalarında da, hatta Türkçe çak- fiil kökünden -a eki ile meydana gelen bir kelime bulunmuyor. Türkçede fiilden yapılmış şahıs adları fiil kökü + an şeklinde türetilmektedir. Mesela hem de İzmir beyi ile çağdaş olup, tarihi eserlerde zikredilen bazı mühim şahısların adları +a ile değil, hep +an iledir: Sultan Melikşah devrinin ünlü kumandanı Bozan, 1. Haçlı seferinde Antakya'nın müdafii Yağı-siyan, Danişmendli bey'i Yağı-basan ... gibi. Bunlara göre lzmir bey'inin Çakan. diye anılmış olması lazım gelmektedir.”
Evet, bir yerlere geldik. Kafesoğlu hocamız duruma ilk yaklaşımını ortaya koydu. Birazdan müthiş şekilde detaya da girecek. Bize de kahvelerimizi koyup iki müthiş akademisyenin bilimsel tartışmasını izlemek düşüyor.
Yaşayıp gidiyoruz.