Fırtına Yelkenleri
Aslında bu bölümde önce bir açıklama yapmam gerekiyor. Bizim denizcilik terimlerimizin bir kısmı Türkçe değil. Lingua Franca’dan kalma ya da başka dillerden devşirme. Dolayısıyla bazı terimlerin karşılığı tam anlamıyla yok. Çünkü Lingua Franca bir dil değil, bir anlaşma yolu. Eski zamanlarda Akdeniz içinde seyir yapan gemilerde çok çeşitli ülkelerden tayfalar çalışırmış. Hatta Osmanlı donanmasında 3-4 ayrı dil konuşulurmuş (Barbaros Hayrettin Paşa’nın günlüklerinden alıntıdır) Gemi içerisinde ki görevlerinde aralarında anlaşmanın en iyi yolu olarak ortak bir terminoloji geliştirmişler. Bu terminolojinin adı Lingua Franca.. Tabi teknoloji geliştikçe terimler Lingua Franca’da yer bulmamış.. Bunun yerine uluslar kendi terimlerini oluşturarak devam etmişler. Biz diğer dillerden devşirerek devam etmişiz.
Bu durumda ben ‘’ÖZET’’ çeviriye devam ederken StaySail ve Trysail kelimelerini n tam karşılıklarını şöyle çevireceğim:
Açık deniz seyrinde mutlaka normalin dışında rüzgarlar için (burada yabancı forumlarda denizciler 30knot aşağısında hiç kullanmadıklarını beyan etmişler) küçük ve güçlü bir yelkene ihtiyacınız olacaktır. Baş ıstralyaya ya da baş ıstralyadan geride direğe doğru donatacağınız ikinci bir ıstralyaya basacağınız fırtına floğu ( ki bu da Türkçe değil) ‘’stay sail’’ (ben baş fırtına yelkeni diyeceğim) ve ana yelken konumuna bumbadan serbest kalmış şekilde basacağınız fırtına yelkeni ‘’ try sail’’ ( ben ana fırtına yelkeni diyeceğim). Kitap her ikisini de yelken dolabınızda bulundurmanızı tavsiye ediyor. Deniz, Rüzgar şartlarına ve gittiğiniz rotaya bağlı olarak kullanacağınız olasılıkların mevcut olduğunu belirtiyor. Bu bölümde özellikle dalgalardan daha yavaş ilerleyen daha küçük yelkenliler için bazı tavsiyeler olacak.
Stay Sail, İkinci baş ıstralyaya basacağınız fırtına yelkeni: (Fırtına Floğu)
Baş ıstralyaya basılan fırtına yelkenin olmaması öncelikle hatadır. Çünkü fırtına yelkeni boyutuna getireceğiniz camadanlı bir Cenova yelkeni torbalanacak ve daha fazla rüzgar tutacaktır. Istralyanın da, fırtına yelkeninin asıl olması gereken konumundan yukarısında olacağı için yalpayı arttıracak ve anormal rüzgar ve deniz şartlarında yırtılıp, hasara yol açacaktır. Her ne kadar kıçtan alınan rüzgarlarda yelken formu o kadar önemli olmasa da ve iyi sarılmış Cenova yelkeni işe yarasa da.. Hatta gereğinden fazla büyüklükte bir fırtına yelkeni güvenli seyir için fazla bir hız yapmanıza yol açacaktır. Yarışlarda ki kurallar daha farklı olduğu için yarış sınıflandırma kurumları ORC gibi (IRC değil.. o ayrı) keyif için seyir yapan teknelere önerilenden daha büyük alanlarda fırtına yelkenlerine izin vermektedir. Bu nedenle yarış yelkenlileri ‘’spit fire jib’’ adında daha küçük fırtına yelkenleri de almaktadırlar.. Çünkü onlar için 35-60 knot aralığında geniş bir yelpazade oluşan hava şartları için tek yelken taşımak akıllıca olmayacaktır.
Dilek: Başka kaynakta yaklaşık ölçüler aşağıdadır…
27' boat 30 sq ft
28' to 35' boat 60 sq ft
36' to 43' boat 100 sq ft
44' to 52' boat 150 sq ft
Fırtına ve sert hava şartlarında genel olarak görüş az olduğundan bu yelkenler iyi görülebilir ‘’portakal, sarı, pembe’’ renklerde üretilirler. (Şahsen ben portakalı tercih ettim)
Ama renkten çok daha önemli kısım kumaşın ağırlığı ve üretildiği materyaldir. Açık deniz yarışçıları bu yelkenin üretileceği kumaşın ipliğinin Spectra ve ya Dynema olması gereğini ön görmüşlerdir.
Dilek: Burada araya gireyim..bizlere yapılan dakron.. Spectra ve Dynema aslında endüstriyel iplik isimleri. (Tekstil sektöründe çalıştığım için biliyorum) İsterseniz ve paranız var ise bu ipliklerden tshirt üretebilirsiniz.. Ama fiyatlarından dolayı teknik alanlarda kullanımı daha uygun oluyor.
Fırtına yelkenini basacağınız baş ıstralyanın, ana ıstralyadan direğe doğru geride olması önerilen. İsteyen elbette baş ıstrayaya da basabilir. Ancak basılı olan Cenova yelkenini çıkarıp yerine fırtına yelkenini donatmak pek çok şartta zorlayıcı hatta tehlikelidir. O nedenle geride bir ıstralyada torbasında hazır tutmak en akıllıca yol. Tabi bu yelken torbasının yelkeni en hızlı şekilde açmak için gerekli donanımda olması gerekir.
Olasılıklardan biri de fırtına yelkenini sıkı sarılmış Cenova yelkeninin üzerine basmaktır. Ancak bu önünde sonunda sürtünmeyle yıpranmaya yol açacaktır. O nenden en iyi yol direğe yakın bir ikinci baş ıstralyaya basmaktır.
Tıpkı cutter arma yelkenliler gibi. Dikkat edilmesi gereken hususlar; birincisi fırtına yelkeni baş güvertede torbasında en hazır şekliyle durmalı ama asla sizin orada ki hareketinize engel olmamalıdır. İkincisi, fırtına yelkeni onu basacağınız tüm ekipmanı ile birlikte torbasında hazır olmalı ve kolay toka edilir olmalıdır.
Bu arada pupa seyrinde baş ıstralyada basılmış ikiz yelken; ana yelken olmadan; eğer rüzgar oturmuş ise gayet konforlu bir seyir sağlayabilir..
Try Sail; Ana yelken konumuna bumbaya bağlı olmaksızın basacağınız fırtına yelkeni:
Bu yelken direğe basılır ancak bumbadan bağımsızdır. Bu yelken güçlü bir kumaştan, ön fırtına yelkeni ile aynı ağırlıkta ancak daha yumuşak dokunumda olmalıdır. Özellikle üç köşesi ek yamalarla güçlendirilmiş olmadır. Ana yelkende kullanılan plastik arabalar bu yelkende kullanılmamalıdır. Fitil sistemi tavsiye edilir. Mutlaka doğru ölçülerde olmalıdır.
1998 Sydney-Hobart yarışında gelen bir yorum; o koşullarda çok büyük bir ana fırtına yelkeni alanının o koşullara uygun olmadığı yönünde oldu.
( yani neymiş.. bir boy büyük alalım seneye de giyelim olmaz..)
Bu arada her iki fırtına yelkenini de normal bir havada denemeyi unutmayın. Nasıl basacağınızı, nasıl kullanacağınızı mutlaka tatbik edin.
Bu yelkenin kesimi ‘’leech-cut’’ dedikleri güngörmez yakasına paralel dikişler yapılarak da olabilir, ‘’cross-cut’’ dedikleri güngörmez yakasına düşey eğimli dikişler yapılarak da olabilir. Kitap güngörmez yakasına paralel olan dikişli kesimi öneriyor ki en büyük gücün bindiği kenar olarak, bu kenara bu dikiş tarzı ile dayanıklılık kazandıracağımızı öngörüyor. Eğer orsa yakısını arabalı şekilde yapacaksanız en azından ilk ve son arabaların alüminyum ve ya paslanmaz çelikten olası gerekmektedir. Kalanlar plastik olabilir. Aynı baş fırtına yelkeninde olduğu gibi yarışçılar metrekare-hava-deniz şartları üçgenini dengeli sağlamak için iki ayrı metrekarede ana fırtına yelkeni taşıyorlar. Bu yelkenin basılış şekli çok önemli. Öncelikle tek yerine iki uskuta halatı kullanırsanız daha iyi kontrol edersiniz.
Elbette ki halatın doğrultusu ve güverte de konumlandıracağınız makaranın yerinin en uygun konumda olması yelkenin kesimine göre karar verilecek ögelerdir. Elbette ki güvertede makara konumlandırıp, yelkenin uskuta ucunu bumbanın sonuna da çekebilirsiniz ancak bu durum; yelkenin direkten, uskuta köşesine kadar güngörmez yakasıyla oluşturduğu üçgen alanın düz olmasına ve hali hazırda ana yelken (klasik ana yelken olduğunu varsayıyoruz) ve 50 litre kadar suyu taşıyan bumbaya ekstra yük getirecektir. Elbette bumbayı direk tepesinden ya da güçlü bir palanga ile desteklemek gerekir. Fırtına şartlarında istenmeyen kavança bumba da felaket sayılacak sonuçlarla karşılaşmanıza yol açabilir. Ama iki uskuta ile bumbaya bağlamadan oluşturacağınız düzenek de böyle bir olasılık yoktur. Az sayıda vinci olan yelkenlilerde yukarıda bahsettiğimiz makaralı düzenekler ile bu uskutaları kullanabileceğiniz vince doğru yönlendirebilirsiniz.
Küçük yelkenliler ana yelken mandarı ile bu yelkeni basabilirler. Ancak önlem olarak mutlaka bir güvenlik halatı basmalarında fayda vardır. Mandar kilitinin kopması durumunda sorun yaşanmaması için bu gerekli bir önlemdir. Yelken basıldıktan sonra bumbanın sabitlenmesi gerekir. Bu güverte, ya da serpinti önleyen körüğün görevini gören sert malzemeden yapılmış kapaklar olabilir. En ideali eski yelkenlilerde olan bumba yerleştirdiğiniz, serpinti önleyen bölümün hemen üzerine konumlanan ahşap, yarım ay biçimli bumba taşıyıcılardır. Büyük yelkenlilerde ise ana yelkenden mandar kilitini çıkarmak için bumbaya tırmanmak zorunda kalabilirsiniz. Bu ise sizin için tehlike oluşturur. Bunun yerine yedek bir mandar döşemiş olmak ve bunu direkte daha ulaşılabilir bir pozisyonda tutmak en güvenlisidir.
Dilek: Size bir video yüklüyorum. Bu video İngilizce ama ana fırtına yelkeninin nasıl basıldığını gayet güzel anlatıyor. En azından yaptıklarından benim yazdıklarım ile anlamanız daha mümkün. Bu videoda 6 kişi 25 dakikada bastıklarını belirtiyorlar. Tek balınıza bu çok zor olacaktır. O nedenle ben hiç risk almayıp havanın yükseleceği hakkında en ufak şüphemde basmayı uygun buluyorum. En kötü yanıldınız ve tekrar ana yelkeni bastınız olur.. Bu yelkenlerin basılmasını defalarca kendi teknenizde ekibiniz (aileniz) ve tek başınıza denemenizi öneriyorlar. Yine videoda ki öneri; aslında bir başka seçenek de yelkeninize 4. Camadanı yapmak. 3. Camadan hala ciddi alana sahip olduğu için 4. Camadan ana fırtına yelkenini basmaktansa, bir camadan daha vurmayı ve ana yelkeni, fırtına yelkeni alanına getirmeyi çok daha kolay bir seçenek olarak sunuluyor. Video 40 knot rüzgarda çekilmiş..
Bu yelkenin, teknelerin armasına göre pek çok basılma şekli vardır. En kolayı direğe ikinci bir ray döşemektir. Her ikisi de tecrübeli tek el denizci olan ve fırtına yelkenlerini kullanan denizciler Willy Ker ve Michael Thoyts ana fırtına yelkenlerini direkteki ikinci raydan kullandılar. Hemen direk dibinde basılmaya hazır bir şekilde yelkenleri istiflenmişti.
Dilek: Ben eski teknemde 3 camadan kullanıyordum. Ancak 3. Camadanım nerdeyse birkaç metrekarelik bir yelken alanı bırakıyordu. Sanıyorum bu sefer 4. Camadanı tercih edeceğim. Bu konuda yelken yapımcılarının da fikrini almak istiyorum.
Ana fırtına yelkeni teknede basılması en kolay yelken OLMASI GEREKİRken ne yazık ki en zorudur. İkinci bir ray yok ise basılması zor bir göreve dönüşür.
Bazı tekneler en iyi heave-to (orsa alabanda eğlenmek) ( faça yelken) yelkenleri tersleyerek tekneyi durdurmak eğlendirmek; fırtına yelkenleri ile yaparlar. Bunu deneyerek bulmanız en iyisidir.
En başarılı fırtına yelkeni kullanan kişi; ikinci tek el Dünya turu sırasında Cape Horn geçerken 1 hafta esecek olan 11 kuvvet hava ile karşılaşan David Cowper’dır. David 200.000 nm’lik tecrübesinde sadece iki kez fırtına yelkeni kullanmıştır. Willy Ker de iki kez kullandığını söylemiştir.
Dilek: Bu bölümün yazarı Richard Cilifford ise kendisinin pek çok kez; konfor hızdan daha önemli olduğu için çok daha yumuşak şartlarda kullandığını belirtiyor.
(Çeviri Devam edecektir)